Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm: Maceralı Bir Gün

@sadece_bir_yazar

Güneşin güzel ışıkları ile berbat bir sabaha uyanmıştım. Okul sabahların hiç sevmiyorum. Keşke okul olmasa. Olursa da haftada bir gün olsun. Daha fazla istemiyorum.

 

Düşüncelerimi bir kenara atıp lavaboya ilerlemeye başladım. Yüzümü soğuk su vurup odama geri döndüm. Üzerimi giyinip aşağı indim. Annem kahvaltıyı hazırlamış yemek için beni bekliyordu. Bende annemin karşısına oturup yemeğe başladım.

 

&

 

Kahvaltıdan sonra çantamı alıp okula doğru ilerledim. İleride Mete'yi görünce koşmaya başladım. Yanına gelince yavaşladım. Okula sohbet ederek ilerlemeye başladık. Ama Mete biraz üzgün görünüyordu.

 

"Bir sorun mu var?"

 

"Önemli bir şey değil, boşver."

 

"Seni kim üzdü?"

 

"Babam geri geldi."

 

Onunla birlikte durup konuşmaya devam ettim.

 

"Ne yaptı?"

 

"Anlatmamı ister misin? Biraz uzun ama."

 

"Hiç sorun değil. Seni üzen şeyi anlat, ben sana ne yapabileceğini söyleyebilirim."

 

"Tamam o zaman. Biz normalde beş kardeşiz. Aynı zamanda hepimiz erkeğiz..."

 

"Oha. Abilerinden hiç azar işitiyor musun?"

 

"Babam kadar değil. Baba kelimesini haketmiyor bile. Kaldığım yerden devam ediyim. Babam ben doğduktan sonra içmeye başlamış. Eve gelince de bizi dövüyor işte. İlk önce annemi sonra beni. Okula geldik hadi içeri geçelim."

 

İnanamıyorum. Babasından dayak yemek... Çok zor. Çok. Bir şey diyemiyorum. Benim babam beni çok seviyor. Ama Mete'nin babası çok cani biri. Kim neden çocuğunu dövsün ki?

 

Sınıfa çıkıp sırama geçtim. Bugün düne göre daha çok kişi vardı. Bu kadar kişi arasında nefes alamayacağım için kantine indim. Bu sefer çikolatalı süt almıştım. Boş bir yere geçip oturdum. Merve de çikolata almıştı. Yarısını bana verip karşıma oturdu.

 

"Nasılsın Merve?"

 

"Bildiğin gibi, sen?"

 

"Ben de iyiyim ama sen hiç iyi görünmüyorsun."

 

"Nerden anladın?"

 

"Yüzün düşmüş, kendin gibi değilsin."

 

"Dün babamdan duyduklarım beni üzdü sadece."

 

Bu babaların çocuklarıyla ne derdi var?

 

"Seni canını yakan bir şey mi? Anlatabilirsin."

 

"Evlatlıkmışım."

 

"Nasıl?"

 

"Dün annem ile babam bağırarak konuşuyorlardı. Ne olduğuna bakmak için yanlarına inmiştim. Keşke inmeseydim. Kapıda onlara bakarken babam 'Bizim olmayan çocuğa daha bakamam ben! Ya yeni çocuk doğur yada bunu geri ver!" demişti. Sonra babam beni görüp "Kızım ben şaka yaptım. Doğru değil. Bekl-' onu dinlemeden odama çıktım. Bunca zamandır kandırıldığımı 17 yıl sonra öğrenmem beni yerle bir etti. 17 yıl boyunca ailem olmayan kişilerle büyümüştüm. Bugün eşyalarımı alıp evden ayrılacağım."

 

"Nereye gideceksin peki? Uzak bir yere gidemezsin. Okulun var."

 

"Bilmiyorum."

 

"Benimle birlikte kalmak ister misin?"

 

"Size fazla olurum ama."

 

"Duymamış olayım. Bir kere bizim eve gelen asla fazla olmaz. Tam tersine ailemizin bir parçasıdır."

 

"Ailen beni tanımıyor."

 

"Ben açıklarım. Seni başıboş bırakamam."

 

"Senin gibi bir arkadaşım olduğu için çok şanslıyım Zeynep."

 

"Bende."

 

Ders zili çalınca direk sınıfa gittik. Dersimiz edebiyattı. Onca dersin arasında en sevdiğim ders bu dersti.

 

Erkek hoca enerjik bir şekilde sınıfa girdi. Hoca gösteri yaptıktan sonra herkes oooooo derken ben sadece Mete ile ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Hoca sınıfa göz gezdirirken beni beni farketti. Sonra yanıma gelip "bu hanımefendi de kimmiş?" diyerek beni biraz utandırdı.

 

"Hocam ben Zeynep."

 

"Ben de bu okulun en enerjik hocası Polat. Tanıştığıma memnun oldum. Seninle güzel bir sene geçireceğimi düşünüyorum."

 

Sonra Merve bana dönüp "Kanka senin işin bitti. Hoca böyle dediğinde genellikle o öğrencisi ile çok uğraşıyor."

 

"Aaa Merve'cim oldu mu şimdi? Belki ben arkadaşın ile uğraşmayacağım, onunla eğleneceğim."

 

Polat hoca sonunu söylediği anda sınıfta bir kahkaha tufanı koptu. Ben gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Ama dayanamayıp gülmeye başladım.

 

"Tamam bu kadar gülmek yeterli. Hadi derse geçiyoruz."

 

&

 

İki dersin ardından Koray hoca beni yanına çağırdı.

 

"Zeynep şu nöbetçi öğrenci listeleri alıp sınıflara dağıtır mısın? Benim şuan işim var."

 

"Tabiki hocam."

 

Listeleri alıp tüm sınıflara dağıtmaya başladım. Her bir katta 5 sınıfa vardı. Ben 20 sınıfa hızlıca nasıl dağıtacağım bunları.

 

Her sınıfa listesini dağıttıktan sonra en son 12/E sınıfına gelmişti sıra. Ama sınıfta gördüğüm birisi bana çok tanıdık geliyordu. Gözümü ondan alıp listeyi masaya bıraktım.

 

Bu sınıfında listesini verdikten sonra zil çalmıştı. Dersimiz fizikti. Sınıfa girip hocayı beklemeye başladım.

 

&

 

Koca bir günün ardından Merve'nin evine doğru ilerlemeye başladık. Eşyalarını toplayıp evime gidecektik. Eve girdiğimizde annesi Merve'yi kucaklamaya çalıştı. Ama Merve ondan kaçmıştı. Odasına gidip tüm eşyalarını valizine doldurdu. Babası "Sen mi geldin kızım?" diyerek Merve'nin yüzünde nefret dolu bir yüz oluşturdu.

 

Eşyalarının hepsini aldıktan sonra ayakkabılarını giyip evden çıktı. Son olarak eski evine bir daha baktı. Sonra önüne dönüp evime doğru ilerledik.

 

Yolda giderken karşımıza bir tane adam çıktı. Üstümüze gelmeye başladı. Geriye doğru giderken ayağım taşa takıldı ve yere düştüm. Sonra adam benim üstüme yürümeye başladı. Yüzünde maske vardı. Sadece gözleri açıktı.

 

Ayağa kalkmaya çalıştım ama ayağım incinmişti. Bende geriye doğru sürünerek ilerliyordum. Merve bana yardım etmeye çalışıyordu. Adam bize daha çok yaklaşınca ve bende ayağa kalkamadığım için Merve'yi yormak istemedim. Ona "Merve git." demeye çalıştım ama sesim korktuğumdan dolayı kısık çıkıyordu. Son olarak bağırarak "Merve çabuk git." dedim.

 

"Olmaz seni bırakamam."

 

"Merve o belli ki seni değil beni istiyor. Beni bırak. Polisi ara."

 

O da ne yapacağını bilmiyordu.

 

"Merve! Hadi."

 

"Ta-tamam"

 

Koşarak yanımdan uzaklaştı. Bende o adama dönüp ne yapacağını bekliyordum. Yanıma gelip önüme eğildi. Kulağıma "Beni hatırladın mı matmazel?" fısıldadı.

 

"Murat."

 

Önümden kalkıp "Tanıdın demek beni güzelim. Gel hadi tekrar beraber olalım." Elini uzatmıştı sonda.

 

Eline vurup "Bir daha o hatayı yapmayacağım. Rahat bırak beni!"

 

"Hadi ama. Bir şans daha ver."

 

"Onu beni aldatmadan önce düşünecektin."

 

"Bir dakika... Sen içtin mi?"

 

"Nerden bildin? Senin için içtim."

 

"Bir de benim için içmiş. Allah senin bin belanı versin Murat."

 

"Aaaa insan sevgilisiyle öyle konuşur mu?"

 

"Eğer o kişi sen isen konuşur."

 

"Bak ben sensiz çöllerde susuz kalmış gibiyim. Gel tekrar beraber olalım."

 

"Murat, bak ben seninle olduğum zaman mutluydum. Ama sen Melis ile birlikteyken mutluydun."

 

"Melis yok artık. O gitti. Ondan ayrıldım senle birlikte olacağım diye."

 

"Boşuna ayrılmışsın."

 

"Hadi bu kadar konuşma yeter. Kalk hadi gidiyoruz."

 

Beni kucağına alıp götürmeye çalıştı. Ben dayanmaya çalıştım ama beni alıp götürmüştü. Arkaya baktığımda Merve'nin elinde çubukla geldiğini gördüm. Arabaya binmeden kafasına çubukla vurmuştu. Vurduğu anda Murat yere düştü. Bizde Merve'nin valizini alıp koşarak eve gittik. Biz uzaklaşırken polisler Murat'ı almıştı

 

&

 

Eve girince annem telaşla bizi karşıladı. Ama biz gülüyorduk yaşananlardan dolayı. Akşam yemeğine yetişmiştik. Merve'nin valizini odama bırakıp yemek için aşağı indik. Masada olanları anlattık. Annem şaşkınlıkla, babam hayranlıkla dinliyordu bizi. Özellikle son kısmına çok güldüler.

 

Masadan kalktıktan sonra odama geçip Merve ile birlikte sohbet etmeye başladık. Yatacağımız vakit gelince Merve'yi yatması gereken odaya götürdüm. Bende odama geçip yatağa yattım. Hani başta demiştim ya; güneşin güzel ışıkları ile berbat bir sabaha uyandım diye. Aslında çok maceralı bir sabaha uyanmıştım.

 

Biraz telefona baktım sonra kitap okuyacaktım ama yorgun gözlerim ve bedenim yüzünden ayağa kalkamadım. Bende gözlerimi kapatıp derin bir uykuya daldım.

 

​​​​​​___________________________________

 

Ben bir şey dicem.

 

Eski sevgilisi Zeynep'i buldu. Kıza bir şey olmasın sonra.(Sinsi gülüş)

 

Bir sonraki bölümde görüşürüz

 

ÖPÜLDÜNÜZ 😘

 

Loading...
0%