@sadecelerdenzeynep
|
Herkese merhabaa saygıdeğer gölge serisi okurları
Sizi fazla tutamayacağım
2. Kitap erken başladı çünkü ben dayanamadım yaaaa
Neysee bu bölüm hatrına 10 oy isterummm
Başlangıç tarihi:30.11.2024 Kasım ayı cumartesi günü
Hayat zaten fazla anlamsızken birde yaşadıklarım bana daha anlamsız geliyordu hakikaten ben neden bu kadar şey yaşamıştım neden bu hayatın kurbanı ben olmuştum ki
Bir okula gelmiştim ve daha sonrasında dikkatsizligim yüzünden bir adama,semir e çarpmıştım ve onlarda bana oyun adı üzerinde 2. Kattan düşmemi sağlamışlar dı ömür ölmüş daha sonrada gözlerimin önünde Alkım kendini öldürmüştü hemde birden bire
Neden böyle birsey yapmıştı ki
Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey karanlık olmuştu çünkü ışıklar kapalıydı yani sanırım çünkü heryer simsiyahtı hiçlik de gibiydim
Sonra bir kapı açılma sesi geldi ardından kapı gıcırdayarak kapandı ama ışık açılmadı
İçeri giren kişi her kimse yürümeye başladı adım seslerinden bana yaklaştığını anlamak zor değildi
"Semir?" Diye mırıldandım aklıma ilk o gelmişti beni hem belaya sokan sonrada o Beladan çıkaran hep o olmuştu böyle devam edecekti
"Semir burada değil ve olmayacakta güzelim alış artık arafta değilsin"
Dedi sesinde mor gözlü adam olduğu çok belli idi ama cennet dememişti cehennem de dememişti Araf demişti semiri araf olarak düşünmüştü
"Işığı aç" dedim ama sesim daha çok bağırma gibi çıkmıştı zaten ne bekliyordu ki
Cık ladı ve ilerledi ayak seslerinden bunu çok iyi anlıyordum tam önüme kadar geldi ve eğildi nefesi nefesime karışmaya başlamışken kendimi sandalyeye daha çok bastirdim
"Sandaliye seni yutmayacak güzelim" dedi alay li bir ses tonuyla
Sonra benden uzaklaştı ve kenara gitti birkaç dakika sonra içeriyi kısık bir ateş doldurdu
Karanlık odada sadece zayıf bir ışık kaynağı vardı; köşedeki lamba, yavaşça yanıp sönen eski bir ampule sahipti. O ışık, odanın içinde gölgelerle dans eden her şeyin siluetlerini yansıtırken, duvarlarda korkutucu bir sessizlik hakim olmuştu.
Bir anda, gözleri karanlığa alışmış bir şekilde, karşısındaki adamı tekrar fark ettim dibime kadar girmişti.
mor gözleriyle keskin bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerinin rengindeki tuhaflık, gecenin karanlığında bir türlü silinmeyen bir iz gibi parlıyordu.
Morlu sanki vakti yokmuşcasına yavaşça konuşmaya başladı, sesi derin ve soğuk bir tonla, sanki her kelimeyi zorla ağzından çıkarıyormuş gibiydi.
"Kuzenimin tahtasını almak için," dedi, gözlerinde bir yıkım ve karanlık bir amaç barındırarak, "önce onu yok etmeliyim. Bunu yaparken kimseyi affetmem."
Derin bir nefes aldım. Morlu bir an için susmuştu, ama o suskunluk sadece daha fazla ürperti yaratıyordu bende. Mor gözler bir an için ona dikkatle bakarken, o gözlerin ardındaki amansız hırsı gördü. gerçeği anlamaya çalıştı.Herkesin yok edilişi, birer piyonmuş gibi birer birer düşmesi, hepsi onun planının parçasıydı. Ve bu adamın karanlık bir tahtaya oturma arzusunun önünde hiçbir şey duramayacak gibi görünüyordu
"Onları tek tek yok ediyorum," dedi mor lu sanki anlamam için tane tane üzerine vurgu yaparak "böylece sende buradayken onu daha rahat yok edicem ve emin ol bunu hepiniz izliyeceksiniz"
bir an için ne yapacağını bilemedim Sadece odanın karanlığındaki her şeyin ona baskı yaparak yaklaşıyoruş gibi hissediyordum.
Mor gözler ona doğru kayarken,sinirle sandalyeden kalkmaya çalıştım ama pekte etkili olduğum söylenemez di
"Sizin oyunlarinizdan da sizden de bıktım....yeter sadece...sadece buradan giymek istiyorum" diye bağırdım ağlama krizinin yanında bir yerlerde saklanmış kriz i şimdi net bir şekilde hissediyordum
Ölüm diyordu bizi semir i ve herkesi öldürmekten bahsediyordu bense ölmek istemiyordum
Göz yaşlarım durmadan artarken ağzımdan bir hıçkırık koptu ama benden geriye doğru çekilen mor lu sinirli bir nefes aldı
"Ölmek seni bu kadarda korkutmamalı ama değilmi elvin hem sen ölmek istemiyormuydun zaten zavallı bir insansın" ellerinden birini çeneme koyduğunda geriye çekilmek istedim ama Gözyaşlarım etrafı buğulu görmemi sağlarken o dahada eli ile baskı yaptı
"Seni hemen burada öldüreyim mi elvin" Dedi ve elini cebine doğru indirdi kafamı deli gibi iki yana sallıyor ellerinden kurtulmaya çıkıyordum ama işe yaramiyordu ve baskısı dahada artıyordu
O an tenimde tamda çenemde başka birsey hissettim bu Seger el değil sivri bir şeydi
Bir bıçak belkide bir çakı
Çenemi ince bir çizgi halinde kesip yere firlattiktan sonra bana baktı daha büyük bir hamle beklediğimden bu sadece inlememe sebep olmuştu
"Ama sevgili elvinim senin için daha iyi fikirlerim var mesela....."
Gözlerimi sımsıkı yumup gelecek olan krizi engellemeye çalıştım ama söyledikleri beni hiçbir şekilde rahatlatmıyor du
"Yada boş ver sonra uygulamalı olarak yapariz" Ellerini çenemden çektikten hemen sonra gözlerini gözlerime dikti ve gördüğü tablodan memnun olmuş gibiydi
"Ah kriz mi geçireceksin o zaman ilaçlara ihtiyaç yok zaten baylıltılmaktan bakmışsın ya" dedi ama bu son nokta olmuştu
her şey bulanıklaştı. Göğsümde bir ağırlık, kafamda dönmeler başladı. Başımda bir hışırtı gibi bir ses vardı ama ben ne olduğunu anlamıyordum. Ne oluyor, neden böyle hissediyorum? Bedenimden gelen o garip titremeler ve başımın içindeki uğuldayan sesler... Her şey hızla kararmaya başladı.
Kapı sesini daha zor duymuştum ama odadan gutmis olmalıydı beni bu lanetle başbakan bırakmıştı
Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Bedenimi saran bir korku dalgası gibi. Her şeyin yavaşladığını fark ettim, sanki zaman benden kayıp gidiyordu. Gözlerim odaklanamıyordu, yerle gök birbirine karışıyordu. Nefes almakta zorlanıyordum. Göğsüm daralıyor, ciğerlerim ağrıyordu. Gözlerim daldı ama hiç bir şey göremedim, yalnızca bir boşluk vardı.
Bunu daha önce hissetmiş miydim? Belki… Ama şimdi daha başka bir şeydi. Vücudum bana ait değil gibiydi. Ellerim titriyor, ayaklarım altımdan kayıyordu. Başım dönerken, her şeyin yavaşça kaybolduğunu fark ettim. Her geçen saniye ile birlikte daha da uzaklaşıyordum, her şey bulanıklaşıyor ve bir boşluğa doğru çekiliyordum.
Havanın bile içine girmekte zorlandım. Gözlerim açık ama hiçbir şey görmüyorum. Bağırmak istiyorum, ama sesim çıkmıyor. Çekilen bir karanlığın içinde kayboluyorum. Sadece kararmış dünyayı izliyorum, ve bir ses... bir ses var mı? Yok… Ne de olsa beni kimse duyamaz.
Ve o an, bacaklarım yumuşadı, başım bedenden tamamen ayrılmış gibi. Son bir çırpınışla kafam sandalyeye düştü, her şey yok oldu, gözlerim tamamen karardı....
Bölüm sonuuuuu
Nasildiiiii sevdinizmiii ben bayıldım
Yeni bir hikayeye kürek açıyoruz bu hikaye soğuk olucak montlarınızı ve kahvelerinizi almayı unutmayın
Yorumlar ve oylarda atılsın
Gorusuruzzzzzzz
Seviliyonezzz
|
0% |