26. Bölüm

25. Bölüm

Sahra Çıtak
sahravecoluu


"Gülizar, ne demek hamileyim? Ağlamada anlat. Kimden bu çocuk, Özkan neden kötü olup bayıldı?" dedi Ahrazar. Bir saattir ne Özkan ayılmıştı, ne de Gülizar ağlamayı kesip işin aslını anlatmıştı. Ahrazar arkadaşının içi çıkana kadar ağlamasına anlam veremiyordu. Ne olmuştu?

"Yok Marlon ben dayanamıyorum" dediği gibi masada duran sürahiyi Özkan'nın kafasında aşağı boşaltmıştı. Özkan denizde boğluyormuş gibi öksürerek doğrulmuştu. "Öldüm mü?" Ahrazar elini alnına vurdu, "He öldün Rabbin kim?" dediğinde Özkan bir daha bayılmıştı. Ahrazar delirme noktasına gelmişti. "Marlon uyandur şunu" dedi. Marlon yerde yatan Özkan'a bir tekme geçirdi. Özkan bu sefer gerçekten uyanırken yavaşça etrafına bakındı daha sonra gülmeye başladı ve Gülizar'ın omzuna vurdu.

"Gülizar bir rüya gördün. Sen hamileyim deyip ağlıyordun, nasıl gerçekçiydi. Sadece bir gecede nasıl oldu diye düşünmekten bayılmıştım falan. Neyse ki rüyaymış, yoksa ben çocuk falan bakamazdım"

Özkan'ın cümlelerini duyan Ahrazar ve Marlon şoktan şoka girerken, Gülizar'ın Özkan'a tokatı yapıştırması bir olmuştu. "Ha bağa bak. Rüya müya görmedun, aha karnumda bir bebek vardur. Babasu da sensun it oğlu it" dedi ve odadan çıktı gitti. Özkan tokattan mı yoksa, tokat gibi sözlerden midir bilinmez öylece kal gelmiş gibi duruyordu. Ahrazar ellerini başının etrafına sarmış ne tepki vereceğini bilemez halde duruyordu. "Baba oluyorum" diye fısıldadı Özkan. "BEN BABA OLUYORUM" dedi bir anda ayağa kalkıp bağırarak, sonrada koştururak Gülizar'ın peşinden üst kata çıktı.

Marlon ve Ahrazar tepkisizce otururken yukarıdan gelen bağırmas sesi ile irkildiler; "BİZ EVLENİYORUZ"

Aradan bir saat geçmiş her şey detaylıca konuşulmuştu. Gülizar ve Özkan'ın gizli birlikteliği ortaya çıkınca en çok Marlon kızmıştı, çünkü tam onu işkence gördüğü zamanda sağ kolu Özkan çocuk yapma derdinde idi. Ahrazar Güizar'ın babası ile konuşacak direk düğün yapılacaktı. Özkan kendi ailesi ile konuşacak bir hafta sonra nikah kıyılacak ve Karadeniz'de yaşayacaklardı. Bu kararların hepsi bir saatte alınmıştı. Hala hepsi şaşkın ama çok mutlulardı. Özkan ve Gülizar biraz yalnız konuşmak üzere çıkmışlardı, eh bu gece geri gelmezlerdi. Ahrazar uyuyan Milan'ı bir kez daha kontrol edip yatak odasına girdi.

"Hala şaşkınım, şaka gibi en yakın arkadaşımın bebeği olacak. Ben teyze oluyorum Marlon." dedi Ahrazar takılarını makyaj masasına bırakırken. Marlon ona arkasından gelip sarıldı, "Bende amca oluyorum ama önce baba olmak çok isterdim." Ahrazar ona aynanın yansımasından baktı, uzun uzun. "Senden harika bir baba olurdu Marlon.."

"Senden de harika bir anne olur zümrüt gözlüm"

Bir birlerine döndüklerinde Marlon özlemle karsının suratına öpücükler kondurmaya başladı. "Çok özledim seni." Ahrazar kocasının özledim deyişi ile gülümsedi, ellerini kocasının boynuna attı. "Bende özledim kocamı" dediğinde Marlon'da kayışlar kopmuştu. Büyük bir açlıkla karısının dudaklarına sarıldı. Dudakları birbirine değdiğinde, sanki dünya tamamen sessizliğe büründü. Marlon’un elleri belinden yukarı kayarken, onun dokunuşları Ahrazar’ı hem rahatlatıyor hem de içinde fırtınalar estiriyordu. Kalbi hızla atarken, gözlerini kapattı ve sadece bu ana odaklandı. Marlon, öpücüklerin arasında hafifçe geri çekildi. Yüzü Ahrazar’ın yüzüne o kadar yakındı ki nefeslerini hissedebiliyordu. Gözlerinde bir tutku vardı, ama aynı zamanda derin bir sevgi. Parmaklarını Ahrazar’ın yanağında gezdirdi, başparmağıyla tenini okşadı.

“Sen benim her şeyimsin,” dedi Marlon, sesi alçak ve kararlı. Bu sözleri daha önce de defalarca söylemişti, ama her seferinde aynı yoğunlukta hissediliyordu. Ahrazar gözlerini açtı ve ona baktı. Marlon’un bakışlarında, onu tamamen saran bir sevgi gördü. İçinde, ilk kez kelimelerle ifade etmek istediği bir duygu kabardı. Kalbinin hızını kontrol edemediğini hissederek derin bir nefes aldı. “Marlon,” dedi, sesi hafifçe titrerken. Sadece adını söylemek bile bir ağırlık taşıyordu. Marlon kaşlarını hafifçe kaldırarak dikkatle ona baktı, bir şeylerin farklı olduğunu hissederek.

Ahrazar, bakışlarını ondan kaçırmadan devam etti. “Seni seviyorum.”

Marlon bir an tamamen donakaldı. O anda, zaman durmuş gibiydi. Ahrazar’ın sözleri odada yankılanıyor, onun kalbine çarpıyordu. Gözleri Ahrazar’ın gözlerinde kilitlenmişti; bir şaşkınlık ve mutluluk karışımı yüzüne yansımıştı. “Bunu... tekrar söyle,” diye fısıldadı Marlon. Sesi alçak ama duygularla doluydu. Parmakları, Ahrazar’ın yüzünde gezindi, sanki bu anın gerçek olduğundan emin olmak istiyormuş gibi. Ahrazar, hafifçe gülümsedi. Bu sözleri yeniden söylemek, onun için hem bir meydan okuma hem de bir teslimiyetti. Ama korkmuyordu. Derin bir nefes aldı ve gözlerinin içindeki kararlılıkla tekrar etti:

“Seni seviyorum, Marlon.”

Marlon’un nefesi kesilmiş gibiydi. Yüzündeki şaşkınlık yerini yoğun bir mutluluğa ve kabullenmiş bir tutkuya bıraktı. Ellerini Ahrazar’ın yüzüne götürdü, parmakları hafifçe titriyordu. “Ahrazar…” dedi, sesi kısık ve duygularla doluydu. Bir şey söylemeye çalışıyordu ama kelimeler yeterli gelmiyordu. Bunun yerine, dudaklarını Ahrazar’ın dudaklarına götürdü. Öpücüğü, önceki öpücüklerden daha derin, daha yoğundu. Ona olan sevgisini kelimelerle değil, bu dokunuşla anlatıyordu. Ahrazar, Marlon’un tutkusunu hissederken, bu anın ne kadar özel olduğunu fark etti. Onu sevdiğini söylemek, geçmişte içinde birikmiş tüm korkuları ve şüpheleri yok etmişti. Bu an, sadece ikisinin var olduğu bir gerçeklikti.

Ahrazar, Marlon’un onu kendine çekişindeki kararlılığı ve sevgiyi hissederken, her şeyin ne kadar gerçek olduğunu bir kez daha fark etti. Dudakları tekrar buluştuğunda, aralarındaki bağın sadece fiziksel olmadığını, çok daha derin bir yerden geldiğini biliyordu. Marlon’un elleri yavaşça Ahrazar’ın sırtında dolaşıyor, tenine dokunurken titreyen bir saygı ve tutkuyu aynı anda hissediyordu. Onun öpücükleri, Ahrazar’ın tüm savunmalarını yok etmiş, tamamen teslimiyetle sarılmasına sebep olmuştu. Ahrazar, Marlon’un dudakları boynuna doğru kaydığında hafifçe ürperdi. Adamın sıcak nefesi, teninde bir iz bırakıyormuş gibi hissettirdi. “Seni seviyorum” kelimelerini söylemiş olmanın getirdiği hafiflik ve mutluluk, içindeki tüm korkuları söküp atmıştı. Artık sadece bu an vardı, sadece Marlon ve onun için atan kalbi.

Marlon, boynundan yukarıya, kulağının hemen altına bir öpücük kondurduğunda, Ahrazar istemsizce bir nefes aldı. “Bu anı sonsuza dek yaşamak istiyorum,” diye fısıldadı Marlon, sesi hem tutkulu hem de sakin bir ton taşıyordu. Ahrazar, onun yüzüne dokunarak kendini geri çekti. Ellerini Marlon’un yüzünde gezdirdi, başparmakları adamın kaşlarının üzerinden geçti, gözlerinin çevresine, sonra da yanağına indi. Gözlerinin içine baktı; derin, sevgi dolu ve anlam yüklü bir bakış.

“Ben de,” dedi Ahrazar alçak bir sesle. Gözleri hafifçe dolmuştu ama içinde en ufak bir tereddüt yoktu. Marlon gülümsedi, bu sefer daha yavaş ve içten. Parmakları Ahrazar’ın saçlarında dolaştı, ardından elleri Ahrazar’ın ellerini buldu ve sımsıkı tuttu. “Ahrazar,” dedi, sesi hem duygusal hem de kararlı. “Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Seni mutlu etmek için her şeyi yapacağım.”

Ahrazar’ın kalbi bir kez daha hızlandı. Bu sözler, onun içindeki tüm duyguları daha da yoğunlaştırdı. Kendini Marlon’un kollarına bırakırken, gözlerini kapattı ve bu anın içinde tamamen kayboldu. Saatler ya da dakikalar geçmiş gibi hissetti, ama ne kadar süre olduğunu bile bilmiyordu. Tek bildiği, Marlon’un dokunuşları ve nefesiyle yeniden hayata bağlandığıydı. Marlon’un sesi, bir kez daha ona yankılandı. “Bunu hiç bitirmek istemiyorum,” dedi Marlon. “Ama seni korkutmak da istemem.”

Ahrazar, hafif bir tebessümle başını salladı. “Korkmuyorum,” dedi. “Sen yanımdayken hiçbir şeyden korkmuyorum.” Marlon, onu bir kez daha kendine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu. “O zaman bu gece sadece bizim olsun,” dedi. “Bütün dünya bizi unutsun.” Kalplerinin birbiriyle aynı ritimde attığını hissederek, o geceyi gerçekten sadece onların olduğunu kabul etti.

Bölüm : 05.01.2025 00:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...