Yeni Üyelik
14.
Bölüm

13.BÖLÜM PORTAL

@rynialight

Herkese selamlar nasılsınız başlıktan da anladığınıza göre işte Melisanın dönüm noktası ayy çok heyecanlandım ayy sizi bölümle baş başa bırakıyorum yorum yapmayı ve oy kulanmayı unutmayın 😘

 

 

13. Bölüm Portal

 

Ada bizi duymasın diye sessiz olmak için elimizden geleni yaptık Merve Açelya nın numarası aldı. Merve Açelyanın bilgilerin alıp kursa kayıt edicekti.

 

"Açelya kurs Salı Perşembe Cuma oluyor bugün kurs var saat altıda başlayıp Sekizde bitiyor Bugün senin kayıt işlemlerini halledelim sende bugün benimle okuldan sonra gel sana form verecekler neden taekwondo yu öğrenmek istediğini soran bir form verecekler sende sadece şunu yaz -Kendimi savunmak için- yaz Tamam mı zaten yalan değil kendini savunmak için öğrenmek istiyorsun ayrıca bugün başlayamassın çünkü yaraların daha iyileşmedi sende bizi izler öğrenirsin tamam mı Açelya"

"Tamam"

"Güzel okuldan sonra hemen çıkcaz evdekilere haber ver benimle beraber gel. Önce eve uğrıyacaz kıyafetlerimi alcam sonra yemek yer çıkarız bir 15 dk yürümemiz lazım çünkü tok karna spor yapmamalıyız hocalar bu konuda çok katı Okul çıkışı bahçede buluşalım tamam" "Tamam" Merve bana döndü

 

"Senin boğazın nasıl oldu Melisa" kağıt alıp kâğıda yazdım

 

Yani yutkunurken biraz acıyor ama hastaneye kadar idare eder

 

"Hemen hastaneye git bence hatta sizinkilere haber ver alsınlar seni Zaten uzaklaşma yemediniz mi siz daha okulda durmayın burda durarak zaman kaybediyorsun hemen acile gitmelisin boğazında başka bir şey var benc-"

 

"Dur dur dur bir saniye"

Açelya eliyle merveyi durdu

Sonra bana döndü "Melisa sen uzaklaştırmamı aldın"

 

Kafamı sallıyarak onayladım

Elini ağzına koydu "Ama neden" Açelya şok yaşıyordu

Merve söze daldı "Aslında Selin ve Melisa uazaklaştırama aldı kavga ettikleri için önümzdeki pazartesi okula gelecekler yani ikisine bu hafta izin"

"Ah hayır" Açelya nın rengi soldu

"Malesef Evet" Merve iki elini hafif havaya kaldırıp indirdi ve ellerini cebine koydu

"Benim yüzümden uzaklaştırma aldın" Açelya başını öne eydi iki eliyle başını tuttu göz yaşlarını siliyordu bunun için mi ağlıyordu sanırım suçluluk duygusu yaşıyordu yada geçiriyordu ne denirse artık. Kafamı sağ sola sallayarak reddettim.

 

Hayır senin bir suçun yok hepsi Selin'nin suçu lütfen yapma böyle

 

"Ama Melisa daha dün okula geldin dün benim yüzümden Adayla kavga ettin bugünde Selin. Birde üstüne benim yüzümden uzaklaştırma cezası aldın"

Açelya hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Çok duyusal,çok saf, çok temiz ve çok merhametli

bu kızı çoktan yemişler di iyi dayanmış

 

"Keşke hiç yardım etmeseydin keşke diğer öğrenciler gibi izleseydin sende

 

Eğer öylece izleseydim bu sefer vicdan azabı çekerdim kimse şiddete maruz kalmamalı özellikle okulda hele birde masumken asla.

Lütfen bir daha öyle bir şey düşünme. Eğer benden özür dilemek istiyorsan ki özür dilencek bir şey yok ama özür dilemek istiyorsan Merveyle

Kursa git ve kendini savun mayı öğren anlaştık mı.

 

Açelya ve Merve kağıdı okudu. Açelya göz yaşlarını silip bana döndü kıyamam yüzü kıpkırmızı olmuştu

 

"Anlaştık"

 

...

 

Okul çıkışı herkes evlere dağıldı Açelya merve nin arabasına biniyor diye Eylül ve Sera ufak çaplı şok geçirseler de Merve onları bir bahane söyliyerek eve gittiler ve herkes evlerine dağıldı.

 

Ahmet abi boynumdaki sargıyı görüp iyi olup olmadığımı sordu bir şey demedim acile götürdü. Boşu boşuna gidiyoruz acile kırem verip gönderecekler sanki bilmiyoruz Ahmet abi beni özel hastaneye götürdü babamı telefon etti babam geldimi tabikide gelmedi şaşırdıkmı hayır.

 

Bu hastane benim büyük tıranvam Kayıplarım bu hastaneden geçti gitti koridorları benim için ölüm çığlıklarıydı insanlar Çığlıkların yankılandı koridor Sesimi kaybettiğim yer son çığlıklarım buradaydı. Geçmişi hatırladıkça bedenim titredi.

 

Hastane bomboştu sıra yoktu Kayıt işlemlerini halettikten sonra direk doktorun odasına girdik. Bu oda sesimi kaybettimi öğrendiğim odaydı.

 

"Hoşgeldiniz buyrun geçin"

Doktorum Fırat bey amca 50 55 yaşlarında profösor ses cerrahı aynı zamanda ses terapisti ydi.

"Nasılsın Melisa" Boğazımdaki sargıyı gördü "Boğazına ne oldu"

 

Kavga sonucunda olduğunu ve yutkunurken boğazımın acıdığnı anlattım. Boğazımdaki sargıyı çıkardık muane etti boyum kadar uzun olan sağlık robotuyla boğazıma film çekti.

Doktorun masasındaki sandalyelerden birine oturdum. Doktor bilgisayarına baktı " Bu da ne" Doktor hem bilgisayarına bakıyordu hemde bana bakarak bir şoku atlatmaya çalışıyordu

 

"Melisa bunu sana değil babana yada başkasına söylemek isterdim ama maalesef ses tellerin daha fazla zarar görmüş ve bu durum geçici değilde kalıcıya dönebilir" Doktor cümleleri bir araya getiremez hale geldim. Ne dedi kalıcı mı

 

"Kalıcı derken doktor bey"

 

Ahmet abi şaşkın bir ifadeyle doktora baktı.

Doktor bana döndü

"Melisa konuşamaman kalıcı ya dönüşebilir. Seni bu konuda uyardığım bir çok madde vardı.

-Konuşmaya çalışmak yoktu

-Çok soğuk şeyler tüketmek yok

-Boğazına darbe alma

Dikkat etmeni de söylemiştim

Melisa ameliyat olman lazım eğer sesini geri istiyorsan bir an önce ameliyat olman lazım evet zararlı olduğunu söylemiştim ama bu durum kalıcı olursa ozaman-"

Doktoru elimle susturdum geri kalanını duymak istemiyorum.

 

Ahmet abiyi doktorun odasına bırakıp odadan hışımla çıktım ağlıya ağlıya tuvalette gittim

Tuvalette girdim kimse yoktu.

Ellerimi yıkadım suyu kapattım aynadaki bana baktım. Mahvolmuştu

Ağlarken hafif sesim çıkıyordu belki de bunlar son inleme, ağlama seslerim di. Bu nu düşündükçe daha çok ağladım.

Tuvalet kabinleri den biri açıldı. Bir kadın çıktı beni gördü. Abla bakma ben ağlayınca çok çirkin oluyorum.

Kadın geldi bana baktı ellerini yıkadı iyi olup olmadığımı sordu sırtımı sıvazladı anlatmamı istedi konuşamadığımı belirttim kadında üzüldü beni tuvaletten çıkarıp koridorda bir koltuğa ottuturdu yanımızda duran yemek makinesinden bana su aldı şişeyi benim için açıp uzattı.Suyu aldım o kadar kötü bir durumdaydım ki birine her şeyi anlatmak istiyordum sesim olsa bağırmak istiyordum.

Telefonunu çıkardı notlar bölümüne girip buraya yazmamı istedi telefonu alıp derdimi anlattım amaliyat olacağımı yazdım kadın halime üzüldü. Tam bir zavvalıyım. Bana neden bu kadar iyi davrandığını yazdım şüpheli geldi .Kadın bu hastane

de pikraystik olduğunu söyledi ve benim gibi insanları gördüğünde vicdan azabı çektiğini söyledi.

 

Ne alaka bilmiyorum

 

Kadınla 10 dakika kadar dertleştik konuştuk muhabbet ettik kartvizit ini verdi kadının ismi Ela ymış. Kadın 29 yaşındaymış kadınla sohbet ederken Ahmet abi mesaj attı nerde olup olmadiğmı sordu birazdan gelceğmi haber verdim kadınla vedalaşıp bahçeye arabaya gittim Ahmet abi kapıları açmış beni bekliyordu arabaya binip eve gittik. Ahmet abi iyi olup olmadığımı sordu elimi Evet işareti yaptım yol boyu konuşmadık. Eve girdim direk odama çıktım duş aldım üstümü giydim yemek yemek için mutfağa gittim Hilal ablanın yaptığı mantıları güzelce sömürdüm. Kapı çaldı cadoloz karı gelmiş bende nerde diye bekliyordum hanım efendi alışverişe gitmiş elinde bir sürü alışveriş çantası vardı.

Elindeki çantaları Hilal ablaya verip mutfağa girdi.

"Ne yemek yaptın hilal" Tencerelerin kapağnı açtı

"Ayy bu ne Hilal ne bu böyle iğrenç kokuyor" İğrenç dediği şeyde fasulye he. Öyle soğan sarımsak da değil.

 

Kol dirsekleri mi masaya doğru koyarak onları izledim mutfağın diğer ucundan. Tencere kapaklarını kapattı

 

"Bana salata yap"

Şükürsüz insanlar aç aç ekmek bulamıyor hanımefendi bulmuş ta buluyor şeytan diyor patlar yüzüne. Cadoloz karı.

Benim tek derdim bu kadın evimden bir an önce gitmesi.

Beni gördü "Aaa Melisa merak etme bugün sana bir şey yapamıycam bugün çok mutluyum" Ayy canım ben dayanamam lütfen bir şey yap bana çok mutluymuş bak bakayım ben mutluyum umrumda bile değil sandalye yı çekip karşıma oturdu

 

"Okul nasıl geçti boğazına noldu"

Ay bana annelik yapacağı tuttu

Göz devirdim masada duran kağıt kalemi aldım

 

Okul berbattı benle kavga ettiler bogzıma darbe aldım hastaneye gittik konuşamayabilirmişim.

Oldu ben gittim sana iyi mutlu günler dilerim

 

Kağıdı masaya bırakıp gittim.

Arkamdam seslendi

 

"Ne yaptın ne yaptın okuldaki lerle mi kavga ettin hemde ikinci günden" Ayağa kalktı

"Kimle kavga ettin soy adları ne uff Melisa niye kavga ediyon ay ne yapsak özür dilemeyemi gitsek Melisa Birdaha okuldakilerle kavga ettiğni yada başka bir şey duyarsan seni mahvederim küçük hanım" konuşmaya çalıştım başaramadım sadece küçük bir ses çıkardım boğazımın acısımasına yetti

"Devam et çabala konusmaya çalış"

"Aaahh"

"Olmuyormu" olmuyorrrr

Telefonumdan yazdım

 

Ben hiç bir şey yapmadım onlar başlattı boğazımı sıktı duvara yapıştırdı beni üstüne üslük bir hafta uzaklaştırma almışım

sende geçmiş sin özür dile diyorsun yok ya

 

Bu kadınla nasıl korkmadan konuşuyorsun diye bilirsiniz

Ama ben kimseden korkmam

 

"Öyle mi küçük hanım birde uazaklaştırama mı aldın öyle mi" kafamı sert sallayarak onayladım. dudaklarımı

sinirden ısırdım.

 

"Sen bunu hak ettin"

Saçımdan tutup üst kata çıkardı sonra bir üst kat daha depoya attı yine

 

"Sen bunu hak ettin küçük hanım sen analamıyorsun anlatamıyorum sana bir daha kimseyle kavga etmiyeceksin babanda yurt dışına çıkınca burdan cıkmıycaksın madem okuldan uzaklaştırma aldın sen bunu hak ettin" Kapıyı yüzüme kapattı. Allahım nolur canımı al öleyim burada nolur

 

...

 

Saatler geçti uykum vardı ve zaman algımı kaybettim depo karanlık olduğu için kolumdaki saatin saat kaç olduğunu göremiyordum en azından telefonum yanımdaydı

Telefonumu açtım

 

Offff şaka mı bu nasıl şarzım biter yaa ufff bitecek yeri buldun gerçekten. Telefonumu kenara bıraktım.Ayaklarımı kendime doğru çektim Ellerimle ayaklarımı sonra tüm vücudumu sardım yerde öyle oturmuş bekliyordum babamın gelmesini. Yere baktım gözlerim orda kaldı.

 

Bir dakika o neydi ne geçti faremi kedimi ne işi vardı kedinin.

 

Havada kıvılcımlar çıktı. Hışım la ayağa kalktım sonrada bu da ne rüyadamıyım bu ne böyle.

Önümde bir portal belirdi portalın içi bembeyaz dı portalın kenarları altın rengindeydi portalın içinden biri bana gelmei söyledi

 

"Hey sen buraya gel"

 

Sesi duyduktan sonra portala girdim. Acaba hata mı ettim kendimi bir filimin içinde gibi hissettim. Portaldan içeri girdiğimde kocaman bir dünya karşıladı tek farkla burası gökyüzünde bir dünyaydı nasıl yere düşmüyorduk dünyada değilmiyiz yer çekimi yok mu burda neden kimse yok

 

Burası gökyüzünde zemini bile bulutlar olan küçük bi gök yüzü adasıydı ağaçlar yerine buluttan ağaçlar vardı önümde ise kocaman bir saray görünüşü aynı yıldız sarayına benziyordu ve kocaman bir bahçesi vardı adanın bı otuz adım attıktan sonra sarayın bahçesine ulaştım ve kapısından içeri girdim. Girer girmez bir oda beni karşıladı odada havada uçan bir bileklik ve havada uçan bir kitap. Bir dakika bu kitap çok tanıdık bu o kitaplardan biri. Rafından yere düşen kitaplardan biri sarı kitap üstünde hava yazıyordu sonra kitap renk deyiştirdi kitap beyaz bir kitap oldu sonra üzerinde hava yazan yazı silinip gökyüzü oldu bir dakika yani nasıl şimdi bir saniye depodaydım portala açıldı içeri girdim gökyüzünde bir ada ve saray saraydan da içeri girdim havada uçan bir bileklik ve bir kitap kitap hem renk hemde yazısını değişiyor

 

"Buraya bakan biri varmı"

Sanki mağazadayımda buraya bakan varmı diye sesleniyorum yok artık daha nele- Sesleniyorum

 

"Bir dakika ben seslendim mi ses aaa sesim ben konuştum mu konuşuyorum evet aaa sesim geldi aaaaaa çoook mutluyum aaa lütfen bu bir rüyaysa uyandırmasın kimse beni aahh sesimi çok özledim aaaaaaaa çığlık bile atmayı özeldim tamam sakin ol melisa en son çığlık attığında sesini kaybettin şimdi lütfen bir şey yapma tamam uhh sakinim sakının mükemmelim ohh"

 

"Sakinleş men bittiyse

başlayalım mı"

 

O ses neydi "Sen kimsin"

 

"Merhaba Melisa"

 

Beyaz parıldayan bir ve havada uçan bir top benimle konuşuyordu ve bu bir kadın sesiydi.

"Adımı nerden biliyorsun"

 

"Gökyüzü muhafızını bilmeyen yok"

 

"Gökyüzü muhafızı mı oda kim burda neler oluyor ben neden burdayım ve rüyada filan mıyım neden gök yüzündeyiz ve nasıl yere çakılmiyoruz"

 

"Önce sakin olman lazım ve bu bir rüya değil gerçek ve burası lunrays yani gökyüzü adası ve sende bir lengrays sın"

 

"lunrays mi lernglay mı gök yüzü adasımı kafam karıştı bakın ben lengras değilim"

"Lengrays"

"Lengrayls her neyse

ben sadece bir insanım tamam mı"

 

"Dünyada evet bir insansın

Ama burda bir gök yüzü muhafızı sın ve savaşçısın"

 

Nee savaşçı mı

"Anlamıyorum ben nasıl imkansız hem ben daha 17 yaşında bir öğrenciyim yok hayır hayır ben savaşıcı filan olamam imkansız olamaz yok"

 

"Bileklik ve kitap seni seçti.

Ayrıca imkansız diye bir şey yoktur"

 

"Beni mi seçtiler bir hata filan olmalı ben seçilcek biri değilim ben daha kendimi ifade edemiyorum kaldı ki bir savaşçı. Hemde gökyüzü savaşcısı kalsın ben alamıyım bana bu macera biraz fazla. Oldu iyi günler" odadan dışarı çıkmaya çalıştım kapı kaybolmuştu sadece gökyüzüne bakan pencereler vardı orda dan aşağıya atlayamazdım

 

"Eve nasıl gitceğni bilmiyorsun nasıl hala çıkmaya çalışıyorsun siz insanlar çok garipsiniz"

 

Bu ses canımı sıkmaya başlamıştı bir an önce eve girmek istiyordum bu kadın sesi nerden geliyor neden sadece beyaz parlayan top var

"Ben savaşçı olmak istemiyorum ben o iğrenç depoya razıyım"

 

"Bilmeden konuşuyorsun Melisa bu senin tek çıkış kapın kimseye böyle bir fırsat geçmez"

 

Parlayan top bir anda pelerin giymiş bir robota dönüştü nasıl yani bu bir robotmuydu

 

"Benden ne istiyorsunuz"

 

"Lernis hava muhafızın karşında duruyor ona gücünü ver seni her zaman koruyup kollayan bir mujafız olacak"

 

Robot elleri nin arasında beyaz bir kristal çıktı ortaya ve robot bu sözlerini söyleyince havada duran bileklik sağ koluma yapıştı cıkartamadım sanki bilgine kitlendi çıkaramadım

 

"Şu bilekliği çıkarın kolumdannn ahh"

 

"Kıristal bileklik Lernis ile birleş ve bir bütün ol"

 

"Ne kristali ne Lernisi ya şu bilekliği çıkarın kolumdan uff

Ya burda insan yok mu neden kimse yok aaaaahh"

 

Kıristal bilekliğin içine girdi enerji akışı tüm bedenime yayıldı ben eski ben değildim ben başka biri oldum duvarda duran boyasında kendi yansıma mi gördüm saçlarım düz upuzun sarı saçlarım biraz daha da boyum uzamış yüzüm benim yüzüm değildi benim bedenim nerde ben kimin içindeyim

 

"Bu beden sana çok güzel oldu ama dünyayı böyle kurtaramassın sana bir yardımcı ve süper kostüm lazım savaşçı kostümü"

Yarı Robot yarı insana benzeyen bu varlık ellerini çırptı havada duran beyaz kitap eline geldi ve bir şeyler okudu "lernis buldu kristalini buldu kendi sahibini nargluans derlendsa narnays kuaza"

 

Vücudumu beyaz ışıklar sardı saçlarım iyice sarı oldu gözlerim altın sarısı gibi parlıyordu üstümdeki elbise beyaz ve sarı renklerde ydi tenim beyaz olmuş boyum biraz daha uzamıştı ve biraz daha zayıftım

 

"Bana neyaptınız ben kendi bedenini istiyorum bir dakika sesim mi inceldi benim"

Sesim bile bana ait değildi tam kavuştum derken ufff neden ya

"Melisa artık sen lengrays sın

Güçlerini kontorol etmene yardım edicek bir asistan robotun olucak bilekliğine basarak bu forma sahip olcan"

"Bu benim olamayan bedene"

"Aynen öyle bu bilekliğie basıp sarı saçlı bir hava muhafızı olucan amacın dünya ya siber yada herhangi bir saldırıya uğradığında dünyayı kurtarmak bence açık ve net bir şekilde anlattım"

"Sağol ya çok boş vaktim varmış gibi birde dünyayı kurtaracam söylesene bana dünyayı neyle kurtarıcam"

 

"Güçlerinle"

 

"Ah doğru süper güçlerim var zaten benim gökte filan uçucam süper güçlü olcam evet aynen"

"Neden denemiyorsun"

"Ne"

"Güçlerini diyorum dene bakalım neler varmış neler yokmuş"

"Şaka mi yapıyorsun"

"Uçsana"

"Uçayım mı aaahhh"

 

 

Mükemmel bir zamanlama merak edin biraz canım

Nasıl buldunu, biraz garip dimi işler çok karişcak Melisa bir gökyüzü muhafızı ve wow filan oluyor insan en sevdiğiniz replik ve sahne benim ki ilerliyen bölümlerde🤭 şimdilik bu kadar hoşçakalın 😘

 

Loading...
0%