
Banada de Allah'a Emanet Ol !
Bir çift göz zaman ,yer fark etmeksizin birbirine takılı kalmıştı. Ne Åžebnem çekti gözlerini nede Maraz Ali . İlmek ilmek iÅŸlendi yüzlerinin bütün hatları akıllarına. İkiside sadece yüzlerinde gezdirip tekrar birbirlerinin gözlerine odaklandılar. Sanki baÅŸka yere baksalar anın büyüsü bozuluyor huzursuzluk baÅŸ gösteriyordu.
Maraz Ali gözlerini ayırmadı adını bi türlü koyamadığı o gözlerden. Bir adım daha attı Åžebneme doÄŸru . Sanki o gözlerin rengine bir isim verse hakkını yemiÅŸ olacaktı o gözlerin. Daha önce yeÅŸilin her tonunu görmüÅŸ adam bu yeÅŸil gözlerinin tonunu ilk defa dilberinde görmüÅŸtü. Adını koyamıyor ama deli gibi adını koymakta istiyordu.
Åžebnem mi daha yakından gördüÄŸü kehribar gözlere ,o gözleri gölgeleyen sık kıvrımlı kirpiklerde mekik dokuyordu adeta. Hayatında ilk defa bi erkeÄŸi bu kadar inceliyordu . Öyleki Maraz Ali'nin ona doÄŸru bi adım daha atmasını önemsememiÅŸ memnun da olmuÅŸtu. Nede olsa o kehribar gözleri dahada yakında görmek gibi bir ÅŸansı olmuÅŸtu.
Bir insan bir çift göz bu kadar derin bakarmıydı ,öyle derin bakıyordu ki sanki içini görüyor gibiydin Maraz ali.
Bi ürperti geçti Åžebnem'in içinden içini görüyor olmasını hiç istemezdi, zira içindeki çamaşırlar bi erkeÄŸin görmemesi gereken türdeydi .
En azından helali olmayan bi erkeÄŸin görmemesi gerekti. Aralarında bir adımlık mesafe olduÄŸunu fenüz fark etmemiÅŸti Åžebnem. Maraz Ali ise, burnuna dolan içine rüzgar gibi esen eÅŸsiz çiçek kokusunu biraz daha solumak için bir adım daha atmıştı. İçine derin bir soluk çekti.
Maraz Ali'nin içine derin bir nefes çekmesiyle gözlerini yere indirdi Åžebnem . Sanki birbirine kenetlenmiÅŸ iki ruh ayrılmış ve gerçek dünyaya ışınlanmış gibiydi. Öyle ki Maraz Ali'nin kokusunu burnunda tatlı bir sızı bırakarak, ciÄŸerlerine doÄŸru yol almasını ve orayı iÅŸgal etmesini, CiÄŸerlerinininse bu iÅŸgali zevkle kabul edip hüküm sürmesine izin vermesiyle fark etmiÅŸti . Öyleki tekrar ama bi öncekine nazaran daha derin bir soluk çekti içine. Tanıdık geldi bu koku ona aralarındaki mesafeyi azalttı biraz daha zira bu kokuyu daha öncede solumuÅŸtu hatırlaması gerekti. Unutulacak bir koku deÄŸildi ama nerde solumuÅŸtu ciÄŸerlerini iÅŸgal eden bu kokuyu .
BulunduÄŸu durum bi an afallattı onu neydi öyle bir adım daha atması kaybetmiÅŸti resmen kendini.
"Bu kadar derin bakarsa tabi afallarım bendekide laf işte. ".
dedi ÅŸebnem. ".
Yüzünü yalayıp geçen nefesle kaskatı kesildi Maraz ali . Sıcak nefes içinde hiç uyanmamış hisleri dışarıya vuruyordu zira. Yumruk yaptı ellerini yoksa o ince bele sarıp bedenine yaslaması an meselesiydi. Åžehvet veya arzu deÄŸildi hissettiÄŸi bir bütün olup onu içinde saklamak, kendine ait kılmak istemesiydi.
"Sadece derin bakan ben deÄŸilim. Gözlerin içimi görüyor gibi aynı zamanda gözlerin ruhumuda görüyor sanki dilber. Öyleki ruhun ruhuma aÅŸina .
dedi Maraz Ali.
DuyduÄŸu sözler karşısında kaldı Åžebnem. Seslimi söylemiÅŸti o sözleri "ah ÅŸebnem ah" Sesi soluÄŸu çıkmadı bir süre. CiÄŸerleri nefessiz kalınca tuttuÄŸu nefesini bıraktı bi anda. CiÄŸerleri Maraz alinin kokusuyla dolarken kendi ferah nefesi,Maraz Ali'nin yüzünü tekrar yaladı . Öyleki Maraz Ali yumruk yaptığı elini daha sıkı yumdu ellerindeki bütün kan sıktığı yere toplandı.
Bir adım geriye doÄŸru attı bu yakınlık iyi deÄŸildi onun için doÄŸruda deÄŸildi. Bu kadar yakın olmamalıydı ona haram olan bir adama. Åžebnemin geriye doÄŸru attığı adımla arayı açmış olması Maraz Aliyi sinirlendirmiÅŸ ,yetmemiÅŸ birde küfür savurtmuÅŸtu.
"Ne mırıldanıyorsun Ağanın oğlu ".
"Niye soluÄŸumu kesiyorsun! ".
"Ne!".
Ne diyordu bu ne soluğu kesmesi bir şey yapmamıştı ki . Ayrıca niye fısıldayarak konuşyordu etrafta kimse yoktu ki .
Åžebnem gibi Maraz Alide ÅŸaşırmıştı bu sözler ondan mı çıkıyordu. Aldırış etmedi sonra zira çok hoÅŸuna gidiyordu karşısındaki dilberin verdiÄŸi tepkiler.
" Ne soluğu kesmesinden bahsediyorsun ben daha bir şey yapmadım bile".
"Daha bir şey yapmadın mı resmen geriye doğru adım attın kokunu aldın ya benden ".
"Ne!".
Yinemi ne demiÅŸti o kızdı kendi kendine"afferim ÅŸebnem ne 'den baÅŸka kelime bilmiyorsun sanki kızım . Yeni mi konuÅŸmaya çıkıyorsun ne, ne! nenenki dese adam yeri ".
Güldü seslice kendi dediÄŸi ÅŸeye.
"Filizlendi yine çiçekler çukurlarda ".
dedi Maraz Ali
Åžebnem duyamamıştı zira" Åžebnem ,ÅŸebnem gızım dur ben alacam elbiseleri gözün sevim kimseye verme".
dedi
Yaşlı adam nefes nefese kalmıştı. Olduğu yerde ellerini dizlerine koyup derin derin soluklandı. Kapının girişinde
Gözleriyle Åžebnemi taradı Maraz Ali . YaÅŸlı adam görmemiÅŸti Åžebnemi zira Maraz ali koca cüssesiyle kapatmıştı Åžebnemi. Arkadan bakan biri sadece Maraz Ali'yi görürdü.
Maraz Ali ise Åžebnemi tarıyordu adeta gözleriyle.
AÅŸağıya doÄŸru kayan yazmasına gördü. Karamel rengi saçlar ışıl ışıl parlıyordu. Birer yıldız konmuÅŸ gibiydi her bir teli . Zarar bu kız Maraz Aliye.
"Bir tek bana zarar ".
dedi kendi kendine Maraz Ali . BaÅŸkasının Åžebnemi böyle görmesini düÅŸünmesini bile kaldıracak durumda deÄŸildi. 2 gündür gördüÄŸü kız hayatının merkezi olmuÅŸ gibiydi adeta.
Ona doğru adım atmakta olan Maraz Aliyle yutkundu derince Şebnem.
Yutkunmayıp ne yapsındı adam yürüyen karizmaydı resmen.
Arkasında kalan adamın hareketlendiÄŸini çıkarttı seslerden anlayan Maraz Ali "Arkanı dön dayı ben dön demeden dönme önünü ".
dedi.
Ellerini ÅŸebnemin kafasının üzerinden geçirerek arkaya asılan yazmaya uzattı parmaklarını.
Burnuna dolan kokuyla kapattı gözlerini Åžebnem. Bugün bu tepkileri veren omuydu emin deÄŸildi ama bu adamın üzerindeki etki gözle görülür elle tutulur bir haldeydi.
Bir an Maraz Ali'nin ona sarıldığını hayal etti. Resmen adamın kolları arasında kaybolurdu küçücük bedeni.
Ona sarılmak nasıl bir ÅŸeydi acaba o sıcacık teni hissetmek o kocaman göÄŸse başını yaslamak nasıl bir ÅŸeydi acaba.
DüÅŸüncelerini Maraz Ali' nin fısıldar gibi söylediÄŸi sözler böldü. Bu adam fısıldamadan konuÅŸamıyormuydu oysa sabah gök gibi gürlüyordu !.
"Yazmana dikkat et yıldızlar dizilmiÅŸ saçlarını benden baÅŸka kimse görmesin. Ben bile görmeyeyim helalim olana kadar tamam mı".
Gözleri o kadar derin ve itiraz istemez gibi bakıyordu ki Åžebnem hipnoz olmuÅŸ haldeydi adeta.
"T- tamam".
Dedi bi anda. AÄŸzından çıkana kendine ÅŸaşırmıştı ama yapacak bir ÅŸey yoktu sonucta çıkmıştı aÄŸzından bi kere.
"Ne yani şimdi adama tamam mı dedim hemde kekeleyerek yok bide bayılsaydın Şebnem "dedi Kendine kızarak.
Demek o yüzden İsmail abiyede arkanı dön demiÅŸti .
Sol tarafında hissettiÄŸiyle sert atışlarla elini kalbinin üzerine koydu. Neydi onu böyle hızlı hızlı attıran daha önce hiç bu kadar hızlı atmamıştı ,anne babasını kaybettiÄŸinde bu kadar hızlı atmıştı ama o zaman canı yanıyor kalbi acıyordu. Ama ÅŸimdi deÄŸiÅŸik bir mutlulukla atıyordu kalbi. Neydi bunun sebebi!. ..
Belki Şebnem farkında değildi ama Maraz Ali yavaş yavaş sızıyordu kalbine . Tıpkı onun Maraz Ali'nin kalbine sızdığı gibi.
Maraz Ali'nin son kez gözlerine bakıp geriye çekilmesiyle
Eline kalbinin üzerine koydu". Şşş sakın ol adam duyacak ÅŸmdi sesini ".
dedi kendinin bile zor duyacağı sesiyle.
"Dön arkanı dayı, buyur ne diyeceksen eteklerini tutuÅŸturan ÅŸeyde neymiÅŸ merak ettim. ".
Tabi o Åžebnem'in yıldız konan saçlarında takılı kaldığı için ne için geldiÄŸini bas bas bağıran İsmail amcayı duymamıştı bile.
"HoÅŸ gelmiÅŸsen aÄŸam . Benim oÄŸlanın yaptığı deyyusluk için geldim ben aÄŸam. Affedesen gızım yapmış bir deyyusluk benim sözüm hele geçerli bi dahada göndermem zaten oni . . ".
Sinirle tekrar doldu Åžebnem ,ama emeklerini ve verdiÄŸi sözüde çiÄŸneyemezdi . Hem bu yaÅŸlı adam ona anne ve babasını hatırlatırdı hep . Anne ve babası varken de hep alışveriÅŸ yapardı İsmail amca . Kırmadı adamı kıramadı.
"Tamam İsmail amca bilirsen seni severim . Anamı babamı hatırlatirsen bene ama bir daha oÄŸlun gelirse hatır gönül saymam. ".
"Tamamdır gızım hadi alimde gidim anca giderem çarşıya. ".
Kafasını salladı Şebnem.
Maraz Ali sesini çıkarmadı hiç. Neden oÄŸlunun dediklerini söylememiÅŸti ki oysaki geldiÄŸinde çok sinirliydi sözlerine.
"Yüzü gibi gönlüde güzel canına yandığım ".
dedi Maraz Ali ardından içeriye iyice giren adama döndü.
"AnlaÅŸtığın paradan 500 daha fazla verecen dayı. Sebebini sen benden daha iyi biliyorsundur oÄŸlun anlatmıştır. .Ha oÄŸlunun yaptığı o parayla af olmaz hiç bir para telafi etmez ama sen yinede emeÄŸinin karşılığı olarak ver o parayı. OÄŸlunuda görmeyeyim bir daha buralarda. Almaz bence o parayı ama sen bi kılıf uydur dayı.
"Bilirem aÄŸam ey dedin bende bu sebepten mahcupluktan gurtulmuÅŸ oluram sayende".
"Tamamdır dayı. Ağam deme dayı bana benim adım Maraz Ali ,Maraz Ali demen yeterli. ".
"Olur mu öyle ÅŸey aÄŸam heç olur mi ".
"Olur olur dayı ".
"Yok ol-".
Olmaz diyecekti ki içeriden eksik olan kıyafetlerle geldi Åžebnem..
"Buyur İsmail emi anlaştığımız gibi 50 elbise".
"Al buyur gızım buda emeğinin karşılığı. ".
Eline aldığı parayı saymaya başladı Şebnem. İki kere saydı hatta bi yanlışlık vardı.
"Fazla vermiÅŸsen İsmail emi iki bin var burda. Bin beÅŸ yüz verecektin ."
"Fazla değil gızım emeğinin karşılığı ".
"Bu kadar paraya anlaşmadık ama emi".
"Benim oğlanın deyyusluğunu da benide affet gızım . Gusurumuza bahma hakkını helal et. Bu para affet diye değil zam gelmiş gumaşlara onun fazla parasi".
Anladım der gibi başını salladı Şebnem.
Biliyordu İsmail amcasını aslında o oÄŸlu için yapmıştı ama onu kırmayacak bir ÅŸekilde vermiÅŸti parayı. .
"Hakkını helal et emi".
"Helal olsun gızım ne demek asıl sen hakkını helal et".
"Helal olsun emmi ".
"Allah razı olsun gızım ben artık gidim anca giderem çarşıya. ".
"Güle güle emmi Allaha emanet ".
Elbiseleri alan İsmail amca geldiği gibi koşar adım gitti.
Yan tarafta oturan Maraz Ali'ye döndü Åžebnem niye gitmemiÅŸti hala bu.
"Ee "
"Ne esi ".
dedi Maraz Ali .
"Sen niye getmirsen onu diyirem".
"Çünkü daha merhem sürmedin ."
"Ha unutum onu ben ya.".
İçeride olan odaya doÄŸru girdi Åžebnem. Elinde kırmızı kutu içinde olan merhemle geldi. Gül kurusu renkli bir merhemdi.
"Bunu uyumadan önce sürer uyursun . Gerçi ÅŸimdide sürebilirsin fark etmez. ".
"Tamam iÅŸte sür o zaman ".
"Get evde sür ben niye sürirem ".
"Kafama terlik atan da bendim dimi ".
"Bilerek atmadım özür dilerim. ".
"Hem bak kadınlar gelir buraya doğru hadi bak laf veremem onlara. ".
"Kimse aÄŸzını bile açamaz seninle ilgili sen merak etme ".
Gülümsememek için dudaklarını sıkı sıkı yumdu Åžebnem. Çok hoÅŸuna gitmiÅŸti dedikleri ama onun bunu bilmesine gerek yoktu. .
Åžebnemin dudaklarını yummasıyla Maraz Ali'nin gözleri oraya kaydı . O gül kurusu dudaklara oradaki o yara izine yüzünü buruÅŸturdu canı yanmıştı sanki . GeldiÄŸinden beri sormak isteyip bi türlü fırsat bulamadığı anı ÅŸimdi bulmuÅŸtu iÅŸte ÅŸimdi sorabilirdi.
Çatılan kaÅŸlarıyla sordu sorusunu.
"Ne oldu dudağına o it lütfü mü yaptı!"
YaklaÅŸtı Maraz Ali kanı kaynıyordu sanki damarlarında daha sert çıktı sesi
"Sana diyorum dilber lütfü mü yaptı !".
Aklına o gün ki yaÅŸananlar geldi ÅŸebnemin aklına canı hem yanmış hem geceyi yine uykusuz geçirmiÅŸti. Belkide anne ve babasını hatta onu koruyacak saatlerce göÄŸsünde aÄŸlayacak birini ilk defa bu kadar aramıştı.
Åžarkı söylediÄŸi günün akÅŸamı.
"Ooo lütfü bey geniÅŸliÄŸini almış gelirsen nede rahat adamsan peh helal olsun sene valla. "
"Ne diyirsen gene raziye bacı Tek Türkiye 'deki kezbana benzirsen aynı onun yerine sen oynasan daha ey".
"Sen bene laf diyecaÄŸan yeÄŸenen sayip çıh gene türki söylirdi bağıra bağıra camın önüne yığıldi gene oÄŸlanlar ".
Raziyenin sözleri üzerine kapıyı kırar gibi çaldı lütfü. O sırada herÅŸeyden habersiz olan ÅŸebnem koÅŸar ayak açtı kapıyı. HoÅŸgeldin amca diyemeden yüzüne inen tokatla "Ah "diyerek yere savrulması bir olmuÅŸtu.
Raziye hanımsa yaptığı şeyle gurur duyar gibi sırıtıp kapattı camını.
Yerde yatan Åžebnemi gören esma bağırarak geldi.
"Baba ne olir niye vurdun nasıl yaparsan ".
Anın verdiÄŸi cesaretle babasına sesini yükselmiÅŸti ki onunda aynı tokatla yere serilmesi bir olmuÅŸtu.
"Sen kim olirsan baban sesin yükseltirsen he siz benim başıma belami olacaksız . Siz siz eyce şımardız ben önizi çoh boÅŸ bıraktım sizin.
iki kızda yerde içi çıka çıka aÄŸlıyordu.
Namazını kılan sevilay hanım aÅŸağıdan seslerin gelmesiyle hızlıca seccadesini bile toplamadan indi aÅŸağıya. Yerde yatan kızı ve kızı gibi gördüÄŸü Åžebnemi görmesiyle çığlığı basması bir oldu.
"Ellerin kırılsın lütfü ne yittin ne suçu var bu sabilerin evden dışari adım bile atmazlar. ".
"Kes sesin almiyim ayağımın altına. Bi sahip çıkamadın bu sürtüklere " .
dedi bağırarak .Yerde birbirine sarılmış aÄŸlayan Åžebnem ve Esma o sözleri duyar duymaz ayaÄŸa kalkmıştı.
Sevilay hanım kızları arkasına alarak lafa girdi.
"Sözüni bil lütfü biri kızın biri yeÄŸenin nasıl ele dersen . O pislik raziyenin sözünemi inanirsen gene ".
Üzerine yürüdü lütfü raziyenin vurmak için elini kaldırdı. Kulağına gelen sözlerle durmak zorunda kaldı.
"Bir daha bu kadına elini kalktığını görürsem lütfü emmi kolunu kırmakla kalmaz götüne sokarım duydun mu beni ".
İnledi lütfü canı o kadar çok yanıyordu ki bir çocuk gibi oturup aÄŸlamak istiyordu.
"Tamam küçük beyim bir daha olmaz yemin olsun ."
Hatırladıklarıyla elleri sızladı canı yandı o günki acıyı hissetti bütün kemiklerinde. İndirdi kaldırdığı ellerini geri.
"Çıh get gözümün önünden al ÅŸu sürtükleride. Bir daha ,bir daha Åžebnem duymayayım türkü çağırdığını."
"Başımıza birde aÅŸüfte-"
"Lütfü haddini bil ileriye gidirsen Allah ÅŸahit emim olduÄŸunu unuturum.Sakın emim olduÄŸunu unutturma bana !".
diye bağırdı Şebnem .
OlduÄŸu yerde kaldı lütfü yine gözü dönmüÅŸtü adıyla hitap ettiyse demekki içindeki deli Åžebnem çıkmıştı haddini iyice aÅŸmıştı iÅŸte ÅŸimdi lütfü.
" Defolun gidin odaza gözüm görmesin sizi hele hele sözümden çıkın gidin hadi".
KoÅŸar ayak çıktı üç kadında odaya.
Elinde merhemle geldi Sevilay kadın. Åžebnemin kanayan dudağına ,Esma'nın beÅŸ parmak izi çıkmış yanağına sürdü merhemi.
Hem aÄŸladı hem naglet etti lütfüye.
"Ellerin gırılsın yanına uzansın lütfü, seni ferç olasan lütfü ,gidiÅŸin ola dönüÅŸün olmaya lütfü ".
daha nicelerini sıraladı yüreÄŸi yanan kadın ne kendi kızına ne emanetine sahip çıkmamıştı. Åžebnemi sağına Esmayı soluna yatırdı. Sabaha kadar aÄŸladı dertleÅŸtiler. Her ne kadar üzülmeyin desene biliyordu üzüldüklerini üzüleceklerini.
Åžebnemin hatırladıklarıyla gözünden bir damla yaÅŸ düÅŸtü . Patlayan dudağından çok duyduÄŸu sözler yakmıştı canını. Hatırlatmasa ne olurdu sanki.
Åžebnemin sessizliÄŸi koruduÄŸunu üstelik aÄŸladığını gören eden Maraz Ali bu defa seni elimden kimse alamaz lütfü bittin oÄŸlum sen diyip kapıya doÄŸru adım attı. Tam çıkacakken sesini duydu Åžebnemin .
"Dur ! Sabah ki kavgada oldu Gülce'nin eli deÄŸdi bi anda çok yakındık kanadı unutmuÅŸum o hengameden sonra merhem sürmeyi.
"DoÄŸru mu ".
"DoÄŸru sana yalan borcum mu var hem niye yalan söyleyeyim ki zorum ne ".
"DoÄŸru ".
"Tamam hadi get bak kadınlar gelir hadi yaa!".
"Ne var bunun içinde pembe pembe. "
.
dedi elindeki kutuyu göstererek konuyu deÄŸiÅŸtirdi. İnanmamıştı dediklerine aÄŸlaması yeterdi inanmaması için. Ama lütfüye yapacağını bilirdi ,inanmış gibi yapması yeterdi ÅŸimdilik dilberine.
"Pembe deÄŸil o gül kurusu. Hava civa merhemin adı. Hava civa adlı bir bitkinin kökünden yapılır bir çok ÅŸeye iyi gelir. Yaraları çok çabuk iyileÅŸtirir. ".
" Sen dokunsan iyileşir aslında
dedi kısıkça . BoÄŸazını tamamladı "Tamam hadi eyvallah ".
"Güle güle ".
"Allaha emanet demeyecen mi ?".
"Ne ".
"Ne ,nesi o adama dedin banada de".
Bu defa saklamadı Åžebnem tebessümünü
"Peki Allah'a emanet ol ağanın oğlu".
"Sende dilber sende önce Allah'a sonra bana emanet ol".
Nede güzel demiÅŸti öyle Maraz Ali baka kaldı Åžebnem arkasından daha da bakardı ama içeriye giren kadınlar buna engel oldu.
"Gız Şebnem ne işi var bu ağanın oğlunun burda. ".
"Elindeki gırmızı kutuda neydi ele".
"Gız yoksa yüzük mi vardi içinde televizyonda gördüm geçen onun içine goymiÅŸti adam".
"Bi nefes alın hanımlar merhem vardi içinde onun . İsmail amcayla elbiseleri almaya gelmiÅŸdi İsmail amcayla çıkti ama merhemi unuttum diyince İsmail amca geri gelmek zorunda galmış . Bende verdim iÅŸte. ".
"Yüzük gutusunda mi ".
"Ne yüzük gutusi kız altın gutisiydi o gözünde mi kor ".
"He gız o gutular yeni çıhmış renkli renkli geçen benede Åžebnem vermiÅŸti çoh güzeller ".
"Anam bu aÄŸanın oÄŸlida ele yardım sever sabah güÄŸümle su götürirdi gördüm" .
"Gız elede vücudu varki sanırsan daÅŸ kaya altında ezilirsen valla".
"He gız alan yaşadi bide bizimkilere bak hele "
Sessizce olan biteni dinleyen Åžebnem duyduklarıyla az daha deliye dönecekti ne demekti o öyle . Sakin tutmaya çalıştığı sesiyle konuÅŸtu.
"Ayıptır hanımlar nasıl sözler onlar ele".
"Ne ayıbı gız evlen senide görürüz".
"Namahreme laf atmam helede baÅŸka adama nikahlıysam yan gözle bahmam ben ".
Åžebnemin söyledikleriyle baÅŸlarını yere eÄŸdi kadınlar haklıydı hemde çok haklıydı Åžebnem.
BaÅŸlarını eÄŸen kadınları gören Åžebnem konu kapansın diye
"Niye gelmiştiniz hayırdır. ".
"Gız akşama az galdi senin dikdiklerin elbiselerden almaya geldik.
"Valla ben kolye alacam geçen çarşıdan getirdim dedin .".
"Bende kolanya istirem fısfısli olandan".
"Kolanya deÄŸil kız o parfüm ".
"He iÅŸte ondan Åžebnem var hemi ".
"Var abla içeriye girin kıyafet bakın siz bende getirim parfüm iki tane kaldı seçersen. "
"Kim aldı giz ele hemen".
"Valla gızlar hep aldı. ".
Yarım saat boyunca alışveriÅŸ yapıp giden kadınlarla Åžebnemde çıkmıştı terzi dükkanından . Bugün ki hasılatı iyidi . Çok yorucu bir gündü ama güzel ve bereketli bir gündüde.
"Akşam gelirsen hemi Şebnem gızım sende ".
dedi elinde sütle ahırdan çıkan asiye kadın
"Nereye asiye hala ".
"Nasıl nereye gız aÄŸanın oÄŸlu için yemek verilecahya oraya hem müzikte varmış oynarıh".
"UnutmuÅŸum ben asiye hala onuya
geliriz tabi ".
"Ey hadi Allah'a emanet ol akÅŸam görüÅŸürüz ".
Allah'a emanet ol diyince kadın Maraz Ali'nin serzeniÅŸi geldi Åžebnemin aklına .Yüzünde fark etmesede kocaman bir tebessüm vardı.
Ne kadar yorgun olursa olsun akÅŸama kesin gidecekti oraya. Lütfü bile engel olamazdı.
Evett bir bölümün sonuna daha geldik.
"Nasıldı bölüm beÄŸendiniz mi ?. "
"Oylama yaptık dimi yapmadıysan yapalım olurmu benimde yüzüm gülsün dimi ama. "
"Hadi bölümle ilgili sohbet edelim ".
"En sevdiÄŸiniz sahte neresi ".
"En sinir olduÄŸunuz".
"En üzüldüÄŸünuz peki ".
"Maraz Ali'yle lütfünün geçmiÅŸi peki ".
Bu arada anlatis tarzımı sevdiniz mi ".
Kendinize iyi bakın öpüldünüz 🥰🥰
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.1k Okunma |
475 Oy |
0 Takip |
18 Bölümlü Kitap |