Yeni Üyelik
16.
Bölüm
@sadecebiryazar

Sabah alarmın sesiyle uyandığımda kalkıp okul için hazırlanmıştım ama içeriden de aileden birilerinin uyanık olduğunu belli eden sesler geliyordu.


Telefonuma bildirim gelince kilitli olan konuşmada ki Çipe ile olan sohbetimize girdim. Aslında isminin böyle olmasını artık istemiyordum ama ne koyacağımı da bilmiyordum.


~~~


Çipe: Günaydın Cânfezâm


Çipe: Bugün itibariyle doğum gününe 11 gün kaldı ve ben sana ne hediye alacağıma daha karar veremedim


Çipe: Aklımda bir şeyler var ama bakalım


Cânfezâm: Günaydın


Cânfezâm: Hediye almak zorunda değilsin bu yüzden kendini sıkma


Çipe: Kendimi sıkmıyorum ve zorunda hissetmiyorum


Çipe: Seninle ilgili olan her şeyi büyük bir sevgiyle yapıyorum


Cânfezâm: Aldığın formayı doğum günü hediyesi olarak sayamaz mıyız??


Çipe: Sayamayız gülüm


Cânfezâm: Saysaydık


Çipe: Olmaz ben güzel bir hediye alacağım ve bu konu burda kapandı tamam mı??


Cânfezâm: Pahalı bir şey alma bari


Çipe: Sen bunları düşünme gülüm


Cânfezâm: Şimdilik düşünmüyorum sonra konuşuruz


Çipe: Bakarız


Cânfezâm: Okula gitmem gerek sonra görüşürüz


Çipe: Dikkat et gülüm


Cânfezâm: Sende


~~~ 


"Eslem'im." Babamın sesiydi bu. Arkamı döndüğümde sırtını kapı pervazına yaslamış bana bakıyordu.


Onu uzun zamandır görmemenin verdiği duygusallıkla hemen yanına gidip sarıldım.


"Baba ne zaman geldin sen?"


"Yeni geldim, baktım Demirkan bey burda bana haber vermeden gelmiş bende geleyim dedim."


Babamı seviyordum ama ona kırgındımda, çoğu şeyde yanımda olan babam okumamda yanımda olmamıştı.


"Hoşgeldin." Ayrıldığımda elini öpüp alnıma koydum.


"Hoşbuldum." Gözüm bileğimdeki saatime gittiğinde evden çıkmam gerektiğini kendime hatırlatmıştım.


"Baba ben gideyim akşam görüşürüz." Dedim ondan uzaklaşarak. Çantamı düzelttiğimde bakışları oraya düştü ve hafiften yüzü ekşidi.


"Okula gidiyorsun?" 


"Evet baba akşam görüşürüz seninle şimdi çıkmam lazım."


"Dikkat et." Okula gitmemden ne kadar memnuniyetsiz olsa da beni kapıya kadar geçirdi.


Aşağı inip kapıdan çıktığımda abim ile Alparslan abininde binadan çıktığını gördüm. Onlara doğru ilerlediğimde beni görmüşlerdi.


"Günaydın." Ortaya doğru konuştuğumda ikisi de karşılık vermişti.ç


"Baba geldi." Dedim abime doğru. Gözü arkama takılırken arabaya bakıyordu muhtemelen.


"Ne için gelmiş?"


"Sen gelince o da gelmiş öyle söyledi." Dediklerime karşı başını salladı.


"O geldiğine göre sende biraz daha burda kalabilirsin, değil mi?" Dedim başımı sağa doğru eğip masum olduğumu düşündüğüm bir şekilde baktım.


"Bilmiyorum güzel kızım, bakarız." Abimin güzel kızım demesiyle babamın onu benden kıskanması aklıma geldiğinde güldüm.


"Baba'nın yanında bana 'Güzel kızım' deme, bence."


"Yoo, diyeceğim." İnatla omzunu silktiğinde güldüm, bu sırada o da elini belime atıp beni arabaya doğru ilerletti.


"Kıskanıyor." 


"Kıskansın. Sence ne kadar umrumda güzel kızım?"


"Sonra sana küsmüyor, bana küsüyor."


"Küssün, ben sana yeterim." Saçlarımı öptüğünde içim ermişti.


"Yetersin." Dedim içim eriyerek, o da bu halime güldü. Arabanın kapısını açtığında arka koltuğa oturdum, o da ön koltuğa geçtiğinde Alparslan abi de binmişti.


"Baba geldiğine göre sende eve gelirsin?" Dedim beklenti dolu sesimle


"Gelmem." Dedi kararlılıkla


"Ya abi lütfen." Başımı öne doğru çıkarttığımda ona döndüm.


"Gelmem ben o eve güzel kızım."


"Ya ama bana geldi, sende gel."


"Babanın gelmesi hiçbir şeyi değiştirmez."


"Ya ama ben gelmeni istiyorum." Üzgünce konuştuğumda arabanın birden sendelemesiyle bir ileri bir geri gittiğimde Alparslan abi ve abim hemen beni tuttular.


"Geç arkaya." Dedi abim sert sesiyle


"Tamam. Ne kızıyorsun, ben mi yaptım sanki?" Dediğimde ters bakışlarından nasibimi aldım. Bu sırada da Alpaslan abi konuştu.


"Dikkatimi dağıttın, bu da sayılabilir bence." Geldiğimden beri ikinci kere konuşmasıyla başımı ona doğru çevirdim. Konuşmadığı zaman sanki burda hiç yokmuşcasına, hissettirmiyordu kendisini.


"Dikkatini dağıtacağımı düşünememiştim, özür dilerim." Dedim


"Özür dile diye söylemedim, sorun yok." Onun söylediğine karşın başımı salladım.


Işıklarda durduğumuzda telefonumu cebimden çıkartıp onun sohbetine girdim.


~~~


Cânfezâm: Babam geldi


Çipe: Bunu bana söyleyerek 'Hazır babam gelmişken gel beni ondan iste' mi demek istiyorsun????


Cânfezâm: Sen kafanda kurmuşsun reis


Çipe: Kurmadım ki sen söyledin


Cânfezâm: Ben ne dedim??


Çipe: Babam geldi dedin


Cânfezâm: Burda nerede beni iste' dedim


Çipe: İçerisinde derin anlamlar vardı


Cânfezâm: Allah Allah ben niye söylediğimden böyle derin anlamlar çıkaramadım


Çipe: Ben çıkardım sen çıkartmasan da olur


Cânfezâm: Ben çıkartmasam da olur ama ben isteneceğim???


Çipe: Bir şey olmaz gülüm artık sende biliyorsun


Cânfezâm: Çok sağ ol yaa


Çipe: Ne demek gülüm her zamann


Cânfezâm: LDKDĞDPDKDPDKDPK


Çipe: Geleyim mi istemeye LXJLXDKPDDLKD


Cânfezâm: Gelebiliyorsan gel


Çipe: Aha ben sözümü aldım


Cânfezâm: Hadi gel bakalım nasıl geliyorsun


Çipe: Ben demedim ki bugün geleceğim elbet bir gün gelirim


Cânfezâm: Bugün gelmeyecek misin?


Çipe: Enayi miyim gülüm ben şimdi gelirsen babandan önce sen istemezsin


Cânfezâm: Niye enayi dedin ki kendine


Çipe: İşte değilim o yüzden gelemem


Cânfezâm: Sen zaten enayi değilsin sana enayi demek ne haddimize


Çipe: KXKXŞDKDŞDMPDDHPDMD


Çipe: Gülüm benim işim var sonra görüşelim


Cânfezâm: Görüşürüz

~~~


İşinin olduğunu söyleyip sohbetten çıkınca bende telefonumu cebime kattım. Bu sırada yeşil ışık yanmış tekrar ilerlemeye başlamıştık.


"Abi, sence baba neden geldi?" Dedim abime doğru. Bu konu aklımı karıştırıyordu çünkü babam kolay kolay gelmezdi ve geldiğinde de bir sebebi olurdu.


"Bilmiyorum güzel kızım." Dedi abim. Şu anlık konunun ne olduğunu Demirkan abim bilmiyorsa bizde bilemezdik.


"Peki." Deyip arkama yaslandığımda okulun bahçesine girmiştik. Hepimiz arabadan inerken gözlerin üstümüzde olması rahatsız ediciydi. Hem bir öğretmenin arabasında gelmem hemde bu zamana kadar yapmadığım bir şey olup bir erkeğin sürekli dibimde olması, ayriyetten yakışıklı olması kızların dikkatleri üstümüze çekiyordu.


"İyi dersler güzel kızım Allah zihin açıklığı versin." Deyip saçlarımdan öpmesi, ona hayranlıkla bakmama neden oluyordu.


"Sağ ol abicim." Sonda ki m harfine uyguladığım uzatma da onun hoşuna gitmiş olmalı ki gülümsedi.


"Hadi git." Başımı sallayıp geri geri yürümeye başladım.


"Önüne bak, düşeceksin." Henüz uzaklaşmadan konuşunca sırıttım.


"Sana mı?" Dediğime hafif bir kahkaha attı.


"Önüne dön, güzel kızım." Dediğine bu sefer önüme döndüm. Bu sırada Alparslan abi de biraz gerimde yer aldı.


"Bakışların üzerinde olmasından rahatsız mı oluyorsun?" Alparslan abinin konuşmasıyla ona döndüm.


"Evet." 


"Neden?" Dediğinde aslında bu sorduğuna cevap vermek istemediğimi biliyordum ama abimin, Alparslan abiye karşı ılımlı olmamı istediğini de biliyordum.


"Gözlerin üzerinde olması senin hoşuna mı gidiyor?"


"Yani hoşuma gitmiyor ama çokta rahatsız olmuyorum." Dediğinde bunların bende de olmamasını dilemiştim.


"Bazı insanların bakışları benim hareket özgürlüğümü kısıtlıyor ve ben bu bakışlar altında olmak istemiyorum."


"Anlıyorum ama insanların iyi veya kötü bakışları seni etkilememeli."


"Ama etkiliyor, yapacak bir şeyim yok."


"Anladım." Merdivenlerden yukarıya çıktığımızda bana döndü.


"İyi dersler Eslem Feza." Dedi


"İyi dersler Mirza Alparslan öğretmenim." O benim iki ismimi kullanınca bende onun iki ismini kullandım.


O öğretmenler odasına ilerlerken bende diğer katıda çıkıp sınıfıma ulaştım. Sırada oturup telefonumu cebimden çıkartıp alışkanlıkla sohbetimize girdim. Onun aktifliği hâlâ benimle son konuştuğu zamandı.


Bu alışkanlık hoşuma gitmemişti, bir şey yazmadan telefonu geri kapattığımda sinirim bozulmuştu. Böylesine saçma bir alışkanlık edinmem iyi değildi ve kendimi fazla kaptırmıştım. Hâlâ tanımadığım bir kişiyle konuşuyordum ve bu hafife alınacak bir şey değildi.


Belki de fazla tepki gösteriyordum ama bana göre normal değildi. Hiç tanımadığım - aslında tanıdığım ama kim olduğunu bilmediğim- bir kişiyle konuşmak ve ona alışmam iyi bir şey değildi. Ona güvenmeye başlamam Demirkan abim sayesindeydi, yoksa şimdiye hiç konuşmuyor olabilirdik.


Elimdeki telefonum titremesiyle bakışlarım ona döndü, ondan mesaj gelmişti.


~~~


Çipe: Napıyorsun gülüm?


Cânfezâm: Okula geldim


Çipe: Güzel 


Cânfezâm: Öyle


Çipe: Dersine ne kadar kaldı?


Cânfezâm: 10 dakika


Cânfezâm: Sen ne yapıyorsun?


Çipe: Bir an hiç sormayacaksın sandım


Çipe: Cevaplarında kısa olunca bir şey oldu sandım


Cânfezâm: Bir şey yok


Çipe: Eminiz değil mi?


Cânfezâm: Eminiz


Çipe: Ne demek eminiz???


Cânfezâm: Bir şey yok demek


Çipe: Var bir şey normalde olsa 'emin değilim Feza'yım' derdin


Cânfezâm: Bababababababa (sticer)


Çipe: Ama öyle sende biliyorsun


Cânfezâm: Espiri yapınca ayrı tepki veriyorsun yapmayınca ayrı bu nasıl iş???


Çipe: Ben senin espirilerini fazlasıyla seviyorum gülüm onlar beni üşütüyor ama sen ısıtırsın


Cânfezâm: Hâlâ espirilerime bir şeyler diyorsun ya şaka mısın???


Çipe: Senin şakan olacaksam o da olur


Cânfezâm: Şu zekaya bakar mısınız?? (Sticer)


Cânfezâm: Yürümüyor adeta ışınlanıyor PXLĞDDŞDKDĞEKEĞLE


Çipe: Gerçekten güldün mü??


Cânfezâm: Güldüm


Çipe: Nerden bileceğim ben güldüğünü??


Cânfezâm: İnsan yormakta bir numarasın (sticer)


Cânfezâm: Tek görünümlük bir fotoğraf gönderdiniz. (Gamzesinin göründüğü bir fotoğraf)


Çipe: Gamzene ölürüm


Cânfezâm:

Sürekli ölüyorsun??


Çipe: Senin için ölürüm


Cânfezâm: Yaşasan da olurdu


Çipe: Senin için her şeyi yaparım cânfezâm


Cânfezâm: Sen bilirisin:)


Çipe: Bilirim bilirim


Cânfezâm: Derse gireceğim sonra görüşürüz


Çipe: Görüşelim gülüm;))


~~~


Loading...
0%