Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@sarisiin_

3 Gün önce olayın ardından...

Kafamı kollarımın arasına almış hüngür hüngür ağlıyordum. Ağlıyordum ama neye hangisine ağladığımı bende bilmiyordum. Bana yaptıkları salak saçma şakaya mı yoksa travmamın tetiklenmesine mi ? Poyraz yanıma geldi ve bana sarılmaya çalıştı ama izin vermedim.
"Duru biz sadece..." diye devam edecekken susturdum Yavuz'u.
"Sen ne sadece, ne sadece!" diye bağırdım.
Ortam daha da gerilmeye başlamıştı ama hiçbir şey umrumda değildi.
"Sen zaten biliyordun neyin tantanasını yapıyorsun şimdi." dedi Yavuz sinirle.
"Gerçekten cin çağıracağımı bile bile kabul etmişken ne bu afra tafra!" diye devam etti.

O da bana bağırmaya başlayınca daha fazla kendimi tutamayıp onu ittim.
"Lan geri zekalı, sen bana youtube içeriği çekeceğiz dedin benim üzerime oynanacak demedin! Yok ışıkların gitmesi, yok fincanın oynaması ben senin gerçektende cin çağırabileceğini düşünmemiştim bile!" diye bağırdım.

Yavuz sinirden kıpkırmızı kesilmişti ama sakinliğini korumaya çalıştı.
"Sonuç olarak ben sana çağıracağız dedim sende kabul ettin şaka olmasaydı bile zaten kabul etmiştin Duru." dedi.

Sinirle üst kata çıktım ve kendime küçük bir bavul hazırlamaya başladım. Bu evde 1 dakika bile duramazdım artık.
"Bir dakika ışıkları biz ayarlamadık ki." dedi Rüya yanıma üst kata gelerek.

Poyraz ve Yavuz'da beraberinde gelmişti.
"Evet o nasıl oldu ?" dedi Poyraz, Yavuz'a şüpheyle karışık bakarak.

Yavuz saçmalamayın bakışı atarken benim gözüm üçü arasında gidip geliyordu.

"Saçmalamayın tabiki ben yapmadım. Şimşek çakıyordu şuan yağmurda başladı ondan kaynaklıdır." dedi Yavuz.

Bavulumu yatağımdan indirirken Rüya'ya döndüm.

"Ne yaptığınız zerre umrumda değil ben buradan gidiyorum ve hiçbirinizin suratını dahi görmek istemiyorum." dedim.
Bu gece yeterince psikolojimin içine edilmişti.

"Nereye gideceksin ?" dedi Poyraz kolumu tutup. Odanın girişinde durmuş çıkmama izin vermiyordu.
"Cehennemin yedi kat dibine gelecek misin ?!" dedim sesimi yükselterek.
"Seninle her yere gelirim." dedi ve bavulu elimden kaptı.

Afalladım. O an ne hissedeceğimi bilemedim. Sanki yanan kalbimi söndürmek üzere adımlar atılmaya başlanmıştı.
Rüya elimi tuttu ve beni kendisine bakmaya zorladı.

"Bizde kal o zaman lütfen. Yüzüme bakma istersen ama aklım sende kalmasın." dedi.
Kabul etmek istemesemde gidecek yerim olmadığı için mecbur kabul etmek zorunda kaldım.

"Bavulu almana gerek yok bizde eşyan var zaten." dedi Rüya.
Kafamı salladım ve Poyraz'ı sollayarak odadan çıktım. Arkamdan bana ne kadar seslensede umursamadım. Geriden duyduğum son sözler ise Rüya'nın Poyraz'a:

"Üstüne gitme zamanla düzelecek." demesiydi.

Evden çıkıp Rüya'lara gittik. Hala daha olayın etkisindeydim. Arabadan iner inmez eve doğru ilerledim ve hiçbirinin yüzüne bakmadım.

Rüya tek yaşıyordu bu yüzden giriş çıkış saatlerinde hiçbir sorun çıkmıyordu. Poyraz ve Yavuz'a veda ettikten sonra yanıma geldi ve kapıyı açtı. İçeri girer girmez üst kata çıktım ve yorganın altına girdim. Bu yaşadığım korku beni o kadar etkilemişti ki kolay kolay uyuyabilir miydim bilmiyordum. Rüya ilerleyen saatlerde yanıma gelip yemek yemem için ne kadar diretsede kabul etmedim. Midem hala bulanıyordu yesem hemen çıkartacaktım biliyordum.

Nasıl uyuya kaldım bilmiyorum ama sabah ezanında çığlık atarak gözlerimi açtım. Rüya hemen yataktan fırlayıp koşarak yanıma geldi ve ışığı yaktı.

"Ne olur kapatma ışığı." diyebildim ağlarken.
Bana kocaman sarıldı. Yüzüne baktığımda gözlerinden okuyabiliyordum pişmanlığını. Çok üzülmüştü ama iş işten geçmişti artık.
"Ne gördün rüyanda?" dedi beni daha sıkı sararken.

Tam o sırada karnım öyle bir acıyla delindi ki nefes dahi alamadım.
"Karnım!" dedim çığlığı koparırken.

"Çok kötü ağrı girdi!" dedim. Ağlamalarım daha çok artmıştı artık.

Rüya koşarak alt kata gitti ve bana ağrı kesiciyle su getirdi.
"Sakin ol psikolojiktir sen bu ağrı kesiciyi al iyi gelecek." dedi saçlarımı okşarken.

Ağrı kesiciyi hemen alıp yuttum. Ardından Rüya beni dizlerine yatırıp tekrar saçlarımla oynamaya başladı.

"Ağrın hafifledi mi biraz ?" dedi dakikalar sonra.

"Hıhı." dedim aklım hala gördüğüm rüyadaydı.

"Ne gördün anlatmak ister misin ?" dedi saçlarımı sevmeye devam ederken.

Gözyaşlarım gözümden direkt Rüya'nın dizlerine akarken yorganı sıkı sıkıya kavradım.

"Rüyamda..." dedim titrek sesle.

"Uyuyordum ve hafiften uyanıp sol tarafıma döndüm. Döndüğümde karşımda çok çirkin bir varlık gördüm. O kadar çirkindi ki Rüya, gözleri ağzının, ağzı gözlerinin yerindeydi." diye devam ettim.

Rüya bir an duraksadı ama hemen toparlanıp saçlarımı sevmeye devam etti.

"Sonra ne oldu peki?" dedi. Onunda korktuğunu o an daha iyi anlamıştım.
"Sonra bana tuhaf tuhaf gülmeye ve bilmediğim dilde bir şeyler söylemeye başladı. Korkudan ne yapacağımı bilemedim yerimden kalktım ondan uzaklaşmak istedim ama ayaklarını gördüm. Ayakları tersti Rüya." dedim ve daha çok ağlamaya başladım.

Korkudan titremeye başladım. Aldığım her nefes sanki içimi dağlıyor, bana acı çektirmek istercesine kanatıyordu.

Rüya beni sakinleştirmek istercesine daha çok sokuldu bana. Saçımı sevmeyi bırakıp beni yastığıma bıraktı.

"Bak ben sana koruyucu dualar okuyacağım ve bu seni rahatlatacak. Yarın da bir psikoloğa gideceğiz." dedi ve duaları okumaya başladı.
O dua okudukça rahatlıyor kendimi çok daha iyi hissediyordum.
O rahatlıkla kendimi uykunun hoş kollarına bıraktım. Her şeyin bir gün güzelleşeceğini umarak.

Bölüm Sonu.

Yorumlarınızı bekliyorum ♥️

Loading...
0%