Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@sara_light9

Gün bitmiş, gece bütün esenliğiyle yeryüzüne hakim olmuştu. Evlerde yanmakta olan kandiller birer birer sönmekte, kandili sönen her evi karanlık yutmaktaydı. Nihayet köydeki son evin kandili de sönmüş ve dağın eteğinde kurulu olan küçük köyü tamamen karanlığa gömmüştü.


Karanlık göze engel olabilir ama kulağa engel olamazdı. Bir kadına ait olan tiz bir çığlık ve ağlama sesi duyuyordum, sanki kadının acı çekiyordu.


Ses bazen yükseliyor, bazen de boğuk iniltiler arasında kayboluyordu.


Peki ama neden?


Bu kadını bu denli ağlatan, canını acıtan şey ne olabilirdi?


Sesin geldiği yöne doğru süzüldüm, birden yöneldiğim taraftan bir evin kandili yandı.


Diğer evlere kıyasla bakımlı bir eve benziyordu. Bu tür küçük köylerde iki kesimin evleri bakımlı ve kare taştan yapılırken, diğerlerinin evleri kerpiçten yapılmış yıkık dökük kulübelerdi.


O iki kesim; liderler ve Azâzil'in ordusuna karşı savaşan haleflerdi.


Köy, kasaba, şehir fark etmeksizin her yerde bu iki kesimin sözü geçer, halk onlara sonsuz saygı ile hürmet gösterirdi. Elbette bunun aksini yapmaya cesaret edemezlerdi.


Tanrı milyonlarca yıllık hizmetkârlarını etten kemikten varlıklar için feda etmiş, bizleri Azâzil'e karşı onların kullanabileceği silahlar haline getirmişti.


Her bir Melek insanlar arasında kendine bir varis seçmeye zorlanmıştı.


Yer ve gök arasında bir tek insanoğluna böyle bir yetki verilmişti.


Haleflik.


Evin açık pencerelerinden oradan oraya telaşla koşuşturan insanları görebiliyordum. Usulca evin körpe bir köşesine tünedim. Tabii bu sırada kadının acısını bu kadar derinden hissettiren şeyin ne olduğunu da görmüştüm.


Kadın hamileydi ve dünyaya tertemiz, beyaz tenli, kızıl saçlı, kehribar gözlü bir kız çocuğu getirmişti.


Bu minik yüreğe sıcaklık veren bebeğin ölmesi ne yazık ki kaçınılmazdı.


O bebek bir cadıydı ve savaşçılar ile köy halkı onu yaşatmayacaktı.


Kehribar gözler sadece cadılara özgü bir özellikti.


Büyük ihtimalle yarın güneş en tepeye çıktığında onu yakılacak olan Semum ateşinde canlı canlı yakacaklardı.


Beni heyecanlandıran şey ise bu bebeğin bir cadı ve Halef'in birleşimiyle meydana gelmesiydi.


Peki ya ona kendi ruhumu verseydim ne olurdu?


Ne de olsa gün bitmiş ve Tanrı tarafından bana verilen süre de sona ermek üzereydi.


Onu halefim yaparak hem Tanrı'nın emrini yerine getirmiş olacaktım hem de Azâzil'den sonra Tanrı'ya isyan eden ikinci hizmetkar olmuş olacaktım.


Üzgünüm Tanrım...


Loading...
0%