Yeni Üyelik
13.
Bölüm

İki Farklı Anne İki Farklı Oğul

@sadecebiryazar

~~~


Cânfezâm: Eve geldim


Çipe: Gördüm


Cânfezâm: Ben ne zaman göreceğim?


Çipe: Beni kabul ettiğin zaman


Cânfezâm: O zamandan önce görmemi istemez misin?


Çipe: İstemem


Cânfezâm: Neden ki?


Çipe: Önce beni kabul etmen sevdama inanman seni üzmeyeceğime inanman lazım cânfezâm


Cânfezâm: Anladım


Çipe: Sen beni görmek mi istiyorsun?


Cânfezâm: Bilmiyorum emin değilim


Çipe: Emin olmamanın sebebi daha bana güvenmemen


Çipe: Hem güvenmediğin için görmek istiyorsun kim olduğumu bilmek istiyorsun hem de görünce olabileceğim kişilerden korkuyorsun

Görüldü


Çipe: Cânfezâm ben seni seviyorum ve seni bekleyeceğim


Çipe: Sende bekle bir şeyleri zamana bırak ne beni sevmek için kalbini zorla ne de beni görmek için aklını


Cânfezâm: Sana haksızlık ediyor muyum?


Çipe: Hayır cânfezâm


Cânfezâm: Neden öyle yapıyormuşum gibi geliyor bana?


Çipe: Çünkü senin kalbin saf gülüm


Çipe: cânfezâm her seni sevene karşılık veremezsin kalbin kimi isterse onunla olacaksın


Cânfezâm: Sen bunları sevdiğin kıza nasıl rahatlıkla söyleyebiliyorsun?


Çipe: Rahatlıkla söylemiyorum sadece ne beni ne de bir başkasını sevmek için kendini zorlamamanı söylüyorum gülüm


Çipe: Ben senin beni sevmen için çabalıyorum ama seni zorlamıyorum gülüm böyle düşün


Cânfezâm: Anladım


Çipe: O zaman tekrar diyorum ki zamana bırakalım gülüm


Cânfezâm: Zamana bırakalım :)


Çipe: :)


Cânfezâm: Ben yemek yiyip ders çalışacağım sonra da uyurum o yüzden yarın görüşürüz


Çipe: Afiyet olsun, İyi dersler, iyi geceler ve görüşürüz gülüm


~~~


Eslem Feza yemeğini hızlı hızlı yiyip odasına geçmeyi planlıyordu ama Tuğrul abisinin eve gelmesi planını bozmuştu.


Tuğrul abisi her zaman ki gibi ilk odasına giderken o da bundan yararlanmaya çalışıyordu. Hemen yemek yediği tabak ve kaşığı makinenin içine atıp mutfaktan çıktı. Odasına girdiğinde kapısını kitleyip yatağına oturdu, abisi normalde de olduğu gibi kapısının kilitli olduğunu görünce birkaç kere tıklatıp cevap alamayınca geri döndü.


Tuğrul abisi ve Oğuz abisi ona Demirkan abisi gibi yaklaşmıyor, onun düşündüğü gibi düşünmüyordu.


Aile terbiyesi denilen şey bu konuda çok önemli oluyor, insanları her şeyde geriye çekebiliyordu.


Demirkan'ın annesi yani Melek hanım o Demirkan 10 yaşındayken vefat etmişti, bunun üzerine babası çok geçmeden babannesinin bulduğu bir kadınla evlenmişti. Küçük çocuk daha annesinin ölümünü kavrayamamışken babasının düğününe katılmıştı.


Evlilik üzerine çok geçmeden kardeşi olacağını öğrendi mutlu olmuştu babasının anlattığına göre çok güzel bir şeydi abilik duygusu aslında uzun bir süre öyle de oldu ama sonrasında Tuğrul'un ergenliği araya girdi. Ergenlik tavırları ve Tuğrul'un değişen veya oturan karakteri.


Bu onların arasını açtı, aralarında ki soğukluk arttı, arttı ve Demirkan'ın başka şehirde çalışmaya gitmesiyle aralarında ki bağ tamamen koptu.


Aralarında ki bağın kopmasıyla Tuğrul annesinin boyunduruğu altına daha çok girdi. Annesi geri kafalı bir insandı. Kız çocuğunun okumaması gerektiğini, erkeklere hizmet etmesi gerektiğini düşünecek kadar geri kafalı bir insandı. Oğullarına da böyle aşılamıştı ama Melek hanım öyle değildi her zaman Demirkan'a kadınların nasıl güzel varlıklar olduğunu kız kardeşi olursa ona çok iyi davranması gerektiğini hep hatırlatmıştı. Oğluna her fırsatta küçük ev işleri yaptırarak ileride ki hayatı için ona katkılarda bulunmuştu.


Demirkan annesinin ona miras bıraktığı sevgisi ve karakteriyle şu an kız kardeşini başının tacı yapıyordu.


Tuğrul ise annesinin ona aşıldığı yanlışlarla kardeşini ayakları altına almaya çalışıyordu.


Bu sırada Oğuz ise arada kalmıştı aslında Demirkan abisinin yaptıkları ona daha mantıklı geliyordu ama bu iki büyüğün alevinin arasında o da yanıyor ne yapacağını bilmiyordu. Demirkan abisi gibi davransa Tuğrul abisi karşı çıkıyor, Tuğrul abisi gibi davransa Demirkan ona bunun yanlış olduğunu söylüyordu.


Karakterin temeli insana ailesinden geliyor bu yüzden Demirkan ve Tuğrul iki zıt kişilerdi. Babaları aynı ama onlara bir katkısı olmamıştı.


Onların hayatında babaları çok görünmüyordu. Zaten mutlu bir evliliği olmayan Murat bey vefat eden eşini çokça özlüyordu. Daha çocukları küçükken o da Demirkan ile birlikte başka şehirde çalışmaya başlamıştı. Her ne kadar karısı ve çocukları yanına gelmek istese de o istemiyordu. Çocuklarını fazlasıyla seviyordu ama karısı annesinin isteği üzerine evlenmişti ama vefat eden karısı onunla birlikte kalbinin sevda yanını götürmüştü.


Kendini karısını sevmek için zorlasa da, zorla sevda olmuyordu. Onu seviyordu ama çocuklarının annesi olduğu içindi.


Kocasından yeterli sevgi görmeyen Ayten hanıma kızının Demirkan'a benzemesi zor geliyordu. Ayten hanım, Murat Bey'in aile dostlarının kızıydı ve birçok kez Murat bey ve Melek hanımı görmüştü. Murat Bey'in Melek hanıma bakışları uzaktan bile onu sevdiğini söylüyordu.


Evlendikleri ilk günden beri o kendisine öyle baksın diye neler yapmamıştı ki?


Hiçbir şey yeterli gelmemişti, bunu biliyordu.


Ayten hanım ailesinden gördüğü şeyleri kendi ailesi içinde uyguladı ama bu konuda kızını düşünmedi.


Eslem Feza ortaokulunu bitirdiğinde onun okula gitmemesi için kocasını ikna etmeye çalıştı hatta etti de ama Demirkan'a söz geçiremediler.


İlk okula zaten bir yıl geç başlamış olan Eslem Feza 16 yaşındayken dokuzuncu sınıfı okudu.


Şu an on ikinci sınıfı okuyor oluşu Demirkan sayesindeydi.


Eslem Feza liseye başlamadan öncesine kadar çok deli dolu bir kızdı, her şeye gülebilir, olan hiçbir şeyi kafasına takmazdı. Bu böyle devam ediyordu ama o da istemiyordu böyle olmayı ona söylenilen sözleri sanki söylenmemiş gibi sayıyordu. Kendini yüzsüz gibi görüyordu önce kendini ortamdan çekmeye çalıştı yavaş yavaş bunu başarıyordu bu yüzden dokuzuncu sınıfta edindiği sözde arkadaşları tarafından çok zorbalık görmüştü. Onun gizemli kız olmak istediğini, ilginin üzerinde olmasını istediğini söylemişlerdi, ama Eslem Feza sadece kendine dönmek istedi.


Eslem Feza'nın dokuzuncu sınıf notları çok düşüktü abisinin çabalarını boşa çıkardığını düşünüyordu bu yüzden yaz tatili zamanında abisinin yanına gidip evden uzaklaştı. O zaman içerisinde sadece ders çalışmıştı. Kendini iyice derslere vermişti bu not düşüklüğünü kapatmıştı. Onuncu sınıfta eşit ağırlık bölümünü seçmişti ne meslek seçeceğine karar verememişti ama şimdi Türk Dili ve edebiyatı öğretmenliği istiyordu bu yüzden eşit ağırlıktan değil de sözelden sınava girmeyi planlıyordu.


Şimdi ise planlarına biraz daha yaklaşmak için test çözüyordu.


Şu an hiç olmadığı kadar aklı karışıktı, Çipe'nin aklını karıştırdığı kadar hiçbir şey karıştırmamıştı.


Mirza Alparslan'ın kendisine yabancı numaradan yazması onda merak uyandırıyordu. Mirza Alparslan'ı bu şekilde sevemeyeceğini biliyor ama zamana bırakmıştı.


Erkeklerden uzaklaşmış olması Mirza Alparslan'a yakınlaşmasını zorluyordu ama Eslem Feza bir şeylerin karşılığı olduğunu düşünüyordu.


Çipe onun için merak ettiği bir kişi, arkadaşı gibi hissediyor şu anlık ama ileride kader onlar için ne getirir bilinmez.


Eslem Feza ve Alparslan'ın -her ne kadar Eslem Feza bilmese de- üç ilişkisi var.


Öğrenci Eslem Feza Araz ve öğretmen Mirza Alparslan Soykan


Sevilen kız Eslem Feza ve abi olarak görülen Mirza Alparslan


Cânfezâ ve Çipe


Bu üç ilişkinin hepsini Mirza Alparslan seviyor ama Eslem Feza sadece Çipe ile olanı seviyordu.


Gerçi artık ona Çipe demek istemiyordu çünkü ona güvenmeye başlamıştı. Güveninin uzun süre olmayacağını düşünüyordu ama Mirza Alparslan sevgisini göstererek güvenini az da olsa kazanmayı başarmıştı.


Mirza Alparslan Soykan; onun ise iki yıl önce gördüğü kız ilk zamanlardan dikkatini çekmişti. Kendini her an eğlendirecek bir şey bulması, sürekli gülmesi onun görmek istediği şeyler arasına girmişti. Sonrasında onun Demirkan'ın kardeşi olduğunı öğrenmişti yani çocukluk arkadaşının.


Demirkan bir yaz günü kardeşini almaya geldiğinde görmüştü onları birlikte Demirkan ve Mirza Alparslan birbirlerini gördükleri an küçük çaplı bir şok yaşamışlardı. Demirkan'ın yaşadığı şaşkınlık arkadaşının kendi mahallesinde oturuyor oluşundandı ama Mirza Alparslan'ın yaşadığı şaşkınlık uzun süredir dikkatini çeken kızın arkadaşının kardeşi oluşundandı.


Kız o yaz tatilinden önce biraz durgunlaşmıştı artık hep gülmüyordu güldüğü şeyler sayılıydı ama abisinin yanına gidip geldiğinde daha başkaydı sanki. Dışarı çıktığında sürekli çatık olan kaşları, insanlardan uzak yürümeye çalışması öncekinden farklıydı.


Bu hâli Mirza Alparslan'ı endişelendiriyordu. Mirza Alparslan Tuğrul'un Demirkan'ın kardeşi olduğunu öğrendiğinde ona yakınlık kurmuştu ama kızın o halinden sonra daha da yakın olmuştu. Ki kız bu durumdan memnun değildi.


Eğer Mirza Alparslan, Demirkan abisinin bahsettiği gibi birisi ise Tuğrul abisi ile arkadaş olmamalıydı.


26 yaşında olan Mirza Alparslan hem 33 yaşında olan Demirkan ile hem de 23 yaşında ki Tuğrul ile arkadaş olabiliyordu. Bu da onun yaşına takılmaması gerektiğinin büyük bir örneğiydi.


Mirza Alparslan, kızın bu soğukluğundan dolayı baya huzursuz oluyordu. Onu sevdiğini ise çoktan kabul etmişti. Sevdası onu kıza daha çok itiyordu, bir buçuk yıl dayanabilmişti bu duruma. Her zaman ne yapabileceğini düşünmüştü ama böyle giderse kızın ona büyük bir ön yargıyla yaklaşacağından emindi ki öyle de olacaktı.


Eslem Feza'yı tek bilen kişi kız kardeşi Dicle'ydi. Onun ile olan konuşmaları çoğu zaman Eslem Feza oluyordu. Eslem Feza'nın bu davranışlarının değişmesinden kardeşine çok yakınıyordu ve kardeşinden akıl almaya çalışıyordu.


Tabi Wattpad sevdalısı kardeşi okuduğu kurgulardan dolayı Mirza Alparslan'ın aklına kıza yabancı numaradan yazmayı koymuştu. Ona hep iyi tepki alacağını, her zaman böyle olduğunu söylüyordu. O kadar ısrar ediyordu ki bu konuda abisi ona bu şekilde yazan birisi olduğundan bile şüphelenmişti.


Sonunda aklına koyulan -zorla koyulan- şeyi yapmıştı. Mirza Alparslan Eslem Feza'ya mesaj atmıştı. Ama kardeşinin dediği gibi iyi bir tepki almamıştı. Bunun karşın bir kere bu yola çıktığı için şansını tekrar denemişti.


Bunları yaparken umudu çok yoktu ama şu anki durumları onun kardeşine dualar etmesini sağlıyordu. Eslem Feza ile doğru dürüst konuşamazken bile şu an onu sevdiğini dile getirebiliyordu.


Eslem Feza onun cânfezâsıydı. Onun canına can katıyordu. Antalya'ya geldiğinde her şey bitmişti onun için ama gördüğü o neşeli kız onun kalbini tekrar attırdı.


Kitap hakkında ki yorumlarınızı yazmayı unutmayın.


Loading...
0%