Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@rzgarhali

Başlık


KOKUN KOKUMA KARIŞSA


Maraz Ali'nin içi gidiyordu adeta karşısında ki dilbere. Yaslandığı ağaça onunla birlikte iyice yaslanıp bir olsa . Susuz kalmış dudakları gül kurusu dudaklarla birleşse, kana kana içse olmazmıydı.


İçindeki dürtüyle yanakları utanmaktan al al olmuş, kocaman olan gözlerini iyice açmış dilberine daha da yaklaştı.


Aralarındaki mesafe yok denecek kadar azdı.


Eğildi biraz daha burnunun ucuna bir buse kondurdu. Kollarında küçük narin eller hissetti tutunmak için konmuş gibiydi o eller.


Derin derin soluklandı ,o çiçek kokusunu içine doya doya çekti. Dudakları alev almış gibiydi oysa küçücük bir buseydi. Bu kızın karşısında yeni yetme gibi oluyordu.


Peki kollarında hissettiği o acı neydi.


Narin eller pekte masum durmadı demekki.


Kapattığı gözlerini araladı Maraz Ali kollarında hissettiği acı dilberinin koluna batırdığı tırnaklardı. Canını yakacak kadar değil hissedecek kadar belirgindi .


Tebessüm oluştu yüzünde ,ne de çok tebessüm eder oldu dilberini tanımış tanıyalı.


Gözünün önündeki su gibi olan kızı izledi. Şuan aklını başından alan gözlerin kapalı olması ne kadar canını sıksada işinede gelmişti. Milim milim inceledi aklına kazıdığı gibi kalbinede kazımak istedi . Bilmediği bir şey vardı çoktan kazınmıştı kalbine her bir santimi henüz o kabul etmek istemesede.


Önce sağ gözüne bir buse kondurdu . Bekledi çekmedi dudaklarını çekmek istemedi. Kollarında ki tırnaklar kendini dahada belli etti o sırada.


Sık sık alınan nefesler sıcak nefes olarak geri dönüyor, boynuna yakıcı toz rüzgarı hissi veriyordu .


Her bir hareketi ,nefesi bile bu kadar etkileyebilirmiydi etkiliyordu işte.


Kapattığı gözlerini açmadı açamadı Maraz Ali . Zira ruhu devreye girmişti artık. Her şeyiyle hissetmek istiyordu onu .


Her santimi ezberlediği yüzün sol gözünede bir buse kondurdu çekmedi yine dudaklarını . Hatırlattı tırnaklar tekrar kendilerini ardındanda daha da yakıcı hal alan nefesler.


Demek ki dilberide onun kadar heyecanlı idi. Bu güzeldi ruhunu okşadı bu.


Dudaklarını çeken Maraz Ali alnını yasladı dilberinin alnına açmadı gözlerini . Derince soludu saçlardan gelen efsunlu kokuyla.


"Uyutsanya beni kokunla sinse kokun üzerime, günlerce uyusam kokunla ".


Duydukları bu yaptıkları gerçekmiydi . Rüyamıydı sorguladı Şebnem. Yavaş yavaş açtı kapattığı gözlerini yanık bir ten, yanık teni çevreleyen kirli sakallar, onlara eşlik eden yakıcı bir o kadar da ferah nefes karşıladı onu.


Ne yani gerçekmiydi . Öpmüşmüydü bu adam şimdi onu. Ne demekti bu 20 yıllık hayatında ilk öpücüğüydü bu onun.


Hala o kollarda olan ellerine baktı.


Bir çimdik attı o kola zira rüyaysa kaybolurdu.


"Ah ".


Diye bir nida koptu.


"Demek ki rüya değilmiş".


"Ney rüya değilmiş ".


dedi Maraz Ali gözlerini açarken.


"Bi nefes versen söyliycem".


dedi ellerini Maraz Ali'nin kollarından çekerek


"Al nefes ben mi engel oluyorum ".


dedi Maraz Ali tuttuğu elleri göğsüne yerleştirerek.


Şebnem çekmek istesede ellerini engel oldu . Pamuk ellerin üzerine koydu nasır tutmuş ellerini.


Tıpkı Maraz Ali gibi fısıldadı Şebnem


"Dibime gadar girmişsen yetmemiş kokunu sokmuşsun burnuma nasıl nefes alim ben ".


dedi tıpkı Maraz Ali gibi fısıldayarak .


Maraz Ali'nin kendi sesini duyar duymaz açmış olduğu gözlerini kapatmış olması hoşuna gitmişti tuhaf bir şekilde.


"Ne güzel işte benim kokumu solu benim senin kokunu soluduğum gibi . ".


"Yav sen neden fısıldıyorsun ses tellerinde sorun mi var ".


Dedi ellerini çekmeye çalışırken.


Tenine değen sıcaklık içini kaynatıyordu adeta.


"Debelenmesene dilber bir yerine bir şey olacak şimdi ".


"Bırak sende o zaman az bir çekil yav!. Dibime dibime girmiş bide".


"Bende burdayım yanlız".


"Görirem burda olduğun görmemek ne mümkün ele kapatmışsan ki önümi senden başkasını göremirem".


dedi sinirle Şebnem.


"Ne güzel işte bir tek beni gör ,beni duy diğerlerini boşver".


"Çekil şuradan biri görecek şimdi ".


"Korkma biri görmez görselerde ağaça alnını yaslamış beni görürler sadece".


"Doğru hapsettin beni ".


dedi fısıldayarak.


"Göğsüme hapsettim seni en güzel yerime. Ruhumada hapsolmak istermisin ".


dedi ellerinin içindeki küçük elleri daha sıkı tutarak.


Maraz Ali'nin kulağına doğru yaklaştı Şebnem Maraz Ali 'nin ne tepki vereceğini merak ediyordu . Kendi ayağına sıktığını bilmeden.


Dudakları Maraz Ali'nin kulağına değecek kadar yaklaştı sesini kıstı "Eğer ellerimi bırakırsan cevabını verirem ".


dedi. 


Bu yaptığına kendi de hayret etmiyor değildi . Bi erkeğe ilk defa bu kadar yakındı.


Boynuna vuran nefesle birlikte,kulaklarında hissettiği dudaklar ayak ucundan saç teline kadar titretti onu. Helede o kısık ses tonu çileden çıkaracak cinstendi.


Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu resmen dilberi onunla .


Elinin birini dilberinin sırtına koyup aynı hızla kendini ve Şebnemi ağaca sertçe itti.


"Ah ! Nerden geldin sen be!".


"Dağdan ".


" Belli S-sesine ne oldi senin . Hem hem uzaklaş azcık ".


"Cık onu kulağıma kulağıma konuşmadan önce düşünseydin ".


"Uzaklaş diyirem bak sene . Hem çek o elin belimden çeksene be! ."


"Bağırma ".


"Bırak sende o zaman!".


Şebnemin iki elini bileğinden tuttuğu gibi başının üzerinde birleştirdi Maraz Ali. Tek eline Şebnem 'in iki bileği sığırıyordu. Okşadı başparmağıyla narin bilekleri.


"Şşş sakin ol asla sana zarar vermem ."


"Bilirem ".


"Neden carlıyorsun o zaman".


"Sensin carlayan ne yapışirsen hem üstüme üstüme".


"Kim üstüne üstüne yapışır ".


Biliyordu kendinden bahsettiğini ama biraz uğraşmaktan zarar gelmezdi .


"Nenem kim olacak".


Kaşlarını çattı Maraz Ali


"Nenen nerden çıktı şimdi ".


"Dedemin koynundan".


dedi gözlerini devirerek.


"Şansa bak sende benim koynumdasın".


"Yav he he bırak bah gidecam yav tabak almaya geldim sen nerden çıhtın başıma ".


"Ne odun kızsın ya iki romantik olamadın".


"Senene sene mi soracam".


Sakallarını Şebnem'in yanaklarına doğru yavaşça sürttü Maraz Ali.


"Evet bana soracaksın ".


dedi hala sakalları yumuşak yanaklarda hüküm sürerken .


"Kime soracakmışsın hı ".


"S- sana".


"Aferin ".


"Şimdi kımıldama şu dudağına merhem sürelim iyileşmemis".


diyip geri çekildi. Ceketinin cebindeki Şebnem'in ona verdiği merhemi çıkardı.


"Gerek yoh ben-".


Ellerini Şebnem'in dudağının üstüne koydu Maraz Ali.


"Şşş uzaklaşınca dilin çözülüyor senin sessiz ol . Yoksa bir dahakine başka şekilde susturmak zorunda kalırım ".


"Edepsiz !".


"Valla bende bu kadar edepsiz olduğumu bilmiyordum".


"Ey ne kadar edepsiz olduğun öğrenmiş oldun ".


Elindeki merhemin kapağını yavaşça açan Maraz Ali 'yle delirdi adeta Şebnem şimdi biri peşinden gelecekti .


"Ne üç saate açirsen aç artık şu kapağı sanki merhemi yeniden yapirsen".


Gür bir kahkaha attı Maraz Ali bu kız bu kadar komik ve tatlı olmak zorundamıydı.


Maraz Ali'nin attığı gür kahkahasında takılı kalan Şebnem, gözlerini kocaman açmış dudakları o şeklini almıştı.


Yutkundu Maraz Ali bu görüntü karşısında çekip öpse fazla mı ileri gitmiş olurdu . Bu kadar yaklaşmış temas etmiş olmak bile büyük bir şeydi.


Daha fazlası hem kendi için hem dilberi için zor olabilirdi. Onu kaçırmak ürkütmek istemiyordu.


Açtığı kapaktan eline biraz merhem aldı.


"Ben sürerim fazlasına gerek yok ".


"Şş sessiz ol ".


"Hih kimse gelir ".


"Gelmir kız ".


Güldü Şebnem hemde ellerini dizlerine koyarak sarsıla sarsıla güldü.


Kaşlarını çattı önce Maraz Ali sonra yutkundu bu kız bir daha gülmemeliydi en azından kendisi yanında yokken diye düşündü. Hiç susmasın isterdi gülüşü solmasın. Ama yaklaşan ayak sesleri hiçte iyi değildi . Dilberine laf gelsin canı yansın asla istemezdi.


Büyük ellerini beline ve Şebnem 'in ağzına kapatıp çalılıklara doğru düştüler. Şebnem üstte Maraz Ali alttaydı.


Şebnem korkunun verdiği afallamayla dilini yutmuş gibiydi Tabi buna Maraz Ali'nin elide bir sebepti. . Şebnem 'in ağzında ki elini çekti Maraz Ali nefes alması için.


Ama belindeki elleri hala yerini koruyordu.


Şebnem tam konuşucakken dudaklarına koydu işaret parmağını


Kaşıyla yan tarafı gösterdi.


Şebnem kafasını hafif yükseltip tabak alan kadına baktı. Kadının onlara taraf dönmesiyle Maraz Ali 'nin göğsüne gömdü yüzünü.


Yazmasından çıkan saçlar Maraz Ali'nin yüzünün dört bir yanına dağıldı.


Derin nefes aldı Maraz Ali yüzüne yayılan saçlardan. Üstelik göğsüne değen göğüslerde cabasıydı. Bir o kadar zor bir o kadar paha biçilmez bir andı Maraz Ali için.


Şebnem sesler kesilince kıpırdandı yerinde.


"Bir rahat dur kızım ya!. ".


"İzin verirsen kalkacam".


"Kalk ama düzgün kalk ".


"Belimden çeksen elin kalkacam düzgün zaten ".


"Çeneninde maşallahı var".


"Dinle diye yalvarmirem kulakların kapat".


diyip kalktı Şebnem Maraz Ali 'nin üzerinden.


"Gel hadi sürelim şunu ".


"Yav istemez galsın senin yüzünden millet beni arar şimdi .".


"Ya bu kremi sürerim yada sürerim".


"Hem sen niye güldün öyle".


"Şiveli konuşmak sana hiç yakışmadı çok komik duruyor".


"Yanlız bence çok yakışıyor bana".


"Hiçte bile".


Dedi Şebnem inci gibi dişlerini göstererek.


"Hadi dilber sürelim de şunu geçsin o iz .


Parmaklarıyla oynadı Şebnem .


"Ben sürerim sağol ".


Maraz Ali belinden tutup çekti kendine Şebnem 'i kutu etrafta olmalıydı ama parmağında kalan bolca merhemi sürdü yavaşça yaralı olan dudak kenarına.


Kaşlarını çattı Maraz Ali


"Ne oldi"


"Silsek mi ya bu defada dudakların ". Duraksadı nefes aldı sonra parmağını alt dudağın üzerinde yavaş yavaş gezdirirken "çok daha güzel gözüktü


bence silelim".


Geri adım attı Şebnem


"İstemez galsın bir daha bu gadar yaklaşma bene yeter ".


Diyip hızla uzaklaştı oradan.


Yanına geldi yemeklerin sonuna gelinmişti neredeyse.


"Nerde galdın gızım ya göbeğim çatladi burda seni sorup durdu bu kahya gadın".


"Şebnem sensen herhal".


dedi kahya kadın Şebnem e doğru yaklaşarak .


"Buyrun efendim benim ".


"Mihrimah hanım, karşı köyün ağasının karısı olur kendisi . Yarın elbise diktirecek sana soför alır seni yarın 11 'de hazır ol ".


"Tabi efendim ölçü alırım yarın".


"İyi ayranları çaldıysan dök güğümlere".


"Ayran - dürttü o sırada Gülce Şebnem'i. aa evet ayran hemen hemen dökeyim ".


"Ödüm koptu gızım bu nasıl gadın ".


"He gız az galsın altıma işirdim".


"Ha ha ha Allah seni ne etmiye Gülce abla".


"Sus gız yalan mi".


"Gız Şebnem dudahların parlir ne oldu Maraz Ali mi öpti?".


Elleri gitti dudaklarına dudakları sızladı sıcak bastı sanki içini


"Yuhh ! Ciddi olamazsan Abla. Gülce abladan beklerem ama senden yuh yani oha yani çüş yani ".


"Bende Esma'dan beklerem ama camış yani".


"Camış yani ne olir Gülce abla".


"Hepsini gullandın Esma bene laf galmadi bende onu dedim neydim".


"Bi susun be yok öyle bir şey dudağım sızladi merhem sürdüm".


"Hangi merhem Maraz Ali merhemimi".


"Gülce !".


"Tamam tamam utanma nasıl birşeydi güzel mi miden bulandi mi?".


"Yav gızım olmadi ele bişey valla".


"Tamam sen valla dediysen olmamıştır".


"Susun kahya gadın gelir".


dedi Esma


"Gızlar işiz bittiyse sizde alın yemek haydi".


Dedi tüm yemek dağıtan kadınlara doğru.


Maraz Ali giden Şebnem'in ardından baka kaldı.


"Ulan Maraz Ali oyuncak oldun imi kızın elinde . Yetmedi birde posta koydu sana. Postasını yerim onun ".


"Hayırdır gardaşım kimin postasini yiyirsen".


dedi Mehmet


"Boşver hadi geçelim masaya".


"Lafı çevirme oğlum babana sürekli diğer işlerle uğraşır dedik durduk . Bi gelemedin Şebnem'in yanından".


"Ne laf kalabalığı yapıyorsun lan o zaman".


"Tamam gardaşım sakın ol bir şey demedim".


Kaşları çatıldı Maraz Ali'nin karşısında ki adam bütün kızlara pis pis bakıp sırıtıyordu canını sıktı bu durum Maraz Ali'nin.


"Şu it kim bacılara bakıp duruyor".


"Adem ağanın oğluymuş sizin diğer konakta kalacaklarmış iki gün ".


"Ne halt yemeye".


"Burda bi tarlasi varmış babana o tarlayla senin ilgilenmen istediğini söyledi . Babanda tamam dedi. Ailecek kalacaklarmış".


"Gözüm tutmadı bu iti gözünüz üzerinde olsun ".


"Merak etme sen hadi gidah millet işkillenmesin".


"Beyim beyim hele bir ağır halay çekesen gençler oynamak için seni beklir".


"Oynasınlar beni neden bekliyorlar".


"Adettir beyim senin açman gerek ".


"Tamam çalın bakalım bir ağır halay".


Çalmaya başladı arkadaki müzik ekibi.


Davul zurna ağır halay ritminde çalıyor


Maraz Ali sol elinde kırmızı bir mendil

başa geçti. Sağında Mehmet ,Mehmet'in solunda Ahmet yer aldı. Ardı sıra yan yana bütün köyün gençleri halaya girdi.


Masalarda yemek yiyen köy halkı halay çeken gençlere baktı.


Davulcu vurdu davula zurnacı üfledi .


"Tey teyyy ".


Diye nida döküldü Maraz Ali'nin gür sesinden. Salladı elindeki mendi sağa sola , iki adım attı ileri kaldırdı sonra sol ayağını ileri bir adım daha attı. "Tey tey ". Nidasi döküldü yine gür sesinden. Elindeki kırmızı mendili başından çevirip yanına getirdi "tey teyy " Bu defa köyün gençleride eşlik etti Maraz Aliye. İki adım attı tekrar bir ileri bir geri 2 adım atıp oynadı.


Davulcu vurdu davula zurnacı çaldı zurnayı.


Herkes oynayan köyün genç delikanlıları izliyordu. Öyle ki izlemekten büyülenmiş olanlar bile vardı.


Şebnem ,Gülce, Esma üçlüsü.


Tabi onlardan arda kalmayan köyün diğer kızları.


"Hele şu asalete bah sanırsın kartal gökte süzülir".


"Ah Maraz Ali al beni goynan".


Şebnem duyduklarıyla şoka uğradı şaşırmıştı. Kimse bu kadar kalabalık bir yerde böyle şeyler demezdi.


Tabiki diyen fingirdek Serap değilse.


"Ayıp ayıp o nasıl laflar ele Serap ".


"Senene Şebnem namus bekçisi mi kesildin başımıza ister derem ister goynuna girerem".


İşte bu son damlaydı Şebnem'i tutabilene aşk olsun.


Serap 'a doğru atıldı Şebnem tam saçını kavracaktı ki buna engel olan duyduğu sözler oldu.


"Maraz Ali beyim ahlaksız kadın sevmez . Hele böyle namusunu ulu ortada konusup, laf atıp goynuna girerem diyeni kapısının önünden bile geçirmez. Şimdi haddin bil! olmayan edebinle otur. Gendinide kiminle gıyasladığan ey bak .O dilinede sahip çıh kopartmasınlar yerinden".


"Oturun sizde gizlar yerize gavga istemem ".


Oturdu kalktığı gibi Şebnem.


Halay çeken gençlere döndü yönünü bir çift kehribar göz kaşlarını çatmış onu izliyordu.


Oda çattı kaşlarını kehribar gözlere bakarak. Tebessüm oluştu o kehribar gözlerin sahibi olan Maraz Ali'nin yüzünde. Zira bu orman yeşili zümrütlerle çevrili gözlerin sahibi olan kız çattıği kaşlarla ,tamda tebessümle izlenecek biriydi.


Bir çift kötü kem göz nefretle izledi Şebnemle Maraz Ali'yi.


Maraz Ali'nin yüzünde nasıl tebessüm oluşurdu hemde bu kız yüzünden.

Olmamalı engel olmalıydı ucunda ölüm bile olsa bu ikili olmamalıydı .


O kem göz onları nefretle izleye dursun onlarsa her şeyden habersiz birbirini seyre dursundu . Kimin canı daha çok yanacaktı bilinmez ama herkes eşit ağlayacaktı......


Evett bölüm sonu pek içime sinmedi bu bölüm ama olsun gelecek bölün telafi ederim . İyi seyirler. Beğeni yapmadıysanız yapın lütfen.


Yorumlar da buluşalım


O kem göz kim acaba


Peki Fingirdek Serap uyuz oldum ona ya.


Ya Şebnem in Maraz Ali ye kapılması.


Bi anda bu kadar yakınlaşmaları


Kıyamam Maraz Ali kendini çok sıkıyor jojum yaaa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Loading...
0%