3. Bölüm

Buluşma

Farah Sarsılmaz
sarsfarah_

Günümüz....

Sonunda bitti, boşandık. İki yıl boyunca evli kaldığım adamdan geçen hafta resmi olarak da ayrıldım. Üç ay önce davayı açtığımda beni zor bir sürecin beklediğini biliyordum ama hiç beklemediğim bir yerden destek geldi, ailemden. Evlenirken yanımda olmayan insanlar boşanırken beni yalnız bırakmamışlardı. Tabi, babam hariç. Onunla henüz barışmamış olsak da en azından artık annem ve Gökhan ile görüşmeme karışmıyordu.

Anıl ise bu olay duyulduktan sonra işinden kovulmuş beş parasız kalmıştı. Mahkeme gününe kadar da defalarca özür dilemiş, kendini affettirmeye çalışmıştı ama kesin bir dille hayır deyince sonunda pes etmek zorunda kalmıştı. Anıl, sadece kendisinin yaptığı yanlış yüzünden evliliğimizin bittiğini düşünüyordu benimkinden haberi yoktu. O gün olanları sadece Fulya'ya söyledim. Mahkemede bilmediğim bir şeyi öne sürerlerse davayı kaybedebiliriz deyip 'Bilmem gereken başka bir şey yok değil mi? ' diye sorunca anlatmak zorunda kalmıştım. Ama düşündüğümüz gibi olmadı ve davayı kazandık.

O gecenin sabahında uyandığımda, yatakta tek başımaydım. Adam hiçbir şey demeden çekip gitmişti. Bunun için ona karşı, öfkeli ya da kızgın değildim çünkü bir anlaşma yapmıştık ama garip bir şekilde kırgın hissediyordum.

" Nasıl oldun, kızım ?"

Yanı başımda duran annemin sesiyle irkilip ona döndüm. "Daha iyiyim" dedim, mahçup bir tebessümle. Son günlerde yaşadığım şeyler yüzünden stres yapınca hasta olmuştum, annemde dayanmayıp kalkıp evime gelmişti. Üç gündür de iyileşeyim diye yapmadığı şey kalmamıştı ama bulantılarım ve karnımdaki ağrı hala geçmemişti.

"Gazel ?" dedi, manidar bir sesle. "Efendim ?"

Bana şüpheyle bakıp "Hamile olmayasın ?" dedi, aniden.

Hamile mi ?

Gözlerim irileşti. "Hiç test yaptırdın mı ?" diye sordu, bana dikkatle bakarken. Yutkundum.

Sonunda kendimi zorlayarak "Hayır.." diye yanıtladım çünkü böyle bir şeyin olma ihtimali bile aklıma gelmemişti.

Ayağa kalktı annem, telaşla. "Ya öyleyse, ne olacak kızım ?" dedi, sıkıntıyla yüzünü ovuşturuken. Daha yeni boşanmış kızının hamile olma fikri onu çok korkutmuşa benziyordu. Boğazımı temizledim. "Merak etme, düşündüğün gibi bir şey yok " dedim ,onu rahatlatmaya çalışarak. "Stres yüzünden bağışıklığım zayıfladı, hepsi bu!"

Anıl ile evliliğimiz boyunca çok dikkat etmiştik ve bir şey olmamıştı. Üstelik onunla en son ne zaman beraber olduğumu hatırlamıyordum bile. Ama...

Annem, kısa bir sessizlikten sonra "Bak kızım!" diye seslenince düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.

"Baban seni affetmek üzere ama eğer böyle bir şey olursa..." durdu, başını iki yana sallarken "İşte o zaman sana aralanan kapı sonsuza kadar kapanır!" diye devam etti.
Kaşlarım kalkarken "Ben sizin istemediğiniz biriyle evlendim diye beni evlatlıktan red ettiniz ama boşanınca yanımda durdunuz" dedim. Alayla güldüm. "Merak etme, öyle bir şey olsa bile ben tek başıma bebeğimi büyütebilirim!" dedim, sertçe.

"Kızım, sen beni yanlış anla-" elimi kaldırıp sözünü kestim.

"Ben artık daha iyiyim ve her şey için de teşekkür ederim anne ama artık evine dönsen daha iyi olacak gibi!" deyip koşarak odama çıktım. Sinirle dolabı açıp elime geçen ilk elbiseyi aldım; kısa kolllu, boyu dizimin altına kadar gelen çiçekli mavi bir elbiseydi. Yatağın üstüne koyup önce hızlıca bir duş aldım peşine saçlarımı kuruttum. Bolca deodorant sıkıp üzerime elbiseyi geçirdim. Saçımı en tepede bağlayıp makyaj masasına oturdum. Günlerdir yataktan kalkmadığım için rengim solmuştu, resmen. Yüzümü toplayan bir makyaj yapıp kalktım. Çantamın içine her şeyi koyduktuktan sonra hızla aşağı inmeye başladım.
Annemin gidip gitmediğine bakmadan evden çıktım.Hemen telefonu elime alıp Gökhan'ı aradım, kısa bir çalıştan sonra açmıştı. "Efendim, cadı ?"
Bana böyle seslenmesine sinir olsamda "Nerdesin ?" dedim, sakin bir sesle.

"Şirkette."

O görmese de başımı salladım. "Anladım, bende müsaitsen sana uğrayayım diyecektim."

"Ne oldu ?" dedi, sesi telaşlıydı.

Derin bir nefes aldım. "Sakin ol, bir şey yok" dedim. "Sadece canım çok sıkkın."

"İşin biterse gel buraya.."

Bu ara çok yoğun olduğu için sadece telefondan konşuyorduk. Şimdi hazır dışarı çıkmışken onu görebilirdim.

"Tamam" deyip kapattım.

Arabanın navigasyonına en yakın eczaneyi girerek yola koyuldum.

Eğer böyle bir şey olursa ne yapacaktım ?

Kalp atışlarım korkuyla hızlanırken bir yanda içimi tuhaf bir heyecanla doldu. Elim istemsizce karnıma giderken arabayı eczanenin önüne park edip indim.

Hemen üç tane testi alıp ödemesini yaptıktan sonra karşı kaldırımda duran alışveriş merkezine attım kendimi. Lavobaya girip kapıyı kapattım. Testi kutusundan çıkarırken ellerim titriyordu. Nasıl kullanılması gerektiğini bakıp adımları uyguladım sonra beklemeye başladım.

Baktım...

Baktım...

Gözlerimi yumdum.

Yavaşça açıp, tekrar baktım.

Çiftçizgiydi.
İnanmak istemedim. Gözlerim dolarken diğer iki testi de kullandım ama sonuç hep aynı çıkınca klozetin üstüne çöküp ağlamaya başladım.

Ne yani ben hamile miydim ?

....

Alışveriş merkezinin lavobasında yeterince ağladıktan sonra emin olmak için doktora gittiğimde, bana on iki haftalık hamile olduğumu söyleyince bir kez daha ağlamıştım. Doktor iyi olmadığımı görüp birini aramamı istediğinde bende Fulya'ya haber vermiştim. Çok geçmeden de gelmişti ve sakinleşmem için sahildeki bir cafeye getirmişti beni.

Masanın üstünde duran elimi tutup tebessüm etti. "Şimdi, nasılsın ?" dedi, içtenlikle.

"Bilmiyorum" derken, gözlerimin dolmasına engel olmadım. Bundan sonra nasıl bir yol izlemem gerektiği hakkında en ufak fikrim yoktu.

Uzun uzun bakıp,"Ne oldu, Gazel ?" diye sordu, merakla.
Başımı öne eğerken "Ben..." dedim. Duraksadım. Bir elimi karnımın üstüne koyarken "Hamileyim" diye mırıldandım.

Şaşırdı. "Ne ?"

Bakışlarımı yüzüne çıkarırken, "Bugün öğrendim" dedim.

"Peki, babası Anıl mı ?"

Başımı iki yana salladım. "Hayır!"

Daha yeni boşanmış, bekar bir kadınken şimdi de adı ve işi dışında hiçbir şeyini bilmediğim bir adamla geçirdiğim tek geceden sonra hamile kalmıştım. Oysa böyle bir şey olmaması için korunmuştuk ya da ben yanlış hatırlıyordum.

"Ne yapacaksın ?" dediğinde bu bebeği dünyaya getirip getirmeyeceğimi sorduğunu anladım. Düşünmeye bile gerek yoktu çünkü kararımı çoktan vermiştim. "Ona, kıymayacam."

Anlayışla baktı. "Babasına haber verecek misin ?"

"Evet" diye onayladım. Her ne kadar üç ay boyunca benimle hiçbir iletişim sağlamasa da sonuçta onun babasıydı ve buna hakkı vardı. Yanımda olup olmaması tamamen onun kararı olacaktı.

Kaşları kalktı. "Onu nasıl bulacaksın ?"
Birden durdum, ağır ağır gülümsedim. "Aslında çok da uzakta değil."

Afalladı. "Nasıl ?"

O gün benim yanıma gelmesi kesinlikle bir tesadüf değildi. Bunu günler sonra abimin sosyal medyadaki paylaşımını görünce anlamıştım. Toplu bir fotoğraf karesiydi ve o da vardı hemde baş köşede. Yine de anlaşmamıza sadık kalıp ona hiçbir zaman yaklaşmadım ama şimdi mecburdum.

Fulya yerinde kıpırdanıp "Hadi, söylesene Gazel!" diye sabırsızlıkla söylenince ona baktım.

"Abimin, iş arkadaşıymış."

&

Günler hızla akıp giderken içimdeki sıkıntının azalıp bitmesi gerekiyordu ama tam tersi artıyordu. O geceden sonra, onun evli olduğunu öğrenince yıkılmıştım ve hemen babamı ikna edip ailesiyle yapılan tüm anlaşmaları bozdum. Halit Yalçın ve oğlu buna bir anlam veremeyince kızını, en ufak hatasında red eden bir babanın bizim bir hatımızda neler yapacağını kestiremiyorum diyerek açıklama yapmıştım. Asıl gerçek ise bambaşkaydı, onlara bakmaya utanıyordum. Halit Yalçın bana öfkeyle bağırsa da Gökhan sessiz kalmıştı. Ondan sonra, o aile ile yollarmız keskin çizgilerle ayrıldı ta ki geçen hafta Gazel'in boşandığını duyana kadar. Nedenini deli gibi merak edince araştırmıştım ve kocasından, onu aldattığı için ayrıldığını öğrenmiştim. Ya da tam tersiydi, emin olamıyordum.

"Yarın ki davete katılacak mısın ?"

Mert'e döndüm. "Evet, tabi" diye onayladım. Rekabet içinde olduğumuz başka bir firmanın davetiydi ve galibiyetlerini kutlamak için bizi de çağırmışlardı.

"Yalçınlar da orda olacak!" diye hatırlattı.

Kafamı salladım. "Biliyorum, sıkıntı yok!" dedim. "İş dünyası bu sonuçta, her an karşılaşabiliriz."

Mert, imalı bir şekilde bakıp "Öyle olsun, bakalım!" dedikten sonra ayaklandı. "O zaman beraber geçeriz" dedi, odadan çıkmadan önce.

Masada ki dosyaları toparlarken telefonun mesaj sesiyle durdum. Elime alıp, açtım.

Bilinmeyen bir numaradan gelmişti.

Selam, yazmıştı sadece.

Yine bir ses.
Kim olduğumu bilmiyorsun değil mi ?

Bekledim.

Ben, Gazel.

Son mesaj ile soluğum kesildi. Koltukta doğrulurken bir bildirim daha geldi.

Cevap vermeyecek misin ?

Elim klavyeye giderken kendime engel olamadım. "Hayır, çıkaramadım" yazıp gönderdim.

Mümkün değil.

Kendimi sırıtırken buldum, böyle bir cevabı ondan başka kimse veremezdi.. "Nedenmiş ?"

Kolay unutulacak bir kadın değilim.

Haklıydı, o geceyi ve onu unutmak için çok uğraşsamda olmamıştı.

"Numaramı nerden buldun ?"

Abimden.

Anlaşıldı. Ailesini tanıdığımı öğrenmişti. "Hala silmemiş mi ?"

Neden silsin ki ?

Siz ortak değil miydiniz?

Son olanlardan haberi yoktu, demek. "Yok."

Neyse konumuz bu değil.

Bende bunu merak ediyordum bunca zaman sonra neden bana ulaşmıştı ?

Bir kahve mi içsek ?

Hayır, istemiyordum çünkü bu her şeyi daha da karmaşık hale getirecekti. Buna rağmen yazarken "Evet " demiştim,
Attığım konumda seni bekliyorum.

.....

Ordaydı, işte. Uzun saçları tepesinde toplanmış, açıkta kalan boynu ve çiçekli mavi elbisesiyle uzaktan da çok güzel görünüyordu. Ağır adımlarla ona ilerlerken duyduğum kokuyla derin bir nefes aldım. Bahar havası gibi kokuyordu, ferahlatıcı.

Bakışları denizin hırçın dalgalarındaydı. Karşısındaki sandalyeyi çekince irkilip bana döndü. Yeşilleri aylar sonra ilk kez beni bulurken, ayağa kalkıp elini uzattı. "Hoşgeldin!" dedi, tuhaf bir bakışla. Elini tutarken "Hoşbuldum!" dedim.
İkimiz oturur oturmaz garson geldi. "Ne içersiniz efendim ?"

Ben "bir filtre kahve alayım" deyince Gazel'e döndü. "Portakal suyu."
Garson siparişleri not ettikten sonra başımızdan ayrılınca "Nasılsın ?" dedim, samimi bir sesle.

Bana döndü, ellerini masanın üstüne koyup gergince gülümsedi. "İyiyim" dedi. "Ya sen ?"

İnanmadım ona çünkü gözleri aksini söylüyordu. Acı çekiyordu, resmen.

"Fena değil" diye yanıtladım. Ona göre daha iyi durumdaydım çünkü ben yolun başındayken Merve'nin nasıl olduğunu öğrenmiştim. O ise biraz geç kalmıştı.

Ellerine bakarken "Gelmeseydin de anlardım" diye mırıldandı. Evet anlaşmamıza göre öyle olması gerekiyordu ama kendime engel olamamıştım. Peki onun sebebi neydi ?

Merak etmiştim. "Gazel..." dedim.

"Bunca zaman sonra beni aramanın önemli bir nedeni olmalı."

Kafasını kaldırıp bakınca söyleyeceği şey her neyse kararsız kalmış gibiydi. Sonra derin bir nefes alıp gözlerimin içine baktı.

​​​​​Hayatım boyunca asla duymayı hayal edemeyeceğim bir şey söyledi.

"Baba oluyorsun!" dedi, pat diye.

Yorum, oylama ve takip🙏🌸


 


 


 




 



 


 

​​​​​​​

Bölüm : 08.12.2024 01:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...