Yeni Üyelik
20.
Bölüm

Oyuncak Bebek

@sadecebiryazar

~~~


Cânfezâm: Bir fotoğraf gönderdiniz.


Çipe: Çok güzel olmuşsun


Cânfezâm: Tam görmedin bile


Çipe: Senin güzel olmama ihtimalin yok


Cânfezâm: He yani beni güzel olduğum için seviyorsun


Çipe: Sevdiğim için güzelsin


Cânfezâm: He sen sevmezsen çirkin olacağım


Çipe: Gülüm


Cânfezâm: Efendim


Çipe: Sen güzelsin


Çipe: Çok güzelsin


Çipe: Hep güzelsin


Çipe: Benim güzelimsin


Cânfezâm: Nerden güzelin oluyorum?


Çipe: Gelecekten


Cânfezâm: Taaaabiii efendim


Çipe: Taabiii efendimm


Cânfezâm: Tutma beni halay çekmeye gideceğim


Çipe: Halay çektikten sonra pişman olma gülüm


Cânfezâm: Bakarız


Çipe: Kına bittikten sonra yaz bana


Cânfezâm: Bakarız


Çipe: İyi eğlenceler


Cânfezâm: Sağ ol


~~~


Kınanın yapılacağı konağa çoktan gelmiştik ve saat yedi olmuştu. Misafirler de yavaştan gelmeye başlamıştı.


Bu sürede gelinle hiç konuşmamıştım. Bu yüzden bana gösterilen odanın önüne gelip kapıyı tıklattım, birkaç saniye içerisinde içeriden "Gel." dediğini duymuştum.


İçeriye girdiğimde üzerinde kırmızı bindallısıyla yatağın üzerinde oturan kızı gördüm.


"Merhaba." Dedim


"Merhaba, buyur." Dedi makyaj masasının önündeki pufu göstererek


Pufa oturdum.


"Eslem Feza ben, Serhat abinin teyzesinin kızıyım." Dediğimde başını salladı.


"Ezel Zilan." Dediğinde bu sefer ben başımı salladım.


"Memnun oldum." Dediğimde karşılık vermedi.


"Zilan, ben seninle konuşmak için geldim."


"Ne konuşacaksın?" Dedi hiçbir duygu barındırmadan


"Bu evlilik ve Serhat abi ile ilgili."


"Anladım ama onun hakkında pek bir bilgiye sahip değilim." Dedi sakince


"Fazla mı sakinsin, yoksa bana mı öyle geliyor?"


"Sakin görünüyorum değil mi?"


"Evet ama bunun iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum."


"Olabilir."


"İstemiyorsun değil mi bu evliliği?" Dediğimde hafifçe ve samimiyet sizce güldü.


"İstiyor gibi mi görünüyorum?"


"İstemiyorsun ama buradan da dönemiyorsun."


"Dönmek de istemiyorum."


"Bunu bildiğim için burdayım. Bak bu evlilik konusunda tedirginliklerin olduğunu biliyorum. Belki seni tam anlamıyla anlayamam ama anlamaya çalışırım. Ve bir nebze de olsa seni rahatlatmak için konuşmak istedim. Tabi senin de benimle konuşmanı."


"Ne konuşacağım? Konuşacak bir şey yok."


"Zilan konuşman gerekmez mi? Tabi istersen seni zorlayamam."


"Konuşmamı istemiyorlar, sadece bunları yapmam gerekiyormuş." Dedi, bu kadar duygusuz konuşması hiç iyi değildi.


"Konuşmalısın! Sen oyuncak bebek değilsin ki, seni bir kalıba sokamazlar. Sen zaten bu evliliği kabul etmişsin, bundan sonrası senin bileceğin bir şey."


"Eslem, çok saf düşünüyorsun. Zorunda bıraktılar beni. Senin deyiminle oyuncak bebek gibi kalıba soktular."


"Tamam anlıyorum seni zorunda bıraktılar ama evleneceğin kişi seni bir şeylere zorlayacak, istediği kalıba sokacak birisi değil, anlıyor musun?"


"Neden bu kadar eminsin?"


"Çünkü abimi tanıyorum ve onun bir kadına nasıl yaklaşıcağını biliyorum."


"Konuştun mu onunla?"


"Konuştum."


"Düşüncesi?"


"Kan çıkmasın diye-"


"İstiyor yani."


"İstiyor ama zamanla bir şeylerin olacağını düşünüyor."


"Zamanla mı bir şeyler olacakmış, kendisi bu sırada ne yapacakmış?"


"Tabiki de kendisi de bir şeyler yapacaktır. Zilan zamanı küçümseme, bende küçümsedim. Pişman oldum."


"Ne konuda?"


"Boşver şimdilik eğer samimiyetime inanırsan konuşuruz bir ara." Dediğimde başını salladı. O bir şey demeyince ben tekrar konuştum.


"Bak buraya sana bir şeylerin iyi olacağını söylemeye geldim. Serhat abim, o sana kötü davranmaz, kalbini kıracak şeyler söylemez. Bunların içini biraz da olsa rahatlatacağını umuyorum."


"Anladım, o iyi biriymiş."


"Öyle, sende yaşayarak göreceksin bunu."


"Peki."


"O zaman ben gideyim." Dedim arkamı dönecekken konuştu.


"Eslem, kusura bakma sana özel değil bu durumum." Dediğinde samimi bir şekilde gülümsedim.


"Ne kusuru, kolay şeyler yaşamıyorsun." Dediğimde başını salladı.


"Bu arada samimiyetine inanıyorum." Dediğinde odaya girdiğimden beri ilk defa samimi bir gülüş belirdi dudağında.


"Sonra görüşürüz." Deyip odadan çıktım.


Odadayken hafiflemiş olsan çalgı sesi şimdi daha net duyuluyordu. Sırtımda ve göğsümde olan hafif dekolteyi kapatan puşiyi düzeltip aşağı inmeye başladım. Teyzem kapıda gelenleri karşılıyordu bende vakit kaybetmeden yanına gittim.


Gelen kadınları karşıladıktan sonra kına tamamen başlamıştı artık. Bende arkalara doğru olan bir sandalyeye oturdum. Bugün Galatasaray'ın maçı vardı ve bu ortamda izlemek biraz sakıncalı olacaktı ama bunu umursamayacaktım.


Askılı kılıfla omzuma astığım telefonumu alıp Çipe ile olan sohbetimize girdim


~~~


Cânfezâm: Kalbimde ismin ateş sarı kırmızı


Çipe: Hayatım oldun artık feda bu canlar


Cânfezâm: Doğuyoruz seninle


Çipe: Yaşlanıyoruz sevginle


Cânfezâm: Severek öleceğiz


Çipe: GALATASARAY


Cânfezâm: Seviyorum bu marşı ya


Cânfezâm: Gerçi Galatasaray'ın her şeyini seviyorum


Çipe: Bende gülüm bende


Cânfezâm: Bu kız maçı izlemek için neler çekecek biliyor musun??


Çipe: Biliyorum


Cânfezâm: Nasıl biliyorsun??


Çipe: Yani tahmin ediliyor kına da nasıl izleyeceksin?


Cânfezâm: Geçer bir yere izlerim


Çipe: Sülaleye dedikoduyu vereceğim diyorsun yani


Cânfezâm: Galatasaray'ın maçı onları mı takacağım?


Çipe: Seninle maç izlemeyi çok istiyorum


Cânfezâm: Maç izlemeyi mi??


Cânfezâm: Bari yerinde falan izleseydik


Çipe: İzleriz gülüm ben seni her maça götürürüm


Cânfezâm: Her maça mı?


Çipe: Evet gülüm


Cânfezâm: Avrupa maçları???


Çipe: Onlara da gideriz gülüm


Cânfezâm: Götürmeyen ne olsun?


Çipe: Götürmeyen bir gün cânfezâsını göremesin


Cânfezâm: Ama bu büyük bir şey değil ki


Çipe: Benim için ne kadar büyük olduğunu bilemezsin cânfezâm


Cânfezâm: Tamam o zaman aldım sözümü gidiyorum


Çipe: Git bakalım


Cânfezâm: İyi seyirler


Çipe: Sana da gülüm sana da


~~~


Sohbetten çıkıp telefonumu kapattım. Maça 15 dakika kalmıştı, o zamana kadar halaya katılabilirdim. Yerimden kalkıp halaya katılacaktım ki teyzemi otururken gördüm. Hemen yanına gidip kaldırdım. Kaynana halaya kalktığı için etrafta zılgıt sesleri yankılandı.


"Sen kaynanasın, ne oturuyorsun öyle?" Dedim


"İlk defa mı kaynana oluyorum, deli?" Dedi gülerek


"Senin o karta kaçmış oğullarından bana ne? Abim evleniyor benim." Dedim neşeyle. Enerjinin birden yükselmesini bir şeye bağlamayı istemiyordum.


"Bak hele, sen benim oğullarıma ne diyorsun?" O konuşurken, onu halay başına geçirip yanına geçtim.


"Kaçmışlar, kaçmamışlar mı? Hem gelip beni görmediler beni ilgilendirmiyor gerisi."


"İşleri vardır kızım, alırlar gönlünü." Dediğinde omuz silktim ve halaya odaklandım. Bir süre sonra telefonum titrediğinde maçın başladığını anladım. Halaydan çıkıp annemin yanına gidip oturdum. Maçı açıp izlemeye başladığımda annemin sesini duydum.


"Neye bakıyorsun?" Dediğinde telefonu hafifçe ona doğru çevirdim.


"Maç mı var?" Dedi, ilgisini çekmişti. Annem bildim bileli maç izleyen birisiydi. Babam seviyor diye onunla izleye izleye ilgisini çekmeye başlamıştı.


"Evet."


"Kiminle?" Dediğinde ekranı ona daha da çevirdiğimde burada izlemeyi doğru bulmamış gibi eliyle telefonu baba doğru çevirdim.


"Samsun."


"Yeni mi başladı?"


"Evet."


"Tamam." Dedim ve konuşmayı kestik. Maçın 6. Dakikasındayken birisi geldi yanımıza ama bakmadım. Annemle konuşuyorlardı.


"Sen nasılsın kızım?" Sorunun bana olduğunu anlamıştım ta ki annem beni hafif cimcikleyene kadar.


"Efendim?" Dedim anlamayarak


"Nasılsın diyorum ama sen telefona dalmışsın. "


"He evet, iyiyim siz nasılsınız?" Ayağa kalkıp kadının boyuna geldim.


"Bende iyiyim sana seslendim ama duymadın. Telefona baya dalmıştın."


"He evet." Gözüm bir onda bir maçtaydı ve gol oldu.


"Gol, gol." Dedim


"Gol mü? Maç mı izliyorsun sen? " Dedi kadın


"Evet." Dedim golün tekrarını izlediğim için kadına bakmadan cevapladım.


"O ne öyle, erkek gibi." Dedi kadın.


"Nesi erkek gibi? Futbolu sadece erkekler mi izliyor?" Dedi annem.


"Evet, erkekler izler."


"Hayır, sadece erkekler izlemez." Dedi annem


"İyi dediğin gibi olsun." Dedi


"Kim atmış golü?" Dedi annem bana dönerek kadınla ilgilenmeden


"Aktürkoğlu."


"İyi çocuk, iyi." Dedi memnuniyetle. Bu sırada kadın, annem onunla ilgilenmediği için bir şey demeden gitti. Kadın gidince güldüğümde annemde sırıtıyordu.


Bu sefer hiç konuşmadan maça tekrar odaklandım. İlk yarı da Kerem'in 29. dakikada ki ve Abdülkerimin, 42. dakikada ki golüyle 3-1 bitti.


İlk yarı bitince yerimden kalktığımsa annem konuştu.


"Maç bittiyse git bak ne yapıyorlar? Kına yakılacak şimdi." Dediğinde başımı sallayıp konağın içine girdim.


Kızlar kına tepsisinde ki kınanın mumlarını yakmış, kendi ellerinde ki çiçek şeklinde ki mumları yakıyorlardı. Bende hemen ellerime mumlardan taktım.


Kapıya doğru dizildik ve başta ki kız Kürtçe kına şarkısı söylemeye başladı. Avluya doğru ilerlediğimizde ortaya Zilan ile Serhat abimi oturtmuşlardı. Biz onların etrafında dönüyorduk, kızlar arada Zilan ağlıyor mu, diye bakıyorlardı. Bir sefer de ben eğildim.


"Ağlamayacak mısın?" Dedim. Cevabını biliyordum ama yine de sordum.


"Hayır." Dediğinde başımı salladım. Eğildiğim yerden kalkıp teyzemin yanına gittim.


"Teyze, ağlamıyor işte yakın kınayı, zorlamayın kızı." Dedim


"Tamam. Git sen, ağladı falan de." Dedi teyzem


"Tamam." Deyip geri Zilan'ın yanına döndüm. Başında ki örtüyü kaldırıp baktığımda hâlâ ağlamıyordu.


"GELİN AĞLIYOR." Dedim bağırarak. Aslında ağlamayan Zilan ne yaptığımı anlamayarak bana bakıyordu. Bu sefer de açık olan avucunu kapatıp elinin üstüne elimi koydum.


"Kaynana gelin avucunu açmıyor." Dediğimde Zilan başını onaylamazca iki yana salladı. Ben bağırınca kızlardan biri de beni tekrar etti. Teyzem kızların arasından gelip Zilan'ın önüne geçti. Zilan'ın elini rahat bıraktığımda avucu kendiliğinden açıldı. Her eline ikişer tane tam altın koyup kınasını yaktı.


"Kaderin, gönlün kadar güzel olsun kızım." Dediğinde Zilan eğilip teyzemin elini öpüp anlına koydu.


Serhat abinin de serçe parmağına da kına yaktıktan sonra onlar için ayırdıkları yere oturdular. Serhat abimin tarafında ki sandalyeye oturdum.


"Bak şimdi maçı açacağım, ama büyük tepkiler vermeyeceksin." Dedim Serhat abime doğru


"Tamam ama çok bana doğru çevirme." Dediğinde başımı sallayıp maçı açtım.


Maçın ikinci yarısını izlerken 60. dakika da gol yememizle durum 3-2 oldu.


"Ulan." Dedi Serhat abi kısıkça. Onun konuşmasıyla Zilan'ın bakışları birkaç saniye Serhat abiye döndü. Serhat abi de ona baktığında ben önüme döndüm.


7 dakika sonrasında Ziyech'in sandığımız ama aslında icardi'nin olan golle 4-2 öne geçtik. Maç böylece bittiğinde tam telefonumu kapatacakken Çipe'den bildirim gelince onun mesajına girdim.


~~~

Çipe: İcardi'nin kafa golleri kadar güzel olduğunu söylemişmiydim?


Cânfezâm: Muhtemelen


Çipe: Olsun bir daha söyleyeyim


Çipe: İcardi'nin kafa golleri kadar güzelsin gülüm


Cânfezâm: Öyleyimdir


Çipe: Öylesin gülüm öylesin


Cânfezâm: Ben gideyim


Çipe: Git bakalım


Cânfezâm: Eve geçince yazarım


Çipe: Tamam gülüm


Cânfezâm: Tamamm


~~~


"Kiminle konuşuyorsun sen?" Dedi Serhat abim


"Hiç kimseyle."


"Ne demek hiç kimseyle? Neye gülüyorsun o zaman?" Dedi bilerek beni sıkıştırıyordu.


"Gidiyorum ben ya. Nerde benim Demirkan aşkım?" Dedim ayağa kalkıp


"Hele yabancı kadınlar dağılsın, gelirler." Dediğinde başımı salladım.


"Giderler birazdan." Deyip Zilan'ın tarafına geçip oturdum.


"Bir şeye ihtiyacın var mı, su falan getireyim mi?"


"Su, olur." Dediğinde başımı sallayıp konağa sonra da mutfağına girip iki bardak su alıp çıktım. Yanlarına gelip ikisine de suyu verdim. Bu sırada kadınlar da gitmeye başlamıştı.


İki aile kalınca erkeklerde gelmeye başladı. Konağın açık olan kapısından en önde Demirkan abim arkasında Alparslan abi ve diğerleri de girdiğinde hemen Demirkan abimin yanına gittim.


"Hoşgeldin, aşkkuşum." Dedim sırıtarak


"Hoşbuldum, güzel kızım." Dedi uyarı dolu sesiyle.


Hatırladığım şeyle hemen geriye çekilip üzerimü işaret ettim.


"Nasıl olmuşum?" Dedim neşeyle


"Çok güzel olmuşsun, güzel kızım."


"Biliyorum." Dediğimde güldü.


"E hadi bir halay çekmeyelim mi?" Dedi Demirkan abim


"Git Serhat abiyi kaldır, çekin." Dedim omuz silkerek


"Sen?" Dedi


"Ne ben?"


"Senle halay çekmek istiyorum ben."


"Başka zamana artık." Dedim


"Ne demek başka zamana? Şimdi oynayacağız." Dedi ve sandalyenin üzerinde ki mendili alıp hali hazırda açık olan halay müziğiyle elimden tutup halay çekmeye başladı. Bense öylece ona bakıyordum.


"Hadi oyna, yoksa daha çok rezil olacaksın." Dedi kulağıma doğru bağırarak. Diğerleri de abimin elinden tutup halaya katıldığında oynamaya başladım bende.


"Bugün oynattın ama yarın oynamam." Dedim abime doğru


"Yav he he." Dedi beni geçiştirerek


Bölüm sonu.


Kitap hakkında yorumlarınızı yaparsanız, sevinirim.


Sizce Eslem Feza, Alparslan'ı öğrenince ne olacak?



Loading...
0%