Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Bölüm - Çaresizlik

@sadecelerden_s

Tam şu an Emine Teyze'nin evinin önünde öylece kapının önünde dikiliyordum. Giremiyordum içeri, nasıl söyleyecektim? İçim parçalanıyordu,kabullenemiyordum. Daha fazla bekleyemezdim de. Bir cesaret kendimi kapıyı tıklatırken buldum. Saniyeler sonra ise kapı açıldı.

 

"Kızım,buldun mu Melek'imi?" Gözyaşları içindeydi Emine Teyzem. Kahrolmuştu. Bir de ölüm haberini alırsa daha kötü şeyler olur diye korkuyordum.

 

"Bir içeri girsek Emine Teyze?" dedim. Burda böyle kapı önünde hiçbirşeyi doğru düzgün anlatamazdım.

 

"Geç kızım." dedi kenara çekilerek. Ben de içeri geçip salona ilerledim.

 

Salona geçip bir koltuğa oturdum ve nihayet biraz soluklanma fırsatı buldum. O sırada Emine Teyze de kapıyı kapatmış ve yanıma gelip oturmuştu.

 

"Kızım,nolur iyi haberlerle geldim de. Nolursun buldum kızını de bana."

 

"Emine Teyze," dedim ve iç çektim "sana bu haberi vermek istemezdim ama..." dedim ve devamını getiremeden Emine Teyze tekrar konuştu.

 

"Kızıma ne oldu Başak,ne oldu neden kaç gündür ortalıkta yok?"

 

"Tamam Emine Teyze bir sakin ol bak sana birşey söylemem gerek. Beni bir dinle lütfen!"

 

"Söyle kızım,nolur iyi birşey söyle!"

 

Konuşmakta o kadar zorlanıyordum ki. Nefes almakta güçlük çekiyordum. Öyle bir çaresizliğin içerisindeydim ki. Tarif edilemezdi.

 

"Emine Teyze," dedim "başımız sağolsun." dedim ve gözyaşlarıma hakim olamadım. Kendimi ağlarken buldum. Emine Teyze'nin yüzüne bile bakamıyordum. Yüz ifadesi nasıldı şu an? Ne tepki vermişti? Hiç ses çıkarmıyordu.

 

Ellerimi yüzümden çektikten sonra Emine Teyze ye baktım. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Gözünden bir damla yaş aktı sonra,ve... Olan oldu.

 

"Ha-hayır. Ölemez,benim kızım ölmez Başak o bizi,beni bırakıp gitmez." dedi ve ağlamaya devam etti. Yere attı kendini. Ellerini yumruk yapıp yerlere vurmaya başladı. Hem ağlıyor hem konuşuyordu. Çaresizlik böyle birşey miydi?

 

"Ölemez benim kızım, ölemez ölemez. Kızım! Melek!" çok kötüydü o an Emine Teyze. Hem de çok...

 

Aniden yere yığıldı Emine Teyze. Bir anda panik oldum. Elim ayağım birbirine dolaştı birnevi. Yavaşça koltuğa doğru yasladım sırtını ve uyandırmaya çalıştım. Ama ayılmıyordu bir türlü. Daha kötü birşey olur diye içim içimi yiyordu.

 

"Emine Teyze,duyuyor musun beni cevap ver Emine Teyze."

 

Mutfaktan bir kolonya bulup Emine Teyze'yi ayıltmaya çalıştım. Dakikalar sonra ise nihayet uyandı. Hemen kaldırıp koltuğa yatırdım. Hala kızım diye sayıklıyordu. Bir başına sürdürecekti hayatını artık bu evde. Çok kötü bir durumdu. Kendi canını,dokuz ay karnında taşıdığı, büyüttüğü ve bugünlere kadar getirdiği kızı can vermişti. İsmi gibi Melek olmuştu. Berbat bir şeydi en sevdiğini kaybetmek...

 

Titreyen sesiyle sorular sormaya başladı bu kezde.

 

"Nasıl ölmüş kızım? Ne olmuş Melek'ime?" En acısı ise buydu. Onu birinin öldürmüş olması,bir cinayete kurban gitmiş olmasıydı. Güçlükle sorduğu soruya cevap verdim.

 

"Birisi öldürmüş onu. "

 

"N-ne,kim kıymış benim kızıma Başak. Herkes çok severdi benim kızımı. Kim yapar ki benim kızıma böyle birşey."

 

"Bilmiyoruz Emine Teyze ama sana söz veriyorum. Kızını öldüren o katili bulacağım. Sen biç merak etme tamam mı teyzem?"

 

"Kızım ben onsuz yaşayamam. Melek'im!"

 

"Bir şekilde toparlanacağız Emine Teyze. Ben o katili bulmak için elimden gelen herşeyi yapacağım. Gözün arkada kalmasın."

 

~•°•°•°~

1 hafta sonra...

 

Saat 07:30. Ama hiç kalkasım yok. 1 haftadır evdeydim. Bu süre zarfında kendime gelebilmiştim. Hala kaybettiğim kuzenimin acısını yaşıyordum. Ama ilk günler gibi kötü değildim. Hırslıydım. Nefret doluydum. Kime karşı mı?

 

Katile karşı...

 

İlk iki gün nerdeyse yataktan hiç çıkmamıştım. Telefonumu kapatmıştım. Kimseyle konuşmak, görüşmek dahi istemiyordum. Canım acıyordu. Dayanamıyordum. 3. gün nihayet telefonumu açtığımda beni karşılayan bir sürü baş sağlığı mesajı, cevapsız aramalar ve diğer önemsiz bildirimlerdi.

 

Ondan sonrasında ise yine evdeydim ama kendimi daha iyi hissediyordum. Açıkçası evde yatmaya alışmıştım bu süreç içerisinde. Bu yüzden işe gitmek hiç istemiyordum. Ama mecburdum. Bu yüzden üzerimi giyinip hızlıca çıktım evden.

 

Karakola geldiğim de girişte beni karşılayan ise elinde iki kahveyle beni bekleyen Çınar'dan başkası değildi.

 

"Günaydın." dedi yanına geldiğimde ve elinde ki kahveyi bana uzattı.

 

"Günaydın. Teşekkürler." dedim elimde ki kahveyi göstererek.

 

"Rica ederim. İyi gelir diye düşündüm. Nasılsın?"

 

"Daha iyiyim. Sen?"

 

"İyi diyelim iyi olsun." dedi ve gülümsedi. Ben de gülümsedim. Bu sıralar bana iyi gelen tek şeydi Çınarla konuşmak. Onun yanında kendimi iyi ve güvende hissediyordum.

 

"Bir gelişme var mı?" diye sordum.

 

"Cinayet günü arkadaşlarıyla beraber gitmişti demiştin. Biz de arkadaşlarına ulaştık. Hepsini teker teker sorguya çektik."

 

"Sonuç?"

 

"Her birinin söylediği birbirlerini tutuyor. Yani onların suçu yok gibi ama yine de emin olmayalım hemen. Hepsi Melek'in tek başına taksiye binip gittiğini söylüyor. Ondan sonra ki günler de zaten hiçbiri görüşmemiş Melekle."

 

"Anladım." Bir umut beklemiştim. Belki birşey bulurlar diye ama belli ki yine boşa beklemiştim. Gözlerim boş bir ifadeyle yere kitlenmiş bakıyordu ki Çınar'ın söyledikleriyle kendime geldim. Bir elini omzuma götürmüştü.

 

"Başak,yapma böyle. Seni böyle gördükçe daha çok üzülüyorum. Söz veriyorum sana hatta sana Duman sözü veriyorum bulacağız o vicdansızı."

 

"Duman sözü ne be?" dedim ve güldüm. İlk defa böyle bir cümle kuruyordu.

 

Kolunu omzuma attı ve gülerek konuşmaya başladı.

 

"Eee,çok zeki arkadaşım hani benim ismim Çınar soyadım Duman ya. O mantık yani,anladın?" dedi gülerek. Ben de güldüm bu cevabına karşılık.

 

"Anladım." dedim ben de gülerek.

 

"Hadi hadi kalk. İş başına Komiserim!" dedi ve ayaklandı.

 

Ben de kalktım ve girdik içeri.

 

~•°•°•°~

 

Yoğun geçen bir iş gününün ardından eve gidiyordum. Çok açtım ama evde yemek yoktu. Bugünlük birşeyler sipariş etmeyi düşünüyordum. Arabamı her zaman ki yerine park ederken binanın önünde bir hareketlilik gördüm. Apartmana birileri taşınıyordu galiba. Eşya taşıyorlardı. Apartman da sadece 3 tane boş daire var. İkisi hariç birisi kiralık sadece ve o kiralık daire de benim üstümdeki daire. Hangi daireye taşınıyorlar acaba?

 

Girişte apartman sorumlusu Hayri Bey'i gördüm. Tabiki de çok meraklı olduğum için kimin nereye taşındığını sormadan edemedim.

 

"Hayri Bey iyi akşamlar." dedim. Arkası bana dönük olan Hayri Bey hemen bana doğru döndü ve gülümsedi.

 

"İyi akşamlar Başak Hanım. Nasılsınız?"

 

"İyiyim siz?"

 

"İyiyim ben de Allah'a şükür. "

 

"Birileri taşınıyor galiba?" dedim yukarıya taşınan eşyaları göstererek.

 

"Evet evet. Valla iki saattir çalışıyoruz ama az kaldı. Ha,bu arada sizin üstünüzde ki eve taşınıyorlar." Gerçekten de benim üstüme birileri taşınıyordu.

 

"Öyle mi? Burdalar mı acaba eve taşınanlar bir tanışmak isterim."

 

"Demin taşınıyorlar dediğime bakm-" derken lafını yarıda bıraktı ve apartman kapısına yönlendirdi bakışlarını. Apartmandan biri çıkmıştı. Ben de oraya baktım ve-

 

Nasıl?

 

Motorcu?

 

Yani Aras?

 

O mu taşınmıştı yoksa? Bu kadar tesadüf olacağını sanmıyordum. Onu görünce aklıma geçen hafta ki para mevzusu geldi.

 

Allah kahretsin!

 

Benim onu aramam gerekiyordu. Tamamen aklımdan çıkmıştı. Parayı vermiş miydi acaba? Bunu müsait bir zaman da sormam gerekiyordu.

 

"Aras Bey bir bakar mısınız?" diye seslendi Hayri Bey. Ben hala şoku atlatamamıştım. Oysa o bile beni henüz farketmemişti. Bakışlarını bu tarafa doğru çevirince gözleri ilk benim gözlerimi buldu. Bir süre bakıştık. O da beklemiyordu galiba böyle birşey olacağını.

 

Sakin adımlarla bize doğru yürüdü ve yanımıza geldi.

 

"Başak Hanım,yeni komşunuz Aras Bey. Aras Bey,bu da sizin alt komşunuz Başak Hanım."

 

Ne yapacağımı bilemedim ilk başta. Öylece baktım yüzüne. Bir tepki vermem gerekiyordu. Elimi uzattım.

 

"Hoşgeldiniz Aras Bey." dedim."Geçen hafta sizi arayamadım bazı sebeplerden ötürü kusura bakmayın." diyecek birşey bulamadığım için direkt bu konuyu açtım. O da gülümsedi ve "Hiç önemli değil ben parayı ilettim zaten. Ve hoşbulduk." dedi. Uzattığım elimi tutmuştu.

 

"Siz tanışıyor muydunuz?" diye bir soru yöneltti Hayri Bey.

 

"Geçen hafta bir borç mevzusu vardıda sağolsun bana yardımcı olmuştu Başak Hanım." diye açıklama yaptı. Ben de dediğini onaylarcasına " Evet öyle oldu." dedim.

 

" Aras Bey, hoşgeldiniz tekrardan apartmanımıza. Dediğim gibi apartmandan ben sorumluyum. Bir ihtiyacınız olursa çekinmeyin lütfen." Hayri Bey'in bu özelliğine bayılıyordum. Çok iyi kalpli,merhametli ve sevecen bir insandı. Böyle insanlar çok nadir bulunur bu dünyada.

 

"Çok sağolun. Neyse taşıma işimiz bitti zaten ben artık eve geçiyorum. Başak Hanım siz yukarı mı çıkacaktınız?" dedi bana.

 

"Evet. Eve geçiyordum ben de."

 

"Tamam o zaman buyurun beraber çıkalım." diye bir teklifte bulundu.

 

"Olur tabi. İyi akşamlar Hayri Bey."

 

"İyi akşamlar."

 

Sonra ben önden o arkadan merdivenleri çıktık. Benim evin kapısına geldiğimizde lafa girdim.

 

"Burası benim evim. Siz benim üstümdeymişsiniz galiba."

 

"Aa,öyle mi? Yani üstünüze taşındığımı bilmiyordum. Yalnız sizi burda gördüm ya çok şaşırdım. Ama sevinmedim de değil. Yani yanlış anlamayın. En azından tanıdık birileri var. Yabancılık çekmem." dedi. Tanıdık...

 

"Yok yok niye yanlış anlayayım? Ben de sevindim sizin adınıza." dedim

 

"Neyse ben eve geçeyim o zaman biraz etrafı düzenlerim. İyi akşamlar size." dedi ve tam gidecekken seslendim. "Aras Bey!"

 

"Efendim." dedi.

 

"Bir saniye." dedim ve telefonumdan geçen hafta kaydetmiş olduğum numarayı aradım. Evet onun mumarasını. Sonra Aras Bey'in telefonu çaldı. Ben de kapattım telefonu.

 

"Birşey lazım olursa diye. Kaydedersiniz." dedim.

 

"Çok sağolun. İyi akşamlar tekrardan." Gülümsedim. İyi birisiydi.

 

Cebimden anahtarımı çıkarıp kapı kilidine soktum. Ve kapıyı açıp içeri girdim. Hızlıca bir duş aldım ve saçlarımı kuruttum. Artık birşeyler sipariş etsem iyi olacaktı. Bu saatte bu yorgunlukla hiçbirşey yapmak istemiyordum.

 

Biraz hava almak için balkona çıktım. Aynı zamanda da telefonumdan dürüm siparişi verdim. Dışarıyı izlerken üst katın balkonundan bir ses duydum.

 

"Alo,iyi günler. Bir dürüm siparişi verecektim..." bu Aras'tı. Namıdeğer motorcu. O da yemek siparişi veriyordu. Hatta o da dürüm siparişi veriyordu.

 

Acaba..

 

Beni duydu mu?

 

Ah! Kesin duymuştu.

 

Evet ama... Duysa ne olacaktı sanki? Gerçekten aklımı yitiriyordum.

 

Elimde çalan telefonuma baktım. Ekranda yazan Motorcu arıyor... yazısı ile şaşkınlığa uğradım.Evet,onu motorcu diye kaydetmiştim.

 

Ve evet,beni arıyordu...

 

Biraz beklettikten sonra nihayet telefonu açmak aklıma gelebildi. Açtım ve ilk o konuştu.

 

"Başak Hanım,rahatsız etmiyorumdur umarım ben aradım ama?"

 

"Yok müsaitim. Bir sorun mu var?"

 

"Yok yok. Ben şey için aradım. Balkondayken sizin sipariş verdiğinizi duydum da. Ben de verecektim zaten verdim de hatta. İsterseniz bana gelin beraber yiyelim diyecektim. Hem tam olarak tanışmışta oluruz ne dersiniz?"

 

Beni evine çağırıyordu. Beni...

 

"Tamam olur. Ben kendi siparişimi aldıktan sonra gelirim o zaman." diyerek kabul ettim teklifini.

 

"Tamam görüşürüz o zaman."

 

"Görüşürüz." dedim ve kapattım.

 

~•°•°•°~

Şu an Aras Bey'in evindeydim. Beraber oturmuş dürüm yiyorduk. Bir yandan sohbet ediyorduk.

 

"Valla o gün siz olmasanız ben adama iyi sövecektim ne laftan anlamaz birisiydi o ya?"

 

Çok samimi ve kafadengi birisiydi aslında. Sohbeti de güzeldi.

 

Sevmiştim...

 

"Yani yine de biraz haklıydı adam. Bu devirde kimseye güven olmaz. Yanlış anlamayın ama kimseye güven olmaz derken."

 

"Yok yok niye yanlış anlayayım?"

 

"Sizin bir mesleğiniz var mı?" Şak diye konuyu değiştirmede bir numarayımdır,doğru..

 

"Soruyu cevaplamadan önce şu 2. çoğulla konuşmayı bıraksakta 2. tekile mi geçiş yapsak?"dedi. Daha doğrusu 'siz' diye hitap etmeyi bırakalım dedi. Bu dediğine güldüm. Sonra yine konuştu."Yani artık komşuyuz öyle yabancı da sayılmayız bence." dedi. Haklıydı...

 

"Bence de haklısınız,yani haklısın." diyerek düzelttim. "Asıl soruma cevap verecek misin?"

 

"Motorcuyum ben. Yarışlara falan katılıyorum. Ordan kazandığım parayla geçiniyorum." dedi. Ne kadar kazanıyordu ki?

 

"Yanlış anlamazsan ne kadar kazanıyorsun ki?" diye sordum. "Yani yarışlarda aldığım dereceye göre değişir. Ama az bir para değil yani. Onu bilsen yeter." dedi. Yani sonuncu olsa bile bir miktar para geçiyor muydu eline? Enteresan...

 

"İyiymiş o zaman. Bu arada o gün ben senin motoruna biraz göz ucuyla baktım da. Anlarım ben de motorlardan biraz. R6 kullanıyorsun mesela." dedim. Tebessüm etti. "Aynen R6 kullanıyorum. Motorlardan anlamana sevindim. De sen niye almıyorsun bir motor madem ilgin var?" diye sordu. Çok mantıklı bir soru. Gerçekten. Açıkçası kaza yapmaktan çok korkuyordum. Bazen karşıma motor kazası haberleri çıkıyordu. Onları gördükçe bile korkuyordum. İlgim var olmasına ama kullanmak,benlik değil.

 

"Ya biraz saçma gelebilir ama motor kazalarından çok korkuyorum ben. Yani ben de kaza yaparım falan diye. Motorlar ilgi alanıma giriyor evet ama kullanmak hariç. " dedim gülerek o da güldü.

 

"Ben de korkuyordum. Ama korkumu yendim. Bence sen de istesen yenebilirsin." dedi. "Sağol." dedim. "Ben artık kalkayım o zaman. Saatte geç oldu zaten." diyerek ayaklandım. Telefonundan saate baktı ve "Farkına varmamışım saatin. Geç olmuş gerçekten." dedi.

 

"Teşekkür ederim herşey için memnun oldum tekrardan." dedim kapıya ilerlerken. "Asıl ben teşekkür ederim. Yine beklerim." dedi. Gülümsedim. "İyi geceler." dedim evden çıktığımda. "İyi geceler." dedi ve sonra kapıyı kapattı. Ben de eve gittim. Biraz telefonla oyalandıktan sonra üzerimi değiştirdim ve yatağa uzandım. İşte şimdi günün en sevdiğim kısmı. Hayır,uyumak değil düşünmek...

 

Her gece yatağa yattığımda birşeyler düşünürdüm. Mesela o gün yaşadığım şeylerle ilgili. Veya hayal kurardım. Hoşuma gidiyor birşeyler hakkında düşünmek. Karanlıkta,yatağımda.. Bu sefer ise Arasla geçirdiğimiz zamanı düşündüm. Konuşmalarımızı. Sonra aklıma Melek geldi. Hala düzgün birşeyler bulamamıştım katile dair. Bu olay oldukça canımı sıkıyordu. Yarın cinayetin işlendiği yere tekrar gidecektim. Araştıracaktım etrafı. O katile gün yüzü göstermeyecektim...

 

~•°•°•°~

 

Merhabalarrr

 

Yeni bölümü nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bekliyorumm

 

Sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle...

 

YouTube hesabım; @sadecesudeew

Loading...
0%