@sarahwenling
|
Herkes okyanusların tehlikeli olduğunu düşünür, oysa ki okyanus insanları sever ve onları sarar. Madem okyanus bizi böylesine seviyor, biz neden ona düşmanca davranıyoruz? Bu hiçte adil görünmüyor.. Okyanus huzuru temsil eder, okyanus yalnızlığı temsil eder.. Ama bunu anlayan çok az insan var.. Benim hayatım da bir okyanus kadar derin, dalgalı ve dengesiz... Her an her şey olabilir.. Bense gelecekte neler olabileceğini tahmin edemeden öylece kaderime razı oluyordum.. Bunu yapmak doğru gelmiyor.. Kimseye doğru gelmezdi ki? Kaçmak istiyordum ve deneyecektim. Günün ilerleyen saatlerinde tek başımaydım kimse yoktu odamda tek başıma, düşüncelerimle birlikte.. Aklımda Adele'ın Skyfall şarkısı çalıyordu. Bence durumuma da en çok bu şarkı uyardı zaten.. Yorganı dizlerime kadar çekiştirdim ve sıcaklığın tadını çıkarttım. Kalkmak istemiyordum.. Dışarıdan hiç ses gelmiyordu. Sanırım herkes kendi mağarasına çekilmiş. Aptal kan emiciler. Şuan kaçsam.. kim bilebilirdi ki? Kaçıp sürüme geri dönebilirdim ve kimsenin ruhu bile duymazdı. Sırıttım ve kendi kendime kıkırdadım, beni güçsüz ve zayıf sanıyorlardı ama ben düşündükleri kadar aptal değilim. Henüz bunu anlamadılar ama yakında anlayacaklar. Kaçmayı başardığımda anlayacaklar benim kim olduğumu. Yataktan hızlıca kalktım ve buraya ilk getirildiğimde üzerimde olan kıyafetleri giyindim, Astrin'ın kıyafetlerini kıyamadığım için düzgünce katlayıp yatağın üstüne koydum. Ne kadar onlardan nefret etsem de kötü davranmayı sevmiyordum bunun sebebi benim yumuşak kalpli olmamdı.. Bir gün bu huylarımın başıma bela olacağını biliyordum çünkü onlara merhamet göstermemeliydim.. bu şekilde tereddüt yaşamamalıydım. İçimde kıpırdayan bu duygu selinin ne olduğunu kestiremiyordum.. Üzüntü mü? Kırgınlık mı? Terk ettiğim için üzülüyor muydum? Bu çok aptalca bir düşünce onlar beni kaçırdı. Acımasız ve zalim davrandılar ama ben tereddüt duygusu ile mi savaşıyordum? Bu ne kadar saçma bir davranış böyle.. Daha fazla düşünürsem fikir değiştireceğimden korktum bu yüzden düşünmeyi bıraktım ve pencereyi açtım. "Kahretsin çok yüksek burası. atlarsam sakatlanabilirim.." diye iç geçirdim, ama daha sonra aklıma bir fikir geldi. Gözüm sinsilikle kısıldı ve dudaklarım yukarı kıvrıldı. Sinsi bakışlarım kıyafet dolabına kaydı yavaşça. Acele etmem gerekiyordu her an Astrin veya diğer kan emici aptallar hareketlenebilirdi.. Hızlı adımlarla kıyafet dolabına ilerledim ve kapağını açtım bir sürü elbise, t-shirt, pantolon, etek, şort vardı. Bir kaç tane de uzun atkı bulunuyordu.. Üst kısmında ise ceketler, hırkalar, montlar ve uzun iş kıyafetleri bulunuyordu. "Bunlar işimi görür bence." diye iç geçirdim. Özellikle uzun olan kıyafetleri seçmeye ve birbirlerine bağlayarak düğüm atmaya başladım.. Evet tahmin ettiğiniz üzere klasik bir yöntem deniyorum. Kıyafetleri birbirine bağlayarak kalın, uzun ve sıkı bir halat oluşturmaya başladım. Hızlı olmaya çalışıyordum çünkü zaman akıp gidiyor ve ben vakit kaybediyordum. Kapının dışından bazı kıpırtılar ve sesler gelmeye başlamıştı bile. Hızlı bir şekilde tüm uzun kıyafetleri birbirine bağladım tam on beş dakikamı aldı.. Daha hızlı olabilirdim ama ben oyalandım. Kendimde her zaman bir suç buluyordum bir olay olmasa bile benim suçum olmasa bile kendimi sorumlu tutuyordum.. Sürümü düşünmekten aklımı kaçıracak gibiydim.. Pencerenin kulpuna kıyafet halatının bir ucunu bağladım ve sağlam olup olmadığını test ettim gayet sağlam görünüyordu. Kendime güvenmeyi seçtim ve diğer ucunu pencereden dışarı attım. Pencerenin tepesine çıktım dikkatlice nefesim daha fazla hızlandı. Kimseye söylemeyin ama benim en büyük korkum yükseklik korkusudur.. Pencereye tamamen çıkıp halata tutunduğumda hemen midem bulanmaya başladı.. Başım döndü.. "Ugh.. yüksekten nefret ediyorum.." diye kendi kendime mırıldandım. Yüzüm buruştu ve kalp atışlarım hızlandı. Ama bunu yapmaya kararlıydım korkuyor olsam bile aşağıya inecek, buradan hızla kaçacaktım. Halata tutundum, iyice kollarımla sarıldım, bacaklarımı doladım halata ve kendimi pencerenin ilerisine doğru aşağıya bıraktım. Gözlerim ani bir refleks ile kapandı ve ağzımdan minik bir çığlık kaçtı. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum ve aşağıya bakmamaya çalışıyordum. "Lanet olsun, lanet olsun!" diye kendi kendime sitem ettim ardından yavaşça aşağıya inmeye başladım. inerken diğer pencerelere baktım. Hepsinin ışıkları kapalıydı. Ama bazı gölgeler vardı.. Hızlı olmam gerektiğini bilerek ve korkuyla aşağı inmeye devam ettim. Daha hızlıydım.. Tamamen aşağı indiğimde deri bir nefes verdim ve arkamı döndüm. Bu evde yaşayanları düşünmeden ve arkama bakmadan koşmaya başladım zaten bu villa ormanın içindeydi beni buraya yürüyerek getirmişlerdi. Son hızda koşmaya başladım.. Yolları hatırlıyordum hafızam çok güçlüydü. Fazla uzaklaşmadan önce villada bazı bağırışlar ve konuşmalar duyabildim. Gittiğimin farkına ne kadar çabuk varmışlardı? Bağırışlardan birini tanıyabildim. Bu Astrin'di.. Çok sinirlenmiş olmalı.. Ama umurumda değil. Kendi kendime kıkırdadım koşarken. Sürümün yaşadığı kısma doğru koştum. çok fazla mesafe yoktu.. Asla arkama bakmadım, bakmayacaktım. Geride bıraktıklarımı unutacaktım.. Sürü bölgesine girdiğimde tanıdık sesler duyuyordum.. Ama.. Ama.. Kaşlarımı çattım koşarken bu sesler bağırış gibiydi sanki.. Kızgın tonlar.. Adımlarımı hızlandırdım ve önüme çıkan tüm bitkileri, dalları, yaprakları elimin tersiyle iterek daha hızlı koştum. Nefes nefese kalmıştım ama yüzüm endişe ile gerildi. Açıklığa çıktığımda ve Yuvama vardığımda kendimi durdurdum ve önümdeki kaos karşısında ağzım açıldı.. Gastel ve diğer sürü üyeleri birbirleriyle bir tartışma ve kavga içerisindeydi.. Tartışmaya ve Kavgaya o kadar odaklanmışlar ki hiçbiri benim geldiğimi ve orada dikildiğimi fark etmedi.. Kaşlarımı çattım ve kollarımı göğsümde bağladım.. Onlar beni fark edene kadar onları dinlemeye karar verdim. Gastel: "Onu kurtarmaya gitmeliyiz diyorum anlamıyor musunuz!? Kendi Liderinizden nasıl bu kadar çabuk vazgeçebiliyorsunuz anlamıyorum bu hiç mantıklı değil!" Virta: "Umurumda değil tamam mı Gastel? Liderimiz olsa da olmasa da peşine düşemeyiz. Kız vampirlerin elinde aptal mısın ya? Bir tane de değil üç tane.." Briana: "Yine de onu böyle tek başına bırakamayız bizim için. sürümüz için çok emek verdi o kız. Bak anlamıyorsun Virta, Tori bizi güvende tutabilmek için çok uğraştı. Yuvamızı böyle korunaklı, sıcak bir yere dönüştüren kimdi? Tori." Ellie: "Hepimize sıcak kıyafetler tasarlayan Tori'ydi." Edwin: "Bize yemek bulan, ava yardım olmadan çıkan ve tek başına avlanıp sürüsüne getiren Tori'ydi." Pansy: "Gece ve gündüz güvenliğimizi sağlayan da Tori'ydi." Nana: "Hastalandığımızda veya yaralandığımızda bizi iyileştiren, bakan kişi de Tori'ydi." Virta: "Ama o gideli aylar geçti! AYLAR! Buda neyin kanıtı biliyor musunuz? Onsuz da gayet iyi olduğumuzun, onsuz idare edebileceğimizin, onsuz da işlerin gayet iyi gidebileceğini, güvende kalabileceğimizin kanıtı! Haksız mıyım?!" Gastel: "Atladığın bir nokta var Virta." Nana ve Pansy, Gastel'e yaklaştılar ve tam yanında durdular. Nana sağ tarafa geçti Pansy'de sol tarafına geçti Gastel'in. Üçünün de yüzlerinde kin ve öfke vardı.. Virta: "Demek bana karşı birlik oluyorsunuz ha? İyi o zaman Olun bakalım.. Ama sonuçları çok kötü olacak." Briana: "Hayır olmayacak." Ellie: "Tori'nin tarafında olan kimse kaybetmez." Nana: "Tori bundan daha fazlasını hak ediyor. Eğer vampirlerle dövüşmemiz gerekiyorsa dövüşürüz." Pansy: "Onlar haklı Virta. Onların tarafındayım. Çok üzgünüm ama haksızsın." Gastel gülümsedi arkadaşlarına bakarken.. O an onlara kızgın olmaktan çok şefkat dolu hissettim. Yüzümde tatlı bir gülümseme oluştu. Ama Virta'nın böyle kötü bir yola düşeceğini hiç düşünmezdim. Onunla iyi arkadaştık hatta iki kardeştik.. Bana yardım etmesine asla izin vermezdim, onunla aynı kulübede kalırdık, her şeyimizi paylaşırdık iki kız kardeş gibi.. Ona her zaman yardım ederdim sayısız unutulmuş iyilikler.. Edwin: "Ben de kızların ve Gastel'in tarafındayım Virta, aşkım.. Affet beni bebeğim ama onlar haklı.. Mantıklı düşünemiyorsun Tori ve sen kız kardeş gibiydiniz nasıl olur da Tori'ye düşman muamelesi yaparsın? Ben.. Anlayamıyorum. Üzerinde çok emeği var, hepimizin üstünde emeği var ve sen karşılığında ona düşmanlık mı veriyorsun?" Tamara: "Bende Virta'nın tarafındayım çocuklar. Sürümüz Tori yokken çok daha rahat ve daha çabuk gelişiyor. Benimle aynı fikirde olan başkaları da var mı?" Tamara öne çıktı, Ben ise sessizce çalıların arasına gizlenmiştim ve onların beni çekiştirmesini dinliyordum. Kalbim kırılmıştı.. Onlar için verdiğim onca emekler.. Mutlu olsunlar diye günlerce uyumayı reddetmek ne içindi? Boş kalpler için miydi? Her şey boşuna mıydı? Kalbimi tuttum ve ovaladım. Ağrıdığını hissediyordum ve nefes alamıyordum. Koskoca ağaç dolu, nefes ve ferah dolu bu görkemli ormanda nefes alamamaya başlamıştım.. Başımı kaldırıp çalıların arasında tekrar onlara baktığımda tekrar bir şok dalgası geçirdim.. Bu ne demekti böyle ha? Gözlerimden birer damla yaş aktığını hissettiğimde yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum artık.. Biliyordum çünkü geceleri çok ağladığım zamanlar olmuştu. Sürüm ve onların geleceğini düşünmek beni her an strese sokuyor ve bazen boğulacak gibi hissediyordum.. Nefesim kesilene, göz yaşlarım bitene kadar ve artık akmayana kadar ağlıyordum geceleri.. Ve buda o anlardan biriydi.. Kalbimi ovuşturdum çünkü sıkışıyordu.. Çoğu kişi Virta'nın tarafına geçmişti.. Karen: "Virta'nın tarafındayım." Sue: "Her zaman Virta ile aynı düşüncelere sahip olmuştum. Onunla aynı fikirdeyim." Alex: "Virta ile aynı fikirdeyim bende. Tori kendini çok abartıyor. Burnu havada bir kız sanki herkes ona bağlıymış gibi havalarda yürüyor. Bence çok aptal. Kendini kullandırtıyor ben Virta'yi haklı buluyorum." Ursula: "Tori'den nefret ediyorum. Bu kadar şekerlik ve sürü masalı yeter bence çünkü tadı kaçtı." Gastel: "Hata yapıyorsunuz." Briana: "Hemde çok büyük bir hata." Pansy: "Tori olmadan tek başınıza bir gün bile dayanamazsınız tüm ihtiyaçlarınızı o karşıladı. Sizin yaptığınız tek şey o kıçınızın üzerine oturmaktı." Virta: "Hah! Kendini kullandırtmaktan başka hiçbir şey yapmadı." Bu benim için tetikleyici kelimeydi. "kendini kullandırtmak." Öfke ile nefes verdim ve hızlıca saklandığım çalılıklardan çıkıp önlerine geldim ve boğazımı temizledim. Kollarımı göğsümde birleştirdim ve kaşlarım çatık bir şekilde onları süzdüm. Ben ortaya çıktığımda etrafı sessizlik sardı. Herkes anında sustu.. Virta bile sustu. Herkesin yüzünde şaşkınlık vardı. Özellikle Virta ve Gastel'in.. Virta'nın tarafına baktığımda küçümseyici ama şaşkın ifadelerle beni süzdüklerini gördüm. Başımı dik tuttum ve bir asilzade gibi yürüyerek Gastel ve Gastel'in tarafında olan sürüye baktım. Onlara sevgi ve özlemle baktım ve aralarında durdum. Herkes ani ortaya çıkışımdan etkilenmiş gibiydi. "Eee? Karşılama yok mu?" Sinsice güldüm Virta ve onun tarafına geçenlere. "Beklemiyordunuz değil mi? Hmh? Çok nadir bir durum ile karşı karşıya kaldınız. Nasılsın Virta? Eğlenceli vakit geçiriyor gibisin." Virta ve ekibi bana kaşlarını çattılar ama ben gülümsemeye devam ettim. Bunun olmasını beklemiyorlardı. Öleceğimi düşünüyorlardı hatta bundan eminlerdi. Bunları biliyorum çünkü onları izlediğim zaman diliminde bana bu düşünceyi verdiler.. Beni ölü sayıyorlar ve umursamıyorlardı. Beni acınası bir alet gibi görüyorlardı ve ben hiçbir zaman böyle düşünmemiştim.. En azından bunu Virta!dan beklemezdim.. Virta birden bire bağırmaya başladı yüzüme tükürerek bana yaklaştı. Geri çekilmedim ve ciddi bir ifade ile ona baktım. Dimdik durdum. Virta: "Sen nereden çıktın be? Ölmemiş miydin sen beyaz ölü kurt! Şuan varlığının ne kadar mide bulandırıcı olduğunun farkında mısın? Ne cüretle geri dönüyorsun ya sen keyfine mi gittin? Keyfin için mi terk ettin bizi!? Kendini prenses sanan bir kurda ihtiyacımız yok, değil mi çocuklar?" Güldü, bende güldüm. Aslında çok sinirliydim ama sinirimi gülerek belli ediyordum. "Sözlerine dikkat et Virta. Sana hiçbir açıklama yapmak zorunda değilim ama bir kaç kelime konuşmaktan da geri durmayacağım." iyice yaklaştım Virta'ya. "Beni kullandığını mı sanıyorsun? Hayır öyle bir şey olmadı. Beni kullanmadın çünkü istesem sana hiçbir yardımım dokunmazdı. Kibirli davranabilirdim, kötü davranabilirdim, umursamayabilirdim hatta seni o yangında tek başına bırakıp arkamı dönüp gidebilirdim Virta. Ama yapmadım. Bu kararlarım beni zayıf yada saf yapmaz ben aptal değilim. Beni değil kendini kandırdın. Burada tek bir kaybeden varsa o da sensin. Benim kaybedecek çok değerli şeylerim var." Dönüp Gastel ve yanındaki yandaşlarıma baktım. ve onlara sıcak bir gülümseme verdim. Bunları söylerken içimdeki ateş giderek sönmeye başlıyordu.. İçimi döküyor ve stres atıyordum. Yılların birikmiş tuğlaları üzerime çökmüştü ve ben şimdi hepsini elimle kaldırıp üzerimden atıyor gibiydim. Bu inanılmaz derecede rahatlatıcıydı. ben konuştukça ateşim sönüyor ve rahat bir nefes alıyordum. Kalbim düzenli atmaya başlıyordu. "Gastel ve ekibim var. Pansy var, Ellie var, Briana var, Edwin var, Nana var. Onlar da sizi seçebilirdi. Ama sizlerin teker teker niyetlerinizi anlıyorlar. Hepinizden kötülük akıyor, Virta. O kadar aptalsınız ki bana karşı cephe oluşturmuşsunuz." Kıkırdadım. Yanımda olanlar da kıkırdadı. "Benden nefret edebilirsiniz. Fakat neden benden nefret ettiğinizi bile bilmiyorsunuz. Laflarınız sadece ortaya atılan gereksiz ve klasik laflardı benim hakkımda bir iğne boyutunda bilgi bile bilmiyorsunuz. Uzun süredir birlikte yaşıyoruz bir sürü olarak." Etraflarında dönmeye başladım ve bakışlarım sertleşti onları tek tek incelerken. "Hayır, daha bitmedi. Ateşim sönene kadar devam edeceğim. Benim desteğim olmasa hiçbiriniz bu ormanda hayatta kalamayacak kurt adamlarsınız, Kurt kızlarsınız. Tüm desteği benden alıyor, ve yerinizden kıpırdayıp bir iş bile yapmıyordunuz. Herkes bana yardımcı olmakla meşgulken sizler beni elinizin tersi ile itiyordunuz ve ben bunun gayet farkındaydım." Virta ve ekibi sinirden köpürüyorlar ve burunlarından soluyorlardı. Biliyorlardı ki ben haklıydım. Biliyorlardı. Ama bunu kendilerine konduramıyorlardı. Benim bu kadar açık göz ve her şeyin farkında olmamı beklemiyorlardı. Onlar için büyük bir şok dalgası yaratmıştım ve bundan çok memnundum. İçimdeki o ateş söndü, bende söndüm. Yüzümde muzip bir gülümseme kaldı. Sesim çok sert çıkıyordu. Kırbaç gibi vuruyor ve bir acı dalgası bırakıyordum onlarda. Bunu yüzlerinden anlamak zor değildi. Hiç pişman değildim.. Hiçbiri konuşmadı Virta hariç. Virta: "Seni öldüreceğim Tori Bell. Bir gün seni savunmasız halde yakalayacağım ve hiç acımadan öldüreceğim bunu bilerek yaşayacaksın bundan sonra hayatını duydun mu beni?" Alex: Artık işler çok değişti. Aylar geçti ve bizler değiştik. Artık senin hükmün bitti Tori Bell sen zavallının tekisin bunu biliyor musun? Bizden güçlü değilsin, Virta'dan güçlü değilsin. Asla olamayacaksın ve bizler seni büyük bir zevk ile öldüreceğiz. Arkanı kolla. Tamara: "Biz her yerdeyiz Tori. Canım benim.. zavallı minik kurtçuk.. O kadar zayıf kalacaksın ki bu bile beni neşelendiriyor. Bakın millet, tüylerim heyecandan diken gibi oldu. Hahha!" Virta: "Her günün ölümü düşünerek geçir Tori." Onları dinledim sessizce. Bu bir savaşın başlangıcıydı. Kendi ırkımla olan bir savaş ve Vampirlerle geçirilen barışa giden bir yoldu. Taraflar yer değiştiriyor. Onların ormanda kayboluşunu izledim. Ekibim yanıma doğru dizildi ve onlarda gülümsediler. Gastel omzuma dokundu ve okşadı. Bu beni daha iyi hissettirmişti. Ama aklıma Astrin geldi. Onun dokunduğunu hissetmiştim.. Bu düşünceler çok yanlıştı.. Aklım vampirlere gitti... Ah hayır yine suçluluk duygusu.. Düşüncelerimi tekrar anı kutuma kilitledim ve Onlara döndüm gülümseyerek. "Çocuklar sizi çok özledim.." Dudaklarım büzüldü onlara bakarken. Onların da dudakları büzüldü ve bana sarıldılar.. Bana sarılmışlardı ve özlemle sıkıyorlardı.. Üzüntülü nefes alış verişlerini duyuyordum ve ensemde hissediyordum.. Gastel: "Nerelerdeydin Tori?" Pansy: "Seni gerçekten çok merak ettim! Beni ne kadar korkuttun biliyor musun?" Ellie: "Hepimizi çok korkuttun.." Brianna: "Aylardır nerelerdeydin Tori? Neden birden bire gittin?" Nana: "Bizi terk ettiğini düşündüm ama bu düşüncem sadece bir kaç saniye falan sürdü yani.." Pansy: "Başına bir şey mi geldi?" Gastel: "Bakayım yaran var mı.. Yaralandın mı? kırığın var mı?" Gastel kollarıma, sırtıma, belime ve başıma dokundu. Yanaklarımı ve boğazımı kontrol etti.. Çok telaşlı görünüyordu hatta ellerinin titrediğini şuan fark etmiştim.. Bu içimde üzülmeme neden oldu.. herkes bana endişeli ama mutlu bakıyordu.. "Ben gayet iyiyim Gastel gerçekten korkma. Bana zarar vermelerine izin vermedim. Kaybolmamın sebebi ise.." Biraz durakladım.. Hatta bir an için anlatmaya tereddüt ettim.. "Vampirler tarafından kaçırılmamdı.." Gözlerinin içine baktım Gastel'in. Bana bakılan gözler şaşkınlıkla büyüdü.. Herkes şok içinde kalmıştı.. "Bir sonraki nokta "Uzaklaşma." Bu da beni rahatsız edici şeylerden kurtulmaya çalıştığımı düşündürüyor ve gerçeklerden kaçtığımı kanıtlıyor." |
0% |