@sairkizz
|
Kader ağı (Tanıtım) Parmak boğumlarım soğuk havanın taneciklerine gösterdiği dirence inat beyaza boyanıyor,esinti pantolonumun koruyamadığı belimde ufak ürperti emareleri bırakıyor.Bedenime konan kar taneleri, siyah saçlarımı gökyüzü yapıyor.Sayaç başlıyor,gözlerim kapanıyor.Kader ağı sinsice gölgesinden bana nasibimi aldırıyor.
uyandım, 12 kez aynı anı zihnime kazıdım ve böylece kader ağına bir kez bile kazınmadım. Destina Bayındır Hayat pusula kadranı kadar derlerdi,yönünü kaybetmek ölmekle eş değerdi. Kuzey boylu boyunca göz harelerime uzanırdı ,hareler içine aldıklarından sorumsuzca hep bu yolları uzatırdı.Ben bu yolları içimde yıldırırken bakışlarım onu buldu. Sayaç 1.2 Gözlerimin oyalandığı metalin soğuk yapısını göz ardı ederken ,ardı ardına sıralanan şafak söküşü ve bize -yani kısmen çivilere- hayatı söktürüşünü her salisesinde dirayetle hapseden zaman geçmekten öte gidiyordu.Ütülü avcı üniformalarının üstüne zarifçe bırakıldığı sandalyeyi itme dürtüsünün şeytanlığında süzüldüm.Kolumu hafifçe çarparak devirdiğimde ortaya saçılan kumaş parçalarına basma eylemi zihnimde kavranırken masaya ilerledim.Altlık kullanılmadığı için masanın boyasında ufak daireler oluşmuştu,bu daireler benim zihin balonlarıma onun gittiğini hapsederken dağılmış kağıt yığınına odaklandım.Çantama tıkıştırdığım kahve izli parçaların varlığı hissedilmeyecek kadar hafifti ya da ben algılamayacak kadar ham bir avdım bu sabah.Üstüme geçirdiğim kendi renginden bezmiş ceket kollarımı işgal ederken kaldırımı kaplayan taşların arasını dolduran gölgeler kader ağının üstümde durduğunu bana hatırlatıyordu.Hafıza deliği beni tane tane emerken omuzumda hissettiğim el, hançerime doğru davranmam ile doğru orantılı şekilde zaman kavramında can bulmuştu."Kaçak" tanıdık ses kulaklarımı işgal edince kavramamın artık alışıklık kazandığı hançeri tutuşum gevşedi. Devrim'in öfkeli bakışlarından kaçmak isteyerek bağcıklarımın açık oluşuna doğru çektim düşüncelerimi.Hafif eğdiğim başımı onun göz hizasına gelebilmem için çenemden tutarak başparmağıyla kaldırdı "Bu yılki ağ boğazına ana rahminde dolamadığım kordon gibi bana vicdan azabı çektiricesine ayağıma dolanıyor" sırıtışı büyürken imasına göz devirmekle yetindim.Ellerimi ısıtmak için birbirine sürterken bir adım attım ikizime doğru "O zaman sen de katil olurdun" sesizce iç çekerken bana açtığı kollarına doğru çekildim "Hem ana karnında günahsızken,hem de bu dünyada boğazına kadar günaha batmışken"Abim rütbeli kuzey yolu avcısıydı,bir katilin parmaklarının alışkanlık kazanmasındaki acımasızlık, onun göz kırpmadan öldürdüğü çocukların parçalanan cesetlerinden akıyordu.Ki ben kanın kokusundan dahi korkarken,o ablamın cesedini önüme atmıştı.Bir çocuk yaşasın diye bir başka çocuk öldü diyorlardı ;fakat o ölen çocuk ile kaç ruh ölüyordu ,bilmiyorlardı. Sayaç 2.1 Göz kapaklarım zihin dengemi altüst ederken Devrim benden ayrıldı "Pekala soğuk nevale,şanslısın ki kordonu boğazına dolamak yerine sana olan sevgimi elime doladım" elini omzuma atarak beni çadıra doğru sürüklemeye başladı "Üniforma olayını es geçiyorum çünkü sen yapmasaydın benim dağıttığım şey onun beyni olacaktı." Dudaklarım bir şey söylemek için aralanınca beni susturmak istercesine kapşonumu başıma geçirdi " Tek abin var ve o katil değil ,haritaya odaklan Mavera ." Mavera dedi ,evet.Mavera değildim,ama onun için Mavera çocukluğumun ötesinde tamamen bendim.Çadıra girer girmez oyukları göz pek batmayan taşın üstüne kağıtları döktüm ,ben kağıtları derlerken mürekkebi ve tüyü Göktuğ bana uzattı.Taşın etrafına herkes toplandığında Eslem omzumu sıvazladı,ona teşekkür edercesine tebessüm ettikten sonra haritaya odaklandım.Çizgiler ezbere yollar üzerinde kayarken Göktuğun hafif tiz çıkan sesi arkadan geliyordu "Fakir kısmında hemfikirim ama Biz kesinlikle nüfus fazlalığı olma konusunda harcanıyoruz" bana çapkın bir bakış attı "Destina bu kez yılanları da çiz ki ona göre hızımı kontrol altına alayım" geçen yılki kader ağı orman kaçışında harita üstünde kaçmaya çalıştığımız yolda yılan yuvasını hesaba katmadığımız için neredeyse ceset kaldıracaktık,neyse ki tek ceset yılanlar arasından çıkmıştı. Ellerim kömür tozuyla derime işleyen tanecikleri iteklerken haritanın son haline göz attım Sayaç 4.2 Metal ceketimin cebinde ısınırken,çadır esinti olduğunu varsaydığım etki ile havalandı.Refleks olarak hançere uzandım,kabaca tabir etmek gerekirse av başlamadan leş olma niyetinde olmadığımızı belli etmek istercesine kapıya yanaştım.Devrim beni geri doğru çekerken tetikte kalmaya devam ettim.Kapı aralandı; çamurlu botlar,yer yer kırmızıdan nasibini almış üniforma takımı ve bir ceset.Evet bu kesinlikle bir cesetti.Kanım donarken elimi Devrim'in koluna yasladım,üniformalı kişi başını kaldırdı.Abim bize bakarken cesedi çadırın dışına normal bir şeymiş gibi bıraktı " Devrim?" Sorarcasına ikimiz arasında bakışları mekik dokurken ben cesede doğru ilerledim.Ulaşamadan abimin radarına takıldığımda gözlerinde ufak bir duygu emaresi aradım,yoktu."Kader ağı iptal ,haritayı boşverin ve kuzeye ilerleyin" şaşkınca hepimiz ona dönerken Göktuğ bu afallamadan ilk kurtulan oldu "Bir katilin eline hayatlarımızı bırakmayacağız ,avcı" avcılar hep can alırd;kaçtığımız ormanda peşimizde iz sürer,yollara kan bulaştırır ve yakaladıklarına ölümün hırsa bulanmış tadını cesetlere bırakırdı.Abim avcıydı çünkü o annesinin tek gecelik ilişkisinde doğmamıştı,o fakir kesimin nüfus fazlalığı sayılmazdı.Abim Göktuğ'a doğru adım atarken kolumu bırakmadı "Peki,belki bu katilin de canının aranızda olduğunu hatırlamak size güven sunar?" Bizden bahsettiği açıkça ortada olsa da ,o artık abim sayılmazdı... Sayaç 4.7 Gözlerim delice çadırı yokladı,kural ihlali üzerine oyun kuralları ikiye ayrılmıştı :kuzeye kaç ya da öl. Devrim parmaklarını benim parmaklarıma dolarken Göktüğ ve Mevran hazırlanmış şekilde komut bekliyordu.Eslem elinde ufak bıçağı tutarken,Devrim kabzasını sıkıca kavradığı uzun bir kılıçla karşımda dikiliyordu."Pekala ,kural yoksa kaçmak en basiti" Mevran haritaları kenara ittirdi ve çadırdan dışarı adımladı,sessiz olma çabasında ilerlerken onun peşinden koşmaya başladık,ezberimde gözümden dökülen yolları hiçe sayarak kendimi Devrim'in bakış açısına bıraktım.Birkaç ağaç ardında kuzey yolu başlangıcı bize göz kırparken karşımıza çıkan avcı beni dumura uğrattı.Eslem 'in çığlığı ile her şey bulanıklaştı yere çömelip beni kolları arasına alan diğer yarıma tutundum.Ardından bir çığlık daha yükseldi,ama tanıdık değildi.Avcının bağrını delip geçen mızrak ile yutkunamadım.Yere düşen cesetin ardından yabancı beden önümüzde durdu "Belki de kader ağını yırtma zamanıdır" göz kapaklarım bana inat kapanırken,bilincimin şarterleri gidip geliyordu. Yabancının son sözleri çalındı kulağıma "Makas olma konusunda yardımcı olabilirim"
|
0% |