@ruyamg
|
Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara! Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor. Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜 Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️ Ne kadar yorum olursa, o kadar motive oluyorum. 😍 Arya ~ Bacaklarımın arasında bir el hissettim. Sonra vajinam ellenmeye başladı. Yavaş yavaş daireler çizerek, klitorisimi okşuyordu. Boynumdaki dudaklar ise çok profesyoneldi. Saçlarımı kokluyor, kulak mememi emiyor ve boynuma öpücükler konduruyordu. Bir anda iki parmak vajinamdan içeri girince, gözlerimi açıp Kalender'e baktım. "Kalender?" boynumdan ayrılıp yüzüme baktı. Dudaklarıma masum bir buse bırakıp uzaklaştı. "Günaydın, Arya'm." dedi. Bende elimi beline atıp, yeniden kendime çekip öptüm. Dudaklarımızı ayırınca, "Günaydın, Sevgilim." dedim. Kalender mest olmuş bir bakışla burnunu yanağıma sürttü. Kulağıma "Sevgilin miyim gerçekten?" diye sordu. Bende kafa salladım. "Aşkım, hayatım, bebeğim ve Kalenderimsin aynı zamanda." dedim. "Erkeğin?" diye sordu. "Cıkss onu bilemiyorum. Daha çok az birlikte olduk." dedim dalga geçerek. Bana ceza olarak vajinamda ritim tutup, gelgit yaptığı elini dışarıya çıkardı. "Peki, o zaman." dedi trip atarak. "Yaaa Kalender." dedim nazlı bir ses ile, ona daha çok sokularak. Bacaklarımı beline sarıp, vajinamı ona sürtündüm. "Erkeğin değilsem, kudursan da olmaz." dedi kararlı bir sesle. "Öyle mi diyorsun?" dedim boynuna yaklaşarak. "İstediğin kadar morart. Ben zaten sana aitim, birilerinin görmesi beni sadece mutlu ediyor. Benim sana ait olduğumu deli gibi haykırmak istiyorum. Eeee artık haykırırım." dedi. "Çok fenasın, ama ben almayayım." dedim. Emmek yerine dilimle minik darbeler atmaya başladım. Ufak öpücükler, onun yaptığı gibi kulak memesini emmeye başladığımda, kasılarak ereksiyonu daha da büyüdü. Ellerimle sırtını dairesel hareketlerle okşarken, bir anda göbek deliğini elleyince ürperdi. "Göbek deliğimi bile mi? Her boşluğumu sikmeye çalışıyorsun Arya. Ama bu bana feci bir haz veriyor." dedi. "Ağzını sikmek istiyorum ama, görüyorsun ya benim penisim yok. Eee mecburen sen yalayıp emmelisin." dedim. "Kestaneyi de çizdirdim, senden çok korkuyorum." dedi gülerek. "Sen çizmiştin, neden bende çizmeyeyim?" dedim sırıtarak. "Gece uyurken, ırzına geçebilirim. Dikkatli ol, bebeğim." dedim Kalender'e kendimi daha da bastırırken. Kalender ise aşırı iddialı bir ifade ile bana baktı. Ne konuda bana meydan okuyor? "Dün geceliğini ben giydirdim. Önce seni güzelce soyundurdum. Boynunu göğüslerini emdim. Sonra karnına öpücükler kondurdum, bebeğimizle sohbet ettim. Ardından bacak arana yakın, her yeri emdim." dedi. Bir yandan da geceliğimin üstünden, elini gezdiriyordu. "Tabii anlayacağın üzere, hiç uslu değildim, sonra da geceliğini giydirdim. Seni sarıp sarmaladım, kokunla mest oldum. Ve sen hiç uyanmadın bile. Kendini bana, tamamen teslim etmiştin. Bu da yanımda, güvende hissettiğini gösteriyor. " diyerek devam etti. Söylediklerini algılamayı bitirdiğimde, gözlerim fal taşı gibi oldu. Kafamı kaldırıp, geceliği yukarıya sıyırdım. Bacaklarım mosmordu. "Boynumda mı?" dedim masum masum. "Her yerin. Bana ait olan her yeri işaretledim." dedi boynuma öpücük kondurarak. "Şimdi morlukların geçene kadar buradayız demektir. Uslu bir kız olursan, yenilerini yapmam." dedi arzulu bir ses ile, beni tehdit ederek. Bu olay çok canımı sıkmıştı, ama önce ben yaptığım için suçlu olan bendim. "Çok fenasın ama, neden yaptın? Hâlâ Insgram yayınlarına devam ediyorum. Böyle nasıl yayın yapacağım?" "Rövanşını yaptık kadınım. Hem soran olursa Kalender Kandemir yaptı, kendisi benim erkeğim." dersin. "Sen öyle mi dedin sanki?" deyince kafasını olumlu salladı. "Nee? Gerçekten mi?" dediğimde "Hem de garip garip bakan herkese söyledim. Ebru'nun eli ayağı titriyordu, sana nasıl hürmet ettiğini fark etmedin mi? Sen o odada, zaten benim kadınım olarak bulunuyordun. Sadece henüz bunu bilmiyordun, o kadar." dedi basit bir şey anlatırmış gibi. Ebru'nun Kalender'in ofisinde beklerken, yemek sorduğunu hatırladım. O zamanda tuhaf gelmişti. "Çevrendeki herkes beni biliyor yani?" dedim. "Annem dışında herkes, o da sana takıntılı pis bir sapık olduğumu düşünüyor. Helin'le de o yüzden tartışmıştık." dedi. Toplantı zamanında ikisini gördüğümde, benim hakkımda mı hararetli konuşuyorlardı? "Beni istemiyorlar mı?" diye sordum. "Seni çok istiyorlar, ben istediğim için, mutlu olmam için. Ama evliydin, Arya. Evli olduğunu biliyorlardı, ve benim sana saplantılı aşkım, çok uzun bir maziye dayanıyor. Seni beyaz gelinlikle gördüğümde, bir miktar niyeti bozmuş olabilirim. Annem ve yancısı Helin, bunu anlayınca beni odaya kilitledi. Bir kadına rızası dışında, böyle bir şey yapamazmışım. Bana güzel bir ders verdiler. Sonra sen mutluydun. Bende uzaktan izlemeye devam ettim." dedi. Beni kaçırmak mı istemiş? "Gerçekten yanlış kişiden bizi korumasını istemişim desene, saplantılı hayranım." dedim kahkaha atarak. "Peki evlenmeden önce, bolca vaktin vardı. Neden tanışmak için hamle yapmadın?" diye sordum. "Hayır, yaptım. Hem de defalarca. Bir keresinde toplantı adı altında bile seninle buluşup, yüz yüze tanışmaya çalıştım. Ama sen acil işin olduğunu söyleyip iptal ettin. Aynı şekilde, aynı ortamda bulunduğumuz her an, fırsat kolladım. Buğra ile sürekli bir aksiyona atıldığınız için, onunla sevgilisin zannetmiştim. Sonra babamın işlerini yoluna koyduğumda, evlilik haberini öğrendim işte." dedi. Buğra ve Zayid ile birlikte bulunduğumuz ekipten haberi var mıydı? Ablam kaza yapmasaydı, muhtemelen biz tanışacak ve birbirimizden hoşlanacaktık. Beni etkilemek için her şeyi yapacak gibi gözüküyor. Kesin o ilgiye düşerdim. Kahraman'la ise hiç evlenmemiş olurdum. "Keşke tanışmış olsaydık. Belki birkaç saat sonra beni arasaydılar. Şu an seninle evli olabilirdim, bu boktan olayları yaşamıyor olurduk. Bizim bebeğimizi içimde taşırdım." dedim pişmanlıkla. "O zaten bizim, sana ait olan her şey aynı zamanda benim Arya. Ve benim olan her şeyde senin." dedi göğsüme öpücük kondurarak. "Çok konuştuğumuz için sevişmelerimiz hiç verimli geçmiyor." dedim hayıflanarak. "Ne sevişmesi, bu uyandırma servisiydi. Hadi gidip kahvaltı hazırlayalım." dedi. "Kahvaltıdan sonra gidecek misin?" diye sordum gitme der gibi. "Hayır, seninle burada kalacağım. Balayındayız gibi düşün." dedi ciddiyetle. "Yatağıma kahvaltı gelmemiş, bu nasıl balayı? Cık cık ilk günden ofsayt." dedim üstümden onu iterken. "Arya." dedi ben yatakta doğrulurken. "Biz aslında.." derken alttan giren sancı ile inledim. "Ne? Neyin var?" dedi panikle. "Dün, silah sesini duyunca sana bir şey oldu zannettim. O zamandan beri ağrım var biraz." dedim. "Hastaneye gidelim mi? Doktor demişti, böyle şeyler olursa gelin diye." dedi. "Kahvaltımızı edelim, bakarız." dedim. Kalkıp tuvalete gidip, sonra da üstümü değiştirdim. Boynumu fena yapmıştı, mosmordu. Bende kapatıcılığı yüksek bir fondöten ile olabildiğince kapattım. Aşağı kata indim. "Kıyafetlerin?" dedim onu süzerek. "Gece bizimkilere mesaj attım, sabah kapıya bırakmışlardı." dedi. "Vaaay be, zenginlik böyle bir şey demek ki. Lükse bak arkadaş." dedim dalga geçerek. "Arda, işini iyi yapıyor belli ki. Hiç farkında bile değilsin." dedi gülerek. "Nee? Üstüme bir sürü mal mülk geçirttin, haberim mi yok?" kahkaha atıp dalga geçtim. Masanın üstüne kahvaltılıkları çıkartırken, Kalender'de domates soyuyordu. Telefonu çıkartıp Yale'yi aradım. "Yale'cim, benim." dedim gülümseyerek. "Ayy Arya Hanım, iyi misiniz? Utku anlattı, vallahi öldük burada." dedi endişeli ses tonuyla. "İyiyim, merak etme. Ihmm.. Yale benim ev işini halledebildin mi?" diye sorunca, arkamda Kalender'in bir şeyler doğrama sesi kesildi. Beni mi dinliyor? "Prova günü size tam söyleyecektim, söyleyemedim. Arda Bey dedi ki, gerek yok bir sürü evi var, gitsin birinde kalsın." dedi açıklama yaparak. "Bir sürü evim mi var? Nee?" dedim arkamı dönerek. Kalender ile göz göze geldiğimde, gözlerini benden ayırıp, biberleri doğramaya devam etti. "Anladım, yakında döneceğim. Döndüğümüzde konuşuruz." dedim vedalaşıp kapattık. Daha az önce dalga geçmiştim. "Haberim yokmuş demek ki. Bunun açıklaması tam olarak nedir?" dedim hesap sorarak. Karnımı işaret ederek "Söyledim ya, senin her şeyin bana ait, benimde sana." dedi. Hafiften kızmaya başlıyordum. "Kalender, bu beni ne duruma düşürür? Böyle bir şeyi neden yaptın?" dediğimde elini yıkayıp, yanıma geldi. "Arya, sen benimsin. Birkaç mal mülk yüzünden seninle kavga etmeyeceğim. Ayrıca madem konu açıldı. Buradan geçen kaldığımız eve geçeceğiz. Bundan sonra birlikte kalmak istiyorum." dedi. "Birkaç mal mülk? Bana sorman gerekiyordu. Neden seninle aynı evde yaşayacakmışım?" dedim haklı olarak. "Bugün bile ağrın vardı, ya ciddi bir şey olsaydı? Burada zaten daha fazla kalamazsın. Ayrıca yayınlara başlamayacak mısın? Ben her şeyi ayarladım. Çalışma odan, eskisinin tıpkısı gibi oldu. He değiştirmek istediğin ne olursa, evin istediğin bölümünde değiştirebilirsin. Tek istediğim benimle kalman. Artık ayrılmak istemiyorum. Her gece kokunla uyumak, sıcaklığını hissetmek istiyorum. Her uyandığımda rüya olmadığını, benimle olduğunu bilmeliyim." dedi. "Bu çok bencilce, bana fikrimi sormadın." dedim. "Hayır, sordum. Anlaşma bile yaptım." dedi. Yataktaki konuşmalarımız anlaşma değildi. Sadece birbirimize sadakat yeminlerimizdi. "Sadece deneyelim hı? Eğer istemezsen, benimle kalmak istemezsen yani.. söz ne istersen yapabilirsin." dedi. Evliyken, evin hanımı gibi davranıp, onunla mı kalacaktım? İş için anlaşmalı bir evlilik miydi? Karısının böyle açıkça bir şeye izin vermesi, normal mi? Kalbim sıkıştı, metres olan sensin. O neden düşünsün ki? Daha şimdiden sus payı veriyor sana. Okkalı bir kavgaya hazırlanıyordum ki, telefonu çaldı. "Efendim, Helin?" dedi bıkkın bir sesle, kardeşine. "Şirkette değilim, yengenle birlikteyim." dedi. Telefondan bir sevinç çığlığı gelince, kulağından biraz telefonu uzaklaştırdı. "Döndüğümüzde müsait bir zamanda haber veririm. Tabii ki, gelip tanışabilirsin." dedi gülerek. "Annem mi istiyor? Tamam ver, konuşayım." dedi, sonrada telefonu omzuyla kulağı arasına sıkıştırdı. Yanımdan uzaklaşıp, menemeni yapmaya devam etti. "Soğansız yapıyorum, sevdiğin gibi?" dedi. Bende kafa sallayarak onayladım. Mahremiyet sağlamak için, mutfak kapısından dışarıya, havuzun oraya çıkarken annesiyle konuşmaya yeni başlamıştı. En son kızgınlıkla, "Hayır, tabii ki öyle bir şey yapmadım." diyordu. Hava sanki dün fırtınalı değilmiş gibi, günlük güneşlikti. Belki havuza girebilirdik. Gerçi havuzun üstü hep yaprak olmuştu. O sırada Nazlı'nın sesini duydum. "Günaydın Arya Hanım." dedi. Sağımda bahçe kapısından giren Nazlı ve eşi Ahmet'i gördüm. "Günaydın, hoş geldiniz." dedim. Ahmet Bey elindeki poşetleri mutfağa doğru götürdü. Nazlı ise "Ahmet, şimdi havuzu temizler. Bende müsaadenizle, evi temizleyeyim." dedi. "Evi temizlemene gerek yok, ben hallederim. Kahvaltı yapacaktık. Sizde eşlik etmek ister misiniz?" diye sordum. "Yok, biz ettik zaten." dedi. "İyi, çay içersiniz." dedim Nazlıyla birlikte mutfağa geçtik. "Hoş geldiniz." dedi Nazlı'ya nazikçe Kalender. "Hoş bulduk. Bizde sizi görmeyi çok istiyorduk. Babanızla uzun zamandır tanışıyoruz, sizi de merak etmiştik." dedi. Kalender anlamayan gözlerle bana baktı. Aha şimdi pot kıracaktı. Yanına gidip solundan sarıldım. "Kocacığım, babanın buradaki işlerine bakan amcanın kızı Nazlı. Ve kocası Ahmet. Daha önce bahsetmiştim ya hani. Babanın son zamanlarında bir çift bakıyormuş diye." dedim anlaması için. Ama Kalender, cümlenin başında hayattan kopmuş gibiydi. Bana aşkla, hayranlıkla ve arzuyla bakıyordu. Bakışmamızdan Ahmet Bey rahatsız olmuş olacak ki. Yalancı bir öksürük sesi geldi. Kalender Ahmet'e dönüp, "Ahmet kusura bakmayın. Arya, bana ne zaman kocacığım dese, daha fazla demeye devam edebilsin diye tüm malımı, mülkümü feda edebilecek hale geliyorum." dedi samimi bir ses tonuyla. Yaparmış gibiydi. Ona kocam demem için, her şeyi yaparmış gibiydi, ama sonuçta kocam değildi. "Ahahaha hep bu kadar şakacıdır." dedim ve sofraya buyur ettim. Çayları doldurup, ekstra tabak ve çatal alıp, bende Kalender ile birlikte masaya oturdum. "Menemeni siz mi yaptınız?" diye sordu Nazlı çekinerek. "Evet, bakın bakalım el lezzetim nasılmış?" deyip tabağıma menemen koydu. Nazlı şaşırarak bize baktı. İlk defa mı kahvaltı hazırlayan erkek görüyorsun Nazlı? Belki de ilk defa görüyordur? Sonra havadan sudan konuşarak kahvaltımızı bitirdik. Kalender ve Ahmet futbol konuşuyordu. Kalender'de normal bir insan gibi gözüküyordu. O dergilerde ki, televizyonda gösterilen hayatının yanı sıra normal bir erkekti. O sırada bende bulaşığı akıttım, Nazlı makineye doldurdu. Çift tatiline çıkmış gibiydik. Normal bir çift gibi olmamız, içimi ısıttı. Ardından ben Türk Kahvelerini yaparken kapı çaldı. Nazlı ben bakarım diyerek kapıyı açmaya gitti. Geldiğinde yanında Batu vardı. "Abi istediğin gibi Doktor Hanım'ı getirdik." dedi. Bende anlamaz şekilde Batu'ya baktım. "Ne doktoru?" dedim. "Abim, bebek için 'doktor bul getir, yengenin ağrısı var' deyince, en iyi doktoru kaptım, getirdim yenge." dedi. Normal mi demiştim? Kalender ve normallik? "Bizde gidebilirdik, şimdi doktor burada ne yapacak? Ultrasonu falan olmadan?" dedim, ne alaka şu an doktor der gibi. "Aaa yenge vallahi kırılıyorum. Ultrasonda aldım, merak etme." dedi. "Nee? Ultrason mu aldın?" dedim garip garip bakarak. Kalender ile Batu'da önce bana, sonra birbirlerine garip garip baktılar. Kalender sanki Batu'ya, yanlış bir şey mi yaptık der gibiydi. Kalender bana dönüp, "Almamamız mı lazımdı? Bebeğimi her istediğimde göremeyecek miyim yani?" dedi. Bu seferde Nazlı, tuhaf tuhaf Kalender'e bakmaya başladı. Resmen tuhaflık beşgeninde kalmıştık. Herkes birbirine bakmayı sürdürürken, bir anda gülmeye başladık. Gülme sesimizi Emin bozdu. "Ultrasonu yukarıya kurduruyorum. Doktor Hanım'da, şimdi çıkıyor abi." dedi. Nazlı Ahmet'e "Bak ben sana demiştim." dedi. Ahmet'te bize açıklama yaparak, "Sizi ilk gördüğünde Nazlı hamile olduğunuzu söylemişti. Bende göbeğiniz olmadığı için yanılıyor olduğunu söyledim de." dedi. Nazlı'da "Yüzünden ve vücudundan hemen anladım. Kadınlar hamile kalınca değişiyorlar. Bir de kayınpederinden bahsettiğimde hemen duygulanmıştı." dedi. Ahmet bize dönerek, "O zaman artık ben havuzu temizleyeyim. Sonra da Nazlıyla gideriz." dedi. Bizde onaylayıp, yukarıya çıktık. "Yine bana sormadan iş yaptın yani?" dedim imalı ses tonumla. "O kadar yol gidip gelmek seni de yorabilirdi. Hem daha acil bir şey olup olmadığını bilmiyoruz." dedi. Haklıydı ama bu bana danışmamasının nedeni olamazdı. "Bir dahakine bana da sor." dedim. 🎮 Doktor Hanım muayeneyi tamamlamıştı. "Şu an bir sorun gözükmüyor, ama geçmiş öykünüz göz önüne alındığında dikkat etmenizde fayda var. Vitaminleri de eksiksiz kullanın." dedi. Kalender istediği için 3 kez, bebeğin kalp atışlarını dinlemiştik. "Nasıl bu kadar minicik bebeğin, bu kadar güçlü kalp atışları oluyor, hayret." dedi. Doktor Hanım'da "Fetal kalp atışları, yetişkin bireylerden yüksek olur. Ortalama 120 ila 160 arasında seyrederiz. 85'in altı ve 200'ün üstü bir sorun olabileceğini düşündürür." dedi. "Bu şekilde yolculuk edebilir mi? Yakında oyun fuarına da katılacak, yoğun iki gün geçirecek. " dedi. "Uykunuzu almaya dikkat edin. Uzun zaman ayakta kalmayın, gün içinde de iki saate bir az da olsa su için. Su ve ilaçlar önemli. Topuklu ayakkabıyı birkaç saatten fazla giymeyin. Mümkünse hiç giymeyin. Ağrınız olursa hemen dinlemenizi istiyorum." dedi. Kalender kafa sallayarak onayladı. Doktor toplanmaya başladığında, "Oğlunuz maşallah çok hareketli, ölçümde zorlandım." dedi. Oğlumuz? Kalender ile göz göze geldim. Kalender dünyanın en güzel şeyini duymuş gibi, "Oğlumuz." dedi gülümseyerek. Hayatımda böyle güzel bir gülüş görmedim. Hep gülse de izlesem, tablosunu yaptırıp asmak istiyorum. "Teşekkür ederiz Doktor Hanım." dedi yolcu ederek. Belki baby shower falan yapacaktık biz, neden öyle dan diye söyledin ki Doktor Hanım? Ben yerimden toparlanıp karnımı temizlerken, heyecandan yerinde duramıyormuş gibi gözüküyordu. "Bekir." diye bağırdı. Aşağıdan yukarıya koştura koştura biri geldi. Bekir abinin burada olduğunu bile fark etmemiştim. "Emret, abi?" dedi. "Bekir oğlum oluyormuş, hemen hazırlıklara başla." dedi. Ben anlamayarak ikisine baktım. Ne hazırlığı? "Hemen abi." dedi. Oturduğum yerden ayaklarımı yere uzatmıştım, o da gelip diz çöküp önümde durdu. Kıyafetle belli olmasa da, çıplakken belirginleşmiş karnımı okşadı. "Sağlıklı bir şekilde gel oğlum, annen ve baban senin için her şeyi yapacak." dedi. Daha şimdiden kendi oğlu gibi mi görüyordu? Bu durum beni mutlu etse de, aynı zamanda kaygılandırmıştı. Sonuçta ona benzemeyecekti. Şimdi istese bile, yarın öbür gün bunları sorun edebilirdi. Erkeklerin, benim kanımı taşıyacak iç güdüsünü biliyorum. Biz kadınlar herkese anaç olabilirken, erkekler öyle değildi. Endişelerimle, güzel bakan gözlerini ve gülümsemesini soldurmak istemedim. Ama o gözüme bakınca görmüş gibiydi. "Merak etme. Onu çok seveceğim. Eğer başka bir bebeğimiz daha olursa, asla ikisini birbirinden ayırmayacağım. Bana güven, Arya. Sen ve oğlumuz, benim yuvam, ailemsiniz." dedi ve karnımı öptü. Aşağıya indiğimizde Mert, Batu, Emin, Zevahir ve ismini bilmediğim biri vardı, hepsi bizi tebrik etti. "Bilmiyorlar mı?" dedim Kalender'e yaklaşarak. "Herkes, bilmesi gerektiği kadarını biliyor." dedi. Yani bebeğin gerçekten Kalender'den olduğunu zannediyorlardı. Onların gözünde, kocasını başka bir adamla aldatıp, ardından metres olan bir kadındım. Ki bu da doğru değil miydi? Kalender ile ilk sevişmemizde evliydim. Ve o kadınla bir ilişkisi olmasa da, o kadın soyadını taşıdığı sürece metrestim. O zaman "Bu akşam mangal yapıyoruz, gençler!" dedim. İsmini bilmediğim koruma, "Bizde mi yenge?" dedi. Batu'da "Eee tabii oğlum, erkek yeğenimiz oluyor, kutlamayalım mı?" dedi. Sonra Kalender'e dönüp "Abi ben hemen kasaba gidip etleri hallediyorum. İncik, kanat, köfte başka istediğiniz bir şey var mı?" dedi. "Eee içecek bir şeylerde al bari, madem kutlama yapıyoruz." dedi Kalender. Emin hızlıca, "Emin misin abi?" dedi. "Emin sensin. Hadi lafımı ikiletmeyin, bugün sinirlenmek istemiyorum." dedi bıkkınca. "Ve havuza gireceğiz, kalanlarınız evin içinde takılın da bize biraz mahremiyet sağlayın, lütfen" dedim gülerek. Bekir abi, "Emrin olur, yengem." dedi. "Hadi dağılıyoruz, bitirim ikili siz gidin etleri alın. Biz de içeride bekleyelim." dedi. "Zevahir rica etsem, Nazlı ve Ahmet'i evlerine bırakabilir misin?" dedim. Zevahir şaşırdı, "Ne oldu?" dedim. "Yenge adımı hatırlıyorsun." dedi heyecanla. Bende kafa sallayınca, "Emrin olur yengem, hemen bırakıp geliyorum." dedi. "Teşekkür ederim." dedim nezaketle. Şimdiye kadar ne rica ettiysem, sanki Kalender söylemiş gibi, anında yerine getirmişlerdi. Kalender'e baktığımda, bana hayran hayran bakıyordu. "Bana yüzmeyi öğretecektin hani?" dedim. "Biliyorum dedin?" dedi. "Hayır, ayağım yere değmediğinde panik oluyorum." dedim gözlerimi kırpıştırarak. "Burası boyunu geçiyor mu?" diye sordu şaşırarak. Bir havuza baktı birde beni boydan süzdü. "Bacaklarım belinde olunca.. değmez muhtemelen." dedim nazlanarak. "Öyle diyorsun?" dedi imayla. "Hıhı giyinip geliyorum." dedim göz kırparak. Gidecekken kolumdan tutup göğsüne yapıştırdı. "Sen beni cayır cayır yakmak istiyorsun, yani?" dedi dudaklarıma bakarak. Arzulu şekilde, "Cıkss birlikte yanalım, diyorum." dedim. Dudağına minik bir öpücük kondurup, yukarı kata çıktım. Merdivenlerden çıkarken yüksek sesli güldüğünü duydum. 🌟 - Oy vermeyi unutma Arya Reis? Kalender Kandemir? Korumalar? Hikaye gidişatı? Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK Evreni Serisi, İkinci Adam Yayınları aracılığıyla yakında raflarda olacak. Basılacak ilk kitabımız ARK I : Arya 🪞✨ Kitaplarım bağımsız olarak okunabilir, ama ortak karakterlere ve geniş bir olay kurgusuna sahiptir. Bu kitap, ARK Evreni Serisi adı altında yayınlanmaktadır. Kronolojik sıraya göre seriyi D R E A M E 'de ayarladım. Arya ve Kalender'in aşklarına şahit olan herkes 🪞✨ emojileri ile yorumları donatsın! ~~ Lütfen ilk defa okuyanlar ve özellikle birden çok okuyanlar bol bol yorum yazsınlar. ~~ Spoiler içeren yorumlar yazmak SERBESTTİR! Bu nedenle yeni okuyucuların yorumları okumadan yorum yazması rica olunur. ~~ Hikaye konusunda SPOİLER yemek istemeyenler KONAĞIN DELİSİ ve KRALİÇE kitaplarımı OKUMASINLAR! Konağın Delisi ve Kraliçe, ARK III : Arya Reis Kandemir 'den sonrasını anlatmaktadır. Arya ve Kalender'in çocuklarını konu alıyor. ZÜHRE ve MEHTAP KESİNLİKLE OKUMALISIN!
|
0% |