@rzgarhali
|
At arabasından her zamanki gibi eksik etmediği güler yüzüyle indi Aysun .
Bu köyü çok seviyordu. Her yer yemyeşil havası insanı çok güzeldi.
İstemsizce çekiliyordu.
Adı gibiydi Aysun .
Ay gibi beyaz teni güneş gibi hareleri karamel saçları vardı . Rüzgar yeli değse dört bir yana savrulurdu saçları.
İnsanın içini ısıtan gülüşü içini yakan bakışları vardı.
Bu köye geliş sebebi sadece havası yeşili değildi elbet.
Sevdası vardı çimen gözlü kara kaş uzun yağız bir delikanlı sevdiği Semih'i vardı.
Annesi izin vermesede o bu köye gelecek Semih'ini alacak idi.
Şehir kızıydı Aysun. Aynı zamanda yıllar sonra olan tek çocuktu. Gözünün önünden ayırmak istemezdi Kezban hanım .
Ama kızı evde durmak bilmezdi.
Helede her ay köye amcasının yanına gitmesini hiç mi hiç istemezdi.
O köy bela açacaktı kızının başına hele birde sevdaya düşerse hepten beter olurdu kızı.
Köy işi bilmez ev işi bilmezdi kızı.
Köy ekmeği bile yiyemezdi ki onun narin kızı. El bebek gül bebek büyümüştü kızı.
Lakin Kezban hanımın bilmediği bir şey vardı. Kızı çoktan sevdalanmış idi.
Başına da bela almış idi.
İki yakın arkadaş iki kan kardeş aynı kıza sevdalanmış ,Aysun Yiğit 'i seçmişti. Taner ise vazgeçmemişti.
Nerden bilirlerdi ki bu sevda hepsinin sonu olacak idi. Nerden bilecektiler askere giden Taner 14 yıl sonra geri gelecek kara toprak 5 kişinin mezarı olacaktı.
Tanerin güzel başlayan sevdası annesi Sultan hanım yüzünden ,zehirli sarmaşık olacak yoluna çıkan herkese zehir zemberek olacaktı.
Evet geçmişten küçük bir alıntı. Gelecek bölüm geçmişten gelecek.
Her şeyi okuyacağız teker teker.
|
0% |