8. Bölüm

8. Bölüm

Kübra KARAKUŞ
ruyageceleri

Ne olmuştu ? Nasıl olmuştu? Hiç bir fikrim yoktu tek bildiğim ve de gördüğüm . Ela' nın arka koltukta yayılmış uyuyuşu ve horlama sesiydi. Ben ve Alparslan ise ön koltukta adeta konuşmama yemini etmişcesine sadece yolu izliyor arada şarkıya eşlik ediyorduk.

Konuşalım diye tutturan kendisiydi ama şimdi ağzını bıçak açmıyordu!

Şuan konuşmamak işime geliyordu aslında oraya vardığımda onca düğün hazırlığı içinde bir de bunun tiribini çekemezdim.

Yolu çoktan yarılamıştık zaten , annem arada mesaj atıp nasıl olduğumuzu yokluyor hem de düğün hazırlığı için yapılacakları atıyordu. Liste baya uzundu. Evde yatıya gelen misafirler için yemek hazırlanacaktı bu yüzden önce dolabı kontrol edip alış veriş yapmamız gerekli. Tüm odaların temizlenmesi ve çarşafların değiştirilmesi gerekiyordu . Camlar, dolaplar , yemek, bahçe hazırlığı ve belediyeden masa ve sandalye gelecekti. Muhtar işlerini Alparslan yapardı.

Gelecek misafirler için yemek ve tatlı işini ben hallederdim , Ela pek sevmezdi mutfak işlerini. İş bölümünü kafamda yapıp tekrar yola odaklandım.

Alparslan " Ne düşünüyorsun bu kadar ?" dedi. Merakla.

" Annem düğün için hazırlık listesini atmış kafamda sıraya koyuyordum. Sana çok iş düşüyor , haberin olsun." dedim.

Alparslan " Hallederiz " dedi ve sustu. Bu konuşmadan sonra yol boyunca bir daha konuşmadık. Eve geldiğimizde akşam olmuştu ve hepimiz yorgunduk bir kişi hariç Ela .

O yol boyu uyuduğu için enerjisi yerindeydi. Arabadan eşyaları indirip eve girdik. Yengemler bu sabah çıktıkları için ev temiz kokuyordu. Misafir odalarını gözden geçirip Ela ve Alparslan'ı odalarına yerleştirdim.

" Aç mısınız , yemek yemek ister misiniz?" diye sordum . Ela " ben çok aç değilim , siz yiyin" dedi ve merdivenlerden çıkıp odasına gitti. Basamakların başında olan Alparslan da bakışıyorduk . " ben biraz açım " dedi . " gel " dedim ve mutfağa geçtim o da arkamdan beni takip etti.

O masaya geçerken ben de dolaptan sarma ve yoğurdu çıkardım. Ona bir servis açıp masayı hazırladım. Alparslan " teşekkür ederim , sen yemeyecek misin?" diye sordu .

Midemden rahatsız olduğumu ve belirli saatlerde yemek yiyebildiğimi bilmediği için bu soruyu garipsememiştim ama tüm bunlara kendi sebep olup sebep olduğu şeyleri bilmemesini garipsedim. " Sadece belirli saatler yemek yiyebiliyorum , şuan yiyemem" dedim . Alparslan bir an öylece yüzüme baktı , gözlerinin içerisindeki soru işaretlerini görebiliyordum . Çok fazla soru vardı aklında , cevapları bende olan . Ama asla bilemeyeceği cevaplar.

Alparslan kafasındaki sorular ile yemeğini yerken ben dolabı kontrol ettim. Misafirlere dolma yapsak nasıl olurdu? Yanına ayran falan , iyi olurdu aslında ?

Biber , kabak, patlıcan , patates, domates, ayran için biraz daha süte ihtiyacımız vardı . Tatlı olarak baklava da yapabilirdim ama irmik tatlısı daha cazip geliyordu. Aslında ikisinden de birer tepsi yapsam, garanti olurdu. Çoluk çocuk için küçük kap kek yapardık olur biterdi.

Kahvaltı için malzemeler vardı fakat bir kaç reçel , sucuk , salam, yumurta tarzı şeyler alınsa iyi olurdu. Temizliğe sabahtan başlardık ,önce üst katlardan başlarız. Annemler iki gece sonra gelecekler biz de işleri o zamana halletmiş olurduk . Tabi onlar gelmeden kimler gelirdi orası ayrı. Düğüne bir hafta vardı bazı davetiyeler dağıtılmamıştı ve onlar da bize kalmıştı. Daha doğrusu Alparslan'a kalmıştı.

Elimdeki su ile tezgaha yaslanmış bunları düşünüyordum. Alparslan" benimle aynı masaya oturmayacak kadar mı nefret ediyorsun benden?" deyince bir an kendime geldim.

Olayın onluk bir kısmı yoktu şuan aslında ama şu sıralar fazla alıngandı sanırım. " şuan tek düşündüğüm misafirler ve temizlik. Sen ikinci plandasın hatta üç falan. " dedim . Alparslan " konuşmamızın zamanı gelmedi mi ?" diye sordu. Bi an düşündüm , şu an buna hazır mıydım? Zaten benim olmayan , canımı yakmış ve yıllarca üzerine susulmuş bir konuyu tekrar açmak istiyor muyum? Sanırım hayır ." Sanırım hayır " dedim ve çoktan bitirdiği tabakları önünden alıp yıkamaya başladım. Alparslan bardak ve geri kalanları getirdi ve yanımda öylece dikildi .

Bulaşıkları yerleştirip ona döndüm " neden " diye sordu . Ne demek neden? " Uzun bir süre beni ne kadar sevmeyişine ve ne kadar nefret ettiğine alışıp sonrasında yokluğunu kabullenip üstüne içimde kalmış onlarca soru ve konuşmanın bir gecede sana dökülmek için beynimin bir kenarında senin için hazır ol da beklediğini düşünmen ne kadar da , küstahça . Neden biraz olsun bencil olmayı ve kendi isteklerini bir kenara bırakıp seni istemediğimi kabullenmeye çalışmıyorsun , belki o zaman sana biraz olsun katlanabilirim? " dedim . Bir an içimden çıkan buz gibi sese ve bu cümlelere ben de şaşırmıştım .

Alparslan şaşkınca durmuş cümlelerimi sindirmeye çalışıyordu. Beklemediği bir tepkiydi. Yıllarca arkasından ağlamış onu köpek gibi sevmiş olan bu kızın ona ilk adımında kollarına atılacağını sanıp böylesi bir duvarla karşılaşınca bocalamıştı. YAZIK.

Yıllarca içim acımıştı ve şuan onun buradaki varlığına bile tahammülüm yoktu , onu affetmek benim sonum olurdu.

Alparslan hızla mutfaktan çıkıp gitti. Nereye gittiğine dair bir fikrim yoktu ama buraları iyi bildiği için onu rahat bıraktım. Peşinden gidecek halim yoktu ya , prenses .

Odama çıkıp hızlı bir duş aldım. Burası eski bir yapıydı ama amcamlar ve babamlar iyi paralar döküp burayı ayakta tutmayı başardılar . şuan içi de dışı da muhteşem gözüküyordu , mahzenin kazıklı voyvodanın evi imajı çizmesi dışında hiç bir sorun yoktu tabii.

Hazırlanıp yatağa girdim, Alparslan bir yerde haklıydı . Konuşmamız gerekiyordu ve burası konuşmamız için en uygun yerdi bir daha belki bu kadar yalnız kalamayacaktık .

Yarın bu konuşmayı yapmamız gerekiyordu ama onunda her kapıyı çaldığında o kapının açılmayacağını yada içeri buyur edilmeyeceğini bilmeli .

Ondan vazgeçtiğimi , onu artık sevmediğimi bilmeli .

" Onu artık sevmiyor muyuz?" Sevmiyoruz!

" Peki ya bu içimizdeki hisler , onlar ne?" onlar geçmişin izleri , küçük birer anı , eski acı bir tecrübe ...

" Hiç mi sevmicez" HİÇ!

 

 

 

 

 

Bölüm : 05.07.2025 16:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...