15. Bölüm

SENİ SEVİYORUM

Rzgarhali
rzgarhali

Lütfen oy ve yorum yapın yorum istiyorum. Okuyup gidenler lütfen okuyup gitmeyin bir yıldızı patlatmayı çok görmeyin. Bir iki yorum yapın emeÄŸe saygı duyun çiceklerim🥰

 

 

 

 

Dükkana sinen kokuyu her bir zerresine kadar çeken Åžebnem sonunda konuÅŸmayı akıl etmiÅŸ buz tutan dili çözülmüÅŸtü. Nasıl çözülmesin nerdeyse bir aydır görmediÄŸi gönül hasreti canlı kanlı gözünün önündeydi.

 

Yine yürek hoplatan cinsten yakışıklı yine daÄŸları yıkacak önüne çıkan herkesi her ÅŸeyi yerle bir edecek güçteydi. Bu adamda onu kendine deli gibi çeken bir ÅŸey vardı neydi bilmiyordu ama ,bildiÄŸi bir ÅŸey vardı ki dünya yansa Maraz Ali'si yanındaysa ona hiç bir ÅŸey olmazdı.

 

"Maraz Ali döndün !".

 

İşte o an hiç beklemediÄŸi bir ÅŸey oldu.

 

Maraz Ali hızla onu belinden çekip o dolgun dudaklararına yapışması bir oldu. Özlem vardı ,aÅŸk vardı hırs ve bilinmezlik kuÅŸatmıştı onları.

 

Maraz Ali sertçe kapıya yasladı Åžebnem'in sırtını. Bu kadar sert olması hiç istediÄŸi bir ÅŸey deÄŸildi helede gözünden bile sakındığı kadına . Ama içindeki o hayvanı dürtü dudaklarında ki bu lezzetli tat daha önce hiç tatmadığı birÅŸey di.

 

Åžebnem sırtının acımasıyla dudaklarını resmen sömüren dudaklarının üzerine inledi derince.

 

"Immhh!

YavaÅŸ "

 

YavaÅŸ olmasını istediÄŸi sömüren dudaklar deÄŸil onu kapıyla bir etmek isteyen vücutaydı Maraz Ali üzerine abandıkça abanıyordu.. Öyle ki öpüÅŸmenin 'Ö' sünü bilmeyen Åžebnem, ilk bir duraksamanın ardından içindeki vücudunu parçalayıp dudaklarını ele geçiren his hiç bilmediÄŸi bir histi.

 

Ama içindeki bu hırsı bedenini ele geçiren arzuyu, gözünü karartan ÅŸehveti çok sevdi delisi oldu hatta.

 

Üzerine abanan beden boynundan elini çekmiÅŸ bel boÅŸluÄŸunda hafif hafif okÅŸamaya arada baskı uygulamaya baÅŸlamıştı. Üstelik kadınlığında hissettiÄŸi baskı bambaÅŸkaydı. Åžuan o baskının Maraz Ali'nin erkekliÄŸi olduÄŸunu düÅŸünmek bile istemiyordu.

 

O an içine dolan hisle sertçe ısırdı Maraz Ali'nin alt dudağını. BoÄŸukça inledi Maraz Ali.

 

"Ihhh.".

 

O kadar vahşice bir sestiki Maraz Ali'nin inlemesi. Şebnem 'in kasıklarına batırılan iğneler yerini sancılara bırakmıştı.

 

Maraz Ali aldığı hazla tekrar o bal damlayan,içine içine çekip ısırdıça mayhoÅŸluk tadın damağına yayılmasına ,bir kez daha bakmak istedi ama Åžebnem izin vermedi.

 

"Hem bir kez bile haber verme hem hayvan gibi aban üstüme ".

 

dedi Maraz Ali 'ye çattığı kaÅŸlarıyla bakarken.

 

Maraz Ali karşısında ki manzara derince yutkunarak bakındı. Karamel saçlar iki omzunada dağılmış, nar çiçeÄŸi dudaklar ÅŸiÅŸmiÅŸ tam emmelik bir hal almıştı.

 

Al iste yine aklı başından gitmişti.

 

Boynuna doÄŸru eÄŸildi hasret kaldığı kokuyu tüm hücrelerine hayat olsun diye solumak istedi . Åžebnem in sorduÄŸu soruyu hiç duymuÅŸ gibi deÄŸildi.

 

Ama Åžebnem izin vermedi.

 

"Sene diyirem duymirmisen Maraz Ali !".

 

dedi .Maraz Ali'nin boynundaki ellerini asker iniformasının yakalarından tutarak.

 

Maraz Ali , Maraz Alim dememiÅŸti iÅŸte burada kaÅŸlarını çattı Maraz Ali . Ne olmuÅŸtu da Maraz Ali olmuÅŸtu.

Tek hesap sorması kızması gereken kiÅŸi o deÄŸildi. Defalarca aramasına haber göndermesine raÄŸmen gelmemiÅŸti dilberi. Üstelik ÅŸimdi birde kızıyormuydu. HoÅŸ onu öpünce bütün siniri yerle bir olmuÅŸtu ya.

 

Åžebnem in sorduÄŸu soruyu es geçerek omzuna düÅŸün karamel saçları eline doladı küçük bir buse kondurdu önce.

 

Sonra elini Åžebnem 'in boynuna atıp sertçe kendine çekti. Aynı hızla dudakları birleÅŸti. Öpmedi sadece dokundurdu .

 

"Maraz Ali demek sadece "

dedi kendi lafını kendi keserek.

 

Önünde bir kuÅŸ gibi titreyen dilberine bakmak istedi . Ama ne gözünü o dudaklardan çekebildi nede lafını tamamladı.

 

Åžebnemden gelen ferah nefesi çekti içine .

Dudakların kokusu olurmuydu bu kadının dudaklarının kokusu vardı ve onu deli ediyordu.

 

"Maraz Alime ne oldu !".

 

dedi sertçe.

 

İrkildi Şebnem bir anda delimiydi bu adam

 

"Ne birden bire bağırirsen delimisen!".

 

"Deliyem ana sana beni günlerce daÄŸda habersiz bırakan sana!".

 

diyip tekrar abandı o nar çiçeÄŸi bal damlayan dudaklara. Sabrı bu kadardı. .

 

Çekildi birden Maraz Ali. Åžebnemse hala dudaklarındaki baskıyı hissediyorum sızlamasına ÅŸaşırıp kalıyordu.

 

Böyle bir karşılaÅŸma beklememiÅŸti sadece sarılırlar yada alnından öper diye bekliyordu.

 

"İmam nikahını kıyalım biran önce ".

 

dedi Maraz Ali .

 

"Pestilim çıhti azcık çekil ezildim resmen !'

 

KaÅŸlarını çattı Maraz Ali.

 

"Ben imam nikahı diyorum sen pestilim çıktı diyorsun ".

 

dedi hala dudakları o şişmiş dudaklara değerken.

 

Aklı başındamıydı Allah aÅŸkına yaklaÅŸtıkça tadını alıp o kokuya bulandıkça aklı diyar diyar geziyor onu terk ediyordu.

 

"Ne imam nikahi Maraz Ali bey sen önce bene hesap ver!".

 

"Yavrum ben babama bile hesap vermedim bir lokma sana hesap mı verecem ".

 

"Vermeyecek misen?".

 

"Canımı iste onu bile veririm".

 

Åžebnem 'in kafasına yeni jeton düÅŸmüÅŸ gibi

 

"Yavrum mu ?".

 

dedi naif bir sesle omuzlarını hafif hafif oynatarak. Åžuan cilve yaptığının farkında bile deÄŸildi. İçinden nasıl gelirse öyle davranıyordu Maraz Alisinin yanında.

 

"Yavrum ya benim yavrum sadece benim. ".

 

diyip bir kez daha buluÅŸtu dudakları . Åžebnem 'in baÅŸkasının olma fikri onu deli etti . Vücudu titredi kolları arasında ki kadına daha da sıkı sarıldı. Åžebnem bu durumdan hiç rahatsız deÄŸildi . Aksine böyle içine sokulmak ister gibi kol kanat gerilmesi ,öpmeye doyulunmaması kadınlık gururunu içindeki o küçük kızı oldukça mutlu ediyordu.

 

Maraz Ali hırsla bir anda Şebnemi kucağına aldı. Şebnem o anki adrenalinle bacaklarını beline doladı Maraz Ali'nin. Maraz Ali bu kez Şebnem 'in sırtını duvara yaslayacakken Şebnem Maraz Ali 'yi duvara yasladı. Bacaklarının beline dolanmış olması engel değildi buna.

 

Artık dudaklarına kan toplanmıştı öpüÅŸmekten. Nefesleri yetmeyince geri çektiler kendilerini.

 

"Aç kurt gibi yedin beni resmen. ".

 

dedi Åžebnem nefes nefese.

 

Maraz Ali hala doymamış gibiydi o dudaklarda ki tada nasıl doyabilirdi ki

 

Dudaklarını diliyle yaradı Maraz Ali can acıtan iştah kabartan bir yavaşlık la.

Åžebnem kendinden hiç beklemediÄŸi bir ÅŸey yapıp kendini bastırdı altındaki sertliÄŸe. Kucağına çıktığından beri kasıklarına daha fazla baskı yapıyor canını yakıyordu. Hiç bilmediÄŸi bir acıydı bu.

 

"Rahat dur dilberim ,bal dudaklım irademin son demlerindeyim".

 

"İçimde bir ÅŸeyler oluyor hep böylemi oluyor ".

 

Dedi gözlerini kaçırarak .

 

"Daha fazlası olacak emin ol buna o yüzden bizim derhal imam nikahı kıymamız lazım".

 

" Yaa ".

 

dedi cilveli cilveli.

 

Åžebnem 'in her iki omzuna birer öpücük bıraktı Maraz Ali kokulu kokulu.

 

"Böyle yapmaya devam edersen ben o son damla irademe hakim olamayıp seni ÅŸu masaya yatırıcam ".

 

"Yuh !".

 

"Ne yuhu dilberim kendini bastırıp durduÄŸun ÅŸey bütün kanımı aklımı oraya topladı. 28 yıllık bir açlık var bu adamın vücudunda".

 

"O yüzden mi o kadar abandın üstüme ".

 

dedi sert bir sesle Åžebnem.

 

ÜzülmüÅŸtü bu duruma ne yani sadece 28 yıllık bir açlıkmıydı ona bu ÅŸekilde yaklaÅŸması. Oysa o ona karşı hissettiÄŸi duygular sanmıştı. Emindi de aslında duygulardan dı ama yinede üzüldü duyduÄŸu sözlere.

 

"Soldurma hemen gül goncalarını seni görmeden, kokuna bulunmadan ,tadını almadan önce yoktu bende böyle bi açlık. Ne zaman sen çıktın karşıma ben içimdeki bu adamı hiç tanıyamıyorum" .

 

dedi Maraz Ali kucağındaki Åžebnem 'i masanın üzerine bırakarak.

 

Eliyle Åžebnem 'in iki bacağını aralayıp kendine yer açtı. Bacak arasına girdiÄŸinde yakın temas eder etmez ikiside aynı anda boÄŸukça inledi.

 

"Immhh "

Åžebnem 'in ne kadar naif ve inceyse

 

"Ahhmm !".

Maraz Ali'nin ki bir o kadar kalın ve vahşiceydi.

 

Bütün erkekler mi böyleydi bilmiyordu Åžebnem ama, Maraz Ali'nin ki kesinlikle farklıydı buna adı kadar emindi.

 

"Biliyormusun ".

 

dedi Åžebnem Maraz Ali'nin içini gıdıklayan yanaklarında ellerini gezdirirken.

 

Ses etmedi Maraz Ali sanki sesini çıkarsa bir tepki verse bu an bozulacak ve o karanlık daÄŸ başında tek başına olduÄŸunu ana gidecekti.

 

Öylece gözlerini sabitledi Åžebnem' in gözlerine. Öyle bi bakıyordu ki Åžebnem ne söyleyeceÄŸini unutuyordu. Maraz Ali Åžebnem 'in ruhunu okÅŸuyor gibiydi gözlerindeki parıltıyla.

 

"Biliyormusun bana dokunmasına izin verdiğim tek adamsın.

 

dedi Maraz Ali'nin yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Ortaya çıkan kocaman gamzeleri seyirlik oldu adeta.

 

"Buna nasıl izin verirem bilmirem ama bedenim ezelden beri seni tanıyor ,ruhun ruhumla aÅŸinayla dans ediyor gibi. Tuhaf ama çok güzel bir his sadece senin bana hissettirebildiÄŸin bir his. ".

 

Bembeyaz diÅŸlerini sergiledi Maraz Ali. Dahada büyüyen gamzelerine bakıp iç çekmekle yetinmedi Åžebnem

 

YavaÅŸça yaklaÅŸtı zaten pek bir mesafe yoktu aralarında. Birbirlerinin yüzünü yalıyordu nefesleri.

 

Gözünün önüne yayılan gamzelere kokulu bir öpücük bıraktı.

 

Önce sol tarafa derin kokulu bir öpücük bıraktı. Yüzünü yavaÅŸça çevirdi. Yanakları ikisininde aynı anda alev almış gibiydi. SaÄŸ yanağına yavaÅŸça geçti. Aynı gamzenin üzerine bir öpücük daha kondurdu. Bu adamın her ÅŸeyi onu bu kadar etkilemek zorundamıydı.

 

İçinden çıkan kadına engel olamıyor kendini tanıyamıyordu.

 

Åžebnem kendini geri çekmeden Maraz Ali konuÅŸtu.

 

"Benim İçinde aynı ÅŸeyler geçerli bu mesafeye bu kadar yakınıma gelmeyi baÅŸaran ilk ve tek kadınsın. Ruhumu okÅŸayan bedenimde hüküm süren kalbimi at koÅŸturan tek varlıksın.

Sana dokunmak kalbinde yer edilebilmek hayatımın en doğru kararı. ".

 

"Niye o zaman bir kere bile aramadın beni niye bir haber göndermedin !".

 

dedi Åžebnem iÅŸte yine siniri geri gelmiÅŸti.

 

Kollarıyla daha sıkı sardı Şebnem'i Maraz Ali.

 

"Defalarca haber gönderdim . Ne telefonu açtın nede Mustafa 'nın gönderdiÄŸi kıza cevap verdin. ".

 

Artık emindi Maraz Ali bu işte bir şey vardı. Şebnem mutlaka gelirdi biliyordu. Sadece emin olmak onun ağzından duymak istedi. Ne kadar bu kadına dayanamıyor olsada onu istemeyip gelmemiş olsa bu kadar yakın samimi olamazlardı.

 

"Ne ! ".

 

dedi sesinde ki ÅŸaÅŸkınlıkla ,Maraz Ali ona haber mi göndermiÅŸti üstelik telefonla aramışmıydı. İyide evdeki telefonları bozulmuÅŸtu durduk yere.

 

"Bene hiç kimse haber göndermedi .Evdeki telefon da bozuldi birden bire . Sen bene haber göndersen ben sana çıkan yollara iki elim ganda olsa yine gelirem . O yol sana çıkacaksa ben uÄŸruna ölmeye bile razıyamm..".

 

dedi Åžebnem sonlara doÄŸru daha da cümlelerini bastırarak .

 

"Gelirmiydin senin için bu kadar mı önemliyim ?".

 

dedi Maraz Ali. Gözlerinde ki ışıltılar daha da ışıldarken .

Åžuan Åžebnem 'in gözünde küçük bir çocuk gibiydi.

 

Yanaklarını sıkı sıkı sıkmak koklaya koklaya öpmek istemesi suçmu.

Asla deÄŸil.

 

"Tabi ki gelirdim yeterki sen bana gelmek iste. O yolun sonunda beni bekleyen sen ol. ".

 

"Kurban olsun bu adam sana. Her bir zerrene ,aklımı başımdan alan seni sen yapan her ÅŸeye. Benim yollarım hep sana çıkar ben o yolda hep seni beklerim.

 

Ben sana yolda olurum evde, yuvada.

Ben senin her ÅŸeyin olurum sen yeterki beni iÅŸte. Bana gel beni böyle sev öp kokla. ÖleceÄŸimi bilsem benden tek bir parça bile kalmayacağını bilsem ben yine sana gelirim .

 

Diyip derince bir iç çekti Maraz Ali ardından devam etti fısıldar bir ÅŸekilde.

 

Seni seviyorum yeÅŸillerin en güzel tonu. Seni seviyorum kokuların ahengi kadın. Seni seviyorum ruhumu yeniden var eden kadın. Seni seviyorum nefesim ".

 

Diyip sert bir öpücük bıraktı Åžebnem in dudaklarına. Ardından alnından öptü.

 

"Helalim ol biran önce ayrı kalmayalım artık. Hep kollarımda hep kollarında olayım ".

 

diyip Åžebnem 'in yaÅŸ akan gözleriden öptü.

 

"Beni cimdik bi tene".

 

dedi Åžebnem . Bu yaÅŸadıkları resmen rüya gibiydi. Gerçek olamayacak kadar güzel. Gerçek olamayacak kadar mucizeydi. Oda bu kadar güzel ve derin sevilebilirmiydi.

 

Maraz Ali karşısında ÅŸok geçirmiÅŸ gibi duran kadının alt dudağını ısırdı.

Cimdiklemekten daha etkili daha zevkli bir ÅŸeydi.

 

"Ahh !

 

Cimdikle dedim yaa!".

 

dedi hiçte sinirlenmiÅŸ bir hali yokken..

 

"Bence bu daha iyi oldu daha çabuk ayıldın. İstersen bir kere daha ısırayım ne dersin ".

 

Omzunu silkti Åžebnem küçük bir kız çocuÄŸu gibi.

 

"Bak yapma ÅŸöyle ÅŸeyler ısırırım ".

 

"Yaa ".

 

"Yerim seni gel buraya. ".

 

Diyip sarıldı Maraz Ali'yle Şebnem sıkı sıkı.

 

Hala sarılmaya devam ederken Şebnem.

 

"O zaman bana neden hiç haber gelmedi kim engel oldu buna. ".

 

Geri çekti Maraz Ali kendini hiç istemesede.

 

"Bu işte bi bokluk var biliyordum işte ben duygularımdan, duygularından emindim . Ama bunu yapmaya kim cesaret etti bundan emin değilim.. .

Eve gidince halledeceğim sen sıkma canını. ".

 

"EÄŸer o kimse onu birlikte dövah tamam mi. Tek başına dövme sakın ".

 

"Kıyamam ben senin bu pamuk ellerine. Sen sadece kendine iyi bak ve beni hep çok sev.".

 

Ellerinde tuttuÄŸu pamuk kadar yumuÅŸak ellere birer öpücük kondurdu.

 

"Seviyorsun dimi sende beni . Seviyormusun ".

 

Adeta sevmesi için yalvaracak gibiydi karşısında ki bu küçük kadına.

Hayatında hiç yalvarmamıştı gördüÄŸü o kadar iÅŸkenceye ölümden döndüÄŸü anlarda. Sevdiklerini kaybederken bile yalvarmamıştı.

 

Ama ona yaÅŸadığını hissettiren onunda çıkarsız sebepsiz sevilebilecegini gösteren bu kadın onu sevsin diye yalvara bilirdi.

 

"Ben seni sevmeyi birini sevmeyi seni görünce öÄŸrendim. Sende ki sevgi içimdeki büyüyen ÅŸey bambaÅŸka. Anneme babama duyduÄŸum bir sevgi gibi deÄŸil bambaÅŸka. Neden sevirsen diye sorsan sebebini bilmem. Sebepsizce sevirem seni.

 

Seni seviyorum Maraz Alim ".

 

dedi Şebnem. İki birbirlerine aşina ruh. Dudaklarınında hayat buldu bir kez daha.

 

Bir kaç dakika sonra nefes nefese geri ayrıldılar.

 

"Artık eve getmem lazım. Lütfü emim gene tersinden gahmış. GudurmuÅŸ gene terör estirir".

 

"O Lütfüyü öldürecem bir gün ama ne zaman ÅŸerefsiz it. Sesini bile yükseltirse sana hemen bana gel. SoluÄŸunu keserim ben o itin ".

 

"Nedense bana pek bulaşmıyor eskisi gibi. ".

 

'Demekki yaptığım uyarılar işe yaramış'

 

diye geçirdi içinden Maraz Ali.

 

Kapı çaldı o anda.

 

"Beyim attık getmemiz gerek ".

 

diyen Mustafa'nin sesi duyuldu.

 

Ne ara gelmiÅŸti bu herif buraya.

 

"Bu da kokumu mu alıyor ne ".

 

Güldüler birlikte.

 

İşte o an Şebnem 'in aklına o anlar geldi.

 

"O gün ben ÅŸarkı söylerken bizim camın önünden geçen sendin dimi. Çünkü o koku çok baÅŸkaydı daha önce hiç solumadığım bir kokuydu. Ve ".

 

diyip duraksadı .

 

"Ve ".

 

dedi Maraz Ali.

 

"Ben o gün dedim ki benim kocam olsa böyle bir parfüm sıhmasına asla izin vermezdim . Yani Mustafa'nın senin kokunu alması çok normal. Sen gelmeden kokun geliyor çünkü. ".

 

"Demek sen o gün benim kokumu beÄŸendin. Ya o koku benim olmasaydı. ".

KaÅŸlarını çattı Maraz Ali içine öfke doldu bir anda .BaÅŸka bir adamın kokusu beÄŸenmesini asla istemezdi. Bir koku beÄŸenecekse kendi kokusunu beÄŸensindi. Zaten de beÄŸeniyordu.

 

"Sonuçta zaten senin kokun çatma gaÅŸların hemen ".

 

dedi Åžebnem elleriyle Maraz Ali'nin kaÅŸlarını düzeltirken.

 

"Gidah artıh hiç gitmek istemesemde gitmek zorundayam".

 

"Gidelim tamam ama yine gelirim ".

 

"Gel beklerim ".

 

dedi Şebnem masadan Maraz Ali'nin yardımıyla inerken.

 

Maraz Ali'nin dağılmış saçlarına yakası açılmış üniformasına baktı.

 

"SavaÅŸtan çıhmış gibisen".

 

"Ama sen cenneten düÅŸmüÅŸ gibisin ".

 

diyip derince iç çekti Maraz Ali.

 

Ellerini Åžebnem'in dağılmış saçlarına atıp güzelce düzeltti. Yere düÅŸen yazmayı alıp silkeledi. Burnuna dayayıp kokladı elinde ki yazmayı.

 

"Başka yazma var mı burda bu bende kalsın ".

 

"BaÅŸka yoh ki ".

 

dedi Åžebnem yüzündeki tebessümle.

 

"O zaman bana senden bir parça ver".

 

"Kalbimi verdim ya".

 

dedi Şebnem kıkırdayarak.

 

"O hep benim zaten onu hep solumda taşıycam . Sağımda taşımak kokunu her özlediÄŸimde koklamak için sağımda olmalı senden bir parça ".

 

"Kokumu özleyince bana gel o zaman ".

 

"Ben sana hep gelirim sen bana verecek bir ÅŸey bul ".

 

"Ne verim yaw ben sene bir ÅŸey yoh ki ".

"Ne kızıyorsun ".

 

"Kızdırma o zaman Maraz Ali !. neydim ne verim ahan ".

 

"Bundan sonra pencereni hep açık tut. ".

 

"O niyeymiÅŸ ".

 

"Kokuna bulanmadan uyuyamamda ondan. ".

 

"Ananı gönderir istetirsen beni o zaman hep kokuma bulanırsan rahat rahat. Cam felan açamam ben benlik bir durum deÄŸil . ".

 

"Sana kurban olurum ben . Åžu sert hallerin yok mu hiç olmayacak ÅŸeyleri yapmak istiyorum sana. ".

 

diyip yutkundu Maraz Ali. Aklından geçen ÅŸeyler hiçte hayre alamet deÄŸildi.

 

"Dikkatli git ben zaten bir bakışlık mesafede arkanda olacağım ".

 

dedi Maraz Ali.

 

"Tamam ".

 

dedi Åžebnem.

 

Önce Maraz Ali ayrıldı dükkandan ardından Åžebnem.. Åžebnem eve girene kadar Maraz Ali ardından geldi. Tabi Maraz Ali'ye eÅŸlik eden Mustafa da.

 

Åžebnem 'in kapıyı kapatınca Maraz Ali Mustafa 'ya döndü.

 

"AraÅŸtırdın mi neden Arzu yalan söylemiÅŸ. ".

 

Dedi sert ve tok sesiyle.

 

"Beyim Arzu'yu o günden sonra bir türlü bulamadık. Resmen sırra kadem basmış durumda. Hiç bir yerde yok.

 

"Ne demek yok lan !kim ne yapsın Arzu 'ya . Eti ne budu ne o kızın. ".

 

"Bilmirem beyim nenesi bile yoh her yeri aradıh. Kim yardım etmişse ona her şeyi en ince ayrıntısına gadar dikkat etmiş. ".

 

"Siktirme bana şimdi dikkat etmesini. Siz ne bok yiyirdiz. Aramayı bırakın ben halledeceğim. ".

 

dedi Maraz Ali sert adımlarını daha da sert atarken.

 

Yarım saat içinde evinin önüne geldi Maraz Ali.

 

'İnÅŸallah tahmin ettiÄŸim kiÅŸi deÄŸildir . İnÅŸallah sen çıkmazsın '.

 

diyip evin kapısına yöneldi.

 

Dışarda ve içerde olan korumaların selamını alıp kapıyı tıklattı.

 

Karşısında daha önce görmediÄŸi bir yüz gördü.

 

Bakışlarını karşıya dikti . Gözlerini Åžebnem de baÅŸka gözlere deÄŸdirmek istemiyordu.

 

"Çekilir misin ".

 

dedi tok sesle.

 

Karşısındaki daÄŸ gibi duran adamı yutkunarak süzdü YeÅŸim. Bu nasıl bir adamdı böyle. Günlerce koynundan çıkmaz istemezdi.

 

Ayaklarını hiç çekmek istemesede yavaÅŸça çekiÅŸli kapının önünden.

 

Maraz Ali kadının ona olan bakışlarını fark etmiÅŸti. İlk defa bir kadın ona böyle bakıyor deÄŸildi. İçeriye doÄŸru attığı sert adımlardan sonra olduÄŸu yerde durdu.

 

O sırada YeÅŸim zaten onu süzüyordu arsızca.

 

"O gözlerini indir bir dahada ben varken kafanı yerden kaldırma. Kadın olduÄŸun umrumda olmaz. !".

 

dedi Maraz Ali sert sesiyle.

 

Bu durumun normalde Yeşim 'i korkutması lazımdı ama aksine onu daha da hırslandırdı bu adama kesinlikle yaklaşmalıydı yaklaşmakta kalmamalıydı.

 

Maraz Ali arkasında bıraktığı kadının cevabını beklemeden salona doÄŸru yol aldı. Bugün geleceÄŸini Mustafa dan baÅŸka kimse bilmiyordu. Kimseye bir ÅŸey dememesi de tembihlemiÅŸti Mustafa 'yı.

 

Salonda oturan babaannesi çarptı gözüne.

 

"Marazım nenesi gurban hoş geldin oğul".

 

dedi Sultan hanım sesine yansıttığı sevinçle.

 

Maraz Ali yaÅŸlı kadına yaklaÅŸarak elini öptü ardından sarıldı. Ama eskisi gibi deÄŸildi yaÅŸlı kadına.

 

"Ne oldi niye bele soğuhsan Marazım".

 

dedi yaÅŸlı kadın sesinde bu defa hüzün vardı.

 

Maraz Ali hiç lafını dolandırmadı dolandırmazdıda zaten.

 

"Sen mi yaptın ".

 

dedi. Sesindeki hafif sertlikle.

 

"Neyi ".

 

dedi yaÅŸlı kadın dümdüz bir sesle . Maraz Ali eÄŸer babaannesi tanımıyor olsa, bu dümdüz ses tonuna ifadesiz yüz hatlarına inanıp kadının hiç bir ÅŸey den haberi olmadığını sanardı.

 

Ama bu kadının elinde büyümüÅŸtü. Tanıyordu bu kadını neler yapabileceÄŸini biliyordu. Tabi aldığı eÄŸitimler sayesinde de okuyordu insanların yüz ifadesini.

 

"BilmiyormuÅŸ gibi yapma Arzu 'yu neden gönderdin mesela. Nerede Arzu. ".

 

KöÅŸeye sıkışmıştı Sultan hanım . Bu kadar çabuk öÄŸrenmesini hatta dönmesini bile beklemiyordu Maraz Ali'nin.

 

"Ben gönderdim Arzu'yu korunaklı bir yere düÅŸmanları vardı bilirsen burada daha fazla duramazdı".

 

Maraz Ali sinirlendi babaannesi kalıp uydurdukça uyduruyordu .

 

"Yalan söyleme babanne Arzu en çok bu evde güvendeydi. Bunu sen de ben de çok iyi biliyoruz !".

 

Dedi Maraz Ali yükselttiÄŸi sesiyle.

 

"Haddini bil Maraz Ali ben senin nenenem sesini kıs".

 

"O küçük Maraz Ali yok karşında bana öyle bakma babanne. Ya ÅŸimdi gerçekleri söylersin yada ben öÄŸrendiÄŸimde her ÅŸey bambaÅŸka olur! ".

 

İçi ürperdi yaÅŸlı kadının karşısında ki torununu tanıyamıyordu. Ama bildiÄŸi bir ÅŸey vardı ki aÄŸzından çıkan her ÅŸeyi yapardı Maraz Ali.

 

"Ben yaptım her şeyi ben seni uzah tuttuhca sen her defasında soluğu o gızın yanında aldın. Emin Fatih 'in sonu oldu o aile!. "

 

diye bağırdı Sultan hanım sesi titriyor nefesi yetmiyordu. Kalktığı koltuğa geri oturdu.

 

"Sen de mi mahvolmak istirsen sen de mi genç yaÅŸta göç bu dünyadan . Uzah dur onlardan. Suç benim aslında o gızla ilk garşılaÅŸtığın gün o gız buralardan getmeliydi.".

 

dedi ağlamaklı sesiyle kaldıramıyordu artık yaşadıklarını. Aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyordu.

 

"Sen ! sen hep bizi mi izledin .".

 

dedi Maraz Ali sesini alçaltarak .

 

"Ben sizi izlemedim. O gün meydanda gördüm sizi. O gızi nasıl goruduÄŸun ona nasıl bahtığına ÅŸahit oldum. SaÄŸlık ocağından gelirdim. ".

 

dedi Sultan hanım. Maraz Ali'ye ne kadar masum bir ÅŸekilde anlatıyor olsada aslında hiçte masum deÄŸildi bakışları . Bir çift kem gözler ona aitti zira.

 

"Uzah dur o gızdan senide toprak alsın istemirem oğlum ".

diyip hıçkıra hıçkıra aÄŸladı Sultan hanım.

 

Maraz Ali dayanamadı yaşlı kadının ağlamasına. Yanına gelip oturdu dizinin dibine.

 

"Ona tek bir kötü laf etme. Amcamın yaÅŸadıkları olanlar onun suçu deÄŸildi. ".

 

dedi sakın sesiyle.

 

Yaşlı kadın sinirlendi

 

"Ben sene uzah dur diyirem sen bene bunları diyirsen cevabın bumi . ".

 

"Bu ! sakın ona elini süreyim deme babanne yoksa hiç bilmediÄŸin yüzümle tanışırsın. ".

 

dedi. 

 

O sırada aÅŸağıdan gelen seslere indi Nurten hanım . Yine baÅŸ aÄŸrısı tutmuÅŸtu. İçindeki dinmeyen acısı genç kadını günden güne eritmiÅŸ bitmeyen hastalıklara gebe kalmıştı.

 

"OÄŸlum! Oy anasi gurban ".

 

dedi Nurten hanım basamakları hızla inerken.

 

"YavaÅŸ ol anam " .

 

dedi Maraz Ali annesini son iki basamak kala kollarıyla sararken.

 

Bu evde özlediÄŸi burnunda tüten iki kadından biriydi. DiÄŸerlerini pek özlediÄŸini söyleyemezdi.

 

"Ne zaman geldin kokuna gurban . Açmısan hemen hazırlıyim bir ÅŸeyler.

 

"Yok anam aç deÄŸilim bir duÅŸ alıp uyuycam".

 

Uykusuzdu saatlerdir gözüne uyku girermiydi bilmiyordu ama yinede bir uykuya ihtiyacı vardı.

 

"Tamam ana gurban odanda ki hamama gir gazani yakmıştı kızlar hazırdır orasi. ".

 

"Tamam anam ".

 

diyip başının üzerinden öptü annesini.

Ardından kendi odasına doğru yol aldı.

 

Nurten hanım sessizce iki büklüm oturmuÅŸ kaynanasına döndü.

 

"Eymisen ana neyin var tansiyonun mi çıhti".

 

dedi telaşlı sesiyle.

 

"Eyem gelin yoh bir ÅŸey YeÅŸim 'e dede bi ayran çalsın bene ".

 

"Tamam ana hemen diyim ".

 

Sultan hanım önüne konan ayranı içerken YeÅŸim hamam çıkmak üzere olan Maraz Ali 'yi bekliyordu. Maraz Ali'nin odasının kapısi aralık kalmıştı fırsat bu fırsattı onun için. Bütün odaların kime ait olduÄŸunu bu üç gün içinde öÄŸrenmiÅŸti zaten. Tek yapması gereken yakalanmamak.

 

Bir bahaneyle çıkmıştı yukarıya bir an önce geri dönmeliydi.

 

'Çıksana artık be sanki ne yapirsen orda. '. .

 

diye söylendi kendi kendine.

 

Sanki YeÅŸim 'in serzeniÅŸini duymuÅŸ gibi hamamdan sadece belindeki havluyla çıkan Maraz Ali ,YeÅŸim için görsel bir ÅŸölen sunmuÅŸtu. Öyleki YeÅŸim 'in aÄŸzının suyu akıyordu yerdeki cilalanmış tahtalara.

 

Kapının açık olduÄŸunu tenine dokunan hafif yelden hisseden Maraz Ali kapıya doÄŸru yaklaÅŸmaya baÅŸladı.

 

O sırada YeÅŸim gözünün önündeki sıra sıra olan baklavalardan ,geniÅŸ omuzlarla süslenmiÅŸ göÄŸüs kaslarınından bakışlarını alamıyordu. Çünkü önündeki manzara dudaklarını ateÅŸe çevirmiÅŸti .

 

Dudaklarını yalayarak geçirmek istedi yangını ama o sırada ona doÄŸru gelen sert adımları duymasıyla, kendini hemen yan duvarın arkasına sakladı.

 

Maraz Ali açık olan kapıyı kapattı. Pencereler kapalıydı çünkü. Geriye tek kapı kalıyordu.

 

Üzerine sadece bir eÅŸofman altı giyip yatağına uzandı. Elinde yine dilberinin yazması vardı. Koklaya koklaya uykuya daldı. Sanki Åžebnem'in kolları arasında idi.

 

Aradan ne kadar zaman geçti bilinmez odasının kapısı alacaklı gibi çalındı.

 

"Kah lan artık gız istemeye gideceyih sen hele yatirsan".

 

dedi Ahmet hala Mesut olacak herif onu hatırlamamıştı. Yetmiyor gibi bir türlü gece gözlü sevdiÄŸini göremiyordu.

 

"Gış uykusuna mi yattın Maraz Ali ".

 

dedi Ahmet bu defa kapıyı kırarak.

 

Maraz Ali fısıltıyla gelen seslerle uyanmıştı ama . Yinede kalkmak istemedi. Biraz daha çalsınlar uÄŸraÅŸsınlar istedi. Artık bedeni her ÅŸeye o kadar hassastı ki yıllarca teröristlerle mücadele etmek onu baÅŸtan yaratmış.

 

Dikkatli , daha sert çıt bile çıksa duyacak kadar hassas bir adam olmuÅŸtu.

 

Yerinden yavaÅŸ yavaÅŸ kalkıp kapıyı açti.

Sanki yeni uyanmış gibiydi hali.

 

"Ne bağırıyorsunuz oğlum derdiz ne".

 

"Lan saat oldu altı buçuk gız isteyeceyıh sen hele uyirsen!".

 

"Ne kızı lan ne diyorsun ".

 

dedi Maraz Ali kaÅŸlarına düÅŸen saçlarını düzeltirken.

 

"Mehmet 'e Esma'yı isteyeceğiz ".

 

"Ee banane gidin isteyin".

 

Aslında oda deli gibi katılmak hem Åžebnem 'i görmek hem de bu mutlu anda çocukluk arkadaşının yanında olmak istiyordu. Ama biraz eÄŸlenmekten zarar gelmezdi.

 

"Sende gel abi ya sen isteyince verir o Lüftü. Hem ÅŸu kıl kuyruk Mesut artık karışmaz belki. ".

 

"Mesut

düÅŸünür gibi yaptı Maraz Ali

 

hangi Mesut ".

 

dedi ardından.

 

"Yav ÅŸu derede boÄŸulurken kurtardığın Mehmet'in sürekli doktorluk oynamak istediÄŸi çocuk ".

 

"Hmm hatırladım ÅŸimdi. İyi bakalım bekleyin üzerimi giyip geleyim. .".

 

Maraz Ali hızlıca keten gri bir pantolon üzerine kumaÅŸ siyah tam kalıp bir gömlek giydi. İlk üç düÄŸmesini kapatmayıp künyesini görünür hale getirdi.

 

Onlar yola çıkarken YeÅŸim en ince ayrıntısına kadar süzdü Maraz Ali 'yi. Maraz Ali'nin yanında ki adamlarda iyiydi. Ama Maraz Ali kadar heybetli deÄŸildi.

 

Onlar yol almışken Esma mi ne yapıyordu. Abisine sorun çıkarmaması için dil döküyordu.

 

Zaten babası Lütfü 'nün cinleri yine gelmiÅŸti birde abisi sorun çıkarsın istemiyordu.

 

Üzerine giydiÄŸi siyah belden oturan kalem elbiseyle adeta göz kamaÅŸtırıyordu. Gülce o kadar yanaklarını sıkmıştı ki kızarsın diye hala sızlıyordu. Allah'tan Åžebnem gelmiÅŸ;

 

"Gız durun allık geldi bugün ÅŸehirden onu sürelim. Ne yapmışsın Gülce ya gıza ".

 

"Ne olmuş annem hep bele yaparmış bende yapım dedim".

 

"Ey halt yedin bacım ".

 

Omuz silken Gülce ye güldü İki kız. Tabi Gülce geri kalırmı sanki ona gülmüyormuÅŸlar gibi katıla katıla güldü.

 

Esma son kez abisine kedi yavrusu gibi bakıp ;

 

"AÄŸbi nolur bak bu defada başına çay dökme Mehmet 'in -"

 

"Oda camın dibinde olmasaydı ben mi dedim orda ol. ".

 

dedi Mesut omuz silkerek.

 

"Ya ayakkabılarını alıp köpekleri saldın üstüne yaa"

 

dedi Esma üzgün çıkan sesiyle.

 

"Yetmedi yardım için motoru getirince içtiÄŸi bir yudum suya misil attın. Üç gün boyunca adım bile atamadı buralara. ".

 

"Az attım ben onun bünyesi zayıfsa benim suçum mu ?".

 

"Ne azı ağbi ya resmen şişeyi boşaltmıştın".

 

dedi Åžebnem söze girerek.

 

Mesut tam cevap verecekken kapı çaldı.

 

"Kapıyı aç hadi bu defada kök salmasın kapıda ".

 

Esma Åžebnem Gülce aÅŸağıya inmeye giderken Lütfü 'nün ;.

 

"Ne behlirsiz gız muhtarın garisi mi gelip açacah gapiyi gelip açsaza".

 

dedi her zamanki hoÅŸnutsuz sesiyle .

 

"Gızlar size bir şey diyecam ".

 

dedi Gülce ciddi bir ses tonu ve ona eÅŸlik eden yüz ifadesiyle.

 

"Acaba bu Lütfi amca it kafası felan mi yedi ufakken . ".

 

"Niye gız ".

 

dedi Esma.

 

"İt gibi havlir durirda ondan".

 

dedi Gülce.

 

Hep birlikte güldüler basamakları inerken.

 

"Gız Allah belan vermiye Gülce abla ".

 

dedi Esma gülerek. Gerçekten babasının bir kere bile düzgün, sakin konuÅŸtuÄŸunu duymamıştı.

 

Kapıya gelen Esma yavaÅŸça kapıyı açtı.

 

Normalde erkekler açardı kadınlar deÄŸil ama bu defa iÅŸler farklıydı.

 

İçeriye önce Mecit hocayla Hatun hanım girdi. Ardından Dilara ve Amcası Faruk. Amcası Faruk'un eÅŸi Kezban ve onun ardında Ahmet.

 

En sona iki kiÅŸi kalmıştı. Åžebnem 'in bir türlü gözlerini alamadığı o kiÅŸi.

 

Tüm heybetiyle gülen gözleri buram buram gelen kokusuyla Maraz Ali .

Ardından yüzünden silinmeyen tebessümle içeriye simsiyah takımla giren Mehmet.

 

Siyah takımlarla jilet gibi olmuÅŸtu Mehmet. Esmay'la anlaÅŸmış gibi uyum içindeydiler.

 

Hep beraber yukarıya çıkmış erkekler misafir odasına kadınlar oturma odasına geçmiÅŸti.

 

HoÅŸgeldin nasılsın daha daha nasılsın faslından sonra söze girdi tekrar Mecit hoca.

 

"Sebebi ziyaretimiz belli Lütfü Allah'ın emri peygamberin kavliyle, gızın Esma'yi oÄŸlum Mehmet 'e eÅŸ olsun yoldaÅŸ olsun, cennetlerini tamamlasınlar diye isterim. ".

 

"Bilirsin Mecit hoca tek gızim var benim. Her ÅŸeyi ey olsun isterem. Buna gücün varmıdır".

 

Mecit hoca cevap veremeden Mehmet atıldı söze

 

"Gözünün deÄŸdiÄŸi her ÅŸeyi alamam belki ama gözünde de koymam. Varımı yoÄŸumu önüne sererim. Canımı istese veririm. Elini sıcak sudan soÄŸuk suya sokmam demem ama ele güne ana babasına muhtaç eylemem . İşimin kazancı bol rızkı bereketli ".

 

dedi Mehmet. Ne de güzel konuÅŸmuÅŸtu öyle. Esma 'nın gözünden yaÅŸlar aktı.

Bu kadar güzel sevilmek anca bu adama yakışırdı zaten. Hayatının en doÄŸru kararıydı ona gönül vermek.

 

Maraz Ali oturduÄŸu yerde daha da diklendi.

 

"Mehmet 'i hepimiz tanır biliriz. Taşı sıksa suyunu çıkartır evel Allah.

Bende her zaman arkasında olurum maddi manevi. ".

 

Mesut girdi söze Mehmet'in dedikleri ondan büyük bir onay almasına sebep olmuÅŸtu. Bacısını emanet edeceÄŸi tek adamdı .

 

"Bacımın gözünden akan tek bir yaşı senden bilirim. Oldu da ah dedi bilki birdaha bırak yüzünü görmeyi nefesini bile hissettirmem sana ".

 

dedi Mesut.

 

"Onun gözünden düÅŸecek her yaÅŸ edeceÄŸi ah benim öldüÄŸüm gündür ".

 

dedi Mehmet.

 

"Ee Lütfü ne diyorsun ".

 

dedi Maraz Ali.

 

"Verdim gitti ".

 

dedi Lütfü bir anda.

 

Mehmet 'in yüzündeki tebessüm kocaman bir gülümsemeye döndü.

 

"Allah ! verdi oÄŸlum verdi gözümün çiçeÄŸini verdi. ".

 

diyip herkese teker teker sarıldı Mehmet . Öyleki Lütfü 'ye bile sarılmıştı.

 

Kadınlarda teker teker birbirlerine sarılmış bu güzel haberi sevinçle taçlandırıyorlardı .

 

"Hele getirin ÅŸerbetleri".

 

dedi Lütfü.

 

Onların adette kız verince araları tatlı olsun huzursuzluk olmasın diye ÅŸerbet içilirdi. Ağız tatlılığı derlerdi bu adete.

 

Esma kalbi ellerinde titreyen ayaklarıyla adım attı misafir odasına.

 

Teker teker herkese şerbet dağıtıp son kez Mehmet 'e bakıp kadınların yanına geldi.

 

Åžerbetini içen Mecit hoca lafa girdi;

 

"O zaman sizin içinde uygunsa bu pazar söz keselim Lütfü. ".

 

"Bu kadar erken mi ".

 

dedi Mesut.

 

"Hayırlı iÅŸi geçe kalmaz genç ".

 

dedi Mecit hoca.

 

"Öyle olsun kadınlar aralarında halleder her ÅŸeyi Mecit hoca ".

 

dedi Lütfü.

 

Åžerbetler içilmiÅŸ doya doya sohbet edilmiÅŸ. Ne gerekliyse her ÅŸey en ince ayrıntısına kadar incelenmiÅŸti.

 

"Eh artık bize müsaade ".

 

dedi Mecit hoca.

 

"Müsaade sizin Mecit hoca ".

 

dedi Lütfü.

 

"Valla baban okudi üfledi mi ne yetti Mecit hoca bir gaç saatliÄŸine insan mı oldi ne ".

 

dedi Gülce.

 

"Sus bir Gülce yaa güldürme ".

 

dedi Åžebnem.

 

"Asıl sen ağzın kapat yedin bitirdin oğlani".

 

"Ne oÄŸlani be!".

 

dedi Åžebnem hala gözleri tam karşısında oturan sevdiÄŸinden almazken.

 

"Ne oÄŸlani olacak Maraz Ali eniÅŸtemden bahsedirem.".

 

dedi Gülce.

 

"En azından ben göz kırpıp omuz sallamirem senin gibi ".

 

dedi Åžebnem Esma'ya doÄŸru.

 

"Kim ben mi ".

 

dedi Gülce.

 

"Yoh nene.".

 

dedi Åžebnem.

 

O sırada erkekler ayaklanmış kadınlarda çıkmak için kalkmıştı. Herkes teker teker çıkarken ,en sona yine Mehmet ve Maraz Ali kalmıştı.

 

Şebnem sadece Maraz Ali'nin duyacağı bir sesle ;.

 

"Kapat ÅŸu göÄŸsünü baÄŸrını Maraz Ali.

Ne açmış dolanirsen !".

 

dedi sesindeki sinirle.

 

Maraz Ali 'nin kaşları havalandı. Dilberi kıskanmışmıydı onu.

 

"Kıskandın mı ben sadece sen gör istedim ".

 

dedi. İç çekti Åžebnem görmüÅŸtü görmesinede daha bugün sabahında yaÅŸadıkları yetmezmiÅŸ gibi birde öyle görmek hiç yaramamıştı ona.

 

"Ne kıskanacam üÅŸüme diye dedim".

 

"Bu sıcakta mi?"

 

"Hee ne olmuÅŸ Alla Alla ".

 

"Senin o dillerini yerim ".

 

dedi Maraz Ali bir adım daha atmam isterken .

 

"Hadi birader gidin artık ".

 

Dedi Mesut. Ne konuÅŸtuklarını duymamışti ama bu iki adamda bir an önce gitmelilerdi artık evinden .

 

"SaÄŸol be doktor güzel kovdun .Ama bir ÅŸeyi unutma ben bu evde hep kalıcıyım, ve bu evde alacağım bir emanetim var. ".

 

dedi tok ve sert sesiyle.

 

Mesut hiç istifini bozmadı ama Mehmet'ten daha diÅŸli bir adam olduÄŸunu her halinden belli eden adama uzun uzun baktı.

 

"Emaneti olan biziz kolay kolay alamazsın şimdi yolu biliyorsunuz ".

 

dedi Mesut hem Şebnem 'i hem Esma'yı kolunun altına alırken.

 

Dışarıya çıkan Mehmet ve Maraz Ali kapının kapıyla iç çekti.

 

"Oğlum iki dakika konuşamadım lan bi izin vermedi hayvan herif ".

 

dedi Mehmet.

 

"Adam harbi kıl oÄŸlum çekilmez bu . Çabuk dalarım ben buna".

 

dedi Maraz Ali.

 

"Dayanmamız lazım oğlum en azından sevdiklerimizi alana kadar. ".

 

dedi Mehmet içli içli .

 

"Desene köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceÄŸiz ".

 

"Öyle gardaşım öyle ".

 

dedi Mehmet.

 

"Valla bene hava hoÅŸ benim ele bi sorunum yoh .".

 

dedi Ahmet.

 

"Her zaman iki ayak üzerine düÅŸürsen oÄŸlum kurt ÅŸeyi mi var sende ne".

 

"Niye tamamlamadin la cümleyi. Nenem de hep derdi sende kurt amcıği var diye. ".

 

dedi Ahmet

 

"Abdesliyem oÄŸlum abdestim bozulmasın diye. Hem günaha girmiyim da ".

 

"La bi get sanki heç küfür etmir".

 

"Senin gibi küfürbaz haydo deÄŸilem olum ben ".

 

dedi Mehmet.

 

Üç arkadaÅŸ sohbet ede ede hep geldikleri kahveye geldiler.

 

O sırada oÄŸlunu arayan Adem bey aldığı haberle güzel bitmeye niyetlenen geceyi kana bulamak için hazırlık yapıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

Evetttt bölüm sonu. Bölüm çok uzun olacağı için part 2 yapacağı. 4763 kelime Oldu bu bölüm. BeklediÄŸinize deÄŸdi bence.. inÅŸallah sizde oy ve yorum yaparak benixe mutlu edersiniz.

 

100 yorum istiyorum arkadaÅŸlar.

 

Bu arada kem göz kimmiÅŸ öÄŸrendik babaannesiymiÅŸ.

 

Lütfü sonunda verdi Esma yı .

 

Peki Mehmet'in konuşması ah bittim

 

Maraz Ali ve Åžebnem in öpüÅŸme sahneleri anam bir türlü ayıramadım kiz . Resmen kendileri yazdı Haa.

 

Uzun zamandır onlari pek okuyamadık. Bu bölüm onlara doyduk gibi.

 

Peki ya Yeşim o nasıl sizce.

 

Başımıza bela olur mu ?

 

İyi okumalar güzel oy ve yorumlar

 

Seviyorum sizi .

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 06.10.2024 20:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi PaylaÅŸ
Loading...