Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@rzgarhali

BAŞLIK

ŞEBNEM 2

 

"Noluyor lan burdaa! .

 

diye kükredi maraz ali.

 

Askerde o kadar çok bağırmış o kadar çok çatışmaya girmişti ki sesi dağları inlettigi gibi şimdide köyü inletiyordu.

 

Elindeki odunu yere bırakmadan önce, önünde ki adamın yollarını kesen adamlardan hangisinin olduğunu bilmeden adamın sırtına indirdi şebnem . Odun ikiye ayrılırken adam yüz üstü çoktan uzanmıştı .Nefes nefese kalmış olan şebnem kendini toplayıp , kızgın bir o kadarda tok sesle konuştu .

 

"N -ne mi oluyor ! Bu şerefsizler utanmadan laf atıyor bize ,yetmiyormuş gibi birde yolumuzu kesiyorlar . Biz bunlar yüzünden yürüyemiyor en nefret ettiğimiz şeye baş vurmak zorunda kalıyoruz şiddet!.

 

Evet bizi buna bu şeref yoksunu haysiyetsizler zorluyor çünkü, kendimizi ancak bu şekilde koruyabiliyoruz. !"

 

Etrafta sesler uğuldamaya başladı. Şimdiye kadar sesleri çıkmayan insanlar fısır fısırdı . Sahi bu kalabalık ne ara burda vardı. Ne ara toplanmıştılar.

 

"Kesin lan sesinizi siz ne bok yiyordunuz bu itler laf atarken!. "

 

Ara sokaktan kükreyen maraz ali'nin yüzü gözükmeye başladı.

 

Duraksadı şebnem kimdi bu adam .

Daha önce hiç köyde görmemişti böyle heybetli birini ,o gök gibi kükreyen sesi hiç işitmemişti.

Güneş yüzünün tamamını aydınlatıyor uzun kirpiklerin altındaki gözlerin daha da kısılmasını sağlıyordu. Sahi ne renkti gözleri. Dolgun biçimli dudakları, yanık teni , kalemle çizilmiş gibi olan kavisli kahverengi kaşları resmen büyülüyordu onu. Kaşlarının üzerine dökülmüş gür kahverengi şaçları ellerini kaşındırıyordu şebnemin .Dokunsa nasıl olurdu yumuşakmıydı ki saçları.

 

İster istemez sorguluyordu şebnem.

 

"Kim bu ? ".

 

dedi sessizce.

Gür kirpiklerinin gölgelediği güneşin bir türlü görmesine izin vermediği gözleri ne renkti. Yakındanda görebilirmiydi o gözleri.

 

"Gız ağanın oğlu bu. Yanındakiler kim acep heç görmedim daha önce. ".

 

dedi gülce.

 

Konuştu köylülerden biri .

 

"Ağam bu kızın dövüşleri bitmez ki hergün birini döver bu deli ".

 

Önünde ayağa kalkmaya çalışan mehmetin bacak arasına ayağını geçirdi şebnem.

 

Mehmetin "yandım anamm!".

 

diye sesi duyuldu o sırada.

 

"Eğer siz oğullarınızı adam gibi yetiştirseydiniz . Bende dövüşmek zorunda kalmazdım. Kendi canımı korumak zorunda kalmaz adımı deliye çıkartmazdım.

 

Yutkundu adam başını önüne eğdi .

 

Ya mehmete geçirdiği tekme gibi banada geçirirse dedi içinden eliyle tuttu bacak arasını. Mazallah ne yapardı daha 2. karısıda hamile değildi hepten giderdi erkekliği. Saklandı önündeki adamın arkasına görmesindi şebnem onu. Erkekliğinden ederdi valla bu deli kız onu.

 

Başka biri daha konuşmaya başladı.

 

Maraz ali bu asi kızı izliyor dudakları kıvrılıyordu nasılda başı dik sesi kendinden emindi. Hiçte böylesini görmemişti . Evet Erzurum kızı hakikatliydi delikanlıydı, namusuna laf ettirmezdi ama. Köy yerinde dedi kodu çok olur iftiraya yol açar diye seste etmezlerdi bilirdi . Aileleride ne çekerdi o insanlardan .

 

"Bizim kızlarımız adam sen salına salına yürümeseydin kim bilir ne yaptın sen ".

 

dedi adam başka birinin arkasına saklanarak.

 

Vedattı bu geçen ay şebnemi istemiş amcasıda şebnemde reddetmişti.

 

Şebnem tam ileriye atılmış ağzını açacaktı ki küt "vah yandım anamm!".

 

diye bir ses koptu.

 

Oha oda neydi öyle. Konuşmak için açtığı ağzını daha da açtı şebnem bu defa saşkınlıkla. O nasıl bir yumruktu kesin çenesi yerinden çıkmıştı vedat itinin. Vedattan çektiği bakışlarını gözünün önünde duran sırta çevirdi.

 

"Sırtı mı bu !.

 

Yoksa kocaman bir kapı mı.! Boyuda baya uzun ha kavak ağacı gibi.

Bayada sıkı kalçaları kaslı kolları var.

Daha önce böyle sıkı göt görmedim ha

İnsan mı kaya mı bu . "

diye geçirdi içinden şebnem..

 

Köyde böyle biri hiç görmemişti. Vardı boyu uzun olan iri yarı adamlar. Ama bu adam gibisi yoktu. Olsada şebnem hiç görmemişti.

 

"Ohaa nasıl gömdü öyle yumruğu ".

 

dedi gülce.

Sesi o kadar şaşkındı ki yanında ki adamın bile ne ara yanına geldiğini bilmiyordu.

 

"Sahi gız abla ne ara geldi bu

 

Ya şimdi babamda gelirse!

dedi esma

 

"Boku yedik şimdi ".

 

dedi şebnem hala adamın sırtından bakışlarını almamış bir haldeydi. Vücudundaki karıncalanma neydi hasta mi oluyordu ne. Ateşte basmıştı sanki kesin ,kesin hasta oluyordu.

 

Yoksa bu adam yüzünden değildi. Tabi canım değildi.

 

Yine o gür ses böldü şebnemin düşüncelerini.

 

"Eğer siz bu ibnelere arka çıkarsanız daha çok görürsünüz böyle olayları.

 

Lan hiç mi utanmadınız siz bu kızlar birinizin karısı, kızı, bacısı olabilirdi

Siz nasıl kalkıp o lafları söylersiniz lan. !"

 

Etrafında döndü maraz ali kafayı yiyecek gibiydi. Nasıl bu kadar alçala bilirdi köyündeki bu insanlar. Nasıl başkasının namusuna hiç düşünmeden laf edebiliyordular. Allah korkusu yok muydu bu insanların.

 

Hiç mi değişmedi bu köy hiç mi insanlaşmadı. Ya peki o kız , o kız birinin karısı olmasındı henüz gözünün rengini tam göremediği ,adını yeni duyduğu bu afet olmasındı başkasının karısı. Tekmeledi yerdeki adamı içindeki daha da harlanmış olan öfkeyle.

 

"Bir kadının namusu oyuncak mı lan!

 

Sizin leş gibi ağzınızda kirlensin mi adları lan. !

 

Sıktı çenesini maraz ali sakin olmalıydı şidmi. Sert sesiyle konuştu bir kez daha. Sakın olamıyordu asla.

 

Sizin yüzünüzden dışarıyadamı çıkmasınlar gezmesin konuşup gülmesinler mi ! Uşkurunuza sahip çıkın o zaman orusbu çocukları !.

 

Ne hale gelmiş benim köyüm 8 sene içinde. ".

 

Adamlık kalmamış düşmüşsünüz si- etrafına baktı maraz ali kadın doluydu küfretmemeliydi.

 

Düşmüşsünüz uçkurunuzun peşine it herifler.

 

Marazın sözleri tamda şebnemin sözleri gibiydi. Gururla içi gide gide baktı şebnem maraz alini yüzüne.

 

Etrafında dönüp duran herkesle göz dağı verir gibi bakan maraz ali'den sözü aldı şebnem

 

"Benim, bizim yerimize başka biri olsaydı. Sen sen sabri amca düşünsene benim yerime senin gızına terbiyesiz laflar söylenseydi hoşan gidermiydi .

 

Sen atıf amca senin gızın esmayla aynı yaşta bu itlerden biri yolunu kesseydi ne yapardi senin gızın sahi sen ne yapardın. Ya sen ,sen murat amca gülceyle senin kızın ayni yerde kursta senin gızına biri terbiyesiz laflar etseydi. "

 

"Ey ahali !sesini çıkaramayan tüm suçları kadınlara kızlara atan ahali utanın halinizden. Utanın suçu biz kadınlarda bulan aciz kendinizden.

 

Bizi sizin kızlarınızın yerine koyun öyle konuşun. Azıcık yüreğiniz yüzünüz varsa konuşun . !"

dedi şebnem.

 

Bir sürü kişi onu izliyordu ama iki çift göz vardıki biri onu hayranlıkla biri nefretle izliyordu. Hayran olan maraz aliydi peki diğeri kimdi .

 

"Niye sustuz şimdiye gadar konişirdiz ne oldi dilizimi yuttuz he! doğruları söylemek zoruzami getti!..

 

dedi bağırdı gülce ağladı ağlayacak sesiyle. .

 

"Bu yobazlığı bırakın her şeyi gızlarınızın üstüne atmayın ,birazda oğullarıza gendize bahın . Nerde yanlış yaptıh diyin!"

 

dedi esma gözleri dolu dolu oldu.

 

Ağır gelmişti o laflar. Bugüne kadar namusuyla gelmişti bu yaşlara şebnem ablasıyla. Eğmedi başını eğmediler de asla bu pislik kalbi kirle dolu insanlara boyun eğmeyecekti. Güzel şehrini köyünü kirletiyordu bu insanlar kötü kalpleriyle.

 

3 kızı büyülenmiş gibi izleyen 3 adam vardı . Kızlar kendilerini açıklar halde dursunlar onlarda nasıl bu cevherleri fark etmediler kafalarına sıçsalar yeri diye hayıflana dursunlardı.

 

Hadi maraz ali 8 sene yoktu buralarda. Hem okul hem askerlik derken köyünden bu güzellikten uzak durmuştu peki Ahmet 'le Mehmet onlara ne demeliydi.

 

Konuştu sabri amca diğer iki adamın dili oldu bi anda. Yönünü kızlara doğru dönüp şebnemi muhatap alarak konuşmaya başladı.

 

"Haklısan gızım benim gızım olabilirdi senin yerinde . Belki gorhardi benim gızım. Ama ben onu senin yanan boşuna göndermirem ya azcık bu delikanlılığın onada öğret. Buranın gizi yüreklidir merttir korhusuzdur ama bu şirret bir kaç insan yüzünden korharda.

 

Sen, siz çoh haklısan haklısız gızım suçlu hep kadın değil!.

 

Suçlu içi kötü gözi kör olan bu insanlarda bu şeref yoksunlarda. "

 

"Kaldırın şu itleri yerden".

 

dedi maraz ali

 

"Bundan sonra bu itleri bir daha köyümün yakınında görmeyecem. Bir daha benim köyümde ölüye diriye düğüne bayrama gelirlerse yeminim olsun tüm aile bir daha bu köye giremez. Bir daha böyle bir saygısızlık şerefsizlik görürsem bu köyden sadece atılmakla kalmazsınız anlaşıldı mi!".

 

diye resmen yine gök gibi gürledi maraz ali .

 

Daha bitmemişti onlarla işi ama bu kadarını bilmesi yeterliydi ahalinin nede olsa olacakları duyacaklardı.

 

Köy halkı hep bir ağızdan anlaşıldı beyim sen ne dersen o dedi.

 

Tekrar bağırdı maraz ali "duymadım".

 

Hep bir ağızdan yüksek sesle sokakta toplanan ahali bağırdı "anlaşıldı beyim emrin başımız üstüne!.

 

"Şebnem ah şebnem başımı yere eğen şebnem gene ne yaptın gız! , gız esma sen neydirsen burda birdiz iki mi olduz.

 

diye bağıra bağıra geldi amcası lütfü.

 

Resmen ayakları yerden çekildi şebnemle esmanın . Esmanın önüne geçti şebnem ona vursun istemedi. o kadar çok korktu ki şebnem titreyen esmayla birlikte kapadı gözlerini gelecek olanı biliyordu ikiside.

 

Durdu şebnemin önünde lütfü nefes nefese tam elini kaldırıp yüzüne vuracaktı ki eli arkaya doğru büküldü.

 

Ağzından acı bir feryat döküldü.

 

"Ahh !".

 

"Ne yaptığını sanıyorsun sen babalık!. Kızınla gurur duyacağına el mi kaldırıyorsun . ".

 

Yüzünü döndü lütfü maraz aliyi görmesiyle yutkunması bir oldu. Ne işi vardı bu delinin burda yinemi eskisi gibi olacaktı. Anasını ağlatırdı bu yine köyün. Henüz toykenbile kök söktürürdü köy halkına

 

"Affet ağam gahvede ele diyince millet kendime mukayyet olamadım".

 

Kahvede olanlar geldi gözünün önüne lütfünün

 

"Lütfü ağabey senin yiğen gene güzelliğiyle sarmış etrafını oğlanlar meydanda kavga edir . Elede salınirki o saçları görme"

 

"Kes sesini Necmettin sikmiyim olmayan şerefin ".

 

diyip yapıştırdı bir yumruk adama..

 

"Benim yeğenim hepizden namuslu siz dönün gendize bahın".

 

"Gızın da ordaydi oda kavga edirdi. ".

 

dedi bir diğer adam.

 

Deliye dönmüştü lüftü o sözlerden sonra. Bilirdi şebnem yapmazdı kızada öyle. Köy halkı deli etmişti onu. Hem şebnemin hem esmanın serpilip güzelleşmesi başına dertti.

 

Kulağına yaklaştı maraz ali adamın.

 

"Bir daha bu kıza yada başka birine elini kaldırırsan o elini götüne sokarım lütfü olanları unutma!".

 

Başını salladı lütfü hızlı hızlı yapmazdı birdaha yaparmıydı. Başına bela almazdı. Hele böyle bir deli asla. Yeterdi ona bu korku.

 

"Duymadım lütfü "

 

dedi maraz ali.

 

"T-tamam beyim olmaz birdaha".

 

"Kadınlar kızlar sizin emanetiniz gücünüzü gösterenileceğiniz kum torbası değil. Onlar size bizlere allahın emaneti, siz allahın emanetine nasıl ihanet edip el kaldırırsınız adamlık mı bu. !

 

Namus üzerinden ahkam kesebileceğiniz eşya değil. Pis kalplerinizin oyuncağı değil. ! ".

 

"Bundan sonra burdayım bir daha böyle bir şey duyar görürsem neler olacağını ben bile bilmem . Eskiler bilir beni yenilere anlatsın. "

 

Hep bir ağızdan konuştu ahali eski maraz kök söktürürdü bu maraz kök bile bırakmazdı. Bitmişti artık sefaları.

 

Kimisi gurur duydu marazla kimisi nefret etti. Ne sanıyor bu kendini ağa oğlu diye bir ahkam bir ahkam dedi kimisi.

 

Kimisi yürek işte, adam gibi adam bizim buranın adamı işte bu dedi. .

 

Kimisi şebnemin yerinde olmak istedi. Ne güzel korudu dik durdu savundu öyle. Yakından da görmüştü şebnem maraz aliyi. İyice kızdı kıskandı kızlar. Keşke şebnemin yerinde olsalardı.

 

Gözleride korkmadı değil onlar şebnem kadar 3 kalıplı erkeğe karşı gelebilecekmiydi. Hadi gelirdiler güçlü yetiştiler diyelim ama onlar milletin diline düşmekten korkaklardı. Düşünce kurtulamazdın da hele de bu köyün diline. Şebnemin hiç umurunda olmamıştı ki bu zamana kadar ne olursa olsundu . O babasının kızıydı.

 

"Şimdi "dedi maraz ali şebnemi göz hapsine alarak.

 

" kahvede laf atan o itoğlu itler kim hemen bana söylüyorsun lütfü. ".

 

dedi kulağına fısıldayarak.

 

Söyledi lütfü kim olduklarını. O vermişti ağızlarının paylarını ama birde maraz ali vereydi tam olurdu.

 

"Dağılın hayde herkes kendi işine ".

 

dedi maraz ali

 

Bundan sonra olacak olanlar onu ilgilendirirdi.

 

Hızlıca dağıldı köy halkı hemen .

 

Herkes ne olacak diye içten içe merak ederken mecburen dağılmak zorunda kalmıştılar.

Kimisi hala konuşuyor fısıldaşıyordu. Kimisinin ağzını bıçak açmıyordu.

 

Herkes dağılıp gitmişti,maraz ali'nin gözleriyse hala bir türlü ne renk olduğunu bilmediği o kocaman derin bakan gözlerdeydi.

 

" Bu kadar güzel bakılırmı be zalım bizimki de can "

 

dedi .maraz ali.

 

"Ne "

 

dedi şebnem..

 

"Terliğin kalmış galiba senin "dedi Ahmet terliğinin tekini arayan gülceye doğru.

 

Gülce o kadar dalmış terliğini arıyordu ki ona doğru gelen hatta seslenen Ahmet' i ne görüyor ne duyuyordu.

 

"Adama vururken ağzına mi sohtum acaba terliği mi acep . Ah gülce ah

 

al ara şimdi terliğin . "

 

Yaklaştı ahmet biraz daha duymuyordu bu gül yüzlü kız onu.

 

"Buyrun sizin terliğiniz galiba ".

 

Çevirdi kafasını gülce sesin geldiği yöne doğru.

 

Bu biraz önce kavgaya gelen adamdı. Görmüştü bunu geçen ki düğünde de ne güzel oynamıştı hançer barı.

 

Aklına kalmıştı bu adamda dile getirememişti.

 

Düzeltti üzerini gülce.

 

" Başka arayan olmadığına göre evet benimmiş".

 

dedi gülce hafif tebessümle adı gibi güler yüzlü kıpır kıpır bi kızdı.

 

O küçücük tebessümde takılı kaldı Ahmet.

 

"Canımı alsalar o tebessümde sesim çıkmaz be!"

 

dedi Ahmet.

 

"Af buyur ".

 

dedi gülce şaşkınlığını sesine yansıtmamaya çalışarak . Ya duydukları onlar gerçekmiydi.

 

Gözlerini hala alamamıştı Mehmet olduğu yerde oturmuş içli içli ağlayan kızdan. Küçük bir kız çocuğu gibi gözüktü gözüne. Bağrına basıp sıkı sıkı sarmak saklamak istedi onu. Ben burdayım ağlama korkma demek istedi.

 

Belki bağrına basamazdı sarıp sarmalayamazdı şimdi ama içine ferahlık verebilir ağlamamasını söyleyebilirdi. Su vermek istedi içinin yangını alsın korkusu sesiyle gidersin istedi.

 

Az âsağıda akan çeşmede geldi aklına. çeşmenin tasıyla su alıp geldi koşarak Mehmet esma'nın yanına.

 

Baktı etrafına herkes gitmişti.

 

Eğildi mehmet esmanın önüne diz çöktü aynı boya geldile hala uzundu ondan ama olsundu. Sarılsam göğsümde kaybolur ah dedi içli içli içinden.

 

"Ağlama hadi biraz su iç ".

 

dedi mehmet. Kafasını bacaklarının arasına sokmuş içli içli ağlayan esmaya.

 

Kaldırmadı önce kafasını esma içi titredi bi anda.

 

Tekrar duydu o sesi.

 

"Hadi iç biraz iyi gelir korkma ben burdayım ".

 

dedi o ses.

 

Kaldırdı esma kafasını koyduğu yerden.

 

Kendine güvenvermek için bakan kahverengi gözlere gözlere çevirdi gözlerini . İçi titriyordu o gözlerin sanki ,sanki o da ağlayacak gibiydi.

 

O damı korkmuştu ama ona korkma burdayım demişti. Korkmamıştı o zaman. Endişelenmişmiydi o zaman.

 

Yine o ses böldü esmanın düşüncelerinizi.

 

"Hadi al "

 

dedi mehmet kaşlarıyla elindeki suyu işaret ederek.

 

Nede ürkek bir ceylan gibi bakıyordu tutup sarılsa kızarmıydı. Kesin kızardı. Bi odun da o yerdi hatta. O şerefsize nasıl acımadan vurduğu geldi aklına.

 

"Ah" dedi bir anda sanki o odunu o yemişti kafasına .

 

"Ne oldi ".

 

dedi esma elindeki suyu tam içecekken.

 

"Ne " dedi mehmet ensesini kaşırken.

 

"Ah dedinya ne oldi diyorum ".

 

"Haa yok birşey aklıma bi şey geldi de suyunu iç sen iyi gelir "

 

dedi mehmet.

 

Mehmetin dediğini yapıp suyunu içti esma iyi gelmişti biraz.

 

Mehmet cebindeki mendilini çıkardı o boncuk boncuk olan gözlerden alan incileri silmek istedi tek tek . Vazgeçti sonra. Parmakları silerdi.

 

Uzattı elini mehmet o güzel yanaklara dokund önce parmaklarının ucu sızladı sildi pınar olmuş gözyaşlarını . Ayırmadı gözlerini gece karası gözlerden. Saşkınlıkla kaldı esma o anda ne oluyordu sesi nereye gitmişti.

 

Diğer gözyaşını silecekken çözüldü esmanın dili ayırdı gözlerini o kahve gözlerden.

 

" B- ben silerim " .

 

dedi. 

 

Uzattı elindeki mendili mehmet büzdü dudaklarını küçük bir çocuk gibi .

 

Çekmeseydi gözünü biraz daha baksaydı ne olurdu sanki. Hem ,hem biraz daha silseydi o pürüzsüz ten karıncalandırsaydı parmaklarını.

 

Sildi esma mendille gözyaşlarını karşısında bir çocuk gibi dudak bükmüş adama baktı. Sanki elinden şekerini almışsın gibiydi.

 

"Beyim ,beyim her şey hazır dediğin gibi yaptık "

 

dedi lütfü.

 

Lütfü 'nün sesini duyan bütün kızlar alel acele korkuyla birbirlerine bakıp yanyana geldiler hemen. Hepsi korkuyor korkusunu belli etmemeye çalışıyordu en çokta şebnem..

 

"Hala gitmediniz mi kızlar siz ?"

 

dedi lütfü kaşlarını çatarak.

 

" Bizde tam gidiyorduk emmi sesini duyunca bir şey oldu sanıp geri döndük ".

 

"Ey hadi işlere goyulun anca yetişir ".

 

"Tamam emmi gidiyoruz biz.".

 

Kızlar arkasını dönüp hızlı hızlı gittiler. Gülce ayağına zar zor giydiği terliğiyle koşar adım yürüyor alamadığı cevabıyla ofluyordu.

 

Şebnem alamadığı cevapla amcasına içinden söverek yürüyordu.

 

Esmaysa elindeki mendile bakıp bakıp dalıyordu ki ayağı takıldı bi anda.

 

"Ayhh !."

 

dedi bi anda.

 

"Önüne bir bak kızım sanki cevap alamayan sensin de aklın başka yerde".

 

dedi şebnem.

 

"Ne "

 

dedi esmayla gülce.

 

"Hiççç"

 

dedi şebnem iki kızın sorgulayıcı bakışlarına karşı.

 

"Hah geldik durun da kapıyı açayım bir çay içelim "dedi kaçar gibi kapıya doğru gelerek .

 

..........

 

Evet bölüm nasıldı sevdiniz mi ?

 

Hadi sohbet edelim..

 

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Sizinle sohbet etmek çok isterim .

 

Düşüncelerinizi merak ediyorum lütfen benimle paylaşın. Beğeni Yapmayı unutmayın olurmu seviyorum sizi. Birlikte büyüyelim.

 

Maraz ali

 

Mehmet

Ahmet 

 

Şebnem

 

Gülce

Esma

 

Lütfü.

 

Karakterleri nasıl buldunuz.

 

Sahi maraz aliyle lütfünun geçmişinde ne oldu acaba.

 

Peki köyde ne olmuştu da maraz ali eskiler bilir. Yenilere anlatsın dedi.

 

Ve onları nefretle izleyen kimdi.

 

Fikirleriniz varsa alırım bir duble 🤭

 

 

 

Loading...
0%