Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@sanis0

1.BÖLÜM

Haciz memurları son olarak annemden kalan son anıyı, aile tablomuzu da götürdüler. Evimiz dubleksti. Her köşesinde anılarımız olan bütün eşyalar gitti. Zaten annem de gitti. Annem, babamı aldatıp yurt dışına gittikten sonra evde anılarımız bir bir silindi. Bütün eşyaların gitmesi de anıların kaybolmasına zemin hazırları.

Babam merdivenlerden başı eğik şekilde indi. Son merdivene çömelip, oturdu. Elleriyle yüzünü kapattı. Ağlama seslerini duyduk. Babam, annem onu aldattığında bile ağlamamıştı. Ya da biz öyle sandık. Babamın ağlamasını gördüğüm an kalbimi hapsettim. Kalbimde anneme dair hiçbir şey hissetmek istemiyorum.

Hepimizin gözlerinden birer birer yaşlar döküldü. O kadar çaresiz durumdaydık ki…

Abim, babamın yanına gitti ve çömeldi. Babamın sırtını sıvazlarken babamın ağlaması daha da sesli hale geldi. Ablam omzumdan tutup kendine çekti. Herkes gibi o da ağlıyordu. Babam güç bela kafasını kaldırdı.

“Özür dilerim çocuklarım. Ne annenize bir eş olabildim, ne de size baba…” bu sözleri yüreğime saplanmış bir oktan ibaretti.

“Baba böyle söyleme lütfen. Biz seni çok seviyoruz. Gideriz bir otele orada kalırız.” dedi ablam. Abim, ablama ters ters baktıktan sonra babam konuşmaya başladı.

“Kızım otelde kalacak paramız bile yok.”

Ablam kollarını benim üzerinden çekti ve babamın yanına gitti. Elleriyle yüzündeki akmış maskara kalıntılarını sildi.

“Ne yapacağız o zaman baba?”

Babam ayağa kalkarak gözlerindeki yaşları sildi. Derin bir nefes aldı ve geri bıraktı.

“Memlekete gidiyoruz.” dedi ve merdivenlerden teker teker çıktı. Ablam olduğu konumdan doğrularak,

“Yaşasın! Antalya’ya gidiyoruz!” dedi. Babam gözden kaybolduktan sonra abim ablamın yanına yaklaşarak kolunu sıkıca tuttu.

“Hayır geri zekâlı! Annemin memleketi orası. Rize’ye gidiyoruz.”

Ablamın yüzü hemen ekşidi.

“Iyyy! Orada ot, bok hatta böcek bile vardır! Babamı ikna edelim Antalya’ya gidelim.”

“Sana verilen kolej paralarına yazıklar olsun. İnsanda azcık düşünme becerisi olur. Annem babamı aldattı. Sen hâlâ onunla alakalı şeyler söylüyorsun. Bundan sonra anne kelimesini bile kullanmayacaksın!” sert çıkıştı abim. Haklıydı. O kadın bizi bırakıp gitmişti.

Ben de konuşmaya dahil oldum.

“Hadi uzatmayın. Eşyalarımızı toplayalım.” diyerek merdivenlere yöneldim. Ablam,

“Hayır! Ben gelmiyorum oraya! Hatırlamıyor musunuz? Benim eski sevgilim var orda!”

“Eylül. Babamı kaç kere ağlarken gördük? Adamın zor zamanı. Gidip de ‘Hayır bana Eylül’ün eski sevgilisi ordaymış, gidemeyiz!’ mi diyelim?”

“Bana bir daha Eylül deme! Benim ismim Ada!”

“Babaannemlere de Ada dedirtebilecek misin acaba Eylül?”

Hemen araya girdim. Çok uzadı artık bu konuşma.

“Yeter artık! Hadi eşyalarımızı toplayalım.” ellerimi açarak yukarıya doğru baktım. “Allah’a şükür kıyafetlerimizi almamışlar.” dedim. Hepimiz odalarımıza gidip kıyafetleri bavullarımıza koyduk. Güçlükle bavulumu salona indirdim. Salona boş boş bakınıyordum bu sırada abim indi. Yanıma bavulunu koydu. Yüzümü avuçlarının arasına alarak,

“Naz… abicim. Sen Eylül gibi değilsin. Babama da bana da destek olduğun için teşekkür ederim.”

“Abi, ablama Eylül diye hitap edince bana da Aybüke diyeceksin sandım. Ben Naz’ım. Aybüke ismini sevmiyorum.” dediğimde tebessüm etti.

“Naz mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak isterden Aybüke?” dediğinde kahkahamı gizleyemedim.

“Abi seni çok seviyorum. Sadece ablam olsaydı kafayı yerdim herhalde.” diyerek sarıldım abime.

“Bende seni çok seviyorum Naz’ım.” diyerek bana karşılık vererek sıkı sıkı sarıldı. Merdivenlerden ablam,

“Abi! Bana yardım eder misin, taşıyamıyorum!” diye bağırdı. Sanki içinde çok fazla kıyafet varmış gibi. Abim yine de centilmenliğini bozmadan ablama yardım etti. Üçümüz de salonda babamı bekliyorduk. En sonun da babam da merdivenlerden indi.

“Hepiniz hazır mısınız?” diye sordu babam. Ben ve abim kafamızı olumlu olarak sallarken ablam,

“Evet babişko!” dedi. Abimle birlikte göz devirdik.

Babam “Tamam çocuklar. Geç kalmadan trene yetişelim.” dediğinde ablam yine carladı,

“Ne! Tren mi? Uçaklar Rize’ye gitmiyor mu?”

Abim, ablamın kolundan tutarak,

“Bütün uçaklar kadar başına taş düşsün Eylül.” dedi. Kıkırdamamı gizleyemedim. Babam gözlerini açarak,

“Aras çok ayıp. Bir daha duymayayım.” dedi. Abim kollarını önünde bağlayarak başını öne eğdi.

Koca maziyi arkamızda bırakıp gidiyorduk. İyi anıların yanında kötü anıları baş çeken maziyi unutmak hiç kolay olmayacak.

 

1.BÖLÜM SONU

 

Yeni kurguma destek olursanız çok mutlu olurum!!

Eksiklerim olabilir. Bunları belirtirseniz çok mutlu olurum.

YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!

 

 

Loading...
0%