"Bir hafta oldu Tanju, bir haftadır o kulüp haricinde hiç bir yerden teklif gelmedi. Ya teklifi bırak kulüpler beni kötülüyor. Aldığım tazminat beni anca 2 ay idare eder, mecburen gelen teklifi kabul edeceğiz"

"Saruca bak hem menejerin, hemde arkadaşın olarak konuşuyorum; O takım senin standartlarına uymuyor. Sen şuan piyasada ki en iyi forvetlerdensin, neden bu kadar aşağıda bir kulüple anlaşasın ki?" dedi Tanju. Saatlerdir bu konuyu tartışıyorlardı. Saruca tek takımdan gelen teklifi kabul etmek isterken, Tanju ise arkadaşının o takıma gitmesini hiç istemiyordu. "Tanju adamlar Türkiye'de lig de 1. sırada mükkemmel top oynuyorlar ve şuan kulüp beğenecek halim yok"

"Peki..." demekle kalmıştı Tanju. Bir hafta içinde işlemler halledilmişti, kulüp ile sezon sonuna kadar bir anlaşma imzalanmıştı. Saruca ona verilecek paraya el mecbur razı olmuştu, yarın takım arkadaşları ve hocası ile tanışacak, ilk antremanına çıkacaktı. Sezon sonu daha iyi bir kulüple anlaşmayı dileyerek uykuya daldı Saruca. Yarın karşılaşacağı manzaradan habersiz...

"Hocam bu gün mü geliyor yeni arkadaş?"

"Evet Süleyman birazdan burada olacak. Çabuk uyum sağlayacağınızı düşünüyorum, yani en azından umuyorum" dedi Reva hoca. Tek temennisi zorla buldukları futbolcuyu sezon sonuna kadar sorunsuz bir şekilde kulüpte tutabilmekti. Takım sabah antremenanı bitirmiş dinlenirken, bahçeye birinin girdiğini görünce hemen odaklarını o tarafa vermişlerdi. Sportif koçları yanında bir adamla içeri girmişti, takım ayaklanırken o da yanlarına ulaşmıştı.

"Çocuklar, bu yeni arkadaşınız Saruca" dedi koç. Takımın en cana yakın olanı kazım öne atıldı ve Saruca'ya elini uzattı. "Hoş geldin ben Kazım stoperim" deyip 32 diş sırıttı. Saruca onun elini sıkıp takımın geneline döndü, önceden kulübün oyuncularına bakmadığı için pişman olmuştu. En azından onlara direk isimleri hitap ederse şaşırtmış olurdu.

"Hoş buldum.. Ben Saruca Kurtan"

"Ha biz senun kim olduğuni bileyruz. Bak bağa ben ha bu takımun en yedek oyuncisu Dursun, ha böyla durayrum" dedi Dursun. Yavaş yavaş takım kendini tanıtırken Asaf ve Süleyman kenarda çocuğu çekiştiriyordu. "Tipe bak, bu mu Avrupa da kupadan kupaya koşan çocuk?"

"Çok haklısın Sülo. Top ne biliyor mu acaba?"

"Asaf bunlar sana yakışan sözler mi?" dedi Reva onları arkasında durmuş dinlerken. Asaf ve Süleyman korku ile arkalarını döndüklerinde hocalarını gülereken görmeyi beklemiyorlardı. "Hocam biz-" diyen Süleyman'ın sözünü kesti Reva hoca,"Hadi yeni arkadaşınız ile tanışalım" Hocalarının çekiştirmesi ile Saruca'nın yanına gitmişlerdi. Reva hoca elini uzatıp kendini tanıttı;

"Hoş geldin Saruca. Ben teknik direktör Reva Adar"

Saruca karşısında ki kadının teknik direktör olduğunu duyunca bir kaç adım gerilemişti. Hocanın kadın olduğunu bilmiyordu, evet ismini duymuştu ama Reva isminin bir erkeğe ait olduğunu düşünmüştü. Şimdi takımı araştırmadığına bir kez daha pişman oldu. Kadından teknik direktör mü olurdu? Şaşkınlığını biraz olsun atıp Reva'nın elini tuttu, "Hoş buldum" dedi. Yanına hoca kelimesini ekleyip eklememeyi uzun süre düşünsede şimdilik tercih etmemişti. "Evet bu günkü bireysel antremanı erteliyorum, onun yerine ikiye bölünüp maç yapmaya ne dersiniz? Hem kaynaşırsınız."

"Hocam takım kaptanı olarak oanylıyorum ve izninizle takımı gruplara ben ayırmak istiyorum" dedi Asaf. Takım kaptanı olduğunu bastıra bastıra söylemesi de Reva'nın gözünden kaçmamıştı. "Peki kaptan kontrol sende" İstediği cevabı alan Asaf hemen takımı ayırmaya başladı. Süleyman'ı ve Aras'ı kendi takımına alırken, Saruca ve Tomris'i karşıya vermişti. Takımın en iyilerini kendine almıştı ama hesap etmediği bir şey vardı, tek forvet Saruca idi ama bunu sorun etmedi normal oyunculardan birini forvete yerleştirerek hocasına hazır olduklarına dair işaret verdi. Reva hocanın düdüğü ile başlayan maç daha ilk 10 dakika dolmadan Saruca'nın kaleye attığı golle durmuştu.

"Ha bu uşak bizu şampiyon yapacak da" diyerek Saruca'nın sırtına atladı Dursun. Asaf kaleciye kızarken tüm takımın Saruca'yı akışladığını görünce gülmüştü. "Fikri'ye atmak kolay, sen iki hafta sonra ki maçta at yerse" dedi sonunda ki kelimeyi içine doğru söylerken. Saruca sadece gülümsemişti, atacaktı kendinden emindi. Maç kaldığı yerden devam ederken sadece eğlencesine oynaması gerektiklerini unutup baya hırs yapmışlardı. Reva durumu anlamış olacak ki maçın skoru 2-2 iken durdurmuştu oyunu, eğer birinden biri gol atarsa kavga çıkabilirdi. "İyi maçtı" dedi Saruca daha yeni geldiği takıma ısınmak adına.

"Saruca çok güzel oynadın, tebrikler" diyerek onu tebrik etti Tomris. Hepsi Reva hocadan izin alıp soyunma odasına gitmişti, artık eve dağılacaklardı. "Beyler beni hanımım bekler, görüşürüz" diyen Süleyman eve ilk giden kişi olmuştu. Saruca stadyumu karış karış gezmek istiyordu ama kimden onu gezdirmesini isteyeceğini bilmiyordu. "Eve hemen gitmeyecek birisi var ise bana burayı gezdirebilir mi?" dedi. Asaf göz devirirken, Kazım öne atıldı; "Gel ben gezdireyim"

Asaf 42. kere göz devirirken onlar çoktan çıkmıştı. Önce kupaların bulunduğu müzeden başlayarak tüm stadyumu gezmeye başladılar. Saruca'nın maksadı gezmek değil ağızlarından laf almaktı, şansına da saf olan Kazım gelmişti. Her bilgiyi alabilirdi.. "Kazım... Asaf biraz aksi biri mi?" diyerek sohbeti başlattı. Kazım biraz dursada soruyu cevaplamıştı; "Senin kadar değil" Saruca'nın adımları durmuştu, Kazım ne yaptığını anlayınca hemen düzeltmek istesede başaramamıştı.

"Yani öyle demek istemedim. Asaf sen yenisin diye öyle yapıyor,hakkında çıkan haberlerden dolayı.."

"Tamam anladım ben" deyip geçiştirmişti onu Saruca. Onlarda haklıydı bir yerde ama bilmedikleri şeyler vardı ve hiç bilme şansları olmayacaktı. "Peki Reva ho- hoca, o nasıl biri?" diyerek gergin ortamı dağıtmak amaçlı. Kazım sevdiği yerden soru gelince sırıtarak anlatmaya başladı. "Reva... O yer yüzünde ki en iyi hoca falan olabilir. Sert çok sert ama sert hali ile çok çekici. Çok zor biri... Bana 4 senedir hiç gülümsemedi ama artık selam veriyor. Bu da bir şey değil mi?"

"Kazım sen ne anlatıyorsun Allah aşkına?"

"Ay pardon şey oldum ben, aman boşver. Reva hoca çok katıdır, onun dediğinden çıkma yeter. Sözünü dinlersen melek gibidir.." dedi Kazım ağzının suyu akarken. Saruca göz devirdi Kazım'ın bu hareketlerine, katı olsa ne yazardı Saruca Kurtan'a sökmezdi. O bir kadından emir alıp onun sözünün altına girecek bir adam değildi. O sertse Saruca ondan daha sertti...