@sarsfarah_
|
Nasipten öte yok derlerdi, doğruymuş. Yıllarca hayatına doğru kişiyi almak için bekleyen Mihra ailesinin zoruyla da olsa bu sefer eve gelmek isteyen görücüsünü kabul etmişti. Pişman da değildi, mutluydu. "Elbette. Her gün evlenmiyorum ya!" dedi gülerek, kardeşinin omzuna bir tane geçirmeyi de ihmal etmemişti. "Olucam ablacım, söz " deyip kollarıyla sardı onu. Neden böyle dediğini çok iyi anlayabiliyordu. Onları böyle gören annesinin gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Mutluluktandı ama bu sefer. Sahte bir kızgınlıkla "Bensiz sarılma ha!" sonra ellerini kocaman açıp ikisini birden kucaklamaya çalıştı. "Ne anne ya!" " Saçımı bozdun, bırak beni!" " Biliyorum da ne yapayım anne yüreği işte" İki kolunu birbirine geçirdi "Aaaa yeter ama! Görücüleri kabul edeyim diye siz ısrar etmediniz mi ?" şakayla karışık sinirle hesap sormuştu, Mihra. "Ama iyi etmişiz, değil mi kızım? Baksana Allah nazarlardan saklasın çok yakışıyorsunuz" dedi, damat seçimimde yanılmadıkları için mutluydu." Evet anne çok şükür şimdilik bir sıkıntımız yok" tebessüm etmişti Arda onun kaderiydi, böyle düşünüyordu. Annesi elini kızının başından geçirdi, "Hiç olmasın da güzelim! O aile temiz ki oğulları da öyle. Alkolü, kumarı, kötü alışkanlıkları yok ve en önemlisi de dürüst biri. Bu zamanda böyle bir insanla karşılaşmak herkese nasip olmaz" nasihatlerini sıralamıştı ard arda. "Haklısın " "Ama sen de iyi birini hak ediyorsun güzel kızım. Şimdiye kadar tek bir erkek hayatında olmadı bile çünkü gördüklerin yüzünden severek değilde görücü usulü evlenmek istedin" dedi, başını yan tarafa çevirdi. "Anlayabiliyorum seni "diye de devam etti. Duygulanmıştı, kendini ağlamamak için zor tutmuştu ve daha fazla dayanmayıp odayı terk etti. Mihra arkasından "Bu tercihimin sonu mutluluk olsun Allah'ım yoksa annem bu sefer dayanamaz" mırıldanarak dua etmişti. Telefonuna gelen mesaj sesiyle düşüncelerinden uzaklaşmış, komidinin üstünden alıp ekranını açtı. Bankadan ya da alışveriş indirimi yapan mağazalardan değildi, bir numaradan gelmişti. Önemli olan bu değil, attığım konuma gelip kendi gözlerinle görmen gerekiyor. Numarayı tuşlayıp direk aradı ama bir iki defa çaldıktan sonra tamamen kapatılmıştı telefon. Dolabın aynasından kendine baktı. Uzun saçlarını taradıktan sonra, hafif bir makyaj da yapmıştı. Bordo bir elbise vardı zaten üzerinde, yeterli diye düşündü sadece üstüne siyah deri ceketini aldı. Panikle çantasını koluna geçirip. sehpanın üstünde duran arabasının anahtarını aldıktan sonra hızla aşağıya indi. Merdivenin son basamağında "Nereye gidiyorsun kızım bu saatte ?" annesinin sesiyle durmuştu. Gözü duvardaki saati bulmuştu, yediye geliyordu. "Acil bir işim çıktı, halledip geleceğim" "Baban kızar!" annesi oturduğu yerden kalkıp yanına kadar gelmişti. Ofladı. "Lütfen anne, çocuk değilim artık!" dedi, bıkkınlıkla. Sonra siyah botlarını ayağına geçirdi. Gerginlikten söylediği sözlerle annesi durulmuştu. Mihra onu kırdığını fark edince "Söz sonra anlatıcam, tamam mı ? Babama da Arda ile yemeğe çıktığımı söylersin" dedi. "Dikkat et!" tembihlemişti kızını, hergün yaptığı gibi, anne yüreği işte. Başına bir şey gelmesinden ölesiye korkuyordu. " Olur !" sonra kapıyı ardından kapatıp arabasına atladı. Yabancı numaranın ona attığı konumu navigasyona kaydedip yola çıktı. İçi içini yiyordu bir yandan çünkü adresteki yer alkollü mekanlardan biriydi ve hayatında ilk kez öyle bir ortama girecekti. "Bugün buraya boşuna gelmiş olayım, lütfen dolandırıcı olsun telefondaki yabancı!" dedi, kendi kendine. İçini rahatlatmaya çalışıyordu. Yirmi dakika sonra istediği yere gelmişti. Her yer lüks arabalarla tıklım tıklımdı ve park için boş yer bulmak imkansız gibi görünüyordu. Yine de etrafı gözleriyle şöyle bir taradı Mihra. Şansı yaver gitmiş ve bir yer bulmuştu. Hemen oraya sürdü aracını birazcık zorlanmış olsa da başarmıştı park etmeyi. Anahtarı çıkartıp beklemeden araçtan indi. Tam kapısını kapatırken bir ses duymuştu, "Affedersiniz ama orası benim yerimdi!" dedi biri, bağırarak. Sağ tarafından gelmişti bu ses, oraya doğru döndü ama karanlık kim olduğunu görmesine engel olmuştu. Biraz daha araca yaklaşınca yüzünü görmüştü, sinirlenmiş bir adamdan başkası değildi bu. Bakışları kesişmişti, karanlığa rağmen. Sizi bir yerden tanıyorum sanki diyecek gibi oldu ama hayır ağzından böyle bir cümle çıkmadı Mihra'nın. Başını iki yana salladı yanılıyor olmalıyım diye düşündü çünkü dünyada biribirine benzeyen çok insan vardı. Aradaki bağlantıyı kesti, "Affetmiyorum ama park ettiğime göre artık sizin değil. Şansınıza küsün!" dedi, umursamaz bir tavırla. Kendisine kızdıktan sonra gitmek için çıkışa yönelirken köşede ki tanıdık sima ile olduğu yere çakıldı. Yok yok olamaz Arda ve bir kız sarmaş dolaş oturuyorlardı. "Bana ihanet eden kişiye salak gibi ihtimal dahi vermemişim ben" dedi, Mihra ayakta zor dururken. En çok da kendine sinirlenmişti, koşulsuz güvendiği için. Arda... Dünya durmuş gibiydi, sadece onlara kilitlenmişti Mihra. Onu ilk fark eden kız oldu. Hemen kendini geri çekmişti, tanımıştı kolundaki adamın nişanlısını. Bu davranışına anlam vermeyen Arda bakışlarını takip edince nişanlısını görmüştü, sonunda. Şok olmuştu, ayağa fırlayıp hemen yanına geldi. Tam koluna dokunacakken elini kaldırıp onu durdurdu Mihra."Açıklayabilirim..." dedi, hızla Arda. Suçlu olması onu panikletmişti. " Neyi ?" dedi, acı bir gülüşle devam etti" Beni nasıl kandırdığını mı ?"dedi sonra. Yaşadığı hayal kırıklığı sesine de yansımıştı.Başını önüne eğdi Arda."Ben sadece biraz eğlenmek istemişitm..."dedi, mazereti de belliydi. Kulaklarının duyduklarına inanamadı. Mihra şaşkındı. Kaşları kalktı "Eğlenmek ?" dedi başını iki yana sallladı ve "Eğlence anlayışın bu mu ?"diye bağırarak devam etti. Yazıklar olsun dercesine bakıyordu karşındaki adama. "Kes şunu! Ben sana duyduğum saygıdan dolayı diğer erkeklere karşı kendi sınırlarımı keskin bir çizgiyle çizerken sen sınır dahi çizmeyi düşünmemişsin!" parmağındaki alyansı çıkartıp yüzüne fırlattı. "Bitti! Ne halt yiyorsun şimdi gidip devam edebilirsin!" " Anlamadım? "Sende Alzheimer falan mı var ?" " Ne ?" "Diyorum ki ben kullanıcam!" ona aptalmış gib bakmıştı adam. " Bunu bize yapma !" dedi Arda. Biz diye bir şey bırakmadın ki Dinlemedi, sert bir şekilde kapıyı örttü. Son defa onun hayal kırıklığıyla dolu yüzünü görmek için camı sonuna kadar açtı. Mihra'ya kızgın bir boğa gibi bakıyordu ama kendisi suçlu olduğu için engel de olamıyordu Arda. "Sizden bir şey daha isteyebilir miyim ?" dedi, nazikçe. Yabancı adamı merak sarmıştı. "Neymiş ?" "Bana sadece uyum sağlayın !" deyince, bir süre düşündü adam. Kızın bakışlarını, hareketlerini inceledi ve bir sonuca vardı ama emin olmak istiyordu. "Yanlış anla..." devamını getirmesine müsaade etmedi Mihra. Dudaklarıyla susturmuştu onu.....
Oylama ve yorum yapmayı unutmayın🌸 Mihra ve Arda arasında neler olacak ? Aileler öğrenince nasıl bir kıyamet kopacak ? Mihra'nın tercih ettiği intikam yöntemi yanlış mı ? Yabancı adamı nerden tanıyor ve öfkesinin gözünü bu kadar kör etmesi ona nelere mal olacaktı ? Daha heyecanlı bölümler gelecek
|
0% |