@sara_light9
|
Aslında onun kibri her zaman vardı, o asla diğer melekler ile muhatap olmazdı, benim dışımda bana her zaman "Tanrının seni ne kadar yüce bir güçle şereflendirdiği hakkında en ufak bir fikrin yok" derdi. Bana karşı olan nezaketi rahatsız ediyor olsa da her zaman Tanrı'ya onun kadar yakın olmak istedim. Bu bile ona hayran olmam için bir nedendi. "Zaten en güçlüsü olmasaydım kalbine sahip olmak isterdim Meleğim." "Kalbim mi? Neden?" "Evrenin en büyük sırrını taşıyorsun." Tanrı'ya bu kadar yakın olmak birçok sırrı bilmek demekti. O ise bundan fazlasıyla yararlanmıştı. Azâzil en başından beri gücünün ve potansiyelinin farkındaydı. Tanrı'ya olan sevgisi, kendi karanlık doğasını bile görmezden gelecek kadar büyüktü. Ona bir insana secde etmesini emretmek, kibrinin ve sevgisinin infilak etmesine yol açtı ve zaten belirlenen kaderin ve geleceğin değişmesine neden oldu. 13 Melek varlık aleminin en güçlüleriydi. Onların seviyesine ulaşmak benim gibiler için hayal bile edilemezdi. Hatta Azâzil'in beyaz alevi bile onları yakamamıştı, ben ise sadece onun insafına kalarak hayatta kalmıştım. Sonraki 600 yıl boyunca insanlık çoğaldı ve yeryüzüne yayıldı. Azâzil'in iblisleri durmuyor, bedenen onlara ulaşamasa da vesveseleriyle insanlar arasında kötülüğü yayarak onların sonunu getirmeye çalışıyordu. Yine de bu büyük bir tehlike değildi, o orada mahkum olduğu sürece herkes güvendeydi. Tanrı her şeyi görüyordu, bir terslik olsaydı bunu bilirdik. Yanılmıştım, Azâzil 600 yıl boyunca muazzam bir orduya ve güce erişmişti. Iblislerinden elde ettiği kötü ruhları insanların bedenine nüfuz ettirmenin bir yolunu bularak ve insanlara fiziksel olarak saldırmayı başarmıştı. Geçen 6 asırda benim varlığım kimsenin umurunda olmamıştı. 13 melek ve Tanrı arasındaki toplantılara katılma yetkim yoktu. Toplantılar sonucunda 13 meleğin ve benim insan ırkına karışarak kendimize birer halef seçmemize karar kılınmıştı. Böylece güçlerimiz insan nesli devam ettiği sürece nesilden nesile aktarılacak ve Azâzil tarafından özümsenemeyecektik. Azâzil istediği güce erişemeyecek ve insanlara zarar veremeyecekti. İnsanoğlu meleklerin varisi, Tanrı'nın ise halefi seçilmişti. Sahip olunabilecek en yüksek mertebeydi. Eminim Azâzil bunu öğrendiğinde öfkeden delirmiştir. İnsanoğlu için bir kez daha kardeşlerim kendini feda edecekti, bir kez daha onlar için gözden çıkarılmıştık. Bize belirli bir süre verilmedi, 13 melek 200 yıl içinde kendilerine birer varis bulmuş,Varislerin nesli çoğaldıkça tek bir meleğin gücüne birden fazla insan sahip oldu ve bunun sonucunda farklı güçler türemişti. Ve bambaşka bir ırk... Melez oldukları gerekçesiyle hem iblisler hem de insanlar tarafından kabul görmeyen Cadılar. İlk cadının nasıl ortaya çıktığı bilinmiyor, ancak bilinen şeyler onların iblis ve insan melezi oldukları ve kehribar gözlerin onlara özgü bir özellik olmasıydı. Bulundukları yerlere kötü şans ve musibet getirdiklerine inanılırdı lakin bu olmasaydı bile Şeytanın soyundan geldiği apaçık ortada olan bu insanlara tek bir insanın dahi merhamet edeceğini sanmıyorum. Normal şartlarda cadılar insanlardan daha güçlüydü ama Haleflerin korkusu yüzünden hayatta kalan bir kaç cadıda gölgeler ardında yaşamak zorundaydı. |
0% |