@sadecebiryazar
|
(Medya "A'nın" profil fotoğrafı.) 0534 179 ** ** Cevapsız Çağrı Telefonum yabancı numaranın aramasıyla titreyince elime alıp aramanın kapanmasını bekledim, arama sonlanınca telefonumun kilidini açıp numarayı 'A' kaydettim. WhatsApp'ın kilidini de parmak izimle açtıktan sonra kaydettiğim numaranın profilini açtım o anda 'Yazıyor' işareti belirdi. Profil fotoğrafında Galatasaray temalı fotoğraf vardı. A: Merhaba. Cânfezâm: Kimsiniz? A: Muhtemelen rehberinde ki 'A' kişisiyim, öyle değil mi? Cânfezâm: Tanışıyor muyuz? A: Evet ya da hayır kendimi tanıtmadığım sürece bir önemi var mı? Cânfezâm: Düzgünce cevap vermeyeceksin anlaşıldı, uğraşıcak başka birini bul kardeşim hadi hayırlı günler. A: Tamam, tamam düzgünce cevap vereceğim. Cânfezâm: Kimsin? A: Sana sevdalı bir kimse. Cânfezâm: Küçük çocukların oyunlarıyla uğraşamayacak kadar büyüdüğümü düşünüyorum o yüzden size iyi günler dilerim. Bu kişiyi engellediniz. Engeli kaldırmak için dokununuz. 0534 210 ** **: Feza lütfen engelleme, sadece konuşmak istiyorum. Korkmana gerek yok sana kötü bir şey yapmak değil, yapılmasına imkan bile vermem. Bana lütfen güven. Cânfezâm: Kimsin? 0534 210 ** **: Feza bunu sana söylememi isteme benden lütfen Cânfezâm: Tanımadığım biriyle konuşacağımı düşünmüyorsundur umarım 0534 210 ** **: Tanıdıklarınla da konuşmuyorsun, yani böyle bir düşüncem yok. Cânfezâm: Madem beni tanıyorsun, konuşmayacağımı biliyorsun ne diye yazıyorsun? Cânfezâm: Asıl soru beni nereden tanıyorsun ve numaramı kimden aldın? 0534 210 ** **: Sana yazıyorum çünkü seni seviyorum. Cânfezâm: Ne yapabilirim? 0534 210 ** **: Feza, bunun için hiçbir şey yapmanı istemiyorum. Seni sevdiğimi bil istiyorum. Cânfezâm: Tamam bunu öğrendiğime göre bana yazmayı kesebilirsin. 0534 210 ** **: Feza neden kimseyle konuşmak istemiyorsun? Cânfezâm: Bu konunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Bu kişiyi engellediniz. Engeli kaldırmak için dokununuz. Bu neydi şimdi? Stresten tırnaklarımı yemeye başlamış odanın içinde volta atıyordum. "Ulan derdim yokmuş gibi bir de bu çıktı başıma, ya takıntılıysa sonuçta bir kere engelledim başka numarayla yazdı. Off bekle Eslem bir daha yazarsa bir şekilde numaranı değiştiririm, bu saatten sonra takıntılı manyaklarla uğraşacak halim yok." Ben bunları düşünürken kapı çalmıştı, Annem komşuda olduğu için kapıyı ben açtım, ama karşımda Tuğrul abimin tayfasını görmeyi beklemiyordum. Dizlerimin üzerine gelen abimin şortu ve yine abimin tişörtüyle karşılarındaydım. Bedenimi kapının arkasına sakladığımda "Tuğrul evde mi?" dedi Alparslan abi "Evde Alparslan abi, buyrun içeriye geçin." Dedikten sonra oturma odasına doğru seslendim. "Abi arkadaşların geldi." Tuğrul abim oturma odasından çıkıp kapıya geldiğinde üzerimdekileri görünce kaşlarını çattı. "Sen git odana çıkma odadan." Başıyla odamı işaret edince başımı sallayıp odaya girdim. Zaten stres içerisindeydim, bir de Tuğrul abimin azarını çekemezdim. Telefonumu alıp adamın attığı mesajları tekrar okuyacaktım ki kapım açıldı. "Üstüne doğru düzgün bir şey giy, gel atıştırmalık bir şeyler hazırla." "Abi maçı bende sizin yanınızda izlesem vallahi ses çıkartmayacağım köşede duracağım." Galatasaray'ın maçı vardı bu akşam, maçı izlemek için abime en sevdiği tatlıdan yapmıştım. "Olm-" Çatık kaslarıyla hemen itiraz edecekken araya girip "Hem bak sana en sevdiğin tatlıdan yaptım. Lütfen köşede oturacağım hem size serviste yaparım." dedim. Kaşları gevşeyince gülümsedim. "Gel ama sesini duymayacağım üzerine de doğru düzgün şeyler giy." " 10 dakika da her şey hazır olmazsa maçı kaçırırsın, benden söylemesi." "5 Dakikaya her şey hazır." Dediğimde gülüp odadan çıktı bende hemen altıma bir eşofman üstüme de formamı giyip odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde dolaptan 6 tane bardak ve bir sürü abur cubur çıkarttım. Hepsini tepsiye yerleştirdim. "Oğuz abi." Diye oturma odasına doğru seslendim. "Ne oldu?" Odadan bağırınca göz devirdim. "Gelsene şunları taşıyalım." "Getir işte kaldırma beni şimdi, maç başlıyacak." Dediklerine ofladım. "Gelsen ölürsün sanki." Derken arkamı dönmemle Alparslan abiyi gördüm. "Ne oldu abi?" "Yardım etmeye geldim." "Gerek yoktu, ben getiririm." "Bir şey olmaz, bir tepsiyi de ben alayım." Dedikten sonra tepsiyi alıp mutfaktan çıkınca bende peşinden gittim. Odaya girip atıştırmalıkları dağıttık, ben kapıya ve televizyona en yakın, onlara en uzak yere oturdum. Abim bir şey demesin diye oturduğum yerde küçülebildiğim kadar küçülmüştüm. Maçın başlamasıyla ortamdaki sohbet son buldu, maça etkili bir şekilde başladık ve 23. dakika da Kerem'in asisti ve İcardi'nin golüyle abilerim ile arkadaşları bağıra bağıra 'Aşkın Olayım' söylemeye başladılar, onlar bağırarak sevgilerini gösterirken ben gülümsemeyle yetinmek zorunda kaldım. Devre arası girince hepimiz rahat bir nefes aldık, sıktığım ellerimi açtığımda kızarmış ve terlemiş olduğunu gördüm. Bu kadar erkek içinde olunca ister istemez gerilmiştim, abimin korkusundan doğru dürüst hareket etmemiştim oturduğum yerde heykel gibi duruyordum. Hemen yerimden kalkıp odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde tezgaha ellerimi yasladım, elim ayağım boşalmış gibiydi. Erkeklerin olduğu ortamda bu kadar gerilmem o kadar korkutucu ki, kendime bazen ne olacak onlar da insan diyordum ama kalabalık ortama, tanımadığım kişilerin olduğu ortama girince ellerim titremeye, soğuk soğuk terlemeye başlıyordum. Gözlerim dolarken, derin nefesler almaya çalışıyordum. Bir kaç damla gözümden akarken buzdolabının kapağının açılmasıyla irkilip hızla kendimi doğrulttum gözyaşlarımı sildim ve arkamı döndüm. Alparslan abinin dolaptan sürahiyi almış bardağa su dolduruyordu. "İyi misin?" Dedi bana bakmadan "İyiyim." İkimizin yalnız olması beni daha da tedirgin ederken titremem resmen iki katına çıkmıştı. "Ellerin öyle söylemiyor?" "Şekerim düştü ondan titriyorum." "Anladım, otur biraz kendine gelirsin." Deyip suyu bana uzattı, alınca da mutfaktan çıktı. ... Maç başlayınca herkes yerindeydi. Tadında ilerleyen maç Torreira'nın golünün ofsayt olmasıyla bizimkileri ayağa kaldırdı. "Hay ben böyle işin ta-" diyen Tuğrul abimin ağzının üstüne Alparslan abinin el engeli geldi. "Kardeşin burda." Dediğinde bakışlar bana döndü. Bende hızla başımı televizyona döndürdüm, kimseden ses çıkmayınca maçı izlemeye devam ettim. 90+3 de İcardi'nin golüyle yine evde gol bağırışları ve aşkın olayım klasiği yaşandı. 90+6 da İcardi'nin golünün ofsayta takılmasıyla Hat-trick kaçmıştı, önce gol bağırışları ve sonrasında yaşanılan hüsranla sessizce oturmuşlardı. Maçın bitiminde kazanmış olmanın keyfi yüzlerinden okunuyordu. Abilerimde arkadaşlarıyla dışarı çıkarken bende odada ki dağınıklığı topluyordum, masanın üzerinde ki çakmak ve sigarayı görünce elime aldım, muhtemelen abim unutmuştu. Ben kapıdan çıkacakken Alparslan abi içeriye girince bir iki adım geriledim. "Sigaramla çakmağını unutmuşum." "Bunlar mı?" "Evet onlar." Dediğinde ona uzattım, yalnızlığın verdiği gerginlik titrememi sağlarken tenimin temas etmesi bunun tuzu biberi oldu. Hemen elimi çekince sigara ve çakmak yere düştü, ben sopa yutmuş gibi yerimde dururken o eğilip sigarasını ve çakmağını aldı. "İyi olduğuna emin misin?" Titreyen ellerime dikkatle baktığını görünce ellerimi arkaya sakladım. "Eminim pek bir şeyler yiyemedim maç heyecanından o yüzden titriyorum." Ailemin baskıları profesyonel bir yalancıyı ortaya çıkartmıştı. "Umarım öyledir. Bir şeyler ye, unutma." İlk kurgumla merhaba demek istiyorum. Kızımız biraz içine kapanık ve kalabalık ortamlardan birde erkeklerin olduğu ortamlardan kaçınıyor . Onun güvensizliğini lütfen yargılamayın. Bu kitapta Eslem Feza ve Mirza Alparslan'ın hayatını okuyacağız umarım beğenirsiniz. |
0% |