Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5. Bölüm - Yarış

@sadecelerden_s

 

Aras...

 

Eve geldim. Büyük bir yorgunluk vardı üstümde. Her zaman ki işimi yapmıştım. Bu işe ilk başladığımda aldığım her can benim canımı yakıyordu. Ama zamanla alıştım. Bunu yapmaya mecburdum çünkü. Bu hayatta bazı şeylere alışmak zorunda kalırız. Ben iki farklı şeye alıştım. Birincisi babamın ölümüne ve hayatta olmayışına. İkincisi ise can almaya.

 

Telefonumu aldım. Elim her zaman ki gibi o isme gitti. Olanları haber veriyordum.

 

Musa Abi aranıyor...

Çalıyor...

 

10 saniye kadar çaldı ve açıldı telefon.

 

"Alo Aras. Ne yaptın oğlum?" dedi Musa Abi.

 

"İş tamam. Para ne zaman yatırılacak? Artık o yarışa katılmak istiyorum."

 

"İki gün içerisin de para hesabında olacak merak etme."

 

Son başvuru tarihi yarındı.

 

"Musa Abi yarın başvuru yapmam gerek. Ne yap ne et o para yarın akşama kadar hesabımda olsun." dedim ve yüzüne kapattım telefonu. Bazı şeylere asla tahammülüm yoktu. Ozellikle de beklemeye. Bekletilmeye.

 

Kilitli odaya girdim. Kilidini açtım ve içeri girip tekrar arkamdan kilitledim. Evde tektim. Yine de kilitliyordum. Sebebi yoktu. Duvarları simsiyah lambası bile olmayan bu oda benim karanlık tarafımdı. Karanlık yönlerim sadece burda ortaya çıkıyordu. Ben bu odaya girince Aras olmaktan çıkıyor sadece 'bela' oluyorum. Bu oda hariç her yerde Aras Arslan'ım ben. İnsanları öldürürken hariç. O zaman da sadece 'Bela' oluyorum.

 

Bu odada kirli geçmişim var. Bu odada bıçaklar var. Bu odada simsiyah kıyafetler var. Bu odada aldığım canlardan bir hatıra var. Acılı bir hatıra...

 

İlerde ki dolabın kapağını açtım. İçinde ki kutuyu aldım ve yere bağdaş kurup oturdum. Kutunun kapağını açtım ve görmeye alışık olduğum o manzarayla karşılaştım. O canların öldükleri ilk dakika da çekilmiş bir fotoğrafı. Fotoğrafların arkasında ise benim cümlelerim.

 

Bugün öldürdüğüm kişi, Türkiye'de öldürdüğüm ilk can. Hasan Can Aktürk. Aktürk Holding'in sahibi. Holding'in bütün yetkisi ondaydı. Bugün bu yetki sona erdi ve resmi olarak olmasa da bütün yetki bize geçti.

 

Fotoğrafına baktım. Sonra o fotoğrafın arkasını çevirdim. Kutunun içinde ki mavi tükenmez kalemi aldım ve yazmaya başladım.

 

"Aldığım 143'üncü can. Canımın 143'üncü yanışı ve 143'üncü pişmanlığım." Altına da imzam. Ama Bela'nın imzası...

 

~•°•°•°~

Başak...

 

"Alo,anne. Nasılsın?" Evet. Yine kendi gururuma yenik düşmüştüm. Kendi gururumu hiçe saymıştım. Annemi aramıştım.

 

"İyi kızım. Sen?" dedi annem. Kızı olduğumun farkındaydı en azından.

 

"İyiyim ben de. Bayadır görüşmüyorduk ya arayayım dedim."

 

"Anladım. Her zaman ki gibi işte. İş,güç,çocuklar falan derken geçiyor zaman. Vakit olmuyor bir türlü." Çocuklar... Ben de çocuktum o zamanlar.Değil miydim?

 

"Anladım. Babamla konuştunuz mu hiç?"

 

"Hayır. Neden konuşalım ki? Onun da kendi ailesi var kızım biliyorsun. Bizi çoktan unuttu o. Anla artık." Sen de unuttun anne diyemedim...

 

"Neyse anne benim işlerim var sonra konuşuruz." dedim. İlk defa ben kapatmak istedim telefonu. Normalde hep annem bir bahane bulup kapatırdı telefonu. Bu sefer bu görevi ben üstlendim. Dediklerinden sonra daha fazla konuşmak gelmedi çünkü içimden.

 

"Tamam kızım görüşürüz." dedi ve kapattı annem. Artık alışmıştım. Alışmak zorunda kalmıştım. Her zaman ki gibi...

 

Babamı da arayacağım sırada telefonuma bildirim geldi.

 

Motorcu'dan 2 yeni mesaj...

 

Motorcu; Başak.

Motorcu; Nasılsın?

 

Aras bana mesaj atmıştı. Hiç beklemiyordum. Hemen cevap verdim.

 

Siz; İyiyim, sen?

 

 

Yazıp gönderdim. Mesaj anında iki mavi tik oldu. Bir süre sonra mesaj geldi tekrardan.

 

Motorcu; Ben de iyiyim.

 

Bekledim,bekledim. Başka bir mesaj gelmeyince. Telefonun ekranını kilitleyip yanıma bıraktım. Sonra tekrar mesaj geldi. Yine ondandı.

 

Motorcu; Müsait misin bugün. Ona göre sana birşey sorucam da. Daha doğrusu birşey teklif edeceğim.

 

 

Bugün izinliydim. Başka bir planım var mıydı? Hayır yoktu. O zaman vereceğim cevap belliydi. Ama onun teklifi neydi?

 

Hızlıca evet müsaitim yazıp gönderdim. Bir süre yazıyor göründü profilinde. Sonra tekrar mesaj geldi.

 

Motorcu; Harika. Kabul eder misin bilmiyorum ama. Bugün ben bir motor yarışına katılacağım ve bu benim için çok önemli.Normalde bir partnerim vardı yarışa katılırken onunla beraber gidecektik ama biraz rahatsızlandı. Benim de aklıma sen ve motorlara olan ilgin geldi.

Bu şekilde uzun bir mesaj geldi. Yine birşeyler yazdı. Yeni mesaj ise şöyleydi.

 

 

Motorcu; "Acaba sen benimle gelmek ister misin?

 

Şaşkındım. Tek söyleyeceğim buydu.

 

Benimle beraber gitmek istiyordu o yarışa. Başkasını da çağırabilirdi. Ama o beni istedi. Beni çağırdı. Nedense kendi içimde büyük bir mutluluk yaşıyordum. Peki,gelmek istiyor muydum? Galiba,evet. Ben o yarışa motorcuyla gitmek istiyordum.

 

Siz; Aslında güzel olur. Çok teşekkür ederim beni çağırdığın için. Yarış ne zaman?

 

Motorcu; Bugün akşam 7'de.

 

Motorcu; Tamam. Motorunla mı gideceğiz?

 

Motorcu; Evet. Bir sakıncası yok değil mi?

 

Siz; Hayır yok.

 

Siz; Ama yavaş sürersin değil mi? Korkumu biliyorsun.

 

 

Aklıma gelen motora binme korkum yüzünden böyle bir mesaj daha attım. Neyse ki anlayış gösterdi. Umarım gerçekten yavaş sürerdi.

 

Motorcu; Merak etme. Yavaş süreceğim. Akşam haberleşiriz o zaman.

 

Siz; Tamamdır. Görüşürüz.

 

Şimdiden heyecan içimi sarmıştı bile. İyi de ben ne giyecektim ki? Galiba rahat ve spor birşeyler giysem daha uygun olurdu. Hemen odama gidip dolabımı karıştırmaya başladım. Uzun süre yokladım dolabı ve en sonunda siyah bir kot pantolonla üstüne siyah bir deri ceketi kendime uygun görünce dolabı karıştırmayı bıraktım. Tam aksine bu sefer dağıttığım dolabı düzenlemeye başladım.

 

Akşam saat altı buçuk gibi Aras'a mesaj attım. Hazır olduğumu ve ne zaman çıkacağımızı yazdım. O da hemen cevap verdi. Aşağın ineceğim şimdi sen in yazmıştı. Ben de hemen çantamı alıp çıktım evden.

 

Aşağı indiğim de Aras çoktan inmişti ve motorun yanında beni bekliyordu. Beni görünce duruşunu dikleştirdi ve yüzüne bir tebessüm yerleştirdi.

 

"Selam,güzel olmuşsun." dedi.

 

"Teşekkür ederim. Gidelim mi?"

 

"Gidelim." dedi ve motora yöneldi. İlk başta biraz tereddüt ettim motora bakarak. Motor korkum beni bu tereddüte sürüklüyordu. Sonra Aras benim öylece durduğumu farketti ve "Başak,bir sorun mu var?" diye sordu.

 

Biraz çekinerekten "Yavaş süreceksin değil mi?" dedim. O da gülerek "Ben bir söz verdim mi o sözü tutarım bilmiş ol. Hadi atla. Bak kaskta var." dedi. "Ama söz vermedin ki?" dedim ben de. Sonra elini omzuma koydu desteklercesine. "Bu senin içini rahatlatıcaksa eğer sana söz veriyorum yavaş süreceğim. Merak etme korkacak birşey olmadığını göreceksin zaten." dedi.

 

Ona güvenmeli miydim? Şimdilik başka çarem yoktu. Kaskı aldım ve kafama geçirdim sonra da onun arkasına oturdum.

 

Sonra motoru çalıştırdı ve bana "Kollarını belime dola düşmek istemezsin!" dedi ve korkuyla anında kollarımı beline doladım. O da o anlık tepkime güldü.

 

"Bence hiç komik değil ama sen bilirsin." dedim.

 

"Bence çok komik ama sen bilirsin." dedi benim tam tersimi ve beni taklit ederek.

 

Yaklaşık 10 dakika sonra yarışın olduğu alana varmıştık. Birçok kişi vardı. İki katlı geniş bir bina vardı. Binanın üstünde MOTORCULAR DERNEĞİ yazıyordu. Bir sürü motorcu insan vardı çevrede. Kız-erkek karışıktı.

 

"İşte burası yarışın yapılacağı yer. Yarış alanı ise binanın arka tarafında." diye açıklama yaptı Aras.

 

"Burası çok genişmiş. Sen bu motorla mı yarışacaksın?" diye bir soru yönelttim.

 

"Yok. Benim diğer bir motorum var. İlerde garaj gibi bir yer var. Herkes bir gün öncesinden yarışta süreceği motoru oraya götürüyor. Benim ki de orda."

 

"Hangi motorla yarışacaksın?" En çok kullanacağı motoru merak ediyordum.

 

"R1'le yarışacağım." dedi. R1. Sevdiğim motorlardan bir tanesi. Bu beni mutlu etmişti.

 

"Baya iyi bir motor. Güzel seçim." dedim.

 

"Sağol. Seçimlerim güzeldir." dedi ve göz kırptı. Neden öyle yaptığını anlamadım. Birşey mi ima etmeye çalıştı hiç anlamadım. Ama gülümsedim. Sonra beni ilerde ki seyirci alanına götürdü. Davetlerde kullanılan masalardan ve puflardan vardı. Çoğu kişi ayaktaydı. Galiba her yarışçının yanında getirdiği biri vardı. Ve Aras'ta beni seçmişti.

 

Sonra bugün attığı mesajda söyledikleri aklıma geldi. Başka biriyle buraya geldiğini ama rahatsızlandığı için gelemeyeceğini söylemişti. Acaba o kimdi?

 

"Ben şimdi hazırlığa başlayacağım sen istediğin yere geçebilirsin birazdan başlar zaten yarış." dedi.

 

"Bol şans. Umarım sen kazanırsın." dedim onu destekleyerek. Sonra buruk bir gülümsemeyle "Umarım." dedi. Onu rahatsız eden birşey var gibiydi ama sesimi çıkarmadım. Sonra yanından uzaklaştım.

 

İlerde ki davet masalarından birine geçtim. Etrafa göz gezdirdim kısaca. Yarış alanına baktım. Burdan gördüğüm kadarıyla baya uzun ve büyük bir yerdi. Bazı yerlerde dönemeçler,bazı yerlerde kısa tüneller vardı.

 

"Selam." dedi bir kız yanıma gelip. Galiba o da izleyicilerdendi.

 

"Selam." diye karşılık verdim.

 

"Az önce seni Aras denen motorcuyla gördüm. Normalde başka bir kızla geliyordu. Seni ilk defa burda onun yanında gördüm. Sen de mi motorcusun?" diye sordu. Normalde başka bir kızla geliyor demişti. Demek ki Aras'ın bahsettiği o kişi kızmış.

 

Gülümsedim ve konuşmaya başladım. "Evet,ilk defa geliyorum. Ama motorcu değilim. Yani motorları severim ama süremem. Aras'la da kısa bir süredir tanışıyoruz. Arkadaşı rahatsızlanınca ben geldim." diyerek açıklama yaptım.

 

Saşırarak "Müge hasta mı olmuş?" diye sordu. Müge kim? Galiba bahsettiği kişiydi. Aras'ın yanında gelen.

 

"İsmini bilmiyorum." dedim kısaca.

 

"Anladım. Müge onun ismi. Benim de çok yakın olmasa da arkadaşım. Bugün burda olmadığına göre seninle beraber izlesek yarışı ne dersin?" dedi. Tam ağzını açıp cevap verecekken benden önce davrandı. "Çok pardon kendimi tanıtmadım. Selin ben. " dedi ve elini uzattı.

 

Samimi ve tatlı bir kızdı.

 

Ben de uzattığı elini tuttum ve "Başak." dedim. "Memnun oldum Başak." dedi. Gülümsedim ve elimi geri çektim.

 

"Yarış 5 dakika sonra başlar. İçecek birşeyler alalım mı? dedi. Galiba buranın kafeteryası da vardı. Başımı olumlu anlamda salladım ve sonra "Beni takip et." dedi ve onu takip ederek ilerlemeye başladım.

 

İçecek birşeyler aldıktan sonra geri masaya döndük. Birkaç dakika sonra birisi mikrofondan konuşmaya başladı ama konuşan kişi görünmüyordu. Binada ki bir odadan konuşuyordu galiba.

 

"Evet,sevgili motor severler. Motorcular Derneği'nin oluşturduğu bu yarışmamıza hoşgeldiniz." dedi ve herkes alkışlamaya başladı. Ben de aynı şekilde alkışlayarak ortama ayak uydurdum.

 

"Bugün ki yarışmamız da tam 20 motorcumuz yarışacak. Şimdi sırayla isimlerini söylüyorum." dedi ve ben kendimi direkt Aras'ın ismini duymaya odakladım.

 

"1 numaralı yarışmacımız Efekan Yılmaz." deyince ismini söyledikleri motorcu başlangıç noktasına geldi motoruyla beraber.

 

"2 numaralı yarışmacımız Ege Yüksel." dedi ve yine motoruyla biri geldi. Yan taraftan Selin kolumu dürtükleyince ona döndüm ve yarış alanına daha doğrusu motorculardan birine bakarak "Bak o varya Ege o benim ki işte. Sevgilim." dedi ve alkışlamaya başladı. Sonra sırasıyla diğer yarışmacılarıda çağırdılar. En son sıra 20 numaraya gelince onun ismini duydum.

 

"Ve son olarak 20 numaralı yarışmacımız yine dillerden düşmeyen Aras Arslan."dedi ve büyük bir alkış tufanı koptu. Bir yandan alkışlar bir yandan çalınan ıslıklar onun ne kadar sevildiğini ve takdir edildiğinin bir göstergesiydi. Ben de gülümseyerek ve ona bakarak alkışladığım da bana baktı. Ve o da gülümsedi.

 

"Şimdi bütün motorcular yerlerini alsın." dedi ve sırasıyla herkes motorunu yerlerine sürdü. Kasklarını taktılar ve eldivenlerini taktılar ellerine. Özel bir eldiven taktıklarını farkettim. Çünkü hemen hemen hepsinde aynı eldivenlerden vardı.

 

"Evet,motorcular hazırsanız." dedi ve heyecanla onlara baktım.

 

"3,2,1 gazlayın. " dedi ve büyük bir hızla hepsi yerlerinden çıktı.

 

En önde,ilk başlarda Efekan dedikleri çocuk varken sonradan önüne başka biri geçti. Aras ise henüz arkalarındaydı. Sonra dönemeçe geldiler fakat Aras dönemeçe yaklaşınca hızını fazlasıyla düşürdü ve birkaç kişi onun önüne geçti. Ama buna rağmen tekrardan onları geçince rahat bir nefes verdim.

 

Yarış büyük bir heyecanla izlenirken,bir yandan da herkes kendi arkadaşına tezahürat yapıyordu. Ben neden yapmıyorum ki dedim kendi kendime ve kendimi bağırırken buldum. Yine de sesim diğerlerinin sesinden pek duyulmamıştı.

 

"Haydi Aras yapabilirsin." diye bağırdım. Sanki beni duymuş gibi daha da hızlandı ve önünde ki kişiyi de geçti. Yanım da ki Selin de bağırıyordu. Nerdeyse sesi kısılcaktı. Ama aldırış etmiyordu.

 

Son bir tur kaldığında Aras 3'üncü sıradaydı ve gayet iyi gidiyordu. Sonra bir tuhaflık farkettim. Aras'ın hemen sol arkasından hızla gelen Efekan motorunu Aras'a yönlendiriyor sonra geri çekiyordu. Aras'ta bunun farkında gibiydi çünkü hem hızını artırıyor hem de sağa doğru gidiyordu ondan uzaklaşmak için. Ama Efekan denen kişi vazgeçmiyordu. Galiba kazanmayı en çok isteyenlerden biriydi.

 

Birkaç dakika sonra bitiş çizgisine metreler kala ilk iki de Efekan ve Aras süratle gidiyorlardı. Efekan,Aras'önüne geçiyor sonra Aras tekrar 1. sıraya geçiyordu. Böyle böyle devam ederken bitiş çizgisine çok yakın oldukları bir mesafedeyken son anda Aras Efekan'ı geçti ve bitiş çizgisine vardı. Büyük bir alkış tufanı koptuğun da ben de sertçe alkışlamaya başladığımı farkettim

 

Aras,namıdeğer motorcu.Birinci olmuştu.

 

Herkes motorlarından inince mikrofondan sunucu adam konuşmaya başladı.

 

"Evet sayın motor severler. Yarışmamızın kazananı Aras Arslan. dedi ve daha büyük bir alkış tufanı koptuğun da bir yandan da yine ıslıklar çalıyorlardı.

 

Aras da motordan inip kaskını çıkarınca gözleri ilk beni buldu. Zaferi kazanmış bir edayla bana gülümsedi.

 

"10 dakika sonra derneğin önünde ödüller verilecek. Ödüllerimiz ise şu şekilde..." diye konuşmaya devam ederken bir yandan herkes onu dinliyor bir yandan ise motorcular yakınlarının yanına gelip birbirlerine sarılıyordu.

 

Sonra ilerden bana doğru hızlı adımlarla gelen Aras'ı gördüm. Yanıma ulaştığın da "Başak" Dedi büyük bir heyecanla ve sonra hiç beklemediğim birşey yaptı.

 

Bana sarıldı.

Motorcu ilk defa bana sarıldı...

 

"Kazandım." dedi bir çocuk gibi. "Kazandım Başak." dedi. Ben de ona sardım kollarımı. "Biliyordum kazancağını sana güveniyordum." dedim. Ne kadar süre sarıldığımızı bile bilmiyorum. Ama uzun sürdü. Hiç konuşmadık. Sadece sarıldık. Çok güzel bir histi. O bana sarılmıştı.

 

Nihayet ben kollarımı ondan çektiğim de "Tebrik ederim." dedim. Büyükçe gülümsedi. O zaman farkettim.

 

Ona gülmek çok yakışıyordu...

 

"Hadi ödül töreni var gidelim." dedi.

 

Binanın ön tarafına geldiğimiz de herkes toplanmaya başlamıştı bile.

 

Sonra Selin ve Ege denen motorcu geldi yanımıza.

 

"Aras,tebrik ederim. Çok iyi yarıştın. Keşke Müge de olsaydı. O da görseydi kazandığını." dedi. Müge ve Aras sevgili olabilir miydi?

 

"Sağol. Rahatsızlandı o yüzden gelemedi ben de gelmesini çok isterdim. Ama en azından Başak vardı." dedi bana bakıp gülümseyerek. Ben de aynı şekilde karşılık verdim.

 

"Evet, evet. Tanıştık biz Başakla. O da Müge gibi çok iyi birisi." dedi bana bakarak. Tebessüm ettim.

 

"Siz tanıştınız galiba." dedi Aras. "Evet tanıştık." dedim ben de.

 

Sonra Ege elini uzattı Aras'a. "Tebrik ederim güzel yarıştı." dedi.

 

Aras'ta ona uzatılan eli tuttu ve "Sağol sen de iyiydin." dedi.

 

Sonra bir adam geldi. Ve herkes onun etrafına toplandı. Galiba ödüller verilecekti.

 

"Evet,motor severler. Şimdi sırasıyla yarışmacılarımıza ödüllerini takdim edeceğiz. Ödülleri zaten açıklamıştık. Biliyorsunuz." dedi. Sonra Aras'a dönüp "Ödül neydi? O kısmı dinleyemedim de." diye sordum.

 

"Sonuncuya 500 TL. Birinciye 10.000 TL. Aradakilere de yine o aralıkta bir miktar verilecek. Birazdan görürsün zaten." diye açıklamada bulundu. Yani tam 10.000 TL kazanmıştı Aras.

 

Sondan başa sırayla herkese bir zarfla ödüllerini verdikten sonra en sonunda sıra Aras'a geldi.

 

"Ve işte günün birincisi Aras Arslan. " dedi ve Aras ödülün verildiği alana gitti. Konuşmayı yapan adam yan taraftan bir kadının uzattığı para çekini aldı ve Aras'a uzattı. Sadece Aras parasını çek ile almıştı. Çünkü büyük bir miktardı.

 

Onların tam karşısında duran kameraya gülümsediler beraber. O an ben de bir fotoğraf çekmek istedim ve çantamdan telefonumu alıp üç tane fotoğraf çektim. Sonra Aras alkışlarla uğurlandı.

 

Bir süre sonra herkes yavaştan dağılmaya başladı.

 

"Biz de gidelim istersen geç oldu." dedi Aras. Ben de onu onaylarcasına başımı salladım. Sonra onun motoruna doğru ilerlemeye başladık.

 

Aras motoru binanın arkasında bir park yerine park etmişti. Fakat geldiğimiz de motor yerinde yoktu.

 

"Aras,motor yok!" dedim panikle.

 

"Nasıl yok ya. Buraya park ettim ben. Ben mi malım da hatırlamıyorum. Başak nerde?" Etrafta ki motorlara göz gezdirdiğim de ilerde yerde parçalanmış bir motor gördüm. Bu motora ne olmuştu böyle?

 

"Aras,şunu görüyor musun?" dedim ilerde ki motoru göstererek. Aras bakışlarını o tarafa çevirdi. Kaşlarını çattı ve koşmaya başladı. Ben de arkasından koşmaya başladım.

 

Motorun yanına geldik sonra. Gördüklerimiz ise korkunç bir manzaraydı.

 

Bu Aras'ın motoruydu...

 

Kim yapmıştı? Kim niye yapmıştı bunu? Amacı neydi?

 

"Aras!" dedim korkuyla. Aras ise gözlerini motordan alamıyordu. Yere eğildi sonra. Eline bir kağıt aldı. Kağıdı aldıktan sonra farkettim motorun üzerine bir kağıdın bırakıldığını.

 

"Ne bu?" diye sordum. Yine cevap vermedi. Katlanmış kağıdı açtı ve içinde ki yazıya baktık. Yazan şey ise hiç anlam veremediğim bir yazıydı.

 

"Kim olduğunu biliyorum!"

 

~•°•°•°~

 

Merhabalarr nasilsinizz

 

Yeni bölümü nasıl buldunuz?

Bölümün sonunda ki notu yazan kim olabilir?

 

Yorumlarınızı bekliyorum...

 

YouTube hesabım; @sadecesudeew

Loading...
0%