@ruyamg
|
Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara! Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor. Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜 Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️ Ne kadar yorum olursa, o kadar motive oluyorum. 😍 Arya ~ "Anlat bakalım Arya, sıra sende?" dedi uzanıp elimi tutarak. Ona sıcacık gülümseyerek, "İyi ki yanımdasın." dedim. "Hani bana bir ara pişmanlıklarından bahsetmiştin ya." dedim önceki konuşmalarımızı hatırlatarak. "Evet?" dedi. "Bende pişman olmamak için, sevdiğim adamın yanındaydım." dedim. Yale şok olarak bana baktı. "Haberler doğru muydu?" dedi. Ablam ise, "Babam yalandan Kahraman'ı kızdırmak istiyor diye düşünmüştüm. Evlisin yani? Hem de şu adamla..." dedi Ardayı kastederek. Tam Arda değil diyecektim ki, dışarıdan bir fren sesi geldi. "Ohaaa birine mi çarpacaktı son anda durdu. Bu nasıl fren yapmak, ses buraya kadar geldi." dedi ablam sinirlenerek. "Sokak arasında bile, arabayı hızlı kullanıyor magandalar." dedim bende. "Her neyse, ne diyordum? Ha evet, sevdiğim biri var. Ve taaa taaaa." dedim alyansımı göstererek. "Yakında düğün davetiyemi alırsınız, şok olmayın diye söylüyorum." dedim kahkaha atarak. "Arya Hanım, resmen şansımızla oynuyorsunuz. Ben ve Melek Hanım hiç evlenmedik, siz ikinciye evleniyorsunuz." dedi Yale. "Yoo ablam daha önce evlendi." dedim bende boş bulunarak. Ablam keskin gözleriyle beni uyardı. "Aaaa nasıl ya? Siz daha önce evlendiniz mi Melek Hanım?" dediğinde ablam, "Ayy Yale, hanım deyip durma, vallahi ismimi söylemezsen susma grevi yapacağım." dedi. "Arya Hanım'da kızıyor ama ağız alışkanlığı, özür dilerim." dedi utanarak. "Yaaa sen gerçek misin? Yanaklarını yerim, vallahi bu kız aramızda melek gibi kalıyor Arya." dedi ablam. Ardından Yale'ye dönüp, "Hayatımın en büyük pişmanlığı Yale, o nedenle hatırlamak bile istemiyorum." dedi. Ve devam ederek, "O adamla tanışmasaydım, çok güzel bir hayatım olabilirdi." dedi. "Aaa annemlere yemeğe gittiğimizde, ben seni biriyle konuşuyorken duydum. Yeni biri mi? Ben yanında erkek sinek bile görmediğim için merak ettim." dedim. "Eee evlendiği adam?" diye sordu Yale. "Arya saçmalıyor Yale, ne evlenmesi?" dedi ablam gözlerini devirerek. "O sıra ben isyanlardaydım, okul için ayrı eve çıkmıştım. Ablamla da aramız bu kadar iyi değildi. O yüzden ben ex enişte ile tanışamadım." dedim gülerek. "Ex'den next olmuyor tecrübe ile sabittir. Arada uzatmaları oynayıp, kaçamaklarımız oluyor. Ama aramızda ciddi bir şey yok. Sadece ten uyumunu yakaladık, o kadar." dedi ablam, Yale'ye. Sonra da bana yastık fırlattı. "Pişmanım dediniz ama?" diye sordu Yale'de. "Evet, hayatımın pişmanlığı. Bazı erkekler bize, kendimizi çok değerli hissettirip sonra da yaşattıklarıyla hayatımızın içine ediyor. Asla yapmam dediğini yapıyorsun, asla inanmam dediklerine inanıyorsun. Bazen yanında üç beş dakika fazladan kalsın diye, asla vermeyeceğin tavizleri veriyorsun. Bu yüzden aşk, çok zalim bir duygu. Senden başkasına aynı gözlerle bakmasın diye, yapmayacağın şey kalmıyor." dedi içini dökerek. Kollarımı ablama kocaman açtım. O da yanıma gelerek bana sarıldı. "Seni çok ama çok ama çok seviyorum. Ve iyi anlıyorum. Yıllarca Kahraman beni manipüle etmiş. Bunu fark ettiğim zamana kadar, her şeyi yolunda giden çok güzel bir evliliğimiz var sanıyordum. Ama bak değilmiş. O yüzden ne demek istediğini çok iyi anlıyorum." dedim saçlarını okşayarak. "Abla kardeş yanlış insanları seviyoruz. Umarım bu sefer istediğin her şeyi evliliğinde elde edersin, eğer mutluysanız bana hemen bir yeğen yapın. Enişteme söyle hızlıca çalışmalara başlasın." dedi kahkaha atarak ablam. "Seni yakında onunla tanıştıracağım. Umarım iyi anlaşırsınız." dedim. "Oyun fuarına iş ortaklarından biri olduğumuz için, bizde davet edildik. Belki orada tanıştırırsın ha?" dedi içten bir gülümseme ile. Sonra beni baştan aşağıya süzdü. "İlaçlarını bir anda kestin diye mi şiştin sen?" diye sordu. "Yüzün çökmüş gibi ama, basenler kalça fora. Çatlak ve selülitler ile nasıl bikini giyeceksin? Hemen spora başlaman lazım. Hem de çok acil." dedi ablam. Hamileyim güzelim ondan, diyemedim. "Stresli bir dönemden geçiyorsun, olur o kadar da. Sen hiç üzülme ama tamam mı, canımın içi. Bir şekilde her şey yoluna giriyor." dedi ablam. Sonra başka konulara geçip, masanın üstündekileri silip süpürerek saatlerce konuştuk. "Ayy çaydan şiştim kola içeceğim. Arya Hanım sizde ister misiniz?" diye sordu Yale. O an aklıma, bugün Kalender ile konuşmamız geldi. "Yok bana vişne suyu doldurabilir misin?" dedim, o da sağ olsun vişne suyunu bardağa döküp, önüme uzattı. En son Yale ile ablam, yabancı dizilerden konuşuyordu. "Ayy yorulmuşum bugün, nasıl uykum geldi." dedim esneyerek. "Hadi yatalım o zaman, çok bile oturduk. Saati gece yarısı yapmışız neredeyse. Yarın iş var." dedi ablam. "Ben misafir odasını size hazırladım, ama rahatsız olursanız birinize koltuğa da açabilirim." dedi Yale. Ablam ona cevap olarak, "Ayy yok, hem de hiç gerek yok. Biz kardeş kardeş yatarız koyun koyuna, di mi Arya?" dedi bana dönerek. "Yatarız, biz alışığız ablamla, o beni çok sarılarak uyuttu. En üzgün olduğum zamanlarda hep yanımdaydı." dedim ablamın elini tutup sıkarak. "Eee birbirimizden başka kimsemiz yok. Erkekler gelip geçici, sen üzülme yeter. Bu hayatta en kıymetlim sensin." dedi bana. Masayı hızlıca toplayıp, uyumak için misafir odasına geçtik. "Gel bakalım ablanın kollarına." dedi gülümseyip, yatakta kollarını bana açarak. "Çocuk muyum ben?" deyince, "Benim gözümde hep çocuksun, hatta bazen annenmişim gibi hissediyorum." dedi kahkaha atarak. Sonra yatakta bir şeyi kaybetmiş gibi bakındı, "Ay Arya telefonumu içeride şarjda unuttum galiba, bir alıp gelsene." dedi. Kafamı sallayıp, içeriye girerek telefonunu aldım. Kahramandan bir mesaj vardı. Ablamın yanına döndüğümde, "Kahraman sana mesaj yollamış." dedim. "Şifrem hâlâ aynı, aç oku. Vallahi şu an hiç Kahraman çekemeyeceğim. Seninle ilgili bir şeyler öğrenmek için, darladıkça darlıyor. " dedi. Telefonu yanına bırakarak, "Ayy hiç almayayım. Kahraman'la falan uğraşamayacağım." dedim ablamın kollarına atladım. İyice mayıştığım sırada, "İkimizinde kaderinde takıntılı erkekler var. Gerçekten abla kardeş çok uyumluyuz. Her şey için özür dilerim, yanında olmalıydım." dedi saçlarımı okşayarak. Zaten yorgun olan bedenim, ablamın okşamaya başladığı saçlarım ile kendisini uykuya teslim etti. Çikolatalı, üstünde ahududuları olan pasta. Sosu yumuşak ve ağızda dağılıyor. Gözlerimi açtığımda hava hâlâ karanlıktı. Uyku sersemi bir an, Kalender'in kokusunu aradım ve burnuma dolmayınca moralim bozuldu. Ablamın kollarından sıyrılıp kalktığımda, canım bu saatte pasta istiyordu. Açık pastane bulabilir miydim? Bu adamın kokusuna nasıl böyle alıştım? Pastayı unutup sağa sola dönmeye başladığımda, bu seferde Kalender'in sıcaklığını ve kokusunu istediğim için uyuyamadım. Normalde arkamdan bana sıkıca sarılıp, kafasını saçlarıma ya da boynuma gömüp uyurdu. Şimdiden birlikte yatmaya alışmışım bile. Kalender'in neden bu konuya takıntılı olduğunu, ilk defa bu kadar net anlıyordum. Bir yarım saat daha uyuyamayınca, ablamın yanından kalkıp salona geçtim. Mert ve Emin muhtemelen aşağıdaydı, Kalender onları kapıya dikmeden durmazdı. Pencereden aşağıya baktığımda, ağaçların arasında arabayı görür gibi oldum. Şimdi telefon etsem kesin sesime uyanırlardı. Bende telefonumu yanıma alıp, üstüme Yale'nin kapı girişindeki hırkasını giydim. Kapının üstündeki anahtarı da alıp, yavaşça evden çıktım. Sonra da apartmandan çıkarak derin bir nefes aldım. Hava çok güzeldi, saatlerce kulaklığımı takıp hafif esintide yürüyebilirdim. Sokakta direkt KAN plakalı araba dikkatimi çekti. Aaah hemen arkasında da Kalender'in arabası vardı. Kalender burada mıydı? Neden? Arabanın kapısını açarak içine oturdum. "Hayırdır yenge, abim olmayınca uyku mu tutmadı?" dedi dalga geçerek Emin. Vallahi tutmadı, ama senin bilmene gerek yok. "Yaaa ben pasta istiyorum. Üstünde ahududu olan, çikolatalı pasta bulabilir misiniz bana?" dediğimde, Mert 'bu saatte mi?' bakışı attı. Sonra Emin'e dönüp, "Bu saatte fırınlar açık oluyor mu?" diye sordu. "Hiç bilmiyorum, ama google dan bakayım." dedi. Telefonunu çıkartıp incelediğinde, "Bak burada ki açıkmış, gidip bir bakalım." dedi. Bunu demesi üzerine 4 fırın gezdik ama pasta bulamadık. Hep ya meyveli, ya muzlu, ya da dışı çikolatalı ama içi çikolatalı olmayan pastalar vardı. "Abin orada değil miydi? Gittiğinizi görünce araması lazımdı?" dedim şüpheli bir sesle. "Baya uykusuzdu, kafası tartıyordu en son." dedi Mert. Ihmm dağ evinde çok uyumamıştık, dediğine göre dün gece de uyumamış, eee bugünde burada. Gerçekten baya uykusuz kalmış olmalı. "İyi onun yanına dönelim, biz aradık bulamadık. Bırakalım da biraz babası bulmaya çalışsın. Öyle oğlumda oğlum, babayım da babayım diye geçinip duruyor. Az o da çeksin." dedim kinayeli bir sesle. Biz Yale'nin evinin önüne geri döndüğümüzde, arabadan inip Kalender'in camına yanaştım. Araba baya yüksekte olduğu için, eğilmeden Kalender'i görebiliyordum. Kafasını geriye yaslamış uyuyordu. Burada uyumak yerine, evde yatakta uyusaydı ya? Cama tıklattığımda irkilerek uyandı, camı aşağıya indirdi. Uykulu bir ses tonuyla, "Arya'm?" dedi. "Canım pasta istiyor." dedim sadece. "Tamam buluruz, neli?" diye sordu gözünü ovuşturarak. "Biz aradık bulamadık, bir de sen dene bakalım. İçi çikolatalı dışı ahududulu." dedim kafamla Mert'leri işaret ederek. "İyi o zaman oğlum istiyorsa, ben yaparım ona pasta. Hadi gel yanıma." dedi. O mu pasta yapacaktı? Kendi elleriyle? Şaşkınlığımı fark etmiş olacak ki, "Sana diyorum çok şanslısın, on parmağımda on marifet var karıcığım." dedi. Arabaya binip kemeri taktığımda yola çıktık. Mert ve Emin'de bizim peşimize takıldılar. "Eve mi gidiyoruz?" diye sorduğumda, Kalender elimi tutup, "Evet evimize gidiyoruz." dedi sadece. "Sabah kimse uyanmadan geri dönmeliyim, ablam uyanırsa yanarım." dediğimde, Kalender bir anda bana dönüp, "Ablan mı?" dedi. "Evet, o da bugün Yale'ye geldi. Birlikte zaman geçirdik." dedim. Ardından merakla, "Neden öyle sordun?" dediğimde, "Mert ve Emin söylemedi o yüzden." dedi. Ama biraz gergin gibiydi. "Ablam bizden çok önce gelmiş, bizim evdeki yardımcılara sevdiğim şeylerden de yaptırmış, onunla dertleşmek bana iyi geldi." dedim gülümseyerek. "Beni de anlattın yani?" dedi yandan bir bakış ile, "Yani evet, gerçi ismin geçmedi ama, yakında düğün olabileceğini söyledim." dedim. Elinin içindeki elimi, parmak uçlarıyla okşadı. "Ayy ben sana kızgındım unuttum. Pastayı yedikten sonra devam etsem olur mu?" diye sorduğumda, Kalender kocaman gülümsedi. "Olur, kollarımda yatarken istediğin kadar trip atabilirsin." dedi. "Seninle yatacağımı kim söyledi? Bilerek fırına gidip pasta aramıyorsun di mi? Eve götürmek için beni?" dedim şaşkınca. "Evet." dedi sadece kahkaha atarak. Bu kadar güzel gülme zalımın oğlu, kalbim yerinden çıkacak diye düşündüm ister istemez. Sonraki süreçte eve varana kadar elimi hiç bırakmadı. Gerçek bir temas bağımlısı nasıl olur, Kalender'den izliyoruz. Eve geldiğimizde, ara koridorlar dışında hiç ışık yanmıyordu. Alt kata inip mutfağa geçtik. "Yardımcı olayım, ne lazım?" diye sorduğumda, "Sen sadece otur ve kocanı izle." dedi. Bende adanın arkasındaki sandalyelerden birine, ona daha da yakınlaşarak oturdum. Önce güzelce adanın üstünü ve tezgahı temizledi. Sonra ihtiyacı olan malzemeleri adanın üstüne bıraktı. "Kalbini kazanmak için kalpli yapıyorum." dedi bana bakıp göz kırptı. "Bu kazanmamış halin mi?" dediğimde, aşk dolu bir bakış gönderdi. Kalender tıpkı bir şef gibi pasta yaparken, bende onu hayran hayran izliyordum. Bir ara tezgaha, benim için kalp bile çizdi. "Yemek yapmayı nereden biliyorsun?" dediğimde, "Hep bu hayatı yaşamadım, babam gibi mafya olmamak için kendi işimi kurdum. Tabii o sırada babamın beni evden kovması da bu yeteneklerimi artırdı. İş için sürekli yurt dışına çıkıyorum, kendi yemeğimi yapmakta daha kolay geliyor." dedi gülümseyerek. Mafya olmamak için iş adamı oldun, ama baban ölünce mecbur kaldın yani? "Helin yemek yapmayı biliyor mu?" dediğimde kahkaha attı. "Ne?" dedim. "Yumurta bile kıramaz o, nasıl evlenecek bu kız." dedi. Bende yalandan, "Eee bende yemek yapmayı bilmiyorum, ne olacak şimdi?" dedim. Bana doğru yaklaşarak belimden tutup adaya oturttu. Eline aldığı ahududuyu ağzıma getirdi, bende memnuniyetle kabul ettim. "Senin yemek yapmana gerek yok. Kaldı ki, istediğin zaman sana yemek yaparım. Ama bana yalan söylemen hoşuma gitmedi. Sen bilmiyorsun ama, ben senin yemeklerini çok yedim." dediğinde şok olmuş şekilde ona baktım. "Nasıl?" dedim. "Öyle işte, favorim yaprak sarman." dedi dudaklarımı öperek. Geri çekilip, "Artık aramızda sır kalsın istemiyorum." dedim cevap vermesi için. "Yakınında biriyle sık sık görüşüyordum. O da bana senden bahsediyordu. Ama bazı konularda doğru söylemediğini anladığım için, onunla ciddi şekilde konuşmam gerekti. Geçen gece kavga ettik, şu an görüşmüyoruz." dedi saçlarımı okşayarak. Kim olabilir ki? Babam mı? Ya da Buğra olabilir mi? Kalender, Buğra'nın arkadaşı mıydı? Diğer ihtimal Kahraman olabilirdi, ama bu çok saçmaydı. Bir ara midesini kötü hissettiği için, ona yemesi için yemekler hazırlayıp şirkete bırakıyordum. Onlar mıydı ya da? Her gün daha çok soru işareti ile boğuşmaktan yoruldum. "Kim?" dedim yeniden. "Hadi artık içeriye geçelim. Birazdan dilimleyip getiririm. Yanında ne içersin?" diye sordu. "Cevap vermeyeceksin yani?" dediğimde, yeniden duymamazlıktan gelerek pastayı adaya koydu. "Biliyor musun Kalender, saklanan şeylerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. Ama ben cevaptan memnun kalırsam, seni dinlemeye tenezzül etmem." dedim içeriye girerek. Kalender ise elinde tepsi ile gelip, içecekleri ve pastayı masaya bırakarak yanıma oturdu. Bende televizyonu açıp öyle dolaştım. "İzlemek istediğin bir şey var mı?" diye sorduğumda, bana baktığını fark ettim. Bende ona doğru dönerek baktım. Derin bir nefes alıp "Ablandı." dedi. Bende kaşlarımı çatarak durumu anlamaya çalıştım. Ablam ve Kalender ne alaka? "Sanırım o aralar ablan için çalkantılı zamanlardı. İş için şirketlerimizden birine başvurmuştu. O gün hızlıca asansöre binip, tuşa arka arkaya basınca bu durum gözümden kaçmadı. Bana birinin ona saplantılı olduğunu ve peşinde olduğunu söyledi. Kameraları kontrol ettirdiğimde, gerçekten de siyah şapka takan garip bir tip ablanı takip ediyordu. Bu sayede tanışmış olduk. O sıralar hayatımda sana dair tek şey, otelde paylaştığımız anılardı. Kim olduğunu bile bilmiyordum." dedi detaylı olarak açıklayarak. "Ablam seninle ilgili bana bir şey söylemedi?" dedim anlamaya çalışarak. "Sana söylememesini ben istedim. Öğrenirsen beni saplantılı bir sapık olarak görebilirdin." dedi. Kafasını koltuğa bana bakacak şekilde yasladı. "Doğru olmayan şeyler?" dediğimde, "Buğra ile sevgilisiniz sanıyordum. Ablan da bunu hiç yalanlamadı. Hayır onlar kardeş falan demedi. Buğra'dan hiç bahsetmedi bile." dedi. Çünkü Buğra'nın ailesi yüzünden kötü şeyler yaşamıştık. Buğra'yı kardeş olarak kabul edip severdi. Annem bir şekilde ikisi arasında o kardeş bağını kurmuştu. Beni ise kişiliğim yüzünden, ikisinden uzak tutmaya çalışmıştı. Buğra'yı her zaman kandırdığımı ve onunda bana uyduğunu söylerdi. Belki de doğruydu, zira Buğra benim yanımda çok farklıydı. Benim yanımda Buğra'yı görenler, ikimizin davranışlarına şahit olanlar 'Buğra mı bu?' bakışları atardı. Belki de onu bu yüzden seviyorum, benim mutluluğum için fedakarlık yapabilen tek kişiydi. "Bunun mantıklı bir açıklaması var. Ama sana şu an bunu izah edemem." dediğimde, "İşin komik yanı Buğra'dan daha güçlü olup, seni hep onun yanından almak istedim. Behram bu duygu yüzünden, işimde en iyisi olduğumu söylüyor. Ama ne fark eder ki? Şimdi çok güçlüyüm, yine Buğra'nın kim olduğunu öğrenemiyorum." dedi bana şikayet ederek. "Benim hakkımda o yüzden çok şey biliyorsun? Ablam mı anlatıyordu?" diye sordum. "Sadece bahsederdi işte. Senin hakkında biraz daha bilgi edinebilmek için, her buluşmayı dört gözle beklerdim." dediğinde bir anı hatırladım. ~ (Bölüm 21: Alyans) Yanlış kişilerden topladığım? Ablam onun için yanlış kişi miydi? Yoksa istemeden Kalender'den mi etkilendi? Aralarında bir şey olmuş olabilir mi? Ne zamana denk geliyor? Evlenmeden 1 yıl öncesi sanırım. 4 bucuk-5 yıl önce o zaman? Hayır olamaz, ablam o sıralarda uzatmalısı ile birlikteydi. "Peki Ablam duygularını biliyor muydu? Bana karşı yani?" diye sorduğumda, beni kendine çekip sarıldı. "Hayır, yakınımda olanlar hariç kimse bilmiyordu." dedi. "Annen buraya geldiğinde bana, 'Kalender seni isteğin dışında mı tutuyor ' dedi. Cidden beni kaçırmayı planladın yani?" dedim kafamı hafiften kaldırarak. Tepkisini görmek istiyordum, ama o sadece kafa salladı. "Sen gerçekten psikopatsın o zaman?" dedim imalı şekilde, "Senin paranoyak olduğun kadar." dediğinde gözüm telefonuna kaydı. "Sorun değil, parmak izini tanımlaman hoşuma bile gitti. Sadece bu pırıl pırıl zekayla, şifreyi çözememiş olman komiğime gitti." dedi burnunu burnuma sürterek. Sonra telefonunu eline alıp 'Arya' diye tuşladı ve kilit açıldı. İsmim miydi? Lanet olsun ismimi neden denemedim ki? Çünkü adımı tuş kilidi yapabileceğini, bir an olsun düşünmemiştim. Telefonunu avucuma bıraktı, heralde bu istediğine bakabilirsin demek oluyor. "Biraz içki alacağım." deyip mutfağa gitti. Bende rehberden Karıcığım 👑'a gelip, üstüne tıkladım. Benim numaramdı ve en son prova günü konuşmalarımız vardı. Bu bensem Arya yazan kimdi? Rehberde Arya'nın üstüne tıkladım. Ahh olamaz, aptal mısın Arya? Yayın telefonum.. hastanede Kalender'i yaşıyorum iyiyim demek için aramıştım, ama o cevap vermemişti. Bundan dolayı bu numarayı bildiğini hiç tahmin etmemiştim. Batu mu vermişti? Kocaman bir rahatlama hissettim. İki numara da benimdi. Galeriye girdiğimde ise hep benim fotoğraflarım vardı. Beni takip ettirirken fotoğraflarımı da mı çektiriyormuş? Hatta yayınlardan alınmış ekran görüntüleri bile vardı. Dikkatimi çeken şey ise, ekran görüntülerini ve video kayıtlarını atan Checky'nin canlı yayın platformu hesabıydı. Yani Batu'ydu. Bu durumda Kalender'in kendi hesabı olmayabilir, ama yayınlarda ki olaylara vakıf olduğuna göre bu şekilde biliyordu. Boss'un özel olarak doğum gününü kutladığım video bile vardı. Hatta Insgram'dan dalga geçerek yaptığımız anlaşmayı da, muhtemelen yine Batu kaydedip Kalender'e atmıştı. Bunu kaydederek beni abine şikayet mi ettin Batu? Belki şifresi kayıtlıdır diye e-devlete de girdim ama maalesef. Aklıma Kahraman ile Korona zamanı aldığımız aşı randevusu geldi. 2. doz için benim randevu almamı istemişti. Ondan telefonunu istediğimde, eşlerin birbiri için randevu alabildiklerini söylemişti. MHRS uygulamasına tıkladığımda, bingo! Parmak iziyle giriş vardı, hemen parmağımı tarattım ve Kalender'in MHRS hesabı açıldı. Hayır parmak izi sistemi koymuşsunuz, ama telefonu açabilen tüm parmak izlerini kabul ediyorsunuz. Bunu daha önce Yale ile denemiştik, bakalım aşılarını yaptırdın mı Kalender? Nedense hiç şaşırmadım, aşı falan yok. Randevu almak için tıkladığımda, karısının ismini direkt gördüm. Nasıl yani? Bu eski bir veri miydi yoksa yeni mi? Şok olarak kendi telefonumu elime aldım ve e-devlete girip nüfus kayıt örneği çıkarttım. Eski eş listeleme? Ee listele bakalım. Kişi talebine tıkladığımda pdf oluşturdu, ve bende onu hemen indirdim. Hızlıca bir göz attığımda sonucun değişmediğini gördüm. Beni boss dan mı kıskandı? Ona 1 ayda söz verdiğim için mi? 1 hafta boşanma ve 15 gün iddetin kalkması desek, hemen ondan sonraki 4. güne denk geliyor. Ellerim titreyerek telefonların tuş kilitlerini kapatıp, masaya pastanın yanına bıraktım. Sonra da pasta tabağını elime alıp o şokla yemeye başladım. İnanılmaz ya. Bugün daha neler öğreneceğim? Derin birkaç nefesle ciğerlerimi doldurdum. Telefonu yeniden elime aldım ve indirdiğim dosyayı bir daha açarak kontrol ettim. Sonrada üstümdeki mal mülke baktım. Bakarken daha da şok oldum. Bu ne ya? Ben çok zengin olmuşum da haberim yokmuş. Hisseler? Hah Kalender ne yaptın sen? ARK'ın açılımı bu anlama mı geliyormuş? Telefonumu yeniden masaya bıraktım. ---- Arya sana yemin ederim, senden başka hiç kimsenin nefesi, nefesime karışmadı. Senden başka kimseye elimi bile sürmedim. Bu yaşıma kadar, benim için sadece sen vardın. • "Kocacığım, babanın buradaki işlerine bakan amcanın kızı Nazlı. Ve kocası Ahmet. Daha önce bahsetmiştim ya hani. Babanın son zamanlarında bir çift bakıyormuş diye." dedim anlaması için. Ama Kalender, cümlenin başında hayattan kopmuş gibiydi. Bana aşkla, hayranlıkla ve arzuyla bakıyordu. Bakışmamızdan Ahmet Bey rahatsız olmuş olacak ki. Yalancı bir öksürük sesi geldi. Kalender Ahmet'e dönüp, "Ahmet kusura bakmayın. Arya, bana ne zaman kocacığım dese, daha fazla demeye devam edebilsin diye tüm malımı, mülkümü feda edebilecek hale geliyorum." dedi samimi bir ses tonuyla. Yaparmış gibiydi. Ona kocam demem için, her şeyi yaparmış gibiydi. • "Bak boğulurum hee, parmak ucumda basıyorum." dedim. "Karıcığım, boğulursan seni boğarım. Sakın boğulma!" • Zevahir, "Ben evliyim yenge, karıma aşığım." dedi kesin ve net bir sesle. "Helal olsun." dedim. Kalender bana daha da sokulup, "Bende karıma aşığım, hem de deliler gibi." • "Bunlarla ne yapacağım bilmiyorum." dedi bir etrafına bir bana baktı. "Sana da eğlence çıktı karıcığım." • ''Ceza, herkese fazladan 2 maaş ikramiye olsun." dedim önerimi sunarak. ''Karım öyle istiyorsa, cezam bu olsun." • "Beni zaten karın olarak görüyorsun değil mi? Yoksa karıcığım demezsin?" dedim bende masum masum. "Aslında biliyor musun Arya." dedi gözlerimin içine bakarak ve devam etti. "Siktir et!" ne edeyim? Sonra yukarıya çıkıp, yeniden aşağıya elinde bir yüzük kutusu ile geldi. "Ne zaman hazırladın?" diye sordum. "Buraya kaçmasaydın, öğrenirdin." dedi omuz silkeleyerek. "O zaman, şimdi sen benim kocam mı oldun?" dedim yüzüğü göstererek. "Sen zaten benim karımsın." • "Ahhh Ihmmm Kalender, lütfen." dedim yalvararak. "Ben sana söz verdim karıcığım, zevkin en doruklarında boşaltacağım. Unuttun mu?" dedi hain bir gülüşle. • Bekir abinin, "Karı-kocanın odasına öyle dalınır mı zevzek. Bekle gelirler, en kötü aşağıdan seslen. Ne demeye yukarı çıkıyorsun." diyen sesini duydum. • "Benim karımın şarteller yine yanmış. Kolileri arabaya yerleştirinde, hadi çıkalım." dedi Batuyla Emin'e. "Dinliyorum?" dedim. "Evimizi hazırlattım. Gerçi bayadır hazır ama, sen içindeyken 'evimiz' olacak." dedi. • "O zaman arabayı da ben kullanıyorum?" dedi yine aynı kuşkuyla. "Tamam kullan." dedim sağ koltuğa geçerek. Dışarıdan çocuklarla konuşmasını duydum. "Her şeye tamam diyor, bugün ne yedirdiniz ne içirdiniz benim karıma?'' • ''Sen benim karımsın. Bir Kandemir olarak her şeyim, aynı zamanda senin, ne istiyorsan yapabilirsin. Bu saatten sonra senin önünde tek Allahın kulu duramaz, çünkü her zaman tam arkanda olacağım." dedi bir yola bir bana bakarak konuştu. "Yanımda olman gerekmiyor mu?" dedim tebessümle. "Hayır, her güçlü, kendinden emin kadının arkasında, bir erkek vardır. Ben tam olarak kocan sıfatıyla, o erkek olacağım." • "Trafikteyiz, magazine karımla sevişirken düşmek istemiyorum." dedi koyulaşmış imalı gözleriyle. • Kalender bana dönüp, ellerini yanaklarıma uzattı. "Evimize hoş geldin karıcığım." dedi. • "Ve benim karımsın. Bu nedenle bu evde olduğun her an bunu iyice hatırlamanı istiyorum. Ben her şeyi halledeceğim, tüm soru işaretlerin gidecek. Sadece yanımda kalmaya devam et, Arya." dedi. Saçlarımı öpüp devam etti. "Parmağımda senin yüzüğün var, kalbimde ise yalnızca sen." Biraz uzaklaşıp elini uzattı, yeniden el ele evimize doğru ilerledik. • Göz kırpıp "Ben hep haklıyımdır." dedim. Sonra Kalender'e dönüp, "Öyleyimdir, değil mi Kalender?" dedim masum bir sesle. "Kesinlikle. Karım söylüyorsa tartışmaya bile açık olmayacak şekilde haklıdır." dedi gurur duyarak. ---- Yaşadığımız her bir an yüzüme tokat gibi çarparken, televizyona boş boş bakarak pasta yemeye devam ettim. "Yeniden getireyim mi karıcığım?" dediğinde kafamı Kalender'e çevirdim. Karıcığım? Tabağımı uzatarak "Evet, lütfen." dedim. O da alıp yeniden mutfağa gitti. Tüm saklananlar, gözümün önündeydi, ama ben göremedim değil mi? Şimdi ne yapmalıyım? ---- Batu hafif dikleşerek bana bir sır verecekmiş gibi eğildi. "Yenge hiç baktın mı? E-devletine yani?" diye sordu. "Yok bakmadım. Abinizin yanında fakir hissettiğimde açıp bakarım." dedim alay edip gülerek ve ayağa kalktım. "Sen yine de bir bak bence, e-devlete yani." dedi arkamdan. ---- 🌟 - Oy vermeyi unutma Arya Reis ? Kalender Kandemir ? Melek ? Hikaye Gidişatı ? Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK Evreni Serisi, İkinci Adam Yayınları aracılığıyla yakında raflarda olacak. Basılacak ilk kitabımız ARK I : Arya 🪞✨ Kitaplarım bağımsız olarak okunabilir, ama ortak karakterlere ve geniş bir olay kurgusuna sahiptir. Bu kitap, ARK Evreni Serisi adı altında yayınlanmaktadır. Kronolojik sıraya göre seriyi D R E A M E 'de ayarladım. Arya ve Kalender'in aşklarına şahit olan herkes 🪞✨ emojileri ile yorumları donatsın! ~~ Lütfen ilk defa okuyanlar ve özellikle birden çok okuyanlar bol bol yorum yazsınlar. ~~ Spoiler içeren yorumlar yazmak SERBESTTİR! Bu nedenle yeni okuyucuların yorumları okumadan yorum yazması rica olunur. ~~ Hikaye konusunda SPOİLER yemek istemeyenler KONAĞIN DELİSİ ve KRALİÇE kitaplarımı OKUMASINLAR! Konağın Delisi ve Kraliçe, ARK III : Arya Reis Kandemir 'den sonrasını anlatmaktadır. Arya ve Kalender'in çocuklarını konu alıyor. ZÜHRE ve MEHTAP KESİNLİKLE OKUMALISIN!
|
0% |