2.Cevap☁️

Merhaba canlarımmm,

Bölüme baslamadan önce buraya en sevdiğiniz şarkıyı yazarmısınızzz?

Yazdıysanız hadi başlıyalım...

...

Sabahın beşinde...

Gözlerim yarı uykulu, elimde soğumak üzere olan bir kahve... ama kafamda sadece o cümle yankılanıyordu:

“Fikrimi bu kadar çabuk benimsemen hoşuma gitti.”

Ne cevap vermeliydim?

---

[Dün Gece – Kızlar ile Film Gecesi]

Zeynep’in sesiyle gözlerimi ekrandan ayırdım.

Zeynep: Bir fikri olan var mı?

Ah! Salak kafam! Nasıl da aklıma gelmedi...

— Kızlar, galiba size anlatmam gereken bir şey var.

İkisi aynı anda bana baktı. Zeynep kaşlarını kaldırarak:

Zeynep: Ne bok yedin?

— Şu gelen mesaj var ya… bence onun kimden geldiğini biliyorum.

Hira: Ne?! Kimdenmiş?

Zeynep: Kimmiş? Tanıyor musun?

— Hayır, tanımıyorum. Ama bir takipçimden geldiğini düşünüyorum. Bir saniye… önce emin olmalıyım.

Telefonumu elime aldım. Daha önce ekran görüntüsünü kaydettiğim o yorumu açtım. Hesapları kontrol ettim.

Evet... aynı hesaptı.

Profil aynı, hesap adı aynı… Mesaj atan da, çizime yorum yapan da aynı kişiydi.

Yavaşça başımı kaldırıp kızlara döndüm, merakla beni izliyorlardı.

— Kızlar… birkaç gün önce bir çizim paylaşmıştım ya… o gönderiye biri yorum yapmıştı. Biraz detaylı, teknik bir yorumdu. O kişi işte… mesajı atan da o.

Hira: Yorum mu yaptı? Sen bize söylemedin ki?

Zeynep: Yorum neydi?

— Attığım resme bakıp eksiklerini yazmıştı. Gerçekten anlamış gibiydi. Resmin hatalarını söyledi ama haklıydı.

Kızlar bir an sessizleşti. Zeynep biraz endişeli görünüyordu.

Zeynep: Bekle… Sana eleştiri yapan biri… sonra gelip sana böyle bir mesaj mı attı?

— Evet.

Hira: Oha! Bu çok garip.

Zeynep: Hangi hesap? Göstersene.

Telefonu Zeynep’e uzattım. Hemen hesabı incelemeye başladı.

Zeynep: Sadece bir profil fotoğrafı var. O da uzaktan çekilmiş siyah-beyaz bir çizim. Başka hiçbir şeyi yok. Ve hesabın binlerce takipçisi var. O da bir sürü kişiyi takip ediyor...

Hira: Ve hesabın adı da GercekRomeo.

— Tuhaf...

---

Zeynep: Hâlâ sahte hesapmış gibi geliyor.

— Binlerce takipçisi olup, o da bir sürü kişiyi takip ederken nasıl sahte hesap olur?

Hira: O belli olmaz da… Bu isim, yorum falan… dikkatini çekmek için.

Bir an sessizlik oldu.

Zeynep: Ne yapmak istiyorsun?

— Bilmiyorum.

Zeynep: Yazmak istiyor musun?

Hira: Bence yazsın. Hoşuna gitmeyen bir şey olursa engelleriz.

— Tamam, yazacağım. Ama ne yazacağım?

Zeynep: Nah emojisi at.

Hira: Zeynep, abartma ya!

Zeynep: Off... tamam, aklıma başka şey gelmedi. Zaten sapık mıdır, ne nedir bilmiyoruz. Tamam yaz ya da beğen bırak.

Hira: Sakin, şu malı dinleme.

— Neyse… şimdi yazmayacağım. Filme devam edelim.

---

[Sabah 5 Suları]

Sabah kalktığımda kızların hali çok komikti. Sanki örtülerle savaş etmişlerdi. Odamdaki koltukta oldukça rahat görünüyorlardı.

Sakin adımlarla yanlarından geçip salona gittim. İhtiyaçlarımı giderip telefonumu elime aldım... Kahvemi yapıp telefon karıştırdım.

Sabahın beşinde...

Gözlerim yarı uykulu. Elimde soğumak üzere olan bir kahve... ama kafamda sadece o cümle yankılanıyordu:

“Fikrimi bu kadar çabuk benimsemen hoşuma gitti.”

Ne cevap vermeliydim?

Dün gece de filme devam ederken bunu düşünmüştüm. Filmin finalinden hiçbir şey anlamamıştım. O kadar düşünmeye rağmen hiçbir şey bulamamıştım. Aklıma gelen fikirle parmaklarım telefon ekranında tuşlara basmaya başladı.

Evet… Google’dan bakacaktım.

Ne yalan söyleyeyim, bu konuda oldukça kötüydüm.

“Gizemli takipçiye ne yazılır?”

“Garip mesajlara nasıl yanıt verilir?”

“Tanımadığımız biri mesaj atarsa ne yapılmalı?”

Ve daha da kötü sorular…

Ne yapalım, cahillik işte.

Ama peki ya sonuç?

Onca soruya bir şey bulunur değil mi? Ama ben bulamadım.

Lafın kısası, akışa bıraktım…

Hızlıca mesaj kutusuna tıkladım. Bir şeyler yazdım… sonra hemen cesaret edemeyip geri sildim.

Hevesim kaçmıştı. Eğer gerçekten konuşmak istiyorsa bir daha yazar.

Ben de o zaman cevap bulurdum nasılsa. Kendimi bu kadar yormaya gerek yoktu. Banane canım.

Tüm bunları düşünürken telefonum öttü.

Romeo mu?

Hemen baktım.

Aynen banane, değil mi Naz? Aynen…

Ayrıca gelen de sıradan bir Trendyol kampanya mesajıydı.

Telefonu salondaki koltuğun üzerine fırlattım. Boş kahve bardağımı mutfağa götürdüm. Bulaşık makinesiyle uğraşırken Zeynep mutfağa girdi.

Zeynep: Günooo… Sabahın körü ve sen mutfaktasın.

Tam ayılamamıştı. İçmek için kendine su doldururken bana dönüp:

— Ha bu arada, telefonuna mesaj geldi.

— Sağ ol bacım.

Deyip istemsizce salona gittim. Telefonumu elime aldım ve merakla ekrana baktım.

Ondan gelmişti.

Olmaz… yazmaz demiştim. Olmuştu.

Hem de bu saatte...

Şaşırmıştım.

Zeynep: Neye şaşırdın lan bu kadar? Yoksa Romeo mu?

— Hıhım… deyip kafamı salladım.

Zeynep: Ciddi misin? Ne yazmış?

Telefonu yüzüne tuttum.

Zeynep: Kız, dur! Okuyamıyorum. Ne bu heyecan? Telefonu burnuma sokma!

Telefonumu kendime çevirip sessizce okudum.

“En son yazıp siliyordun. Niye vazgeçtin yazmaktan?”

Zeynep: Demek ki senden mesaj bekliyormuş.

— Sanırım...

Zeynep: Ee, ne yazacaksın?

— Bilmem. Bulurum bir şeyler.

Zeynep: Naz… Sende gerçekten hiçbir şey yok.

Zeynep hazırlanmak için odaya döndü.

Ben ise sessizce ekrana baktım.

Mesaj kutusunu açtım.

Ve hiç düşünmeden yazdım.

@GercekRomeo:

En son yazıp siliyordun. Niye vazgeçtin yazmaktan?

Ben:

Yazacak bir şey bulamadım ki.

~ Bölüm sonu ~

Peki sizce…

✨ Romeo nasıl biri çıkacak?

✨ Naz, bu gizemli mesajlara güvenmeli mi?

✨ Siz olsaydınız cevap verir miydiniz?

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve teorilerinizi yorumlara bekliyorum! 🖤

Unutmayın, oy ve yorumlarınızla destek olmayı ihmal etmeyin. Sizleri çok seviyorum! 🎨💭

~ Sahtejuilet 🎭