Yeni Üyelik
8.
Bölüm

O Kadının Oğlu

@sadecebiryazar

Evin önüne geldiğimizde Alparslan abiye teşekkür edip arabadan inip eve çıktık. Oğuz abim kapıyı açınca Demirkan Abimi görmesiyle abime sarıldı.


"Hoşgeldin abi ne zaman geldi haberimiz yok?"


"Yeni geldim sürpriz yaptın Feza'ya size de söyliyemedim."


"Hoşgeldin abi özlemiştik."


"Hoşbuldum hoşbuldum." Abimin sesinde bana bakmasa bile ima sezmiştim. Tabi Oğuz abim anlamadı.


"Kim gelmiş Oğuz?" Diyerek gelen annem Demirkan Abimi görünce yüzü ekşidi gibi oldu.


"Hoşgeldin Demirkan." Abim annemin eline eğilip öptü.


"Hoşbuldum." 


"Ne zaman geldin hiçte haberimiz olmadı?"dedi annem.


Sanki haberi olsa sofralar hazırlayacaktı


"Bugün geldim işlerim vardı onları hallettim sonra Feza'yı alıp geldim."


"İyi o zaman geçin sofrayı hazırlayayım."


"Biz Feza ile çıkacağız zahmet etmeyin. Tabi sizde gelmek istiyorsanız birlikte gidelim." Dedi abimle annemde göz gezdirdi. Tuğrul abim daha gelmemişti demek ki


"Yok ben gelemem işlerim var."


"Ben gelirim abi." 


"Hadi gidin hazırlanın o zaman." Dediğinde ben hızla odama gittim. Oğuz abi ile de çok anlaşamıyordum. Telefonumu bugün elime alamayacaktım muhtemelen. Telefonumu çıkartıp Çipe'ye yazdım.


~~~


Cânfezâm: Abimlerle dışarıya çıkacağız yazamayabilirim endişelenme diye haber vereyim dedim


Çipe: SEN BEN ENDİŞELENMİYEYİM DİYE HABER Mİ VERİYORSUN BANA GÜLÜM ALLAHIM NE KADAR GÜZEL BİR ŞEYMİŞ BU


Cânfezâm: Sakin ol deli


Çipe: Sakinim


Çipe: Sakin OLAMIYORUM ÇOK MUTLU OLDUM


Cânfezâm:Sen böyle mutlu olacaksan ben sana hep haber veririm sonuçta insanları mutlu etmek güzel bir şey


Çipe: SANA NE OLDU BUGÜN YA SEN BENİM CANIM MISIN YA CANIMA CAN KATANIM MISIN YA ÇIĞLIK ATMAMAK İÇİN ZOR DURUYORUM


Cânfezâm: Tamam sakin ol sakinnn


Çipe: Bekle


Cânfezâm: Bekliyorum (16:09)


Çipe: Sakinimmmm (16:16)


Cânfezâm: Belli oluyor LXMŞXMXŞDMDŞDMXLX


Çipe: Dershanen vardı diye biliyorum


Cânfezâm: Hafta sonu tamamlayacağım.


Çipe: Peki. 


Cânfezâm: Bir fotoğraf gönderdiniz. ( Askılı siyah tulum ve beyaz badi)


Cânfezâm: Kombinim nasıl?(16:18)


Çipe: Çok iyi güzele ne yakışmaz.(16:21)


Cânfezâm: Teşekkürlerr


Çipe: Teşekkür etmene gerek yok gülüm gerçekler bunlar🫠


Cânfezâm: Sonra görüşürüz abim çağırıyor

~~~


Abim başıma gelmiş telefonu bırakmam için beni zorluyordu son bir mesaja atıp kapattım.


"Güzel kızım hadi güzel kızım hadii."


"Abi bekle şu makyajımı yapayım ya."


"Bekliyorum." Yatağıma oturup kollarını birleştirdi.


O oturunca bende aynaya bakıp rimel-eyeliner-sürme üçlüsünü gözüme uygulayıp gözlerimi daha da belirginleştirdim. Allık ve gloss da kullandıktan sonra abime döndüm.


"Hazırımm. Abi istersen benim dolabımda ki gömleklerinden birini kullanabilirsin."


"Ya öyle mi çok sağ ol güzel kızım." Dedi dalga geçerek.


"Tabi ki de ama geri bırakmak şartıyla ne de olsa senin malın benim malım, benim malım..." düşünür gibi yaptım.


"Yine benim malım." Dedim gülerek.


"Ne kadar paylaşımcı olduğunu bilmez miyim güzel kızım. Hadi ver bakalım bir tane gömlek." Dediğinde dolabıma ilerleyip siyah bir gömlek çıkardım ve ona verdim. Üzerinde ki kazağı çıkartınca kaslarını süzdüm.


"Kaslarıma benden çok bakıyorsun farkındasın değil mi?"


"Farkındayım tabiki de güzele bakmak sevaptır."


"Güzele bakmak değil güzel bakmak sevaptır güzel kızım."


"Doğrusu buysa ben senin kaslarına güzel de bakarım abicim." Gömleğinin üç düğmesini açık bıraktığında göğüs arası gözüküyordu. O gömleğini iliklemeyi bitirdiğini sanıyordu ama hemen duruma el attım.


"Şunu da kapatalım. Ne de olsa üşümeni istemeyiz değil mi abicim?" Dedim düğmeyi iliklerken


"Di mi di mi? İstemeyiz."


"Di canım abim di." Telefonumu gloss'umu cüzdanımı çantama atınca odadan çıktık.


"Hadi gidelim." Oğuz abimin konuşması ile kapıdan çıktık. Ayakkabılarımızı da giyip binadan çıktığımızda Alparslan abiyi gördük sigara içiyordu.


"Hayırdır Mirza?" Dedi abim


"Hiç öyle çıkayım bir hava alayım dedim siz nereye böyle?"


" Bizde gezicektik Alparslan abi sende gelsene." Demirkan abimden önce Oğuz abimin konuşması ile ona 'Bombastic Side eye' bakışlarımı atıyordum.


"Yok ya siz gezin."


"Gel ya ne olacak?" Oğuz abimin bu ısrarı ne için anlamıyordum


"İşlerim var ama bilemedim." Abime bakıp konuşunca o da omuzlarını silkti.


"Sen bilirsin." 


"En iyisi siz gidin benim işlerim var."


"Ne işin var Alparslan abi gel işte."


"İşlerim var Oğuz başka zamana gideriz birlikte."


"Sen bilirsin abi." Oğuz abinin sözüyle abime döndi tekrar


"Benim arabayı al istersen uğraşma taksiyle falan."


"Gerek yok kardeşim hallederim ben."


"Al oğlum lafı mı var aramızda?"


"Sağ ol kardeşim ama gerek yok."


"Gelsene sen bir şöyle." Alparslan abi abimin kolundan tutup bizden uzaklaştırdı. Bir şeyler konuştular ama duyulmuyordu.


Abim ile birlikte geri döndüklerinde"Hadi arabaya." dediler. Alparslan abi de bizimle geliyordu.


Demirkan abim öne oturunca ben ve Oğuz abimde arkaya oturduk


"Nereye gidiyoruz?" 


"Çarşıya gidelim yemek yeriz gezeriz. Olur mu güzel kızım?"


"Olur abii." Abim olunca sanki o kalabalıkta ki insanlar bana hiçbir şey yapamayacaktı. Evde bile korkuyordum ama abim olunca her yere gidebilirdim.


"Abi mısır ve karlama da alırız değil mi?"


"Karlama seni rahatsız eder sonra karnım ağrıyor diye ağlarsın olmaz ama istediğin kadar mısır alabilirim."


"Küçük bardak alırız olmaz mı abimmm?" Regl olduğumda canım en çok tuzlu çekiyordu ama şuan sanki karlama aşeriyor gibi hissediyorum kendimi.


"Bakarız belki de yoktur."


"Vardır vardır." Arabanın hızı artınca geriye yaslandım kısa bir sürede çarşıya varmıştık. Arabayı çarşının sakin bir sokağına park edip yürümeye başladık.


Markantalya'nın önüne geldiğimizde karlama satan yere doğru hızla yürümeye başladım.


"Abi büyük bardak limon-kiraz verir misin?" Dediğimde abim arkamda belirmişti bile.


"Abi orta boy yap sen onu."


"Ya abi."


"Sus bakalım karnın ağrıyor sonra zaten ilaçta içmiyorsun." Kollarımı bağladığımda abimlerde karlama almıştı.


"E ne yapalım?" Dedi Oğuz abim


"Gezelim işte oğlum, belki bir şeyler alırız."


"Tamam." 


"Al güzel kızım." Abim karlamamı uzatınca aldım hemen içmeye başladım.


Yürümeye başladığımızda "Abi içeriye girelim mi?" dedim


"Girelim." Dediğinde Markantalya'ya girdik. Geziyorduk bazen benim için mağazalara gidiyorduk bazen onlar için şimdi de Alparslan abi kendine gömlek bakıyordu.


"Demirkan mavi mi yoksa lacivert mi?" Dediğinde ben ikisini de beğenmemiştim. Kendimi sıkıyordum konuşmamak için


"Lacivert." Abim lacivert dediğinde kısık sesle kendi kendime söyleniyordum.


"Lacivert ne ya arkada güzelim haki varken." Dediğimde Alparslan abi ile gözgöze geldik arkasını dönüp haki gömleğe baktı.


"Bu da güzelmiş aslında bir deneyeyim." Bedenine bakıp aldı ve kabine gitti. Deneyip çıktığında haki rengi onda çok iyi durmuştu ve gömlek üstüne tam oturmuştu.


"Çok iyi olmadı mı? Bence bunu alayım." Dedi kimseyi dinlemeden geri kabine girip üstünü değiştirdi. Diğer gömlekleri bırakıp haki gömleği alıp kasaya gitti, ödediğinde mağazadan çıktık.


"Abi iki dakika bekleyin geliyorum hemen."


"Nereye?" Dediğinde başımla kozmetik mağazasını gösterdim.


"Tamam bekliyoruz." Hızla oraya girdim. Çok güzel bir rimel bulmuştum hemen yerini görevliye sorup buldum. İki tane elime aldığımda aşırı mutluydum kaç gündür bunu almak istiyordum ama fırsatım olmuyordu. Kasaya gidip ödedim ve çıktım. Onları çantama attım.


"Hadi yemek yemeye gidelim." Dedi abim gerçekten acıkmıştık.


"Döner yemeye gideceğiz demi abi?"


"Evet güzel kızım. Senin sevdiğin yere gideceğiz." Koluna girdim ve alışveriş merkezinden çıktık. Dönerciye geldiğimizde hepimiz et gobit söylemiştik.


Dönerler gelene kadar patateslerimden yemeye başladım. Birden tabağıma bir patates kızartması daha konulunca Alparslan abiye baktım.


"Benim canım istemiyor sen yiyebilirsin."


"Teşekkür ederim." Dedim başını salladığında yemeğime geri döndüm. Gobitlerimizde gelince yemeye başladık.


Yemeklerimiz bittiğinde abimler hesabı ödedi ve çıktık biraz yürüdük ve sonrasında kaleiçine indik denize bakarak mısırlarımızı yiyorduk. Büyük bir zevkle tüketiyordum mısırı birinci bardağım bitince abimin elinde olan ikinci bardağımıda alıp yemeye başladım. Acı ve sıcak ağzımı yakarken aşırı mutluydum. Karnım hafiften sancılanıyordu gece fena ağrıyacaktı ama yok sayıyordum ağrımı.


"Abi gidelim mi?" Üşümeye başlamıştım deniz havası çok güzeldi ama esiyordu.


"Gidelim güzel kızım."


Güzel geçen günümüzün ardından eve gelmiştik. Alparslan abiye teşekkür edip yukarıya çıktık anahtarım olduğu için kapıyı açıp içeriye girdik. O sırada annem ve Tuğrul abimin içeriden sesleri geliyordu.


"O kadının oğlu yine benim evime geldi, ara babanı iki gün içerisinde döndü, döndü yoksa ben babana yapacağımı biliyorum."


"Yav ne yapacaksın ne, adamın babasının evi istediği gibi gelir, senin bu nefretin neye ana?"


"Hani nerde babası? Babası yok, anlayın artık. İş bahanesiyle gitti evine gelmiyor, babası gelince o da gelebilir." Oğuz abimle ben Demirkan abime bakıyorduk.


Yorum ve beğeni atmayı unutmayın.


Loading...
0%