Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11. Bölüm

@saryarayisardunya

genelde ilk wattydekilere bölüm atardım ama bu bölümğ onlara atmadan size attım 😘😘😘

Üzerimi giyinmiş bir şekilde odadan çıktım. Efkan elindeki poşeti bana bakmadan bana doğru uzattı. "Seyit getirdi." Dediğinde poşeti ona bakmadan alarak içine baktım. Telefon kutusu ve sim kartı vardı.

"Hatda telefonda Seyitin üstüne, "

"Gerek yok. " Diyerek poşeti geri uzattım. "Aramızdaki her şey bitti nasılsa," Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

"Bitti evet. Ailen geri dönünce çöpe at telefonu evde tek başınasın gecede gündüzde bir şey olursa jandarmayı ara ya da beni numaram yazıyor. Telefon kutusunun üstünde, "

"Çöpe atmama ne gerek var? Dilaraya veririm. "

"İyi olur ver. " Dediğinde hayretle ona bakakaldım. Dilara evet.

Poşeti sıkıca tutarak bir şey demeden çıktım evden,

Eve kadar hızlı adımlar atarak on dakikadan da kısa bir sürede gelmiştim eve, kapının üzerine poşeti asarak ahıra girerek

İneklere su vererek, tavuk kümesine doğru giderek kapılarını açtım.

Ve girdiğimde telefom kutusunu bir kenara koydum. Ve koltuğa uzandım.

Sanırım artık bitmişti.

Zorunluluklar ortadan kalkmıştı.

Hayatıma kaldığım yerden devam edecektim.

Yerimden kalkarak önce duşa girmiş ardından hazırlanarak komşumuza gitmek için evden çıkmıştım.

Yan komşumuz Lale teyzegilin kapısını çaldığımda açan

Samet abi olmuştu. Samet abi, başını eğerek geçmem için yana kaydı. "Annem içerde bacım. " Diyerek içeri geçmeme izin verdi.

İçeri girdiğimde Lale teyze içeriye büyükçe bir sofra sermiş üzerinde yufka açıyor, benden dört yaş küçük olan osman yufkaların içine yeşillik koyuyor ve kapatıyor,

Hakan ise sobanın üzerindeki saçta börekleri pişiriyordu, Hakan beni gördüğünde, "vay! " Dedi büyük bir tezahürat ile "lalin gelmiş Allahına kurban be gel gel, " Diyerek yanına çağırdığında

Lale teyze buruk bir tebessüm ile bana bakarak, "hoş geldin kızım. " Dedi içtenlikle

Hep bir kız çocuğunun olmasını istediğini biliyordum.

Bana da o yüzdendir sanırım bu düşkünlüğü,

"Hakan abi sana yıkacak işi abla otur yanıma, " Dedi osman

"Yanına oturduğunda da sen yıkacaksın işi ona, " Dedi Lale teyze

"Gel kızım yanıma, otur rahatına bak. " Dediğinde Samet abi göründü kapıda

"Anne bu seferde sen yıkacaksın tüm işi ona, " Dedi samet abi gülerek, "lalin sen bence-" Dediğinde

Hakan, "mutfağı toplatacak bak, " Dediğinde gülerek sohbetlerini dinliyordum.

Samet abi, "yaktın zaten güzelim böreği, " Dediğinde Hakan hızla eliyle böreği alırken elini yakmıştı.

"Ananı sikeyim! " Dediğinde Leyla teyze gözlerini belerterek hakan'a baktı.

Hakan a üzülerek dudaklarımı büzdüm. "Çekil sen ben yaparım. " Dedim mesafeli bir sesle

"Eyvallah gardeşlik, " Dediğinde onun yanına geçerken yanağımdan makas aldı. Hakan ı gerçekten çok severdim. Aramızda bir bağ vardı.

Annem küçükken Hakan ile oynamamıza izin vermezdi.

Büyüyünce de işler değişmedi

O yüzden birbirimizi pek tanımazdık ama her birbirimizi gördüğümüzde samimi davranır ılımlı yaklaşırdık.

 

Yapılan böreklerin üzerine tereyağı sürerken, "annenler nerde görünmüyor hiç? " Dedi

Samet abide içeri gelmiş koltuğa oturuyordu.

 

"Abime kız bakmaya gittiler, "

 

"Aaa, " Dedi şaşkınlıkla "eee, " Dedi hemen ardından "sen kalmışsın? " Dediğinde bu tepkisine güldüm.

 

"Hayvanlara bakmak lazımdı. "

 

"E ben varım? " Dedi Hakan

Cemil benden iki ya da üç ay büyüktü sadece

Samet abi merkezde bir fabrikada gıda mühendisiydi.

 

Hakan ise hayvancılık yapıyordu.

Kendilerinin otuzun üzerinde hayvanı vardı. Geçen haftada bizim ineklere Hakan bakmıştı.

 

Aynı zamanda koyunları da vardı ama koyunlar yaylada çobandaydı. Koyunları daha çok çoğaltıp kurbanda satarlardı.

 

En küçükleri ise 10. Sınıftı.

 

"Babam sana kıyar mı? " Dedim Alayla, "geçen hafta sen baktın diye mahçup zaten. İş çıkardık çocuğa diyip duruyor. "

 

"Olur mu öyle şey ya ben

bakardım. " Dedi üzülerek

 

"Hakket ha harun amca sana hiç kıyamıyor, kendi oğlu bir baltaya sap olamayınca," diyerek gülerken

Lale teyze samet abiye uyarıcı bir bakış attığında aldırmadım. Doğruya doğruydu.

 

"Al lalin. " Diyerek Hakan böldüğü böreğin yarısını bana verdi.

"Sağ ol, " Diyerek aldım gözlemeyi gerçekten severdim.

 

"Lalin, evde korkuyor musun? " Dedi hakan "çocuk muyum ben. " Dedim gülerek pişen böreği tahta maşa ile alıp bezinin üzerine diğer gözlemelerin yanına koydum.

 

"Çay katayım mı lalin yanına? "

"Yok sağ ol, içtim evde, "

 

Yarrrrak evde...

 

"Lalin kal teyzem bizde samet abin gece gidecek zaten.

Hakan ile osmanıda babaannelerine göndeririz. "

 

Osman, "kıçımın arasından bile muska çıkıyor kadını görünce, " Diye mırıldandığında sadece hakan ile biz duyabilmiştik ve ikimzide kıkırdamıştık osmana

 

"Kal lalin gece burda ne olur ne olmaz ortalık tekin değil. " Dedi hakan

 

"Ya ben lalin kalınca koynunda mı yatıcam sanki gitmem babaannemlere,"

 

"Oldu paşam, ben el kadarken annem bırakıyordu babaannemlere yatıya paşa paşa kalacaksın. " Dedi samet abi osmana

 

Ardından, "osman ya dolapta kola olacaktı getirsene, " Dediğinde osman oflaya puflaya mutfağa gitti,

 

"Lalinede bardak getir." Samet abiyi duymamla başımı iki yana salladım, "yok abi sağ ol içmeyeyim ben, "

 

"Olur mu öyle şey, " Dedi samet abi

"Getirsin içelim hep beraber. "

 

Osmanın gitmesiyle böreğin içini doldurma sırası Hakan geçmişti.

Hakan börekleri yaparak bana uzatırken bende dikkatlice sacın üzerine koyuyordum.

 

Efkan açtı belkide...

Yarramı yesin.

 

Osman kolayı getiretek hepimize kattı. Lale teyzede börekleri açmaya ara vererek, "gel lalin. Birazdan devam ederiz. " Dediğinde yere onların yanına oturdum. Hakan yanımda otururken diğer yanımda lale teyze vardı. "Yeni gelin gibi durma öyle lalin ye hadi. " Dedi Hakan

 

"Lalinden olsa olsa on yıllık deneyimli gelin olur. Börekleri yemediğine göre içinde büyü var sanıyor. " Dediğinde başımı iki yan salladım. "Osman ya! " Dedim ne alakası vardı.

 

"Ye hadi ye bakma şuna, " Dedi hakan koluyla beni dürterken

 

Böreğin birini sararak yerken

Lale teyze "dometes peynir getirelim mi Lalin? " Dediğinde

 

Başımu iki yana sallayarak teşekkür ettim.

Kolayı içerken

 

Hakan, "çayın suyu hazır böreğin yanında içersen demleyeyim hemen. Ya da yemekten sonra iç, "

 

Efkandan sonra birinin normal davranması nasılda insanmışım gibi hissettiryor ama...

 

"Siz içecekseniz demleyeyim. Ben içmeyeceğim. "

 

"Akşam içeriz biz genelde çayı, " Dedi osman

 

Böreğimden çok az kaldığında doyduğumu hissettim. Sobanın önünde oturduğum için sırtım fena yanmıştı. Yerimde kıpırdandığımda

 

Hakan bana döndü, "sobadan yandım az. " Dedim gülerek

 

"Gel yanaş buraya, " Diyerek kendisi yana kaydı. "Doydum zaten." Desemde kaymaya devam ettiği için bende onun yanına doğru kaydım.

 

Bunlar durup dururken neden bana insanmışım gibi davranıyordu.

 

"Patateslide var lalin çekinme ye hadi. "

 

"Bunu bile bitiremeyeceğim. " Dediğimde "hangisinden seviyorsan ye sen bitiremediğini ben yerim. "

 

Bence bana neden insanmışum gibi davranıyorlar diye düşünmem yanlıştı. Belkide onlar ile aynı türden olduğumuz içindi.

 

Efkan ile türlerimiz uyuşmadığı için anlaşamamışızdır.

 

Hakan dediğini yaparak elimdeki otlu olanı bırakarak alttan aldım bir tane yarısını bölerek hakanın önüne koydum. "Yarısını sen yesene, " Dediğimde başını hafifçe sağa doğru eğerek onayladı.

 

Yarım olan patatesli gözlemenin yarısına geldiğimde Hakan, "bak." Diyerek benim yarım bıraktığım otlumolanı patateslinin üzerine koyarak dürüm yaptı.

 

"Isırmak ister misin? " Dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Sırayla yesene, " Dediğimde kaşlarını kaldırdı. "Böylede güzel valla bak," Diyerek dudaklarıma uzattığında tıka basa dolu olsamda onu kırmamak için bir ısırık aldım.

 

Yüzümü buruşturarak, "harika." Dedim yüz ifademi inceledikten sonra yaptığı dürümü bozarak otlu olanı sarıp ısırdı. "Daha önce hiç denememiştim tadını merak ediyordum. İkisini aynı anda yesem nasıl olur diye de midem bulanır diye cesaret edemiyordum. " Dediğinde bir an çok kısa bir an üzerine kusmayı düşledim. Ya da ağzımdakini çıkarıp avcuna koymayı

 

Ağzımdakini yutarak kolamı bitirdim. Lale teyze bana yeniden

Kola kattığında ağır ağır kolamı yudumlarken hakan bitirmişti.

 

"Ben hayvanların bakımına geçeyim. Lalin sen sıcacık otur burda ben sizinkileride hallederim." Dedi itiraz edeceğim sırada

 

"Sütlaç sever misin? " Dedi

"Süt ayırayım biraz da sütlaç yapalım akşam yeriz. Seversin değil mi, "

 

"Severim."

 

"İyi hadi sende bahanemiz oldunoldun. Sütlaç yiyeceğiz akşama, " Diyerek evden çıktı.

 

Bizde osman ben lale teyze böreklerin kalanını yapmıştık

Ortalığı toparladıktan sonra

 

Lale teyzenin verdiği tencereyi lale teyzelerin ahırına götürdüm.

 

Hakan, Süt sağım makinesini ineklerin yanından çıkarıyordu.

 

Makine ile yanıma geldiğindemonjn için tencereyi tutarken oda süt koydu. Tencereye

 

"Onu bıraktıktıktan sonra Osmana söylesene gelsin yanıma, "

 

"Neden ki? Yardım lazımsa ben yaparım. "

 

"Yok kız geç içeri sen osman yapar." Dediğinde başımı olumlu anlamda sallayarak sütü eve götürerek lale teyzeye verdim.

 

Tekrar dışarı çıkarak ahıra girdim.

Hakan kısa bir an bana bakarak tekrar önüne döndü.

"Eteğin ince ya, " Dedi sitem eder gibi "üşümez misin böyle? " Diye sorduğunda başımı iki yana salladım. Ardından bana bakmadığını fark ederek

 

"Hava o kadarda soğumadı aslında,"

 

"Gece çok berbat ama yoranlarla yatıyoruz artık. "

 

"Evet, geceleri soğuk oluyor. "

Eylül ayının son bir kaç günüydü. Sonbahara girmiş olsakta hafif esinti oluyordu sadece

 

"Üşüdüğünde gir içeri, " Dediğinde başımı iki yana salladım.

"Üşümem ben. "

 

"Biberonları getirir misin? " Dediğinde başımı sallayarak saman ballelerinin üzerindeki üç biberonu aldım.

 

O da huniyi aldı.

Ben biberonları tutarken o da huniyle biberonları doldurdu.

 

Üç. Biberonda dolduğunda kapaklarını kapattı

Buzağılar için olan büyük biberonların üçünüde aldım.

Bir tanesi iki buçuk litreydi.

Buzağıların olduğu yere giderek

 

Bana daha doğrusu elimdeki biberonlara bakan beş yavruya bakarak dudaklarımı büzdüm. İlk hangisini besleyecektim.

 

"Bu üç biberonu paylaştıracak mıyım? " Dediğimde o da büyük ineklere saman ile yem veriyordu.

 

"Ya biri az biri çok içerse diğerine yazık. " Dediğimde gülümseyerek yanıma geldi. "Hepsi bir biberon içsin o zaman katarım tekrar diğer ikisine, " Dediğinde bende gülümsedim havyanlada ait olan tas ile süt yemi alarak diğer iki buzağıyı oyalarken bende bir elimle birini diğer elimle de diğer buzağının sütünü tutuyordum.

 

"Hakan diğer sütü veremiyorum ellerim dolu, " Dediğimde yemi yere bırakarak yanıma geldi.

 

"Bacağına tutma itiyorlar bacağına gelir boşlukta tut. " Diyerek yerdeki biberonu aldı. Üçüncü buzağıya verirken diğer elimdeki biberonuda "ağır olmasın sana, " diyerek aldı.

 

"Sen neden okumadın hakan? " Dedim. Abisi okumuştu istese o da okuyabilirdi. Lale teyze hakan istese seve seve okuturdu.

Üstelik Samet abiden daha başarılıydı ders konusunda yanlıl hatırlamıyorsam sağlık lisesine gitmişti.

 

"Abim okuyordu. Babam vefat etmişti. Hayvanlara bakmaya biri lazımdı," O zamanlar üç inekleri vardı sadece

"neden satmadın hayvanları? "

 

"Satılır mı bunlar, " Dedi buzağınıyı okşayarak

 

"Annem ve sametle kavga kıyamet. Onlardan habersiz bizim dere kenarındaki yeri satıp tüm para ile koyun aldım. "

 

"Bir kaç ay sıkışmıştık iyi kötü idare ettik, Samet okulundan vazgeçmedi. İzmirde okumaya gidiyordu. Beni de hayvanlar ve okul yoruyordu abime para yetmiyordu. Evin eksiği bilmem ne derken okulu açığa aldırdım. Bir yıl çobanlık yapmak için yaylaya çıktım bizim koyunlarla birlikte köyden başka koyunları da verdiler onların koyununa bakmamın parasını anneme veriyorlardı. Osman haftada bir motorla sebze ile ekmek bırakmaya geliyordu. " Diyerek anlatmaya devam etti.

 

"Bir yılda her ay para veriyordu. Koyun başı yüz elliydi. Dörtyüz koyun vardı. Kendi koyunlarımla birlikte

Kurbanda koyunları sattım. O parayla inek aldım. Koyunlardan kız olanlar tekrar üredi derken, " Diyerek etrafına gururla baktı.

 

"Koskoca besanem oldu. "

 

"Çok güzel gerçekten. " dedim etrafıma bakarak kurulu bir düzeni vardı her şey elinin altındaydı.

 

"Sen hâlâ kurbanda koyun satıyorsun değil mi? " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

 

"Çobana niye veriyorsun ki yeriniz var, yoruyor mu seni bakımı. "

 

"Yok be, " Dedi içi gider gibi "elimde olsa kırık çeşit daha hayvan alırdım. Kurbanda satmaya kıyamıyorum koyunlara aramızda ama kurbanda kimseye gidip et yiyemedim benim koyunlarımı kestiler diye gözümün önlerinde olmasınlar diye yayladalar bayram gelince kıyamıyorum değilse, "

 

Biten biberonunlarıyla birlikte tekrar süt doldurmaya gidince bende biberonu kaldırarak dibindeki sütü içmesine yardım ederek biten şişeyi kenara bıraktım.

 

"Son kalan ikili çok yaramaz brn vereyim istersen sen civciv falan sev. " Dediğinde itiraz ettim.

 

"Yardım edeyim bende, " Diyerek kapağını kapattığı biberonu alarak buzağının yanına gittim.

 

Buzağıya uzattığımda hızla biberonun ucuna doğru atıldı.

 

Kapının önünde durduğum için hakan girdiğinde belimden nazikçe tutarak arkamdan geçti. Bu teması ile içimi tuhaf bir sızı kaplamıştı.

 

Diğer buzağıya sütünü verdi. Bu sefer sessiz bir şekilde sütü verirken benim buzağım sürekli süte ulaşamadığı için itiyordu. Buzağı ayağıma bastığında inledim.

 

"Ayağımı acıttı." Dediğimde hakan

Az kalan biberonunu bırakarak yanıma geldi. Bir elini elime koyarak ağırlımı kendisi aldı.

 

"Gel hadi geri kalanını ben yaparım buz koyalım. "

 

"Yok yok ben yaparım bitti zaten. " Dedim yurkunarak bu kadar yakın olması tuhaf hissettiriyordu.

 

Ellerimin yanından tek eliyle biberonu tutarak buzağıya sütü birlikte verdik biten süt şişesini bir kenara koyarak, "yürüyebilir misin? " Diye sordu.

 

"Evet." Dediğimde içimde bir boşluk hissi oluştu. Sebebini anlamadığım bir şekilde yüzüm düşerken gülmeye çalıştım. Hakanın yardımı ile yem çuvalının üzerine oturdum. Hakan önümde eğilerek ayağıma geçirdiğim terliği ve bilek çorabımı çıkarması bir kaç saniyesini almıştı. Ayağıma bakarak kalktı. Ahırda olan malzeme deposundan merhem alarak tekrar yanıma geldi ayağımı dizinin üzerine koyarak kızaran yere merhemi sürdü.

 

"Benimkine de basıyorlar hemde buzağılarda değil, inekler bir iki saate geçer. " Diyerek çıkardığı çorabımı kolayca giydirdi.

 

"Otur burda ben hayvanları vesleyeyi götürürüm seni içeri geç kalıcaz. " Diyerek gülümseyerek göz kırpmış ve ineklere saman ve yem olan karışımdan vermişti.

 

Gerçekten daha bizim hayvanları sağacaktı onu çok oyalamıştım buzağıları besleyeceğiz diye oysa o kendisine yardım etmesi için Osmanı çağır demişti.

 

Dana ve düveleride besledikten sonra yanıma gelmişti. Yorgunluktan yüzü kızarmıştı.

Gerçekten çok hızlı hareket ediyordu. Beyaz teni kızarmış boynuna terden dolayı bir kaç saman tanesi yapışmıştı.

 

Hakan, "terliyim biraz. " Dedi mahçup bir şekilde ellerini üzerine silerek malzeme dolabında olan havlu ile yüzünü sildi.

 

Yanıma gelerek beni kucağına aldığında beklemediğim bu hareket ile düşmemek için ellerimi boynuna sardım. "Seni evine götüreyim akşam giymen için kıyafetlerini al," Diyerek sokağa çıkmadan tarlanın içinden bizim bahçeye girdi. Bizim balkona çıkarak dışarının kapısını açtı. Zaten kilitli tutmazdık.

 

"Seni indireyim duvara tutunarak git olur mu? Üzerim çok kirli girmeyeyim eve, " Diyerek beni dikkatli bir şekilde bıraktı.

 

"Ben sizin hayvanlara bakıp geliyorum. "

 

"Teşekkür ederim. "

"Lafı bşle olmaz. " Diyerek bizim ahıra gittiğinde bende dediği gibi duvara tutunarak odama girdim. Bez çantama pijamalarımı koyarak, "koluma taktım. Hırkamıda yanıma alarak evden çıkarakmkapıyı kilitledim.

 

İstemsizce hakana çok üzülmüştüm. Üzerim kirli eve girmeyeyim demişti. Nedense gözüme çok mazlum ve çok temiz

Biri geliyordu ki öyleydi de zaten.

 

Şimdiye kadar bir kötülüğünü görmemiştim.

 

Evin önündeki divana oturmak yerine ahıra doğru gittim. Ayağımın ilk anki acısı geçmişti. Şuan iyiydim.

 

Hakan bizim ineği sağarken, "eve gidiyorum. " Dediğimde beni anlamamıştı. Yanıma gelerek beni duymak için boynunu biraz eğdi.

Bu kadar yakınımda olmasıyla içimde anlamlandıramadığım hisler oluşmasına neden olmuştu.

 

"Eve gidiyorum. " Dediğimde bakışlarını ayağıma indirdi. "İyi mi ayağın? " Başımı olumlu anlamda salladım.

 

"İyi madem bende gelirim besledikten sonra, " Dediğinde başımı olumlu anlamds sallayarak

Onların evine doğru gittim.

 

Kapıyı çaldığımda kapıyı osman açmıştı. Aksayan adımlarla içeri girdiğimde "buz var mı? " Diye sordum. Osmana

 

Osman, "getireyim." Diyerek mutfağs girdiğinde bence içeri girdim.

Lale teyze, "ne oldu lalin? " Diye sorduğunda "buzağı bastı. " Dedim.

Osman elindeki buz dolabı poşetinde getirdiği buzları bana verdiğinde bende ayağıma koydum.

 

Samet abi çay koydu. Saat yediye gelirken Hakan da eve yeni gelmişti. "Banyoda ben varım! " Diye bağırdığını duydum sadece

 

"Prenses bu adam. İnsan sabah akşam banyoya girer mi? " Dedi Samet abi

 

Lale teyzede, "yarında hayvanlara sen bakarsın. Girmez böylece duşa," Dediğinde samet abi yarın işe gideceğine dair şeyler söylemişti.

 

Çaylar doldurulduğunda lale teyze aç olup olmadığımı sordu.

Başımı iki yana sallayarak tok olduğunu belirtsem de mutfakta bisküvi olduğunu ve onu yemem konusunda ısrarcı davranınca oturma odasından çıkarak koridora girdiğimde

 

Hakan'ı özel bölgesinin üzerini örttüğü küçük el havlusu ile görünce çığlık attım.

 

 

Loading...
0%