Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@sanis0

14. BÖLÜM

Etrafımda ki kimse beni önemsemiyordu. Şu sıralar herkes çekip gitmişti. Nasılım sorusunu kendime bile soramamışken Bora bana sordu.

“Kötüyüm.” dedim dürüstçe. Gözlerimi yere diktim.

“Anlatmak ister misin?”

“Sonra anlatsam olur mu?”

“Ne zaman istersen.” dedi. Ne zaman istersem mi? Bu istediğim zaman seninle konuşabileceğim, istediğim zaman sana sorunlarımı anlatabileceğim anlamına mı geliyordu? Sanırım öyle.

“Alışabildin mi Rize’ye?” diyerek gözlerime derinden bakmaya başladı. Ateşin sıcaklığını gözlerine baktığımda hissetmeme sebep oluyordu.

“Alıştım mı? Bu soruya şu an cevap veremem sanırım.” dedim.

“Ama…” diyerek devam ettiriyordum.

“Ama sana alıştım.”

O da gözlerini yere çevirerek gülmeye başladı. “Sevindim.” dedi.

Aklıma şahane bir fikir gelmişti! “Bora abi!” diyerek hızla ayağa kalktım. Gözleri bana çevrilmişti. Şaşırmışa benziyordu, “Beni burada bekle hemen geliyorum!” diyerek heyecanla eve girdim.

Buzdolabındaki çilekli pastayı çıkarıp kocaman bir dilim kestim. Geniş bir tabağa koydum. Salondaki çekmeceleri karıştırırken aradığımı buldum! Mum vardı evde! Pastanın üzerine bir tane mum diktim ve kibrit yardımıyla yaktım.

Tabağı bir elimle tutuyordum bir elimle de mumun sönmemesi için uğraşıyordum. Dışarı çıktım. Gülerek Bora abinin yanına gittim. Mumdan gözümü ayırdığımda onunda güldüğünü gördüm. Yanına gittim ve yavaşça çömeldim. Dizlerimiz birbirine değerken muma siper ettiğim elimi yavaşça çektim. Yüzümüz o kadar yakındı ki nefesini tenimde hissettim. Fısıldar şekilde,

“İyi ki doğdun Bora.” diyerek mumu işaret ettim. Tam üfleyeceği sırada

“Olmaz ama. Dilek dilemedin.” diyerek uyardım. Gözlerini kapattığı anda yüzünde ki sevimli çilleri fark ettim. Gülümsemem daha da büyüdü. Gözlerini açtığında mumu üfledi. Gözlerimiz birbirinden ayrılmıyordu.

“Ne diledin?” diye sordum.

“Söylersem gerçek olmaz ki.”

“Olur da bir gün dileğin gerçek olursa ilk bana söyle. Tamam mı?”

Bora dudaklarını araladı,

“Tamam.” dedi fısıldayarak. Bu sefer sesi kalın ve tok çıkmamıştı. Sevecendi.

Aramızdaki mesafe azalırken Bora’nın gözleri dudaklarıma kayıyordu. Ben ondan uzak durmaya çalıştıkça daha da yakınlaştı. Yaklaştıkça başı yana eğiliyordu. Dudaklarını aralamıştı. Nefesini boynumda hissettiğim de vücudum titredi. Hislerimi bastırmaya çalışıyordum. Gözlerimi sertçe birbirine bastırdım. Yavaşça kendimi geri çekiyordum.

Ama durma niyetinde olmadığı belliydi. Gözleri yarım açık şekilde dudaklarımı yokluyordu. Hızlı nefes alışverişleri şu an bunu bozmamamı söylüyordu. Sıcak soluması beni kendine bağladı. Ama bunu yapmamam gerekiyor. Bora’dan uzaklaşarak,

“Pasta. Elinle yiyemezsin pastayı. Çatal getireyim.” dedim ve tabağı Bora’nın eline tutuşturdum. Hızlı adımlarla eve girdim. Mutfaktan çatalı aldım ve dışarıya çıkmaya yeltenecekken duraksadım.

İçim içime sığmıyordu. İçimde mutlu olmamı, gülmemi sağlayan bir şey vardı. Bu şey nedir bilmiyorum ama Oğuz ile birlikteyken asla böyle hissetmemiştim. Oğuz da beni öpmeye yeltenmişti ama izin vermedim. Veremedim. Çünkü hazır hissetmiyordum. İçimden gelmiyordu. Ama şu an niye bana böyle hissettirdiğini bilmiyorum. Beni kendine o an bağlamıştı. Nefesi gibi duygusunu da deriden hissettiğimde bir anlık ona kapıldım. Güzel hissettim. Uzun aradan sonra güvenli hissediyorum.

Ama bu kişi Bora’ydı. Bora’ya yaklaşamam. Yaklaşırsam Oğuz’u aldatmış olurum. Hayır yapamam. O benim sevgilim. Son olarak telefonuma tekrardan baktım. Oğuz yazmamıştı. Altı saat geçmişti. Neden yazmıyor? Niye beni önemsediğini hissettirmiyor? Biraz önce az kalsın Bora abiyle öpüşecektim!

Derin bir nefes aldım. Kapıdan dışarı çıkıp çatalı Bora abiye uzattım. Elimden yavaşça çatalı aldı. Biraz önce ki cazibesi ve çekiciliği devam ediyordu. İçimin yandığını hissediyorum. Niye böyle hissediyorum? İçimin yandığını hissetmeme rağmen yansın istiyorum. Soğuk soğuk terlerken Bora abi pastasından ilk parçasını alıp ağzına atmıştı. Kaşlarını yukarı kaldırarak,

“Naz, pasta çok güzel olmuş. Eline sağlık.”

“Afiyet olsun Bora abi.” dedim.

Gözlerinde ki alevi görebiliyordum. Kısık sesle,

“Yine abi olduk iyi mi.” dedi. Duyduğumu fark ettirmeden,

“Çilek sever misin bilmiyorum. Kendi kafama göre yaptım.” dedim.

Yüzünün düştüğünü çok bariz belliydi. Modunun düşüşü beni de etkilemişti.

“Çilek… Severim güzel olmuş.”

Kafamı sallayarak önüme bakmaya devam ettim.

Bora abi ayaklanarak,

“Ben sana daha fazla rahatsızlık vermeyeyim. İyi geceler.” dedi.

“İyi geceler.” diyebildim sadece. Arkasını döndüğü gibi hızını kesmeden yürüyordu.

Bana kızgındı.

Sanırım artık Oğuz’un yanına gidip olan biten her şeyi konuşmam gerek. Uzun zamandır görüşemiyoruz. O zaman yarın işten çıktığım gibi Oğuz’un yanına gideceğim!

14. BÖLÜM SONU

TAKİP ETMEYİ unutmayın:)))))))

Loading...
0%