Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Bencil

@sadecebiryazar

----- 


Gül bahçem: Abimmm 


Gül bahçem: Canım ciğerim


Baba yarısı: Ne kadar istiyorsun?


Gül bahçem: Yav senin Allah'ına kurbannnn (sticer)


Gül bahçem: Bu mesajını görmedim sayıyorum ama şöyle 2000 TL iyi giderdi.


Gül bahçem: Ama istemiyorum yani


Baba yarısı: Aynen öyle olmuştur Dicle


Gül bahçem: Bir bildirim geldi en sevdiğim bildirimlerden


Baba yarısı: Dur tahmin edeyim bildirimi


Baba yarısı: "Hesabınıza para gönderildi."


Gül bahçem: Yanılıyorsun abicim o değil


Baba yarısı: Nedir?


Gül bahçem: 'Baba yarısı'ndan bir bildirim


Baba yarısı: Allah Allah öyle mi olmuş?


Gül bahçem: Öyle olmuş canım abimmmmm


Baba yarısı: Sen söyle bakayım ne yapacaksın bu parayı?


Gül bahçem: Bilet keseceğim


Baba yarısı: Ne bileti?


Gül bahçem: Antalya bileti


Baba yarısı: Derken?


Gül bahçem: Yanına geleceğim


Baba yarısı: İzin veriyorlar mı?


Gül bahçem: İzin verip vermemeleri umrum dışı, umrum içi olan tek şey sensin ve sana olan özlemim


Baba yarısı: Dicle böyle söyleme ya tekrar almazlarsa seni oraya


Gül bahçem: Almazlarsa almasınlar bende senin yanında kalırım yok mu yanında bana yer?


Baba yarısı: Sana her zaman yerim var gül bahçem ama sen onlarsız yapamazsın


Gül bahçem: Ben sensiz de yapamıyorum abi


Gül bahçem: Bu zamana kadar sabrettim ama artık sabretmek istemiyorum seni çok özledim


Baba yarısı: Dicle benin yanıma geldiğin öğrenilirse geri dönemezsin


Gül bahçem: Dönmek istemiyorum


Baba yarısı: Bir şey oldu da benden mi saklıyorsun?


Gül bahçem: Hayır sadece seni özledim


Baba yarısı: Olmaz Dicle gelemezsin


Gül bahçem: Geleceğim


Baba yarısı: Olmaz diyorum sen ordan kopamazsın


Gül bahçem: Öyle bir koparım ki sen bile şaşarsın


Baba yarısı: Bir şey oldu değil mi yoksa böyle konuşmazsın sen arattırma bana Fırat'ı


Gül bahçem: Bir şey olmadı diyorum arama Fırat'ı


Baba yarısı: Gelirsen seni yanıma almam Dicle


Gül bahçem: Alırsın beni vazgeçirmek için böyle söylüyorsun


Baba yarısı: İyi gel de gör alıyor muyum almıyor muyum


Gül bahçem: Abi yapma böyle yanına gelmek istiyorum


Baba yarısı: Ağlıyorsan sakın ağlama


Gül bahçem: Ağlatma o zaman


Baba yarısı: Canımın içi amacım seni ağlatmak değil eğer benim yanıma geldiğin duyulursa bir daha seni Diyarbakır'a almazlar


Baba yarısı: Sen anneyi babayı kardeşlerini görmeden yapamazsın çok özlersin


Gül bahçem: Sende özlüyorsun


Baba yarısı: Ben mecburum 


Gül bahçem: Abi çok özledim n'olur


Baba yarısı: Özlemiş olabilirsin ama yapacak bir şey yok Dicle


Gül bahçem: Var geleceğim


Baba yarısı: Buraya gelmene rızam yok Dicle geliceksen eğer bunu bil öyle gel


Gül bahçem: Abi böyle söyleme


Baba yarısı: Konu benim için kapandı Dicle gerisi sana kalmış


Gül bahçem: Bunu yapamazsın

Görüldü


Gül bahçem: Of abi of

Görüldü


-----


~~~


Çipe: Armut dalda asılsın günaydın minik kuşum nasılsın?? (Sticer)


Cânfezâm: Günaydın da bu saatte günaydın mı olur saat oniki buçuk


Çipe: Benim günüm seni görünce ayıyor ve gördüm


Cânfezâm:Nerde gördün?


Çipe: Okulun bahçesinde


Cânfezâm: Burda mısın??


Çipe: Evet şu anlık


Cânfezâm: Gidiceksin yani?


Çipe: Evet gülüm


Cânfezâm: Ne yapıyorsun?


Çipe: Çalışıyorum gülüm sen ne yapıyorsun?


Cânfezâm: Bilmiyormuş gibi sorman


Çipe: Belki senden duymak istiyorum


Cânfezâm: Test çözüyorum


Çipe: Hangi ders?


Cânfezâm: Türkçe


Çipe: Güzell


Cânfezâm: Bence de


Çipe: Edebiyat isteyen birisi için gayet iyi bir ders


Cânfezâm: Bunu da biliyorsun


Çipe: Evet biliyorum


Cânfezâm: Bundan sonra kendim ile ilgili bilmediğim soruları sana soracağım ŞXNSPSNSŞSNDJPDJDLDN


Çipe: SŞSMŞSMSŞSKDPDN


Cânfezâm: Sana söylediğim kitabı okudun mu???


Çipe: Okudum yirmi bölümü bitirdim


Cânfezâm: Ya ne zaman ben daha on sekizdeyim


Çipe: Hızlı olan kazanır


Cânfezâm: Baya hızlısınız bakıyorum


Çipe: Öyleyimdir


Cânfezâm: Ama ben ağırlıklı olarak ders çalışıyorum kabul edilemez


Çipe: Biliyorum gülüm yoksa sende hızlısındır


Cânfezâm: Şu an benimle alay ediyor olamazsın değil mi?


Çipe: Alay ve ben hiç yakıştıramadım sana


Cânfezâm: Kesin kesin


Çipe: Biz seninle berdel ile evlenseydik ne yapardın?


Cânfezâm: Yine konu nasıl evliliğe geldi Lmxldndldmdld


Çipe: Misal diyorum gülüm kitapta geçiyor ya


Cânfezâm: Demirkan abim izin vermez


Çipe: Diyelim ki verdi


Cânfezâm: Vermez diyorum ya


Çipe: GÜLÜM MİSAL DİYORUZ


Cânfezâm: PXKDPDKDPDKŞDKD


Çipe: Sen beni sinir etmek için yapıyorsun bunları değil mi?


Cânfezâm: Yo nerden çıkardın


Çipe: Tabi tabi hiç yapmazsın


Cânfezâm: Bir şey soracağım


Çipe: Sor 


Cânfezâm: Hâlâ berdel evlilikler var mıdır annem var diyor ama bilemedim


Çipe: Var 


Cânfezâm: Sen nerden biliyorsun??


Çipe: İçine doğdum bunların


Cânfezâm: Bir dakika nasıl yani


Cânfezâm: Şimdi senin aşiretin mi var??


Çipe: Var


Cânfezâm: Ne


Çipe: O kadar da abartılacak bir şey değil gülüm


Cânfezâm: Ağa mısın?


Çipe: Daha değil 


Cânfezâm: Ya bir gün beni berdel yapmak istiyorlar deyip gidersen


Çipe: Gülüm yine kurmaya başladın


Cânfezâm: Ne demek kuruyorum var dedin ya sen gidersen


Çipe: Gitmemi istemez misin?


Cânfezâm: Niye istiyeyim?


Çipe: Bilmem niye istemeyesin?


Cânfezâm: İstemem mi lazım??


Çipe: Seninle ağız dalaşıma girilmez biliyorsun değil mi?


Cânfezâm: Biliyorum 🤠


Çipe: Fenasın başıma belasın


Cânfezâm: Asıl sen benim başıma bela olma da


Çipe: Gülüm hiç demedim varsayalım şunu


Cânfezâm: Ama dedin


Çipe: Varsayalım 


Cânfezâm: Ama bu gözler o mesajları okudu


Çipe: VARSAYALIM DİYORUM GÜLÜM


Cânfezâm: Peki sayalım


Çipe: Seninle ne yapacağım hiç bilmiyorum


Cânfezâm: Seveceksin


Çipe: Seviyorum zaten 

Görüldü


~~~


Yanlışlıkla yazdığı şey sonucunda şu an utanmakla meşgul olan Eslem Feza'ya bakıyordum.


O fazla güzel, her şeyiyle fazla güzel.


Ona olan sevdam artık göğsümden taşıyordu, onu artık yanımda istiyorum.


Demirkan sayesinde her gün bana daha da yakınlaşıyordu. Abisinin bana olan güveni onu rahatlamıştı. Ama daha beni kabullenememişti.


Hâlâ bir belirsizlik vardı bu belirsizliğin karşısına çıktığımda geçeceğine eminim.


Bu süreçte onun güvenini kıracak bir şey yapmamam lazımdı ve buna oldukça dikkat ediyordum.


Bu sırada arkamda duyduğum ayakkabı tıkırtısı cânfezâma bakmama engel olacaktı.


Müdüremiz geldiğim günden beri koyduğu saçma sapan kurallarla bütün öğretmenleri oldukça sıkıyordu.


"Ne yapıyorsunuz burda hocam?"


"Gördüğünüz gibi dışarıya bakıyorum müdüre hanım"


"Nöbetinizi dışarıyı izleyerek geçirmeyi mi düşünüyorsunuz?"


"Müdüre hanım öğle arası ve benim bir yemek yeme hakkım var öyle değil mi?"


"Elbette yemek yeme hakkına sahipsiniz."


"O zaman hakkımı kullanmak istiyorum izniniz olursa?"


"Buyrun yemeğinizi yiyin ama boş boş durmayın."


"Ben boş durmam müdüre hanım siz merak etmeyin."


"İyi nöbetler hocam." Dediğinde başımı salladım.


Saçma sapan kuralları ile hem öğrencileri hem bizleri sıkıyordu. Daha da ağzına laf vermemek için yemekhaneye indim.


Yemeklere baktığımda yüzümün buruştuğuna emindim. Çocukluğumdan beri yemek yememde sıkıntı vardı. Hep az yiyordum ve bu sağlık sorunlarına yol açıyordu. Bu yüzden kendimi zorluyordum.


Yemeklere baktığımda dolma olduğunı görmüştüm. Feza'mın yaptığının yanında sönük kalıyordu ama yiyebilirdim.


"Ben sadece iki dolma alsam olur mu?"


"Olur tabi hocam da doyacak mısınız iki dolmayla?"


"Doyarım siz verin." Dolmayı tabağa koyup yanına bir dilim ekmek koydum kaşığımı da alıp dışarıya çıkmayı planlıyordum.


Bahçeye çıktığımda etrafta gözlerimi gezdirdim bütün banklar doluydu, Feza'ya baktığımda yine tek başına oturuyordu. Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde oraya gitmeye başlamıştı bile.


Yanına birinin yaklaştığını anlamış olacak ki başını kaldırdı.


"Oturabilir miyim Feza?" Dediğimde başını salladı. Karşısına oturduğumda o söylediği gibi Türkçe testi çözüyordu.


"Türkçe mi çözüyorsun?"


"Evet." Bu düz ses tonu hiç hoşuma gitmiyordu onu ilk gördüğüm zamanlarda neşeli ses tonu hiçbir zaman gitmiyordu ama şimdi bir tek Demirkan'ın yanında öyle


"Hedefinde ne var?"


"Türk Dili ve edebiyatı öğretmenliği." Kısa cevapları benimle muhabbet etmek istemediğini belli ediyordu. Onu daha fazla sıkmamak için bende onun gibi sustum.


Önümdeki yemeğe baktığımda nimet olduğu için yüzümü buruşturmamaya çalışıyordum. Küçük bir parçayı bölüp ağzıma attığımda çiğnemek zulüm gibiydi.


Çok çiğnemeden hemen yuttum, küçük küçük lokmalarla ilk dolmamı bitirdiğimde Feza bana garip bir şey görmüş gibi bakıyordu.


"Neden zorlanıyor gibisiniz hocam?" Bu durumu anlayamamış olmalı ki kendi isteğiyle konuşmuştu.


"Midem ağrıyor bugün o yüzden." Çipe olarak ona yemek yiyemediğimi söylemiştim şimdi de söylersem şüphelenecekti.


"Anladım." 


"Dolmadan yemek ister misin?"


"Hayır, teşekkürler."


"Peki." Tekrar önüme döndüğümde dolmaya kararsız bakışlar atıyordum ki beni kurtaran şey telefonumun çalması olmuştu. Telefonumu cebimden çıkardığımda Dicle'nin arıyor oluşu tekrar yüzümü düşürmüştü.


Onu kırmak istemiyordum ama buraya, benim yanıma gelmesi demek bir daha Diyarbakır'a dönememesi demekti.


Telefonu açıp kulağıma koyduğumda hemen konuştu.


"Selamün aleyküm."


"Aleyküm selam." Ona şu an soğuk davranmam gerekiyordu son mesajımda ki ciddiyetimi anlaması lazımdı.


"Abilerin en iyisi ne yapıyormuş bakalım?"


"Yemek yiyorum."


"Yemek mi yiyorsun, sen yediklerine yemek mi diyorsun? O kadar az yiyorsun ki kuş olup uçacaksın yakında." O konuşurken ben yerimden kalkıp uzaklaştım.


"Yiyorum Dicle, merak etme."


"Merak ederim, abimsin sen benim." Dediklerine karşı sessiz kaldım.


"Abi yapma böyle."


"Ben bir şey yapmıyorum Dicle ama sen bilirsin."


"Yapmadığın halin buysa yaptığın halini düşünemiyorum."


"Bir şey demeyeceksen kapatacağım."


"Demeyeceğim." Sesi kırgın çıkıyordu ama yapacak bir şeyim yoktu.


"Allah'a emanetsin."


"Sende abi." Telefonu kapatıp tekrar oturduğum yere döndüğümde Feza orda değildi. Banka oturduğumda kendimi tuhaf hissediyordum. Ne yapacağım nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum. Kendimi acınası bir durumda hissetmem doğru mu, bilmiyorum. Aslında hiçbir şey bilmiyorum, kalbimi nasıl dizginleyeceğimi uzun zamandır sorguluyordum. Sadece Feza benim kim olduğumu öğrendiğinde uzaklaşacaktı bunu çok iyi biliyordum.


Önceden sadece abisinin arkadaşıydım

ama şimdi öğretmeniyim buraya tayinimi aldırmakla büyük aptallık etmiştim. Abisi sorun etmese bile şimdi öğretmeni olmam onun için büyük sorun olacaktı ve ben onun karşısına çıktığımda her gün yüzyüze gelmek zorunda bırakmıştım onu.


Bu fazlasıyla bencilceydi.


Loading...
0%