11. Bölüm

BUĞDAY TANESİ

Rzgarhali
rzgarhali

Ne demek kız istemeye geleceklerdi.

Hangi kız kimi istiyordular. Hemde bu akşam mı?.

 

"Ne beklirsen gız orda geç içeri!

Ana gile yardım et çabuk iÅŸleri bitsin".

 

Cevap veremedi Esma olduğu yerde kaldı.

Cevap vermek için yerde olan bakışlarını kaldırdı kaldırmasına ama babası ortada yoktu.

 

Ne olacaktı şimdi onun hayallerindeki adam bambaşkaydı başkası olamazdı. Olmamalıydı.

 

Åžebnem de ise durumlar bambaÅŸkaydı o Maraz Ali gelecek sanıyordu ama iÅŸler öyle deÄŸildi. Maraz Ali 'yi bekleyen askeri bir görev vardı.

 

Esma babasının sesinden sonra oturdukları yer sofrasına doğru ilerledi.

Hayatının şokunu yaşıyordu bu kişi kendi olmamalıydı.

 

"Korkuyorum "

 

dedi gözleri dolu dolu olmuÅŸ alt dudağını titreyen bir halde.

 

"Gorhma ana gurban baban hele vermez hem daha belli deÄŸil hangizi istirler".

 

"Öyle yengem haklı Esma korkma".

 

Korkma demesi kolaydı oysa ki yaÅŸaması hiç kolay deÄŸildi.

 

"Vermez hemi hem neye versin ki ben daha küçügem ".

 

Tebessüm etti Åžebnem Esma'nın bu haline. Bir zamanlar kendide çok korkardı daha küçükken anne ve babası kokan evden uzaklaÅŸmaktan .

 

"Vermez ciÄŸer parem vermez gorhma . Hem daha senin okulun var bilirsen".

 

"Ama abla babam bilmir bilse keser beni ".

 

"Di gahın hele Esma ahşama ne galdi amburada ancah yetişir ".

 

"Ne yapacayıh ki yenge ".

 

"Hele bi evi silin süpürün bir daha bende azcık pasta çalım . Çay verirsah yanında olsun ".

 

"Sizde gorhmayın ele hemen vermez . Hadi ana gurban üzülme".

 

Esmayla Åžebnem evi baÅŸtan aÅŸağıya tekrar süpürmüÅŸ ve silmiÅŸtiler.

 

Sevilay hanımsa fırına kekini atmıştı.

 

"Anam gız ambu fırını yapandan da Allah razı olsun. Yohsa iki de bir tandira eyil gah eyil gah ölürdih valla. ".

dedi yere oturmuÅŸ perti çıkmış kızlara bakarak.

 

"He valla yenge eyki yapmışlar. ".

 

"Ana ".

 

"He Esmam".

 

"Beni vermezsiz hemi".

 

"Gız gızım belli bile değil daha. Hem Şebnem ablan o gadar istediler verdih mi ?".

 

"Benene yav bah ben diyirem ha isteminem".

 

dedi Esma oturduğu yerden bir hışımla kalkarken .

 

"Gız Esma hele tütünimi getir ".

 

"Tamam baba ".

 

dedi Esma sesi içine kaçmış bir halde.

 

"Abla sen götirirsen ben götirmiyim ÅŸimdi he ne olur".

 

"Tamam guzum ver gorhma Esma belki beni istirlerdir niye bu gadar çoh gorhtun ."

 

"Abla Mehmet -".

 

"Kime diyirem gız !hani tütün".

 

"Zıkkım iç inÅŸallah zehir ola içen ".

 

dedi Esma bu adam bazen dayanamıyordu kendi babası bile olsa. Zira baba kelimesini her erkek hak etmiyordu. Tıpkı Lütfü'nün hak etmediÄŸi gibi.

 

Åžebnem dikiÅŸ makinesinin üzerinde olan tütün dolu kutuyu alıp misafir odasına Lütfü'nün yanına doÄŸru ilerledi.

 

"Al emi ".

 

dedi sessizce.

 

"Nerde o Esma o niye getirmedi . Ne söylenirdi o ele gendi gendine ,gene onun dili çoh uzamış seleyi suya verdiz gene".

 

Åžebnem aÄŸzını açıp tek kelime etmeden geldiÄŸi gibi geri gitti. Bu adama hiç bir ÅŸey demek istemiyordu.

 

"Haydi bi parça ehmek goyunda yiyah evde üç garısız üçüzde bi poha yaramirsiz ".

 

"Gendi çoh yarirya it gibi ürmekten baÅŸga bi ÅŸey bilmir".

 

"Aman yenge gözünü sevim sus ahÅŸam ahÅŸam uÄŸraÅŸmiyah . Zaten sene gaz vermeye gelmirsen ".

 

"Aman gızım sus sus nereye gadar 27 senedir anamdan emdiğim burnumdan geldi. Sebebim olanlari gorbador ola".

 

dedi Sevilay hanım gözündeki yaÅŸları yazmasıyla silerken.

 

Çok ÅŸey demek istedi Åžebnem ama diyemedi. Bazen hangi kelimeyi kullanırsan kullan ne teselli eder ne de bir faydası olurdu. Kelimelerin kifayetsiz kalacağı bir an daha olmuÅŸtu Terzi ailesinin evinde.

 

Yemekler yenmiÅŸ herkes gelecek olan misafirler için kıyafetini deÄŸiÅŸmiÅŸ yeni kıyafetler giymiÅŸti. Çalan kapıyla Esma'ya korku dolarken Åžebnem 'in yüzüne tebessüm konmuÅŸtu.

 

Sabahtan beri aklından geçen tek ÅŸey

 

"Ya gelen Maraz Ali 'yse ".

 

İdi oysa Åžebnem'in tahmin ettiÄŸi gibi deÄŸil çok baÅŸka ÅŸeyler olacaktı.

 

*******

 

O sırada iÅŸlerini halletmiÅŸ eve doÄŸru gitmekte olan Maraz Ali ve Mustafa yanlarına gelen Ekremle yol üzerinde durmak zorunda kalmıştı.

 

"B-beyim sana telefon vardır. ".

 

dedi Ekrem nefes nefese kalmış bir halde.

 

"Ne telefonu Ekrem arayan kimmiÅŸ ".

 

"Şırnak karargahından aramışlar beyim . Yusuf ağam deyince hemen geldim. ".

 

"Tmm Ekrem .Bin arabaya hızlı sür Mustafa .".

 

Hızla eve gelen Maraz Ali telefonun başında bekleyen babasıyla göz göze geldi.

 

Annesinin gözlerini sildiÄŸini görünce canı acımadı deÄŸildi ama vatanı görev asla beklemezdi. UÄŸrunda Åžehit olmak varsa bu kutsal ÅŸad ona verilecekse zevkle kabul ederdi.

 

O an içinde bir sızı oldu ÄŸöÄŸsünün içinde .Artık geride bıraktıklarının içinde gözlerine hala daha isim veremediÄŸi dilberi vardı. Daha ona hiç doyamamıştı doymazdı da.

 

Babasının uzattığı ev telefonunu aldı.

 

"Yankı SİPAHİ ".

dedi orgeneral Ferit AKDAÄž.

 

"Emret komutanım!".

 

dedi Maraz Ali . Dağlarda ki adı Yankı 'ydı. Sesi değil adımları bile Yankı yapar nefesi bile korku salardı.

 

"Hemen göreve gelmen lazım evladım ".

dedi Ferit AKDAÄž

Babacan bir sesle. Orada ki her asker ona birer emanetti.

 

"Görevden men edildim ben komutanım nasıl geleyim. Ama yinede gel derseniz koÅŸa koÅŸa gelirim. ".

 

Åžuan annesinin iç çeken sesi ona hiç yardımcı olmasada Türk milletinin ona ihtiyacı vardı demekki.

 

"Bırak sitemi Yankı men edilme sebebini sen çok iyi biliyorsun. Karargaha saldırı düzenlendi. KurduÄŸunuz mayınlar etkili olsada .Görevde olan Pusat ekibinin yokluÄŸundan faydalandı kansız itler.

 

"Yaralı".... duraksadı Yankı . "Şehit "...

derin bi nefes aldı. "Var mı komutanım ".

 

Yok demesi için çok dua etti içinden ama biliyordu karargaha yeni gelenler o itlerin hain saldırısına Pusat ekibi yokken çok fazla dayanamazdı.

Yinede olmasın istedi.

 

"Vatan sağolsun Yankı 3 şehitimiz var 6 yaralımız var. ".

 

"Vatan sağolsun komutanım ".

 

"Derhal bugün yola çıkıyorsun Yankı senin için gönderdiÄŸim araba yarım saat sonra orada olmuÅŸ olur. Hazır ol ve görevinin başına dön. ".

 

dedi Ferit orgeneral sert itiraz istemez sesiyle

 

"Emredersiniz komutanım ".

 

"Bu defa kafana göre hareket etme Yankı !. Öldürme dediysek öldürme ,parçalama saÄŸ getir o itleri. ".

 

"Denerim komutanım. ".

 

Denerdi daha öncede çok denedi ama hep kardeÅŸi yerine koyduÄŸu adamların gözünün önüne can vermesi buna engel oluyordu. .

 

"Ömer abim" dediÄŸi kendi abisi yerine koyduÄŸu adamı parçalanmış görmek , canını hiç düÅŸünmeden vereceÄŸi kardeÅŸlerini öldüren kansız dölleri nasıl saÄŸ getirecektir . Bunu ondan istemeleri "saÄŸ getir ". dedikleri kadar kolay deÄŸildi.

 

"Abisini Åžehit eden adamı delik deÅŸik etmesi ,adını "güzelim " koyduÄŸu keleÅŸ silahla beynini paramparça etmesi hiç içini soÄŸutmamış olsada abisi yerine koyduÄŸu Ömer abisinin kanını yerde koymamıştı. Tıpkı diÄŸer silah arkadaÅŸlarının kanını yerde koymadığı gibi.

 

"Deneme yap! Şimdi hazırlan ailenle vedalaş ve gece burda ol. "

 

"Emredersiniz komutanım ".

 

diyip kapattı Maraz Ali baba evinde Maraz Ali'ydi.

 

"Gene mi gidecahsan oÄŸlum bu defa kaç sene gelmeyacahsan . Dayanamam Maraz Ali dayanamam. Bir kez daha evlat acısi yaÅŸatma bene ".

 

dedi Hatun hanım.

AÄŸlamaktan gözleri ÅŸiÅŸmiÅŸ nefesi kesik kesik olmuÅŸtu.

 

"Vatan borcu ana Vatan borcunu ödemem lazım ".

 

"Benimde oÄŸluma ihtiyacım var anlirmisen! . Get borcun öde saÄŸ saÄŸlim bene geri gel evlatlık borcun öde".

 

dedi Hatun hanım Maraz Ali'ye sıkı sıkı sarılarak.

 

"Aslan oÄŸlum gözü kara yiÄŸit oÄŸlum benim. Get orda anaların duasında bizim duamızda yardımcı ol senin gibi ana guzularına".

 

Dedi Yusuf bey sesinde ki boÄŸuklukla .

Sarıldı canının canı olan bir diÄŸer evladına. Evlat dünyadaki en tatlı bal yine aynı zehirli baldı. Yinede aÄŸlamadı oÄŸlunun aklını burada koyamazdı.

 

"De haydi hele gel elimi öp bi benede sarıl nenen gurban olsun Maraz Ali .".

 

dedi Asiye hanım ellerini torununun saçlarında gezdirirken.

Aklına geldiÄŸi oÄŸluyla zaten yanan yüreÄŸi yine harlandı.

 

Dilinden dökülmesede gönlünden döküldü sözler.

 

" Emisinin gopyası Maraz Ali gönlümün suyu gözümün nuru Maraz Ali. Ömrün uzun bahtın açıh olsun Maraz Ali . OÄŸlumun kaderi sana rastgelmesin Maraz Ali. Sen sahın gönül yarasi alma Maraz Ali. Bu yaÅŸli nenenede sahın ilerde gızma oÄŸlumun gopyasi. "

 

diyip akacak olan gözyaşını silmiÅŸti siyah tülbentinin önüyle. O kara günden sonra hiç içi bahar görmediÄŸi gibi dışınada siyahtan baÅŸka renk uÄŸramaz olmuÅŸtu.

 

Maraz Ali herkesle vedalaÅŸtıktan sonra annesinin hazırladığı çantayı sırtına attı.

 

"AÄŸbi çabuk gel gene bizi pencere önünde telefon başında bekletme ".

dedi YaÄŸmur.

 

Adı gibi YaÄŸmur olmuÅŸ akan göz yaÅŸlarıyla.

 

"Abin sana saÄŸ saÄŸlim gelecek güzelim ".

 

"Söz mü aÄŸbi ".

 

Söz mü o hiç o günden sonra söz vermedi ki söz vermek tutmak demekti . O gün sözünü tutamamıştı ki ÅŸimdi söz versin .

 

"Tamam güzelim sen merak etme".

 

Diyip alnından öptü kardeÅŸinin. Bir kez daha soludu ona sıkı sıkı sarılmış annesinin kokusunu.

 

Maraz Ali sözler vermeye korktu ama koca İnÅŸaAllah 'lar sığdırdı dillere yürekleri. Her Müslüman bilirdi Yüce Mevlam nasip ederse olurdu herÅŸey.

 

Arabaya binmek istemedi Maraz Ali . Her bir adımını sayarak köyünün kokusunu soluyarak gitmek istedi; Ayaklarının götürdüÄŸü yola deÄŸil yüreÄŸinin götürdüÄŸü yere doÄŸru.

 

GeçtiÄŸi her ara sokak ona gönül çeleni, ruhunun en kalın bağı, nefesi olan dilberine götürüyordu.

 

Åžebnemin kapısının önüne geldiÄŸinde

mutfağın arkada kalan camından girmek istedi ama cam kapalıydı. Ne kadar çabalasada kırınca girebileceÄŸi anladı.

 

"Biraz bekliyim olmazsa bıçakla denersin oÄŸlum Maraz Ali ".

 

dedi ensesini ovarak Maraz Ali. Çok vakti yoktu biliyordu ama dilberini görmeden kokusunu ciÄŸerlerine hapsetmeden, sıcaklığına sığınmadan yeÅŸillerde nefes almadan gidemezdi.

Gitmemeliydi !.

 

Maraz Ali bekleye dursun Esma içerde ecel teri döke dursun.

 

Kapıyı açan Lütfü karşısında gördüÄŸü Yunus , Yunusun kardeÅŸi Selim ve ikisinin eÅŸleri Leyla ve Kadriye hanımla ;

 

"Buyrun hoÅŸgeldiz buyrun geçin".

 

"HoÅŸbulduk Lütfi".

 

"Hele buyrun biz yuhari gata çıhah hanımlar da odaya geçsin ".

 

dedi Lütfü onlarda kadın ve erkekler ayrı yerde otururdu arada dünürlük olmadan ayrı yerde oturmak olmazdı.

 

İçeride hoÅŸgeldin beÅŸ gittin sohbeti dönerken herkes etrafa gülücük saçıyordu. Esmanın içiyse mutfağın kapısından duyduÄŸu seslerle kendi içindeki küçük kız çocuÄŸuna kulak vermeye baÅŸlamıştı. Sessiz deÄŸildi o küçük kız çocuÄŸu yine çığlık çığlığaydı ama bu defa susturmadı .Onun sesini bu defa kısmak istemedi.

 

Bi insan kendi isminden nefret eder mi ?

Ben ediyorum!.

 

Bir insan babasından nefret edermi?

Ben ediyorum. Öyle zamanlar oluyor ki kendi ellerimle boÄŸmak istiyorum.

 

Kanayan yarası hep babası olur mu?.

Benim hep babam !.

Bayramdan bayrama sarıldığım kandilden kandile elini öptüÄŸüm, yüzüme kondurduÄŸu zar zor hissettiÄŸim bir buse.!

 

Buse o kadar küçük ki ben bile zor hissediyorum. Ama o küçük buseye günlerce mutlu oluyorum çünkü babam beni öptü diyorum!.

 

Sonra ne oluyor tek bir dokunuÅŸuyla açtığı yaraları kapatan adam Sadece gözleriyle bile yerini daha büyük yarıklar koca koca nefretler yer alıyor.

 

Bazen soruyorum kendime bu çocuklar kızlar erkekler babalarında ne bulupta seviyorlar . Yedirmekle giydirmekle mi baba oluyor. EÄŸer öyleyse benim babamı çok seviyor olmam lazım deÄŸil mi !.

 

Peki ben neden o zaman kanı damarlarımda gezen adamın her bir hücresine kadar nefret ediyorum. Neden neden !

 

Onların babaları daha mı farklı. Onların babaları daha mı çok kıyafet alıyor,yada daha mı çok sarılıyor.

 

Neden bende herkes gibi ,Åžebnem ablam gibi "Canım babam kurban olduÄŸum babam diyemiyorum. Neden benim aÄŸzımdan hiç o kelimele çıkmıyor.

 

Mesela ben neden Åžebnem ablamın hep saçlarını taradığında "babam hep gül kokulu kızım, saçlarına yıldızlar dizili kızım derdi biliyormusun Esma ". dediÄŸinde neden ben bir kere bile bunların hiç birini yaÅŸamadım.

 

Neden o amcam için aÄŸladığında benimde içim çıkana aÄŸladığımı biri bana söylesin. O kaybettiÄŸi babası için aÄŸlarken,ben yanımda olduÄŸu her zerresini hissettiÄŸim halde alamadığım baba sevgisine neden aÄŸladığımı biri bana söylesin!.

 

Benim eksiÄŸim neydi biri bana söylesin ne olur biri bana söylesin.!

 

Ben ona ne yapmış olabilirim ve biz abimle ben ne yapmış olabiliriz ki buÄŸday tanesi kadar sevgiyi bize çok gördü bu adam.

 

Bazen' baba' demek bile içinizden gelmez benim hep içimden gelmediÄŸi gibi.

 

Ben sevgiyi babamdan hiç görmedim babalığıda görmedim. Ben babalığı Kadir Amcamdan öÄŸrendim banada "kızım, papatya kokulu güzel kızım diyip her bir telini öpen amcamdan öÄŸrendim. Babamın bir kere bile okÅŸamadığı saçlarımın her bir telini öpen kendi kızından ayırt etmeyen Kadir Amcamdan öÄŸrendim. Her erkek baba olamazdı iÅŸte herkes o anlamlı isme layık deÄŸildi ,hak etmezdi.

 

Tıpkı benim babamın olamadığı hak etmediÄŸi bizede göstermediÄŸi gibi.

İnsan bilmediÄŸi bir ÅŸeyi gösteremezdi de.

 

İç sesine kulak tıkamak zorunda kaldı çünkü duyduÄŸu sesler kulaklarını sağır eden beyninde uÄŸuldamaya yol açan seslerdi .

 

"Allah'ın emri peygamberin kavliyle gızın Esma'yi oÄŸlum Üzeyir 'e istirem Lütfi beni de oÄŸlu mi de tanirsen. Valla bizden ey yer bulamazsan".

 

"Hele bi yavaÅŸ gel Yunus ey yersen bilirih ama birazda yavaÅŸ gel . Yer yordam bil".

 

"Tabi haklısan Lütfi gız evi naz evi. ".

 

Dedi Kadrinin kardeÅŸi Selim.

 

" Gızım da isterse olur gibi hele bi düÅŸünah genede biz . Sizin dediğız gibi gız evi naz evi ".

 

DuyduÄŸu seslerden içindeki küçük kız çocuÄŸu feryat ediyordu adeta . Dile geldi yine içindeki çocuk.

 

Åžimdide ne mi yapıyorum karşıma geçmiÅŸ" gızım da isterse olur hele bi düÅŸünah genede biz " diyen adama bakıyorum odamın karşısından. Güya beni düÅŸünüyordu güya fikrimi soruyordu bana hiç inandırıcı gelmedi size geldimi. Bir kere bile fikrimi sormayan her ÅŸeye bağırıp duran adam benim mi fikrimi soracaktı.

 

Esma'nın gözleri dolu doluydu. Ellerini aÄŸzına sıkı sıkı kapatmış kaçmaya hazırlanan hıçkırığı engellemeye çalışıyordu. Babasının aÄŸzından zorla da olsa duydugu "kızım ". Kelimesi için mi yoksa baÅŸkasıyla güya kendi rızasıyla olacağını söyleyen babasının biriyle evlilik hayali kurduÄŸu için mi ? . Her ikisi içindeydi tutmak zorunda kaldığı hıçkırıkları .

 

İçerde oturan Sevilay hanımsa duyduklarıyla deliye döndü. Helede o deyyus Lütfü'nün dedikleri içi içini yiyordu.

 

"Gız Kadriye senin Üzeyir 29 yaşında

değilmi benim gızım daha 19' unda 20 sinde bile değil. Nasıl gahtiz da geldiz gız benim uşağım daha sabi. ".

 

"Ne olacah gız Sevilay benim herif benden 11 yaÅŸ büyük ya .".

 

"Sus hele Kadriye eski devir mi bu benim kızım bahıci değil ".

 

"Abarmta gız Sevilay even geldik Allahın emri peygamberin kavli dedik ayıp etme".

 

"Orası ele amma ayıpda etmirem gız benim gızim tutupta veremem".

 

"Gocan verdi sen hele bir dur".

 

"Bu evde benimde sözüm var gızımında edebizle oturun iÅŸte ".

 

O sırada tuvaletten çıkan Åžebnem mutfağın camının vurulmasına döndü.

 

GördüÄŸü siluet o olamazdı dimi . Gözlerini ovaladı yok canım niye gelsindi.

 

"Saçmalama gızım geçen sefer geldi ya ."

 

Maraz Ali tekrar cama vurdu artık dayanacak gücü kalmamıştı. Tam camı elindeki bıçakla açacakken Dilberini görmesiyle cama vurmakla yetindi sadece.

 

Åžebnem yerinde put gibi duran Esmaya döndü o bu sesleri nasıl duymamıştı. O seslere çok duyarlıydı bilirdi.

BilmediÄŸi bir ÅŸey vardıysa Esma'nın duyduÄŸu tek ses içindeki küçük kızın feryat figan attığı çığlıklarıydı.

 

Cama yöneldi hızla hemen açtı camı.

 

Camı açmasıyla ikiside derin nefes aldı.

Maraz Ali çeviklikle içeriye adım atıp kollarını hasret kaldığı bedene sardı.

 

"Canımın canı ruhumun yaşam suyu

kokuna kurban senin".

 

diyip içine sokmak ister gibi sıkı sıkı sarıldı Maraz Ali. Daha ÅŸimdiden özlemiÅŸken süresini bilmediÄŸi görevde ne yapacaktı.

 

"Çoh mi özledi beni gözlerimin güneÅŸi ".

 

"Gözlerimin güneÅŸi mi".

 

"Hee gözlerimin güneÅŸi beÄŸenemediniz mi ".

 

"Çok peki o dilinden dökülen o sözleri hak edecek kadar güzel mi gözlerim".

 

"Bu yaşıma gadar bahmak istediÄŸim tek kehribarlar senin gözlerin. Ruhuma gadar iÅŸleyen, güneÅŸi andıran kehribarlar bana hep güneÅŸi hatırlatir.

Tıpkı yuvamda hissettiÄŸim göÄŸsün gibi.

Gelecek olan her dalgaya esen her sert rüzgardan beni koruyacak olan kollarının verdiÄŸi his gibi ".

 

diyip gömüldüÄŸü sıcak geniÅŸ göÄŸse dahada sığındı Åžebnem. Burnunu tam Maraz Ali'nin göÄŸsünün ortasına gömüp derince soludu kokusunu .

 

Birileri görür korkusu hiç yoktu içinde.

Şuan bu adamın kollarında olmak istiyordu sadece.

 

"Ben sana bunların hepsini hissettirebildim mi ".

 

"Daha da fazlasını dile dökemediÄŸim her bir kelimesini ".

 

"Bana yuva oldun ruhuma can oldun Åžebnem 'im bense sana sığınan yaralı bir güvercinim ".

 

"Güvercin için biraz büyük gibisen sanki".

 

"Baya büyük gibiyim ama Kartal da demek istemedim ".

 

Güldü Åžebnem hemde hiç gülmediÄŸi kadar. Daldı o gülüÅŸe Maraz Ali nefes almayı unutacak kadar.

Bu hayat ne acımaz hesapsız dimi . Herkesin hayatında farklı çarklar dönüyor kimine mutluluk kimine hüzün kimine kordu.

 

Tıpkı Mehmet 'in yüreÄŸinde kor bırakarak dönen çarklar gibi.

 

DuyduÄŸu haber üzerine tabiri caizse deli dana gibi etrafına dönen Mehmet. Camı imamı olan babasını bekliyordu eve gelmesi için. Ama babasının eve gelmeye niyeti yok gibiydi annesine çabuk hazırlan ana der demez evden koÅŸarak çıktı.

 

İmam Mecit bey nefes nefese kalmış yanına koşarak gelen oğluna baktı.

 

"Ne olir evladım bu halin ne gene kime garıştın Mehmet he oğlum ".

 

"Baba ezani çabuk oku ".

 

"Niye oÄŸlum oruçmusan".

 

"Ne orucu baba ramazandamıyıh".

 

"Hele bi sakinleÅŸ bi nefesin topla bismillahirrahmanirrahim de de bi genden gel oÄŸul".

 

"Baba ben çoh dedim hadi sen ezani ohi yada hadi çekil ben ohiyim ".

 

"La oÄŸlum geç yeren beni deli etme daha üç dagga var ohumama".

 

"Oo hele çoh var sen ohi ohi".

 

"Ne oldi Mehmet hele anlat. En son bisiklet almak için bu haldeydin ÅŸimdi ne oldi ".

 

Derin bir nefes aldı Mehmet içine bir nebze ferahlık uÄŸramadı ama . İçi cayır cayır yanıyordu.

 

"Baba sevdiÄŸim gızi istemeye gelmiÅŸler ezani ohi hemen biz de gidah çabuh".

 

"Dur bir hele oÄŸul kimi sevirsen de hele ".

 

"Esmayı Lütfü emminin gızı Esmayi ".

 

"Severem Esma'yı ey gızdır gönlü varmıdır sende".

 

"Baba olmasa yanan neye gelim hadi ohi ezani bah vakti geldi ".

 

"Tamam abdestlimisen".

 

"Baba gelah ele gıl gözün sevim".

 

"Her nasip vaktini behler oÄŸul sende behle yarinde behlesin. Ama seni huzuruna çağıran Rabbini behletme o beklerse sende oni behlersen".

 

Babasının ne demek istediÄŸini anlamayan Mehmet okunan ezandan sonra babasının arkasında diÄŸer köy halkı gibi saf tuttu akÅŸam ezanınının namazını kılmak için .

 

Namazlar kılınmış Mehmet hızla eve gelmiÅŸti . Öyleki arkada kalan babası deÄŸil annesi önemliydi ÅŸimdi .

 

"Ana ,ana gız ana hazırmisan"

 

"Essalamu aleyküm verahmetullah".

 

Diyip tesbih çekmeye baÅŸladı NeÅŸe hanım duasında edip yüzüne sürdü bembeyaz ellerini.

Ardından arkasında küçük bir çocuk gibi duran fidan boylu oÄŸluna döndü.

 

"Ne bağırirsen danasini gaybetmis camış gibi".

 

"Yav ana gurban olim sene sen hele hazır değilmisen".

 

"Hazıram ya oğul ".

 

dedi Neşe hanım seccadesini katlarken

.

"Hani baban o herif yemek bile yemedi".

 

"Hayırlı bir iÅŸtir hanım hele hayırla sonuçlansın yerih yemeÄŸimizi ".

 

"He he hadi baba gurban olim gidah".

 

"Uçaciyih dersen baba abime bah hele".

 

"Sus gız hadi baÄŸlada saçın gidah".

 

"Hadi düÅŸün önüme hele. ".

 

***

 

Maraz Ali Åžebnem 'in gülünce yüzünde filizlenen tohumlara daha fazla dayanamadı öptü o filizlerden.

 

Anı oluÅŸan öpmeyle kala kaldı Åžebnem.

Aslında çok az kızsada çok kızmış gibi çattı kaÅŸlarını.

 

"Öpmek yoh dedim ya neye öpirsen".

 

"Çatma kaÅŸlarını çok tatlı oluyorsun. Hem".

 

"Hem"

dedi Åžebnem göz süzerek.

 

Maraz Ali dayanamadı tekrar koynuna çekti Åžebnem 'i.

Åžebnem de hiç vakit kaybetmeden sıkı sıkı sarıldı daha ÅŸimdiden hasret kaldığı ÄŸöÄŸse.

 

"Gidipte dönmemek var dilberim bir daha o çukurlarda filizlenen tohumları görmemek var".

 

.

Yutkundu Åžebnem gözleri doldu.

Bir adım geri attı.

 

"Ne gidipte gelmemesi ne diyirsen Maraz Ali ".

 

Anne ve babasından sonra kurak çölüne yaÄŸmur olan baba sıcaklığını tekrar yaÅŸatan adamı kaybedemezdi.

 

"Görece çağırdılar ÅŸÅŸ aÄŸlama bekler misin beni".

 

"Ne zaman gidecahsan".

 

BeklediÄŸi cevap bu deÄŸildi Maraz Ali'nin içi yandı. SevdiÄŸi canının cananı beklemezmiydi onu. Yinede cevapladı sorusunu.

 

"Bugün 15 dk sonra burda olur araba".

 

"Hemde bugün mi daha ben sana doyamamışken".

 

dedi Åžebnem çıktığı kollara koÅŸarak tekrar sığındı. Maraz Ali tekrar sordu soruyu cevap alamadan rahat edemezdi.

 

"Bekler misin beni canımın canı ".

 

"Beklerem seni kanımın her bir damlasına gadar beklerem seni. Sen yeter ki bene gelmesini bil".

 

"Kanımın son damlası bile kalsa bilki sana gelmek için damlayacak o son kan".

 

Hıçkıra hıçkıra aÄŸlamak istedi Åžebnem yapamadı ama. Canını diÄŸer yarısını gözü arkada bırakmazdı. Yuttu göz yaÅŸlarını o gittikten sonra çok aÄŸlardı.

 

Kapının alacaklı gibi çalınmasıyla aynı gelen araba sesiyle ayrıldı iki aşık. Ayrılmak zorunda kaldı.

 

Bu araba Maraz Ali'yi götürmek için gelen arabaydı. Az ileride İçinden çıkan Mustafa bunun kanıtıydı. Kapıdaki kim di o zaman.

 

Maraz Ali son kez sarıldı Åžebnem 'e. Åžebnem de son kez sığındı o göÄŸse.

 

Elini Şebnem 'in başındaki yazmaya uzattı Maraz Ali

 

"Kokun kokuma karışsın karanlık gecelerime yıldızlar dizili olan saçlarının kokusu ışık olsun."

 

Diyip derince kokladı elindeki yazmayı. Bir insan derin nefes almaktan korkarmıydı Maraz Ali korktu elindeki yazmanın daha dilberinin yanından ayrılmadan kokusunun gitmesinden korktu. Çekti hemen burnunu kır çiçekleri gibi kokan yazmadan.

 

Gözünden bir damla yaÅŸ aktı Åžebnem 'in dudaklarıyla sildi Maraz Ali o yaÅŸları.

 

"Ben peki ben neyde anayım kokunu Maraz Alim ".

 

dedi Åžebnem.

 

Maraz Ali koynundan hiç çıkarmadığı künyesini öpüp Åžebnem 'in boynuna taktı.

 

"Nenem de hep dedem göreve gidince bu künyeyi takarmış dedem kokuyor diye. ".

 

Åžebnem Maraz Ali'nin boynuna taktığı künyeyi kokladı.

 

"Tıpkı sen gibi sıcak, sen gibi sert kokulu Maraz Alim".

 

"Hep yanında olsun benim hep yanında olacağım gibi. ".

 

"Söz mü".

 

Söz mü bugün ne kadar çok söz isteyen

vardı. Söz verse tutarmıydı bu defa olurmuydu.

 

"Söz ".

 

dedi Maraz Ali verdiÄŸi sözü tutmaya çalışacaktı. Oysaki bilmiyordu hayatın ona oynayacağı hain planları.

 

Koynuna sakladı dilberinin yazmasını son kez sıkı sıkı sarıldı öptü alnından .

 

Tam çıkacakken Åžebnem in

 

"Maraz Ali helalini çoh behletme öpücüÄŸünüde eÅŸitlemeyi unutma.

Onlarıda benim gibi öksüz yetim bırahma. ".

 

dedi camdan çıkmış arabaya yaklaÅŸan Maraz Ali'ye doÄŸru.

 

"Sözün sözümdür yuvam yuvandır ananda babanda sahibinde benim".

 

diyip asker selamı verdi Maraz Ali dolu gözlerle ona el sallayan yarına bakarak.

 

"Allah 'a emanet ol dilberim ".

 

"Allah 'a emanet ol güneÅŸim ".

 

Evdeki gürültüyle giden arabanın ardından bakan Åžebnem içeriye doÄŸru adımladı. GördüÄŸü Mehmetle kalakaldı. Tıpkı yanındaki Esma gibi.

 

Mehmet hızlı hızlı iki sokak ötedeki sevdiceÄŸinin evinin önüne gelmiÅŸ. Alacaklı gibi kapıyı çalmıştı zira alacağı vardı bu evden.

 

"Ola oÄŸlum bir dur bismillah golumi gopartti Mecit hele buna".

 

"Telaştan hanım telaştan".

 

"Baba oÄŸul beni kalpten götürecahsız ".

 

"Ola oğlum yavaş vur kapı-".

 

Kapıya demeden Mehmet 'in eli havada Hatun hanımın lafı yarıda kalmıştı. Zira Mehmet elini durdurmasa Lütfü'nün tam alnının ortasına koca bir yumruk yer edinmiÅŸ olacaktı.

 

"Hayırdır hoca efendi bu nasıl bir gapi çalmah".

 

"Hayırdır hayırdır Lütfü müsaade varmıdır ".

 

"Buyur hocam o nasıl söz ".

 

Diyip kenara çekildi Lütfü.

 

Mecit bey ve Hatun hanım önde.

Mehmet ve Lütfü arkada olmak üzere içeriye geçti.

 

Mehmet geçerken gözlerinin esiri olan kızı gördü.

 

"Nasılda aÄŸlamış iki gözümün çiçeÄŸi. Ben tek bir damlasına bile gıyamayacağım damlaya nasılda ev sahipliÄŸi yapmış o gece gözler ".

dedi içinden.

 

Tam annesinin elini öpen Esma'nın yanından geçerken fısılda dı.

 

"Gece gözlerine yıldızları dizmeye geldim sevdam".

 

diyip Esma'nın kocaman açılan gözlerine göz kırparak önde olan babasını takip etti.

 

******

 

Yola çoktan koyulmuÅŸ olan Maraz Ali helikopterle 1 saat içinde karargaha gelmiÅŸti. Hiç vakit kaybetmeden kamuflajlarını giymiÅŸ karşısına dizilmiÅŸ timine detayları anlatıyordu.

Kendide yeni öÄŸrenmiÅŸti ama sanki tüm planı o yapmış gibi ustaydı.

 

Detayları anlattıktan sonra.

 

"DadaÅŸlar timi gidipte dönmemeye bu vatan için can vermeye hazırmısınız".

 

"Her zaman komutanım ".

 

diyen timine "Sizin canızi yiyim Dadaş Timi var olun Allah sizi korusun "

 

dedi. 

 

"Sizide gomutanım".

 

dedi Şafak . Şafak timin en hassas bir o kadarda en komik askeriydi yetim bir asker. Aynı zamanda has mi has dadaştı.

 

"Sağolasın Şafak sen iyileştin mi aslanım ".

 

"Ben bu vatan söz konusu olduÄŸunda asla yaralı deÄŸilim komutanım ben hep iyiyim ".

 

"Helal olsun aslanım ".

 

"Hakkınızı helal edin ".

 

"Helal olsun komutanım ".

 

dedi DadaÅŸ timi gür sesle.

DaÄŸlar yine inledi Asker sesiyle.

 

"DadaÅŸ timi araç bin ".

 

Araca binen DadaÅŸ timi yarım saatlik yol gelmiÅŸ teröristlerin olduÄŸu yeni kampa 10 kilometre kala inmiÅŸti araçtan . Onlara gizlice yaklaşıp planı kurmaları için yerlerine yerleÅŸmeleri lazımdı.

 

Geldikleri koordinatlarlarda tamda kanı bozuk itler karşılarında idiler.

 

Maraz Ali dağların kokusunu ciğerlerine soludu.

 

"İşaret verince etrafta olanları indirin Aslanlarım . "

 

"Emredersiniz komutanım ".

 

Maraz Ali 3 ten geri sayınca yumdu ellerini ilk ateÅŸ baÅŸlamıştı iÅŸte . Dışarda olan teröristler vurulmuÅŸ geriye maÄŸaranın içinde kalanlar kalmıştı .Ama yakın temas için önce emin olmak lazımdı.

 

"Uzun menzilli dürbün".

 

Atıf hemen sağında olan komutanına uzattı dürbünü

 

"Buyrun komutanım ".

 

"Kafanı çıkarma Atıf dikkat et!".

 

dedi Maraz Ali haykıran ama kısık olan sert sesiyle.

 

"Emredersiniz komutanım ".

 

dedi Atıf kısıkça.

 

Tam o anda teröristlerin başı Maraz Ali tarafından topal kalan Miro telsizden leÅŸ kokan sesini duyurdu.

 

O gomutan seni buralarda görmah ne gözal . Desene yene gözün önünde ölecah askerlerin sen yene saÄŸ galıp bahacaksan. Seni gendi ellerimle boÄŸacam gomutan gomutan ".

 

dedi militanların başı teröristlerin korkulu rüyası olan topal Miro.

 

" Oo Topal Miro yada artık kısık Miro mu desem .Adının bir önemi yok aslında it dölü herzaman it dölüdür!

 

dedi Maraz Ali sıktığı diÅŸlerinin arasından . Ardından devam etti elinde tuttuÄŸu dürbünle Miro 'nun ne yaptığına bakarken .

 

. Ama yinede kısılan sesini duymak hiç güzel deÄŸil. Hepten kısılmış olmasını dilerdim bıraktığım iz ben gelene kadar sana beni hiç unutturmamıştır . Ama it gibi titriyor olman bunun da bir göstergesi ve görmek çok güzel. Sayılı günlerindir ha eyi gullan".

 

Diyen Maraz Ali sol elini yumruk yapıp açtı. Bu onların dilinde etraf sakın ama kalabalık demekti. Dürbününü ayarlayıp her zaman solunda ama üç adım uzakta veya beÅŸ adım önünde kendini gizlemiÅŸ olan , keskin niÅŸancı Fatih 'e Üç iÅŸaretini verdi. SaÄŸ elini yukarıya doÄŸru kaldırarak Ardından elini saÄŸa doÄŸru salladı.

 

Bu onların dilinde üç geri sayımdan sonra saÄŸ taraftaki yerini belirlediÄŸi iki niÅŸancıyı vurmaya hazır ol demekti.

 

"Fatih iki keskin nişancı-".

 

daha var demeden

 

"Tamamlandı Yankı geriye kalanlar işareti bekliyor ".

 

dedi Fafih. Adının dağlarda Maraz Ali değilde Yankı olduğu komutanına.

 

"Afferim aslanım ".

 

"Memleket yaramış sene gomutan almışsandır Ömer'in leÅŸ cesedini ".

 

Diyen domuz sesini duydu Maraz Ali.

 

Sol eliyle iÅŸaret verdi Maraz Ali ileriye doÄŸru diye. Ardından elin yumruk edip açtı. Bu füzeleri atın ateÅŸe baÅŸlayın demekti.

 

"Bir leÅŸ varsa oda senin ve senin gibilerin domuzdan olmabedenleridir.

Ancak sizin gibi domuz soyları leş olur. ".

 

"Sen bir Türk oÄŸlu Türk Askerine bu vatan için canını verecek ardına bile bakmadan savaÅŸacak hiç bir Türk askerine size ait olanları söyleyemezsin ".

 

Diyip ilk kurşunu Miro 'nun kardeşi Azer'in alnından yediği keleş kurşunuyla yere serdi .

 

"Şimdi bir leş varsa oda yediğin sofraya damlayan kardeşinin pis kanıdır. ".

 

"Ömer'in al kırmızılı bayraÄŸa akmış kanıyla kıyaslayamayacağın kanı deÄŸildir ".

 

DediÄŸinde çoktan çatışmanın ortasına Miro'nun kısılan sesini elinde ki telsizden Azer diye bağırmasını duymuÅŸtu.

 

"KardeÅŸim " dediÄŸi Ömer'in kanını asla yerde koyamazdı. O hiç bir Türk askerinin kanını yerde koymazdı. Tıpkı kendi kanınında yerde kalmayacağını bildiÄŸi gibi. .......

 

Çatışmaya giren DadaÅŸ timi elekten su süzer gibi menzile gelen her teröriste mermi yaÄŸdırdı. İçlerini bir nebze olsa soÄŸuyordu. Dile kolay 3 Åžehit 6 yaralı.

Üç ana üç baba, evlat, eÅŸ bacı.

 

Ne yürekler yandı ne ateÅŸler düÅŸtü toprak evlere. Ne bu vatanın evladı vazgeçti vatanı uÄŸrunda ölmekten nede analar babalar eÅŸler evlatlar.

 

VATAN SAÄžOLSUN

 

demekten vazgeçti.

 

"Komutanım füze ".

 

dedi Fatih bağırarak. ..

 

 

O füzeyle ya daÄŸlarda Åžehit kanıyla çiçekler açacaktı yada Maraz Ali bir kez daha verdiÄŸi sözü tutacaktı. Kim bilir kader çarkını bu defa nereye çevirmiÅŸti.

 

 

 

Gelecek bölüm görüÅŸmek üzere 20 oy 50 yorum bekliyorum arkadaÅŸlar. EmeÄŸinin karşılığını almak istiyorum açıkçası ve BİRAZ DAHA BÜYÜMEK

 

Seviyorum sizi

 

 

 

Bölüm : 27.08.2024 17:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi PaylaÅŸ
Loading...