Yeni Üyelik
8.
Bölüm
@sairsell

Düşündüm.

 

Ali'nin benim için ne denli imkansız olduğunu düşündüm. Hayallerimden bile güzel olan bu düşün gerçek olmasını düşündüm. Ali'nin hayatımda ki varlığı bile canımı bu denli acıtırken ona kavuşmuş olmam bir düş gibiydi.

Müezzin sabah ezanını gür sesiyle okurken bedenim huzura teslim olmuştu.

 

Sabah odamdan çıktığım vakit gün çoktan ağarmıştı. Merdivenlerden inerken ahırdan çıkan anamı gördüm

 

"Gülüm günün hayırlı ola" dedi anam. Anamın kelimeleri içimi okşardı.

Onun o sevgisi içtendi amma içinde hüznü saklıydı. Güldüğü zaman gözlerinde çoğu vakitnhüzün peyda oluverir idi. Derin bir yazgıydı babamdan ona arda kalan. Gül anam hafif uzun boyu ve toplu bir vücuda sahipti. Yanakları tombul ve kıp kırmızı idi. Yaşının yarısını devirmişti

 

"Seninde ana" ellerine hemen süpürgeyi almış evin önünü süpürmeye başlamıştı. Her sabah kalktığında süpürürdü.

Elinden süpürgeyi almaya kalktım ama vermedi.

 

"Sen ocağa çay koyu ver nenen kalkar gayrı" dedi.

 

Mutfağa doğru yol aldım. Yanan ocağa kara çaydanlığa su koydum. Küçük erzak dolabından kahvaltılıkları çıkartmaya başladım. Kaseleri siniye yerleştirip sofraya doğru yol aldım. Avluda olan yer sofrasına yerleştirdim.

 

Herşey tamam gözüküyordu. Ocaktan çayı alacağım sıra nenem uyanmış tahta merdivenlerden iniyor idi.

 

"Hay anam" dedi ninem kendi kendine söyleniyordu. "Ne olaca benim bu ayaklarımın halı" diyerek yer sofrasına çöktü, sofra beziyle üstünü örttü. Bir yandan bacaklarını ovuşturuyordu.

 

"Günün hayırlı ola nenem dedim.Nenem buruşan çehresini ile bana bakma başladı.

 

"Seninde yavrum" dedi

 

Yüzüne peyda olan buruşuklar çoktu.

 

Elimde bıçak köy ekmeğini kesmeye başladım hayli sertti. Anam ekmeği bazen sert yoğrulur ninem ise bu duruma hayli kızardı. Anam da geldiğin de kahvaltımızı etmeye başladık. Anamın sesi ilişti kulaklarıma nineme doğru konuşmaya başladı.

 

"Agşam sende gelecen mi ana diye söylendi. Hatice ninem anama baktı ve konuşmaya başladı.

 

"Elleşme bana gelin siz gidiverin" diyince anam başını sallamakla yetindi. Bu günlerde ninem pek iyi değildi. Vakit çoktan öğleni etmişti. Akşam meydanda olacak asker düğününe tüm köy davetli idi. Tüm köy kadınları çoktan hazırlıklara başlamışlardı. Taş yollarında kadını erkeği elleri dolu dolu, meydana gidiyorlardı.

 

Akşam ezanı okunmasıyla ahırdan anamın sesiyle çıkmıştım.

 

"Gülüm yavaş yavaş hazırlanmaya başla geç olmadan gidelim emi" dedi ve suyla ellerini yıkamaya başladı.

Merdivenlerden cıkıp odama doğru ilerledim. Dolabın içinden peştamalımı ve temiz kıyafetlerimi alıp dışarda olan banyoya ilerledim.

Tahtah kapıyı aralayıp içeri girdim.

Peştamalımı bırakıp ocağa doğru ilerledim. Küçük ocağı önceden yaktığım için su kaynamış idi

Ocakta kaynayan güğümü peçete yardımıyla tutup suyu kovaya boşaltıp suyun ısısını ayarladım. Elime keseyi ve taze sabunu alıp kendime güzelce kese yaptım ve suyu kafamdan aşağıya boca ettim. Banyodan işimi bitirip temiz kıyafetlerimi giymeye başladım.

 

Islak saçlarımı nemini alsın diye eşarp sardım. Kapıyı açtığımda anamı hazırlanmış bulmuştum. Elinde tespih çekiyordu. Nenem ise onun yanında kara kara düşünüyordu.Hemen odama geçip tahta dolabı açtım giyeceklerimi alıp kapağını usulca kapattım saçlarımdan eşarbı alır taramaya başladım.Hayli uzun saçlarım belimi bile geçmeye başlamıştı.

 

 

 

Gözlerime hafif sürme çekip hafif misk sürdüm başımı örtüp aşağıya inmeye başladım.

Anam bana bakıp üzerimi üfledi.

 

"Eshabını pek beğendim Mihrimah" diyen anama tebessüm ettim "Sağ ol ana" dedim. Ninem beni baştan aşağıya süzmüş yüzünü düşürmüştü.

"De gari vakti geç ettiniz" diyen ninemle evden çıkmıştık.

 

"Bak hele Mihrimah... köylük yerde süs püs, hoş karşılamadı ve karşılanmaz da bunu bilesin dedi anam yolda yürürken. Çok mu sürme çekmiştim gözüme anam neden böyle konuşmuştu ki? Gözlerinde gördüğüm hüznün sebebi neydi bilmiyorum. Bazen düşünürdüm babamın ona bıraktığı emanet diye mi bana böyle davranırdı.

 

Hakkı vardı. Sevmezler idi köyde yaşayan insanlar süsü püsü, erkek meraklısı derlerdi. Evde kalmış, ayıbını kapatmaya çalışıyor derlerdi.

Hele ki, kadın kısmı dediğin;

Kocasının yanında kocasın ile baş başa süslemeli derlerdi! Cehaletti başlı başa düşündükleri bunu bilmeden laf ederlerdi. Kadın kendini değerli hissedecek herşeyi yapmalıydı.Kadın özgür bir kuş gibi salınmalı idi. Kadın herşeyden önce bir ana idi. Değeri paha biçilemez olan! Anamla yolun çoğunu devirmiştik.

 

İçimde pır pır eden birşeyler hayli midemi bulandırıyor idi. Akşam ezanı okunmuştu o ara anam konuştu.

 

" Çok durmadan kalkarız kızım hayli yorgunum dedi anamın yüzünden yorgunluğu asıl oluyordu. "Olur ana" diye onu onayladım. Yolda yürürken yan yoldan çıkan Nurten teyze ve Pınar ile duraksamış idik. Pınar hemen koluma girdi ve konuşmaya başladı.

 

"Selamı sabahı da kestin herhal mihrimah ne uğrar oldun ne beni çağırır oldun" diye konuşan pınara kaşlarımı çattım. Uzun saçları ve güzel çehresi olan arkadaşım hep olduğu gibi alınganlık yapıyordu. "Olur mu öyle şey Pınar, hiç vaktim olmuyor" demiştim. Hâlbuki hiç vaktim olmuyordu. Pınar kulağıma yaklaşıp konuşmaya başladı. " Geçen gün gelecem dedin bende bekledim lakin ne gelen var ne de giden alacağın olsun emi" koluma giren elinin üstüne elimi koydu. "Hakkın var Pınar bu günler de kendim de değilim pek" diye itiraf ettim. Pınar da bana hak verircesine başını salladı. "He çok çatlattın beni daha da çatlatma emi anlat gayrı" diyen bakışları beni sorgular gibiydi.

 

"Dur anlatacam anam duymasın" diyince pınar beni onayladı ve önüne döndü.

 

"Bu arada pek güzel olmuşuz" dedi.

"Öyle mi her zaman ki kıyafetlerim işte" dedim.

Pınar imayla konuştu.

"Yüzün, gözün bile ayrı şık olmuş kızım gel de külahıma anlat sen onu" dedi.

 

Nihayet meydana gelmiştik davul sesleri hayli çoktu ortada oynaya çocuklar ile tebessüm ettim.

Etrafa baktığımda köyün tamamını nerede ise geldiğini gördüm.

 

"Gelin böyle oturalım gayrı" dedi anam

 

Ben anamın yanına Pınar ise benim sol yanıma oturdu.Köyüm ağaları ise meydana koyulan masalara oturmuştu Eşleri onların yanına, diğer köy ahalisi tahtah sandalyeler de oturmuş kimi ayakta duruyor idi.Gözün Ali'yi aramaya başlamıştı hayli kalabalık olduğundan göremiyor idim.

Fazla da etrafa bakmamaya başladım pınara döndürdüm başımı

 

" Mihrimah, seninki ortalarda görünmüyor dedi Pınar aynı zamanda

etrafı süzmeye devam ediyordu idi.

Pınara kaşlarımı çattım.

 

"Deme öyle Pınar hem benim nasıl oluyormuş" dedim ve yanımda duran anama çevirdim bakışlarımı Nurten teyze ile koyu bir sohbete daldığı belli idi.

 

"Ne yani seninki değil mi? Dedi sözünü yeniledi. Sahi benim miydi? Hiç alışık olmadığım durumlar bana garip geliyor iken onu kabul etmek ne de zordu. Sessizliğimi korur iken pınar yeniden konuşmaya başladı.

 

"Ali senin yavuklun mu oldu? diyince yüzüm kıpkırmızı oldu. Pınar halen bana merakla bakıyor birşey dememi bekliyordu.

 

"Sesini alçalt Pınar ya birisi duysa? dedim korkarak etrafa bakarak.

 

Pınar eliyle anamı gösterdi

 

"Davulun sesinden bizi duyamaz merak etme tabi anlatmak istemiyor isen o ayrı dedi alınmış bir tonda. "Daha öncede hiç anlatmadığın gibi" dedi tekrardan.

Ona baktım. "Pınar, galiba biz Ali'yle öyleyiz" diyince Pınarın yüzünde kocaman bir tebessüm belirdi.

 

"Neysiniz" diyince gözlerimi kocaman yaptım" anla işte" diye utandığımı belli eder gibi konuştum. "Daha çok yeni kendime bile tarif edemiyorken başkasına anlatmak hayli zor oluyor beni anla Pınar olur mu? Dedim

Pınar başını olumlu anlamda sallamıştı."Evet canım anlıyorum Ali ve sen umarım hep mutlu olursunuz

Sen de yarine tez vakit kavuşursun" dedi. İçli içli söylemişti sanki gözlerinden hüzün geçip gitmiş ama onu saklamak ister gibi hemen tebessüm etmişti. Tekrardan başını etrafa çevirdi Pınar sonra koluma dokunup sarmıştı beni.

 

"Mihrimah seninki meydana yürüyor"

dedi. Birden afalladım ve bakışlarımı meydana yönlendirdim. Ve onunla göz goze gelmem saniyeler sürdü.

 

O kadar kalabalıkta beni nasıl fark etmişti.Gözlerini çekmeden gözlerime bakıyordu heybeti buradan bile belli oluyordu. Sanki kokusunu bile duyumsamıştım. Gözlerime bakmaya devam ederken dizlerinin üstüne çöktü. Davulun çalması ile kendime geldim hayli yeis içinde idim gözlerini benden çekmişti ben ise dumura uğradım sevda bencillik mıydı? Gözlerinin karası ömrümün baharı imiş meğer baharım ise Ali imiş

Zeybek oynamaya başlayan Ali'nin yanında yerini alan köyün diğer askerleri ile davul daha sert vurmaya başlamıştı. Ali'nin kollarını açışı ile gözlerime tırmanan bakışları içimi kor gibi yakıyordu.Bu yanmak beni meftun ediyordu arada elini yere vurması beni duraksatıyordu yutkunuyordum.

 

Gençler çember oluşturdu ve Ali o çemberin ortasında oynamaya başlamıştı.

 

Sonunda gözlerimi Ali'den çektim. Bakışlarımı Pınar a döndürüp

 

"Ona bakmak sanki canımı yakıyor Pınar" diye itiraf ettim... "Ona her baktığımda imkansızlık konuyor yüreğime içim cız ediyor sanki elimi uzatsam dokunamayacağım bir uzaklık gibi birşey bu" Pınar gözlerime hüzünle bakıyordu.

 

"Mihrimah, Ali ve sen imkansız değilsiniz. Siz bir elmanın iki yarısı gibisiniz artık. Senin tek ilacın Ali, Umarım şifanı bulursun" diye elimi tuttu ve bana destek olur gibi tebessüm etmeye başladı. Gözleriyle Ali'ye işaret etti. "Sana bakıyor sakın çatma kaşlarını tebessüm et" dedi

Ali'nin ise kaşları çatık halen bana bakıyordu.

 

"Mihrimah, baksana tüm kızlar Ali'ye bakıyor ve ağızlarının suyu akıyor

Ali ise sadece sana bakıyor

O gözlerde birşey var ben öyle hissediyorum " Etrafta olan kızların Ali'yi süzdüğünü tahmin etmem zor değildi. O an kıskanmadım, sadece canım yanmıştı.

 

"Herseyin hayırlısı deyip önüme döndüğüm sırada anamın beni kolumdan dürttü. "Kızım göründük kalkalım gayri baksana uyuklamaya başladım ben " dedi yorgun çıkan sesiyle suratım düşse de hızla toparladım.

 

"Olur ana" dedim istemeye istemeye, olsa bile.

 

Pınar ise anama doğru kalktı.

 

" Gül teyzem Mihrimah az daha kalsa anamla bana yarenlik etse" dedi ve beklenti dolu suretiyle anama bakmaya başladı.

 

"Olmaz nenesi bekler geç oldu" dedi haklıydı ninem laf ederdi.

 

Pınar, Nurten teyzeye kaş işareti yaptı.

 

Nurten teyze pınara başını salladı.

"Ayol Gül kalsın kız yolumuzun üstü geçerken bırakırız bizde bir saate kalkarız zaten bırak kızları eğlensin dedi.

 

Anam Nurten teyzeyi kırmamış

"Eyi maden sende öyle diyorsan Nurten geç kalma kızım emi ninem uyumaz bilirsin" diyince başımı salladım. Ninem eve birisi gelmeden asla uyumazdı. Anamın ardından bakıp yerime yeniden oturdum.

 

Tekrar gözlerimi meydana çevirmiş idim lakin Ali'yi göremedim yoktu.

Biz Pınar ile sohbet ederken yanımıza gelen Ayten abla ile duraksamıştık ikimizde.

"Mare kızlar hayırlı geceler diye yanımıza gelmişti.

A

"Sana da hayırlı geceler Ayten aba dedi Pınar

 

-"Geçerken gördüm de selam verim dedim" dedi Ayten abla bir taraftan bana bakıyordu. "Eyi etmişsin Ayten aba gel buyur" diye sandalyeyi yanımıza çekti.

"Görmeyeli pek serpilmişsin kız Pınar dedi Ayten abla sesinde beğeni vardı.

Başımı pınara çevirdiğimde Pınar'ın Ayten ablana sadece tebessüm etmekle yetindiğini gördüm. O tebessüm gerçek değildi.

"Kız utanman için demedim yakında taliplerin çıkmaya başlar senin de" dedi

Pınar başını sallamakla yetindi.

 

Ayten abla bana bakıp göz kırptı

"Ne haber güzelim" diyince tebessüm ettim. "İyiyim aba sen" diyince oda tebessüm etti. Simsiyah saçlarına nazaran bembeyaz teniyle oldukça alımlı kadındı Ayten aba. "İyiyim canım Gül aba yoğ mu?"

 

"Az once gitti aba, gel otur ayakta kaldın sende" diyince başını olumsuz anlamda salladım.

 

"Yo gı az elaya gitmem lazım bende Mahire bakınıyom acep adam yoğ" diye etrafa bakmaya başladı ben de onunla bakmaya başladım. Gözlerim pınara değince onun sadece önüne baktığını gördüm.

 

"Biz eşlik ederiz sana aba" dedi aniden Pınar, bende başımı sallamakla yetindim. Ayten aba kararsız bir şekilde bize baktı. "Eyi madem" diyip kalktığında biz de onunla kalktık, Pınar Nurten abaya birşeyler söyleyip arkamızdan geldi.

 

"Bu nasıl sıkışmaktır yahuu" diye dert yandı Ayten aba. "Ne vakittir tutamaz oldum" diye devam etti sözlerine. Bende karanlık etrafta göz gezdirdim. Davul sesleri biraz da olsa uzaklaşmıştı.

 

"Nereye gidiyoruz" diye sordu Pınar yanımda yürümeye devam ediyordu.

Ayten aba" Az bizim ev az ileride" diye konuştu. Karanlık taşlık yolda yürümeye başladık geceyi aydınlatan ay ışığı idi.

Davul seslerinden epey uzaklaşmaya başlamıştık Akıma Ali düştü onu sadece bir defa görmüştüm öyle güzel bakmıştı ki etkisinden hala çıkamıyordum. Benim hissettiğim gibi hissetmediğini düşündüm o an ve sızım ikiye katlandı.

 

"Kızlar" dedi Ayten Abla

 

"Buyur abla" dedi Pınar.

 

"Geliyorum girin siz dedi. Pınar bana dönerek" Bende sıkıştım Mihrimah" diye Ayten abanın ardından yürümeye başladı. Tahtah kapıdan içeri girmiştim. İçerisi karanlıktı ürpermiştim. "Kandil varsa yakalım epey karanlık" diye sordum. Arkama baktığımda kimsenin olmadığını gördüm Ayten ablaya bakmak için kapıya doğru gitmeye başladım.

 

"Mihrimah"

 

Bu onun sesiydi Ali'nin.Hemen arkamı döndüm, karanlık bana birşey göstermiyor idi.Sonra görüş alanına girdi. Gördüğüm gözleriyle duraksadım.

 

"Ali " dedim. "Senin burada ne işin var" Hayli şaşırmıştım sonra geldi, geldi, geldi tam önümde durdu sadece gözlerime bakıyordu.İçimde çayır cayır yanan yangından haberi var mıydı?" Mahir ve bir kaç dostla birşeyler içiyorduk" diye mırıldandı. Neresinden esen alkol kokusu buram buram, bana esti.

 

"Senin Alin" dedi duraksadım ama utanmamış idim ilk defa utanmamış idim. Kalbimin üstüne koydum elimi

Çok atıyordu.

 

"Bana geldin Mihrimah" diye fısıldadı.

Ben ise gözlerinden gözlerimi anlamıyordum.

 

"Evet" dedim.

 

Dumura uğramıştı sanki sözüm ile şaşırmıştı

 

"Bilmeden de olsa" diyince dudaklarım

kıvrıldı onun gözleri dudaklarıma düştü. Göğsümün üstünde olan elimde hissettim elini çekip avucunun içini aldı.

 

"Bilseydin gelir miydin? Dedi

Elimize baktım, koca elinde küçük kalmış elimi avucunun içine saklanmış idi.Bana dokunduğu an heyecandan donup kalıyor idim.

 

"Bilseydim gelirdim" dedim usulca

Tebessümü artmıştı elleri soğuktu

Elinde olan elimi çekip iki elimle elini avucumun içine aldım.

 

"Isıtmak isterim eğer kabul edersen dedim

Bu ben miydim?

 

"Herseye kabulümsüm dedi.

Bir elini elimden çekip yanağıma dokundu çekinmeden gözlerine bakmaya devam ettim.

 

"Sen çok güzelsin dedi ve yanağımı okşamaya başladı. Sonra ona biraz daha sokuldum. Kendime engel olamıyordum olmak istemiyordum.

Oda anlamış gibi bana sokuldu biraz daha. Birbirimize temas etmeye başladık sanki bir akım vardı.

Sonra ise kendine çekip bana sarıldı sımsıkı sarılıyordu. Benimde ellerim onun göğsünde idi.Burası benim yuvam mıydı? Sonra yüzünü bana sabitledi yakından bakıyordu çok yakından.

 

"Bu koku" dedi Burnunu boynuma içine çekti. Bu hareketiyle titredim.

Burnunu hissetmiştim boynumda. Sonra elleriyle yazmamı çekip indirdi.

Saçlarım serbest kalmıştı. Elleriyle saçlarımı okşamaya başlamıştı.

Gözlerini ayırmadan gözlerime bakıyordu. " Çok yumuşak Mihrimah.. Tıp ki hayallerimde ki gibisin dedi.

İçimden Sen benim hep hayalimsin dedim.

 

Dudaklarıma yaklaşan dudakları ile gözlerimi kapadım.

"Şimdi seni öpsem ve şahit olsa bu ay ışığı bu kalp seni ömür boyu unutmaz Mihrimah" Nefesi dudaklarıma çarpıyordu.

 

 

"Aç gözlerini" dedi sesi çok naif çıkıyordu.Gözlerimi açtım, gözlerinle çarpıştım. Çok derin bakıyordu

Loading...
0%