@rynialight
|
15. Bölüm ...
Uyandım ve depodaydım ve konuşamıyordum. Uzun zaman sonra kendi sesimi duymak güzeldi. O zaman ne yani her şey bir rüyamıydı. O aynı depoda uyuya kalmıştım bedenim benim kendi bedenimdi saate bakmak istemiştim fakat bir dakika o hava bilekliği bileğimdeydi o zaman demek oluyordu ki hiç bir şey rüya değildi hava muhafızıydım hava adası diye bir yer vardı. Ama beynimdeydi
Böyle diyince de bir garip oldu ne yani şimdi teknolojik Süper güçlere mi sahiptim. Vay be ne havalı. Süper kahramanlar tam benlikti bayılırdım onlara.
Saatim ise kucağımda ydi saati diğer koluma taktım Tam ayağa kalkacaktım ki Başım döndü duvara tutundum.
TOPLANTI BAŞLADI
"Merhaba ben lunrays adasından Lina"
"Merhaba ben Belindarls Adasından Biko"
"Merhaba ben Metforts adasından Moria"
"Merhaba ben Sedria adasından Solay"
Toplantı başladı ve her ada bekçisi kendini tanıttı
Su adasından olan Biko adlı yarı insan yarı robot konuşmaya başladı "Bugün burada yeni muhafızların göreve başladıklari gündür kara güç her an her şeyi kontrol altına almadan bizim önce almamız gerekir bugün burada iki muhafızın hava adasından yani Lunrays dan çıkan gökyüzü muhafızı ve Sedria orman adasından Orman muhafızı'nın göreve başladıklari gündür muhafızılar size güveniyoruz dünyanın geleceği size bağlı"
Biko konuşmasını yaptığı sırada ekranda bir silüet vardı sanırım bu bahsettikleri diğer muhafızdı ve yanında ada bekçisi Solay adlı robot vardı kim olduğunu göremesemde iyi anlaşamıyağacağmız kesindi
"Lina,Solay muhafızlara gerekli bilgileri aktarın. Toplantı bitmiştir"
Ekranda yazı belirdi TOPLANTI SONA ERDİ
Lina ya döndüm
"Sen bana tam gerkeli bir bilgi vermedin neden ben ve nasıl bunlar gerçek değil ya siz benim beyninde ne işiniz var"
"Senin uyanma vaktin geldi"
"Ne"
Lina parmaklarını şıklattı sonrası yoktu uyandığımda depodaydım ve başım çatlıyacak mış gibi ağrıyordu. Ayağa kalktım sonrada duvara tutunarak yürüdüm kapıyı vurdum açsınlar diye artık çok sıkılmıştım gözümden yaş aktı sesimin çıktı kadar bağırdım duyan yok ses yok gözumden çoktan yaşlar akmaya başlamıştı bile. Tekrar yanlızdım gene karanlıkta ydım ve gene sesim yoktu sessizlikten nefret ediyorum Karanlık deponun içinde bulunan küçük pencereden dışarı baktım hava kararmıştı babam yoktu artık ondan da bir şey beklemiyordum bu dünyada kimse beni koruyup kollayamazdı kendi ayaklarımın üstünde durmam lazımdı ama duracak gücümde kalmamıştı. Telefonumu cebime koydum
Tam olarak ne yapmalıyım o ne yapardı. Sanırım şiddete başvurudu yada direk polise bildirirdi. Feride cadolozu seni bende polise şikayet edebilirdim ancak öyle bir şey yapmiycam aksine senide oyunlarımda kullanıcam. Kafamda plan yaptım başarılı olma şansım %49 ama yapmaktan başka çare yoktu. On dakika geçti geçmedi kapı açıldı
"Git odana üstünü değiştir sonra ne yapıyorsan yap babanın gelmesine on dakika var bu uzaklaştırma muhabbetini sonr-"
Hışımla ayağa kalktım depodan çıkıp omzuna çarparak hızlıca odama gidip odamın kapısını kitledim yine saçma sapan bağırıyordu. Kendimi banyo ya attım duşa girdim çıktım üstümü değiştirip masadan kulaklığımı alıp piyanomun önüne geçtim bir 15 dakika çaldım rahat Feride Cadalozu yine bağrıyordu kesin yada babam gelmişti ki susuyordu babam eğer saat geç değilse piyano çalmama izin veriyordu çünkü çalarken rahat olduğumu biliyordu sağolsunlar piyano çalmama izin veriliyordu cadoloz karıda clasik müzik sevdiği için peki bir şey demiyordu. Evet maalesef ikimizde aynı müzik zevkine sahiptik malesef. Annem sayesinde piyano erken yaşlarda başladım.
Annemin eşsiz bir sesi vardı mükemmel şarkı söylerdi. Babamın dediğine göre sesimin güzelliğini annemden almışım . Küçükken hep annemle şarkı söylerdik aramızda yarışma yapardık kim daha güzel şarkı söylüyor diye genelde ben kazanırdım sırf ben üzülmeyeyim diye sesini kötü yapardı gerçi kötü yaptığı ses bile güzeldi annemin ama kardeşimin vefatından sonra hiçbir zaman şarkı söylememişti. Sadece geceleri biz üzülmeyelim diye bize ninni söylerdi. Hayali bir sanatçı olmakmış ama hayat onu bir mimar yapmış annemin mesleği iç mimarlıktı. Annem işini hakkıyla yapardı güçlü bir kadındı kendini ezdirmez ezdirtmezdi nerde nasıl konuşulur bilirdi eğer bir olayda haklıysam beni savunurdu her zaman arkamdaydı destek olurdu. Ben on üçüncü yaş doğum günümde annemi kaybetmiştim. O günden beridir asla doğum günümüzü kutlamadık.
Piyanoyu bırakıp kulaklık takıp uyumaya karar verdim ve kendimi uykuya teslim edecektim ki bilekliğim titredi bu lerns midir nedir aniden parıldamaya başladı titriyo ve kolumu sallıyordu bir ışık cıktı tüm bedenimi titretti. Bir şeyler ters gidiyordu. Dışardan bir patlama sesi duydum ayağa kalkıp odamdaki balkona çıkıp etrafa baktım. Kocaman bir ateş tüm istanbul ateşlerle kaplıydı koskoca şehir yangınlarla kaplanmıştı herkes çığlık atıyordu ordan oraya kaçıyorlardı sanki kıyamet kopmuş gibiydi ama kıyamet kopmamıştı bir şeyler yapmam gerkiyordu odama girdim ne yapsam ne yapsam diye düşünmeye başladım ben bu bilekliği nasıl kullanıcakttım lunrays tayken nasıl dönüş müştüm gözüm odamdaki piyanoma gitti piyanonum üstünde sarı bir kitap vardı yoksa. Hemen kitabı elime aldım içini kurcaladım ve en sonunda buldum bilekliğe iki defa hızlı, hafifçe vurmam ve içimden gökyüzü adasını düşnmem yeterliymiş kiaptakileri uyguladım ve bir ışık etrafımı sonra bedenimi kapladı boyaynama koştum parlak sarı, uzun saçlı altın renkli gözleri ve uzun beyaz tülden yapılan elbiseli uzun zayıf bir kıza dönüştüm bu kız tam anime kızlarına benziyordu
"Bu kız şakamı. Aaaaa sesim geri geldi."
Uçmayı denedim ilk 11 denemede başarısız olsam da en sonunda başardım. Ve balkonumun çatısından uçtum aferin Melisa şimdi ne olup bittiğne bakıcan hepsi bu öğrendikten sonra evine git ve uyu. Olay yerine vardığımda hayatımın en büyük şokunu yaşıyordum ateşlerin arasından büyük dev yeni teknoloji bir robot 10 katlı apartman boyunda bunu da söyliyeyim etrafı ateşe veriyordu "Ama o göktelen yeni yapılmıştı" Havaya yükseldim ve robota seslendim ay ben manyakmıyım boğazımı temizledim "Hey sen robot sen nepıyorsunn burada" Robotun koca kafası bana döndü. "Şehrime ateş etme cürettini kim verdi"
Aw gerçekten nasıl bir konuşma acayip saçmaydı. Robot üzerime üzerime geldi ve elinin tersiyle beni havaya uçurdu bende öyle salak bir şekilde ne yapacak diye izliyordum robot elinin tersiyle vurunca tabi ben uçmamı kontorol edemedim bir binaya yapışcaktım ki belimden bir sarmaşık beni tutu ve yavaş yavaş aşağı indirdi. Korkudan gözlerimi kapattığım için hiç bir şey göremedim yavaş yavaş gözlerimi açtığımda yere inmiştim sarmaşıklar belimden ayırldılar ve karşımda biri sarmaşıkları elini oynatarak onları toprağa gönderdi. Karşımdaki büyük ihtimal Orman muhafızıydı. Çünkü üstünde yeşil kıyafetleri ve toprak rengi saçları ve çimen yeşil gözleri karanlıkta belli oluyordu. "Merhaba" O benimle mi konuştu emin olmak için etrafıma baktım. Benden başka kimse yoktu.
Sadece elimi hafif salladım. Dev robot ise bize doğru yaklaşıp etrafımızı ateşlerle donattı. Biz bu alevleri nasıl durduracağız ki. Aniden havaya yükseldim uçarak kurtuldum ateşten. Peki o toprak muhafızı o ne yapıcaktı o uçamaz ki gözlerim onu aradı bulduğumda ise çoktan kendine topraktan kalın bir sarmaşık çıkarmış onların üzerinde duruyordu sarmaşıkları haraket etirdiği için havada sanki benim gibi uçuyordu tek farkla ağaynı kalın sarmaşıklara basıyordu
ikimizde yangından kaçıyorduk çünkü bizim güçlerimiz sadece alevleri coşturudu mantıklı haraket etmemiz gerekiyordu. Muhafız bana bakıyordu elimle kendimi, onu ve ilerideki gökteleni işaret ettim. Beni anlamış ilerideki göktelen nin arkasına gitmişti uçarak yanına vardım
"Mer- merhaba sen toprak muhafızısın değil mi" İkimizde nefes nefese kalmıştık
"Evet sende hava muhafızı olmalısın"
"Evet memnun oldum ben me- dur biraz kendime isim bulmam lazım" Muhafız gülmeye başladı
"Şu durumda bile insanı güldürebiliyorsan senle çok iyi anlaşacağız hava kızı he ne diyorsun"
"Hava kızı mı biraz saçma neyse buraya isim bulmaya gelmedik plan yapmamız lazım"
"Hahı aynen hangi güçle yapıcan ne toprak ne hava ateşi durduramaz aksine ateşi çoğaltır itfayiye yok çünkü İstanbul un yarısı yandı teknolojik araçalar elektrik çalışmıyor yangın yüzünden İnsanlar oradan orya kaçıyor ve su muhafızı nerde bilinemiyor ateş muhafızı desen hakkı rahmetine kavuşmuş ateşede ateşle gidilmez zaten sana ada da bunları anlattılar dimi" Nefes alıp verdim "Evet söylediler"
"Acaba yağmur duası filan mı etsek"
"Dalga geçme"
"Dalga geçmiyorum"
"O zaman dua ile dalga geçme" Sesim birazcık sert çıkmış olabilir
"Peki ben sustum burada bekliyorum sende plan yap"
"Offff" Gözüm etrafa baktı sonra denize baktım "Buldum"
"Ne buldun hava prensesi"
"Şunu demeyi keser misin"
"Bal gibi isim işte"
"Sen hep böyle cıvıkmısın"
"Hayır"
"O zaman şimdide cıvık olma"
"Peki tamam plan ne"
"Plan şu ben bir hortum çıkarp denizden su alıcağım ateşleri söndürüceğim biraz uzun sürücek ama neyse sende bu sırada robotu oyalıyacan "
"Oyalıycağım ben robotu canıma mı susadım"
"Düşündüğüm gibi biri değilmişsin toprak çocuk"
"Toprak çocuk mu" Afallamıştı
"İsim işte öyle demiyor muydun"
"Biz konuştukca şehir daha çok yanıyor" Konu değiştirme çabası
"Daha iyi bir planın var mı" Düşündü
"Robotun içine girip arkadan devrelerini mahvetsek ben devreleri hallederim sende benimle arkadan içine girer sonra kumanda odasına girersin hem kim kontorol ediyor görmüş olursun düşmanını yakından tanırsın"
"Kaleyi içten feth ediceğiz"
"Evett"
"Yani robotun arkasından"
"Evett"
"Anlaşılan çok film izliyorsun"
"Evet dur biraz hayır"
Kıkırdadım "Bu plan pas ayrıca ikimizin de robotta sıkışma ihtimali de var ya kumanda merkezinden çıkamasam herhangi bir şey olursa neyle karşılaşacağmızı bilmiyoruz"
"He doğru. Başka planın varmı prenses" Şeytan diyor ağzına bir tane yapıştır. Nefes alıp verdim sağlıklı düşünmem lazımdı.
Denize baktım "Robotu denize çeksek kendi kendine bozulur"
"Bu su geçirmeyen bir robot"
"Ne nerden anladın"
"Metaline bakarsan anlarsın"
"Robota baktım
"Anlamadım"
"Boş ver sonra anlatırım" Göktelenin arkasından robota baktık
"Kızz bizi arıyor"
"Onu anladık zaten"
"Peki ne yapacağız"
"Benim ilk kurduğum plan gayet iyiydi"
"Tekrar ateş çıkartırsa ne olacak"
"Of tamam planları birleştireceğiz"
"Nasıl yani"
"Sen robotun arkasından gireceğin devreleri halledicen biliyorsun dimi"
"Yani"
"Güzel bende o sırada robotun dikkatini dağıtıcam ve onu denize doğru çekiceğim sen devreleri bozucan ve o denizde yığlıp kalcak sonra ben bir kasırga yada hortum çıkarıp hortumun içinde denizdeki suyu taşıyıp şehirdeki yangınları söndürcem ama bu biraz uzun sürücek sende kumanda merkezine girebilirsen gir düşman merak ediyon ya"
"Peki ama robotun hassas yerini bulmak için dedektör tarama cihazı kulanmam lazım sanırım bunu bileklkiten yapıcağım"
"Bu işi sana bıraktım"
"O zaman başlayalım"
Ben robotun dikkatini dağıtırken toprak çocuk kamufule olmuş bilekliğiyle robotu tarıyordu.
Toprak muhafızı robotun arkasına girdi bende robotu denize doğru çekmeye başladım sanki robotu kontorol eden kişi planı anlamış gibiydi ben onu denize çektim bir anda denizin ortasında yere yığıldı ve koca robot denize yığılınca kocaman dalalar oluştu kıyı biraz suya kavuştu.
"Hadi bakalım bu bileklik neler yapıyıormuş görelim" İlk beş denemede olmadı altıncı denemede oldu önce rüzgar çıkardım sonra lodoz ,kasırga, derken en son hortum çıkardım hortumu sanki bir kovaymış gibi kulandım denizden su doldurup yanan her yeri söndürdüm yani otuz iki dakikanın ardından sonra evet söndürdüm. Denizde yüz üstü yere yığlan robota gittim bu çocuk neredeydi
"Toprak muhafızı muhafızz neredesin Yığılan robotun arkasına sırtına indim.
"Buradayım prenses"
"Sesin geldiği yönü bulamadım"
Muhafız nefes nefese robot kafasının arkasındaki girişten çıktı ve yanıma geldi.
Kollarımı karnımda bağladım "Ne oldu düşmanımızla tanıştın mı nerde"
"Or orda ki kim"
"Nefes al ver bir soluklan tamam ben gidip bakayım"
Kolumdan tuttu "Prenses orda kimse yok" sesizlik girdi ve ben bozdum
"Ne na nasıl nasıl kimse yok"
Muafızın kolundan kurtulup robot kafasından aşağı indim "Prenses çok tehlikeli" Aldırış etmedim. Kumanda odasını su basmıştı. Kandırıldım kandırıldık oyuna geldik sadece bizi oyaladılar ama neden acemiyiz diye bizi hafife aldılar ve haklıydılar ilk görevde başarısız olduk oldum benim yüzümden ben kim kahraman olmak kim
"Prenses buraya gel çok tehlikeli" Toprak muhafızı arkamdan gelmişti
"Prenses sen ağlıyormusun"
Ne ağlıyormuydum hiç farkında bile değildim "Yo hayır burası çok tozlu gözüme toz girdide hadi çıkalım burada boğulmayalım sonra."
Yukarı çıktık ve denizin ortasındaydık "Prenses emin misin" Muhafız arkamda iken önüme geçti
"Evet ben iyiyim"
"Değilsin"
"Ne"
"İyi değilsin"
"Nerden anladın"
Parmağıyla Gözlerimi işaret "Gözler yalan söylemez"
Sonra kendi gözünü işaret etti "Çünkü gözler yalanı görür"
Elerimle yüzümü kapattım Gözlerimi yumdum
"Neden yüzünü kapattın"
"Yalan söylediğmi görme diye" Elimle yüzümü kapattığım için sesim biraz buğuk çıkmıştı Muhafız kahkalara boğulmuştu
"Hahha ay karnım ağrıdı gerçekten kız öyle değil." Ağzımdan yanlışıkla hıçkırık çıktı
"Prenses" sesi üzgün çıkmıştı
Ellerimi ellerinin arasına aldı
"SENN"
...
Herkesden çok özür dilerim bölüm yayınlamam biraz geç oldu sınav haftası yaklaştı mağlum ve sabahtan beridir derslerimle ödevlerimle u ğraşıyorum projeler var onlarla uğraşıyorum ayrıyetten hastayım o yüzden kusura bakmayın umarım bölümü beynmişsinizdir bakalım ileride neler olucak Süper kahramanlarımızı nasıl buldunuz Oyları görelim
Instagram: Rynialight
<3333
|
0% |