@ruyosilehikayeleri
|
Yağmur yağıyordu üstüm sırılsıklam olmuştu kendi kendime söylenerek hamzalar'in bahçesine girdim. "Hayır amına koyim bu Yağmurlu havada beni çağırma sebebin ne olabilir ya mesaj at telefonlar bunun için var." Bahçe kapısına doğru ilerledim."beni buraya cağırma sebebin iyi olsa senin için çok iyi olur tilki" kendi kendime mırıldanıp bahçe kapısını açmak için zorladım "hayır amına koyayım bari evin anahtarını verin ya" bahçe kapısını biraz daha zorladığımda açıldı tam içeri giriceğim sırada hiç tanımadığım bir erkek sesi işittim. Bu kimdi şimdi ya. Kafamı içeri doğru uzattım. Arkası bana dönük iki tane çocuk vardı biri kıvırcık cılız bir çocuk diğeri ise iriydi. Hayır ben şimdi girsem hamzanin çenesini çekicem girmesem tilkinin çenesini çekicem. Gizli girsene gece Doğruya la ilk kez haklısın ege Ben her zaman haklıyım bebeğim Tamam sus Tam içeri gireceğim sırada elinde tepsi ile Emily geldi tepsiyi masaya koydu ve bakışları bana döndü. Beni görmesi ile göz bebekleri irileşti ardından kaşlarını hafif catıp bana baktı. Ona sırıtıp elimi kaldırıp onu işaret ettim ve elimi boynuma götürerek kafanı koparıcam hareketini yaptım. İrkildi ve vücudu gözle görülücek şekilde kasıldı. Sırıttım ve doğruldum. Bahçe kapısını es geçip pencerelere ilerledim. Bir yerini kırma sakın Kırmam Pencereye uzanan bir ağaç dalı gördüm ama sağlam durmuyordu işimi sağlama alarak ağaca doğru ilerledim. Ağacın yanına geldiğimde çıkıntısına basıp yukarıdaki dala tutunarak kendimi yukarı çektim. Yukarı çıkınca kalın dalın üstünde dikkatle yürüdüm. İkinci kata gelmiştim. Kemerim'deki bıçağı çıkarıp dişlerimin arasına koydum ve dişlerimle sıkıca o bıçağı tuttum. Sayayımmı Say 3 diyince Tamam 3 Durduğum daldan pencereye doğru atladım son anda pencerenin mermerine tutundum Düşersen bir yerlerin kırılır Bana bir şey olmaz Diğer elimlede mermere tutunup kendimi yukarı çektim ve mermerin üstüne oturdum. Bıçağı ağzımdan aldım "keşke Hamza'nın çenesini çekseydim en azından sinirimi çok bozarsa dilini keserdim bir daha konuşmazdı" kendi kendime söylenip bıçağı camın arasına soktum döndürmeme kalmadan cam açıldı "Cimri herif insan camlara kilit takar ya hırsız girseydi benim yerime" Sende hırsızsın gece "Doğru" Camdan içeri ayağımı uzattıp girdim perdeleri itekleyip ayaklarımı yere bastım. Bıçağımı kemerime tekrar yerleştirip dolaba ilerledim. Dolabı açıp kıyafetleri ittirdim ve şifre ile karşılaştım "neydi lan bunun şifresi" 004951 "Doğru" Ben olmasam ne bok yiceksin gece? "Kes ya" Şifreyi girip dolaptan çıktım. Dolap az bir gürültüyle yana doğru kaymaya başladı. Dolap tamamen açıldığında cılız bir sarı ışık yanmaya başladı içeri doğru adım atıp merdivenlerden aşşağıya inmeye başladim. Işık bir yanıp bir sönüyordu tekrar gürültü duyulunca kapının kapandığını anlamıştım. En son basamağa geldiğim de artık odanın hapishanesine gelmiştim Bu adam burda doğmuş burdan ayiramiyoruz ya toplantıda ya burda Bizene ege,ne bok yiyorsa yesin Yürümeye başlamıştım onun kaldığı parmaklıklara gelmiştim anahtarları almak için ilerliyordum "hoş geldin gece" dedi "adım ege ege yaşlılıktan anlamıyorsun galiba?" Duvara asılı olan anahtarı aldım ve tilkiye döndüm gene o bomboş duvara bakıyordu ve gene elinde o bıçak vardı. Parmaklıklara ilerledim. Anahtarla kapıyı açıp anahtarı kapıda bırakıp içeri girdim kapıyı biraz aralık bırakarak. Bir kaç adımda yanına geldim. "Otursana gece, çay içer misin içiceksen kat ordan" yüzüme bakarak değil duvara bakarak demişti hepsini. Biraz ilerliyip kendime de sandaliye aldım ve karşısına duvarın önüne koyup sandaliyeye oturdum. yüzüme baksın diye. "Buraya çay içip saçma salak şeyler konuşmaya gelmedim moruk, bu yağmurda buraya kadar gelmemin sebebini öğrenmek için geldim" dedim sigara paketimi çıkarırken "ıvan'ı tanıyorsun demi?' dedi tilki. Duyduğum isimle yüzümü buruşturdum "Vasilyevlerin en cıvık olan kendini bir bok sanan boş kafalı gerizekalı'dan mi bahsediyorsun? Evet o malı tanıyorum"sigara mi ağzıma koyup paketteki çakmağımı çıkarıp sigaramın ucunu ateşe verdim. Tilki burnundan garip sesler çıkarttı " evet o" dedi. Sigaramdan derin nefes çekip karşımdaki adama baktım. " Eee nolmuş o mala ölmüşmü?" Bir bacağımı diğerinin üstüne attım " sadede gel moruk ee nolmuş ona?" Sigaramdan derin bir nefes daha çektim. " Bıçak setimi almiş" dedi karşımdaki adam. "Ee napayım gidip kafasinimi kopariyim çocuğun" Mantıklı niye kafasını koparmiyoruz? Olmaz ona ihtiyacimiz var "Hayır bıçak setimi geri istiyorum onu ondan geri al" dedi sigaramdan derin nefes daha çekip karşımdaki adamın yüzüne eğildim. " Ben senin ayak işlerini yapacak değilim çok istiyorsan kendi işini kendin hallet ihtiyar. Ne zaman bu bok kokulu hapishaneden çıkıcaksın ?" Gözlerimin içine baktı. "Zaman çocuk zaman çok değerli bir şeydir zamanı gelince bende burdan çıkıcam." Burnumdan gülerek geri çekildim "öldüğünde cesedinin çıkacağı zamandan mi bahsediyorsun?" Kaşlarını havaya kaldırdı " ben ölmem çocuk. Beni öldüre bilicek kimse yok ancak ben kendi sonumu getire bilirim."bitmiş sigaramı yere atıp üstüne bastım. "Yanılıyorsun ihtiyar senin sonunu ben getiricem." Ayağa kalktığımda bana bakıyordu "çünkü ben senim ihtiyar unuttunmu? Ben senin kopyanim." Gözlerine baktığımda değişik bir duygu yakaladım ama çok umursamadan arkamı döndüm ve parmaklıklardan çıktım. Anahtarı eski yerine koyduğumda bakışlarını üzerimde hissettim ama dönüp bakmadım. Merdivenleri çıktım son merdivene geldiğimde elimi duvardaki çıkıntı ya attım ve dolap eski gürültüsü ile açıldı odaya girdiğimde karşımda Hamza vardı "Senin ne işin var burda?" Sorgulayıcı bakışları üzerimdeydi. "Hiç babana bakmaya geldim ölmüşmü diye öldüyse helva yapacaktım." Kaşının birini havaya kaldırdı. Tam.bir şey diyeceği sırada lafa atladım " gidip aşşadaki deve ve cüce misafirlerinle ilgilensene kokumumu alıp mı geldin yukari?" Dedim kaşlarını çattı" deve ve cücemi? Ve sen bana köpekmi demek istiyorsun?" Dedi "deve şu iri yarı olan çocuk cüce de kıvırcık cılız olan" sırıttım. " Ve nasılda anladın sana köpek demek istediğimi afferin hatırlat bir dahakine ödül mamamla geliyim." Cama doğru adım atacağım sırada konuştu "bu aralar bu eve gelmeni istemiyorum" elimi belime yerleştirdim. " Nedenmiş?" Derin bir nefes verdi " bak ben yeni bir hayata geçiş yapıcam artık mafya işlerine bulaşmicam hem kızım hemde oğlum için onların iyiliğini düşünmem gerekiyor. Ve siz ikiniz Vasilyevleri hep çıldırtığınız için onlarla uğraşmak bana düşüyor." Oğlummu dedi lan o? Galiba evet "Senin oğlun yokki moruk senin kızın var." Ne demek istediğimi anlamıştı gözlerinden bir duygu geçti ama ne olduğunu anlayamamiştim. "Benim bir kızım bir oğlum var." Dudaklarında küçük bir tebessüm oluştu. "Yıllar sonra bir oğlumun olduğunu öğrendim ve-" sözünü kestim "banane amına koyayım bunlardan sordummu?" Kaşlarını biraz daha çattı. " Sordun ya oğlunmu var dedin" kaşlarımı çattım "lan mal herif ben sana senin oğlun yok kızın var dedim. Sağırmisin sen? Git bir kulak doktoruna randevu paran benden valla bak" tam bir şey diyecektiki onu dinlemeden yatağa bastım "lan ayakkabılarinla mi girdin" dedi. " Ne bekliyordun yarram kapıdan girdim sanki" perdeleri ittirdim ve ayağımı birini camın mermerine koydum. "Sen düz duvar tırmanarakmi geldin" göz bebekleri irileşmişti. Birazcık eğlenmek benimde hakkım demi? Evet ama halletmemiz gereken bir iş var gece Biliyorum birazcık şuna çatalım hallederiz onuda "Evet düz duvarı tırmanarak girdim hatta beni fark eden en sevdiğin korumanı öldürdüm beni fark etti diye" gözleri büyüdü " naptım dedin!" Sırtışımı saklayıp yüzüne en ciddi halimle baktım. " Evet merti öldürdüm." Salak herif Mert'in aşşağıda olduğunu bilmesine rağmen korkuyor mal bu adam ya tam bir şey dicekken aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı "mert aşşağıda mutlular'ın yanında" Mutlu oğlu galiba Olabilir "Mutlu oğlunun ismimi?" Dedim ayağımı içeri sokup mermere oturdum. "Hayır oğlumun arkadaşı ama tek sorunu yakışıklı'ya yavşıyor" Bisexsüel Galiba "Bisexsüel mi?" Dedim gözlerimin içine baktı. " Galiba inşallah bana da yavşamaz" bu sefer kendimi tutamayıp güldüm. "Sana niye yavşasın lan? Senin gibi moruğu napsin adam" Hamza bana ters ters bakınmakla yetindi. "Oğlunun adı ne?" Ağzının içinde bir şeyler geveledi "doğru düzgün söyle amına koyayım oğlunun adı ne çok basit bir soru?" Derin bir nefes çekti içine. "Bartu" diye mırıldandı. "Bartu. Anlamları güzel bir isim" bakışları benden yerdeki halıya çevrildi. "Güçlü demek, korkusuz demek, cesur demek ve kuvvetli demek Moğol ve Türk boylarında cesur savaşçılara verilen isim veya takma ad diye bilinir" bakışları halıdan bana döndü."ismini kim koymuş?" Dişlerini sıktı. "Önder" dedi kafamı salladım."sana alışması zor olur onu zorlama ama illa senide babası olarak kabul edeceği gün gelecektir bundan eminim" Hamza'nın dudaklarına küçük bir tebessüm oluştu. "Sağol gece" derin nefes verdim. "Sıkıldım senden iki dakikada içimi sıktın gidiyorum ben" yaslandığım mermerden doğrulup ayağımı gene mermere attım. "Kapiyida kullana bilirsin gece" sırıttım ve diğer ayağımı da mermere koyup ona baktım." Hayatım da biraz aksiyon olsun demi moruk 2" sırıttım o ise bana sadece gözlerinin devirmekle yetindi "hadi git koca bebeğinle ilgilen" göz kırptım. Hamza ise ellerini göğsünde birleştirip beni izlemeye başladı daha fazla onla uğraşmak istemediğim için oturur pozisyona geldim. Ayaklarımı aşşağıya sarkıttım bir yandan da mermeri sıkıca tutuyordum Atla en fazla bir yerin incilir Vücudumu aşşağıya sarkıtmış ayağımın birini demirlerin üstüne diğerini de onun yanına koymuştum. Şimdi yapmam gereken tek şey atlamaktı tam tuttuğum mermeri bırakıcakken ayak sesleri duydum ve olduğum yerde kıpırdanmayı bırakıp sesin geldiği yöne baktım. Bir anda yüzüme ışık geldi siktir gözlerim çok acıdı gözlerimi sıkıca kapattım. Bir kalın erkek sesi duyuldu "Gece?" Ses tanıdık ama kimin sesi ya Ares "Ares?" Dedim gözlerimi daha sıkı kapatıp kafamı yana çevirdim ama gözlerim çok acımıştı. "Efendim" Dedi Ares sinirle dişlerimi sıktım. "Kapatsana şu feneri gerizekalı göremiyorum!" dememle fenerin kapanması bir oldu " kızım napıyorsun sen orda ya" gözlerimi açıp etrafa bakmaya çalıştım ama heryer karanlıktı körmü oldum lan acaba? Soru sordu çocuk Ne sordu? Napıyorsun sen orda dedi "Hiç Hamza ve Emily'in odalarını gözetliyorum belki bir birlerini yiyorlardır diye" şuan yüzünü buruşturduğuna yemin edebilirim hatta şimdi de iğrençsin gece dicekti "İğrençsin Gece!" Malımı tanıyorum işte " gel buraya indireyim seni şurdan" ellerini baldırlarimda hissettim. "Gece güzelim biraz eğil hatta atla ben seni tutucam" kafamı iki yana salladım görmese bile "olmaz" dedim ellerim mermere tutunmaktan acımaya başlasa bile umursamadım ellerime demir basmaları daha çok yakmıştı canımı ona katlandım buna hayli hayli katlanırdım. Aklım geçmişe doğru yolculuk yapmadan kafamı iki yana salladım ve şuan ki olduğumuz zamana odaklandım geçmişin tozları bir kez daha havalarda uçuşmaya başlamıştı. "Gece eskiden oynadığımız oyun gibi düşün güzelim güven hadi güven oynayalım" dudağımda acı bir tebessüm oluştu güven oynu.. İnsanlara güvenilmemesi gerektiğini güven oyununu oynarken öğrenmiştim ben o buzlu suya düşüp ordan çıkamadım da öğrenmiştim kimseye güvenmemeyi kural bir kimseye güvenme. "Ben seni hep tutum güzelim bu seferde tutucam söz Ares sözü" Ares sözü ben geçmişin tozlarından kaçmaya çalışırken Ares beni geçmişin en tozlu katlarına itiyordu ama haberi yoktu. O seni hep tutar gece ona güven Dedi içimdeki küçük kız kimseye güvenme güvenin sonu bu buzlu su gibidir sırtını yaslarsin düşünce tutucak sanarsin ama kimse senj tutmaz çünkü sen kimsesin kimseleri kimse tutamaz çocuk çünkü sen aslında yoksun çocuk Dedi içime hapis olmuş olan ve çıkamayan o ses Tilki'nin sesi... Kendine gel gece! Kafami iki yana hızla tekrar sarstım Bu sefer kız çocuğunu dinledim çünkü onu küçükken kimse dinlememişti. Derin bir nefes verip ellerimi mermerden çektim ve kendimi geri bıraktım. Kimsenin tutmayacağına o kadar inanmiştim ki bir anda kendimi iki çift kolun arasında bulmayı beklemiyordum. "Tuttum" kollarıyla beni sarmalamıştı "artık aşşağıdasin küçük hanim" kaşlarımı çattım "küçük olan sensin sen olmasansa aşşağıya atlıyarak inicektim zaten" güldüğünü işittim "Ares" dedim "efendim güzelim" gülümsedim "teşekkür ederim hala aynı Ares olduğun için" o nedemek istediğimi anlamıştı bunu biliyordum "Ares" dedim tekrardan "efendim güzelim" dedi. " Beni Vasilyevlerin malikânesi götürürmüsün?" Bedeninin kaskatı kesildiğini hissettim "neden ki?" Kafamı geri atip yüzüne baktım "sevgilimi özlemiş olamammi?" Yüzünü buruşturdu "ya cevap ver götürcenmi götürmicenmi ona göre motorla gidicem çünkü" derin nefes verdi "götürücem başımın belası" sırıttım"afferin böyle ol" Ares bana en ters bakışını attı ve sırıttı "sevgilin var ama benim kucağımdasin? Ve yerin rahatki kalkmaya niyetin yok" güldüm "evet senin kucağındayim çünkü sen benim kölemsin hadi arabaya köle" gözlerini devirip arkaya doğru yol aldı iki dakika sonra bir garajın önüne geldik Ares cebindeki kumanda ile garajın kapısını açtı içeride birbirinden güzel arabalar vardı "bu herif de beyin hatası var bu kadar araba alacak kadar zengin ama bir camı yaptıramayacak kadar fakir" Sessizce gülmüştü bunun yaslı olduğum vücutun titremesi ile anlamiştim "Benim arabalarım daha güzel" dedim Ares siyah bir Mercedes'e doğru ilerlemeye başladı." Bir kerede kendini övmesen olmaz hem senin araban değil motorların var" dediğin de kafamı iki yana salladım. "Özel yapım arabaların var ama evet motorlarım araba sayısından daha çok" arabanın yanına geldiğimiz de beni yere indirip kapımı açtı. "Afferin hep böyle ol kölem" gözlerini devirdi. Ben ise arabaya bindiğimde kapıyı kapatıp kendi tarafına ilerledi ve bindi. "Hala inanamıyorum Vasilyevler'den biri ile sevgili olduğuna" dedi ve araba'nin üstünde duran anahtarla arabayı çalıştırdı. "Offf Ares! Niye taktın ki buna bu kadar?" Bana ters bir bakış attı. "Çünkü gece sen insan sevmiyorsun ondan olabilirmi? Seni zorluyorsa söylemen yeterli icabına bakarım" dedi bana bakıp. "Kimse beni bir şeye zorluyamaz ben istersem olur istemezsem olmaz." Derin bir nefes verdi. "Öyle olsun bakalım gece" arabayı garajdan çıkartıp sürmeye başladı. Ortamdaki bu sessizlik sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı. Ona baktım o ise bana bakmak yerine yola baktı. "Biliyor musun Hamza'nın oğlu varmış" diye konu açtım gözleri büyüdü "hadi canım" güldüm tepkisine "evet böyle iri yarı bir çocuk suratını görmedim ama olsun" Ares kaşlarını çattı "çocuk kimden" arkama yaslandım "ne biliyim ben Emily'in değil bence" elimi düşünür gibi çeneme attim " Hamza daha önceden evlilikmi yaptı yani?" Dedim "belki tek geceliktir" dediğin de kafamı iki yana salladım "Hamza karısına düşkün biri onu aldatmaz" bana yandan bakış attı" belki evlenmeden önce?" Kaşlarımı çattım "evlenmeden öncemi? Lan adam 16 yaşında evlendirildi 16!" Ares'in gözleri büyüdü " olm adam daha çocuk sayılır o yaşta" kafamı salladım. "Adı bartuymuş anlamları güzel bir isim" kafasını salladı. "Evet" kaşlarimi çattım. " Bı dakika lan şimdi o deve benim kuzenimmi?" Ares gülmüştü dediklerime " deve? Gördün yani?" Ares'e baktım"yok be sırtını gördüm ama deveydi ya iri miri" tekrar güldü. "İri olması hoşunami gitti?" Yüzümü buruşturdum"hayır be" omzunun üstünden bana baktı "onu kuzenin olarak kabul ediyomusun?" Ona baktım"yok be ben o herifi bir daha nerde görücem" tekrar yola baktı. Vasilyevlerin malikânesine gelene kadar da konuşmamıştık araba Malikânenin demir kapıları önünde durdu. Ceketimi düzeltip ares'e döndüm yanağından öptüm "kıskanma en sevdiğim kuzenim sensin" gülümsedi ve yanağımdan makas aldı "biliyorum" kapıyı açıp çıktım. Bana korna çalıp mâlikaneden uzaklaşmaya başladı. Demir kapıya ilerledim. Kapıdaki koruma kafasını kaldırıp olduğum yere doğru bakmaya başladı. Korumanın önüne geldim. "Ne bakıyorsun? Açsana kapıyı" dediğimde koruma bana bakmaya devam etti. BBiraz daha bakarsa bıçakla onu "Bir Vasilyev olmadığınız için ve yanınızda bir Vasilyev olmadığı için sizi içeri alamam" Niye bu sikiği dinledikki? Bıçakla onu gece Yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum "Ben Vasilyevlilerin geliniyim hemen açmazsan benim gelinlikle giriceğim evden kefenle çıkarsın" Göz bebekleri büyüdü ve elindeki kumandaya basıp demir kapının açılmasını sağladı. Ben bu eve gelinlikle girermiyim bilmemde bu evden kefenle çıkan çok olucaktı ve o kişilerin arasında ben olmicaktim. Demir kapıdan içeri girdim. Bahçeye göz gezdirdim ve küçük olan eve yürümeye başladım. Evin önüne gelip kapıyı çaldım. Kapıyı yaşlı bir kadın açtı "hoş geldiniz kime bakmiştiniz?" Yüzüme gene o gereksiz gülümsemeyi kondurdum "ben ıvan için gelmiştim" kadın bana bakıp gülümsemişti "kendisi şuan odasında haber vermemi istermisiniz? İsminiz neydi?" Yüzüme gelen saçlarımı arkaya itekledim. "Haber vermenize gerek yok beni tanıyor zaten" kadın kafasını sallayıp kapıdan çekildi içeri girdiğimde kadın ayaklarımın ucuna siyah bir terlik koydu terlikleri giyip merdivenlere ilerledim. Yukarı çıkıp koridorun sonundaki odanın önünde durdum. İçerden sesler geliyordu.kapiyi açıp kafamı içeri soktum. Sandaliyesine oturmuş bir şekilde oyun oynuyordu. Huh hadi bakalım Minnoş kız seni Dalga geçme amına koyayım Kapıyı komple açıp içeri girdim ve kapıyı geri kapattım. Senin geldiğini duymadı hadi bir şov yap, korkut onu Sırıtıp belimdeki bıçağı çıkarttım ve yavaş yavaş ona yaklaşmaya başladım Tam arkasına geldiğim de. Aniden boynuna elimi dolayıp bıçağı da çenesinin altına yasladım. Bir çığlık attı ve elleri klavye'yi bırakıp ellerime yapıştı. Ödlek Kahkaha atıp ellerimi geri çektim. Oyuncu sandaliyesini döndürüp yüzüme baktı ve kaşlarını çattı. "Gece?" Gülüşüm bir sırıtışa döndü "ödlek herif" rahatlamış gibi derin nefes verdi ve yüzüme bakmaya başladı. "Ne korkak herifsin be" tekrar güldüğümde bir anda ellerini belime dolayıp beni kucağına çekti. "Siktir" bu hareketi beklemediğim için boş bulunmuştum. "İnsan sevgilisine ödlek dermi sevgilim" Başladı bizim mesai kusarsam poşet isterim Gözlerimi devirmek için kendimi tuttum. "Neden geldin bakalım" Hadi bakalım minnoş ol gece hanım Kes sesini ege "Sevgilimi özledim" Kusucam şimdi Yüzüme yaklaşıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi "benimi özledin sen" kafamı onaylarcasina salladım. Yalan "Canım çok viski çekti şu babanın özel yapım viskilerinden getirirmisin bana?" Kafasını salladı ve ellerini belinden çekince ayağa kalktım. Oda ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı"iki dakikaya geliyorum sevgilim" dudaklarıma sahte bir gülümseme kondurdum"tamam" bana gülümseyip odadan çıktı. Odadan çıkması ile yüzümü tiksinti ile buruşturdum ve odanın içinde göz gezdirdim. Bu salak sence nereye koymuştur bıçak setini? İzle Elimi masanın çekmecesine götürüp çekmeceyi açtım. İçerdeki anahtarı çıkartıp yatağın yanındaki sehpanın oraya doğru ilerledim ve anahtarı sehpanın kilit bölümüne sokup döndürdüm. Sehpa kasa gibi açıldığında içine baktım. Tamda tahmin ettiğim gibi bıçak seti burdaydi. Biz bu çocuğa ne kadar daha katlanicaz gece? İşim bitene dek Elimi uzatıp bıçak setini aldım ve kapağı kapatıp anahtarı aldım bıçak setinin kutusunu çantama koyup anahtarida aldığım yere koydum. Bıçak seti tanıdık geldimi Geldi O bıçak setindeki ilk sıradaki üçüncü bıçağı hatırladın mı? Evet hatırlıyorum O bıçakla bir aslan öldürmüştün ve bununla gurur duymuştun Haklıydı ben o bıçakla bir aslanı öldürmüştüm ve bununla gurur duymuştum sırf "afferin benim kızıma.." lafını duyabilmek için.. |
0% |