1. Bölüm

Başlangıçların Sonsuz Yürüyüşü

Elisa TT
sarahwenling

Yaz dönemindeydik hava çok sıcaktı ve çok bunaltıcıydı bu yüzden Yoisha ormanında umut içinde bir gölgelik arıyordum. Burası Kurtların ormanıydı. Yüzyıllardır Vampirler ve Kurtlar acımasızca birbirlerini katlediyorlar. Bazı Vampirler ormanımızı işgal ederek Kurtları öldürüyor. Ayrıca kendileri için köle olarak aldıklarını da duydum. Bu yüzden sürümü korumak için çok fazla boş zamanım olmuyor. Bu ay toplam üç kurt kaybettik bu yüzden kendimi daha fazla odaklanmaya zorluyordum. Ormanda dolaşıyor ve etrafta herhangi bir tehlike var mı yok mu bakmak için dolaşmaya başladım. Sabahın bu saatlerinde fazla ses olmaz ormanda. Önemli olan geceleridir, derinlere ilerledikçe dikkatimi bazı sesler çekti. Bazı erkek sesleri duydum ve seslerin geldiği tarafa doğru ilerledim. Ben yaklaştıkça sesler daha da yakınlaştı. Bir ağacın arkasına saklandım ve yere çömeldim. Kaşlarım çatıldı ve daha dikkatli bir şekilde izlemeye başladım. Kurtların bölgesine izinsiz giren Vampirler. En nefret ettiğim.. Kulaklarım seğirdi ve onları dinlemeye başladım.

Jans: "Artık bir kız arkadaşım var."

Sesi gururlu bir tonda geliyordu biraz da alaycı. Ona bakıp gözlerimi devirdim ve kendi kendime fısıldadım.

"Vampirler işte ne olacaktı ki? Eh.."

Laxi: "Güzel şaka, bir kız bulamazsın Jans."

Astrin: "Evet Jans, kızları elde edemezsin o kadar potansiyelin yok."

Sırıttığını gördüm sarışın çocuğun, dalga mı geçiyordu? Ha, ha, ha.. Ay çok komik.

Jans: "Beyler biraz durun, bir koku alıyorum."

Kaşlarımı çattım ve görünmemek için çalılıklara süründüm.

Laxi: "Kurt kanı gibi kokuyor!"

Beni fark ettiler.. Hızla çalılıklardan fırlayıp ormanın içine daldım. Olabildiği kadar hızlı koşmaya çalıştım ama benden daha hızlılardı. Nefes nefese kalmıştım. Çalılar yüzüme çarpıyordu ama umurumda değildi.

Jans: "Buraya gel, seni pis köpek yavrusu."

Laxi: "Yakalayın şunu!"

Bağırdıklarını duyabiliyordum ve giderek yaklaşıyorlardı. Sona yaklaşıyor gibi hissettim ve kalbim bir anlığına sıkıştı. Kaçabileceğim konusunda artık pek emin değildim. Ama pes etmeye hazır değildim önüme çıkan çalıları ve dalları sağa sola

Astrin: "Beyler ben yakalarım, endişelenmenize hiç gerek yok."

Arkama baktığımda yorgunluktan ve dikkatimin dağılması yüzünden biraz daha yavaşladım bana yetiştiklerini ve iyice yaklaştıklarını gördüm hepsinin yüzünde alaycı bir mutluluk ifadesi gördüm ve kendimi daha hızlı koşmaya zorladım. Nefes alışverişlerim sığlaştı ve boğuklaşmaya başladı. Saçlarım rüzgardan uçuşuyordu ve yüzüme yapışıyordu buda nefes alışverişlerimi zorlaştırıyordu iyice tıkanmaya başlamıştım. Ama içlerinden biri bana yetişti ve bileğimi yakalayıp kendine doğru vücuduna bastırdı. Korkudan kalbim tekledi gibi hissediyordum ama asla zayıflık göstermeye niyetim yoktu iğrenir bir ifadeyle beni tutan Vampire baktım.

Astrin: "Yakaladım."

Sırıttığını gördüm. Sadist bir gülüşü vardı. Gözlerim korkuyla doldu ve itmek istedim ama yapamadım çok güçlüydü ve benden kat kat daha iriydi. Yüzündeki acımasızlığı görünce umutsuzluğa kapıldım. Onun yanında tam anlamıyla bir kediye benziyordum. Benden daha uzun ve iriydi. Kasları sert ve büyüktü. Güçlü kollarıyla bileklerimi tutuyor ve kendine yaslıyordu bedenimi.

"Bırak beni, seni lanet Vampir.. Bölgemizde ne arıyorsunuz!"

Ne kadar uğraşsam da, tepinsem de, iteklesem de kıpırdayamadım. Güçlü kolları beni kendisine sıkıca bastırmış haldeydi yanaklarım allaşmıştı. Başımı kaldırıp ona baktım. Sinirden burnumdan soluyordum resmen.

Jans: "İğrenç varlık, söz hakkın olduğunu düşünmüyorum. Yerini bilmezsen başın bu Vampirlerle çok kötü belaya girebilir küçük köpek."

Laxi: "Onu yanımıza alalım mı Astrin?"

"Sizinle geleceğimi mi sanıyorsunuz hm? Rüyanızda görürsünüz kan bağımlıları!"

Sinirle güldüm ve gülüşüm çok sinir bozucuydu. Bu, sinirli bir gülücüktü. Sakin kalamıyordum ve endişeliydim. Bunlar kendini ne sanıyordu!? Beni öylece alamazlardı.

"Bu asla olmayacak, asla Vampirlere yenik düşmeyeceğim!"

Hızlı bir hareket ile ayağımı Astrin'in dizine savurdum ve dengesini kaybettiğinde bileğimdeki tutuşu gevşedi. Gevşeyen elinden bileğimi hızlıca çektim ama dengem hızlı ve dengesizdi. Lanet olsun. Yana doğru devrilirken hızlı bir hareketle belimi kavradı ve düşmemi engelledi.

Astrin: "Ah! Lanet olası Kurt! Neden bize zorluk çıkartıyorsun?"

Yine de acı çekmesi ve kız gibi bağırmasını komik ve sevimli bulmuştum. Ama dikkatim dağıldığı için Laxi hızlı davranarak bileğimi tekrar tuttu, Jans'da öyle. Kurtuluş ışığım kalmamış gibi hissettim umudum yavaş yavaş uzaklaşıp gitti. Sanki hava artık o kadar da sıcak ve canlı değildi. Soğuk, sessiz ve karanlıktı, cansızdı sanki... Başımı kaldırdım ve Astrin'e baktım. Gözlerinde zalim bir bakış yakaladım. Onların insafına mı kalmıştım? Bu çok acınasıydı bu durumu kabul etmek istemeyerek yüzümü buruşturdum.

"Bana ne yapacaksınız..?"

Sesimin titrediğini hissettim.. Korkuyordum, benden üstünce fazlalardı ve karşı gelebilecek bir konumda değildim. Laxi güldü.. Çok mu komikti bu durum onlar için? Biz kurtları fazla küçümsüyorlar istesek karşı koyabilirdik.

Laxi: "Sana ne yapmamızı istersin küçük Kurt? Öldürelim mi? Köle mi yapalım? Yada Yemek?"

Dalga mı geçiyor bu çocuk? Anlamaz bir ifadeyle ona baktım. Esprileri bile berbat.

Jans: "Son kısım biraz abartılı oldu bence Laxi. Biz bu kadar ileri gitmeyi düşünmüyorduk, sadece gözünü korkutuyoruz dozunu koru."

Astrin: "Jans haklı Laxi, fazla abartılı oldu."

Derin bir nefes verdim, bedenim hala titriyordu, kollarımı iki yana çekiştirsem de kıpırdatamadım.. kaşlarım çatık halde Jans ve Laxi'ye bakıyordum. Beni sürüklemeye başladıklarında hayatımın bittiğini düşünmeye başladım. artık pek fazla umudum yok gibiydi hatta hiç yoktu.. Astrin'e baktığımda beni derin, düşünceli bir ifadeyle incelediğini fark ettim ama bir kaç saniye bakıp başımı öne çevirdim. Benim hakkımda kafasına takılan, çözemediği bir şey mi vardı?.. Bunu sonra öğrenebilirdim çünkü şuanda daha kötü bir durumun içerisindeydim. Ormanın derinliklerine doğru sürüklendikçe etrafım kararıyor ve gün ışığını kaybediyordum. Astrin'e döndüğümde hala bana baktığını fark ettim. Bir süredir sessizce onları dinliyor ve kaçmaya çalışmıyordum.

"Neden beni inceliyorsun? Yüzümde bir şey mi var yoksa bana ne pislikler yapacağın konusunda kararsız mı kaldın kan emici varlık?"

Kaşlarımı kaldırdım ve anlamayan gözlerle ona baktım. Fakat sorun şuydu ki.. Gözlerinde bana zarar vermek istemeyen bir bakış vardı. Yüz ifadesi bunu doğruluyordu. Tahminen beni güçsüz ve zavallı biri olarak görüyordu ama ben yanıldıklarını kanıtlayacağım.

Astrin: "Ne demek istiyorsun yavru kurt?"

Bana sırıttı. Ardından Jans'ın arkasından çıkıp adımlarını hızlandırarak bana yaklaştı ve yanımda durdu. Bu sırada ormanın ilerisinde bir ev olduğunu gördüm. Demek beni oraya götürüyorlardı.. Ev düşündüğümden ve hayal ettiğimden biraz daha farklıydı. Biraz değil ormanın içindeki bir ev için olağanüstü türde bir evdi.

Astrin: "Bizden hala korkuyor musun?"

"Sizden hiç korkmadım. Korkulacak tipler değilsiniz dengim olabileceğinizi düşünmüyorum zaten Cringe davranan bir Kan emici sürüsüsünüz."

Kestirip attım ama Astrin sırıttı ve yüzünü bana yaklaştırdı yürürken. Yüzünde küçümseyici ve alaycı bir sırıtış vardı. Jans ve Laxi arkaya geçmişlerdi Astrin yanıma gelince. hiçbir şey olmamış gibi gülüşüyor ve sohbet ediyorlardı. Deli mi bu çocuklar acaba!? Ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikirleri var mıydı?

Astrin: "Sana bir sorum var.. Kurt kız."

Bir an tereddütle bir şey düşündüğü fark ediliyordu. Boğazını temizledi ve gözlerini bana kilitledi. Çok güzeller.... Yani bana bakan gözler her neyse konuştukça batıyorum ben. Ona odaklandım ve ne soracağını düşünerek gözlerine kitlendim.

Astrin: "Öncelikle, bana o şekilde gözlerini dikerek bakma."

Bir anlığına afalladım ve dediklerini anlayamadım. Aklıma bir şey söylemek gelmedi ve bir kaç saniye duraksayıp kekeledim. Ne yani bu benden başkasına da oluyordur.

"Ne?"

Astrin: "Bana öyle kitlenmiş gibi bakma kurtçuk. sanki zihnimi okuyormuşsun gibi hissettiriyorsun ve bu çok sinir bozucu.. Dön önüne."

Gıcık bir vampirin bakışlarımdan rahatsız olacağını düşünmüyordum. Kıkırdadım ve biraz etrafı yumuşatmak için eğlenmeye karar verdim.

"Artık bana Köpekçik demiyor musun? Level mi atladık?"

Astrin: "Bu seni ilgilendirmez. İkinci olarak, adın ne?"

Sinsi sinsi sırıttım onunla uğraşmak eğlenceli gelmeye başlamıştı. Ona bakıp muzip bir ifadeyle gülümsedim ve Kinayeli bir şekilde yaklaşıp konuşmaya başladım.

"Ya söylemezsem, Kan emici katil?"

Astrin: "Söyleyeceksin."

"Hayır söylemeyeceğim."

Astrin: "Söyleyeceksin."

"Hayır."

Astrin: "Evet."

"Hayır."

Astrin: "Evet dedim!"

"Hayır dedim!"

Buna yıllarca devam edebilirim, çok sabırlıyımdır. Ayrıca sinirli hali hoşuma gitti. Kendime itiraf etmesem de Astrin çok komik bir çocuktu.

Jans: "Astrin, kurt kız neden çift gibi tartışıyorsunuz?"

Jans'ın gözleri ikimizin arasında gidip geldi. Astrin ve ben aynı anda bağırdık Jans'a.

"BİLMİYORUM!"

Astrin: "BİLMİYORUM!"

Jans iç çekti sesli bir şekilde. Laxi'de güldü. Astrin sırıtarak bana baktı bende ona baktım. Ama sırıtmıyordum.. Etrafım Vampirlerle çevriliyken nasıl sırıtabilirim!? Göz devirip kollarımı göğsümde birleştirdim ve kaşlarımı çatıp önüme döndüm.

Astrin: "Sonuç olarak, küçük Kurt bizimle geliyor. Değil mi?"

Jans ve Astrin tekrar bileklerimi tuttu. O an beni bunca zaman tutmadıklarını fark ettim. Fırsatım varken kaçabilirdim. Jans ve Astrin'in elleri fazla kemikliydi ama Asrin'in tutuşu, Jans'ın tutuşu kadar sıkı değildi. Sanki bir yanı canımı yakmak istemiyormuş gibiydi. İki düşünce arasında kalmış görünüyor. Yüzünde gördüğüm şey acıma duygusu muydu? Yoksa alaycı bakışlar mı? Anlayamadığım duygularla kaplıydı.

Laxi: "Hey, küçük kurtçuk ne düşünüyorsun?"

Jans: "Ona neler yapabileceğimizi düşünüyor olmalı. Değil mi beyler?"

"Bu çocuk.. Ugh!"

Jans sırıtarak alaycı bir küçümsemeyle yüzüme yaklaştı yürürken. Ona göz devirdim ve başımı Astrin'e çevirdim."

Astrin: "Evimize az kaldı. Kurtçuk yoruldun mu?"

Şaşkın bir ifadeyle Astrin'e baktım. Bunu gerçekten umursadığını düşünmüyordum. Ve açıkçası Vampirler tarafından kaçırılmayı da umursamadım. çünkü bir ailem yoktu. dönecek bir ailem, bir evim yoktu. Ama.. Korumam gereken bir sürüm vardı. Ben onların lideriydim ve her birinin sorumlulukları benim omuzlarımdaydı. Onların güvenliği için kaçmaya çabalamadım. Bu Vampirlerin elinden yavaş ve planlı kurtulacaktım. Derin bir iç çekip Önüme döndüm.

"Beni umursuyor gibi görünüp dalga geçtiğini biliyorum Astrin. Ayrıca yorulmadım. Siz Vampirlerin yardımını da istemiyorum."

Hepsi birden bire aynı anda gülmeye başladı. Bu beni daha da sinirlendirdi.

Jans: "Seninle dalga geçmiyoruz kurt."

Laxi: "En azından şu anda."

Astrin: "Seni taşımak için iznine ihtiyacım yok Kurt."

Astrin beni Jans'ın ve Laxi'nin elinden çekip aldı ve kendisine yaklaştırdı. Güçlü kolları şaşırtıcı derecede nazikti beni kolayca bir kağıt parçası gibi kaldırıp kucakladı. Kollarımı isteksizce onun boynuna doladım. Açıkçası.. Gerçekten yorulmuştum.

"Bunu istemediğimi biliyorsun ve bunu beni sinirlendirmek için yapıyorsun, öyle değil mi?"

Astrin: "Çok konuşkan bir kızsın değil mi Hm? Eve az kaldı. Yeni evine."

Bana bakıp sırıttı. Odun. Yani... Vampir yakışıklı odun. Jans'ı beni izlerken yakaladım ona baktığımı fark ettiğinde başını öne eğip ellerini ceplerine yerleştirdi. Laxi ise boş boş etrafa bakıyordu. Yeni ev.. İç çektim ve sürümü düşündüm. Bensiz ne haldeler acaba?

Jans: "Seninle eğlenceli vakit geçireceğiz."

Astrin: "Jans yeter, yerini bil. Onunla dalga geçme."

Jans: "Neden gerginsin? O sadece aptal bir kurt kız, düşmanımız Astrin. Onu korumayı kes."

Laxi: "Jans düşman odaklı olmayı bırakıp biraz mantıklı düşünür müsün? Bu kız bizden aşağı değil. Oda nefes alan bir canlı bizde öyleyiz o halde neden ona farklı ayrıcalıklar tanıyalım? Ha?"

Astrin: "Laxi haklı Jans."

"İlk defa Laxi'ye hak verdim. Sizi çözmek hiç basit değil çocuklar.."

Yorgunlukla başımı Astrin'e yasladım. Gözlerinde muzip bir bakış vardı uyumuş kalmışım öylece.

Laxi: "Geldik."

Jans: "Geldik."

Astrin: "Geldik, Kurtçuk."

Astrin'in nazik sesi uyanmama yetti, gözlerimi açtım.

"Hmh.."

Başımı kaldırıp iki katlı Lüks villaya baktım. ağzım şaşkınlıkla açıldı. Bu kadarını beklemiyordum. Astrin kulağıma yaklaşıp fısıldadı. Nefesi çok güzel kokuyordu. Ya da ben saçmalıyordum.

Astrin: "Yeni hayatına hoş geldin Kurt kız. Yeni başlangıcına hoş geldin."

Bana bakıp sırıttı. Bense bir ona bir de Lüks villaya baktım.

"Bir yol bittiğinde, başka bir yol başlar."

Bölüm : 30.10.2024 11:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...