Yeni Üyelik
21.
Bölüm

Aklımı Karıştırıyorsun

@sadecebiryazar

~~~

Cânfezâm: Bu kız çok yorgun


Çipe: Yorulursun tabi gülüm o kadar yol gittin üstüne kına birde yarın düğün var


Cânfezâm: Bir şey yok bir şey yok


Çipe: Uyu dinlen istersen


Cânfezâm: Abimlerle oturacağız o yüzden uyuyamam


Çipe: Ama çok kalma zaten yorgunsun


Cânfezâm: Tamammm


Çipe: İyi geceler gül güzelim


Cânfezâm: İyi gecelerr


~~~


Telefonumu eşofmanımın cebine atıp odadan çıktım. Demirkan abim, Serhat abim terasta oturuyorlardı.


Odama çıkmadan önce ocağın üstüne çay koymuştum. Mutfağa girdiğimde ocağın üstünde çay yoktu. Abimler almıştır diye düşünerek yukarıya çıktım.


Eve geldiğimde hemen makyajımı çıkartıp banyoya gitmiştim. Çıktığımda saçlarımı kurutup dağınık topuz yapmıştım.


Serhat abimle, Demirkan abim sedirlerde oturuyorlardı ama yanlarında Alparslan abi de vardı. Abilerimle yalnız olacağımı düşünmüştüm ki yapışık üçüz gibi gezdilerini unutmuşum.


"Çayı madem getirdiniz, neden söylemiyorsunuz? Boşu boşuna aşağı indim." Dedim ve yorgunlukla kendimi Demirkan abimin kollarının arasına attım. Hemen beni sarıp saçlarıma öpücük kondurdu.


"Yoruldun mu, güzel kızım?"


"Çok. Yol yorgunu olmasaydık, bu kadar yorulmazdım." Dedim isyanla.


"Babanın iş aşkı yüzünden, son gün çıktık." Dedi abimde


"Ne zaman döneceğiz?"


"Annen burda kalmak istiyormuş biraz. Babamı da yanında kalması için ikna etmiş. Tuğrul ve Oğuz da bayram etti zaten, işten izin almışlar. Yani anlayacağın onlar en az bir hafta burda."


"Ben? Okulum var benim."


"Ara sınıf hocanı izin al." Dedi Serhat abim, sırıtarak. Gözlerim 'sınıf hocamı' bulduğunda o da bana bakıyordu.


"Aramama gerek yok. Gittiğim her yerde olduğu için her zaman izinliyim." Dedim gülerek. Gerçekten de öğretmenimle fazlasıyla yan yana geliyordum.


"Kendimi kullanılmış hissettim." Dedi Alparslan abi


"Estağfurullah." Dedim


"Şaka yapıyorum." Dediğinde başımı salladım.


"Abi en fazla iki gün kalırım, bunun içine yolda dahil." Dedim Demirkan abime doğru


"Tamam. Sen ne zaman istersen, döneriz." Dedi abimde


"Tamam bu işte hallolduğuna göre, gelelim esas konumuza." Dedi Serhat abim


"Esas konu?" Dedim sorarak, bu sırada da Alparslan abi çayları doldurmak için ayağa kalkmıştı.


"Sen ve sana yazan dallama." Dediğinde şaşkınlıkla ona döndüm. Alparslan abi burdayken birden sormasını beklemiyordum. Alparslan abiye baktığımda o da elinde çaydanlıkla öylece Serhat abime bakıyordu.


"Abi sence şu an yeri mi?" Dedim ona bakıp gözümle Alparslan abiyi işaret ettim.


"Ne yapayım? Başka ne zaman konuşabiliriz?" Dedi Serhat abim


"İlla konuşmak zorunda mıyız? Ve neden tanımadığın birisi için dallama diyorsun?" Dedim


"Tanırsam diyebilir miyim?" Dediğinde göz devirdim.


"Abi, bir şey desene!" Dedim başımı Demirkan abime doğru kaldırarak


"Ne diyeyim, güzel kızım? Sorma dedim, soruyor." Dedi Demirkan abim.


"Serhat abi, bunu abimle bile zor konuşurken böyle bir ortamda konuşmamı mı istiyorsun?" Dedim sitemle. Belki bunu bir kız arkadaşım olsaydı onunla rahat konuşabilirdim ama abilerim ve onların arkadaşının yanında değil.


"Siz bir kalkın, sigara için şu köşede." Dedi Serhat abim eliyle arkamızda ki köşeyi göstererek.


"Emrin olur, ağam." Dedi Demirkan abim alayla. Böyle deyince kalmayacağını düşünmüştüm ama o beni kollarının arasından çıkartarak kalktı ve masanın üzerinde ki sigarasını alıp Alparslan abiyi de kolundan tutup kaldırdı. Onlar bizden biraz uzaklaşınca Serhat abim yerinden kalkıp yanıma geldi, Demirkan abim gibi o da beni kollarının arasına aldı.


"Amacım seni zorlamak değil." Dediğinde bunu bildiğim için başımı salladım.


"Sadece bunca zamandır, benimle her koşulda konuşurken bu konuyu konuşmaman. Bu adamın, hangi ara bana anlatamayacağın kadar özelin olduğunu anlamaya çalışıyorum."


"Öyle değil." Dedim


"Nasıl?" Dedi anlatmamı isteyerek


"Off, ilk defa böyle bir durumun içerisindeyim. Ve sizinle bu durumu konuşmak zor, anlamıyorsunuz." Dedim sitemle, çünkü bu durumdan utanmam ve onlardan başka konuşacağım birisi olmaması beni sinir ediyordu.


"İlk defa böyle bir durumun içerisinde olduğunu biliyorum. Anlatıp rahatlamanı istiyorum ama sen bizimle bu konuyu konuşmaya çekiniyorsun." Dediğinde başımı sallayıp onayladım.


"Anlatmak istiyorum. Çünkü ne yapacağımı bilemediğim anlarım oluyor, ama size de rahatça anlatamıyorum." Dedim.


Birden omuzlarından tutup sarstı beni. "Eslem Feza! Kendine gel, sen Demirkan ile konuşmayabilirsin ama benimle asla!" Dedi alayla. Bu dediğine güldüm ve elimi başıma götürüp asker selamı verdim.


"Emredersiniz." Dedim


"Emredebiliyorum demek, o zaman şu an bana şu şahsı anlatmanı emrediyorum."


"Nasıl anlatacağım?" Dedim yüzüne bakarak


"Baştan anlat, nasıl yazdı sana, bunları söyle." Dediğiyle derin bir nefes aldım.


"Şimdi, bana bir gün mesaj attı. Tanımadığım ama o beni tanıdığı için biraz korktum ve engelledim. Başka bir numaradan yazdı. Sonra Tuğrul abim gördü." Dedim


"Gördü derken? Biliyor mu Tuğrul?"


"Hâlâ konuştuğumu bilmiyor ama gördüğünde de iyi olmadı." Dedim sıkıntıyla. O bir hafta neler çekmiştim, neler.


"Nasıl yani? Ne demek iyi olmadı?" Dedi yerinde dikleşerek. Bu olayı Demirkan abime bile anlatmamıştım.


"Gördü, vurdu." Dediğimde sırtımı yasladığım göğsü gerildi.


"Vurdu derken?" Dedi anlamadığı için değilde anlamamak için


"Her zaman ki gibi. Sinirlendi, vurdu."


"LAN!" Aniden kalkınca bende düşecek gibi oldum ama dengemi sağladım. Bağırışı arkamızdakilerin dikkatini çekmişti.


"Ne oluyor? Niye bağırıyorsun?" Dedi Alparslan abi. Hemen yanımızda gelmişlerdi.


"Bir şey yok abi, değil mi?" Önce Demirkan abim ve Alparslan abiye sonra Serhat abime bakarak konuşmamı bitirdim.


"Ne demek yok, o Tuğrul'u geberticem." Dedi sinirle, yerinde durmuyor bir ileri bir geri adımlar atıyordu.


"Serhat, ne olduğunu söyleyecek misin?" Dedi Demirkan abim


"Tuğrul, onunla konuştuğunu görünce vurmuş Feza'ya." Dedi hiddetle.


"Ne demek vurdu?" Dedi Demirkan abim bana dönerek


"Vurmadı a-" Diyecekken Demirkan abim lafımı kesti. Keşke Serhat abime bu kısmını söylemeseydim.


"Sakın, sakın yalan söyleme." Dedi.


"Nerde o it?" Diye sordu.


"Bilmiyorum." Dedim


"Ben, biliyorum." Dedi Alparslan abi. Alparslan abiye baktığımda o da bana bakıyordu. Başımı olumsuzca iki yana salladım.


"Hadi o zaman, gidiyoruz." Dedi Serhat abim ve önden gitmeye başladı. Alparslan abi de peşinden gittiğinde, Demirkan abim, kaldı.


"Yarın düğünden sonra geri dönüyoruz. Eşyalarını topluyorsun, götürüyorum seni!" Dedi ve bir şey dememi beklemeden gitti.


"NE DEMEK GİDİYORUZ?" Diye bağırdım arkasından ama beni umursamadı. Peşinden aşağı indim ama arabayı sürdüler.


Hemen telefonumu çıkartıp Demirkan ve Serhat abimi aradım ama açmıyorlardı. En sonunda sınıf grubumuzda olan Alparslan abinin numarasını aradım ve ikinci çalışta açıldı.


"Alparslan abi." Dedim


"Efendim Feza?"


"Abi, ne olur ikna et onları geri dönsünler."


"Mirza, kapat o telefonu." Diyen Demirkan abimin sesini duydum.


"Alparslan abi, kapatma!" Dedim telaşla


"Tamam, kapatmıyorum." Dedi sakin bir şekilde


"Onların, ileriye gitmelerine izin verme, ne olursun." Dedim ağlamaklı bir sesle


"Tamam, üzülme sen. Ben halledeceğim." Dedi ama yetmiyordu. Abilerimin siniri, onlara her şeyi yaptırabilirdi.


"Söz ver."


"Tamam söz."


"Teşekkür ederim."


"Teşekkür etmene gerek yok."


"Peki." Dediğimde sessiz kalınca "Dikkat edin." deyip telefonu kapattım. Tekrar yukarıya çıkıp az önce dört kişi oturduğumuz sedirlere tek başıma oturdum. Ortalığı karıştırmıştım ve bunu konuşabileceğim tek kişi var şu anda.


~~~


Cânfezâm: Kötü bir şey oldu


Çipe: Ne oldu?


Çipe: İyi misin?


Cânfezâm: Ben iyiyim ama Tuğrul abim iyi olmayacak


Çipe: Neden??


Cânfezâm: Serhat abimle Demirkan abim Tuğrul abimin bana vurduğunu öğrendi


Çipe: Nasıl?


Cânfezâm: Serhat abime söyledim ama o çok sinirlendi ve Demirkan abime söyle


Cânfezâm: Yanına gittiler şimdi de


Çipe: Senin kötü olmanı gerektirecek bir durum yok ki gülüm


Cânfezâm: Öyle deme muhtemelen kavga edecekler ve ben onları birbirine düşürmüş kardeş olmak istemiyorum


Çipe: Bu senin suçun değil gülüm Tuğrul'un suçu


Cânfezâm: Ama onlar böyle görmeyecek


Çipe: Onların nasıl gördüğünü düşündüşünü umursamaman için neler vereceğimi bilemezsin


Cânfezâm: Pek bir şeyi vermene gerek kalmadı


Çipe: O ne demek??


Cânfezâm: Abim beni götüreceğini söyledi


Çipe: Nereye?


Cânfezâm: İstanbul'a


Çipe: Okulun var


Cânfezâm: Halledemeyeceği bir şey değil


Çipe: Biliyorum


Cânfezâm: Bildiğini biliyorum


Çipe: Alıştın artık


Cânfezâm: Bir şeyleri bilmene alıştım


Çipe: Bu iyi bir şey gülüm


Cânfezâm: Öyle mi?


Çipe: Öyle cânfezâm


Cânfezâm: Ben gidersem sen ne yapacaksın?


Çipe: Sen gidersen bende gelirim


Cânfezâm: Gelir misin gerçekten?


Çipe: Gelirim


Cânfezâm: İşin ve kurulu düzenin ne olacak?


Çipe: Benim kurulu düzenim senin olduğun her yer


Çipe: İşim ise halledemeyeceğim bir şey değil


Cânfezâm: Bir kişi için kendinden bu kadar geçmen normal mi?


Çipe: Öylesine biri değil ki uğruna kendimden geçtiğim kişi


Cânfezâm: Sen öyle diyorsan


Çipe: Öyle diyorum


Cânfezâm: Konudan saptık


Cânfezâm: Aklımı karıştırıyorsun

Görüldü


Cânfezâm: Niye görüldü yedim şimdi ben


Çipe: Aklını mı karıştırıyorum?


Cânfezâm: Yani sayılır


Cânfezâm: Konuyu dağıtma


Cânfezâm: Gidiyorum ben ya


Çipe: Tamam tamam


Çipe: Üstelemeyeceğim


Cânfezâm: Tamam


Çipe: Şimdi güzelim sen odana gidip yatağıns giriyorsun uyuyorsun


Çipe: Bir güzel uyku çekiyorsun çok yoruldun bugün git uyu dinlen


Cânfezâm: Ama abim


Çipe: Bir şey olmaz gülüm korkma sen Demirkan sinirine hakim olabilen birisi bir şey yapmaz Tuğrul'a


Cânfezâm: Emin misin?


Çipe: Eminim ve öyle olacak sen git uyu


Cânfezâm: Peki uyumaya çalışacağım


Çipe: Uyu gülüm iyi uykular


Cânfezâm: Sağ ol sana da


~~~


Onunla konuşunca içim biraz daha rahattı artık. Telefonumu kapatacakken Demirkan abimden mesaj geldi.


---


Aşkadamımmm: Uyu güzel kızım


Güzel kızım: 👍

---


Mesajına emoji olarak karşılık vermiştim. Muhtemelen geldiğinde odama gelecekti.


Sehpanın üzerinde ki çaydanlık ve çay tepsisini alıp aşağı indim mutfakta yıkayıp, çıktım. Odama girip kendimi direkt yatağıma attım. Fazlasıyla uykum vardı, uyumamak için ne kadar dirensemde gözlerim kapandı.


Loading...
0%