Yeni Üyelik
1.
Bölüm

İhanet

@sarsfarah_

Nasipten öte yok derlerdi, doğruymuş. Yıllarca hayatına doğru kişiyi almak için bekleyen Mihra ailesinin zoruyla da olsa bu sefer eve gelmek isteyen görücüsünü kabul etmişti. Pişman da değildi, mutluydu.
Arda Koral gibi işi gücü yerinde, dürüst, kibar, yakışıklı ve anlayışlı birini hiçbir yerde bulamayacağını düşünüyordu. Altı aydır beraberdiler ve artık birbirlerini daha iyi tanıyordular. Haftaya da düğün tarihi almışlardı. Davetiyeler dağıtılmış, uzakta olanlara ise telefonla haber verilmişti.
"Abla heyecanlı mısın ?" dedi kardeşi, Fatih.

"Elbette. Her gün evlenmiyorum ya!" dedi gülerek, kardeşinin omzuna bir tane geçirmeyi de ihmal etmemişti.
"Bari sen mutlu ol!"dedi Fatih, gözleri dolmuştu bunu söylerken. Geçmiş acılar yine kendini hatırlatmıştı.

"Olucam ablacım, söz " deyip kollarıyla sardı onu. Neden böyle dediğini çok iyi anlayabiliyordu. Onları böyle gören annesinin gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Mutluluktandı ama bu sefer.

Sahte bir kızgınlıkla "Bensiz sarılma ha!" sonra ellerini kocaman açıp ikisini birden kucaklamaya çalıştı.
"Anne ya! " diye çıkıştı Fatih çünkü sabahtan beri şekil vermeye çalıştığı saçı bozulmuştu.

"Ne anne ya!"

" Saçımı bozdun, bırak beni!"
o böyle deyince hemen onu aralarından çıkartmıştı kadın. "Öyle olsun ben de sadece kızıma sarılırım!" deyip hemen kızını öpmüştü de, oğluna nispet yapar gibi. Fatih sinir bozucu bir şekilde kahkaha atttı."Yedi gün sonra sadece bana kalacaksın Hatice sultan!" dedi, odadan kaçıp gitmeden önce. Hatice kızına döndü" Görüyor musun eşşek sıpasını! " üzülmüştü o sözlere. Gözleri dolu dolu," Sen evlensende yine benim kızım kalacaksın değil mi ?" dedi, sesi titremişti.Kollarının arasından çıktı Mihra "Anne, o nasıl söz Allah aşkına!" iki elini tutup sıkarken "kaçmıyorum ki sadece evleniyorum" dedi.

" Biliyorum da ne yapayım anne yüreği işte"

İki kolunu birbirine geçirdi "Aaaa yeter ama! Görücüleri kabul edeyim diye siz ısrar etmediniz mi ?" şakayla karışık sinirle hesap sormuştu, Mihra.

"Ama iyi etmişiz, değil mi kızım? Baksana Allah nazarlardan saklasın çok yakışıyorsunuz" dedi, damat seçimimde yanılmadıkları için mutluydu." Evet anne çok şükür şimdilik bir sıkıntımız yok" tebessüm etmişti Arda onun kaderiydi, böyle düşünüyordu. Annesi elini kızının başından geçirdi, "Hiç olmasın da güzelim! O aile temiz ki oğulları da öyle. Alkolü, kumarı, kötü alışkanlıkları yok ve en önemlisi de dürüst biri. Bu zamanda böyle bir insanla karşılaşmak herkese nasip olmaz" nasihatlerini sıralamıştı ard arda.

"Haklısın "

"Ama sen de iyi birini hak ediyorsun güzel kızım. Şimdiye kadar tek bir erkek hayatında olmadı bile çünkü gördüklerin yüzünden severek değilde görücü usulü evlenmek istedin" dedi, başını yan tarafa çevirdi. "Anlayabiliyorum seni "diye de devam etti. Duygulanmıştı, kendini ağlamamak için zor tutmuştu ve daha fazla dayanmayıp odayı terk etti.

Mihra arkasından "Bu tercihimin sonu mutluluk olsun Allah'ım yoksa annem bu sefer dayanamaz" mırıldanarak dua etmişti.

Telefonuna gelen mesaj sesiyle düşüncelerinden uzaklaşmış, komidinin üstünden alıp ekranını açtı. Bankadan ya da alışveriş indirimi yapan mağazalardan değildi, bir numaradan gelmişti.
Kayıtlı olmayan Elleri titriyor, göğsü sıkışıyor, nefes almakta zorlanıyordu. Kötü bir haber alacakmış hissi içine doğmuştu. Derin bir nefes aldı, açtı sonunda. Seni kandırıyor... Tam olarak sadece bu iki kelime yazılmış ve birde konum yollanmıştı. Ne bir isim ne de başka bir şey vardı. Bu bile Mihra'yı dağıtmayı başarmıştı. Tanıdığı tüm insanları düşündü, gözden geçirdi ama hayır öyle biri yok ki hayatımda diye düşündü. Dolandırıcı da olabilirdi, bu ihtimali de düşündü ya da yakın arkadaşları tarafından işletiliyor da olabilir. Merak etti Kimsin ? yazıp gönderdi ve beklemeye başladı. Küçük odasını baştan aşağı defalarca turlamıştı stresten.
Elinin içindeki telefonun titremesiyle yanıt gelmişti.

Önemli olan bu değil, attığım konuma gelip kendi gözlerinle görmen gerekiyor.

Numarayı tuşlayıp direk aradı ama bir iki defa çaldıktan sonra tamamen kapatılmıştı telefon. Dolabın aynasından kendine baktı. Uzun saçlarını taradıktan sonra, hafif bir makyaj da yapmıştı. Bordo bir elbise vardı zaten üzerinde, yeterli diye düşündü sadece üstüne siyah deri ceketini aldı. Panikle çantasını koluna geçirip. sehpanın üstünde duran arabasının anahtarını aldıktan sonra hızla aşağıya indi.

Merdivenin son basamağında "Nereye gidiyorsun kızım bu saatte ?" annesinin sesiyle durmuştu. Gözü duvardaki saati bulmuştu, yediye geliyordu.

"Acil bir işim çıktı, halledip geleceğim"

"Baban kızar!" annesi oturduğu yerden kalkıp yanına kadar gelmişti.

Ofladı. "Lütfen anne, çocuk değilim artık!" dedi, bıkkınlıkla. Sonra siyah botlarını ayağına geçirdi. Gerginlikten söylediği sözlerle annesi durulmuştu. Mihra onu kırdığını fark edince "Söz sonra anlatıcam, tamam mı ? Babama da Arda ile yemeğe çıktığımı söylersin" dedi.

"Dikkat et!" tembihlemişti kızını, hergün yaptığı gibi, anne yüreği işte. Başına bir şey gelmesinden ölesiye korkuyordu.

" Olur !" sonra kapıyı ardından kapatıp arabasına atladı. Yabancı numaranın ona attığı konumu navigasyona kaydedip yola çıktı. İçi içini yiyordu bir yandan çünkü adresteki yer alkollü mekanlardan biriydi ve hayatında ilk kez öyle bir ortama girecekti.

"Bugün buraya boşuna gelmiş olayım, lütfen dolandırıcı olsun telefondaki yabancı!" dedi, kendi kendine. İçini rahatlatmaya çalışıyordu.

Yirmi dakika sonra istediği yere gelmişti. Her yer lüks arabalarla tıklım tıklımdı ve park için boş yer bulmak imkansız gibi görünüyordu. Yine de etrafı gözleriyle şöyle bir taradı Mihra. Şansı yaver gitmiş ve bir yer bulmuştu. Hemen oraya sürdü aracını birazcık zorlanmış olsa da başarmıştı park etmeyi. Anahtarı çıkartıp beklemeden araçtan indi. Tam kapısını kapatırken bir ses duymuştu,

"Affedersiniz ama orası benim yerimdi!" dedi biri, bağırarak. Sağ tarafından gelmişti bu ses, oraya doğru döndü ama karanlık kim olduğunu görmesine engel olmuştu. Biraz daha araca yaklaşınca yüzünü görmüştü, sinirlenmiş bir adamdan başkası değildi bu. Bakışları kesişmişti, karanlığa rağmen. Sizi bir yerden tanıyorum sanki diyecek gibi oldu ama hayır ağzından böyle bir cümle çıkmadı Mihra'nın. Başını iki yana salladı yanılıyor olmalıyım diye düşündü çünkü dünyada biribirine benzeyen çok insan vardı. Aradaki bağlantıyı kesti, "Affetmiyorum ama park ettiğime göre artık sizin değil. Şansınıza küsün!" dedi, umursamaz bir tavırla.
Onu arkasında bıraktı, mekanın kapısına yöneldi ama adamın "Ya sabır!" dediğini işitmişti. Önüne dönmeden "Eğer beklersiniz ben beş dakika içinde girip çıkıcam zaten, sonra istediğinizi yaparsınız" demişti. İyice uzaklaşırken adamın arkasından "O kadar hızlı olacağını hiç sanmıyorum!"dediğini duymamıştı. Kapıda izbanduta benzeyen iki adam vardı ama girmesine ses etmemişlerdi. Mihra ne aradığını bilmediği için işi zor görünüyordu çünkü içerisi iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı.Üstelik ona çarpıp duran insanlar vardı çünkü gördükleri karşısında yerinde donup kalmıştı. "İyi ki daha önce bu çukura düşmemişim ya, kendi gözlerimle buna şahit olduktan sonra bir daha gelmem zaten" dedi ama henüz tanıdığı kimseyi görememişti. Dolandırıldığını düşündü.
Sevindi ve gülümsedi "Valla salaksın Mihra, saçma sapan bir mesajı dikkate alıp buraya kadar geldin ya! Birde öğretmen olacaksın, akılsız kız!"

Kendisine kızdıktan sonra gitmek için çıkışa yönelirken köşede ki tanıdık sima ile olduğu yere çakıldı. Yok yok olamaz Arda ve bir kız sarmaş dolaş oturuyorlardı.
Hayır ya... gözleri bulanık görüyor, başı dönüyor ve mides bulanıyordu bu görüntüden. Yanlış görmüş olabilirim dedi emin olmak istedi. Adım adım onlara yaklaşırken içinden bir şeyler kopuyordu sanki. Oydu.

"Bana ihanet eden kişiye salak gibi ihtimal dahi vermemişim ben" dedi, Mihra ayakta zor dururken. En çok da kendine sinirlenmişti, koşulsuz güvendiği için.

Arda...

Dünya durmuş gibiydi, sadece onlara kilitlenmişti Mihra. Onu ilk fark eden kız oldu. Hemen kendini geri çekmişti, tanımıştı kolundaki adamın nişanlısını. Bu davranışına anlam vermeyen Arda bakışlarını takip edince nişanlısını görmüştü, sonunda. Şok olmuştu, ayağa fırlayıp hemen yanına geldi. Tam koluna dokunacakken elini kaldırıp onu durdurdu Mihra."Açıklayabilirim..." dedi, hızla Arda. Suçlu olması onu panikletmişti. " Neyi ?" dedi, acı bir gülüşle devam etti" Beni nasıl kandırdığını mı ?"dedi sonra. Yaşadığı hayal kırıklığı sesine de yansımıştı.Başını önüne eğdi Arda."Ben sadece biraz eğlenmek istemişitm..."dedi, mazereti de belliydi. Kulaklarının duyduklarına inanamadı.

Mihra şaşkındı. Kaşları kalktı

"Eğlenmek ?" dedi başını iki yana sallladı ve "Eğlence anlayışın bu mu ?"diye bağırarak devam etti. Yazıklar olsun dercesine bakıyordu karşındaki adama.
"Ne yapayım sen söyle! " barı gösterdi, "Sen böyle mekanlara gelmiyorsun ve bir hafta sonra seninle evlenecek olmamıza rağmen hala bir kere bile...."devamını getirmesine izin vermedi, suratına tüm öfkesiyle tokatı yapıştırdi Mihra. Başı yana düştü, Arda'nın.

"Kes şunu! Ben sana duyduğum saygıdan dolayı diğer erkeklere karşı kendi sınırlarımı keskin bir çizgiyle çizerken sen sınır dahi çizmeyi düşünmemişsin!" parmağındaki alyansı çıkartıp yüzüne fırlattı. "Bitti! Ne halt yiyorsun şimdi gidip devam edebilirsin!"
Sonra onları izleyip görüntü alan seyircilercilere döndü"Özel hayatım sizin eğlence malzemeniz değil!" Ardayı işaret etti sonra " Bu herifle bir daha aynı havayı bile solumayacağım için burda konuştum" dedi Mihra. " Eğer kendimi sosyla medyada bulursam inanın kim olursa olsun dava ederim!" dedi. Herkesi tehdit ettikten sonra çıkışa doğru koşar adımlarla ilerledi. Birine hızla çarpana kadar durmamıştı. Düşmemek için onu belinden tutan kişiyi kolundan yakaladı. Kalbi duyguları yüzünden maratondaymış gibi atıyordu, başını kaldırıp çarptığı kişiye baktı. Yine mi siz dedi içinden ama beş saniye sonra onu nerden tanıdığını hatırlamıştı."Mihra!" arkasından gelen sesle ikisi de elektrik çarpmış gibi birbirinden ayrıldı.Kulak asmadı Arda'ya ve karşısında ona ifadesiz gözlerle bakan adama döndü. Hatırlamadın mı beni ? diyecekken kolunu arkadan tutup "Eve gidiyoruz!" diyen adam engel olmuştu. Sinirle onu itip kolunu ondan kurtardı"Bana bir daha sakın dokunma!" dedi ve yabancıya yardım isteyen gözlerle baktı. Bir umut diye düşündü"Benimde senin gibi eğlenmeye hakkım yok mu zannediyorsun?" dedi ve tüm cesaretini topladı. Kimsenin beklemdiği bir anda aniden yabancının elini tuttu " Gidelim mi ?" dedi Mihra. Lütfen bozma diyen gözlerle bakıyordu adama.
Arda bir ellerine birde onlara bakıyordu, transa girmiş gibiydi. O sırada yabancı kızın elini tutup dışarı çıkarmıştı bile. Arabanın yanına gelene kadar da elini de bırakmamıştı. Mihra kendi arabasının kilidini açtıktan sonra tam binecekken ondan önce davranan adamla neye uğradığını şaşırdı. "Anahtarını ver " dedi, elini uzatırken.

" Anlamadım?

"Sende Alzheimer falan mı var ?"

" Ne ?"

"Diyorum ki ben kullanıcam!" ona aptalmış gib bakmıştı adam.
" Ne münasebet!" dedi, anlamıştı adamı sonunda ve onu kolundan tutup kaldırmaya çalıştı. " Siz iniyorsunuz, kendi arabanıza geçiyorsunuz ve bende ev..." cümlesinin devamını getiremedi . Ona engel olan şey dışarı çıkıp onları izleyen adamdı. Bir ona birde şöför koltuğundaki yabancıya baktı. Daha fazla düşünmedi, anahtarı avucunun içine bıraktı. O arabayı çalıştırırken Mihra ön taraftan dönüp yan taraftaki kapıyı açtı.

" Bunu bize yapma !" dedi Arda. Biz diye bir şey bırakmadın ki Dinlemedi, sert bir şekilde kapıyı örttü. Son defa onun hayal kırıklığıyla dolu yüzünü görmek için camı sonuna kadar açtı. Mihra'ya kızgın bir boğa gibi bakıyordu ama kendisi suçlu olduğu için engel de olamıyordu Arda.
" Pişman olacaksın!" dedi tehditkar bir tavırla. Hala umutsuzca çırpınıp onu durdurmaya çalışıyordu. Kafasını camdan çıkartıp, "Oldum, merak etme! Hem de en büyüğünden!"deyip yanındaki yabancıya döndü. Şaşkın gözlerle onları izliyordu.
Öyle bir şey yapamalıyım ki ikimiz içinde bir daha geri dönüşü olmasın. Böyle bir düşüncedeydi Mihra.
Yanındaki adama baktı.

"Sizden bir şey daha isteyebilir miyim ?" dedi, nazikçe. Yabancı adamı merak sarmıştı. "Neymiş ?"

"Bana sadece uyum sağlayın !" deyince, bir süre düşündü adam. Kızın bakışlarını, hareketlerini inceledi ve bir sonuca vardı ama emin olmak istiyordu.

"Yanlış anla..." devamını getirmesine müsaade etmedi Mihra. Dudaklarıyla susturmuştu onu.....

 

Oylama ve yorum yapmayı unutmayın🌸

Mihra ve Arda arasında neler olacak ?

Aileler öğrenince nasıl bir kıyamet kopacak ?

Mihra'nın tercih ettiği intikam yöntemi yanlış mı ?

Yabancı adamı nerden tanıyor ve öfkesinin gözünü bu kadar kör etmesi ona nelere mal olacaktı ?

Daha heyecanlı bölümler gelecek

 

 

 

 

 




 

 


 


 

 

Loading...
0%