Yaşlı çift güler yüzlü insanlardı kadının ismi Şeyma adamın ise adem miş "e kızım sen okula gidiyon mu" diye sordu Şeyma teyze "evet üniversiteye gidiyorum ben" dedim güler yüzle Şeyma teyze tam benim kafadan bir insandı tuna bize çay getirmek için eve gidince Şeyma teyze "kızım gözünü seveyim bir arkadaşın vardıya hani genç güzel terbiyeli onu arasak gelse tanışsa" dedi Şeyma teyze adem amcada söze girdi "bak kızım tuna tek torunumuz bizim onun böyle yalnız kalmasına gönlümüz el vermiyor işte sende görüyorsun ayağımızın biri çukurda biz bu dünyadan göçüp gitmeden önce torunumuzun mutlu olmasını istiyoruz bir yuva kursun kendine" dedi adem amca ve Şeyma teyze bana yalvaran gözlerle vakıyorlardı ne yapacağımı bilmeyince gökalpa baktım oda 'ben karışmam' anlamında kaşlarını ve omuzlarını kaldırıp indirdi çaresiz kalınca "tamam" dedim yaşlı çift o kadar mutlu oldular ki adem amcanın yüzünde güler açıyordu bu esnada şey ma teyze ise bana dualar ederken buldu kendini "inşallah güzel yuvanız olur Gökalp la boy boy çocuklarınız minnoş minnoş torunlarınız olur inşallah" diye dua edince utancımdan yerin dibine girdim özgür ve bars Şeyma teyzenin dediklerine bir ağızdan bağırarak "AMİN" dediler Gökalp ise beni belimden tutu ve kendine çekti Şeyma teyzeye dönerek "amin inşallah" dedi ben ise gökalpın elinden kurtulmaya çalışıyordum tuna çayları getirince hep beraber çaylarını içtik "e hadi at binmeye" dedi ve at süreceğimiz yere doğru gitmeye başladık adem amca hepimize kask ve dizliklerimizi ver di artık at binmek için tamamen hazırdık adem amca bana bembeyaz bir at gökalpa ise simsiyah bir at verdi ve bize dönerek "biz eskiden iki aşığa böyle bir test yapardık eğer bir eş diğer eşine güveniyorsa her türlü ata binerdi bu atlardan birisinin ayağı kırık bakalım birbirinize ne kadar güveniyorsunuz" tuna bars ve özgür köşeye çekilmiş kendilerini gülmemek için zor tutuyorlar helede özgür gülmemek için nefesini tutmuştu yüzü domates gibi kızarmıştı onları aldırmıyarak benim için seçilmiş ata doğru ilerleyecektim ki Gökalp kolumdan tutarak " o atın ayağı kırık ona binme" dedi onu aldırmadığımı görünce beni omzuna alarak siyah atın yanına götürüyordu " bırak beni ona gidecek ben" dedim ve beline vurmaya başladım ama nafile öküz kadar vücudu vardı benim darbelerimi hissetmiyor du bile siyah atın önüne gelince Gökalp beni yere bıraktı ve "hadi bin küçük kız" dedi ona dönüp "küçük kız senin öküz koruman özgürdür" dedim özgür bunu duyunca "YENGE SORUN DEĞİL SİZİN ÇOCUĞUNUZ DA OLURUM" diye bağırdı sinirlenmiştim bu yüzden ata bindim yani en azından çalıştım atın sırtına çıkacakken at beni resmen fırlatı tam yere çakılacakken bilin bakalım kimin kucağına düştüm GÖKALPIN ve şuan gökalpın kıcağındaydım hemen ayağa kalktım elim ayağıma dolaşmış

GÖKALPIN ANLATIMIYLA

melis hemen ayağa kalktı bu haline gülmeden edemedim onu kolundan tutarak tekrara siyah ata götürdüm ve hızla onu atın sırtına otutturdum bende onun arkasına bindim artık peş peşeydik kafamı melisin omzuna koydum ve arkadan iki elimle onu sardım bir elimle atı kontrol ederken diğer elimle melise sarılyordum melisin kalp atışlarını rahatlıkla duya biliyordum kulağına yaklaşarak "kalbine sahip çıksan iyi olur güzel kız" diye fısıldadım aynı kısık sesle oda "merak etme zaten kalbimin bir sahibi var" dedi bu beni kızdırmış tı melis tamamen bana aitti onu kimseye vermem kulağına eğilerek "merak etme o sahibi 2 haftaya kalmaz ben olurum dedim ve atı kenara çekerek attan indim

_____________________________

Evet sayın okurlarım artık bölümleri uzun uzun atıyorum umarım beğenmişsinizdir sizi seviyorum oy verip yorum yapmayı unutmayın sizi seven ve değer veren yazarınız♡♡♡♡♡♡