@ruyamg
|
Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara! Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor. Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜 Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️ Arya ~ Dün gece masaya döndüğümde, ablam sandalyesinde oturuyordu. Babam ve Kahraman'da arkamdan gelmişti. Tatlılar önümüzdeki yerini almış ve sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi konuşulmuştu. Ama ben hiç iyi değildim. Kimsenin gözünün beni gördüğü de yoktu. Bugün bebeğimi öğrendiğimde yaşadığım heyecan, öyle bir sönmüştü ki.. ben ne yapacağımı bilemez şekilde kala kalmıştım. Kahraman geç olduğunu, yarın işe gideceğini söyleyince, annemlerden eve erken dönmüştük. Şimdi de banyoda sular beni ıslatırken, ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Kendimce birkaç plan yapmıştım, ama hangisini uygulamam gerektiğine karar verememiştim. Kahraman'a zarar verebilir miydim? Kesinlikle hayır. Ne olursa olsun, o benim çocukluğumdu. Benim Arya olmamı sağlayan tek kişiydi. Eğer Kahraman'a bir şey olursa, elimde sadece acımasız ve kontrolsüz Reis kalırdı. Bunu istemiyordum. O zaman yapmam gereken bir şekilde Kahraman'ı kendimden uzaklaştırmaktı. Onun ve benim aramda bir kalkan olursa, ikimizde birbirimizin sınırını ihlal edemezdik. Bunu daha önce de yapmıştım. Saeed bu şekilde benden uzak durmuştu, ve ben yepyeni bir hayata başlamıştım. Öğrendiğim ve bildiğim her şeyi bir kenara bırakmış, kendime sıfırdan bir düzen kurmuştum. Yine yapabilirdim. O zaman önce, Kahraman'ın bebeği gerçekten öğrenip öğrenmediğini anlamam gerekiyordu. Eğer bebeği biliyorsa, doğduktan sonra onu benden alıp almayacağını anlamalıydım. Çünkü dün bunu ima etmişti. Benimle bebek için mi birlikteydi? Ama neden? Bu bebeği ikimizde çok istemiyor muyduk? Eğer bebeğimi bilmiyorsa ve ben ona söylersem, onu koruyamazdım. Dün yaptıkları konuşmada, Kahraman bebeğimizin kendisine ait olduğunu açıkça söylemişti. Arya benim karım, onu kimseye vermem, neden karımdan ayrılayım, onu bırakamam falan dememişti. Ne dedi o? Ah! Gerçekten düşündükçe çıldıracaktım. Yeni bir seçeneğim var mıydı? Bebeği söylemeden boşanabilirdim. Sonuçta beni satın aldığını düşünen bir adamla evli kalacak değildim. Bu saatten sonra, Kahraman'a nasıl eski samimiyetimle davranacağım? Ben mal mıydım? Ne demek Arya'yı satın aldım? Ya babam? Canımdan çok sevdiğim, beni gün ışığım diye seven, her zaman arkamda olduğunu düşündüğüm babam? En çok hangisinin ihaneti kalbimi bu kadar acıtıyordu? Babamı affedebilir miydim? Ondan yardım isteyebilir miydim? Ah, hayır yapamazdım. Aslında babam tanınmış bir avukattı. Onun yardımına ihtiyacım varken, boşanma sürecinde Kahraman'ın yanında olursa çok zorlanırdım. Bebeğimi babasız büyütebilir miydim? Kahraman'ın bebeğini bilmeye hakkı yok muydu? Ayrıca Kahraman ve ailesi, özellikle babası milletvekili olduğu için bir hayli güçlüydü. Ekibimizin Türkiye'ye girişlerinde yetki sahibi onlardı. Sadece kendimi değil, diğerlerini de tehlikeye atmış olacaktım. Eğer isterlerse, kimliğimi açığa çıkartarak bebeğimi benden alabilirlerdi. Bebeğimi benden alırlar mıydı? Ya Buğra, o bana yardımcı olup gücünü kullanabilir miydi? Muhtemelen yapamazdı, hükümet ile sorun yaşarsa Türkiye'ye bir daha giremezlerdi. Zaten sahte kimliklerle giriş yapabiliyorlardı, olumsuz herhangi bir durumda annem beni kesinlikle öldürürdü. O korkunç senaryo ile gözlerim kocaman açıldı. Bu durumda bebeğimi benden gerçekten de alabilirlerdi. Beni satın aldığını düşünen ve bebeği ne kadar istediğini bildiğim 'kocam', hiç düşünmeden onu benden alırdı. Kahraman böyle bir insan mıydı? İstemediği şeyler yapsam da, bana verdiğim kararlarda hep saygı duymadı mı? Hayır bu işte, kesinlikle başka bir durum vardı. Benim tanıdığım adam.. Kahraman, asla böyle bir şey yapmazdı. O benden başkasına dokunamıyordu bile? Yapmaz.. kocam, beni üzecek herhangi bir şeyi yapmazdı. Suyu kapattım ve saçlarımı sıkarak suyunu akıttım. Vücuduma bornozu giyerek, giyinme odasına doğru ilerledim. Kahraman bana doğru gelirken, "Hasta mısın hayatım? Solgun gözüküyorsun. İstersen bugün kahvaltıyı ben hazırlayabilirim." dedi. Bir elini yanağıma koydu ve "Gittikçe zayıflıyorsun, Arya. '' dedi. Sesinin bu kadar endişeli gelmesi nasıl oyun olabilirdi? Ciddiyetle, ''Hem bu kadar zayıf olursan tedavi sürecinde zorlanacaksın.'' dedi. Bebeği bilmiyor muydu? Bebeği bilmiyorsa babamla neden öyle konuşmuştu? Muzip bir ses tonuyla, ''Bundan sonra sana daha da dikkatli bakacağım, kar kraliçesi Elsa." dedi. Burnumdan nefes vererek, istemsizce tebessüm ettim. Kahraman ne zaman psikolojik olarak zorlansam, işte beni böyle tek cümlesiyle rahatlatabiliyordu. Kahraman'a "Doktor 1 yıl bekleyebileceğimizi söylemişti. Hâlâ zamanımız var sanıyordum?" diyerek, meraklı gözlerle baktım. Kahraman gergin şekilde yutkundu. "Hayır Arya. 2 buçuk yıldır evliyiz, ve 2 yıldır bu bebeği her şeyden çok istiyorsun. '' dedi. Bebeği her şeyden çok istiyorSUN? O istemiyor muydu? Bu zamana kadar en çok o istememiş miydi? Ben kendimi hazır hissetmezken bile, o duyduğunda mutluluktan havalara uçmamış mıydı? ''Zamanımız yok, kalmadı. Birkaç gün içinde doktora gideceğiz ve kapsamlı bir muayene olacaksın. Her şeyine baktıracağız.'' dedi. Hamilelik şüphem nedeniyle ilaçlarımı kullanmayı bırakmıştım. Kahraman'da bu yüzden halsizliğimi ve ufak tefek unutkanlıklarımı çok abartıyordu. Hamilelikte böyle şeyler fazlasıyla normaldi. Birkaç hafta önce beni zorla hastaneye götürmeye çalışmıştı, ama ben kaçtığım için gidememiştik. Kahraman, ''Sana doktora gideceğimiz zamanı haber veririm." diyerek gülümsedi. Kocamın bu ilgili davranışıyla kafam iyice karışmıştı. Ama bir konuda çok nettim. Bebeğim, baban hâlâ seni bilmiyor. Kahraman kararsızlıklarımı görmüş olmalı ki, diğer elini de yanağıma koydu ve alnımdan öptü. Bana güven vermeye çalışarak, "Biliyorum zor bir sürece gireceğiz. Ama söz veriyorum, tüm süreçte yanında olacağım.'' diyerek, cümlesine devam etti. ''Bebeğimiz için elimden geleni yapacağım, iyi bir baba olacağım Arya." dedi. Olabilecek miydi? Belki tam şu an, baba olacağını ona söylemeliydim? Zaten bana olacağını bilmek Kahraman'ın hakkıydı. Ağzımı açmıştım ki, beni sözleriyle susturdu. "Bugün öğleden sonra yayınım var demiştin değil mi? Öncesinde büroya gel, birkaç imza atman gerekiyor." Yine ne imzası atmam gerekiyordu? Kafamı sallayarak geçiştirdim. Ve ellerinin arasından ayrılarak, üstümü giyinmek için kıyafet seçmeye başladım. Kocam, "Ender bey, ilk aşılamada çok yüksek şansımız olduğunu söyledi. Bu tedavi sürecinin sonunda, artık anne olacaksın. Ve tabii ki ben de baba..." dedi. Kahraman sen zaten babasın. Karnımda, 2 aylık bebeğimizi taşıyorum. "Hadi sen giyin gel, kahvaltıyı ben hazırlıyorum. Benim güzeller güzeli karım.. yakında bebeğimizin de annesi olacaksın." dedi ve odadan çıktı. Neden hep bebek? Düşünüyorum da, resmen her an bebeğimiz olsun diye çabalayan bir çift olmuştuk. Daha evliliğimizin baharında gezip tozmak yerine.. ya da bilmiyorum başka konular varken, neden bir anda bebeğe bu kadar yoğunlaşmıştık? Ve en önemlisi, kocam beni tüp bebek tedavisine ikna etmek için mi böyle ilgili davranıyordu? Annemin dediği gibi ilgi ve sevgi görmek istediğim için, beni bu şekilde manipüle edip ikna mı ediyordu? Bu zamana kadar beni parmağında mı oynatmıştı, ama neden? Babasına kendini kanıtlamak istediği için olabilir miydi? Kahraman'ın ailesi öyle insanlar değillerdi ki. Evlilik sürecimizde bile, ne isterseniz yapın diyerek bizi özgür bırakmışlardı. Efsun anne 'kızım her şeyin en iyisi olsun, sakın hevesin kalmasın,' diyerek, benimle birlikte uğraşmıştı. Onun dışında da kimse sürece dahil olmamıştı. Kahvaltı ettikten sonra Kahraman işe gitmişti. Kahvaltıda da hastaneye gidip tahlil yaptırmaktan bahsetmiş ve beni tedaviye ikna etmeye çalışmıştı. Hatta eve bir yardımcı tutacağını bile söylemişti. Hatırlıyorum da ikinci defa hastaneye gidip düşük yaptığımı öğrendiğimizde, eve dönüp gömlekler neden ütülenmemiş diye benimle tartışmıştı. Beni o karamsar halimden çıkartmak istediğini, bana aklımı meşgul etmek için görevler verdiğini ve duygularını böyle yansıttığını düşünmüştüm. Ertesi gün ağrılarım olduğu halde, bana yataktan hâlâ neden kalkmadığımı, kahvaltıya geç kaldığımızı ve hazırlanmam gerektiğini söylemişti. O zamanlar Kahraman'ı anlıyordum ve üzgün olduğunu düşünüyordum. Beni ayağa kaldırmak, psikolojimi düzeltmek için böyle yaptığını sanıyordum. Ama ya şimdi? Belki de başından beri önemsediği, hiçbir zaman ben olmamıştım. Bebek miydi? Hamilelikten dolayı, hormonlarımın beni duygusal olarak değiştirdiğinin farkındaydım. Geçen dondurma yerken durduk yere 'neden limonlu değil' diye düşünüp, iki üç damla gözyaşı akıtmıştım. Şu an kafamda kuruyor olabilir miydim? Belki de konuşmaları yanlış anlamıştım. Sonuçta, sinirliyken herkesin ağzından kötü şeyler çıkabilirdi. Sonra da söylediklerine pişman olurlardı. Büronun içine girdiğimde, Kahraman'ın buradaki sekreterini lobide gördüm. Bakışları bana kaydığında saygıyla gülümsedi, sanırım beni bekliyordu. Kocam babası milletvekili olunca, onun yatırım şirketinin başına geçmişti. Babamın avukatlık bürosuna, bu yüzden finansman aktarmıştı ve büroda bizim gibi hisselere sahipti. Yani burada da, odası ve sekreteri vardı. Ama çoğu zaman büroda bizzat bulunmazdı. Önden yürüyerek, "Hoş geldiniz Arya Hanım, buyurun ben size eşlik edeyim." dedi. "Hoş buldum, teşekkür ederim." Asansöre birlikte bindik, ve yönetici odalarının bulunduğu kata çıktık. Eliyle odaya yönlendirirken, "Bu odada bekleyin lütfen, ben Karan Bey'e haber vereceğim." dedi. "Kahraman müsait değil mi?" diye sordum. "Kahraman Bey'in 10 dakika sonra toplantısı var. Onunla ilgileniyor olabilir." diyerek soruma yanıt verdi. Odada bulunan koltuklardan birine oturup beklemeye başladım. O sırada kapı açıldı. Elinde minik bebek ayakkabılarıyla Kahraman içeriye girdi. Mutlu bir sesle, "Hayatım, şunlara bak! Bizim muhasebe müdürünün kızı olacakmış. Eşiyle alışverişe gitmişler. Sanırım poşetlerden koridora düşmüş. Şunun tatlılığına bakar mısın?" dedi. Sarı renk üstünde ayıcığı olan sevimli ayakkabıları bana uzattı. Demek ki müdür beyin karısının renk tabuları yoktu. Kızına mavi aldığına göre... Kırık bir tebessümle, "Evet, çok tatlıymış. Benim adıma da hayırlı olsun dersin." dedim. Ne zaman şu belgeler gelecekti? İşim vardı ve takipçilerim yayın bekliyordu. Onlara karşı sorumluluğum vardı. Her hafta 3 gün, 4 saat boyunca onlarla oluyordum. 6 yıldır en kötü zamanlarımda, operasyon günleri hariç yayın açmayı bırakmamıştım. Anlamlı gözlerle bana bakarak, "Birazdan Karan evrakları getirir. Sen de hemen imzalayıp çıkarsın. Eve yetişirsin merak etme, bu saatte trafik yoktur." dedi. Sonra da eğildi ve beni dudaklarımdan öptü. Yüzünü yüzüme denk tutarak, "Benim güzel karım, neden birkaç aydır bu kadar halsizsin?'' dedi. İçim sorusuyla bir garip olmuştu. ''İşlerde bir sorun mu var? Unutkanlıklarının nedeni bu mu? Hadi kocana anlat. Biliyorsun, senin için her şeyi yaparım." diye sordu. Evet, eskiden de sevgiyle bağlı bir çift değildik. Birbirimizin yaralarını sarmış ve kol kanat germiştik. Ama şu an duyduğum sözler çok sahte gelmişti. Halbuki konuşması ve kullandığı kelimeler çok güzel değil miydi? İlgili bir koca gibiydi? O sırada kapı açıldı. Ablam kafasını uzatarak, "Aa! Burada mıydınız?'' dedi. Bana doğru adım atarken, ''Kahraman toplantı birazdan başlayacak." dedi. Kahraman ablamın gelişiyle eğildiği yerden toparlandı. Kalkarken yanağıma öpücük kondurmayı ihmal etmedi. Ardından ablam yanıma oturdu ve bana sıkıca sarıldı. Gözleri ayakkabıyı bulduğunda, yalancı bir kızgınlıkla "Ay bunlar ne kadar tatlı, daha şimdiden alışverişe mi başladınız? Söyleseydiniz canım yeğenim için, ben de sizinle gelirdim." dedi. "Hayır, muhasebe müdürünün eşi düşürmüş. Kahraman bu minik ayakkabıları görünce, her zamanki haliyle yanıma getirmiş." dedim. Ablam kafasını omzuna doğru hafifçe yatırarak, "Evet duydum, yarım kalan tedavinize başlıyormuşsunuz.'' dedi. Sonra da beni teselli etmeye çalıştı. ''Merak etme güzelim, ben de tüm süreçte yanında olacağım. Eğer yorgun hissediyorsan bir süre daha erteleyebilirsiniz. Önemli olan senin ne istediğin, hazır olup olmadığın Aryakuş." dedi. O sırada Karan Bey odaya girdi. Mahcup bir ifadeyle Kahraman'a bakarken, "Affedersiniz bölmüyorum değil mi?" diye sordu. Kahraman, "Hayır Karan, gelebilirsin. Bizde zaten Melek'le şimdi çıkıyorduk.'' diyerek beni bakışlarıyla gösterdi. ''Karımın işleri var. Belgeleri hızlıca imzalatıp, arkamızdan sen de toplantıya gelirsin." dedi. Yeniden beni düşünen ilgili kocam olmuştu. Acaba dün konuşmaları yanlış mı duymuştum? Bu aralar aklım dalgındı. Kendi kendime uyduruyor bile olabilirdim. Karan yanıma yaklaşırken, elindeki evrakları gösterdi. "Tabii efendim. Hızlıca imzalatıyorum. Zaten sermaye artırımı ile ilgili prosedürler, birkaç sayfa." dedi. Kahraman "Tamam, Melek hadi biz çıkalım.'' dedi. Sonra bir anda durakladı. ''Ah dur! Bununla toplantıya giremem.'' Bebek ayakkabılarını masanın üstüne bıraktı. Bebeğimizin de böyle tatlı ayakkabıları olacak mıydı? Karan Bey evrakları gösterdi ve imzalamam gereken yerleri eliyle işaretledi. İlk sayfada sermaye artırımı ile ilgili şeyler yazıyordu. Ama bu konular asla ilgimi çekmiyordu. Halbuki okuduğum bölümle ilgiliydi. Yayınlardan dolayı kendi şirketim olmasaydı, vekaletimi bile Kahraman'a vermeyi düşünmüştüm. Keza o da bunu önermişti. Ama sonradan vazgeçmiş, iş birliklerime ve sponsorluklarıma karışabileceği için istememiştim. Elime kalemi aldım. İlk sayfada en alt köşede kalan yere imzamı attım. Kenarından diğer sayfaları çevirerek imza atmaya başlayacaktım ki, telefonum çaldı. "Affedersin Karan, menajerimden önemli bir telefon bekliyordum. Birazdan gelsen ve devam etsek, olur mu? Bunu cevaplamam gerekiyor." dedim. Karan kafasını olumlu olarak salladı ve önümdeki kağıtlara uzandı. Elimle 'kalsın' der gibi bir hareket yapıp, elimi kağıtların üstüne koydum. Ve menajerim Utku'nun aramasını açtım. "Selam Utku, seni dinliyorum?" dedim. "Sana, iki kötü ve bir iyi haberim var. Önce hangisini duymak istersin?" diye sordu. Ama bir günümde iyi geçsin! Şimdi ne olmuştu? Derin bir nefes alarak, "Kötülerden başla bari?" diye yanıtladım. Belki iyi haberle mutlu olurdum? "O zaman ilk kötü haberle başlıyorum. Bugün yayınını iptal etmek zorunda kaldık. Çünkü canlı yayın platformu üzerinde bazı sorunlar var. Dolandırıcılık mı ne yapılmış, hesaplar inceleniyormuş." dedi. Nasıl? Bugün yayın yok muydu? Ne dolandırıcılığı olmuştu? Sanırım detaylarını sonra öğrenmeliydim, çünkü benim için diğer haber daha önemliydi. "Diğer kötü haberi tahmin etmemi ister misin? ARK iş birliğini kabul etmedi, değil mi? Fuar'da ana sahneyi kim almış?" diye sordum. "Kötü haber şu ki, bir güvenlik ekibine ihtiyacımız olacak." Ne? Ne alakaydı? Büyük bir mutlulukla, "Çünkü bu sene oyun fuarında ana sahne sponsoru ARK'mış." dedi. ARK, ana sahne sponsoru mu olmuş? Hem de böyle önemli bir oyun fuarına? Utku heyecanla devam etti. "Geçen sene iXi oyun fuarında ki etkinlik işbirliğini çok beğenmişler. Bu sene de IST için ana sahne sponsoru olmuşlar.'' Söyledikleriyle şaşırmıştım. ''Herkes sosyal medyada seni konuşuyor. Çünkü senin sponsorun oldukları için, IST'e geldiklerini düşünüyorlar.'' dedi. Utku'nun sesi coşkuyla yükseldi. ''Arya, bu sene fuar efsane geçecek. Ve kesinlikle etkinliklerde güvenliğe ihtiyacımız olacak. Çünkü fuar biletleri, birkaç saattir inanılmaz satıyor. Seni ve ARK'ı duyan tüm oyun severler, orada olacak." dedi. Sesinden mutluluk fışkırıyordu. Bir insanın sesi mutlu olabilir miydi? Benim hiç olmamıştı. "Arya, hemen güvenlik şirketlerini araştırmaya başlıyorum.'' dedi. Sonra da tek tek sayarak, ''Sen de lütfen kıyafetlerin için, Yale'nin bulacağı ekip ile çalış. Kıyafet, saç, makyaj, her şey çok önemli! Lütfen, beni kırma.'' dedi. ''Hâlâ inanamıyorum! Resmen zirveye oturacaksın. Bu etkinlikten sonra, global ilk 10'da yer alan tek kadın yayıncı olacaksın." Hiçbir zaman en iyi olmayı ya da listelerde olmayı istememiştim. Sadece yayınlarımı izleyen kişilerle iletişimde olmayı, onların sevgilerini hissetmeyi seviyordum. Utku diğer detayları vermeye devam ederken, elimin altındaki kağıtlar ve bebek ayakkabısı dikkatimi çekti. Okumadan her şeyin altına imza atıyordum. Babama ve kocama güvenebilir miydim? Hemde dün duyduklarımdan sonra? Kahraman bebek ayakkabısını sekreteriyle göndermek yerine, neden masanı üstünde bırakmıştı? Kafamı iki yana salladım. Kahraman az önce mutluydu ve beni öpmüştü, sabah beni sevdiğini söylemişti. Hamilelikten dolayı duygularım karışıktı. İlaçlarımı bir anda bırakınca, belki de yeniden halüsinasyon görmeye başlamıştım. Utku "Beni dinliyor musun Arya?" diye sordu. Ah Utku neler yaşıyorum bir bilsen, bu habere bile sevinemedim. "Evet.. evet tabii dinliyorum Utku. Bu konuda sana uyum sağlayacağım ve zorluk çıkartmayacağım." dedim. Güvenliğe zaten çok ihtiyacım vardı. iXi'de izdiham içinde kalmıştık ve fuarın yapıldığı yerden kendimizi arabaya zor atmıştık. Şimdi bebeğim vardı, öyle bir ortamda kalıp onu riske atamazdım. Utku'ya "Güvenlik konusunda bana en iyi şirketi bul, sonra buluşup üstünden geçeriz. Olur mu?" diye sordum. Utku cevap verirken, bilinçsiz bir şekilde elimin altındaki sayfaları çevirdim. Sadece sermaye artırımı ile ilgili bilgiler vardı. Aradaki bir sayfa da Kahraman'ın ismini görünce durakladım. * Davacı ile Davalı medeni bir şekilde bir araya gelerek, şartları ayrıntılı olarak görüştükten sonra, boşanmanın hukuki ve mali sonuçlarını düzenleyen, ve ekte sunulan protokolü birlikte imzalayarak kabul etmiştir. Sonuç ve Talep : Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı iş bu davanın kabulü ile; 1-Davacı Kahraman Ateş ile davalı Arya Reis'in TMK m. 161/1 hükmü uyarınca boşanmalarına, 2-Müşterek çocuklarının velayetinin Davacı Kahraman Ateş'e verilmesine, Buraya kadar okuyabildim. Az önce ben ne okudum? Sayfayı diğer sayfaların arasından çıkartarak yeniden inceledim. Anlaşmalı boşanma dilekçesi mi? Kafamda kurmuyordum. Kesinlikle kafanda kurmuyorsun. Babanın ve kocanın tartışmalarını duydun. Davacı ve davalıda kocam ve ben vardık. Adresim olarak, Kahraman'la yaşadığımız evin adresi yazılmıştı. Kahraman'ın adresini ise hiç bilmiyordum. Burası neresiydi? Bana evrakların arasında, haberim bile olmadan boşanma dilekçesi mi imzalatacaktı? Diğer sayfada protokol yer alıyordu. Toplam 2 sayfa ve benim imza atmam gereken yer protokol sayfasındaydı. Az önce sevgi dolu sözlerle tüp bebek tedavisi olmamı isteyen kocam, benden boşanıyordu. Kağıtların yanındaki sarı bebek ayakkabısına baktım. "Utku, seni sonra arayacağım. Acil bir işim çıktı." diyerek, cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım. Kamera uygulamasını açarak, dilekçenin ve protokol sayfasının fotoğrafını çektim ve diğer sayfaları karıştırdım. Bebeğim baban hamile olduğumu bilmeden, seni benden almak istiyor. Baban böyle bir adam mıydı? Ben 2 buçuk yıldır, bir yalanı mı yaşıyordum? Bu adam benim çocukluğum, sırdaşım, en yakınımdı. Nasıl böyle bir şey olurdu? Kahraman, hayatım boyunca her zaman yanımda olmuştu. Her kendimi kaybettiğimde elimi tutmuş, beni yeniden Arya olmaya zorlamıştı. Peki ya dün onları duymasaydım? Ya ARK ana sahne sponsoru olduğu için, Utku beni aramasaydı? Tanrım, o adam.. yani baban, seni benim elimden alacaktı. Ben seni nasıl koruyacağım? Belli ki benim babam ve senin baban işbirliği içindeler. Bebeğim bize kim yardımcı olacak? Kahraman bunu bana nasıl yapardı? Bana!? Ben onun tüm çocukluğuydum. Tanrım, yanlış mı anlıyordum? Neler oluyordu!? Kahraman, artık bana da dokunmak istemiyor diye miydi? Gerçekten her şey bu yüzden olabilir miydi? Kocam için diğer insanlar gibi mi olmuştum? Tüm kağıtları gelişi güzel çantama yerleştirdim. Sonra da hızlıca odadan çıktım. Karan Bey, kapının dışında gergin şekilde volta atıyordu. "Çok acil işim çıktı. Bunları akşam imzalayıp, Kahraman'la yarın size gönderirim." dedim. Karan Bey'in yüzü renkten renge girdi. Bu durum dikkatimi çektiği için, gözlerimi kısarak onu aşağıdan yukarıya inceledim. En son da çenemi hafiften kaldırarak, gözlerinin içine baktım. Karan Bey, bakışlarını hızla benden kaçırdı. Tabii ya, o da işin içindeydi. Ne kadarını biliyor olabilirdi? 🌟 - Oy vermeyi unutma Arya? Kahraman? Melek? Hikaye Gidişatı? Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK Evreni Serisi, İkinci Adam Yayınları aracılığıyla yakında raflarda olacak. Basılacak ilk kitabımız ARK I : Arya 🪞✨ Kitaplarım bağımsız olarak okunabilir, ama ortak karakterlere ve geniş bir olay kurgusuna sahiptir. Bu kitap, ARK Evreni Serisi adı altında yayınlanmaktadır. Kronolojik sıraya göre seriyi D R E A M E 'de ayarladım. Arya ve Kalender'in aşklarına şahit olan herkes 🪞✨ emojileri ile yorumları donatsın! ~~ Lütfen ilk defa okuyanlar ve özellikle birden çok okuyanlar bol bol yorum yazsınlar. ~~ Spoiler içeren yorumlar yazmak SERBESTTİR! Bu nedenle yeni okuyucuların yorumları okumadan yorum yazması rica olunur. ~~ Hikaye konusunda SPOİLER yemek istemeyenler KONAĞIN DELİSİ ve KRALİÇE kitaplarımı OKUMASINLAR! Konağın Delisi ve Kraliçe, ARK III : Arya Reis Kandemir 'den sonrasını anlatmaktadır. Arya ve Kalender'in çocuklarını konu alıyor. ZÜHRE ve MEHTAP KESİNLİKLE OKUMALISIN! |
0% |