@sahravecoluu
|
Yıllar sonra karşısında duran babasına bakan genç kadın, içinde fırtınalar koparan acının ağırlığını her nefesinde hissediyordu. Onu öldürmek isteyen, kendi kanından olan babasının bakışlarında hâlâ o eski soğukluk, o eski uzaklık vardı. Yıllarca içini kemiren korku, öfkeye ve en sonunda bir intikam ateşine dönüşmüştü. Baba, kızının gözlerinde eski acıların izlerini görebiliyordu ama umursamaz bir tavırla ona bakmayı sürdürüyordu. Kız ise babasının bu duyarsız yüz ifadesinde, kendisinden saklamaya çalıştığı pişmanlığı arıyordu. Yüreği, yıllar boyunca biriken kırgınlık ve öfkenin getirdiği kararlılıkla dolmuştu; bu hesaplaşma, geçmişin gölgelerinden çıkıp hak ettiği sonu bulacaktı. Babasına dönüp bir kez daha baktığında, gözlerinde artık ne korku vardı ne de çekinme; intikamını alacağı o anın ağırlığı ikisinin de üzerine çöküyordu. "Senin bu adam ile ne işin var?" diye bağıran babasınına karşı gülümsedi. "Kardeşini kaçıran bu pislikle ne işin var?" diye yeniledİ Kudret Karan. Ahrazar elbisesin eteğini küçük bir müdahale ile düzeltip, Maran'ın yanına geçti. Özkan işareti almış gibi o da yengesinin yanına geçti. "Kardeşim mi? Varlığını bile bilmediğim bir kız için emin ol hiç endişelenmiyorum" "Sende işin içindesin" dedi hayretle. "Hasta kardeşin ölmek üzere ve sen onu oradan oraya sürüklemeyi doğru mu buyluyorsun? Nerede senin vicdanın? Nerede merhametin?" "Teknede bıraktım. Merhametimi, vicdanımı hepsini senin ne kadar iğrenç bir insan olduğunu öğrendiğim zaman bıraktım. Sende lütfen yalan yalan poz kesme, senin o kızı sevecek gözün yok. Söyle ne çıkarın var da istiyorusun onu? Ha söyle, eşin ona da şiddet uyguluyor musun? Annemi dövdüğün gibi onu da dövüyor musun? Peki o, o da annem gibi seni sevdiği için susuyor mu? KONUŞ SANA" "Seni sevmiyorum, onu seviyorum diye kıskançlığından yapıyorsun bunları ama Milan'ı çocukça oyunlarına alet edemezsin. Kızımı ver sonra da dedenin evine git" dedi Kudret. Ahrazar sinirlerine hakim olamayıp üstüne yürümeye yeltendiğin de Maran ve Özkan onu kanera çekti. "Plandan çıkma Ahrazar" diye fısıldadı Maran. Yumruklarını sıkarak kendini geri çekti Ahrazar. Tam o anda etrafı polis sirenleri sardı. Maran gülümserken, Özkan Kudret'in arabalarının yanına doğru geçmişti. Çok değil bir kaç saniye sonra iki polis arabası araziye girmişti. Arabalarından inen 6 kadar polis memurunun hedefi Kudret'ti. "Kudret Karan; Kaçak kumarhane işletmek ve bahis sitelerin de dolandırıcılık yapmaktan tutuklusunuz. Ağzınızdan çıkan her kelime ifadenize işlenecektir. Güçlük çıkarırsanız zor kullanmaktan çekinmeyeceğimizi belirtmek isteriz. Kolunuzu uzatın" diyen polis memurları o kolunu uzatmadan bileğine kelepçeyi takıvermişlerdi. Etrafına baktı Kudret Karan. Gözü Özkan'ın üzerinde durdu, "Sen ihbar ettin değil mi?" diyerek bağırdı. "Ben ihbar ettim" diyen sese döndü gözler. Özkan'ın açtığı kapıdan inen Marlon gülümsüyordu. Kumral saçları geriye doğru taranmış, üstünde ki takım elbise onu daha da yakışıklı gösteriyordu. Ama yüzünde ki yaralar yada gözünde morluk için aynısı söylenemezdi... Ahrazar'ın yanına geçen Marlon karısının elini sıkı sıkı tuttu. "Her şey plandı Kudret abi. Ahrazar ile ayrılmıyoruz, o evi ben dediğim için yaktı. Sana teslim olmuş gibi yapıp günlerce işkence görürken bile plana uyuyordum. Bu sefer sen kandırıldın" Ahrazar elini tutan adama gülümsedi. Kudret'in daha fazla konuşmasına izin verilmeden araca bindirilmişti. Son kez "SİZİ ÖLDÜRECEĞİM" diye bağırdığı işitilmişti. Polis arabalarının gidişi ile ekip hep beraber bir kahhaka atmıştı. Bu mutlu anı Maran bozdu; "Orada çok kalmayacak biliyorsunuz değil mi?" dediğin de herkes bıkkınca ona döndü. "Evet evet suçu birine atar en fazla bir haftaya çıkar ama o bir hafta bize yeter" dedi Ahrazar gülerek. Marlon ona özlem dolu bakışlar atarken, Ahrazar ona sarılmamak için zor duruyordu. Marlon bir hamle yapacağı sırada ondan önce biri sarıldı karısına.. "Yengem... Nasıl özlemişim canım yengem"
"Duydum abi" dedi Özkan. Hep beraber Ahrazar'ın evine geçmişlerdi ve Marlon karısı ile yalnız kalamadığı için sinir krizi geçirmek üzereydi. Özkan'a kaş göz işareti ile Maran'ı götürmesini istemişti. "Maran bey abi ne diyeceğimi de bilmiyorum da beni Milan'a götürür müsün?" "Maran desen yeter kardeşim gel gidelim. Sen benimle konakta kalırsın yada Milan ile ona sen karar ver. Çiftimizde yalnız kalsın. Marlon adamlar kapıda dikkat edin, yarın görüşürüz" Maran gidince Marlon ve Ahrazar ne yapacağını bilemez bir şekilde dakikalarca bakıştılar. En sonun da Marlon cesaretini toplayp konuştu; "Sarılabilir miyim?" Ahrazar sanki bunu demesini bekliyormuş gibi koşarak gidip sarıldı kocasına. Sanki her an gitmesinde korkarmışcasına sıkı sıkı tutuyordu Marlon'u. Marlon doya doya karısının kokusunu içine çekiyordu. İlk geri çekilen Ahrazar olmuştu ama hala dip dibelerdi.. "Affetin mi beni?" dedi Marlon. "Hala küsüm" Marlon cevaptan memnun olmamıştı. "Madem küssün neden sıkı sıkı sarıldın?" diye sordu yalancı bir kızgınlıkla. Ahrazar tek kaşını kaldırararak ona baktı; "Sarıl mıyım yani?" dedi. Çatık kaşlı karısına bıkkınca baktı. "Öyle mi dedim ben?" Ses yok... Ahrazar inatla susuyordu. "Ahrazar öyle demek istemedim. Bak gerçekten ben sadece-" "Özledim" "Ne?" dedi Marlon şaşırarak. "Özledim salak adam özledim" diyen Ahrazar tekrar kollarını Marlon'a dolamıştı. Şoku atlatan Marlon nihayetinde sarılmıştı. "Ama hala affetmedim" Ahrazar'ın fısıldayan sesine neşeli bir sesle cevap verdi Marlon; "Sen benden gitmede ben beklerim" Marlon mutluydu çünkü Ahrazar onun için savaşmıştı, babasının karşına dikilmişti. Marlon aşık olmasın da ne yapsındı? Ahrazar ellerini Marlon'un yüzünde ki yaralarda gezdirdi, "İyi misin?" dedi dolu gözleri ile. "Gözlerini gördüm,saçını okşadım ya benden iyisi yok" Aldığı cevap karşısında kocaman gülümsedi Ahrazar. "Bu gece sarılarak uyusak... Buna ihtiyacım var" Ahrazar'ın ricası Marlon'da bayram etkisi yaratmıştı. Karısı ile aşık olduğu kadın ile beraber uyuyacaktı. İşte bu her şeye değerdi... Sabahın saatin kaçı olduğunu bilmez iken gözlerini açtı Ahrazar. Burnuna dolan tanıdık koku ile dünü hatırladı parça parça, gülümesedi. Omzunda yattığı adamın yüzüne çevirdi gözlerini. Yaralarını gördükçe boğazı düğümleniyordu.. Elini çok sevdiği saçlara attı. Hafif sarı saçları eli ile ileri geri okşadı, her halde saçı yumuşacıktı. Azıcık kafasını havaya kaldırıp kocasının yanağına hafif bir busa kondurdu. Marlon aniden gözlerini açınca çakılıp kalmıştı. "Günaydın" dedi Ahrazar tepki ölçmek için. "Öpücüğün sayesinde günüm aydı karıcım" deyince sım sıkı gözlerini kapatmıştı. Marlon'un kahkaha attığını duyunca ellerini de yüzüne kapatmıştı. "Utanma karıcım herkes kocasını öpebilir" "MARLON" diye bağırarak gözünü açan Ahrazar dibinde iki çift göz görmeyi beklemiyordu. Marlon üstüne doğru eğilmişti. Çok fazla yakındılar... "Sende beni seviyorsun" dedi Marlon gözlerine bakarak. Ahrazar dibinde ki adamın etkisine girmeden cevap verdi; "Ben öyle bir itirafta bulunmadım" Marlon cevap karşısında sadece gülümseyip karısının yanağını öptü ve fısıldadı, "Seni seviyorum" Geri çekilen Marlon karşısında sadece domates gibi kızarıp kalmıştı Ahrazar. "Marlon" "Efendim" "Benimle Milan'ı görmeye gelir misin? Ben şuana kadar bunu hiç yapamadım ama sen yanımda olursan, elimi tutarsan yapabilirim. Yanımda olur musun?"
------------------------------------------ Selam Kitap pad tayfa ben Sahra Çıtak. Bölümler hızlı gidiyor gibi gelebilir ama daha ne kadar uzatabilirim bilmiyorum. Her şey henüz bitmedi. Henüz ortaya çıkamayan sırlar var. Bu yüzden kötü yorum yapmadan önce bekleyelim.. İnstagram hesabım = sahravecoluu - Sahra Çıtak
|
0% |