13 Mayıs 2020

"​​​Anne bu sabah yumurta yemesek?" dedi umut dolu bir sesle kardeşim Ela, ama o yumurtanın yeneceğini çok iyi biliyordu. Ama en azından ekmek almaya gitmemişti. Bu onun için güzel bir gün başlangıcı anlamına geliyordu.

Ela;

"Anne abim neden hala işten dönmedi?" Beyza donakaldı, aynı şekilde bizde. Nasıl açıklanırdı ki 6 yaşındaki çocuğa abisinin vurulduğunu?

Beyza;

"Abin işinde gücünde Ela. Sorup durma, gelecek işte işi bitince." Tersleyerek soru yağmurunun bitmesini umdu Beyza. Israrla sormaya devam ederse nasıl cevap verecekti ki? Neyse ki umduğu gibi kızı susup yemeğini yemeye devam etti.

Sena;

"Anne ben çıkıyorum, Selinle buluşacağız. Söylemiştim, akşama doğru dönerim." Ayakkabısını giymeye çalışıyordu bir yandan. Annesinden baş onayı alınca kapıyı yavaşça örtüp yola koyuldu.

Sena 19 yaşında genç güzel bir kızdı. Erkekler gerçekten ona hayrandı. Ama onun erkeklerle işi yoktu, en azından şimdilik. Boyu 1.69 olduğundan mı bilinmez, erkekler için çok çekici duruyordu, sadece erkekler için değil tabii. Evet onu tavlamaya çalışan kızlar da vardı. Ama Sena'nın yönelimi bu değildi. Durağa doğru yaklaşırken hala kartını çıkaramamıştı. Şansa kader otobüs durağa adımını attığı anda geldi. Ama sena kartını evde bırakmıştı. Eve dönemezdi, bir daha bekleyemezdi. Birinden rica edip ona parasını verecekti, öyle de yaptı.

Otobüse bindiğinde oturacak yerin olmadığının farkına varmıştı. Gidecek yolu uzun olduğu için oturmak istiyordu tabiki.

Sena;

'Kartında fazladan para olan basabilir mi? Parasını vereceğim." Etrafına bakındı, birinin elinde kartla yaklaştığını gördü. O da oturamamıştı belli ki. Geldiğini görünce cüzdanını açtı ve biraz para çıkardı. Sesi duyunca bastığından emin oldu ve çocuğa parayı uzattı. Çocuk yüzüne ters bir şekilde bakmaya başladı.

Selim;

"Aklının ucundan bile geçirme" İsminin Selim olduğunu kartın üstündeki yazıdan öğrenmişti zaten. İnatçı olduğunu da kendi içgüdülerine dayanarak ortaya atmıştı. Ve doğrusunu söylemek gerekirse tutmuştu da. Orda para kavgasına girmek istemiyordu Sena. Ama o parayı vermeliydi, ailesinden böyle öğrenmişti o. Ama önündeki engel de bi onun kadar inatçıydı. O da ailesinden böyle öğrenmişti.

Sena; 

"Beyefendi gerçekten olmaz bunu almalısınız." ​​Almayacağından emindi ama denemeliydi şansını.

Selim;

"Tabiki de almayacağım. Saçmalamayın lütfen, konunun kapanmasını rica ediyorum. Almayacağım." İkisi de inat etmişti. Birbirlerine sinir olan bu iki genç birbirlerinin kaderi olacağından haberleri yoktu, ama olacaktı.

Yolculuk boyu para mevzusunu tartışan iki gencin inecekleri durak gelmişti, tartışarak duraklarını kaçırmak istemiyorlardı. Sena'nın parası cebinde kalmıştı, yine de denemişti. Şansa bakın ki bu iki gencin ineceği durak da aynı durakmış. Birbirlerinin kaderi olduğundan bahsetmiştik zaten.

Sena indiği gibi Selin'i aradı. Olduğu yeri öğrenip hızlı adımlarla oraya ilerlemeye başladı. Bu olayı ona kesinlikle aktarmalıydı. Fakat o kafeye ulaşabileceğini ona kim söyledi ki?