@samuraijack
|
Çocuktum, büyüyodum Nası büyütüyodum dünyayı içimde nası sığamıyodum dünyaya? Sorma bana, benim canım düğüm nedir, nedir yazgı? Ateş büyüyendir insanla, insan ateşle oynamasa, ateş oynar insanla
Uçurtmamız nerde bizim, ne yani kapattık mı perdemizi? Mazbut bir ailenin tek serserisi, kirlendin kirletirken her temizi Yüzünde bir utanç ve sırtında mermer izi Ölen bir kadının günlüğünden yarım kalmış besteler var mırıldandığın Kolların tanrının yakalarına yapışamayacak kadar kısa bu yüzden kırılganlığın
Hayata acıktıkça boşalmakta ömür kilerim Bu açlık benliğimden çalmak ister, özüm direnir Fakat ziyanı yok, nasılsa bir gün ölür giderim Kırdığım tüm aynalardan özür dilerim
Benim büyük bi' kısmım çirkinliğimdir, kalanım şâir Bu paranoyak dünya dönüyorken yalanım sâhi Vakit nakitken hiç kimsenin saçlarını sevmek için zamanı yok Babanın dahi
Çok yordum bedenimi, zahmet etmesin kimse Ellerimle gömdüğüm yanın kaldı içimde Geçip gidiyor zaman, tutamıyorum el pençe Sorup duruyor yaram, yanımda değil hiç kimse
Dökülmüş dişleriyle ruhlarında buhran Yerli yerine koydum efkar, karıştı ruhlar En başında yanlışım var, ne yapmış arkadaş? Bir yerlerde şifreler var, peşimde onlar
Bankalarda, manavda, fırından çıkarken orda Her tarafta, arafta, hatta uykularda Türlü kılıklarda takma adlarıyla Göz kamaştıran bi' derde daldığım bu anda
Demek bilirsin her şeyin başında gerçeği Oysa okunmıycak burda gerçeğin esamesi Aynı izlerin peşinde sabırlar tükendi Kerpetenle iş gören bi' dişçiden beterdi
Ben yabaniyim, utangaç hırpaniyim Göz kapaklarında parlayan şehirler benim En mukaddes öğle vakti sarhoşluğuma küfrederdim Yerimde olsan elbet daha beter söverdin
Çok yordum bedenimi, zahmet etmesin kimse Ellerimle gömdüğüm yanın kaldı içimde Geçip gidiyor zaman, tutamıyorum el pençe Sorup duruyor yaram, yanımda değil hiç kimse
Ancak eve döncek kadar gücün var dayı Zaten hafızamda çok seviyor hüzün kalmayı Bırak onlara kalsın düzenin bütün kâr payı Biz de öğreniriz tütün sarmayı, ah
Soluma döndüm, ölüm sağda kaldı Bu kentle beraber hatıramız da yağmalandı Ruhunu saklıyordu kirli ghetto'lar Işıltılı yalanlar ulaşamazdı, şimdi metro var
Biz kırık oyuncaklar duvarlarla sınırlandık Bu zulmü anlatan hırslı şarkılar mırıldandık Uykuya ölmek denir Yorgun kadınların gözyaşı ile ıslanırken gömleklerin
İnatla yağmurlara direniyorsun Kızın okula gitsin istiyorsun, bir evi olsun Gülüşleriyle tamir ediyorsun ruhundaki boşluğu Çünkü kendi çocukluğunu silemiyorsun, Şiir!
Çok yordum bedenimi, zahmet etmesin kimse Ellerimle gömdüğüm yanın kaldı içimde Geçip gidiyor zaman, tutamıyorum el pençe Sorup duruyor yaram, yanımda değil hiç kimse
Benliğimin kanını emen yarasadır tasalar En sevmediğim tablolardır kalabalık masalar İçten olan değil, dâim yalakadır kazanan Ellerim öfkeden titriyoken sana sabır yazamam
İşçiyim ben işçi kalmam, sen zorbasın zorba kal Nerde ölüm çok satarsa gidip yaranı orada sar Şaraba sevdalılar için sabah selâ ve çorba var Gözaltında bir torbacının gözaltında torbalar
Dağıt beynini, bütün odaya şuurunu saç Artık karnımız tok dayı, yanlızca ruhumuz aç Tanrı meşgulken duymak için her duanı Çekilir bi' ceset torbasının fermuarı, Şiir! |
0% |