Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm: Güzel Bir Gün

@sadece_bir_yazar

İşte yeni bir gün işte yeni bir sabah. Alarmın çalmasıyla neşe içinde uyandım. Sonra koridora çıkıp "EV HALKI UYANIN BUGÜN ÇOK ENERJİĞİM!!!" diyerek enerji patlaması yaşadım. Merve odadan gözlerini ovarak çıkmıştı.

 

"Bu saatte bu ne enerji?"

 

"Bilmiyorum. AMA ÇOK ENERJİĞİM!!!"

 

"Off seni dinleyemeyeceğim. Melis abla kahvaltı hazır mı?"

 

"Hazır olmaz olur mu Geçin yiyin yemeğinizi."

 

Annem bizi çağırınca masaya oturup yemeye başladık. Enerjik olduğum için yemek yemem kısa sürdü. Masadan kalkıp odama gittim. Üstümü giyinip çantamı aldım ve oturma odasına geçip Merve'yi beklemeye başladım. Telefonumu ve kulaklığımı alıp müzik açtım ve dinlemeye başladım

 

&

 

"Ne dinliyorsun bakalım?"

 

"Hey, kulaklığımı geri ver!"

 

"Ne dinlediğini öğrenmek istiyorum. Şaka şaka okula geç kalacağız hadi gidelim."

 

Koltuktan kalkıp evin kapısına doğru ilerlemeye başladım. Ayakkabılarımı giyip Merve'nin ayakkabılarını giymesini beklerken Mete de evimizin önünden geçiyordu. Ben neden bu çocuğu çok fazla görüyordum?

 

Merve ayakkabılarını giymişti. Hemen kolundan çekiştirip "Az hızlı ol okula yetişmeliyiz." diyerek koşmaya başladım. Kızmış olmalıydı ki peşimde koşarak geliyordu. Mete'ye vurup daha hızlı koşmaya başladım. Arkama döndüğümde ikisi bir koşarak arkamdan geliyorlardı. Gökyüzüne doğru "BUGÜN KİMSE MORALİMİ BOZAMAZ!" diye bağırdım. Okula yaklaştığımı görünce yavaşladım ve okulun bahçesine giriş yaptım. Bu sefer sınıfa çıkmadım. Sınıftaki gürültüyü şimdi çekemezdim.

 

Yere oturup bir dizimi kendime çektim ve gözlerimi kapatıp gökyüzüne baktım. Çimenlerin üstünde kendimi çok rahat hissediyordum. Güneşin parlaklığı yine çok güzeldi.

 

Yanıma birisi oturmuştu. Ama ben hala gökyüzüne bakıyordum. Sonra gözlerimi açıp gelen kişiye baktım. Tanımadığım bir kişiydi.

 

"Merhaba."

 

"Merhaba, ben 12/E sınıfından Onur."

 

"Ben de 12/C sınıfından Zeynep. Tanışıyor muyuz?"

 

"Öyle olması lazım."

 

Yüzüne daha dikkatli baktığımda aklıma birisini getirdi. Ama o kişiyi hatırlamıyordum. Moralim bozulmuştu biraz.

 

"Zeynep, beni unutmadın değil mi?"

 

"Üzgünüm, seni tanımıyorum."

 

Aslında tanıyordum. Şimdi tüm gün aklıma takılacak bu çocuk.

 

"O zaman arkadaş olalım."

 

"Olur."

 

Yerimden kalkıp üstümü temizledim. Zil çalmıştı. Çantamı alıp sınıfa çıktım. Dersimiz edebiyattı. Bu sefer Polat hoca yerine Koray hoca gelmişti.

 

"Evet çocuklar. Öğretmeniniz Polat hoca bugün gelemedi. Onun yerine ben sizinle birlikte ders yapacağım."

 

"Hayır ya."

 

"Neden?"

 

"Hocam siz girmeyin."

 

"Hocam ben sizin bu iki dersi alıp, 4 ders tarih işlemenize dayanamam."

 

Sınıftan şikayet edici sesler yükselirken Koray hoca tahtayı açıyordu.

 

"Herkes sussun! Yoksa film izlemeyeceksiniz."

 

"Ney!"

 

"Hocam siz bir numarasınız."

 

"Film izleyeceğiz yaşasın."

 

Hoca film izleyeceğiz deyince herkes çıldırdı, Koray hocayı desteklemeye başladı.

 

"Merhaba çocu-, kardeşim ne yapıyorsun burada?"

 

"Kardeşim mi?

 

"Oha lan, Polat hoca Koray hocaya kardeşim dedi!"

 

"Çıldıracağım! Koray hoca ile Polat hoca kardeşler!"

 

Ben bu olanları gördükten sonra ağzım açık Koray hocaya ve Polat hocaya bakıyordum. Koray hocada Polat hocayla konuşuyordu.

 

"Tamam çocuklar, sessizlik. Madem kardeş olduğumuzu öğrendiniz, bir şey daha açıklayabiliriz. Biz aslında çift yumurta ikiziyiz. Koray hocanız gözlük kullandığı için bir de farklı giyindiğimiz için bizi benzetmemiş olabilirsiniz."

 

"Zeynep bir sorun mu var?" Koray hoca bana şaşkınca bakıyordu.

 

"Hayır hocam, sadece sizin kardeş olmanıza şaşırdım."

 

"Sen daha hiçbir şey bilmiyorsun."diyerek tek gözünü kırptı. Ben ise hiçbir şey anlamadım.

 

Koray hoca sınıftan "Polat hocanızla iyi dersler. Sen de dersi iyi anlat." diyerek çıktı.

 

Sonunu Polat hocaya işaret ederek söylemişti. Biz de bu hallerine gülerek derse geçtik.

 

&

 

Dersten sonra Mete yanıma gelip "Dışarıda dolaşalım mı?" diyerek kolumu çekiştirmeye başladı. Ben de onu kırmak istemediğim için kafamı sallayıp aşağı indik.

 

"Sanırım müzik yarışmasına katıldım demiştin?"

 

"Evet."

 

"Peki tek kişilik mi, yoksa grup ile mi?"

 

"Farketmiyor. Niye sordun ki?"

 

"Ben de katılmak istiyorum da. Sorun olmaz değil mi?"

 

"Hiç sorun değil. Sen katılmak istiyorsan söyle yeter."

 

"Ne zaman olacak peki? Ona göre hazırlanacağım."

 

"Başvuru yaptım, sonucu bekliyorum. Ama uzun sürmez."

 

"Mesela?"

 

"En fazla bir ay olabilir. Ama girmeden önce ses testinden geçmen gerekiyor."

 

"Nasıl yani?"

 

"Seni ses tonuna göre yarışmaya alıyorlar. Ses tonunu iyi ayarlayabiliyorsan girebilirsin. Ben de şansa geçtim. İstersen okuldan sonra bizim eve gel, ben seni test için götüreyim."

 

"Olur. Ama babam izin verirse gelebilirim."

 

"O zaman ben sana numaramı vereyim. Gelip gelemeyeceğini falan konuşuruz. Gelemezsen zaten ben babanla konuşur, hallederim."

 

"Sana babamın nasıl biri olduğunu anlattım. Çok kaba birisi. İzin alabilirsen al. Ama bana izin vermez."

 

"Tamam boşver sen. Ben hallederim. Bekle numaramı da vereyim. 05** *** ** **"

 

"Tamam çaldırıyorum."

 

Mete çaldırınca ilk önce numarasını kaydettim. Sonra zil çalınca Mete ile sınıfa çıkıp Koray hocayı beklemeye başladım. Koray hocanın bana en son dediğini düşünüyordum. Ne demek istemişti?

 

"Selam çocuklar."

 

İçeriye siyah ceketli, mavi kravatlı bir adam girmişti. Bu okulun müdürü olmalıydı.

 

"Çocuklar okulumuzun bahçesinde 200 TL bulundu. Bu sınıftan birisi düşürmüş olabilir mi?"

 

Sınıftaki herkes cüzdanına bakmaya başladı. Bir kaç dakika sonra bir kız ayağa kalkıp "Hocam benim 250 TL param kaybolmuş. Bu sınıftan biri paramı çalmış olmalı." deyip sahte bir şekilde ağlamaya başladı. Sonra müdür "Bu sınıftan parayı kim aldı? Şuan da söylesin. Yoksa disiplin cezası alır." dedikten sonra sınıfa Koray hoca girdi.

 

"Müdür bey siz neden buradasınız?"

 

"Para kaybolmuş. Soruşturma yapıyorum."

 

"O zaman ben sizin işinize karışmayayım hocam."

 

"Sence kim çaldı paranı Kübra?"

 

"Hocam yeni gelen öğrenci çalmış olmalı."

 

"Adıyla söyle. Bir sürü yeni gelen öğrenci var bu okulda."

 

"Zeynep hocam."

 

Ben mi? Neden ben para çalayım ki? Ben masumum.

 

"Hocam çantasına bakalım. Saklamış olmalı."

 

"Hocam ben para falan çalmadım. İftira atıyor."

 

"Çantanı aç o zaman göreceğiz çaldın mı çalmadın mı."

 

Çantamı müdüre verip beklemeye başladım. Çantamın içi çok fazla eşya ile doluydu. Ama çantaya bakarken paranın içinde olmadığını farkedecekti sonuçta.

 

"Çantada para yok. Haklıymışsın. Tamam o zaman Koray hocanızla derse devam edebilirsiniz."

 

"Nasıl hocam ya. Bir verin ben de bakayım."

 

Çantamı korku içinde karıştırmaya başladı. Çantamı karıştırdıktan sonra bana verdi ve başkasına dönüp bir şeyler söylemeye başladı.

 

"Kübra senin paran dışarıda düşmüş olabilir. Tenefüste çıkıp bakarsın tamam mı? Bir defa kontrol et istersen çantanı."

 

Kübra çantasına bakıp bir elli lira çıkardı.

 

"Çantamdaymış hocam."

 

"Meselemiz çözüldüğüne göre ben gidiyorum. İyi dersler Koray hocam."

 

"Rica ederim müdür bey. Derse geçsek nasıl olur çocuklar."

 

Ben bir şey dinleyemeyeceğim için uyudum.

 

&

 

"Sence babam izin verir mi?"

 

Okuldan çıkmıştık. Eve doğru ilerliyorduk. Merve'nin eski evinde bir kaç eşya kalmış. Bu yüzden önce eski evine uğrayacak sonra eve gelecekti.

 

"Hiç bir fikrim yok. Senin ilk önce eve gidip babana sorman lazım. Sonra beni arayıp gelip gelemeyeceğini söylemen lazım. Gelebilirsen eğer parkta buluşuruz, sonra kayıt merkezine gideriz. Gelmezsen ben gelir bir şekilde izin alırım."

 

"Umarım izin verir."

 

"Umarım."

 

"O zaman sonra görüşürüz."

 

"Görüşürüz."

 

Hemen eve gidip hazırlanmaya başladım. Üzerimi güzelce giyindikten sonra Mete'nin aramasını beklemeye başladım.

 

___________________________________

 

Bu bölüm fazlasıyla güzel bir bölümdü.

Burada kestim çünkü devamı farklı bir bölümün konusu.

 

Sonraki bölümde böyle güzel ve maceralı bölüm olur umarım.

 

Açıkçası söyleyecek bir şeyim yok. Bir sonraki bölümü bekleyin.

 

ÖPÜLDÜNÜZ 😘

 

 

Loading...
0%