@ruyamg
|
Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara! Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor. Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜 Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️ Ne kadar yorum olursa, o kadar motive oluyorum. 😍 Arya ~ Kahraman'ın babası, "Sana en başından söyledim, evlenmeden önce bunu Arya'ya açıklaman gerekiyordu. Bu konuda hatalısın Kahraman." dedi beni savunarak. Kahraman'ın babası beni mi savunuyordu? "Baba anlamıyorsun, bunu ona nasıl söyleyecektim? Böyle bir şeyi söylemek kolay mı?" dedi isyan etti. Ve yeniden konuşmaya başlayarak, "Ben karıma bir şekilde ulaşmaya çalışıyorum, ama ona her ulaşmaya çalıştığımda sanki etten kemikten duvarlar, kalkan gibi onu çevreleyip izin vermiyor." dedi. Doğru, Kalender izin vermiyordu. Babası, "Artık o senin karın değil. Bak evrakları kendin gördün. Boşandığınızda Arya hamile değilmiş, mahkemeye rapor alarak bunu kanıtladı. Neden? Çünkü senden komple kurtulmak istiyor." dedi. Evraklar? Nasıl yani, ne raporu? Ben hamileyim? Babası Kahraman'ın bedenini işaret ederek, "Sen o adamı nasıl karşına alacak kadar büyük bir hata yaptın? Şu haline bak, sağının solunun morardığı yetmiyormuş gibi, burnunun haline bak. Bu adam normal değil dedim sana. Güçlü, sen gidip adama zaten sinirli bir anında bağırdın mı?" dedi bildiğin göz devirerek. Kahraman'ı Kalender mi dövmüştü? Ellerine sağlık kocacığım, burnunu çok severdi iyi yapmışsın. "Evet manyak herif, tam bir psikopat. Sen bile araya o kadar kişi koyup, onun hakkında bir şey öğrenemedin. Bir adamın bu kadar güçlü olması normal mi? Nasıl devlete bile söz geçirebiliyor, yok artık." dedi hayıflanarak. "Adam mafya, Kahraman. Ve çok zengin bir iş adamı. Ne kadar zengin biliyor musun? Birçok ülkeyi satın alacak kadar. Sen bu adamın sponsor olduğu, markasıyla ismi sürekli yan yana olan bir kadınla evliydin. Kalender Bey, yaşadığınız bu saçmalıklar medyaya yansımasın diye her şeyi yapar. Gerekirse seni bile gözünü kırpmadan ortadan kaldırır." dedi ve birkaç nefes alarak devam ederek, "ARK yıllık ne kadar kazanıyor sen biliyor musun? Biz Arya'nın işini küçümsüyorduk ama, koskocaman Kandemir holding'in markasının reklam yüzüymüş." dedi Kahraman'ın anlaması için tane tane konuşarak. "Sadece Arya ile konuşup açıklamalıyım, tamam mı? Her şeyi benden öğrenmeli. O beni dinlerse, beni anlar. Arya her zaman beni anlar." dedi. Neyi öğrenmeliydim? Bunun bir açıklaması var mıydı? Babası "Melek'le hiç konuştun mu?" diye sorunca, "Evet, onunla da defalarca konuştum, ama o da ulaşamadığını söylüyor. Diyorum ya ortalıktan kayboldu, kendimi açıklamak için bile bulamıyorum." dedi. "Hazmedemiyorum baba tamam mı? Haldun Bey nasıl gizlice böyle bir şey yapar. Yıllarca ona destek oldum ben. Tamam Aren'i öğrenince bir şey yapacağı belliydi, ama Arya'ya gidip bunları anlatması? Nasıl bizi tek celsede, haberim bile olmadan boşandırdı?" dedi. Babam mı? Hayır ben evrakları Kalender'e vermiştim. Babam ve Kalender? Ahh en başından beri, babam ve Kalender birlikte boşanmayı planlamış olmalıydı. Kalender bana yalan mı söyledi? Ajansta babamın gururlu bakışları geldi aklıma, yemekte Kalender'den övgüyle bahsetmesi. Belli ki, Aren'i öğrenince Kahramandan beni kurtarmak istemişti. Eğer bana söyleseydi ben davranışlarım ile Kahraman'a belli ederdim, ve Kahraman şüphelendiği için her evrakı okuyarak imzalardı. Babam Aren'i nasıl öğrenmişti? Ortak velayet davasının sonuçlanması ile mi? Bu durumda boşanma maddeleri nedeniyle, Aren'in velayeti bendeydi. Şu anda onun annesi gözüküyordum. Hiç tanımadığım bir çocuğun annesiydim ve ondan sorumluydum. NE!? Babam tabii ki bu yüzden velayet maddesi eklemişti. Aren'in velayeti Kahraman'da kalsın diye. Ama Kalender belli ki ortak velayet olayını bilmiyordu. Aklım iyice karışmış şekilde Kahraman'ı dinlemeye devam ettim. "Aklım almıyor baba, Arya bildiği halde nasıl onca zaman yanımda kaldı? Hayır ben nasıl davranışlarından anlamadım? Kırk yıl düşünsem böyle bir salaklığı yapacağım aklıma gelmezdi, okumadan nasıl imzaladım o kağıtları? Haldun Bey, kızıma böyle bir şey yapmana asla izin vermem, düş yakasından kızımın ve kocasının deyip duruyor." dedi sinirlenerek. Hem kendisine hem de babama ve bana sinirli gibiydi. "Arda denen o herife de hiçbir şekilde ulaşamıyorum. Ajansın önü koruma ordusu ile dolu. Hayır kötü yanı, Arda'nın ofisi de Kandemir Holdinge bağlıymış." dediğinde bu sefer en büyük şoku ben yaşadım. Ajansımız Kalender'e mi bağlıydı? Tamam ben Arda'nın Kalender ile durumunu biliyordum, hatta Yale'den bile şüpheleniyordum. Ama bu biraz fazla değil miydi? Kalender için bile? Sırf ben o ajanstayım diye ajansımı satın almıştı? Ya da en başından beri benim için mi kurmuştu? Nasıl yani? "Ajans sahibiyle, yani Arda'yla.. evlenmiş bile yani?" dedi babası teyit etmek için. "Evet, kağıtları gözümle gördüm. Arya'da ajansta söyledi zaten, yalanlamadı. Karım beni, biz evliyken aldatmış hem de kiminle? Sümsük Ardayla! Aman ne güzel." dedi kafasını ellerinin arasına alarak. "Bir yolunu bulacağım, Arya ile konuşmam gerekiyor. Bir şekilde halledeceğim." dedi konuşarak asansöre doğru ilerledi. Başıma yine o bilindik şiddetli ağrı saplandı. Bir süre ağrının geçmesini bekledim. Bindikleri asansör kapanıp hareket edince, tuvaletten çıktım. Ahh lanet olsun! Ailemin ajansa geldiğin gün, aslında Arda Bey gerçeği söylemişti. ~ "Arda Bey, çok teşekkür ederim. Ajansı böyle bir şey için kullanmak istemezdim. Ama zaten haberim bile yoktu, sizde rezillik çıkmasın diye almışsınız sanırım. Bir daha hiçbirini almayın." dedim. "Olur mu öyle şey. Burası senin ajansın, ne istersen yaparsın tabii." dedi. Nereden benim ajansım oluyor? (Bölüm 15: Ultrason) Kalender ajansı benim üstüme yapmadın değil mi? Mal mülk derken daha neler var üstümde? Bir ara e-devletten gerçekten bakmam lazım, ne oluyor ya? Yoksa Mert'in kastettiği bu muydu? Oğlum hayatımız çok farklı ilerliyor, kitap yazsam yok satar. Bu ne her gün bir aksiyon, her gün yeni bir sır ortaya çıkıyor. Olaylar olaylar... Bu sefer kesin kafayı sıyıracağım, Buğra'da beni sonunda kliniğe tıkacak. Belki de Kahraman'ın mantıklı bir açıklaması vardır? Yaaa nasıl mantıklı açıklaması olacak? Ya bana yaptıkları? Gerçi boşanma evraklarını o hazırlamamış, tek istediği karısından bir bebekti. Ama benden Aren'i sakladı? Evet, yalan söyledi. Babamla konuşması da çok çirkindi, beni satın aldığını falan söyledi. Kahraman ile özel olarak konuşmalı mıydım? Kalender'in haberi olursa ne olacak? Gene beynim şişti. Oflayarak, restorana doğru ilerledim. Masaya oturduğumda kahvelerimiz gelmişti. "İyi misin?" diye sordu Kalender, yüzümü inceleyerek. "İyiyim, Kalender." dedim. Ama daha da detaylı süzerek inceledi. "Yüzün bembeyaz olmuş. İyi değilsen özel doktorumuzu çağırayım?" dediğinde tebessüm ettim. "Hamileliktendir, iki canlıyım ben normal böyle şeyler." diyerek geçiştirdim. Kahvelerimizi içene kadar aramızda çıt bile çıkmadı. Aklımda babamla konuşmak vardı, muhakkak önce Kahraman ile sonra babamla konuşmalıydım. Belki bu gece ablamdan bir şeyler öğrenebilirdim. Belli ki, Kahraman'da benim hakkımda bilgi almak için, ablamın eteğine yapışmıştı. Kalender'e sormalı mıydım? "Dün gece neredeydin?" dedim direkt sorarak. "İşlerim vardı." dedi sadece. "Bana söyleyemeyeceğin işler mi?" dedim laf almaya çalışarak. "Önemli şeyler değildi, sadece aradan çıkartmam gerekiyordu." dedi elime bakarak. Tam şu an bana dokunmak istiyor gibiydi. Elimi tutmak istediği kesindi, belki sarılmak falan bilemiyorum. Aradan çıkartması gereken şeyler arasında, Kahraman'ın bu hali mi vardı yani. Burnunu kırması? Baya da dövmüş gibiydi. Benim yüzümden miydi? "Kahraman'ı mı dövdün?" dedim, içimdekileri saklamak istemeyerek. Anında yerinde dikleşip, kaşlarını çatarak bana baktı. Masanın üstündeki elini yumruk yaptı, bakışları öfkeden alev saçıyordu. Derin nefesler almaya başladığında, "Kalksak iyi olacak." deyip bir anda ayaklandı. Ben arkasından asansöre doğru giderken, Bekir abiye kafasıyla işaret verdiğini gördüm. Bekir abi bizim çıktığımız restorana girdi, muhtemelen hesabı ödeyecekti. Acaba yukarıya çıkarken Kahraman ve babasını görmüş müydü? Asansör kapısı kapanır kapanmaz, Kalender belimden tutarak beni kendine çekti. Sonra da burnunu, boynumla saçım arasında bir yere soktu. Aynı hareketi dağ evine geldiğinde de yapmıştı. Böyle mi sakinleşiyordu? "Evlendiğimizde de böyle mi olacak?" dedi daha çok üzgün bir ses tonuyla. "Nasıl olacak?" dedim anlamayarak. "Sen hâlâ onu mu düşüneceksin?" dediğinde kaşlarım çatıldı. Kahraman'ı düşündüğümü, onun için üzüldüğümü falan mı sandı? "Onu unutamaz mısın? Bunun için ne yapmalıyım?" dedi cevap vermeyince. Onu kendimden uzaklaştırıp yüzüne bakmak için ittirdim. Benden biraz uzaklaşıp bana baktı, gözleri dolmuştu. "Bu inanılmaz canımı yakıyor, Arya. Seni bu kadar severken, başka bir adamı sevmen. Her şeye rağmen onunla mı olmak istiyorsun? Benim için değil, onun için mi endişeleniyorsun?" dedi boynunu biraz yatırarak. Tam cevap vereceğim esnada, asansör kata geldi. Kalender kendini toplayarak, yine o maskeye büründü. Yıkılmaz, sert, güçlü adam maskesine, ama içi öyle değildi. Biraz önce Kalender'in ruhunu gördüm, simsiyah değildi sadece grilerini saklıyordu. Asansörden adım atmaya başladığında, "Kalender." dedim. Ama söyleyeceklerimi duymak istemiyormuş gibi, hızlıca arabaların hazır beklediği yere gitti. Arabanın sürücü koltuğuna binip, beni beklemeye başladı. Şu an aynı arabada gitmemiz uygun olur muydu? Ya bir anda sinirlenirse? Üçümüz içinde tam bir facia olurdu. Eve gittiğimde konuşabilirdik, oradan da Yale'ye giderdim. "Zevahir." deyince, hemen bana bakarak yanıma geldi. "Abinle git, ben senin yerine bineceğim." dedim. "Abimle mi?" diye şaşırıp arabaya baktı. "Diğer arabalardan birine binerim yenge." dediğinde, ben aşırı yorgun hissediyordum. Gerçekten takatim kalmamış gibiydi, az daha ayakta dursam muhtemelen bayılacaktım. Kesin ve net bir ses tonu ile, "Abinle git dedim." diyerek Kalender'in arabasını kafamla işaret ettim. "Sen nasıl emredersen yenge." dedi arabaya ilerleyerek. Eğer zevahir yanında olursa onunla konuşabilirdi. Hem de öfke atağı falan geçirirse Zevahir onu sakinleştirirdi. Bende bizimkilerin arabasına bindim, hepsi şaşkın şaşkın bana bakarken, ben kafamı cama dayayarak sessizce bekledim. Araba eve doğru hareket etmeye başladı. Mert sakince, "Yenge her normal insan gibi oturup konuşmak varken, neden siz kadınlar trip atıyorsunuz?" dediğinde Emin'e dönüp, "Emin ben normale mi benziyorum?" diye hayret edici bir sesle sordum. Emin'de isminin hakkını vererek, "Hayır, tabii ki de benzemiyorsun." dedi. Bende içim rahatlayarak ona kafa salladım. "Biliyorum, bende öyle düşünmüştüm." deyip cama geri döndüm. Eve kadar sessiz bir yolculuk geçirdik. Kapıya gelince tahmin ettiğim gibi sakinleşmiş bir Kalender'den çok, daha da öfkelenmiş bir Kalender buldum. Onu görmezden gelerek yatak odasına indim. Kendime yarın giyinmek için kıyafet seçip, siyah kıyafet kılıfına yerleştirdim. Kılıfın içine pijama takımı da ekledim. Yale ve ablam gecelikten karnımı görür diye, yanıma her zaman giydiğim geceliklerden almadım. Üstüme tam oturan pijama takımının, gömleğinden de vazgeçtim. Kalender'in üstlerinde gözümü gezdirerek, siyah bir tanesini yanıma aldım. Bol olsun ki tüm ihtimalleri sıfırlayalım. Zira ablam zeki bir kadındı. Elimdeki kıyafet kılıfını ikiye katlayıp, üst kata çıktım. Kapıda bekleyen Mert'e elimdekini verdim. Kalender hâlâ aynı yerdeydi, göz göze geldiğimizde Mert'e verdiğim kıyafet kılıfını gördü. Bilerek ufak valiz ya da el bavulu hazırlamamıştım, onu terk ettiğim kuruntusuna kapılmasın diye. Bakışları parmağımdaki yüzüğü buldu. Çıkarıp çıkartmadığımı kontrol etti sanırım. Bende bu konuda tereddütte düşmüştüm. Zira hâlâ alyans takmam Yale ve ablamın garibine gidebilirdi. "Benden başka bir yere gidemezsin, aşağıya in." dedi sinirle. "Anlamadım?" diyerek karşısına dikildim. "Gitmene izin vermiyorum, beni böyle bırakamazsın." dedi. "Öncelikle ben seni bırakmıyorum, söylemiştim kız gecesi yapacağız." dedim ciddi bir ses tonuyla. Yanıma yaklaşıp iki eliyle omzumdan tutmaya çalışacağı sıra, birkaç adım geriye attım. Gözlerinden geçen hayal kırıklığını gördüm. "Sana dokunmama tahammül edemiyor musun?" dedi. "Konuyu başka yerlere çekme Kalender. Sana bir soru sordum ve sen cevap vermek yerine sinirlenip, şimdide burada böyle konuşuyorsun." dedim açık şekilde. "Ahhh hayır, gitmene asla izin vermem Arya." dedi. Ne alaka şimdi? "Ben burada sana güvendiğim için, kendi isteğimle kalıyorum Kalender. Senin kölen ya da çalışanın olarak değil. O nedenle ne zaman nereye gitmek istersem, giderim. Bunu başka yerlere çekme." dedim anlamasını umarak. Gözlerinden umut kırıntıları aktı. "Geri geleceksin yani?" dedi. "Gelmemi istemiyor musun?" diye sorduğumda, "Burası senin evin, gelmelisin." dedi. Bende bu cevabı üzerine, "Belli ki ajansta benim, arada oraya da gitmeliyim." deyince tam olarak şaşırarak yüzüme baktı. "Sen nereden.. ?" diyerek cümlesini tamamlayamadı. "Ben aptal bir kadın değilim Kalender. Yaptığın birçok şeyin, sakladığın şeylerinde farkındayım. Mesela babamla boşanmam üzerine iş çevirmen gibi." deyince bunu beklemiyor gibi yüzüme baktı. "Ben açıklayabilirim." dedi. "Ben gerçekten her şeyi açıklayabilirim. Ben.. sadece dinlesen?" yutkunarak konuştu. "Hayır, şimdi gidiyorum. Sonra sakin bir şekilde oturup konuşuruz." dedim dışarıya çıkarak. Benim ona karşı gelmemle, eski öfkesi geri gelmiş gibiydi. "Hayır, hiçbir yere gitmeyeceksin." dediğinde Mert kafasını eğip bekledi. Mert'e dönüp, "Beni götürmeyecek misin?" diye sorduğumda önce bana, sonra Kalender'e bakıp kafasını yeniden eğdi. Sanırım bu hayır demekti. Sinirlenip yürüyerek çıkışa doğru ilerledim. Kalender'in arkamdan bana seslenerek geldiğini duyuyordum, belki konuşsak mantıklı bir açıklaması da vardır. Ama şu an buradan gitmek istiyorum. Ve kimse beni, Kalender dahil bir yere hapsedemez. Ben izin ile bir yere gidecek o kadınlardan değilim. Dönsün kendi poposuna baksın, beni sinirlendirmesin. Kaçmak istersem, istediğim her yerden öyle ya da böyle bir gün kaçarım zaten. Tam dış kapıya ve oradaki güvenlik korumalarına yanaşmıştım ki, birden silahlar patlamaya başladı. Kendimi hızlıca güvenlik kulübesinin yanına atarak siper aldım. Kalender ise koşarak bana doğru geliyordu. Siper almayı düşünür müydün acaba? Bu kadar mı gözün döndü! Şu an evin taranıyor Kalender, derdin ben miyim? Yanıma geldiğinde bana sarılarak, dizimin üstüne çöktürdü. "Şşhh geçecek, sana bu anı yaşatanların emdiği sütü burnundan getireceğim." dediğinde kafamı kaldırdım. "Oradan bakınca korkmuşa mı benziyorum?" dedim onu üstümden iterek. Yüzümü ve bedenimi inceleyip, "Hayır benzemiyorsun.. neden?" diye sorduğunda cevap vermedim. Silah sesleri azaldığı için kulübenin kenarından, başımı hafifçe uzatıp geri çektim."Gitmişler." dedim rahatça ortaya yürüyerek. "Ne yapıyorsun? Nereye gidiyorsun?" dediğinde, "Taksi bulmam gerek, ama mümkünse plakası KAN olmamalı." dedim. "Saçma sapan konuşma, kafayı mı yedin. Az önce giriş tarandı, nereye gidiyorsun?" dedi sesini yükselterek. O sırada benim ekip ve Bekir abi dahil birkaç kişi yanımıza geldi. "İyi misiniz abi? Yenge?" dedi ikimize dönerek. "Hııı iyiyiz. Bir şey yok. Korkutmak için taradılar muhtemelen, ne kadar hasmı varsa artık. Bir de mafya değilim diyor." dedim sonunda Kalender'e laf sokarak. "Mert arabayı getir." dediğimde, bu sefer sanırım Kalender onay vermiş olacak ki, koşarak arabaya doğru ilerledi. "Yenge, bebekte bir şey yok değil mi?" dedi Emin merakla. "Yooo biz gayet iyiyiz, değil mi oğlum. Asıl baban kötü olmalı, bizi koruyamadığı için." dediğimde Kalender hızlıca bana baktı. Muhtemelen yüzüne küfür etsem, bu halde bakmazdı. Mert'in geldiğini görüp, arabanın sağına oturabilmek için Kalender'in bakışları eşliğinde, onun yanına geçtim. Araba önümde durduğunda kapıyı açıp, Kalender'e döndüm. İkimizin duyabileceği bir tonda, "Senin yerinde olsam, daha kendi evimi koruyamıyorken başkalarını korumaya çalışmazdım. Bence güvenlik şirketini acilen tasfiye etmelisin." dedim. O sinirle öfkeden gözü dönmüş haliyle, etrafındaki korumalara baktı. Bende rahatça Mert'in yanına oturdum. Meltem teyze kızgın boğa demişti di mi? Arkamda tam olarak kızgın bir boğa bıraktım. "Yale'nin evine gideceğiz, tarif etmeme gerek var mı?" diye sorduğumda, olumsuz olarak kafa sallamıştı. Herkes Yale'nin evine kadar tüm hayatımı biliyordu. Yale'nin evine varmak üzereyken, "Yenge biraz ağır konuşmadın mı?" diye sordu Emin arkadan. Arkaya şaşkınlıkla dönüp baktım. "Sende mi buradaydın? Sinirden gözüm görmemiş sorry." dedim. "Abim çok üzüldü." dedi minik bir çocuk gibi. "Evet, bak bende üzülüyorum. Ama içi rahat etsin diye sizsiz bir yere gitmiyorum." dedim ve devam ettim. "Mert'e izin vermemek onun hatasıydı. Biz bu olay yaşanırken çoktan basıp gitmiş olacaktık. Ve muhtemelen benim ruhum bile duymayacaktı. Zira abin benimle hiçbir şey paylaşmadığı gibi, bunu da paylaşmazdı." dedim açıklayarak. "Sadece seni seviyor." dedi cevap olarak. "Sevmek bu demek değil Emin. Sevdiğin insanı kısıtlayıp, emirler veremezsin. Kararlarına saygı duymak zorundasın. Bak ne oldu? Ben gene bildiğimi yaptım, ve bak geldik." dedim Yale'nin evini göstererek. "Yalnız başıma kulübe falanda gitmiyorum ki, altı üstü arkadaşım ile dertleşip, kız kıza pijama partisi yapıp dönecektim." dediğimde Mert, "Şimdi dönmeyecek misin?" dedi arabayı park ederek. Ona cevap vermeden aşağıya indim. Onlarda benimle inince kıyafet kılıfını alıp apartmana girdim. 20 dakika önce silahla taranmıştık ve ben şu an kız gecesi için Yale'nin evinin önündeydim. Derin bir nefes alıp, ablama ve Yale'ye çaktırmamak için gülümsedim. Kapı açıldığında, daha kılıfı elimden bırakamadan, "Yaaağğ çok özledim, öldüm meraktan." diye ablam boynuma yapıştı. "Ay dur bir içeri geçeyim abla." dedim. "Gel gel hadi. Yolunu gözlüyordum." dedi. Yale mutfaktan kafasını çıkarıp, "Arya Hanım hoş geldiniz." dedi. "Hoş buldum Yale'cim. Ne yaptınız bakalım?" dedim kafamı mutfaktan içeriye uzatarak. "Ooo ablamın da eli değmiş belli. Yardım edeyim taşımanıza." dedim mutfak masasının üstündeki tepsiyi alıp, oturma odasına geçtim. "Abla, Kahraman büroya geliyor mu?" diye sordum. "Ayy geliyor, Babam hisselerini satın almak istiyor, ama yoook bana mısın demedi. Şerefsiz bir de sana yasak koydurmuş." dediğinde şaşırdım. "Şirkete girmeyeyim diye mi? Bende hissedarım, böyle bir hakkı yok." dedim hemen. "Evet kendi çalıp kendi oynuyor işte." dedi. Hepimiz koltuklara kurulduğumuzda, "Dertleşme mi yoksa film gecesi mi?" diye sordu Yale. "Dertleşelim." dedim ablama bakarak. "Önce sen mi başlamak istersin, ben mi başlayayım?" dedi. "Ben yokken olanları anlat." dedim. "Babamın haberlere kadar nerede olduğunu bulabilmek için aramadığı kişi kalmadı. Senin için çok endişelendi, ki haklıydı. Polis bir arkadaşı arayıp, böyle birini bulduk deyince hastaneye uçarak gittik. Neyse ki sen değilmişsin, çok korktum sana bir şey olacak diye Arya." dedi. "İyiyim merak etme, benim güzel meleğim." dedim yanağını okşayarak. "Sonra biliyor musun bilmiyorum, Kalender Bey Kahraman'ı vurdu. Keşke pipisinden nişan alsaydı, yanlış yerden vurunca demek ki, Kahraman akıllanmadı." dedi göz devirerek, ve devam etti. "Kadının dna testi için Kalender Bey ve babam iki gün uğraştılar. İkisi de hastanede kaldı, zaten Kalender Bey'in korumaları, onun kaldığı odaya bile kimseyi sokmadılar. Sonra dna'yı öğreneceğimiz sabah ortadan kayboldu, bir anda gittiğini söylediler. Gece de odasından garip sesler duymuşlar." dedi imalı bakarak. Kaşlarımı çatarak "Garip sesler?" diye sordum. "Ayy anla işte hastane odasında fanfini yapmışlar." dedi kahkaha atarak. NE!? Kalender gece olmadan benim yanıma gelmişti, bu durumda hastane odasında sevişenler kimdi? "Buğra'ya da bir haftadır ulaşamıyorum, Annem'de onun derdine düştü. Klasik annem işte. Ama yanan kadın sen çıkmayınca rahatlamasını görmen lazımdı, çok didişiyorsunuz ama Annem aslında seni çok seviyor." dedi. Tabii bana bayılıyor, gerçi şimdiye kadar ne dediyse hep doğru çıktı. Anneler hissediyor demek ki. "Babamın beni sattığı olay?" dedim ellerime bakarak. "Ayy yok ne satması, Kahraman'ın aptal iş güzarlığı. Babam o zamanlar Kahraman'ı araştırması için birini tutmuş. O adam da, Kahraman'ın gittiği garip mekanlardan bahsetmiş babama, eee öyle olunca babam şüphelenmiş, ama ciddi bir şey bulamamış. Sende evleneceğim ben diye tutturunca, Kahraman'ın teklifini kabul etmiş." dedi açıklayarak. Babam beni satmamış mı? "Garip mekan?" diye sorunca, "Ayy anlarsın ya, öyle mekanlar +18 falan." dedi. Yuuuh nasıl ya? Benden başkasına dokunamayan Kahraman? Bizim Kahraman!? "Nasıl ya? Kahraman mı?" dedim şok olarak. Yani ben evliyken, aramızda libidosu yüksek olan bendim. Kaldı ki, benimle olması için kırk takla atıyordum. Kahraman'ın özel durumuna istinaden bana yetmese de, idare ediyorduk. Flört zamanım baya uzun bir süre önce Yalıkavak da sona erdiği için, Kalender'e kadar normal karşılamaya başlamıştım. Ama Kalender ile birlikte olduktan sonra, her erkeğin aynı olmadığını bariz şekilde anlamıştım. Yalıkavak? Kalender? Haaaaaah jeton düştü. Nasıl ya? Bugün kaç kere daha şaşıracağım? "Ayy bilmiyorum bana da garip gelmişti. Sonuçta Kahraman yani, herhangi bir kadının elini tuttuğunu bile görmedim. Ama çocuğu da yaptığına göre, bizim düşündüğümüz gibi de değil demek ki." dedi ablam. Evet, Aren Kahraman ile ilgili tüm düşüncelerimi ve bilgimi yerle bir ediyordu. "Her neyse öyle işte. Şimdi sırada sen varsın, anlat artık." dedi. Ama nereden başlayacağımı bilmiyordum. "Anlatırım da bir şeyi daha merak ediyorum." diye sorunca ablam bana merakla baktı. "Aren'i?" deyince yüzü asıldı ablamın. "Abla?" dedim cevap vermesi için. Derin bir nefes alıp, "Çocuk baya hasta Arya. Doktoruyla konuştum, tedaviye cevap verebilmesi için ilik nakli biran önce yapılmalıymış. Garip bir şekilde de davranış olarak sana benziyor, aynı asi davranışlar, senin gibi bakıyor. Belki de oğluna benzediğin için Kahraman seni seviyordur, bilmiyorum. Teyzesi yanındaydı, teyzesi ilgileniyormuş, yani annesi doğumda ölmüş." dedi. Teyzesi mi? Rahmimde Aren'i kurtaracak bir bebek taşıyorum. Bir çocuğun bu durumuna asla kayıtsız kalamam, ama bebeği öğrenirse Kahraman peşimi bırakmazdı. Kalender'e yardım etmek istediğimi söylesem, bugün olan olayın aynısı olup 'Beni babası olarak görmüyor musun?' diye tartışma çıkarırdı. Ama oğlum, Aren'in sana ihtiyacı var ve o masum bir çocuk. Eğer sağlıklı doğarsan, ona yardımcı olmalıyız. "Tüm kayıtları gidip hastaneden istedim Arya. Avukat kimliği ile, bu tarz şeylere rahat ulaşılıyor biliyorsun. Her bir detayını inceledim, gerçekten o kadındanmış." deyince daha da şaşırdım. -"Beni aldatmıyormuş yani?" dedim. Sonra düzelterek, "Yani en azından Aren'in annesi ile aldatmıyormuş. Sonuçta biz evlenmeden önce olan bir şey." dedim. Yine de bana neden Aren'i söylemedin, ben seninle en yakının değil miydim? Seni anlayabilirdim, en iyi ben anlardım. Neden benden sakladın? "Midem bulandı, galiba kusacağım." deyip uçarak lavaboya gittim. "Güzelim iyi misin?" diye ablam yanıma geldi. Utku ile yaptığımız kahvaltıyı, Berk ile içtiğimiz kahveyi ve Kalender ile yediğimiz yemeği, ne var ne yok çıkarttım. "Yaa iyi misin? Hastaneye götürmemi ister misin?" dedi ilgili bir sesle ablam. "İyiyim." dedim yüzümü yıkarken. Ben masanın yanına, halının üstüne oturduğumda, Yale elinde suyla yanıma geldi. "Şunlardan da yiyin Arya Hanım, mideniz bomboş kaldı." dedi. "Kusura bakmayın, bu iğrenç manzarayı yaşamanızı istemezdim." dedim kafamı arkamdaki koltuğa dayayarak. "Benim boşanma davasını da inceledin mi?" diye sordum. "Evet, aldığın rapora kadar gördüm." deyince, "Ne düşünüyorsun?" diye sordum ağzından laf almak için. "İyi yapmışsın, yoksa Kahraman takıntılı şekilde hamile olduğunu düşünüp, peşine düşerdi. Ama aklına nereden geldi? İddet süresini kaldırmak için, ayrı dava açmanı babam mı söyledi?" dedi. İddet süresi olmadığı için evlenebiliyorum yani? Kalender o yüzden düğün konusunda kendinden emindi. İstersen yarın evleniriz dedi. "Davanın sonuçlandığından haberim yoktu da." dedim bende. "Bu 1 aydan aşağı normalde, hayatta sonuçlanmaz. Babam nasıl yaptıysa 7 güne boşamış, 15 güne de iddet kalkmış." dedi. "Babamın şüpheli hareketleri de var, ama onu sonra konuşuruz." dedi Yale'yi göz ucuyla göstererek. "Anlat bakalım Arya, sıra sende?" dedi uzanıp elimi tutarak. Ona sıcacık gülümseyerek, "İyi ki yanımdasın." dedim. 🌟 - Oy vermeyi unutma Arya Reis ? Kalender Kandemir ? Kahraman Ateş ? Hikaye Gidişatı ? Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK Evreni Serisi, İkinci Adam Yayınları aracılığıyla yakında raflarda olacak. Basılacak ilk kitabımız ARK I : Arya 🪞✨ Kitaplarım bağımsız olarak okunabilir, ama ortak karakterlere ve geniş bir olay kurgusuna sahiptir. Bu kitap, ARK Evreni Serisi adı altında yayınlanmaktadır. Kronolojik sıraya göre seriyi D R E A M E 'de ayarladım. Arya ve Kalender'in aşklarına şahit olan herkes 🪞✨ emojileri ile yorumları donatsın! ~~ Lütfen ilk defa okuyanlar ve özellikle birden çok okuyanlar bol bol yorum yazsınlar. ~~ Spoiler içeren yorumlar yazmak SERBESTTİR! Bu nedenle yeni okuyucuların yorumları okumadan yorum yazması rica olunur. ~~ Hikaye konusunda SPOİLER yemek istemeyenler KONAĞIN DELİSİ ve KRALİÇE kitaplarımı OKUMASINLAR! Konağın Delisi ve Kraliçe, ARK III : Arya Reis Kandemir 'den sonrasını anlatmaktadır. Arya ve Kalender'in çocuklarını konu alıyor. ZÜHRE ve MEHTAP KESİNLİKLE OKUMALISIN! |
0% |