@ruyamg
|
Ailemizde yerini almak için Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK kitap emojimiz 🪞✨ yorumlara! Bölüme başlamadan üj bej emoji yollayın bakalım :D RuyamG <— Ailemiz burada toplanıyor. Okumaya başlamadan sol alt köşedeki yıldıza tıklayarak oy vermeyi unutma 💜 Satır arası yorumlarını bekliyorum. ⭐️ Ne kadar yorum olursa, o kadar motive oluyorum. 😍 Arya ~ Gözlerim heyecanla, Kalender'in gururla bakan gözleriyle buluştu. O da benim gibi heyecanlı gözüküyordu. Bana kocaman gülümsedi. Yayının başından beri beni, sanki en sevdiği filmi hiçbir sahnesini atlamadan izlemek istiyormuş gibi takip ediyordu. O sırada Batu'nun sesini duydum. "2 buçuk milyon anlık izlenmeye ulaştık." dediğinde gülümsedim. "Umarım bugün yaptığımız yayından keyif almışsınızdır. Konsey üyelerime ve modlarıma da çok teşekkür ederim." dediğimde chat inanılmaz şekilde akıyordu. "Şimdi yayın sonuna yaklaşırken size bazı duyurularım olacak. İlk duyurum bildiğiniz üzere, ARK oyun fuarının ana sahne sponsoru oldu. Bu nedenle hafta sonu, efsane etkinliklerle sizinle olacağız. Her birinizi bekliyorum, efsane bir katılımla fuarda olalım." dedim. Bu sırada izlenme sayısı katlanarak artıyordu. "Fuar için ücretsiz biletler ve akşam yapılacak parti için davetiye çekilişleri, gün içinde Sidcord'da açıklanacak. Gelelim diğer duyuruma." dediğimde derin bir nefes alıp, Kalender'e baktım. O da ne söyleyeceğimi merak ediyormuş gibiydi. "Bu birkaç aydır hakkımda çıkan haberler malum. Defalarca yazıldı çizildi. Bu yüzden önce benden öğrenin istedim. Yakında düğünüm olacak, sizlerden birkaç kişiyi de seçip, oyun fuarında olduğu gibi davet ederim." dedim. İzlenme sayısı 3 milyonu geçmişti. "Artık chati takip edemiyorum, 90 saniye de bir yazabiliyorsunuz bir de." dedim gülerek. "Daha sonrasında size başka haberlerimde olacak, onları da takip etmek için ne yapıyorsunuz? Evet hemen sosyal medya hesaplarımdan beni takip ediyorsunuz." diyerek devam ettim. Batu'nun "Şu anda dünya rekorunu kırmak üzereyiz. 500 bin izlenme derken, 3 milyon 500 bin olmamıza az kaldı." diyerek ortalığı alevlendirdi. Sonra yayın ekranının bir anda değiştiğini gördüm. "Berktuğ ekranım değişti, kontrol eder misin?" dediğimde sesim bile yayına gitmiyordu. Evimizin havuzu neden canlı yayında? Olduğum yerde dikleştiğimde, Kalender'in ayağa kalktığını gördüm. Elini bana uzattı ve beni de kaldırdı. Ardından yakama Rode kablosuz kulaklık taktı. "Hayatım, ne oluyor?" dediğimde parmağıyla şşhh işareti yaptı. Elimden tutarak beni kapıdan çıkarttığında Arda'yı gördüm. "Tebrik ederim Arya, yapamazsın dediğim sayının 7 katına çıkmakta ne bileyim. Show mu?" dediğinde kahkaha attım. Önde Arda arkasında ben, benim arkamda Kalender merdivenlerden aşağıya inerken, "Gördün mü Arda, işte buna biz ARK gücü diyoruz. Kardeşlerim beni bu zamana kadar asla yarı yolda bırakmadı." dediğimde, "Bende bırakmadım. En başından beri bu ailenin bir ferdiyim." dedi yandan bir bakış atarak. Merdivenlerden indiğimde bir kameraman dikkatimi çekti. Yayın buradan mı devam ediyordu? Beni yemek odasına doğru yönlendirdiler. Piyanonun önünde ARK yazılı balonlar vardı ve etraf çok güzel süslenmişti. Yemekte olan herkes, Buğra hariç buradaydı. Tek tek tebrikleri kabul ettim. Ardından masanın üstündeki hediyelere göz atarken, Arkas Bey yanıma geldi. "Arya, ARK olarak biz, ve tabii diğer sponsorların, izleyicilerine dağıtman için sana bazı hediyeler hazırladık. Umarım beğenirsin." dediğinde bu jest karşılığında, Arkas'ın arkasında tepkimi izleyen Kalender'e gülümsedim. "O zaman bunların çekilişi için, moderatör arkadaşlarımız hızlıca kayıt alsınlar. Birazdan yukarıya çıkıp çekilişleri sonlandırıp, yayını kapatırım. Buradan tüm sponsorlarıma çok teşekkür ederim." dedim kameraya kalp yaparak. "Bu taraftan masanın kendisi gözükmüyor arkadaşlar." dediğimde odadaki herkes güldü. Havuz tarafına doğru çıktığımda bir anda konfetiler havada uçuştu. Ardından ablamın elinde şampanya ile geldiğini gördüm. "Tebrik ederim bebeğim." diyerek bana sarıldı ve Arda'ya açması için şampanyayı uzattı. Arda büyük bir zevk ile şampanyayı patlatıp bardaklara döktü. "Ayyy evimin haline bak ama, her yer şampanya oldu." dediğimde arkadan Kısmet ablanın kıkırtısını duydum. Ablam, kenara önceden hazırlamış olduğu vişne suyunu elime tutuşturdu. Ardından kadeh kaldırıp, müzik açarak bir süre kutlama havasında eğlendik. Mert, Emin ve Batu önünde ARK yazan üstler giymişti. Emin'in sırtında ise herkesten farklı olarak, 'Rekor bizden sorulur, Kraliçem' yazıyordu. O sırada mücevher sponsorumun gönderdiği bir kutu dikkatimi çekti. İçinde sarı ve beyaz düğüm bilekliği vardı. Muhtemelen çiftler için yapılmıştı. Kutuyu alıp kameraya döndüm. "Bunların hepsi sizin olsun, bunu ben alayım mı?" dedim ardından Arkas ve Arda'ya dönerek, "Bunu ben alıyorum. Bugünün hatırası olarak bileğime takacağım." dedim. Arkas kafa sallarken Arda yanıma geldi. "Ahaha. Diğerini bana mı vereceksin?" dedi dalga geçerek, kime hediye edeceğimi çok iyi biliyordu. "Bana Bugatti'yi sen verseydin, kesinlikle bu bileklik senin olurdu." dedim Kalender'in yanına doğru ilerleyerek. Arda kameraya dert yanarken, bende Behram ile konuşan Kalender'in yanına geldim. "Her şey için teşekkür ederim." dedim bileğine beyaz bilekliği bağlayarak. O da kutunun içinden sarı bilekliği alıp, benim bileğime bağladı. Birbirimize bakıp gülüştük, "Rekorun da rekorunu kıracağına emindim, ama dünya rekoru kırmak.. En iyisi olduğunu bir kez daha ispatladın, tebrik ederim." dedi. Şu an bana dokunmak ya da sarılmak için yanıp tutuştuğu çok belliydi. Beni yanına çekip, bu kadın benim karım diye herkese göstermek isteyeceğine adım kadar emindim. Ona kocaman gülümseyerek teşekkür ettim. Ardından Arda'nın yanına döndüm. Kamerayı meşgul etse de, arkasında muhtemelen Kalender ile gözükmüştük ve sesimizi duymuşlardı. "Evet şimdi ben yukarıda yayına devam edeceğim. Şu çekilişleri halledelim ve yayın kapanışı yapalım." dedim sonra da bizimkilere dönüp, "Yarım saate geliyorum, eğlenmenize bakın." diyerek Kameraman ile birlikte merdivenlere yöneldim. "Yayın kesitlerimi paylaştığımız youtube kanalı 10 milyon aboneye ulaşırsa, ev turu videosu çekerim. Kocam bu evi bana özel inşa ettirdi. Eminim bayılacaksınız." dedim bir yandan kameraya bakarak. Çalışma odamın kapısına geldiğimde, "Hadi içeriden devam edelim." diyerek içeriye girdim. 🎮 Yayını sonlandırdığımda kapım tıklatıldı. Sanırım Kalender yayını bitirdiğimi fark edip yanıma gelmişti. "Gel." dediğimde içeriye Behram girdi. "Behram?" dedim şaşırarak. "Yayını bitirdin mi? Müsaitsen, gelebilir miyim?" dediğinde yerimden kalkıp koltuğa oturdum. Elimle yanıma pıt pıt yaparak, Behram gel işareti yaptım. Behram yanıma oturarak derin bir nefes aldı. "Haklıymışsın." dedi sadece. "Ne konuda?" dediğimde bana dönerek cevap verdi. "Evrakları üniversiteden bir arkadaşıma incelettim. Dediklerini doğruladı. Ben ne yapacağımı bilmiyorum." dedi. Sonra aniden bana döndü, "Şüphelendiğin biri var değil mi?" dediğinde, "Kanıtım yok." dedim. "Neden böyle bir şey yapıyorlar? Kalender böyle ufak şirketlerle zarar etmez ki, sadece itibarını zedelemek için mi?" dediğinde, "Bu insanlar kim ya da kimlerse uzun zamandır şirketteler. Ve belli ki Kalender'e zarar vermek istiyorlar. Sen kendin söyledin Kalender'in hayatında kadın, içki, kumar ya da herhangi itibar zedeleyecek olay yok. Eğer olsaydı kullanırlardı." dedim. Bir şeyin daha yeni farkına varıyormuş gibi, kafasını önce koltuğa yasladı. Sonrada kafasını elleri arasına alarak, "Kalender mahvolacak. Sana kendisini güçlü göstermek için, bunca yıldır uğraşıyor. Bu olayların yaşandığı yetmiyormuş gibi, bir de sen fark ettin." dediğinde ona hak vererek, "Bu yüzden Kalender'in ruhu bile duymadan, bu işi halletmeliyiz Behram." dedim. "Şüphelendiğin kişi kim?" diye sorduğunda, "Kesin emin olmadan bunu söyleyemem. Ama kimseye güvenemeyiz." dediğimde, "Ne yani Ebru da mı? Ebru yıllardır yanımızda çalışıyor, Mehtap gibi birkaç yıllık çalışan değil." dediğinde cevap veremedim. "Ebru bile olabilir mi yani? İmkanı yok, bizim kadar emeği var şirkette." dedi. "Yine de temkinli olalım olur mu? Kimse bilmesin." dediğimde kafasıyla onayladı. "Ayrıca senden bir şey isteyeceğim. Hangi şirketlerde bunu yaptıklarını bilmiyoruz, geçmiş evrakları incelemem gerekiyor. Karan'ı şirkete göndereceğim, istediğim evrakları almasını sağlar mısın?" dediğimde kafasını olumlu olarak salladı. "Kalender'in yine de haberi olabilir, onu arayabilirler." dediğinde "Ben hallederim onu." dedim. "Behram gözünü dört açmanı istiyorum. En ufak şüphelendiğin konuda bana haber ver lütfen." dediğimde beni onaylayarak ayaklandı. Birlikte aşağıya indiğimizde, Kalender bana dönüp kollarını açtı. Bende yanına giderek ona sımsıkı sarıldım. Kulağıma, "Teşekkür ederim." dediğinde şaşırarak yüzüne baktım. İmalı bakışlarını gördüğümde kıkırdayarak, "Asıl ben teşekkür ederim." dedim. Hızlıca yayına girdiğim için edemediği teşekkürü, şimdi ediyordu. Onunla özel anlar yaşadığım için, teşekkür eden partnerim hiç olmamıştı. Canım kocam, farkını ve tarzını her seferinde belli ediyor. Misafirlerimizle ilgilenip, onları uğurladıktan sonra yalnız kaldık. Bugün yorulduğum için kısa bir duş alıp üstümü değiştirdim. Sabah ki gibi bir makyaj yapmak yerine, renk pigmentli bir göz altı kremi ve rimel sürmüştüm. "Hayatım?" dediğinde Kalender'e döndüm. "Hazırlanmışsın?" dedi merakla. "Ablam bugün babamın beni yemeğe çağırdığını söyledi. Ailemle gidip konuşmalıyım." dedim. "Tamam, hemen çıkacak mısın?" diye sorduğunda kafamı olumlu olarak salladım. Çantamı yanıma alarak yukarıya çıktım. Emin yanıma gelerek, "Bugatti'yi mi getireyim yenge?" diye sordu. "Kalender senin için sorun yoksa, garajdaki diğer arabalardan birini alabilir miyim?" dedim Kalender'e dönerek. "Tabii ki Arya, sormana gerek yok. Ben dahil her şeyim senin." dedi bana sarılarak. Emin garaja doğru ilerleyerek bizi yalnız bıraktı. "Gelmemi ister misin? Arabada beklerim." dediğinde kafamı olumsuz olarak salladım. "İyiyim merak etme." dedim. "Ben burada seni bekliyor olacağım. Kimsenin seni üzmesine izin verme. Birbirimizden başkasına ihtiyacımız yok." dedi aşk dolu gözlerle beni ikna etmek isteyerek. Emin arabayı getirdiğinde, "Emin sen benimle gel, diğerleri takip etsinler." dedim. Kalender dudağıma masum bir öpücük kondurdu. Arabaya bindiğimde, Emin de hemen yanımdaki yolcu koltuğuna oturdu. Kemerlerimizi bağlayarak yola çıktı. "Yeniden tebrik ederim yenge." dedi Emin gülümseyerek. "Teşekkürler Emin. Bugün üstündeki çok tatlıydı." dedim bende. "Özel olarak yaptırdım. Beğeneceğini biliyordum." dedi sırıtarak. Sonra da söyleyip söylememek arasında kalmış gibi, "Abimi mutlu görünce, hepimiz mutlu oluyoruz. Öncesini bilmiyorsun, senin için çok değişti." dedi. "Bana geçmişinden pek bahsetmiyor, gerçi şimdi yaptıklarından da bahsetmiyor ama. Her neyse, kendince kararlar alıyor ve sonra bana nasıl söyleyeceğini düşünüp karalar bağlıyor. Genelde o anlarda, onu terk edeceğimi düşündüğü içinde, çok çabuk kendini ele veriyor." dedim gülerek. "Biliyorsun yani?" dedi şaşırarak. "O yüzden bugün yayın açıp, sen duyurdun." dediğinde kafamı olumlu olarak salladım. "Oyun fuarı için bu kadar hazırlık normal değil, ben daha önce bir sürü fuara katıldım. Yurt dışından özel tasarımcı getirtmek? Oyun fuarına Kandemir holding yerine, ARK ile sponsor olmak? Her şeyi hazırlamış sağ olsun abin, ama beni unutmuş. Geline haber vermemekte ne bileyim." dedim kahkaha atarak. "Muhtemelen prova günü evlilik teklifi edip, her şeyin planladığı gibi gitmesini sağlayacaktı. Ama görüyorsun, planı çok tutmamış gibi." dedim omuz silkeleyerek. Merakla, "Düğünü şimdiden organize etti bile değil mi?" diye sorunca gözlerini kaçırdı. "Ne zaman? Provadan bile önce mi?" dediğimde yine cevap vermedi. "Görüyorsun Emin, sen bile cevap veremiyorsun." dedim ısrar etmeyerek. "Rekoru o yüzden mi şimdi kırdın?" dediğinde, "Bundan sonra Arya Reis olarak anılmayacağımın farkındayım. Başkaları için hep, Kalender Kandemir'in karısı olarak bilineceğim. Ben son kez kendi ismimle bir şey başarmak istedim." dedim. "Abim asla izin vermez, seni üzecek hiçbir şeye izin vermez." dedi Emin. "Yine de engel olamayacak. Ben biliyorum, yayıncı olduğum için çevresinin davranışları farklı olacak. Bu meslek, insanlar tarafından kabul edilmiyor ve Kalender gibi bir adamın benimle evli olması, insanların bana küçümseyerek bakmasına neden olacak. Bende Kalender'in hayatı ve ayrıcalıklı yaşamı yüzünden boğulacağım." dediğimde, "Evlenmek istemiyor musun yani?'' diye sordu. "Ben Kalender'i çok seviyorum Emin. Ama evlilik çok fazla sorumluluk istiyor. Bu sorumluluklar, iki tarafı da yıpratıyor. Aynı evin içinde karı-koca olduğunda çok fazla şey değişiyor." diye cevapladım. "O zaman çoktan birbirinize girmeniz gerekmiyor muydu? Sen bu tarz emrivakileri sevmiyorsun." dediğinde imalı şekilde bir Emin'e bir yola bakıp güldüm. "Seçeneğim var mı? Öyle ya da böyle açıklamamız gerekiyor zaten. Nereye kadar saklayacağız? Eninde sonunda ortaya çıkacak." dedim karnımı işaret ederek. "Evet evliliği saklamak zor değil, ama bebeği saklamak imkansız. Karnın yakında kocaman olacak ve doğum için hastaneye gitmek şart." dedi. Daha önce söylediğine ithafen, "Benim için mi değişti?" diye sordum. "Abim hiçbir zaman bu hayatı istemedi. Babası ölene kadar, sürekli uzak durdu ve kendi şirketini kurarak başarısını ispatladı. Ama babası ölünce kaçınılmaz son yaşandı, mafyanın göbeğine düştü. Çok kötüydü, ne ararsan var, berbat işler... Abimin asla kabul edebileceği bir ortam değildi, o da kurtulmak için her şeyi yaptı. Önce en iyisi oldu, sonra hükümet ile işbirliği yaparak bir şekilde o ortamdan sıyrıldı. Abimin mizacı zaten biraz soğuk ve sertti. Ama bu işlere girdikten sonra, abim tanınmaz hale geldi. Öfke nöbetleri, sinir krizleri, daha bir sürü şey... Çok ama çok kötüydü. O halini tanısaydın, abimi sevmezdin. O da bunu bildiği için değişti. Belki hiç birlikte olamayacaktınız, ama abim ufacık bir ihtimal için bile değişmeyi tercih etti." dedi açıklayarak. Sonra kafasını yola çevirip, "Abim seni gerçekten çok seviyor. Bir gün yayınını takip ettiğimiz sırada, sinirli şekilde gelip yanımıza oturdu. Ama ne sinir, gözü bir şey görmüyor. Sonra sesini duydu, gözlerini kapatıp rahatladı. O teslimiyetini hiçbir zaman unutamam. Sen abimi tanımıyorken bile, abim sana tutundu. Seninle sakinleşti, seninle tedavi oldu. Senin için kurtuldu, çünkü seni o hayata dahil etmek asla istemedi." dedi. "Uyurken hâlâ kaşlarını çatıyor ve çok ciddi oluyor. Bu durum bana garip gelmişti, sen bunları anlatınca yerine oturdu." dedim gülümseyerek. Ailemin evinin önündeki park yerine arabayı yanaştırdım. 🎮 En son Kahraman ile yürüdüğüm bu koridor, yine aynı hissettiriyordu. "Gel kızım, evine hoş geldin." diyen babama gülümsedim. "Ablam gelmedi mi?" diye sorduğumda, "Gelir birazdan işi çıkmış, geç kalacağını haber verdi." diye yanıtladı. Babam bana sımsıkı sarılıp, saçımı okşadı. Garip şekilde sanki hiçbir şey olmamış gibiydi, ama ben evime hâlâ yabancı hissediyordum. "Nasılsın benim güzel kızım? Bir derdin sıkıntın var mı?" diye sorduğunda babama baktım. "İyiyim." dedim sadece. Annem koridordan salona girdiğinde, beni endişe ile süzdü. Bir şeyim olmadığına karar vermiş olacak ki, her zamanki yüz ifadesine büründü. "Yemeklerimiz hazır, sofrayı hazırlatıyorum şimdi. Bir şey içer misin Arya? Beyaz ya da kırmızı?" dediğinde ikileme düştüm. "Kırmızı, ama az doldurur musun? Canım fazla istemiyor." dedim. Zaten içmeyecektim, elimde süs olarak gözüksün, şüphe çekmesin diye istedim. Şu anda hamileliğimi söylemek istemiyorum. "Geçen geldiğinden daha fazla mı kilo aldın? Kocan bakıyor belli ki sana." dedi imayla. Ablam Kalender'i söylemiş miydi? Söylese bebeği direkt sorardı, sormadı. "Evet kızımın yanakları dolmuş işte Ayten, ne güzel. Bırak şimdi kızın kilosunu, o her haliyle güzel." dedi babam da. "Benim kızım sonuçta, bana benziyor." dedi annem burun kıvırarak. Sonra da devam etti, "Ama bazen güzellikte işe yaramıyor, insanın bahtının da güzel olması lazım." diye ekledi. Görüntü olarak anneme benzesem de, düşünce yapısı ve davranış olarak ne anneme ne de babama benzerdim. Tam tersi Buğra da görüntü olarak benzemez, ama düşünce yapısı ve davranışları tıpkı annem gibiydi. Melek ise babamın kopyasıydı. Buğra üvey kardeşim olduğu halde, onunla hep Melek'ten daha iyi anlaşmışımdır. Bunun nedeni çocukluğumuzun birlikte geçmesi olabilirdi. Ben 13 yaşıma kadar, yarı yıl Buğra'nın yanında geri kalanında Türkiye'deydim. Buğra'nın hayatına şahit olarak büyüdüm. Hatta Buğra ile birlikte özel eğitim aldım. Anneme belki de beni gönderdiği için, bu yüzden hâlâ kızgınım. Benden kesinlikle çocukluğumu da çaldı. Annem kadehi elime verirken, beni bir kez daha süzüp kaşlarını çattı. "Hadi sofraya geçelim, Melek'te gelir birazdan." dedi babam. Herkes eski düzen oturduğunda, annem dayanamıyormuş gibi bana yeniden baktı. Babam, "Bir dahakine kocanla gel, ailemize girdi sonuçta." dediğinde annem efsane ters bir bakışla, babama baktı. "Kızacağına eve mi davet ediyorsun?" dedi. Ahh be anne, babam olmadan Kalender bunları asla yapamazdı. Hem boşanmam, hem sonrası için babamda ki vekaletimi kullanmış anlamıyor musun? Babam Kahraman'a yaptığını, Kalender'e de yapmıştı. Damadının davalarına bakıyordu. Muhtemelen arka planda, Kahraman'ın sağladığı finansmanı Kalender sağlamaya başlamıştı. "Ben damadımı bu sefer kendim seçtim Ayten. Yanılma ihtimalim yok, Arya'ya nasıl baktığını gözlerimle gördüm. Ondan bahsederken nasıl davrandığını da, üstelik çevresini de araştırdım. Hem de Türkiye'nin yararına çalışan genç, zeki, disiplinli bir adam. Kızıma layık." dediğinde annem bozguna uğramış gibiydi. "Nasıl yani? Her şeyi sen mi planladın Haldun?" diye sordu. Babam anneme cevap vermeyerek bana döndü. "Kocana boşuna kızma, hepsini ben planladım. Sana söylememesini de ben istedim. Düğüne kadar vaktin var sonuçta, iyice düşün taşın. Ben bu adamı istemiyorum dersen, zorla olacak iş değil." dediğinde, "Baba sen bana en başından neden söylemedin?" diye sordum. "Eğer haberin olsaydı, baştan kabul etmez isyan ederdin. Ama şimdi tanımak için çaba sarf ettin değil mi? Şu rekor yayınında ona nasıl baktığını gördüm. Damadım bana söz verdi. Ve o, verdiği sözleri sonuna kadar tutacak bir adama benziyor." dedi. Annem çıldırarak masadan kalktı. "HALDUN SEN KAFAYI MI YEDİN? KIZIMI NASIL TANIMADIĞI BİR ADAMLA EVLENDİRİRSİN?" dedi. İlk defa annemin babama böyle bağırdığını gördüm. Annem ve babamın ilginç şekilde, birbirlerine sevgiyle ve saygıyla bağlı olduğu bir evliliği vardı. Birbirleriyle kavga ettiklerini hiç şahit olmamıştım. Babam sakinliğini koruyarak, "Endişe ettiğin şeyi anlıyorum. Bana Arya'da onu istemediği sürece ona dokunmayacağına söz verdi Ayten. Düğüne kadar bekleyecek ve Arya'nın kararına göre hareket edeceğiz." dediğinde içten içten güldüm. Otelde hâlâ evliydim ben, sözüne çok güvenmese miydin babacığım? Üstelik belli ki Kalender sana hamile olduğumu söylememiş. Babam bilseydi, işte o zaman boşanmama asla izin vermezdi. Bebeğin babası ile birlikte büyümesi gerektiğini savunurdu. En kötü evliliği toparlamamız için uğraşırdı. "O yayını ben de izledim, Arda hiçte kızıma öyle bakmıyordu. Daha yeni boşanmış, neden hemen evlensin ki? Kendi ayakları üstünde durmalı." diyerek annem haklı bir serzenişte bulundu. Arda mı? Annem Arda ile mi evlendiğimi sanıyordu? Sanki aralarında ben yokmuşum gibi, birbirlerine hitaben konuşmaya başladılar. "Ayten bana güvenilir misin? Ben de kızımızın yeniden üzülmesini istemiyorum. Tüm önlemlerimi de aldım. Onu korumaya çalıştığımı göremiyor musun? Nedenini anlaman lazım." dediğinde önlem dediğinin, üstümdeki mal mülk olduğunu anladım. "Siz erkekler her şeyi para mal mülk sanıyorsunuz. Ya psikolojisi ne olacak? Benim kızım 2 yıldır ne çekiyor, farkında değil misin? Kimse bunu görmüyor mu? Şimdi ne olacak? Yeni kocası da kuluçka muamelesi mi yapacak! Yeter artık, kızlarımı rahat bırakın." dedi babama kızarak. Benim hakkımda konuşuluyordu ama, ben asla tepki veremiyordum. Annemi daha önce hiç böyle görmemiş olmamın şaşkınlığı ise cabasıydı. "Önce bir tanışalım, sen de bir tanı. Görür görmez bana hak vereceksin. Sana söyledim, gerçekten düzgün bir çocuk." dediğinde, "YA ÖYLE DEĞİLSE? Evlilik bu! Yıllardır tanıdığımız Kahraman ile, bu evin oğlu dediğimiz Kahraman ile evliliklerine bak! Bana bir gün anne demedi. Şimdi yedi kat yabancıya sırf birileri iyi dedi diye güvenip, kızımı mı teslim ettin? Ya PSİKOPAT TAKINTILI SAPIK herifin tekiyse?" dediğinde, aslında geçmişinden bahsettiğini yeni idrak ettim. "Ayten lütfen sakinleşir misin? Bak kötü olacaksın hayatım. Tamam, haklısın Arya olmaz derse bu iş hemen biter." dediğinde annem deli gibi güldü. "Kahraman basitti ondan hemen kurtuldun, ya bu sefer kızımı kurtaramazsan? Ya senden güçlü biriyse? Kızım gitmek istediğinde ona engel olur, onu tehdit ederse? Şu anda bile buraya onu tehdit ederek yollamış olabilir, sessiz kalmasını istemiş canını yakmış olabilir. Bu ihtimaller karşısında sakin olmamı mı istiyorsun? SAKİN Mİ OLAYIM?" dedi. Tamam Kalender beni öpüp koklayıp buraya göndermişti ama, bunca yıl haberim bile olmadan yaptıkları da malumdu. İkisini nasıl dinliyordum bilmiyorum, babam bana dönüp, "Anlaşma falan yapmadık. Ben onunla şirketler anlaştıktan sonra tanıştım. Sana olan ilgisini bile asla belli etmedi, seninle ilgili imada bile bulunmadı. Şirkete geldiğin bir gün, sen Melek'le konuşurken bakışlarından fark ettim. Arya, kocan sana hayatının anlamı senmişsin gibi bakıyor. Sizi yan yana gören herkes bu çekimi fark eder." dedi ama ne diyeceğimi bilemedim. Ardından, "Melek'le daha önce birkaç defa yan yana görmüştüm. Hatta flört ediyorlar falan sanıyordum. Birlikte iş yapmaya başladığımızda, durumun böyle olmadığını fark ettim. Seni asla böyle bir pazarlığa malzeme yapmam ben. Şu an annen çok sinirli ve ne dediğini bilmiyor. Ayrıca şirkete maddi bir destek de sağlamıyor, yatırımcı olmak istediğinde onu reddettim. Sadece mutlu olmanı istiyorum kızım." dedi elimi tutarak. Annem babama kırgınca bakmaya devam etti. Babam annemin bakışlarını görünce, üzgün gözlerle anneme baktı. Annem sakince, "Aynı durumda Melek olsaydı, yapar mıydın?" diye sordu. Ne alaka? Babam benimle Melek'ten daha çok ilgilenirdi. Bu sefer babam kızgınca anneme baktı. "Ben bir gün olsun kızlarım arasında ayrım yaptım mı? Bir daha bu evde böyle bir şey duymayacağım Ayten!" deyip sinirlenerek bahçeye çıktı. Annem ayakta, ben ise elimde kadehle yemek masasında öylece kaldım. Bu sefer annem bana kızarak baktı. "Babana hiçbir şey söylemeyecek misin? Her konuda isyankar ve asisin, ama bu konuda nasıl susarsın?" dediğinde sadece yüzüne baktım. "Beni neden Buğra'nın yanına gönderdin? Neden benden vazgeçtin, neden benimle ilgilenmedin?" diye sordum. "Konumuz bu mu şimdi? O zaman öyle olması gerekiyordu." dediğinde ona burukça gülümsedim. "Bu durumda gülüyor musun?" diye bana sordu. Ardından bana küçümseyerek baktı. "Biliyor musun Arya, bu durum seninde işine geliyor. Önce Kahraman'ın hayatını mahvettin, şimdi de Arda'nın hayatını mahvedeceksin. Dokunduğun herkesi yok ediyorsun. Hâlâ usanmadan bıkmadan, sonunu düşünmeden hareket ediyorsun." dediğinde gözümden birkaç damla yaş aktı. "Tıpkı babam gibi değil mi?" dedim gözlerinin içine bakarak. Hararetli konuşmasının arasında şaşırarak bana baktı. Sonra etrafta gözlerini gezdirip derin bir nefes aldı. "Seninde kanın lanetli, tıpkı baban gibi." dediğinde, dünya dönmeyi bıraktı sanki. Yerimden kalkarak çantamı alıp, evden çıktım. Kapının dışına çıktığımda, merdivenlere oturdum. Uzaktan bizimkilerin bana garip garip baktığını gördüm. Sanırım Mert biriyle konuşuyordu, o bile beni görünce sustu. "Aryaaa!?" diye yaklaşan ablamı görünce midemin bulandığını hissettim. "Güzelim iyi misin? Arya? Neyin var ne bu halin?" diye sordu. Midemi tutamayarak, hemen sağımdaki ağacın dibine her şeyi boşalttım. Yanıma endişeyle gelen çocuklara baktım. Mert elindeki telefonu unutmuş gibi gözüküyordu, telefondan Kalender'in sesini duydum. Mert'e telefonu göstererek olumsuz olarak kafa salladım. ''Abi, yengem çağırdı da şimdi beni. Telefon tam çekmiyor sanırım, bir ona bakayım seni hemen ararım.'' dedi. Ardından Kalender onaylamış olacak ki, telefonu kapattı. ''Neyin var? Ne oldu şimdi?'' dedi ablam anlamayarak. Ablama tutunarak arabaya doğru ilerledim, ama altımdan yer kayıyordu sanki. Başımda inanılmaz bir ağrı da vardı. Ablama bakıp, ''Ender Bey.'' dediğimde şaşırarak bana baktı. ''Tüp bebek için gittiğiniz doktora mı götüreyim seni? Arya bir şey söyle güzelim. Çok kötü gözüküyorsun.'' dedi, ama sonuna doğru sesi uzaktan gelmeye başlamıştı. ''Allah kahretsin bu kan ne?'' En son gözüm karardı ve kendimden geçerek birinin kollarına yığıldım. ~ DEVAM EDECEK ~ ARK II: Arya Reis RUYAM ÖNEMLİ! ARK Evreni Serisi, İkinci Adam Yayınları aracılığıyla yakında raflarda olacak. Basılacak ilk kitabımız ARK I : Arya 🪞✨ Kitabımı basılı olarak satın alarak beni destekleyebilirsin. Bu sayede okurlarımla daha fazla kitabımı buluşturabilirim ♥-♥ Yeni hikayelerim için beni profilimden takip et! D R E A M E'e bekleniyorsun :) ARK Evreni Serisi, tüm kitapları D R E A M E uygulamasında! Yorum yazarak beni motive edebilirsin.♥ Motive yazar = Hızlı gelen bölümler 🌟 - Oy vermeyi unutma Arya Reis ? Kalender Kandemir ? Ayten-Haldun Reis ? Rekor ? Korumalar ? Hikaye Gidişatı ? Instagram: ARK.Kitap | Yazar.Ruyam ARK Evreni Serisi, İkinci Adam Yayınları aracılığıyla yakında raflarda olacak. Basılacak ilk kitabımız ARK I : Arya 🪞✨ Kitaplarım bağımsız olarak okunabilir, ama ortak karakterlere ve geniş bir olay kurgusuna sahiptir. Bu kitap, ARK Evreni Serisi adı altında yayınlanmaktadır. Kronolojik sıraya göre seriyi D R E A M E 'de ayarladım. Arya ve Kalender'in aşklarına şahit olan herkes 🪞✨ emojileri ile yorumları donatsın! ~~ Lütfen ilk defa okuyanlar ve özellikle birden çok okuyanlar bol bol yorum yazsınlar. ~~ Spoiler içeren yorumlar yazmak SERBESTTİR! Bu nedenle yeni okuyucuların yorumları okumadan yorum yazması rica olunur. ~~ Hikaye konusunda SPOİLER yemek istemeyenler KONAĞIN DELİSİ ve KRALİÇE kitaplarımı OKUMASINLAR! Konağın Delisi ve Kraliçe, ARK III : Arya Reis Kandemir 'den sonrasını anlatmaktadır. Arya ve Kalender'in çocuklarını konu alıyor. ZÜHRE ve MEHTAP KESİNLİKLE OKUMALISIN!
|
0% |