@sanemlinda
|
Yalnızlık, bazen kendi sesini bile duymanın fazla geldiği bir boşluk ...
Yalnızlık bir odada tek başına kalmak değil , en kalabalık zamanlarda bile içinde boşluk hissettimektir. Kimseyle paylaşılmayan sırlar , kimseye anlatılmayan hisler ...
Sevgisiz şekilde büyümenin kefaretidir hepsi ...
Aile neydi?...
Kahvaltılar, akşam yemekleri, özel günler ... Bunların hepsi bir işkence gibi gelir.
Babanın kendine ait koltuğunda oturup gazete okuması, haberleri açıp ' bu nasıl haber ? ' diyerek kapatması . Annenin poğaça yapmak için mutfakta dört dönmesi ve daha bir çok aile klişelesini yaşayamamak.
Ev dediğin dışardan bakıldığında dört duvar içeriden ise soğuk duvarlarda , boş koltuklarda , hiç oturulmamış yemek masasında duyulan yalnızlık çığlıkları...
Gerçek bu ama insanlar bunu görmezler anne baba bunları göstermezler . Sanki dünyanın ' en iyi anne babası ' gibi bir yalan söylerler ve insanları bu yalana alet ederler . Onlar bu yalanın baş rol oyuncuları çocuklar -yani bizler- ise yardımcı oyuncular seyirciler ise sizlersiniz ...
Herkesin o hayranlık ile baktığı ailene sen boş duygularla bakarsın... Herkesin içinde bulunmak istediği ailen senin kaçmak istediğin cehennemin olur ...
Sevgi bana göre yalnızca bir kavram asla yaşanmamış yaşanmayacak bişey...
Ama bu eksiklik beni ayakta tutu gücümün bir parçası oldu ve en soğuk yerde bile içimdeki ışığı kaybetmemeyi öğretti bu yanlızlık...
Masamdaki davetiyeye boş gözlerle baktım.
" Sayın KORKUT Ailesi Bir araya gelerek , daha güçlü bir yarın inşa edelim! Bağış gecemizde sizleride aramızda görmekten mutluluk duyarız. "
'Umutla Yaşam vakfı başkanı' 'Robert ASHWINDEL '
Bunun anlamı gitmek zorundaydık 'Ailecek'
'KORKUT Ailesi' olarak elimdeki davetiyeyi ne kadar okursam okuyayım idrak edemezdim , etmiyecektim 'aile ' kulaklarımda çınlayan bu dört harf . Davetiyi masada bırakarak hazırlanmaya başladım şirkete gidecektim .
Bugün hava parçalı bulutluydu sanki yağmur yağacaktı .
YAĞMUR...
Bunu düşünerek gülümsedim , her yağmur yağma ihtimali -her güzel an her gözümü kapattıp açtığımda- bile bana 'onu' hatırlatıyordu. Mavi gözleri , sıcak tebessümü ve yüzündeki gülümseme...
Üstüme krem renkli ince kazak altıma siyah çizgili pantolon giydim saçlarımı düz kahkül yaptım aynada kendime son kez baktım aksesuarlarımı ve hiç çıkarmadığım ay kolyem hazırım. Aşağı indim kahvaltı yapmayı sevmezdim istisna olarak bizim ekiple toplanığımızda Fidanın ve kızların benim ağzıma zorla sokmasın diye yerdim onun dışında bir kahve bağımlısı olduğum için sabahları kahve içerdim , espresso benim herşeyim ve diğer bütün acı kahveler . Ceketimide alarak evden çıktım arabama binerek şirkete doğru yol alırken telefonum çaldı acaba kim ? Kim olucak tabiki Fidan. Aramayı cevapladım ,
"Kuşum günaydın" "Günaydın canım geç kaldın uyandırmak için " "Aşk olsun ben seni onun için aramadım , nasılsın kuşum ? " "Aşk mı olsun sende var zaten neyse canım iyim bende sen ne yapıyorsun? " "Bende iyiyim az önce eğitim görevinden çıktım şimdi eve geçiyordum. " Dedi sesi yorgun geliyordu . "Çok mu yoruldun canım ? " "Yüzbaşı geleceği için daha fazla eğitim görevi veriyorlar kendisi ekibin başı ve doktor olduğu için daha çok dikkat edecektir ama iyiyim nasıl olsun , ben şimdi eve geçip dinlenicem sende işin bitince bana gel ordan da büyükanneye geçelim. " Büyükanne bizi büyüten yetiştiren o tatlı kadın , çocukken aynı sitede otururduk bize hep o güzel kurabiyelerinden yapardı her gelişimizde o evde kurabiye ve süt eksik olmazdı. "Tamam canım ben şirketteki işlerimi halledip sana gelirim ordanda büyükanneye geçeriz." "Görüşürüz kuşum öptüm" "Görüşürüz canım öptüm"
Telefonu kapatmıştım. Boş zamanlarımda müzik dinlemeyi çok severdim arabada , evde , işte dinlenirken ... Müzik listemden müziği seçtim - heathens öneririm arabada açmak alaksız mı bilmem ama ben seviyorum-. Müzik dinleyerek şirkete gelmiştim. Kendi işim olması güzeldi -hayalim bu olmasada- . Araba giriş kapısına gelmişti arabadan indim "Hoşgeldiniz Şebnem Hanım" diyen valeyi selamlayarak kapıdan içeri girmiştim. 5 yıl önce iki katı olan bu binanın şimdi ise tamamı şirkete aitti. İnsanlarla selamlaşarak üst kattaki odama çıktım .
Odam diğer odalara göre genişti , panoramik pencerler ile şehri görebiliyordum bu çok rahatlatıcı, odama ek olarak bir de küçük toplantı odası ile lavabo vardı. Mavi ve beyaz ağırlıklı bir odaydı bunu bilerek dizayn etmiştim. Çalışma masamdaki koltuğuma oturdum o anda kapı çaldı
Girebilirsiniz" dedim . Asistanım Ela gelmişti benim sağ kolumdu ve aynı zamanda iş yerindeki dert ortağımdı . Kendisi şirket ilk açıldığından beri benimle çalışıyordu. Disiplinli, düzenli ve çalışkan biriydi . Gülümsedi "Günaydın hoşgeldiniz Şebnem Hanım" gülümseyerek "Hoşbuldum Ela günaydın" Elindeki tabletten bakarak "Bugün yapılacak toplantı ve görüşmelerinizi e mailinize attım Şebnem Hanım. Zaten bugün sakin geçecektir " dedi . "Teşekkür ederim Ela senin bugün doktor randevun vardı değil mi ? " Ela onaylayarak "Evet Şebnem Hanım. " "Tamam sen erken çıkabilirsin ben hallederim ."
Gülümsedi "Teşekkür ederim Şebnem Hanım" dedi ve çıktı bende mailerime bakarak bugünkü görüşmeleri ve toplantıları kontrol ettim.
4 saat sonunda ise son görüşmemi gerçekleştirdim Ela çıkmıştı bende mailleri son kez kontrol ettikten sonra şirketten ayrıldım .
Önce eve uğradım duş aldım ve üstümü değiştirdim turuncu sweatshirt ve kot pantolon giydim.Dünden yaptığım pastayıda dolaptan çıkardım. Şimdide Fidanın evine gidiyorum. Benim evime yakın bir yerde oturyordu o da yanlız yaşıyor . Evin önüne geldim arabayı kapı önüne koydum ve kapıya yöneldim tam çalıcakken kapı bi anda açıldı . " Hoşgeldin kuşum" dedi Fidan "Hoşbulduk canım daha kapıyı çalmamıştım geldiğimi hissetin?" Dedim "Yollarını gözlüyorum kuşum." "Oooo yollarımı damı gözler miş benim canım arkadaşım bende sadece Savaşın yollarını gözlüyorsun diye biliyordum." Dedim gülerek. İçeri geçtik. "Aaa aşk olsun ben sadece Savaşın yolunu gözlemiyorumki" "Peki canım öyle olsun bakalım " "Evet öyle ama " "Tamam canım sen hazır mısın?" Dedim. "Evet kuşum sadece börek yapmıştım onuda alıyım sonra çıkalım. Fidan mutfağa gidip böreği aldı ve daha sonra çıktık . Yol biraz vardı biz üniversitedeyken büyükanne taşınmıştı doğayla iç içe bir yaşam isteyip duruyordu bize hep ' Sizi üniversiteye gönderiyim bı kendi ayaklarınızın üzerinde durun sonra gidicem ' derdi öylede olmuştu oturduğu yer sesiz sakin bi yerdi .
Araba Fidan "Davetiyeyi aldın mı?" Dedi . Kendisinde gelmişti ailesinden dolayı . "Aldım canım" "Gidicek misin? " Elim direksiyonu daha sıkı kavradı gitmek istemiyordum orda insanların arasında ne kadar mutlu ve yardımsever bir aile olduğumuzu göstermek bu yalana ortak olmak beni çok yoruyordu. Sahte bir gülümseme insanların kahkahaları eşliğinde yapılan danslar vb. daha birçok şey sırf 'onur' için . " Gidicem canım" . Ne olduğunu biliyordu durumumu -mecburiyetimi- bu yüzden irdelemdi kendiside zorla gidiyordu ama yapacak pek bir şey yoktu . Koskoca KORKUT ve DEMİR ailesi varisleriydik başka ne olabilir ki?
Konuyu kapatıp farklı şeylerden sohbet ettik bi süre sonra eve varmıştık . Kapıyı çaldık açıldığında ise o güzel gülümsemsiyle bizi karşıladı büyükanne. "Hoşgeldiniz kuzularım" "Hoşbulduk büyükannem " diyerek sarıldık ve içeri girdik . "Ne gerek vardı kuzularım bu kadar şeye ben yapmıştım zaten" Bizde "Asıl sen neden bu kadar uğraştım büyükannem " dedik "Torunlarım gelmiş yapıcam tabi" kendisi bizi hep torunu olarak görürdü emekli hemşireydi evlenmemişti torunu yoktu ama bizi hep kendi evladı torunu olarak görmüştü bizde onu babanemiz olarak. "Hadi bahçede oturalım " dedi ve bahçeye geçtik "Burası çok güzel " dedim "Gel birlikte yaşayalım kuzum" dedi gülümseyerek "İşler ne olucak babanem?" " Neyse evlenince eşinle yaşarsın artık söyle bakalım var mı gördüğün ? " "Yok babanem zaten istemiyorum işim benim aşkım hem ayrıca sen bana niye soruyorsun Fidana sorsana onun sevgilisi var " diyerek topu atmıştım Fidana canım benim ya iyi ki yanımda yoksa bana birini ayarlardı babanem . Fidanda bi anda afaladı sonra beni bildiği için çok takılmadan lafa girdi "Şuan iyi gidiyor Savaşla iyi bir ilişkimiz var" dedi "İyi bakalım ama senin şu işide konuşucaz Şebnem kaçamazsın benden" dedi ben yandım neyse konuyu kapattık sohbet ettik yine sevdiğimiz kurabiyelerden yapmıştı. Birkaç saat sonra kalktık Fidanı eve bıraktım sonrada eve geçtim evdeki işlerimi halledip kendimi yatağa attım .
☀️🌒⭐ "Evlat nereye daldın bakalım?" Dedi amcası genç adama . Mavi gözlerini manzaraya kilitlemişti genç adam.
"Bu davet olayını düşünüyorum amca ben gelmem hem iki gün sonra işe başlıyorum " dedi genç adam amcasına . "Olur mu ? Barış benim davetine tabiki yeğenimde katılacak " amcası böyle bağış davetlerine önem verirdi . Amcası bakmıştı Barışa emeği büyüktü onu üzmek istemezdi . "Tamam amca " dedi Barış. "Heh ne güzel hem sende ne zamandır yoktun burda sana da iyi gelir " dedi ve amcası ayaklandı "Davetle ilgili işlere bakmam lazım sen dinlen evlat "dedi .
Derin nefes aldı gözlerini kapattı kolyeyi eline alarak onu düşündü ...
Kalbinin, Güneşinin tek sahibini Ay yüzlü kadını...
|
0% |