@s0nwia
|
Günümüz
İnsanlar bazen haksız çıkabiliyorlar. Çünkü hayatın amacı budur işte bu yüzden bazı insanlar hayattan soğuyabiliyor.
Hayallerimi gerçekleştirmek için uğraştığım emeği kimse bilemez. Sırf bale yapabilmek için ben kaç kişiyle savaşmıştım. Ve tahmin edildiği gibi o savaşı kazanmıştım.
Yine ve yine heyecanlı bir şekilde uyanmıştım. Elime telefonumu alıp saate bakmıştım. Saat 06.26'ydı. Erken uyandığımın farkındaydım fakat 1-2 aydır bu saatlerde uyanıyordum. Çünkü 3 ay sonra yurtdışında düzenlenecek olan yetenek yarışmalarından biri olan ve bale yarışmasına katılacaktım. Eğer bu yarışmayı kazanabilirsem sadece bale gösterisi yapacaktım ve bale de Dünya Şampiyonu olabilirdim. Evet biliyorum bu anlattıklarım size saçma gelebilir fakat ben hayalimi gerçekleştirecektim. Yataktan kalktıktan sonra hemen hazırlanmıştım. Üstüme rahat ve bol bir t-shirt giyimiştim. Altına dar bir şort giyidikten sonra hemen bale çantamı hazırlamıştım. En sevdiğim tütü yü koymuştum çantama. Tütü ne diyeceksiniz eğer. Balerinlerin dans ederken giydikleri çok kısa ve kat kat olan kabarık etekliğe verilen isim olan tütü, balerinlerin en dikkat çeken kıyafetleridir. Son olarak çantama pointe mi koyup evden çıkmıştım. Pointe balerinlerin tam anlamıyla parmaklarının ucuna çıkarak dans ederken giydikleri bale ayakkabılarına deniyor. Evden dışarı çıktıktan sonra kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başlamıştım.
"Voilà, voilà, voilà, voilà qui je suis Me voilà, même si mise à nu, c'est fini C'est ma gueule, c'est mon cri, me voilà tant pis Voilà, voilà, voilà, voilà juste ici Moi, mon rêve, mon envie, comme j'en crève, comme j'en ris Me voilà dans le bruit et dans le silence"
Bu şarkının yaygın m yoksa hiç bilinmeyen bir şarkı mı bilmiyordum. Yaklaşık 25 dakikadır yürüyordum ve hâlâ kursun yakınında bile değildim. Şarkı değişip duruyordu.53 dakika sonra kursa gelmiştim. İçeriye girdikten sonra soyunma odasına gidip giyinmiştim. "Ooo Damliş gelebilmişsin bakıyorumda" dedikten sonra "Nasıl olmuşum" demişti." İlk olarak bana sürekli Damliş deyip durma. İkincisi yeni mi aldın" dediğimde başını olumlu anlamda sallamıştı. "Özel üretim. Bundan sadece bende var ve sana da hediyem var" diyerek elindeki hediye kutusunu bana uzatmıştı. "Bunu verdiğim için istemeyeceksin ama doğum gününe 15 gün kaldı ve ben doğum gününde burada olamayacağım için şimdiden vermek istedim" dedikten sonra yanma oturmuştu. Paketi açtığımda içinden bir tütü çıkmıştı. Fakat bu tütü çok farklıydı. Üstünde 3D kelebekler ve kelebeklerin yanında küçük yıldızlar vardı. Pakete geri koyduğumda Sinem'e bakmıştım. "Biliyorum Damla senin bu bale kursuna yazılmak istediğinde yaşadığın onca şeyi biliyorum. Biz seninle çocukluk arkadaşıyız. Ailenin bu konudaki düşüncesinde bile ben senin yanındaydım. Umarım bu sana şans getirir. Ben her zaman senin yanındayım kardeşim. Buradan gidecek olmam senin yarışmana gelemeyeceğim anlamına gelmiyor. Arkandayım kızım sen o yarışmayı kazanırsın" demişti. Duygulanmıştım. Annem benim balerin olmamı saçma buluyordu,babam ise annem ne derse tamam diyordu. Büyüdüm ve hâlâ annem kararının arkasındaydı. Benimle konuşmuyordu. Konuşma planı varmı emin değildim. "Çok teşekkür ederim Sinem. Bu hayatta bana güvenen tek sen varsın. Lütfen beni bırakma" demiştim gözlerim dolarak. "Sakın ağlamıyorsun. Senin güçlü durman lazım. Ve unutma ben senin hep yanındayım. Uzakta olsam bile"diyerek bana sarılmıştı. "Hadi kalk bakalım seni yarışmaya hazırlayalım" gülerek ayağa kalkmıştım."Hayhay" diyerek kurs salonuna gitmiştik
1 Saat Sonra
Antrenman yapmıştım. Fazla yorulmamıştım çünkü artık alışmıştım. "Sinem ben çıkıyorum yarın aynı saatte gelirim" "Tamam balım dikkatli git" "Tamamm" diyerek kurstan çıkmıştım. Sokakta yürürken herkesin bir noktada toplandığını görmüştüm.Kalabalığa doğru yürüdükten sonra bir grup gencin şarkı söylediklerini görmüştüm. Şarkı söyleyen çocuk çok yakışıklıydı. Sanki kızılcık şerbeti Umut ile karşılaşıyordum. Ama sonradan olaylar olaylar. Neyse Allah beni Umut gibisinden korusun. Şarkıyı dinlerken çocuğun sesi çok hoşuma gitmişti.
"Bugün aramadım ama bilir o beni Çok uzaktayım ama görür o beni Eve dönemedim ama bulur o beni Bana acımadı ama sever o beni Bugün aramadım ama bilir o beni Çok uzaktayım ama görür o beni Eve dönemedim ama bulur o beni Bana acımadı ama sever o beni Karşıma geçsin, göğsüme vursun Ben soru sormam, o bana sorsun Kim daha yorgun, kim daha üzgün Bilir o beni, bilir o beni, bilir o beni Karşıma geçsin, göğsüme vursun Ben soru sormam, o bana sorsun Kim daha yorgun, kim daha üzgün Bilir o beni, bilir o beni, bilir o beni Karşıma geçsin, göğsüme vursun Ben soru sormam, o bana sorsun Kim daha yorgun, kim daha üzgün Bilir o beni, bilir o beni, bilir o beni Karşıma geçsin, göğsüme vursun Ben soru sormam, o bana sorsun Kim daha yorgun, kim daha üzgün Bilir o beni, bilir o beni, bilir o beni Bugün aramadım ama bilir o beni Bana acımadı ama sever o beni"
Yarım saat sonra çocuğun sürekli hüzünlü şarkılar söylediğini fark etmiştim. Acaba numaramı yazıp yanında duran çantanın içine atsam beni arar mıydı? Denemekten zarar gelmezdi. Çantamdan bir kağıt kalem çıkartım numaramı yazdım. "0532****** Aramak istersen beklerim" yazmıştım. Mal mısın Damla böyle yazılır mı. Yapacak birşey yok Damla hızlıca çantasına atacaksın ve hızlıca koşacaksın. Utanman gereken birşey yok hızlıca yapacaksın zaten. Hızlı adımlarla çocuğun yanına doğru yürümüştüm. Çocuğun yanına geldikten sonra hızlıca çantasının içine kağıdı koymuştum. Herkes bana bakarken ben hızlı adımlarla kalabalıktan uzaklaşmıştım. Utanman lazımmış Damla biraz daha hızlı yürü. Damla koş! HIZLICA KOŞMANIN VAKTİ!
Eve geldiğimde utancımdan yerin dibine giriyordum. Hemen yatağımın içine girip yorganım ile yüzümü kapatmıştım. O çocuk rüyama girse nolurdu ki. Rüyama gir be zalimin oğlu. Aldım kabul ettim oldu 777 |
0% |