Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@sanis0

12. BÖLÜM

Okulun ilk haftası bitti. Yorucu ama keyifli bir haftaydı. Abim ve babam işlerini düzeltmek için Trabzon’a gitmişlerdi. Ablam ve ben evdeydik sadece. He bide! Babama giderken Bora abinin yanında çalışmaya başlayacağımı haber vermiştim. Normalde çalışmamı istemezdi ama Bora abi ile birlikte olacağımı duyunca içi rahatladı. Abimle birlikte Trabzon’a gitmeden önce de ablam ile beni Bora abiye emanet etti. Abimle babamın işlerinin ne kadar süreceği belli olmadığı için içim buruktu.

Bir anda zil çaldı. Gözlerimi araladığımda ablam yanımda yoktu. Büyük ihtimal abimin yatağında uyuyordu. Zar zor ayağa kalkıp kapıyı açtım.

“Merhabalar kargonuz geldi.” diyerek bir kutu sıkıştırdı elime. Ablam sipariş vermiştir diye düşünüp aldım. İçeri geçip ablama seslendim. Ablam uyanarak yanıma geldi. Kargonun üzerine bakarak.

“Bu benim kargom değil. Üstünde kocaman Bora Şahin yazıyor salak. Bora’nın kargosu bu.”

nE? Kargoyu neden benim evime yolladı ki. Ablam homurdanarak uyumasına geri döndü. Belki de yanlışlıkla kargocu bizim eve bırakmıştır. Tabii canım öyledir. Yoksa Bora abinin bana hediye alma gibi bir olasılığı yok.

Almış mıdır ki?

Yok canım.

Bunu anlamanın tek yolu var. Kutunun içine bakmak!

Kargo paketini yavaşça açtım. İçeriden bir not çıktı. Noluyo lan! Not falan.

“Sevgili Bora,

Yıllardır bu plakları aradığını biliyorum. O yüzden bunları sana yollamaya karar verdim. Doğum günün kutlu olsun dostum. Umarım hediyeni beğenirsin.”

Kargo Bora abininmiş. Ben de niye ümitleniyorsam. Bide doğum günüymüş. Bana ne. Gidip paketi sahibine vermem gerekiyor. Bora abiye. Hem uykumu böldü hıyar. O yüzden de sinirliyim ona. Sinirle evden çıkıp Bora abinin evine gittim.

Evini çevrelediği çitten atladıktan sonra evin kapısının önüne geldim. Sert bir şekilde kapıyı yumrukladım. Kapıyı başka biri açtı. Başında ki parti şapkasından Bora abinin doğum gününü kutladıklarını anladım. Bir elini duvara yaslayarak,

“Kime bakmıştın.”

Bora abinin evine geldiğime göre Acun Ilıcalıyı arıyorum!

“Bora abiye bir kargo geldi. Bir yanlışlık olmuş sanırım kargoyu benim evime bıraktılar.”

Kafasını sağa çevirerek “Bora misafirin var!” diye bağırdı. Bora abi geldi ve,

“Naz? Neden geldin?”

“Kargocu yanlışlıkla senin paketini bana getirdi. Senin yani.” diyerek paketi uzattım.

“Naz madem benim niye paketimi açıyorsun?”

“Senin olduğuna emin olmak istedim. Ayrıca içinden hıyar da çıkabilirdi. Önlem amaçlı. Sana iyi eğlenceler görüşürüz.” diyerek arkamı döndüm.

“Naz.” dedi. Tekrar yüzüne baktığımda, “İstersen sen de gelebilirsin. Bugün benim doğum günüm.”

“Teşekkürler Bora abi. Ben pazartesi güne işe başlayacağım o yüzden dinamik olmam lazım. Tekrardan iyi eğlenceler.” dedim ve eve gidip kapıyı sertçe kapattım. Acaba laf sokmasa mıydım? Doğum günü sonuçta. Aman bana ne!

Ablam güzellik uykusundan uyandığında kahvaltıyı çoktan hazırlamıştım. İkimizde masaya oturup kahvaltımızı ediyorduk.

“Naz, çarşıya gezinmeye gidelim mi? Hem yeni insanlarla tanışırız belki.”

“Olur. Biraz gezinmek ikimize de iyi gelir.”

Kahvaltımızı bitirdikten sonra hazırlanıp otobüs durağına doğru yürüyorduk. Ablam sessizliği bozdu.

“Naz kızma ama sana bir şey söyleyeceğim.”

“Söyle abla.”

“Naz gerçekten elimde olan bir durum değil.”

“Abla kötü bir şey mi oldu?”

“Naz…”

“Abla korkutuyorsun beni.”

“Ben annemi çok özledim.”

Sessiz kalmakla yetindim. İçten içe bende özlüyordum. Elimde değil ki… Onun bize onca acılar çektirtmesine rağmen annem o benim. Sıkıntım olduğunda yanına koştuğum, biriyle kavga edince gidip dizinde ağladığım kadın. O kadın ne babama bir eş oldu ne de bize vicdanlı bir anne… Sürekli işlerinden bahsediyordu. Onun bu hayattan tek beklentisi kariyeri. Evet yalan söyleyemem. Güçlü bir moda tasarımcısı. Sayamadığım onca ödülü olan, ayakları üstünde durabilen bir kadın.

Ama biz…

Bizi unuttun anne…

Dört duvarda sıkışıp kaldık. Duvarların asla yıkılmayacağını bile bile bir tane pencere açıp seni görmek istedik. Sana ulaşmaya çalıştık.

Bu da bizim hatamız olsun.

“Naz hadi gidelim.” ikimizde olduğumuz yerde dura kaldık.

“Nereye?” diyebildim boğuk sesimle.

“Annemin yanına.”

“Annemin nerede olduğunu bile bilmiyoruz.”

“Edirne’de…” Yüzüm anlamaz bir ifade almıştı.

“Sen nereden biliyorsun abla?”

“Ben annemi aradım. Kendimi tutamadım.” Ağzımı açıp birşeyler söyleyecekken,

“Naz gidelim buralardan. Kurtaralım kendimizi.”

12.BÖLÜM SONU

Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın!!!

Loading...
0%