Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Dünyalar Çarpıştığında: Ortak Toprak Bulmak

@sarahwenling

Onlara bunu açıklamak çok zor gelmişti nedense içimde huzursuzluk kıpırtıları vardı.. Sanki hayatlarını mahvedecek bir hatayı açıklamış gibiydim.. Bakışları şaşkınlıktan öfkeye dönmeye başlamıştı bile.. Dünyada yaşamını sürdüren her canlı, her varlık bilir ki Vampirler ve Kurtlar ezeli düşmanlardır.. Biri başkasına bulaştığı an savaş başlıyor demektir.. İşte, dostlarımın gözünde gördüğüm bu öfke de bu savaşın başladığının habercisiydi.. Bir tarafta beni destekleyen ve arkamda duran dostlarım vardı, diğer yanda sürümün ikiye bölünmüş ve kötü yola sapmış olan üyeleri vardı.. ve diğer yanda ise Vampirler ve Astrin vardı. Onlara gerçeği ve nerede olduğumu açıkladığım anda kalbim durmaya gerçekten çok yakındı.. Bunu ben bile kaldıramıyorken onlar nasıl kaldırsın? Bu.. hepimiz için fazlaydı ama bir sorun vardı.. İçimde yanlış giden bir şeyler vardı.. Zihnimde yanlış giden düşünceler vardı..

Ateş yandı, savaş bayrakları çekildi ve dünya ikiye ayrıldı.

Vampirlere karşı hiçbir düşmanlık hissedemiyordum. Bu çok yanlıştı kurtlar içinde.. Onlara düşman gözüyle bakmıyordum ve bunu biliyordum.. Artık onlarla düşman olmadığımı biliyordum. Kaderimde böyle bir anın geleceğini bilmeden yıllarca Vampirlerde uzak kaldım. Sürümü onlardan uzak tuttum ve batıl inançlara tutundum. Ama zaman değişti. Astrin beni kaçırdığında değişti her şey. Çünkü artık farkındaydım Vampirler o kadar da kötü kalpli değillerdi.. belki de artık birlik olma vakti gelmiştir.

Gastel: "Ne?.. Ne demek istiyorsun? Vampirler tarafından mı kaçırıldın? Tori.. Saçmalıyorsun Kurt ormanında Vampir olmaz. Bunu hepimiz biliyoruz."

Briana: "Ayrıca eğer dediklerin doğruysa bu bize açılan bir savaş demektir."

Pansy: "Hadi onları pişman edelim. Baltamın tadına bakacaklar İyya!!"

Pansy baltasını salladı boşluğa ama Briana onu durdurdu.

Briana: "Sakin ol keskin baltacı kız."

Ellie: "Sakin olup Tori'yi dinlesek olmaz mı kızlar? Belki başka şeyler de anlatacak?"

Nana: "Mantıklı düşünmeye çalışıyorum ama olmuyor Tori."

Herkes söylediklerimi anlamaya çalışırken önlerinde durdum ve onları dinledim. Sadece dinledim.. Sesleri gidere yükseldi ve kendi aralarında tartışma başlattılar ve beni yine unuttular..

Gastel: "Nana onun anlattıklarının mantıklı olduğunu sanmıyorum.. Vampirlerin buraya girmesi yasak, bize bulaşmaları yasak. Anlaşma böyle!"

Nana: "Hayır bu sadece batıl bir inanç."

Ellie: "Herkes ve her şey değişebilir."

Briana: "Aynı Virta gibi.."

Gastel: "Ona üzülmüyorsun değil mi Briana?"

Briana: "Hayır ama.."

Briana sustu. Herkes sustu.. Günün ışığında tartışmanın sakinleştiği o ana geldiğimizi düşündüğümde konuşmak için öne çıktım.

Hepsi bana döndü.

"Bakın.. Bunların kulağa hoş gelmediğinin ve.. Mantıksız geldiğinin farkındayım.. Ama aylar önce sizlere yemek bulmak için ormanı gezerken onları gördüm yani Vampirleri.. Kurt ormanında dolaşıyor, dalga geçiyor, sohbet ederek yürüyorlardı. Bitkileri eziyorlardı.. Onları takip ettim çünkü benim ilk görevim sizi korumaktır. Beni anladınız mı? Sizi tehlikeye atmadan bu işi kendi elime aldım ve sonucunda da elime yüzüme bulaştırdım."

İç çektim ve kızarmış olan yanaklarımla onlara baktım. Biraz utanıyordum ve onları bu kadar endişelendirmek istememiştim. Olaylar hızlıca gelişmişti ve olanlar olmuştu ama henüz her şey bitmiş değil.. Vampirlerle geçirdiğim bir kaç gün.. Gerçekten onlara karşı olan ön yargımı ve batıl inançlarımı yıkmama yaradı.

Pansy: "Pekala.. sindirmeye çalışıyorum. Liderimiz sensin ve sözlerine güvenmeyi seçiyorum. Vampirlere bir şans vereceğim ama bu sadece senin için.."

Briana: "Bende ön yargılarımı bir kenara saklayıp Tori'ye güvenmeyi seçiyorum."

Nana: "Ben güvenmeyeceğim. Vampirler ile dost olunmaz Tori'ye katılmıyorum.."

Pansy: "Bende vampirlere güvenmiyorum ama geçmiş geçmişte kaldı Nana. Her canlı değişebilir nefes alan tüm canlılar değişebilir. Vampirleri diğerlerinden ayıran ne? Diğer canlılarla da iyi anlaşmıyoruz biz."

Gastel: "Pansy haklı Nana.. Herkes ikinci bir şansı hak eder."

Pansy gerçekten haklıydı.. Astrin ile tanıştıktan son tüm bilgilerimden şüphe ettim.. Astrin ve diğer vampirler bana kötü davranmadılar. Tabi ilk başta karşılaştığımda kötü davranmışlardı.. Vakit geçirdiğim zaman.. O kadar da kötü olmadıklarını anlamıştım.. Ve.. İtiraf etmek istemesem bile.. Astrin'i, Jans'ı ve Laxi'yi bir nebze sevmiştim.. Uzun süredir ilk defa rahat bir uyku çekmiştim.

"Bakın kulağa çılgınca geliyor ama bence onlara bir şans tanımaya karar vermek benim için çok zor bir süreçti ama.. Bunu hak ettiklerini düşünüyorum.."

Onlara baktım teker teker. Bana baktılar ama yüzleri yumuşadı. Ben onları bunca yıl boyunca tanıyorsam bana hak vereceklerdir. Beklentim yok ama onlara güveniyorum. Onlara bakarken gülümsedim.

"Eğer vampirlerle birlik olursak arkadaşlar.. Gerçekten on katı daha fazla güce sahip oluruz. Virta saldırmak için fazla bir süre beklemeyecek."

Briana: "Haklı."

Ellie: "Haklı."

Pansy: "Haklı"

Gastel oflayıp pufladı. Bunu kabul etmediğini biliyordum ama başka bir çaremiz yoktu..

Gastel: "Bunun tehlikeli olduğunun farkında mısın Tori? Başımıza ne geleceğini bile bilmiyoruz ve sana bir şey olmasına izin veremem. Seni tekrar kaybedemem. Yani.. Kaybedemeyiz. Ekipçe. Bundan emin misin lütfen tekrar düşün."

Gastel'i anlıyordum bir yerde oda haklıydı. Bunca zamandır Vampirler ve Kurtlar hiç anlaşamadı ama bunu değiştirmek bizim elimizde değil mi? Bu sürü psikolojisi başıma bir gün bela açacak.. Sadece bana değil herkesin başına bela açacak.. Ama başka çaremiz var mıydı ki?

"Eminim, Gastel. Ben gayet eminim çok düşündüm.. Çok fazla düşündüm.. Düşünmeden karar verdiğimi mi sanıyorsun sen?"

Gastel: "İyi.. iyi tamam ya. Tamam. Seni dinleyeceğim ve beraber hareket edeceğiz. Şimdi gidip biraz dinlenelim.. Karnın aç mı Tori?"

İç çektim açıkçası uzun bir süredir düzgün beslenmeyi reddediyordum ve zayıflamıştım.. Bedenim güçsüzleşmişti ve gerçekten acıkmıştım. Bir şeyler yemem gerekiyordu artık.

"Evet açım."

Gastel: "Gel yemek yiyelim. Başka yiyecek var mı aranızda?"

Briana: "Bende yiyeceğim."

Pansy: "Beni de sayın millet!"

Ellie: "Yeni yedim bu mide daha fazlasını kaldıramayacak ama yine de geleceğim. Liderimize yeni kavuşmuşuz tek bırakılmaz."

Nana: "Bende geliyorum."

"Hepimiz gidiyoruz o halde."

Gastel: "Sen gittikten sonra çok şey değişti Tori. Mesela evler ve kulübeleri geliştirdim, yiyecek için daha fazla çaba gerekti ama ekipçe onu da hallettik ve az ileride su içebileceğimiz bir göl var."

"Bu.. bu harika Gastel.."

Gastel: "Hepsini senden öğrendim ateş böceğim."

Bir an şaşkınlıkla durdum. Bunu beklemiyordum ya. Ona döndüm ama tam konuşacakken araya Brianna girdi.

Briana: "Birileri gereğinden fazla özlemiş galiba Lideri."

Pansy ve Nana kıkır kıkır gülmeye başladı ve Ellie sırıttı. Ama ben sinir olmuştum. Ne var ki Ateş böceği demekte? Sadece bir iltifattı.. Değil mi? Sadece iltifat.

"Abartmayın isterseniz, alt tarafı bir iltifattı öyle değil mi?"

Gastel: "Evet, sadece bir iltifattı."

Sadece iltifat ettiğini söyledi ama gözleri öyle olmadığını söylüyordu. Yanakları kızarmış nefesi hızlanmıştı. Neden bu kadar heyecan yaptı? Bana iltifat ettiği için olamaz herhalde. İçeri girdik ve yemek masasının etrafına oturduk. Gastel hepimize birer tabak yemek koydu sırası ile. Kendi tabağını koyduktan sonra o da oturdu. Bir süre Vampirleri tartıştık, orada neler yaşadığımı sordular, Nasıl kişiler olduklarını sordular, nasıl kaçtığımı sordular ve daha bitmeyen bir sürü soru üst üste soruldu.. Hepsini cevaplamaya çalıştım ama o kadar fazlaydı ki hepsine yetişemiyor ve bazı soruları cevaplayamadan atlıyordum. Villada bile bu kadar yorulduğumu hatırlamıyordum. Sorulardan hızlıca kurtulmaya çalışara ağzıma bir kaç nohut tıktım. Gastel ne zaman böyle güzel yemekler yapıyordu? Aman tanrım...

Gastel: "Yanakların elma gibi kırmızı kırmızı olmuş."

"Hm?"

Ölü balık gibi baktım çocuğa ya tam bir rezillik.

Gastel: "Şuan eskisinden daha şirinsin Tori."

Briana: "Bence bunları tek bırakalım."

Pansy: "Kesinlikle. Yürüyün."

"Nereye ya?!"

Konuşmadan hızlıca kaçtılar mutfaktan. Arkalarından bağırdım.

"Nereye diyorum ya, gitmesenize! Beni hiç dinliyorlar mı bak şunlara!"

Gastel kıkır kıkır gülmeye başladı.

Gastel: "Ben öcü müyüm o surat ne Küçük kurtçuk? Biz çocukluk arkadaşı değil miydik neden bana yabacıymışım gibi davranıyorsun geri döndüğümden beri? Birileri seni değiştirmiş gibi sanki."

Bir anlık donup kaldım.. Dejavu yaşıyor gibiydim.. "Küçük kurtçuk" iltifatını bana sadece Astrin söylerdi. Gastel'den böyle bir iltifat daha önce hiç duyduğumu hatırlamıyordum.. Bunu daha önceden biliyor muydu yoksa bu sadece garip bir tesadüf müydü? Kafamda kuruntu yapmaya başladım olmayacak tüm olayların kurgularını bir kitaba derlesem 10 serilik bir kitap çıkartabilirdim. Farklı yer, farklı kişi, farklı ses, farklı zaman, ama aynı kelimeler..

"Küçük Kurtçuk mu?"

Sarsılmış gibi Gastel'e baktım ama hızlıca boğazımı toparlayıp sırtımı dikleştirdim, yüzümü normal tutmaya çalışarak bir şey olmamış gibi konuşmaya başladım.

"Gastel bak, anlıyorum sen ve diğer herkes beni çok özledi ama ben aynıyım.. Değişen bir şey olmadı. Yalnız.. Bende senin değişmiş olabileceğini düşünüyordum.."

Gastel birden bire elimi tutup iki eli arasına aldı ve sıktı. Gözleri genişçe açıldı ve kaşları üzülmüş gibi yukarı kıvrıldı.

Gastel: "Tori.. Sana itiraf etmek istediğim bir şey var. Uzun süredir bunu nasıl açıklayacağımı düşünüyordum.. Ben.. Ugh.."

Kaşlarım yukarı kalktı, meraklı bir yüz ifadesiyle onun yüzüne baktım.. Kalbim neden olduğunu bilmediğim bir nedenden dolayı hızlanmış ve soğuk terler dökmeye başlamıştım. Söyleyeceği kelimeleri beklerken daha da gerildim. Ellerimi onun avuçlarının içinden çekmek istedim ama bunu yapmama izin vermedi.

"Gastel.."

Sesim yalvarır gibi, yardım ister gibi çıkmıştı. Sesimin böyle çıkmasını istememiştim ama engelleyemedim.. Gastel'in sesi sertleşti, kaşlarını çatıp ellerimi sıktı ve beni kendine yaklaştırdı. Biraz ürktüm gibi ama bu onun yüz ifadesi yüzündendi çünkü biraz anormal bakıyordu bana.. Biz Gastel ile çocukluk arkadaşıyız ama bana hiç böyle davrandığını hatırlamıyordum..

Gastel: "Hayır. sakın benden uzaklaşma Tori Bell. Lütfen beni dinle.."

Sesi birden sertleşti ve beni yakınına çekti, yüzümü yüzüne yaklaştırdı. Nefesi çürümüş çiğ et kokuyordu.. Tanrım bu çok iğrenç.. Biz çürük çiğ et yemeyiz ki?

Gastel: "Sana bir şey itiraf etmem gerekiyor Tori ama bu göründüğü kadar kolay bir şey değil. Yani ben.. Sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.. Uhm.. Ben.. Tori ben.. Ugh.."

Sanırım bana itiraf edeceği şeyi anlamıştım.. yüzümde suçluluk duygusu belirirken konuşmak için ağzımı açtım ama Gastel beni yine susturdu. Yapamazdım.. Ona umut verip daha sonra hayal kırıklığına uğratamazdım özellikle aklımda Astrin varken bunu yapamazdım. Bu kadar adi olamazdım.

Gastel: "Ben sana karşı hisler besliyorum Tori. Senden çok hoşlanıyorum."

Gastel: "Gözleri çok seviyorum."

Gastel: "Dudaklarını çok seviyorum."

Gastel: "Burnunu çok seviyorum."

Gastel: "Utandığında büzülen dudaklarını ve elma gibi kızarak yanaklarını çok seviyorum."

Gastel: "Yüzünü oluşturan hatlarını çok seviyorum."

Gastel: "İnsanlara yardım eden, her koşulda yorulsa da, kırılsa da, öfkelense de her şeye dayanan o yumuşak, naif, narin, zarif, kibar ve iyiliklerle dolu.. Güzelliklerle dolu o kalbini çok seviyorum.."

Gastel: "Senin her şeyini çok seviyorum Tori, senin her şeyine aşık oldum. Özellikle de herkes için çabalamana ve kararlılıkla devam etmene, cesaretine ve cesur olmana aşık oldum Tori. Bu yeni bir şey değil.. Bu, Çocukluktan yetişkinliğe kadar uzanan bir aşkın büyümesinin sonucu.."

Gastel: "Sana çok aşık oldum ben, Tori.. Şimdi sana sormak istediğim sadece iki soru var."

Gastel: "Sende beni seviyor musun?"

Dizlerinin üstüne çöktü ve ellerimi daha sıkı tuttu.. Kalbimin o an sızladığını hissettim. Soğuk ter döküyor, titriyordum. Yapamazdım. Böyle hissetmiyordum. Kalbim sürekli, defalarca kırıldı o konuşurken.

"Gastel.. B-ben.. yapamam.."

Kekeleyerek konuşmaya başladım..

"Gastel ben bunu kabul edemem. Özür dilerim. Lütfen anla beni.. Ben.."

Gastel: "Tamam yeter, sus."

Ayağa kalktı ve yutkunarak arkasını dönüp gitti. Hiçbir şey söylemeden sadece gitti. Onun için bittiğimi biliyordum, bunu atlatmak için çok zaman gerekeceğini biliyordum ama ona boşu boşuna umut veremezdim. aynı hisleri paylaşmıyordum ama onu ne kadar kırdığımı ben bile tahmin edemezdim.. Hayal kırıklıklarıyla dolu titrek bir nefes verdim. Boş ve sağır edici sessizlikte olan yemek odasında tek başıma kaldım. Odanın tam ortasında, ayakta, konuşmadan, boş gözlerle.. Bir ağırlık çöktü üzerime ve bunalmış hissetmeye başladım.. Hızlı adımlarla yemek odasından çıktım, daha sonra da evden çıktım. Üstüme hiçbir şey almamıştım, öylece tişörtüm ve pantolonumla çıkmıştım umurumda değildi üşüyüp üşümemek. Düşüncelerimi toparlamaya ihtiyacım vardı.. Ekip zaten dağılmıştı ve geri kalanını da kaybedemezdim. Gastel'in o görüntüsü aklımdan çıkmadı bir türlü. Başka şeyler düşünmek istedim ama olmadı, etrafı inceledim ama aklımdan yine kaybolmadı. Kendi kendimle konuşmaya çalıştım ama Gastel'den bahsediyordum sürekli. Şakaklarımı ovaladım bir süre, bu düşünceler yüzünden başıma ağrılar giriyordu. Ormanda dolaştım kendimi iyi hissetmeye çalışana dek ama.. Olmadı. Yapamadım.. Biraz daha ileri gidip geriye döndüm. Eve dönerken kendimi daha da bunalmış hissetmeye başladım. Ağaçlar ve çalılar üstüme doğru geliyor ve sanki beni sıkıştırıyorlar gibiydi. Bir kaç kez etrafımı inceledim kaşlarım çatılmıştı. Fazladan çalı sesleri ve yürüme sesleri geliyor gibiydi sanki birileri yada biri beni takip ediyormuş gibi hissediyordum ve bu çok rahatsız ediciydi. Aniden durdum ve arkamı döndüm.

"Kim var orada? Kimsen ortaya çık ve beni uğraştırma. Yoksa, sonuçları tahmin edebileceğinden bile daha kötü olabilir."

Yanında durduğum ağacın arkasından üç erkek çıktı, diğerinden bir başkası ve başka bir ağaçtan diğer kişi çıktı. Tanınmış yüzlere bakarken ağzım açıldı ve şaşkınlık dolu gözlerimle onlara bakakaldım. Karşımda Astrin, Jans ve Laxi duruyordu. Donakaldım.. Beni nasıl bulmuşlardı? takip etmedikleri barizdi ama.. Ya tesadüfen karşılaştıysak yada.. Yada daha ilginci Kaderse? Yüzleri sakindi ama bu.. Fırtınadan önceki o meşhur sessizlikti.

Laxi: "Aa, şuna bir bakın bu elimizden kaçan aptal kurt değil mi?"

"Kaçabildiğime göre senden daha zekiyim."

Laxi: "Seni öldürürüm kes sesini."

"Hadi bir dene? Denesene?"

Vücudum gerildi ve dikleştim. Kaşlarım çatıldı ve dudaklarım büzüldü. kararlı bir ifade ile Laxi'ye yaklaştım. Tam önünde durdum ve bir ayağımı yere sertçe vurdum.

Laxi: "Bana meydan mı okuyorsun ufaklık?"

"Sana meydan okuyorum, Yanık odun."

Laxi: "Ne dedin sen bana az önce?"

"Yanık odun dedim. Zoruna mı gitti?"

Laxi beni omuzlarımdan geriye doğru ittirdi, sendeledim ama düşmedim. Daha fazla sinirlendim. Kontrolümü kaybetmeye başladığımı hissettim ve derin nefesler alıp verdim. Biz Laxi ile tartışırken diğerleri sadece izliyordu.

Laxi: "Sana saldırmam için beni ikna etmeye çalışma kurt."

"SALDIRSANA?!"

Ona bağırdım ve son kontrol kırıntımı da kaybettim. Gözlerim karardı, vücudum küçüldü, ezildi ve kısaldı, gözlerim değişmeye başladı, Tüylerim çıktı ve dişlerim uzadı. Etrafımdaki hava anında değişmişti, artık daha kasvetli, karanlık ve bunaltıcıydı. Gözlerimin bulanıklığı düzeldiğinde başımı kaldırıp üçlüye baktım. Hepsinin ağzı açık kalıştı. Bu evrende kurtlar kızlar veya Kurt adamlar öfkelerinin son damlasına geldiklerinde Kurt formlarına dönerler bu değişmeyen bir yasaydı.

Laxi: "Midem bulandı, gerçekten tiksindim."

Jans: "Bu etkileyici bir dönüşümdü."

Astrin: "Çok etkileyici ve güzelsin.."

Astrin dizlerinin üstüne çömeldi ve elini bana uzattı ama ben geri çekildim.

Astrin: "Endişelenme sana zarar verme niyetinde değilim, sadece başını sevmek istiyorum."

İşin aslı Astrin'e güveniyordum.. Bunca zaman yanımda olmuş, beni rahat ettirmiş, diğerlerine karşı korumacı davranmıştı. Bu yüzden ona yaklaştım ve başımı okşamasına izin verdim.

"Astrin."

Astrin: "Evet Nona?"

"Nona mı?"

Astrin: "Kötü bir şey değil ama anlamını kendin bul."

Bana gıcık gibi sırıttı. Bunun hesabını kelimeyi öğrendikten sonra ödeyecek..

"Ya, sırası mı şimdi? Ciddi bir şey söyleyeceğim ya!"

Bu sefer kahkaha attı. Çok tatlıydı- aman kahkaha attı işte. Kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirdim.

Laxi: "Bizden bir şey isteyecek."

Jans: "Nereden anladın?"

Laxi: "Bu ortamda benden daha iyi gözlem yapan biri mi var?"

Jans: "Haklısın.."

"Evet bir şey isteyeceğim."

Jans, Laxi ve Astrin bana baktı.

Jans: "Yapabileceğimiz bir şey ise seve seve yaparız değil mi beyler?"

Laxi: "Hay-"

Jans Laxi'nin ensesine bir tokat indirdi. Gülmemek için çok uğraştım ama ağzımdan ufak bir kıkırtı çıktı. Astrin kahkaha atmaya başlayınca bende kendimi tutamadım ve kahkaha atmaya başladım.

Astrin: "Aferin Jans."

Laxi: "Komik mi! Sizi Aria'ya şikayet edeceğim."

"Aria kim?"

Astrin: "Ah, pardon sana ailemizin kız kardeşini tanıtmadık değil mi? Aria bizim kız kardeşimiz. şuan bizimle yaşamıyor çünkü Londra'da."

"Ha, anladım.. Şimdi şu önemli konuya gelecek olursak.. Sizlerin iyi bir kan emici olduğunuza ikna olduğum için ve Astrin sayesinde hepinizin kontrol altında olduğunu bildiğim için.. sizden.. Yardım isteyeceğim."

Jans: "Yardım mı? Konu nedir?"

Laxi: "Olay ne?"

Astrin: "Sorun ne Nona?"

"Bana şu kelimenin anlamını söylemeyecek misin sen ya? Bak gıcık oluyorum!"

Laxi: "Çok beklersin daha sen, Astrin kadar inatçı ve sabırlı birini daha tanımıyorum ben."

Jans: "Bu sefer Laxi haklı gerçekten aramızdaki en inatçı ve sabırlı kişi Astrin, yani sana söylemesini bekleme ve bir an önce o kelimenin anlamını bulmaya çalış fazla beklemek istemiyorsan."

"Her neyse işte ya! Sizden isteyeceğim yardım şu; Sürümüzün yarısı bize düşman ve saldırmak için planlar yapıyorlar ve sorun şu ki.. Yakın zamanda bize saldıracaklar. Demem o ki, bizim güvenilir, güçlü bir ortaklığa ihtiyacımız var çünkü her biri şeytani güçlerle donatılmışlar."

Jans: "Bizim çıkarımız ne olacak?"

Astrin: "Hiçbir şey Jans, ona yardım edeceğiz."

Laxi: "Bir kurt yetmiyormuş gibi daha fazlasına mı katlanacağız?"

Astrin: "O kadar da kötü olmamalı."

"Kötü değil. Size saldırmayacaklar ben onlarla bunu konuştum. Söz veriyorum.. Size dokunmayacaklar."

Astrin: "kabul ediyorum."

Laxi ve Jans aynı anda bağırdılar.

Laxi - Jans: "NE!? SEN DELİRDİN Mİ ASTRİN NASIL ARAMIZDA KONUŞMADAN, TARTIŞMADAN, AYNI KARARI VERMEDEN KENDİ BAŞINA KARAR VERİRSİN SEN?! TAMAM YARDIM EDECEĞİZ AMA NEDEN TOPLANIP BİRLİKTE KARAR VERMEK YERİNE TEK BAŞINA KARAR VERİYORSUN!?"

Astrin: "Sizler benim ailemsiniz ama aptal olduğunuzu bu ana kadar anlamamıştım. Bakın beyler, Torİ'yi kısa bir süre oldu tanıyalı ama hiçbirimiz ona saldırmadık, ona yardım ettik. Bizler kan emici Vampirleriz.. Ona acımayabilirdik ve zalim olabilirdik. Ve en kötüsü.. Onu öldürebilir ve kanını zevk içinde içebilirdik ama biz bunlar yerine hayvan kanları ile beslenmeye devam ettik ve ona aile bireyi gibi davrandık, değil mi? Sence biz kötü varlıklar mıyız? Tori'de bizden biri artık. O ve onun tüm tanıdığı kişiler artık ailemizden sayılır."

Jans: "Aslında haklı. bende bu düşmanlıktan oldukça sıkıldım."

Laxi: "Sana kötü davrandığım için özür dilerim ama öyle davranmaya devam edeceğim. Biraz daha azaltarak tabii ki de. Ben böyleyim, kabul ediyor musun?"

Bana elini uzattı ve gülümseyerek onun elini tutup sıktım.

"Anlaştık vahşi vampir."

Laxi: "Bak bunu sevdim vahşi Kurt."

Başımı okşadı. O başımı okşayınca hala kurt formumda olduğumu fark ettim ve hemen insan formuma geri döndüm.

Laxi: "Öyle daha tatlıydın sanki."

"Kes."

Laxi komik bir sesle yanıt verdi.

Laxi: "Khessss."

Kahkaha attım ve Laxi'nin saçlarını karıştırdım gülerek.

Jans: "O halde hepimiz kurtlara yardım ediyoruz."

Astrin: "Barış ilan ediyorum bugünü."

Astrin yaklaştı ve başımın üstünü öptü.. Anında dondum ve tüm vücudumun yandığını hissettim. Karnım ağrımaya başladı..

"Tamam, pekala.."

Derin nefes alıp verdim kendime gelebilmek için hava çok mu bunaltıcı sanki? yada çok havasız.. bilmiyorum işte nefes almak neden böyle zorlaştı ki? Hayır. sakın Tori sakın.. Yanlış düşüncelere kapılmıyorum.. Geri çekildim ve üçlüye baktım.

"Geçmişte Vampirler ve Kurtlar çok düşmanlık yaşamış olabilir ama artık geçmişte değiliz. Artık barış sağlanmalı.."

Ellerimi yukarı kaldırdım teslim olur gibi.

"Barış mı?"

Kaşlarımı kaldırdım ve meraklı gözlerle onlara teker teker baktım.

Astrin: "Barış."

Laxi: "Barış be!"

Jans: "Barış!"

"Sivri dişliler kategorisi barışı imzalandı."

Jans: "Sivri dişliler kategorisi barışı imzası mı?"

Hepimiz kahkahalara boğulduk..

"Hadi gelin sizi sürüm ile tanıştırayım."

Astrin hızlıca yanıma geldi ve benimle aynı hızda yürümeye başladı. diğer ikisi de arkamızdan geliyorlardı. Bu ikili tam bir yaramaz çocuk Vibe'ı veriyorlardı.

Astrin: "Şu düşmanlarımız kim? Yada lideri kim?"

"Virta."

Laxi: "Çook açıklayıcı oldu biliyor musun, Kadının tüm cv'sini ortaya çıkardın."

Jans: "Oğlum bir susta anlatsın kız."

Laxi: "Tamam ya. Ne bağırıyorsun?"

Astrin: "Susun bi ya."

"Susun biraz ya."

Jans ve Laxi aynı anda kaşları kalkık bir halde bize döndüler.

"Ne var aynı anda konuşamaz mıyız?"

Jans: "Karnım aç benim."

Laxi: "Beni ye."

Jans: "Küfür etmemeye yeminliyim Jans sakın yeminimi bozdurtma bana."

Laxi: "Ay hadi bozsana ne olur!"

"Kavgayı bırakın çocuklar!"

Astrin: "Sen ve sürün bizim villamızda kalabilir."

Laxi: "Hayıııııırrrrr! nedeeeeeeeennnnn!!"

Laxi dizlerinin üstüne düştü ve ellerini gökyüzüne kaldırdı yalvarır gibi.

"Kurtlar seni yiyecek!"

Laxi: "Gıcıklık yapma be kızım!"

"Hah!"

Astrin: "Birlikte gideceğiz ve bize yolu Tori gösterecek. Hadi beyler gidiyoruz. Önden buyurun Nona."

"Bu 'NONA' olayını çözeceğim. görürsün."

Astrin: "İyi şanslar."

Jans: "İhtiyacın olacak."

Komik bir şekilde dalga geçerek peltek bir ses ile Jans'ı taklit ettim.

"İhtiyacın olacak!"

Jans: "Papağan bulmuşuz da haberimiz yokmuş.."

"Hadi hadi, beni takip edin."

Jans, Laxi ve Astrin yine beni takip etmeye başladılar. Jans ve Laxi arkadan geliyor Astrin ise yanımda yürüyordu. Tam olarak yarım saat boyunca yürüdük ve çok eğlenceliydi..

"Geldik sayılır dümdüz ileri gideceğiz ve çalıların arasındaki boşlukta. Hadi yarışalım!"

Astrin: "Ne?"

Jans: "Hayır beni geçemezsin bekle!"

Laxi: "Kandırmaca var ilk o başladı."

Oğlanlar arkamdan koşuyor ben onların önünden koşuyordum. Varana kadar durmadım.

"Hey durun bir dakika! Geldik, geldik."

Astrin: "T-tanrım.. bu.. bu ne hız Nona?"

Jans: "Ben bittim."

Laxi: "Vampirler yorulmaz sanıyordum."

Astrin: "Bilerek arkada kaldık."

"Cimri."

Diğerleri bizi fark ettiğinde yanımıza toplanmaya başladılar.

Gastel: "Bunlar kim?"

Briana: "Vampirler!"

Pansy: "Saldırmayın sakın, Tori'nin konuştuklarını unuttunuz mu? Bize zarar vermeyecekler.."

Ellie: "Güvenmiyorum.."

Nana: "Merhaba, hoş geldiniz."

Gastel: "Phf.. Hoş geldiniz Vampirler."

Gastel cümlesini kurarken Vampirler kelimesini tırnak içine alarak, baskın bir ses ile söylemişti.. Hala bana kızgın olabileceğini düşünüyordum ve en başından beri Vampirlerin bizimle ittifak halinde olabileceğine, barış sağlanabileceğine ve güvenilir olabileceklerine inanmamıştı ve inanmaya da pek niyeti yok gibi görünüyordu..

Gastel: "Herhangi tuhaf bir hareketinizi görürsem bu barış anlaşması palavrasını yok sayarım tamam mı?"

"Gastel ön yargılı olma az önce geldiler ve sana hala bir zararları dokunmadı."

Gastel: "Her neyse."

Gastel yanımızdan ayrıldı..

"Şu sarışın bebek Astrin, Şuradaki Kızgın surat Laxi ve etrafa şapşal gibi bakan siyah saçlı kişi de Jans."

Vampirleri kurtlar ile tanıştırdım ve sıra kurtları vampirler ile tanıştırmak kalmıştı. Derin bir nefes alıp sürümü gösterdim.

"Beyler buraya odaklanın şimdi. Sarı ve kısa saçlı kız Pansy, Siyah uzun dalgalı saçları ve buğday tenli olan kız Briana, Saçı kızıl ve üstten toplamış olan uzun boylu kız Ellie ve son olarak da Siyah kısa saçlı soluk tenli kısa boylu olan kız Nana. Evet tanışma merasimi bitmiştir."

Astrin: "Memnun oldum."

Jans: "Memnun oldum kızlar çok güzelsiniz."

Laxi: "Merhaba."

Pansy: "Merhaba."

Nana: "Merhabalar!"

Ellie: "Selam hoş geldiniz."

Briana: "Hey Jans'di değil mi?"

Jans: "Evet ve sen de.."

Briana: "Çok unutkansın herhalde."

Jans: "Doğrudur komutan."

Briana güldü.

Briana: "Benim adım Briana."

Jans: "Memnun oldum Briana."

Briana: "Memnun oldum Jans."

"Aranızdaki bu şekerimsi sohbeti bölmek istemem ama size bir şey söylemem lazım."

Gastel: "Yine bensiz bir şeylere karar verdin değil mi Tori?"

"Sayılır ama bunu tahmin edebilirsin.."

Gastel: "Seni dinliyoruz."

Herkesin dikkati bana çekildi, sessizleştiler ve beni izlemeye başladılar.

"Şimdi.. Astrin ve ekibi bizi Villalarına davet ediyor. Az kişi olduğumuz için rahatlıkla sığabileceğimizi söylediler. Virta ve ekibi bize saldırmadan önce burayı terk edip Astrin'in villasına gitmemiz gerekiyor beni anladınız mı? Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Artık vampirler ve kurtlar düşman değiller aramızda barış imzalandı." Orada hepimiz ferah içinde yaşayabiliriz ve Gastel şu anda ne kadar sinirli olduğunu biliyorum ama lütfen onlara bir şans ver. Artık geçmişte değiliz. Ancak geçmişi düşünmeyi bırakırsak geleceğe bakabiliriz."

Gastel: "Deneyeceğim, ve kabul ediyorum Villa çok mantıklı."

"İşte benim tanıdığım Gastel bu!"

Hızla gülümseyerek Gastel'e sarıldım ve kıkırdadım. Oda kollarını bana sardı ve başımı okşadı. İlk defa mutluydum, ilk defa iyi hissediyordum, ilk defa bu kadar iyi gitti her şey.. Özellikle Virta olayından sonra..

Gastel: "Tori dinle.. Özür dilerim. Kaba davrandığım için, çocuk gibi trip attığım için, ön yargılarımın önüme geçmesine izin verdiğim için.. Seni üzdüğüm için özür dilerim. Ben aptal bir ayıyım."

Güldüm ve ayak parmaklarımın ucuna çıkarak Gastel'in yanağına bir buse kondurdum ve geri çekildim.

"Seni anlıyorum şu bir kaç haftada hatta bir kaç ayda çok şey yaşandı ve çok dolu geçti. Şok yaşadık, kızdık, ihanete uğradık.. Ama en güzeli Bir düşmanlığı yıktık."

Vampirlere baktım. Onlarda bize gülümsedi.

Gastel: "Hadi millet değerli eşyalarınızı toplayın yarım saate Vampir villasına gidiyoruz."

"Yorulmadan yapın!"

Briana: "Jans, toparlanmamda bana yardım eder misin?"

Jans: "Elbette, Briana. Bana yolu göster."

Jans, Brianna'ya göz kırptı, Brianna da ona gülümsedi ve uzaklaştılar.

Hepimiz toparlanmak için kaldığımız kulübelere gittik. Jans Brianna'ya, Astrin bana, Laxi Pansy'e yardım etti. İşte bu benim için bir son değil, bir başlangıç haline geldi.. Başta öleceğimi düşünüyordum.. Hatta işimin bittiğini sanıyordum ama Vampirler bana kötü kişiler olmadıklarını gösterdiler ve bir ittifaka bağlandık. Onlar sanılan kadar kötü değillerdi. Masallar her zaman doğru söylemez.

"Artık bölünme yok, sadece zafer."

Loading...
0%